Bir zamanlar Tolteklerin başkenti olan Tula’da (Meksika) 2007 yılında 15 yaşından önce yaşamını yitiren 24 çocuğun iskeleti bulunmuştu. Bilim insanları iskeletlerin boyun omurlarındaki kesik izlerinden ve kalıntılar arasında bulunan yağmur tanrısı Tlaloc heykellerinden yola çıkarak, çocukların yağmur tanrısına kurban edildikleri sonucuna vardı. İskeletlerin tarihlendirilmesinden, bu katliamların yaklaşık MS.115 yılında sona erdiği anlaşıldı, yani Tolteklerin kenti kaybetmelerinden kısa bir süre öncesi. O tarihlerde Tula’nın sadece 60 km. kuzeydoğusunda bataklık servilerinden oluşan küçük bir orman vardı. Arkansas Üniversitesi jeologu David Strahle ile çalışan ekip, bu ağaçların halkalarında, Tolteklerin niçin kendi çocuklarını kurban ettiklerinin yanıtını buldu. Servilerin halkalarında uzun süreli kuraklık evreleri arşivlenmiş. Tarlalar yıllar boyu halkı doyuracak kadar ekin vermemiş. Sonuçta insanlar çocuklarını yağmur tanrısına kurban etmişler. Ne var ki kuraklık devam etmiş.
Strahle ve Jose Villanueve Diaz, ağaç halkalarındaki izlerle 771-2008 yılları arasında tüm bölgeye ait sıcaklık ve yağış verilerini bir araya topladı. Analizden anlaşıldığı üzere, Orta Amerika’daki uygarlıklar neredeyse her zaman önemli kuraklık evrelerinde çökmüş. Ülkenin güneyindeki erken Maya kültürü de 900 yılındaki yağış kıtlığı yüzünden son bulmuştu. Zira 897 ve 922 yılları arasında Meksika’nın yüksek bölgelerinde bir mega kuraklık yaşanmıştı.
Bu iklim kronolojisi çalışması, bataklık servisinin çok uzun ömürlü olması sayesinde gerçekleştirilebildi. Dev ağaçların birçoğu Avrupalıların bölgeyi fethettikleri sırada göğe yükselmişti. Bataklık servisi ormanının bulunduğu Amealco geçidi, ağaçların bin yıldan fazla yaşadığı iki bölgeden biri.
Meksika’daki bataklık servisi, Kaliforniya’daki dev sekoya ağaçlarıyla da akraba. Bu ağaçların ortak özelliği, odununun bozulmaya ve çürümeye karşı dayanıklı olması. Kırk metre yüksekliğindeki bir bataklık servisinin kalınlığı on iki metreyi bulabiliyor.
Ağaç halkalarının her yılın yağış durumunu göstermesi önemli bir nokta. Uygarlıkların başarısı genelde tarıma bağlıdır. Mesela Tula’nın yüksek bölgelerindeki tarım alanları için yeterli derecede sulanabilseydi 30.000’i aşkın nüfuslu bir kenti doyurabilirdi.
1149 ve 1167 yılları arasında yaşanan 18 yıllık kuraklık evresinde nehirler bile kurumuştu, bu da binlerce insanın ölmesine yol açmıştı. Villanueva ağaç halkalarını incelerken 1514 yılında ikinci bir kuraklığın başladığını görmüş. Yani İspanyol Hernan Cortes’in Meksika’ya ulaşmasından beş yıl önce. İspanyolların gelişinden bir müddet sonra hem kuraklık hem de çocukların kurban edilme geleneği son bulmuş.
cumhuriyet portal
Strahle ve Jose Villanueve Diaz, ağaç halkalarındaki izlerle 771-2008 yılları arasında tüm bölgeye ait sıcaklık ve yağış verilerini bir araya topladı. Analizden anlaşıldığı üzere, Orta Amerika’daki uygarlıklar neredeyse her zaman önemli kuraklık evrelerinde çökmüş. Ülkenin güneyindeki erken Maya kültürü de 900 yılındaki yağış kıtlığı yüzünden son bulmuştu. Zira 897 ve 922 yılları arasında Meksika’nın yüksek bölgelerinde bir mega kuraklık yaşanmıştı.
Bu iklim kronolojisi çalışması, bataklık servisinin çok uzun ömürlü olması sayesinde gerçekleştirilebildi. Dev ağaçların birçoğu Avrupalıların bölgeyi fethettikleri sırada göğe yükselmişti. Bataklık servisi ormanının bulunduğu Amealco geçidi, ağaçların bin yıldan fazla yaşadığı iki bölgeden biri.
Meksika’daki bataklık servisi, Kaliforniya’daki dev sekoya ağaçlarıyla da akraba. Bu ağaçların ortak özelliği, odununun bozulmaya ve çürümeye karşı dayanıklı olması. Kırk metre yüksekliğindeki bir bataklık servisinin kalınlığı on iki metreyi bulabiliyor.
Ağaç halkalarının her yılın yağış durumunu göstermesi önemli bir nokta. Uygarlıkların başarısı genelde tarıma bağlıdır. Mesela Tula’nın yüksek bölgelerindeki tarım alanları için yeterli derecede sulanabilseydi 30.000’i aşkın nüfuslu bir kenti doyurabilirdi.
1149 ve 1167 yılları arasında yaşanan 18 yıllık kuraklık evresinde nehirler bile kurumuştu, bu da binlerce insanın ölmesine yol açmıştı. Villanueva ağaç halkalarını incelerken 1514 yılında ikinci bir kuraklığın başladığını görmüş. Yani İspanyol Hernan Cortes’in Meksika’ya ulaşmasından beş yıl önce. İspanyolların gelişinden bir müddet sonra hem kuraklık hem de çocukların kurban edilme geleneği son bulmuş.
cumhuriyet portal
Hiç yorum yok :
Write yorumNe düşündüğünüzü bize söyleyin ... !