Dünya

Dünya
internet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
internet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/16/2013

Çinlileri çalıştırıp havadan altı sıfırlı maaş alan uyanık amerikalı

40'lı yaşlarındaki yazılımcının iş günlerinde çalışmak yerine internette sörf yaptığı, YouTube videoları izlediği, sosyal paylaşım ve alışveriş sitelerinde gezindiği sanılıyor.

Belirlendiğine göre, yazılımcı altı sıfırlı maaşının yaklaşık beşte birini, kendi işini yapması için Şinyang kentindeki bir şirkete veriyordu.

Dolandırıcılık, altyapı şirketinin 'sanal özel ağ' (VPN) üzerinde anormal yoğunluk görülmesi nedeniyle telekomünikasyon devi Verizon'dan denetim yapmasını istemesiyle ortaya çıktı.
VPN açığı

Çalışanın iş istasyonu ile Şinyang kenti arasında açık ve aktif bir VPN bağlantısı olduğunu tespit eden şirket, Çin'e gizli bilgilerin sızdırılması için kötü amaçlı bir yazılım bulunduğundan şüpheleniyordu.

Verizon yetkilisi Andrew Valentine, şirketin uzaktan çalışmayı teşvik etmek için iki yıldır standart bir VPN kullandığını belirtti.

Verizon risk ekibi, VPN bağlantısının, söz konusu çalışanın kimlik bilgileri aracılığıyla kurulduğunu belirledi.

Çalışanın bilgisayarında yapılan incelemede, Çin'deki şirket adına kesilmiş yüzlerce faturaya rastlandı.

Valentine, "kendi halinde ve sessiz" diye tanınan ve çeşitli programlama dilleri bilen çalışanın, "kendi işini yaptırmak için Çinli firmaya altı sıfırlı maaşının beşte birinden azını harcadığını" söyledi.

Valentine'ın anlattığına göre, söz konusu çalışan, RSA şifreleme aygıtını acele posta hizmetiyle Çin'e gönderiyordu. Böylece, onun kimlik bilgileriyle erişim sağlayan Çinli firma çalışanları onu sabah dokuzdan akşam beşe kadar çalışıyormuş gibi gösteriyordu.

Dolandırıcı 'çalışanın' benzer yöntemi birçok şirkette uyguladığını belirten Valentine, "Senede yüz binlerce dolar kazanıp Çinli danışmanlık şirketine sadece yıllık yaklaşık 50 bin dolar ödüyordu" dedi.

Söz konusu kişinin şirketle ilişiği kesildi. bbc türkçe

11/19/2012

türkiye'den google'a içerik kaldırma talebinde rekor artış

Rapora göre yılın ilk altı ayında, dünya çapında, devletler tarafından Google’a 21 bin ayrı bilgi talebinde bulunuldu.

En fazla talepte bulunan ülke sıralamasında ABD birinci sırada yer aldı.

ABD, yılın ilk altı ayında Google’a bilgi talebi için 7969 kez başvuruda bulundu.

ABD’yi 2319 taleple Hindistan, 1566 taleple Brezilya, 1546 taleple Fransa, 1533 taleple Almanya ve 1425 taleple İngiltere takip etti.

Türkiye ise, içerik kaldırılması için en fazla başvuran ülke oldu.

501 talepte bulunan Türkiye’yi 273 taleple ABD, 247 taleple Almanya, 191 taleple Brezilya, 97 taleple İngiltere takip etti.

BBC’ye konuşan bir Google sözcüsü, içerik kaldırma taleplerinin ülkeden ülkeye değişebildiğini söyledi.

Sözcü, bunun ülkelerdeki yasaların yansıması olduğunu söyledi ve ekledi:

“Örneğin Türkiye’de kamuoyunca tanınan kişilere iftirayla ilgili belirli yasalar var. Oysa ki Almanya’dan neo-Nazi içeriklerinin kaldırılması için talepler alıyoruz.”
Atatürk, hükümet ve milli değerler hassasiyeti

Google’ın raporunda içerik kaldırılmasıyla ilgili talepler, ağırlıklı olarak iftira, özel hayat ve güvenlik konularıyla ilgili.

Türkiye’nin içerik kaldırma taleplerinin 148’i 'Mustafa Kemal Atatürk, hükümet ile milli kimlik ve değerler'le ilgili oldu.

Pornografi, nefret söylemi ve telif hakkı da, ülkelerin içerik kaldırma nedenleri arasında bulunuyor.

Google bu raporu 2009 yılından bu yana yayımlıyor.

İlk raporda, hükümetlerden gelen toplan talep sayısı 12 bin 539’du. bbc türkçe

8/07/2012

facebook 18 yaş üstüne gerçek para ile kumar oynatmaya başladı

İngiliz internet kumar şirketi Gamesys tarafından geliştirilen Bingo Friendzy isimli uygulama, İngiltere'de 18 yaşın üzerindeki kullanıcıların internet üzerinden para ödülü sunan oyunları oynamalarını mümkün kılıyor.

Facebook, uygulamaya sadece İngiltere'deki kullanıcılarının erişebileceğini açıkladı.

Sosyal iletişim sitesinin ortağı olan oyun şirketi Zynga da önümüzdeki sene gerçek para ile oynanan kumar oyunlarını piyasaya sürmeyi planladığını bildirdi.

Bir Facebook temsilcisi, Bingo Friendzy'nin ortak bir girişim olmadığını, oyunun tamamen Gamesys tarafından geliştirildiğini söyledi.

Temsilci, BBC'ye "Gerçek parayla kumar oynamak, İngiltere'de çok sevilen ve sıkı bir biçimde denetlenen bir etkinlik. Biz de ortağımızın oyunlarını Facebook üzerinden güvenli ve kontrollü bir şekilde yetişkin kullanıcılara ulaştırmasına izin veriyoruz" açıklamasını yaptı.

Facebook, 18 yaşın altındaki ve "korunmasız" kullanıcıların uygulamaya erişimini engellemek için bir yaş doğrulama teknolojisi kullanmayı planlıyor.

Kendi iletişim ağı üzerinden yapılan işlemlerden yüzde 30 pay alan şirket, Bingo Frenzy konusunun "ticari açıdan hassas" olduğunu belirterek, konu hakkında bir açıklamada bulunmadı.
Harcama limitleri

İngiltere'nin en büyük internet kumar şirketlerinden biri olan Gamesys, Sun Bingo ve Heart Bingo'nun yanı sıra, İngiltere'nin önde gelen bingo ve slot oyunları sayfası Jackpotjoy.com'u işletiyor.

Şirket, yapılan basın açıklamasında kumar bağımlılığı riskini azaltmak adına kullanıcılara kişisel yardım seçenekleri sunulacağını bildirdi.

Örneğin kullanıcılar uygulama üzerinden yaptıkları harcamalara bir sınır koyabilecekler.

Facebook, kumar uygulaması başlatma kararını motive eden şeyin İngiltere'nin sahip olduğu "olgun ve sıkı bir şekilde denetlenen kumar pazarı" olduğunu söyledi.

Gamesys'in kumar uygulamalarının lisanslı ve Cebelitarık yönetimi tarafından denetleniyor olması, şirketin İngiltere'de ticari ünvana sahip olmasını mümkün kılıyor.

Amerika'da ise gerçek para ile internet üzerinden kumar oynama meselesi daha karmaşık: kanunlar, bankaların Amerikan vatandaşlarını hedef alan bahis hizmetlerine yapılan ödemeleri onaylamasını yasaklıyor.bbc türkçe

8/01/2012

microsoft google'ın gmail'li ile rekabet edebilmek için hotmail'i bırakıyor

Yenileştirilmiş hizmet, gelen mesajları düzenlemeye yardımcı olup, kullanıcıların Skype programı üzerinden arama yapmasını da mümkün kılacak.

Microsoft, gelen kutularının "darmadağın" olması sorununun yeni sistemle çözülebileceğini söylüyor.

Yenileme işlemi, Microsoft'un rakibi Google'ın e-posta hizmeti Gmail'den kullanıcı çekmeyi de sağlayabilir.

Kullanıcılarının hesaplarındaki içeriklerin "fazla yük" yaptığını söyleyen Microsoft, bu durumun e-posta işini bir "angarya" haline getirdiğini söyledi.

Şirket bu sorunu çözmek için, gelen mesajların kullanıcılar tarafından belirlenen irtibat listeleri doğrultusunda otomatik olarak sıralanacağı bir sistemi öneriyor.

Bunun yanı sıra Outlook hesaplarını farklı uygulamalarla bir araya getirmek için çalışmalara devam ediliyor.

Microsoft çalışanı Chris Jones, internet bloguna "Size Facebook, Twitter, Linkedin, Google ve yakında Skype ile bağlantılı olan ilk e-posta hizmetini sunuyoruz.

"Outlook.com'da kişisel e-postalarınız arkadaşlarınızın paylaştığı fotoğraf, güncelleme ve tweet'lerin yanı sıra görüntülü arama özelliği ile daha canlı bir hale geliyor. Bunların hepsi sosyal iletişim ağınıza bağlı olan ve sürekli güncellenen irtibat listeniz sayesinde gerçekleşiyor."

Jones, Google'a gönderme yaptığını hissettiren bir şekilde, şirketin e-posta içeriklerini taramayacağını da bildirdi.

Microsoft çalışanı, Office uygulamalarının bilgisayarlarda dahili olmasının, Google Docs ve Zoho Docs gibi diğer internet bazlı uygulamalara karşı bir avantaj sağladığını söylüyor.

Aynı zamanda Microsoft'un Skydrive bulut-bilişim sistemine bağlanacak olan Outlook.com, kullanıcıların göndermek istediği dosyaların büyüklüğünü önemsiz kılıyor.

Outlook.com, bu özelliğiyle de Google Drive, Dropbox ve Sugarsync gibi rakip uygulamalara bir tehdit oluşturuyor.
'Temizlenmiş arayüz'

Jones, şirketin "yeni baştan bir hizmet kurduğunu" söylese de, teknoloji danışmanlığı şirketi Gartner'den Matt Cain, revize işleminin ileriye doğru büyük bir sıçrama yaratacağına inanmıyor.

Cain, BBC'ye yaptığı açıklamada "Outlook.com tersine dönmüş bir tüketiciliği temsil ediyor. Hali hazırda varolan bir aracı alıp, tüketici pazarı için baştan yaratıyorsunuz" dedi.

"Aslında ortada yeni bir teknoloji yok. Sosyal iletişim ağı entegrasyonu ve filtreleme özellikleri uzun zamandır zaten kullanılmakta" diyen Cain, sözlerine "Yeni olan şey temizlenmiş bir arayüz, farklı bir pazarlama stratejisi ve ofis uygulamalarıyla Skydrive sistemiyle Skype programının bir araya getirilmesi" şeklinde devam ediyor.

İlk sürüm tarihi açıklanmayan hizmetinin bir "önizleme" versiyonu mevcut.

Şirket, kullanıcılarını yeni sisteme geçmeye teşvik etse de, Hotmail üyeleri isterlerse eski sistemle devam edebilecekler.

En azından şimdilik.

Değişikliği tercih edenler ise @hotmail, @msn veya @live.com ile biten e-posta adreslerini değiştirmek durumunda kalmadan, isterlerse bir @outlook.com adresi de alabilecekler.bbc türkçe

7/16/2012

facebook itiraf etti kullanıcıların özel mesajlarını okuyoruz

Facebook'un güvenlik şefi Joe Sullivan, yaptığı açıklamada kullanıcıların yazışmalarını okuduğunu; ancak okumaktaki amaçlarının pedofilleri tespit etmek olduğunu söyledi.

Facebook, yeni teknolojileri kullanarak pedofilleri engellemeye çalışan çok sayıdaki firmadan biri. Bu tür çalışmalar genellikle, uygunsuz dil ve kişisel veri paylaşımının otomatik olarak taranmasıyla başlıyor. Mahküm edilmiş pedofillerin internet sohbetleri yazılıma yüklenerek uygunsuz konuşmaların tespit edilmesi sağlanıyor.

Reuters haber ajansında yer alan bir habere göre, Facebook'un güvenlik şefi Joe Sullivan, söz konusu sohbetlerin sadece program alarm verdiğinde okunduğunu söylüyor. Sullivan, sosyal paylaşım sitesinin suçsuz kullanıcıları mağdur etmek istemediğini de sözlerine ekliyor. Ancak bu durum bir başka konuyu da gündeme getiriyor: Facebook böylece resmi ağızdan sohbetleri okuduğuna da teyit etmiş oluyor.e-kolaynet

7/14/2012

facebook'ta sahtekarlıkların önü arkası kesilmiyor şimdi de beğeni sahtekarlığı tespit edildi

birçok büyük ve küçük markalı şirket, Facebook sayfalarının beğenilmesi için reklam parası ödüyor.

Güvenlik şirketi Sophos yetkilisi Graham Cluley, kötü amaçlı yazılımcıların spam bağlantıları dağıtmak için sahte profil yaratmasının zor olmadığını söylüyor: "Hesaplardan bazılarının masa başındaki bir kişinin, binlerce profil üzerinden 'Beğen' komutu vererek geniş bir topluluk yaratmayı sağlayan bilgisayar yazılımları tarafından yönetildiğini biliyoruz."

Bazı şirketlerin ve şirket yöneticilerinin Facebook sayfalarını yöneten sosyal medya danışmanı Michael Tinmouth, sahte profil mağdurlarından.

Müşterilerinden bazıları, sayfalarının genellikle Filipinler ve Mısır gibi ülkelerde yaşayanlar tarafından beğenildiğini fark ederek reklam parası ödemekten vazgeçmiş.

"Yaşları 13 ile 17 arasında, profil adları oldukça şüpheliydi. Derine indiğimizde gördük ki bazı profillerden 3 bin, 4 bin, hatta 5 bin sayfanın beğenildiğini gördük" diyen Tinmouth, Facebook yönetimine yaptığı başvurudan olumlu sonuç alamamış.

Facebook yönetimi BBC'ye yaptığı açıklamada, Tinmouth'u belirli bir kitleyi hedeflemek yerine, genel geçer reklamlar yayınlamakla eleştirdi.

24 saatte 1600 beğeni

Ancak, deneme amacıyla BBC tarafından oluşturulan hayali "VirtualBagel" şirketine ait sayfanın "Beğen" düğmesinin 24 saat içinde 1600 kullanıcı tarafından tıklanması, sahte profillerin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor.
Beğenenlerden birinin, Mısır'da yaşayan ve Real Madrid'de çalışıyor gözüken Ahmed Ronaldo olması dikkat çekiyor.

Facebook yönetimine göreyse, ortada belirgin bir sorun yok.

Şirket sözcüsü, reklam veren şirketlerin analitik verilere erişebildiğini ve sayfaların "Beğen" düğmesini tıklayan profilleri görebildiğini anlatırken sorunu şöyle tarif etti: "Kullanıcıların çok küçük bir yüzdesi takma adlarla hesap açıyor. Bu kurallara aykırı ve bunları tespit etmek için hem otomatik sistemler hem de kullanıcı ihbarlarını kullanıyoruz."

Facebook yönetimi bu yıl başında yaptığı açıklamada, 901 milyon kullanıcı profilinin yaklaşık 54 milyonunun sahte olabileceğini açıklamıştı.

Yaklaşık yüzde 6'lık bu oranın artması ise 26 Haziran'da mali tablolarını açıklayacak olan şirkete reklam verenlerin güvenini sarsabilir.bbc türkçe

6/26/2012

facebook ne yapmaya çalışıyor? her kullanıcı için zoraki adres oluşturuyor

Facebook'un her bir kullanıcı için @facebook uzantılı elektronik posta adresi oluşturması büyük tepki aldı.

Firma, söz konusu kararı, site genelindeki ayrınıtları "tutarlı" hale getirmek için aldığını söylüyor.
Yeni elektronik postaların yaygın olarak kullanılması halinde bunun Facebook bağlantılı internet trafiğini ve dolayısıyla kuruluşun reklam gelirlerini artırması bekleniyor.

Bazı kullanıcılar kararın "sinir bozucu" ve "sakat" olduğunu söylerken eski orijial adreslerin nasıl yeniden yerine konulabileceğine ilişkin ipuçları veriliyor.

Facebook, böyle bir hazırlık içinde olduğunu Nisan ayında ilan etmiş ancak haber geniş yankı uyandırmamıştı.

Facebook'tan yapılan açıklamada "bütün kullanıcılar için elektronik posta oluşturmamızın nedeni kullanıcıların bunu yararlı bulmalarından kaynaklanıyor, ancak facebook adresini kullanmak tamamen size kalmış birşey" deniyor.

Yeni adresler faceebook'un dahili mesajlaşma kutularında görülüyor.


Kullanıcılar diledikleri iletişim hattını seçebiliyor.

Kararı BBC'ye değerlendiren bir uzman, sorunun facebook'un bu kararı uygularken şeffaf davranmamasından kaynaklandığını, yeni adresleri uygulamaya koyarken kullanıcıların iznine başvurmadığını söylüyor.

Aynı uzman, kararın ters tepebileceğini belirtiyor.

Eski adreslerinin görülmesini isteyen kullanıcıların ana sayfalarında "Hakkında" bölümüne gidip "İletişim bilgileri"nde değişiklik yapmaları gerekiyor.bbc türkçe

6/18/2012

facebook kullanıcıları hak ihlali davası açtı mahkeme sonucu facebook 10 milyon dolar zorunlu bağış yaptı

'Sponsorlu haberler' olarak bilinen reklamlar kullanıcıların bir filmin sayfasını beğenmeleri durumunda haber akışlarında beliriyordu.

Beş Facebook üyesi bu reklamların kullanıcıların sitedeki aktivitelerinin kullanımı konusunda haklarını ihlal ettiği gerekçesi ile siteye dava açtılar.

Facebook dava ve varılan anlaşma konusunda açıklama yapmayı reddetti.

Dava Mayıs ayında sonuca bağlandı ancak mahkeme kayıtları bu haftasonu kamuya açıldı.

Facebook kullanıcıları davayı 2011 yılının Aralık ayında Kaliforniya'daki San Jose federal mahkemesinde açmıştı.
Çok sayıda dava

Reuters haber ajansının haberine göre Facebook kurucusu Mark Zuckerberg dava sırasında söz konusu sponsorlu haberlerin reklamcılığın kutsal kalesi olduğunu söyledi.

Yargıç davacıların lehine karar verdi.

Sosyal iletişim sitesi dava nedeniyle ödemeye anlaştıkları paranın hayır kurumlarına gideceğini açıkladı.

Bu, Mayıs ayında hisselerini borsaya koyan Facebook'a açılan bir çok davadan sadece biri.

Yakın zamanda sitenin hissedarları Zuckerberg ve sitenin birlikte çalıştığı bankalara Facebook'un büyüme rakamlarının tamamını yatırımcılara açıklamadıkları için dava açmıştı.

Bir başka davada ise Yahoo Facebook'a bir fikri mülkiyet hakkı davası açmış ve sitenin on patentini bedelsiz kullandığını iddia etmişti.

Facebook bütün suçlamaları reddediyor.bbc türkçe

6/05/2012

forumlarda ve bloglarda hastalıklı çocuk hikayeleri anlatan internet dolandırıcıları

Küçük Charly Johns çalışkan bir çocuktu.Sadece 6 yaşındaydı ve kanserdi ama azimle hastalığıyla mücadele ediyordu. Hastalığı ilerledikçe, tedavi için hastaneye daha sık girip çıkıyordu.

Bu durum Charly'nin annesi Anna için de çok zordu. Anna, Macmillan online kanser forumuna katıldı.

Online kanser forumunda onun çektiği acıları çekmiş insanlardan yardım ve destek aldı.

Anna, yıl boyunca forumdaki insanları Charly'nin durumundan haberdar etti.

'Charly genel olarak gayet iyi, çok mutlu, hayat ve heyecan dolu. Her şeye ilk gülen ve en son kahkaha atmayı bırakan o. Kimse Charly'ye bakıp katlandığı şeyleri tahmin edemez' yazdı foruma.

Ancak geçen Kasım ayında Charly verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Macmillan online forumu ağıtlarla doluydu. İnsanlar Charly'nin anısına şiirler yazdı, Charly'nin son isteğini yerine getirmek için kadınlar hatta erkekler bile tırnaklarına pembe oje sürdü.

Ama tüm bunlar yalandı. Gerçekte ne Charly vardı ne de Anna.


Her şeyin bir aldatmaca olduğu cenazenin gerçekleşeceği söylenen Paris'te bir kilisede Charly'nin kayıtlarına ulaşılamayınca meydana çıktı.

Suçu işleyeninse ergenlik çağında bir kız olduğu ortaya çıktı. 'Charly'nin internete koyulan resimleri ise kendi çocukluk resimleriydi.

Macmillan online forumdaki bir çok kişi olanlara inanmak istemediler. Hepsi de Anna'yla yakın sanal ilişkiler kurmuştu. Ergen bir kız çocuğunun bu olgunlukta olması imkânsızdı. Kullanıcıların çoğu forumu umutsuzluk içinde terk ettiler.

Macmillan forumunun üyelerinden Jackie Marshall "Bazı insanlar çok çaresiz. Ömrünün sonuna gelmiş insanlar aileleriyle paylaşmakta zorluk çektikleri sorunları tanımadıkları insanlarla paylaşıp rahatlamaya çalışıyorlar. Bu forum onlar için adeta bir can simidi" dedi.

Ancak Charly olayı Macmillan forum üyelerinin ilk aldatılışı değildi, Macmillan da sahtekarlar tarafından kullanılan ilk forum değil.


İnternetteki Münchausen sendromu

Amerikalı psikiyatrist Marc Feldman bu olayı 'internetteki Münchausen' olarak tanımlıyor. Münchausen sendromunda insanlar ilgi ve sevgi görmek için hasta taklidi yapıyor.

İnternet Münchausen'inin salgın bir hastalık gibi yayılarak forumlardaki güven duygusunu zedelediğini belirtmek abartı bir söylem olmaz.

Bazen bu sahtekârlar inanılmaz bir şekilde organize oluyorlar. ABD'nin Batı yakası kıyılarından Cara, kanserle savaşının yanı sıra HIV, anoreksiya ve kalp hastalığı problemlerini paylaştığı bir blog açtı.

Cara oksijen maskesi ve beslenme sondası taktığı hastane resimlerini bloğuna koydu. Nörolojik zorluklar dolayısıyla yüzünün kasıldığı ve konuşamadığı videoları çekip, internete yükledi.

Cara internette ki kadınla samimi oldu. Bu kadınlardan biri olan Lauren, Cara'nın adını koluna dövme yaptırdı ancak anlattığı herşey yalan olan Cara bir süre sonra ortadan kayboldu.

Kadınlardan bir diğeri ise kendi kanseriyle ilgili bir blog tutan moda tasarımcısı Kaylin Andres'di. Kaylin, Cara ile Skype'ta görüştü ve ona küçük hediyeler yolladı.

Kaylin, geçen yılın sonunda ise internete girdiğinde Lauren'ın Cara'nın hesabının sahte olduğu açıklamasını gördü. Kaylin çok şaşırdığını hatta yazılanları okurken kendine engel olamayıp göz yaşlarına boğulduğunu ifade etti.

Ancak geçtiğimiz haftalarda Cara sorunlu bir hamilelik geçiren İngiliz ergen bir kız çocuğu olarak tekrar ortaya çıktı. İnternet sahtekarlarında biçim değistirerek tekrar meydana çıkmak oldukça yaygın görülüyor.

Sanal alemde insanları aldatmak çok daha kolay


Hamilelik ya da yeni doğum yapmış olma yalanı onlar için oldukça verimli. İnternette, başka kadınların ultrason resimlerini çalıp internete yükleyen sonra da ölü doğum yapan kadınların girdiği forumlara girip bilgi toplayarak kendi hikayeleriymiş gibi anlatan kadınlar var.

Bu aldatmacaların en tuhafı ise Şikago'da yaşayan Rebeccah Beushausen'ın hikayesi. Beushausen, sadece hamile olduğu yalanını internette söylemekle kalmadı ayrıca çok gerçekçi oyuncak bir bebeğin resimlerini internete yükleyerek bunların yeni doğan bebeğinin resimleri olduğunu söyledi.

Bu hikayede ayrıca Rebeccah'nın Hıristiyan ve kürtaja karşı olan bir insan olan bir karakter olarak ideolojik fikirleri vardı. İnsanlara çok ciddi bir genetik bir hastalığı olmasına rağmen cenini hala taşıyabildiğini göstermek istiyordu.

Psikiyatrist Feldman, internette Münchausen'in Münchausen sendromuyla aynı olduğunu sadece farklı bir platformda gerçekleştiğini söylüyor.

Bazı durumlarda, internet sahtekarlığı gerçekten de hastalığın platform değiştirmiş hali olabiliyor. Forumlarda yıllarca sahte hastalıklar uyduran Amy adında bir kadın, ilk olarak kanser hastası olduğunu iddia etti. Daha sonra cinsel istismara maruz kalmış bir genç kızı oynadı. Amy de kendisinden yaşca büyük ve onun gibi sahtekar olan bir kadınla arkadaş oldu ve aldatıldı.

Bu tarz olaylar internet öncesine dayanıyor. Örneğin Amy çocukluğundan bu yana hastalık numarası yapıyor.

'Ben 9,5 yaşındayken, kız kardeşim beyin felci geçirdi ve annemin beni bıraktığını hissettim. Sırf bu yüzden göz muayenesinde bilerek yanlış cevaplar verdim ki tıpkı kız kardeşiminki gibi gözlük alabileyim' diyen Amy, hala psikolojik tedavi görüyor ve hastalığını yendiğine inanıyor.

Başka bir kadın ise ailesi tarafından sevilmediğini, topluma uyum sağlayamadığını hissettiğini ve forumların kabul gördüğü tek yer olduğunu söylüyor.

Ancak Münchausen sendromuna kıyasla internette insanları aldatmak çok daha kolay. İnternette tıbbi meslek eğitimli insanları kandırmak zorunda değilsiniz.

İnternette bu suçu işleyenler ilgiyi ve sevgiyi hak edecek hiç bir şey yapmamışken birden bire yoğun ilgi görüyor ve değerli olduğu hissine kapılıyor.

Online dolandırıcıların kolay para peşinde olması gibi, internette Münchausen hastalığı olan insanlar da kolay ilgi peşindeler. İnternette dolandırıcılığın bir çeşidi finansal sahtekârlıklarken diğeri de duygusal aldatılmalar. Duygusal olarak aldatılmaksa üstesinden hiç kolay gelinebilecek birşey değil. bbc türkçe

6/03/2012

twitter'de 3 milyonuncu takipcisini ev vererek ödüllendirdi

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki 3 milyonuncu takipçisi olan genç bir kadını ev vererek ödüllendirdi.

Chavez, hafta başında yayınladığı mesajda, Natalia Valdivieso'yu 3 milyonuncu takipçisi olduğu için tebrik ederken, Valdivieso, ödülü olan yeni evini Perşembe günü aldığını söyledi.

19 yaşındaki Vatalia Valdivieso, Twitter hesabında yayınladığı mesajlardan birinde, ''Teşekkür ederim, evim çok güzel'' derken, bir diğerinde evinin bulunduğu Margarita Adası'nda 200 aileye daha ev verildiğini kaydetti.

Chavez'in seçim sınavı

Sosyalist Chavez yönetimi, 7 Ekim'de yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde, konut edindirme kampanyaları ile seçmenlerin desteğini kazanmaya çalışıyor.

Yönetim karşıtları ise Chavez'in Twitter takipcisini evle ödüllendirmesine tepki gösterdi. Gustavo Coronel, blogunda Chavez'i eleştirirken, “Bu Chavez'in değil, devletin parası. Chavez'in kendi destekçisini bu şekilde ödüllendirilmesi kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

57 yaşında olan ve bir süredir kanser tedavisi gören Venezuela'nın sıra dışı lideri Chavez, Ekim ayında yapılacak seçimde, üçüncü bir dönem için daha devlet başkanlığına seçilmeyi hedefliyor. Sağlık durumunun kötüleşmekte olduğu iddialarını yalanlayan Chavez, Salı günü televizyonda 4 saatlik canlı yayına katılarak, halka seslendi.

Kanser tedavisi için sıklıkla Küba'ya gidip gelen Chavez, Twitter'ı en aktif kullanan liderlerden.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/AFP/AP/AA, AS

5/24/2012

facebook hissedarları facebook kurucusu mark zuckerberg'e dava açtı

New York Manhattan'daki bir mahkemeye sunulan dilekçede, Facebook'un gelecek için öngördüğü ciro rakamlarını Cuma günkü hisse senedi arzı öncesinde hissedarların tamanına dağıtmadığı iddia edildi.

Söz konusu ciro tahmini Morgan Stanley aracılığıyla yapıldı. ABD mali denetim kurumlarının yetkilileri, Morgan Stanley'in bazı sorulara cevap vermesi gerektiğini söylüyor.

Facebook hisse arzınının riskinin en büyük payını yüklenen Morgan Stanley, kurallara tam olarak uyduğunu açıkladı.
'Mali görünümü sakladılar'

Dava dilekçesinde suç isnat edilenlerin "şirket gelirlerinde keskin düşüşler olacağı" tahminini gizlediği ifade ediliyor.

AP ve Reuters ajanslarında çıkan haberlerde, ABD Kongresi'nin senato bankacılık komitesinin konuya bakabileceği ifade ediliyor. Haberlerde komiteninin seçenekleri değerlendirdiği söyleniyor.

Facebook'un hisseleri borsaya sunulduğu Cuma gününden bu yana değer kaybediyor. Kimi yorumcular Facebook hisselerinin, değerlerinin çok üzerinde fiyatlandırıldığı düşüncesinde.
Denetleme kurumundan celp

Mali denetim idaresi dün Morgan Stanley için bir mahkeme celbi çıkarttırdı. Massachusetts'teki girişim, Morgan Stanley analistlerinin bilgi/analiz paylaşımında seçicilik yaptıkları suçlamalarını izliyor.

Hissedarların açtığı davada, gelirin düşeceği öngörüsünün, internete ve uygulamalara ulaşmak için artık cep telefonu gibi taşınabilir cihazların giderek daha fazla kullanıldığı değerlendirmesine dayandığı ifade ediliyor.

Morgan Stanley ise henüz bu konuda bir açıklama yapmadı.

Ne var ki şirket, Massachusets'te celp olduğunun ortaya çıkmasından sonra yaptığı açıklamada hisse senedi arzıyla ilgili olarak Facebook örneğinde de yasalara ve düzenlemelere uygun hareket ettiğini ifade etti.

Facebook'un hisseleri Cuma günü 38 dolardan işlem görüyordu; ancak bu değer salı günü 31 dolara kadar indi.

Hisseler dün yüzde 3,2 oranında değer kazanarak 32 dolara yükseldi.bbc türkçe

5/17/2012

facebook hisselerini halka arz etmeye hazırlanırken general motors reklam vermeyi kesti

Dünyanın en büyük otomobil üreticisi GM, halka arz günü gelen Facebook’a bir daha reklam vermeyeceğini belirtti. Şirketin sözcüsü Greg Martin, “Facebook’a reklam vermeye devam etmek gibi bir düşüncemiz yok.

Medyada yaptığımız harcamalamarı gözden geçiriyoruz ve gerekli ayarlamaları yapmamız gerekiyor... Bu tür kararlar iş dünyasında görülebilecek olağan bir hamle ve harcamalarımızı farklı medya organlarına aktarmamızda sıra dışı bir durum yok” dedi.

Araştırma şirketi Kantar Media’nın verileriner göre, 2011’de reklama 1.78 milyar dolar harcayan GM, ABD’li şirketler arasında AT&T ve Procter & Gamble’ın ardından bu alanda üçücü oldu. GM, reklam vereceği kurumlar arasından Facebook’u çıkarırken, Facebook yetkilileri geride kalan bir hafta boyunca ABD’nin dört bir yanında yatırıcımları hisselerini almaya teşvik etmeye çalıştı.

Üye sayısı Nisan ayı itibariyle 900 milyonu aşan Facebook, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, reklam gelirlerinin üye sayısı artışıyla doğru orantılı olmadığını belirtmişti. Birçok araştırma Facebook büyüme hızında yavaşlama olduğunu ortaya koyarken, Wall Street Journal, dün GM’in Facebook’a reklam vermeme kararı aldığını duyuran ilk basın organı oldu. Facebook sözcülerinden Annie Ta, Washington Post’un yorum talebine cevap vermedi.

Son günde teklif artırıldı

Facebook, halka arz edeceği hisselerin fiyat aralığını artıracağına yönelik iddiaları doğrulayarak, dün sekizinci ve son defa ABD Menkul Kıymetler Borsası’na başvurdu. Başvuruda, 28-35 dolar olan fiyat aralığı, 34-38 dolar aralığına çekildi. Bu artışın, şirkete ek 16 milyar dolarlık bir gelir sağlayabileceği ifade edildi.

Facebook, halka arz edeceği hisse sayısını da artırdı. İlk olarak 337.4 milyon hissenin satılacağı belirtilmiş, bu rakam ardından 388 milyona çıkmıştı. En son olarak, şirketin 421.2 milyon hisse satacağı açıklandı.

Aktif 901 milyon kullanıcısı bulunan Facebook’ta, her gün üyeler arasında 125 milyar etkileşim yaşanıyor, 300 milyon fotoğraf yükleniyor. Mobil cihazlardan sosyal medya ağına bağlanan kişi sayısının ise 488 milyon olduğu tahmin ediliyor.

Facebook, halka arz başvurusunu 1 Şubat’ta yapmış, Morgan Stanley, şirketin baş sigortacısı rolünü üstlenmişti. Halka arzın bugün tamamlanmasının ardından, Facebook’un hisseleri FB sembolü altında Cuma günü NASDAQ borsasında işlem görmeye başlayacak. cumhuriyet

5/03/2012

sağlık bakanlığı'nın süt içmeyin ayran için çağrısına anonymous'tan sanal saldırı

Sağlık Bakanlığı, TÜBİTAK, Melih Gökçek, TTNet ve Zaman gazetesinin internet siteleri çökertildi.

Anonymous Sağlık Bakanlığı'nın web sitesini çökerttiğini duyurdu.

Bozuk süte RedHack tepki verdi


Sağlık Bakanlığı'nın sitesine saat 15:57 itibariyle girilemezken, RedHack'in Twitter adresinden yapılan açıklamada "Süt içmeyin ayran için' diyen http://www.saglik.gov.tr/ #RedHack'e destek amacıyla operasyonlar düzenleyen #Anonymous tarafından çökertildi!" denildi.

Sağlık Bakanlığı'nın sitesi yaklaşık 2 saat sonra yeniden ziyaretçilere açıldı.

@AnonsTurkey'den 15.53'te Sağlık Bakanlığı'nın sitesinin çökertileceği duyurusu yapılmıştı.

CNNTürk'ün haberine göre Melih Gökçek'in www.melihgokcek.com adlı web sitesinin de DOS saldırısıyla çökertildiği öğrenildi. Bu saldırı için gerekçe olarak Türkiye halklarına yapılan baskılar gösterildi. Site 16.52 itibariyle yeniden çalışmaya başladı.

Anonymous'un hedefindeki diğer site ise TÜBİTAK'ın web sitesi oldu. www.tubitak.gov.tr adresi de saldırı üzerine çöktü.

İnternet sitelerinin çökertilmesinden yaklaşık 2 saat sonra Redhack'in Twitter hesabından yapılan duyuruda, "Saldırılar şimdilik durduruldu. Umarım özgürlükçülerin, bilgiyi arayanların ve 'Başka bir dünya mümkündür' diyenlerin ciddiyeti anlaşılmıştı" denildi.mynet

5/01/2012

geleceğin siber savaşlarında trenler raydan çıkarılacak uçaklar düşürülecek

Michael Gallagher

BBC Dünya Servisi


Geçen ay Estonya'da güvenlikli bir askeri üste Kilitli Kalkan Operasyonu adıyla bir operasyon düzenlendi.

Bu askerlerin katıldığı, kurşunların atıldığı, tankların, uçakların ya da kamuflaj boyasının kullanıldığı bir operasyon değildi.

Kontrol odasının bile dışına çıkmayan bu birlikler yeni tür savaşçıları, "siber savaşçıları" temsil ediyordu.

Kilitli Kalkan Operasyonu'na katılan ve enformasyon teknolojisi uzmanlarından oluşan bir ekipten, Avrupa çapında dokuz ayrı ekibe saldırıda bulunması istendi.

Bu ekip, NATO'nun Siber Savunma Merkezi'ndeki istasyonlarında bilgisayar virüsleri, Truva atları üretti; başka tür internet saldırıları planladı, düşmanlarının bilgisayarlarından veri kaçırdı.

Amaç, siber tehditleri çok ciddiye alan Batılı müttefikler için askeri ve ticari sitelere yönelebilecek saldırılarla ilgili dersler çıkarmaktı.

NATO'nun savunma merkezi için Estonya'yı seçmesi bir tesadüf değildi.

DDoS saldırıları basitleşti

2007'de bu ülkenin bankacılık, medya ve hükümet siteleri üç hafta boyunca, yaygın hizmet aksatma (DDoS) saldırısına uğramış ve bu saldırılara "Birinci Web Savaşı" adı verilmişti.

Bu saldırıyı, Sovyet dönemine ait bir heykelin Estonya'nın başkenti Tallinn'den kaldırılmasına tepki olarak Rus yanlısı bilgisayar korsanlarının düzenlediği düşünülüyordu.

DDoS saldırılarını düzenlemek çok karmaşık değil. Virüslü binlerce bilgisayar, hedef siteye aynı anda girerek geçici olarak sitenin çökmesine neden oluyor.

Fakat son dönemlerdeki dijital silahlar karşısında, DDoS saldırıları basit kalıyor.

Bugün "İkinci Web Savaşı"nın patlak vermesi durumunda fiziki tahribata, hatta ölüme yol açmasından korkuluyor.

ABD başkanları Clinton ve Bush'un terörle mücadele ve siber güvenlik danışmanı Richard Clarke, gelişkin siber saldırganların, trenleri raydan çıkarma gibi işlere kalkışabileceğini belirterek ekliyor:

"Elektrik kesintilerine yol açacak, jeneratörleri tahrip ederek tamirlerini aylarca geciktirecek, doğal gaz borularını patlatacak, uçakları düşürecek boyutlarda siber saldırılar düzenlenebilir."

Sorunun odağında 'Scada' var

Sorunun odağında dijital ve fiziksel dünyalar arasında ara birim olarak bilinen Scada ya da Kontrol ve Veri Toplama Sistemi'ne giderek daha çok kişisel bilgi yüklenmesi yatıyor.

Özellikle ABD'deki deney amaçlı kullanımlarla yaygınlaşan bu sistemler, bir zamanlar elle yapılan birçok işin uygulamasını artık bilgisayarlara devretmiş durumda.

Boru hatlarındaki kapakların açılmasından, trafik akışının kontrolüne kadar pek çok şey, artık bilgisayar denetiminde yapılıyor.

Bu sistemler yakında evlerimize kadar girip, örneğin merkezi ısıtma sisteminin kontrolünü üstlenmiş olacaklar.

İşin en önemli noktası, bu sistemlerin, kumanda merkezi ile iletişimi siber alan üzerinden gerçekleştirmesi.

Yani bu ağlara girilerek, örneğin ülke çapında elektrik ya da su şebekesini, süpermarketlerin dağıtım ağını ya da diğer önemli altyapı sistemlerini kontrol etmek mümkün oluyor.

ABD İçgüvenlik Bakanlığından Jenny Mena, "Artık arama motorları sayesinde internet üzerinden hücum edilebilecek olan araçları bulmak mümkün. Ayrıca bilgisayar korsanları arasında bu alana yönelik ilginin de arttığını görüyoruz" dedi.

Scada sistemlerini bilgisayar korsanlarının saldırılarına açık hale getiren nedenlerden biri, bu programların uzman programcılardan ziyade mühendisler tarafından geliştirilmiş olması. Yani bunlar kendi alanlarında uzman olabilirler, ama siber savunma konusunda uzman değiller.
Öte yandan temel altyapı sistemleri sürekli hizmete açık tutulmak zorunda olduğundan, herhangi bir zayıflık ya da virüs saldırısına açıklık durumu tespit edildiğinde, bunu giderecek özel programları faaliyete geçirmek için yılda bir gün olan özel bakım günlerini beklemek gerekiyor.

Bu süre zarfında da sistem, saldırılara açık halde beklemek zorunda.

Stuxnet virüsünün becerileri


Alman güvenlik danışmanı Ralph Langner, 2010'da ortaya çıkan ve anti-virüs program şirketlerini şaşırtan Stuxnet adlı virüsün kaynağını araştırmaya koyulmuş.

Stuxnet, bulaştığı uygulama programlarına genel olarak zararı dokunmayan, özel bir amaçla tasarlanmış bir virüstü.

Bilgisayardan bilgisayara geçerek 15 bin kodu içeren ve Microsoft Windows'un daha önce tespit edemediği dört program hatasını ortaya çıkaran bu virüsün yaratıcılarının, işinin ehli kişiler olduğu görüldü.
Stuxnet

Stuxnet'in, İran'ın Natanz'daki nükleer faaliyetlerindeki uranyum santrifüjlerini kontrol eden sistemi hedeflediği ortaya çıktı.

Bugün bu virüs saldırısını Amerikan ya da İsrail ajanlarının geliştirdiği söylentisi oldukça yaygın.

Ralph Langner, Stuxnet saldırısının iran'ın nükleer projesini iki yıl geciktirdiğini ve bunu 10 milyon dolar gibi göreceli olarak düşük maliyetle gerçekleştirdiğini belirtiyor.

Siber suçlar konusunda uzman olan Prof. Peter Sommer, bu tür programları geliştirmek için araştırma ve yüksek beceri gerektiren bir programcılığa ihtiyaç olduğunu, bunun altından da ancak gelişmiş devletlerin kalkabileceğini ve onların da genelde rasyonel davanarak sivil hedeflere yönelik saldırılarda bulunmayacaklarını varsayıyor.

Fakat Langner, dünya çapında bütün bilgisayarları saran Stuxnet'in kodunun, teröristler dahil, konu hakkında bilgi sahibi bireyler tarafından elde edilebileceğini, kopyalanıp yeniden kullanılabileceğini ve bunu yapmak için gereken teknolojinin internette mevcut olduğunu söylüyor.
Sınırsız IP adresi

Langner ayrıca, siber silahların yaygınlaşması durumunda, bunların, daha çok internet bağımlılığı fazla olan Batı'yı hedef alacağını; alışılagelmiş eski askeri caydırıcılık kurallarının geçerli olamayacağı yeni koşullarda, siber saldırıya, benzer bir saldırıyla karşılık verilmesinin mümkün görünmediğini düşünüyor.

Bugün sadece 4,3 milyar Internet Protokol adresi mevcut; fakat bu yıl içinde bunların sayısının sınırsız olmasını sağlayacak yeni bir sürüm çıkacak ortaya. Yani, internete bağlı insan sayısından daha fazla sayıda IP adresli bilgisayar söz konusu olacak.

Askeri ve diğer kritik önemdeki şebekeler, halka açık internetten soyutlanmış bir halde çalışıyor olsa da, siber saldırıdan muaf değiller.

Richard Clarke'a göre Amerikan ordusu da, komuta ve kontrol sistemi ve hatta bazı silah sistemleriyle dijital sisteme bağlı olduğundan bu saldırıya açık durumda.

Clarke, "ABD ordusu siber çağa baş aşağı daldı. Üzerinde düşünmeksizin siber aygıtlara fazlasıyla bağlı hale geldik. Biri sistemi ele geçirse ne yaparız, eskiye dönebilir miyiz diye düşünmedik." diyor.

Öyle görünüyor ki, artık, eskiye dönmek mümkün değil.

Yeni bir tür silah doğuyor ve dünyanın da buna alışmayı öğrenmesi gerekecek.

4/26/2012

kişilerin kredi kartı ve banka hesaplarını satan sitelere dünya çapında operasyon

Dünya çapında düzenlenen polis operasyonuyla kredi kartıyla ilgili ve diğer özel bilgileri satan onlarca internet sitesi kapatıldı.

İngiltere Ağır Organize Suçlar Dairesi (Soca), Avustralya, Avrupa, İngiltere ve ABD'de düzenlenen baskınların, iki yıldır sürdürülen çalışmaların sonucu olduğunu açıkladı.

Bilgilerinin çalındığından habersiz milyonlarca kişinin kredi kartı numaraları ve banka hesaplarının ayrıntıları 2 sterlin kadar düşük miktara satışa sunuluyordu.

Operasyon kapsamında 36 site kapatılırken, iki İngilizle bir Makedonyalı gözaltına alındı. Tutuklamaların sürmesi bekleniyor.

Soca'nın siber suç birimi başkanı Lee Miles, BBC'ye yaptığı açıklamada suç şebekelerinin kişisel bilgilerin satışını "endüstriyel düzeye çıkardığını" söyledi; çok büyük miktarlarda kredi kartı bilgisi satışından çok yüksek gelirler elde eden suçlularla, silahlanma yarışına benzer bir mücadele verildiğini kaydetti. Miles, "suçlularla benzer endüstriyel düzeylerde savaşılması gerektiğini" kaydetti.

Lee Miles, suç şebekelerinin evlerinde faaliyet gösteren geleneksel internet korsanlarını işe alıp, kişisel bilgi hırsızlığı yapabilen yazılımlar hazırlatıldığını; enformasyon teknolojisi uzmanları kullanılarak internet sitelerinin büyük miktarlarda veri satışını otomatik şekilde gerçekleştirebilmesi için bilgisayar şifreleri oluşturulduğunu açıkladı.

Lee Miles, "ön cephedeki 1000 dolandırıcıyı tutuklayacağıma, şifre yazan 10 kişiyi tutuklamayı tercih ederim." dedi.

Soca, internet hizmet sağlayıcılardan, bireylerin anonim site kaydı yapmasını engellemelerini istedi.

Bugün çeşitli internet sitelerinin kapatılmasıyla sonuçlanan ortak operasyonlar Avustralya, ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, Ukrayna, Romanya ve Makedonya'da düzenlendi. 

4/20/2012

satın aldığı bilezikteki bir madde yüzünden halüsinasyonlar görmeye başladı

İNGİLTERE’de, Jo Wollacott (40) adlı kadının son günlerde yaşadığı sıkıntının nedeni bileziğindeki zehirli madde olduğu ortaya çıktı.

Halüsinasyonlar gören Wollacott, aynı dönemde işini kaybetti ve erkek arkadaşından ayrıldı. 2 çocuk annesi kadının oğlu bir gün okuldan eve zehirli maddelerle ilgili bir yazı getirdi.

Teröristler kullanıyor

Kağıdı tesadüfen inceleyen Wollacott internetten aldığı bileziğinde zehirli madde olabileceğini fark etti. Bileziği inceleyen uzmanlar içinde teröristlerin yararlandığı ve kullanılması yasak olan bir maddeye rastladı. Uzmanlar bilezikte bulunan zehrin 3 miligramı yutulduğunda öldürücü etkisi olduğunu belirtti.

3/14/2012

encyclopedia britannica'ya artık sadece internet ortamında ulaşılabilecek

Dünyanın en uzun süreli referans kaynağının yayımcısı Britannica Ansiklopedisi 244 yıl sonra 32 ciltlik ansiklopedisinin basımını durdurma kararı aldı.
Firma, Wikipedia gibi internet üzerinden ücretsiz olarak hizmet veren ansiklopedilerle rekabet edebilmek için tümüyle dijital ürünlere yoğunlaşacak.

İngilizcenin yanı sıra birçok dünya diline de tercüme edilip satılan Britannica, hâlihazırda kârının yüzde 85'ini internet üzerinden sağladığı hizmetlerden sağlıyor.

Firma, bir süre önce dijital sürümlerini tablet bilgisayarlarda kullanılabilecek şekilde güncellemişti.

Encyclopedia Britannica'nın Genel Müdürü Jorge Cauz, kâğıda basılı ansiklopedilerin son birkaç yıldır giderek daha az kullanılmaya başlandığını ve basıma son verilme zamanının gelmesini beklediklerini söyledi.

Yalnızca ansiklopedi üreten firmalar değil, dünya çapında gazeteler, dergiler ve kitap yayıncıları da giderek ürünlerinin dijital sürümlerine ağırlık veriyorlar.

Piyasa araştırmaları birçok okuyucunun alışkanlıklarını değiştirerek kitap, dergi ve gazeteleri dijital cihazlar üzerinden okumaya başladıklarına işaret ediyor.

Cauz, basılı ansiklopedilere talebin düşmesinde güncellenme konusundaki sorunlarının da rol oynadığını söylüyor.

"Bir ansiklopediyi kâğıda bastığınız andan itibaren geride kalmaya başlıyor," diyen Cauz, internet üzerinden sağlanan ansiklopedi hizmetinin ise sürekli güncellendiğini belirtiyor.

İnternet üzerinden sağlanan ürünlerde bilgiye erişimin daha kolay olduğu ve gerekli bilgiye daha süratle ulaşıldığı da belirtiliyor.

3/13/2012

internet düşmanı ülkeler listesinde türkiye izlemeye alındı

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, her yıl yayımladığı "İnternetin düşmanları" listesine Bahreyn ve Belarus'u da dahil etti.
Böylece, örgütün internete erişimi sınırlayan, içeriği filtre eden ya da blog yazarlarını hapse atanlar listesindeki ülke sayısı 12'ye çıktı.
'İNTERNETİN DÜŞMANLARI'

Bahreyn
Belarus
Birmanya
Çin
İran
Küba
Kuzey Kore
Suudi Arabistan
Suriye
Türkmenistan
Özbekistan
Vietnam

Örgüte göre, 2011'in "İnternet vatandaşları" için en "ölümcül" yıl oldu.

Geçen yıl internete yazdıklarından dolayı 199 kişi gözaltına alındı. Bu, 2010'a göre yüzde 31'lik bir artışa karşılık geliyor.

Çin, Vietnam ve İran'dan sonra en fazla blog yazarının hapiste olduğu ülke.
'Türkiye izleme altında'

Hindistan ve Kazakistan da daha baskıcı olmaya başladıkları şüphesiyle izleme listesine alındı.

Türkiye de bu listede yer alıyor.

Listede Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Eritre, Fransa, Güney Kore, Malezya, Mısır, Rusya, Sri Lanka, Tayland ve Tunus da bulunuyor.

Türkiye'de birçok siteye erişimin engellendiğini, blog yazarları ve internet gazetecileri hakkında davalar açıldığını belirten örgüt, geçen yıl sonlarında yürürlüğe giren filtreli internet uygulamasının "örtülü sansür" olduğunu savundu.

Avustralya, çocuk pornosunu engellemeye çalışan hükümetin zorunlu filtre uygulaması getirme çabaları nedeniyle listede yer alıyor.

Fransa'nın da, korsan program indirenlerin internet bağlantılarının kesilmesini öngören yasa nedeniyle bu listede olduğu belirtiliyor.

1/11/2012

twitter arama motoru google'ın google+'sından rahatsız oluyor

Twitter, Google'ın, arama sonuçları içinde, kendi sosyal paylaşım sitesi Google+'dan sonuçlara ön sırada yer vermesinden rahatsız olduğunu açıkladı.

Sosyal paylaşım sitesinde paylaşılanların Google arama sayfasındaki sonuçlar arasında yer alması bu sitelere olan trafiği artırıyor.

Sosyal paylaşım ve mikro blog sitesi Twitter'ın avukatlarından Alex Macgillivray, Twitter'da paylaştığı mesajında, "Bugün internet için kötü bir gün" dedi.

İnternet arama motoru devi Google, Facebook'a rakip sosyal paylaşım sitesini güçlendirmek için yoğun çaba harcıyor.

Google+'da paylaşılanların özel olarak hazırlanan Google arama sayfasında yer bulacak olması, bu siteye olan talebi artırabilir.

Twitter'ın şikâyetine yanıt veren Google ise, değişikliklerin, internet aramasının giderek kişiselleştirilmesinin bir parçası olduğunu söyledi.

Google, arama sonuçlarında, bir süredir kişiye özel sonuçlar sergilemeye başladıklarını da ifade ediyor.

Google'ın yaptığı değişikler sayesinde, kullanıcılar Google+ fotoğrafları, iletileri ve durum raporları arasında da arama yapabilecek.

Google+'ya üye kişilerin profillerinde de arama yapılabilecek.

Konuyla ilgili Twitter'daki sayfasından yorumlar yapan Twitter'ın avukatı Macgillivray, geçmişte Google için çalışıyordu.

Twitter da yaptığı resmi açıklamada, Macgillivray'in şikâyetlerine benzer noktaları tekrarladı.

12/15/2011

eurostat'ın araştırmasına göre türkiye hızlı internet bağlantısında sondan birinci olmuş

Avrupa Birliği'nin istatistik kurumu Eurostat'ın araştırmasına göre, son dört yıl içinde internet erişimi olan hanelerin sayısı iki kattan fazla artmasına karşın, Türkiye Avrupa'da 33 ülke arasında internet kullanımında sonuncu sırada.
Yaklaşık 215 bin kişiyle görüşülerek yapılan tıklayın ankete göre, 27 üyeli Avrupa Birliği'nde ortalama olarak 100 hanenin 73'ünün internet bağlantısı var.

Türkiye'de 100 evden 43'ünde internet bağlantısı bulunurken, Lüksemburg ve İsveç 91'er haneyle birinci sırada yer alıyor.

AB üyelerinin yanı sıra İzlanda, Norveç, Hırvatistan, Makedonya, Türkiye ve Sırbıstan'ı da kapsayan ankete göre Türkiye'de hiç internete girmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 55, son bir yıl içinde internete girdiğini söyleyenlerin oranı yüzde 43, son üç ayda internet kullandığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 40.

Anket, internet kullanımında Avrupa Birliği vatandaşları arasındaki farklılığı da ortaya koyuyor.
AB ülkeleri arasında uçurum

16-74 yaş arasındaki kişilerle yapılan araştırmaya göre, hiç internet kullanmadığını söyleyenlerin Avrupalıların oranı yüzde 24.

Romanya'da internet kullanmayanların oranı yüzde 54, İsveç'te ise yüzde 5.

Araştırma, internet kullanımının çok yaygın olduğu Kuzey Avrupa ülkeleriyle, daha yoksul güney ve doğu Avrupa ülkeleri arasındaki uçurumun arttığına işaret ediyor.

Türkiye, hızlı internet bağlantısı olan haneleri temel alan listede ise sondan bir önceki sırada yer alıyor. Listenin sonunda Sırbistan var.

Türkiye'de hızlı internet bağlantısı olan hanelerin oranı yüzde 39, Avrupa Birliği ortalaması ise yüzde 68.