Dünya

Dünya
meksika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
meksika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/16/2016

Kocasını Kaçıran Mafya Liderinin Annesini Kaçırtan Kadın

Annesini Kaçırtan KadınBirleşen Halk Yenilmezin en güzel örneği Meksika'nın bir köyünde yaşandı Kocasını kaçıran çete ile pazarlık yapabilmek için köylülerinden yardım isteyen kadın sonunda emeline ulaştı


BBC Türkçe'de yayınlanan bu haber İsmet İnönü'nün Namuslular Namussuzlar kadar cesur olmalı sözünü hatırlatıyor Meksika'da bir köyün sakinleri, köylerinden bir kişiyi kaçıran çete liderinin annesini alıkoydu. Kaçırılan köylünün bırakılması karşılığında çete liderinin annesi de serbest bırakıldı.

İşte Meksika'da gerçekleşen bu ibretlik hikayenin özeti Guerrero eyaletindeki köylüler, Pazar günü Isauro de Paz Duque adlı bir kişinin kaçırılması üzerine bir grup oluşturdu.

Daha sonra Duque'nin eşi bir videoda çete liderine, eşinin serbest bırakılması karşılığında, annesinin bırakılmasını teklif etti.

El TequileroAncak ilk çekilen videodan sonuç alınamayınca bu kez, El Tequilero adlı çete liderinin annesi ikinci videoda oğlundan Duque'yi serbest bırakmasını istedi.

Annenin çektiği videodan sonra Duque serbest bırakıldı. Daha sonra da köylüler El Tequilero'nun annesini polise teslim etti.

'Birleşen halk asla yenilmez'


Takasın tam olarak nasıl yapıldığı bilinmezken, Guerrero Eyalet Valisi Hector Astudillo hem Duque'nin hem de annenin sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi.

Meksika televizyonunda yayınlanan görüntülerde köylülerin Duque'nin etrafını sarıp "Birleşen halk asla yenilmez" diye bağırdıkları görülüyor.

Köylüler, etraftaki çetelerden korunmak için silahlanmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.

Guerrero, Meksika'da suç oranı en yüksek eyaletlerden.

Eyalette çeteler bölgedeki afyon ticaretini kontrol altına almak için birbirleriyle savaşıyor. Guerrero'da sık sık fidye için adam kaçırma vakaları da yaşanıyor.

11/26/2013

Meksikalılar Şeytan'a karşı savaşmak için cin kovucular istiyor

mücadelede daha fazla cin kovucuya ihtiyaç olduğuna inanıyor
Meksikalılar Şeytan'a karşı savaşmak için cin kovucular istiyor
Bazılarına tuhaf gelse de rahipler Meksika'nın Şeytan'ın saldırısına uğradığına ve ona karşı mücadelede daha fazla cin kovucuya ihtiyaç olduğuna inanıyor.
Bu saldırının, ülkeyi 2006'dan bu yana sarmalayan uyuşturucu bağlantılı şiddet olaylarında kendisini gösterdiğini söylüyorlar.

Resmi rakamlara göre bu dönemde Meksika'da 70 bin kişi öldü.

Fakat rahipler sorunun sadece sayı olmadığını vurguluyor ve uygulanan vahşetin boyutuna dikkat çekiyor.

Son yıllarda Meksika'nın birçok yerinde çocukların okula giderken sokakta parçalanmış ceset bulması ya da insanların işe giderken geçtiği köprülerde ağır işkenceye uğradığı belli cesetlerin sallandığını görmesine az rastlanmadı. Tıpkı cehennemden sahneler gibi.

Mexico City'de rahip ve cin kovucu Papaz Carlos Triana, "Bütün bu büyük ve sistemli kötülüklerin arkasında karanlık bir güç olarak İblis'in bulunduğuna inanıyoruz. Bu nedenle Tanrı burada kurtuluş için, Şeytan'a karşı savaşmak için cin kovucular istiyor." diyor.

"Nasıl ki Adolf Hitler'in arkasında ruhunu ele geçirerek onu yöneten bir Şeytan olduğuna inanıyorsak burada uyuşturucu şebekelerinin arkasında da onun olduğuna inanıyoruz.

Aziz Ölüm tarikatı

Meksika'da cin kovucular için görülmemiş bir talep var.

Başkentte başka bir cin kovucu Papaz Francisco Bautista bunun nedenini kısmen Meksikalıların giderek artan bir şekilde Aziz Ölüm tarikatına katılmasına bağlıyor.

Gelinlik giymiş ve tırpan taşıyan bir kuru kafaya tapan bu tarikat üyelerinin sayısının Meksika'da 8 milyona ulaştığı, Orta Amerika ülkeleri ile ABD ve Kanada'da ise çok daha fazla olduğu düşünülüyor.

Bautista, uyuşturucu kaçakçılarının da bu tarikata üye olduklarını ve tutuklanmamak için ettikleri duaların kabul olması için insan kurban ettiklerini söylüyor. "Meksika'da şiddetin artmasının nedeni budur." diyor Papaz.

Tarikatın yanı sıra başkentte kürtajın 2007'de serbest bırakılmasının da ülkede kötü ruhların artmasına neden olduğuna inanıyor.

"Ölüme kapılarımızı açtığımız için Meksika'yı kötü ruhlar sardı." diyor.

Cin kovuculara en çok ihtiyaç duyulan yer, ordunun ağır silahlı ve bol paralı uyuşturucu şebekelerine karşı son yedi yıldır savaç verdiği kuzey bölgeleri.

Burada askerlere paralel olarak rahipler de ruhani bir mücadele veriyor. Bunlardan biri cinayet ve adam kaçırmaların yoğun olduğu Monterrey kentinde cin kovan Papaz Ernesto Caro.

Pekçok şebeke üyesi için cin kovmuş olan rahip bir olayı hiç unutamadığını söylüyor. Şebekenin tetikçisi olan bir adam korkunç suçlar işlediğini itiraf etmiş. İnsanların kolunu bacağını kestiğini, bunu yaparken onların ağlamasından zevk aldığını, kimilerini canlı canlı yaktığını anlatmış adam.

'Umutsuzluk içinde umut arayışı'

Papaz, birçok uyuşturucu şebekesi üyesinin Aziz Ölüm tarikatının takipçisi olduğunu söylüyor.

Bu tarikat ile ilgili iki kitap yazan gazeteci Jose Gil Olmos, tarikat üyeleri arasında kriminallerin yanı sıra polis, politikacı ve sanatçıların da bulunduğunu belirtiyor.
Tepito bölgesinde tarikatın yıllık kutlamaları

"Ama en büyük takipçiler Meksika'nın yoksul kesimlerinden geliyor." diyor.

Olmes, tarikat birçok kişinin sandığı gibi Aztek döneminden kalma olmadığını, adının ilk kez 18. yüzyılda geçtiğini kaydediyor.

"1990'lardaki ekonomik krizin ardından bu tarikat üyelerinin sayısı fırladı. Orta sınıf Meksikalılar sıkıntılı bir döneme girdi. Umutsuzluk içinde umut arayışıyla yüzünü Aziz Ölüm'e çevirdi." diyor.

Başkentte uyuşturucu ve suça boğulmuş Tepito bölgesinde tarikatın yıllık kutlamalarına katıldım.

31 Ekim Meksika'nın Ölüler Günü festivali. Elbiseli kurukafaya saygısını göstermek için binlerce kişi katılıyor kutlamalara.

Bazıları dizleri üstünde yürüyor. Aralarından biri kollarına aldığı 20 günlük bebeğiyle yürüyor. Sıradan işçi aileleri görüyorum, hamile bir kadın Aziz Ölüm'den doğmamış çocuğunu korumasını istiyor. Birçok kişinin vücudunda kurukafa dövmeleri var.

'Rahipler inancımızı tüketti'

Kilisenin dediği gibi bu insanların ruhuna Şeytan mı girmiş?

"Hayır, ben de Tanrı'ya, Meryem Ana'ya ve bütün azizlere inanıyorum, ama Aziz Ölüm'e daha çok bağlıyım. Bana en çok yardım eden o." diyor hapiste geçirdiği üç yılın ardından hayatta kaldığı için kurukafaya teşekküre gelmiş ve dizleri üstünde sürünerek giden 20 yaşındaki Jose.

Konuştuğum diğer insanlar da aynı şeyi söylüyor.

Kurukafa tapınağının bakıcısı 60'larındaki kadın Enriqueta Romero, tarikatın yükselişinden kilisenin sorumlu olduğunu, çocuk istismarı skandallarıyla kilisenin kendisini ayağından vurduğunu söylüyor.

"Rahipler yaptıklarıyla inancımızı tüketti. Şimdi neyi eleştiriyorlar? Ölüm'e inancımızı mı? Bu kötü bir şey değil. Kendi yaptıklarıdır kötü olan."

Eski Cumhurbaşkanı Felipe Calderon 2006'da Meksika'daki uyuşturucu şebekelerine karşı savaş başlatıp en sorunlu bölgelere asker gönderdi. Bu Aziz Ölüm'e karşı da bir savaştı ve kiliselerden yardım istedi.

Cin kovuculuğun, başta sadist cinayetler olmak üzere Meksika'da uyuşturucu ile bağlantılı suçları azaltıp azaltmayacağı tartışmalı. Fakat bugün Meksikalılar biraz huzur getireceğine inandıkları her şeye kucak açıyor. (BBC Türkçe)

3/25/2013

Dinozorları 65 milyon yıl önce dünyaya çarpan kuyruklu yıldız yok etmiş

Amerikalı bilim insanları, Dünya'ya 65 milyon yıl önce çarpan ve dinozorların sonunu getirdiği düşünülen gök cisminin muhtemelen bir kuyruklu yıldız olduğunu açıkladı.


New Hampshire'daki araştırmacılar Meksika'da 180 kilometre genişliğindeki Chichxulub kraterinin, geçmişte düşünüldüğünden daha küçük bir kütlenin çarpması sonucunda oluştuğunu söylüyor.

Birçok uzman kraterin, görece yavaş hareket eden cisim tarafından oluşturulduğuna inanıyor.

Gök cismi konusundaki bulguların detayları, 44. Ay ve Gezegen Bilimleri Konferansı'nda açıklandı.

Ancak, başka araştırmacı, bu sonuçlara daha ihtiyatlı yaklaşıyor.

New Hampshire'daki Dartmouth College'dan Jason Moore, "Projemizin genel amacı, Yucatan yarımadasındaki kraterin oluşumuna yol açan kütleyi daha iyi karakterize etmek" şeklinde konuştu.

Küresel düzeyde zenginleşmiş kimyasal iridyum elementi çökeltilerinin normal seviyelerin çok üzerinde artmasına yol açan kütlenin uzaydan geldiği tahmin ediliyor.

Ancak, araştırmacı ekip çalışmalarının ilk kısmında, sıklıkla kullanılan iridyum seviyelerinin yanlış olduğu sonucuna vardı.

Bu rakamları, bir başka uzay cisminin yarattığı etkilerle karşılaştıran bilim adamları, Yucatan'a çarpan kütlenin önceden tahmin edilene göre daha küçük olduğunu tespit etti.

Daha küçük bir cismin 180 kilometre çapındaki bir krateri üretebilmesi için çarpışmanın daha sert olması gerektiği sonucuna varan ekip, bu tür bir çarpışmanın bir kuyruklu yıldız tarafından gerçekleştirilmiş olduğuna karar verdi.

Dr. Moore, "Bu çarpışmada ortaya çıkan iridyum ve osmiyum için beş kilometre çapında bir asteroite ihtiyacınız ar. Ancak, bu boyuttaki bir asteroit 200 kilometre çapında bir krater yaratamaz" dedi ve "Bu nedenle de benzer genişlikte bir krateri daha az taşlı bir madde ile yaratacak bir kütle için kuyruklu yıldızları düşünmemiz gerekti" diye ekledi. bbc türkçe

2/08/2013

yaklaşık 66 milyon 38 bin yıl önce dinozorların nesli Tükenmiş

Kaya ve kül örneklerinden yola çıkarak tarih tespitinde bulunan araştırmacılar, 11 bin yıl yanılma payı da bırakarak, yaklaşık 66 milyon 38 bin yıl önce dinozorların neslinin tükendiğini ortaya koydu.

Bu tahmin, dinozorların neslinin tükenmesini tetikleyen olay olarak görülen göktaşı ya da kuyruklu yıldızın dünyaya çarptığı tarih ile de örtüşüyor.

Bu konuda değişik ihtimaller gözönünde bulunduruluyor: Dinozorlar çarpmanın etkisiyle hızla mı yok oldular; yoksa çarpma sırasında zaten sayıları azalmakta mıydı; ya da çarpma dinozorlar ortadan kalktıktan 300 yıl sonra mı gerçekleşti?

Science adlı bilim dergisinde yayımlanan çalışmayı İskoçya, ABD ve Hollanda üniversitelerinden araştırmacılar yürüttü.

Dinozorların yok oluşunu göktaşı çarpması ile açıklayan teoriler ilk kez 1980'de ortaya atıldı.

Meksika'nın Karaip Denizi kıyısındaki Yucatan bölgesinde bulunan 180 km çapındaki kraterin bu çarpmanın etkisiyle oluştuğu düşünülüyor.

Chicxulub adı verilen bu krateri yaratan nesnenin 10 km çapında olduğu ve çarpma sonucu savrulan parçaların hâlâ dünyanın değişik yerlerinde bulunabileceği ifade ediliyor.

Uluslararası ekip geçen yıl, camsı tektit, kuvars, ve iridyum içeren toz tabakası gibi bu gezegen dışı maddelerin son dinozor fosilleri yakınlarında bulunduğu yerlerde arkeolojik incelemelerde bulunma kararı almıştı.
'Çarpma büyük etken'

Bu çerçevede Haiti'den tektit örnekleri ile çok sayıda çarpma öncesi ve sonrası dinozor fosilinin bulunduğu Montana'daki Hell Creek Oluşumları'ndan fosil örnekleri incelendi.

Örnekler önce, ABD'de "argon-argon tarih tespiti" yöntemi kullanılarak incelendi. Daha sonra bu örnekler İskoçya'daki Glasgow Üniversitesi'ne gönderilerek bağımsız bir incelemeden daha geçti.

Doğal radyoaktif madde olan postasyumun zamanla yavaş yavaş çürüyerek argona dönüşmesinden hareket eden bu yöntemle, herhangi bir maddenin ne kadar zamandır çürümekte olduğunu en doğru şekilde tespit etmek mümkün olabiliyor.

California Üniversitesi'nden Profesör Paul Renne iki olayın eşzamanlı geliştiğini ifade ederek, "dinozorların yok olmasında çarpma büyük rol oynadı, ama muhtemelen tek etken bu değildi" diyor. bbc türkçe

4/01/2011

maya uygarlığının çöküş nedeni ağaç halkalarında bulundu

Bir zamanlar Tolteklerin başkenti olan Tula’da (Meksika) 2007 yılında 15 yaşından önce yaşamını yitiren 24 çocuğun iskeleti bulunmuştu. Bilim insanları iskeletlerin boyun omurlarındaki kesik izlerinden ve kalıntılar arasında bulunan yağmur tanrısı Tlaloc heykellerinden yola çıkarak, çocukların yağmur tanrısına kurban edildikleri sonucuna vardı. İskeletlerin tarihlendirilmesinden, bu katliamların yaklaşık MS.115 yılında sona erdiği anlaşıldı, yani Tolteklerin kenti kaybetmelerinden kısa bir süre öncesi. O tarihlerde Tula’nın sadece 60 km. kuzeydoğusunda bataklık servilerinden oluşan küçük bir orman vardı. Arkansas Üniversitesi jeologu David Strahle ile çalışan ekip, bu ağaçların halkalarında, Tolteklerin niçin kendi çocuklarını kurban ettiklerinin yanıtını buldu. Servilerin halkalarında uzun süreli kuraklık evreleri arşivlenmiş. Tarlalar yıllar boyu halkı doyuracak kadar ekin vermemiş. Sonuçta insanlar çocuklarını yağmur tanrısına kurban etmişler. Ne var ki kuraklık devam etmiş.

Strahle ve Jose Villanueve Diaz, ağaç halkalarındaki izlerle 771-2008 yılları arasında tüm bölgeye ait sıcaklık ve yağış verilerini bir araya topladı. Analizden anlaşıldığı üzere, Orta Amerika’daki uygarlıklar neredeyse her zaman önemli kuraklık evrelerinde çökmüş. Ülkenin güneyindeki erken Maya kültürü de 900 yılındaki yağış kıtlığı yüzünden son bulmuştu. Zira 897 ve 922 yılları arasında Meksika’nın yüksek bölgelerinde bir mega kuraklık yaşanmıştı.

Bu iklim kronolojisi çalışması, bataklık servisinin çok uzun ömürlü olması sayesinde gerçekleştirilebildi. Dev ağaçların birçoğu Avrupalıların bölgeyi fethettikleri sırada göğe yükselmişti. Bataklık servisi ormanının bulunduğu Amealco geçidi, ağaçların bin yıldan fazla yaşadığı iki bölgeden biri.

Meksika’daki bataklık servisi, Kaliforniya’daki dev sekoya ağaçlarıyla da akraba. Bu ağaçların ortak özelliği, odununun bozulmaya ve çürümeye karşı dayanıklı olması. Kırk metre yüksekliğindeki bir bataklık servisinin kalınlığı on iki metreyi bulabiliyor.

Ağaç halkalarının her yılın yağış durumunu göstermesi önemli bir nokta. Uygarlıkların başarısı genelde tarıma bağlıdır. Mesela Tula’nın yüksek bölgelerindeki tarım alanları için yeterli derecede sulanabilseydi 30.000’i aşkın nüfuslu bir kenti doyurabilirdi.

1149 ve 1167 yılları arasında yaşanan 18 yıllık kuraklık evresinde nehirler bile kurumuştu, bu da binlerce insanın ölmesine yol açmıştı. Villanueva ağaç halkalarını incelerken 1514 yılında ikinci bir kuraklığın başladığını görmüş. Yani İspanyol Hernan Cortes’in Meksika’ya ulaşmasından beş yıl önce. İspanyolların gelişinden bir müddet sonra hem kuraklık hem de çocukların kurban edilme geleneği son bulmuş.
cumhuriyet portal

1/27/2011

uyuşturuyla mücadelede kadın belediye başkanının inanılmaz cesareti

Meksika'da çetelerin hedefi haline gelen Tiquicheo kasabasının kadın belediye başkanı Maria Sandos Gorrostieata, uğradığı iki suikast girişiminin sonuçlarını böyle sergiledi.

Ülkeyi kanlı bir uyuşturucu krallığı haline getiren çetelerin birincil hedefi haline gelen Gorrostieta, fiziksel ve zihinsel olarak yaralandığını ancak çetelere karşı koymaya kararlı olduğunu açıkladı.

Gorrostieta, "Yaralarımı size göstermek istedim, çünkü vücudumun bu şekilde sakatlanmış olmasından utanç duymuyorum" açıklamasını yaptı ve ekledi:
"Benim ve çocuklarımın yaşamlarını hedef alan utanç verici hareketlerin sonuçları bunlar. Kimileri bu saldırıları uydurduğumu iddia ediyor. Uydurmadım ve şimdi de benden şüphelenenlere fiziksel kanıt da sunuyorum"