Dünya

Dünya
fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11/17/2011

öpüşen papa ve imam fotoğrafı için hukuki işlem başlatılıyor

Vatikan, Papa 16'ıncı Benediktus'la Kahire El Ezher Camii'nin imamı Ahmed el Tayyib'i dudaktan öpüşürken gösteren reklam afişinin kullanımına karşı hukuki işlem başlattığını duyurdu.
İşlemler, İtalyan giyim firması Benetton'un reklam afişini kaldırmasına rağmen başlatılıyor.

Yapılan açıklamada Vatikan'ın avukatlarından İtalya'da, dünyanın diğer ülkelerinde ve basında bu fotoğrafların kullanılmasına karşın gerekli önlemleri almalarının istediği belirtildi.

Ancak açıklamadan Vatikan'ın Benetton firmasına dava açıp açmayacağı anlaşılmıyor.

Vatikan sözcüsü Federico Lomabardi, "Benetton'un, ticari amaçlarla yürüttüğü bir reklam kampanyasında, Papa'nın görüntüsünü asla kabul edilemez bir şekilde, üzerinde istediği gibi oynayarak ve istismar ederek kullandığını" kaydetti.

Vatikan açıklamasında, "Bu, Papa'ya karşı derin bir saygısızlıktır; inanç sahibi insanların duygularına hakarettir ve reklamların, toplumu kışkırtarak dikkat çekme yolunda temel saygı kurallarını nasıl ihlal edebildiğini göstermektedir." denildi.

Papa ve İmam öpüşmesiyle, diğer önde gelen siyasi ve dini liderleri öpüşürken görüntüleyen fotomontaj afişler, Benetton'un dünya çapında başlattığı reklam kampanyasının bir parçası.

Kampanya çerçevesinde ABD Başkanı Barack Obama, Çin Cumhurbaşkanı Hu Cintao ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in dudaktan dudağa öpüşmeleri fotomontajlanarak afişlere yansıdı.

Dün sabah Vatikan yakınlarında asılan ve Papa ile Kahire'deki el-Ezher Camii İmamı Ahmed el Tayyib'i dudaktan öpüşürken gösteren dev reklam afişi daha sonra kaldırıldı.

Benetton, "Papa ile İmam'ın görüntülerinin kullanılmasının inanç sahibi kişileri kızdırmış olmasından dolayı üzgünüz." dedi.

Benetton, reklam kampanyasının amacının "her türdeki nefret akımlarıyla mücadele etmek olduğunu" kaydetti.

Daha önce de kamuoyunda büyük tepki toplayan reklam kampanyalarıyla ünlenen Benetton, idam cezası için bekleyen mahkumlar, bir rahibi öpen rahibe, AIDS'den ölmekte olan adam gibi görüntüler kullanmıştı.

11/11/2011

alman fotoğraf sanatçısının çektiği bu fotoğraf tüm zamanların satış rekorunu kırdı

Alman fotoğraf sanatçısı Andreas Gursky'nin 4,3 milyon dolarla rekor kıran "Rhein II" adlı panoramik baskısı, 6 ayrı fotoğraftan oluşan seri çalışmasının bir parçası.
Gursky'nin 1999 tarihini taşıyan Ren nehri serisinde yer alan diğer eserleri, New York'taki Modern Sanatlar Müzesi'yle Londra'daki Tate Modern'de ve Münih'teki Pinakothek der Moderne müzesinde sergileniyor.

Fotoğraf sanatında daha önceki rekor, Cindy Sherman'ın 3,9 milyon dolara satılan, 1981 yılına ait ve tüm çalışmalarında olduğu gibi yine kendisini görüntüleyen isimsiz renkli fotoğrafına aitti.

Alman sanatçı Gursky'nin fotoğrafı için 2,5 milyon dolarlık bir tahmini fiyat belirlenmişti.

Rhein II, aynı serideki değişik boyutlardaki altı fotoğrafın en büyüğü.

Gursky, "Ren nehrine bakan belli bir nokta, beni her zaman büyük ölçüde etkiledi. Ama tek bir fotoğraf bu görüntüyü aktarmaya yetmeyecekti." demiş; Ren nehrinin böylesi bir fotoğrafını çekme düşüncesini 1,5 yıl süreyle aklından çıkaramadığını anlatmıştı.

Gursky, sonunda fotoğraflardaki istemediği unsurları dijital teknoloji yoluyla yok ettiğini söylemişti.

Christie's, fotoğrafın, nehir üzerindeki belli bir noktayı düşündürmediğini; daha çok platonik anlamda, bir su varlığının doğa içinde dolaşmasını temsil ettiğini belirtiyor.

10/14/2011

internet varlığınızı öldükten sonra miras bırakmak için vasiyetname hazırlamanız gerekebilir

Jane Wakefield

Teknoloji muhabiri

"Değerli yeğenime, internette poker ve bingo hesaplarıma erişim hakkını bırakıyorum. Büyük kuzenim de tüm iTunes kredilerimi alsın."
Dijital mirasınızı kime bırakacağınızı düşündünüz mü?
İnanması zor gelebilir ama dijital ortamdaki varlıklarımız her geçen gün artarken bunlara ilişkin bir vasiyet de düzenlememiz gerekebilir.

Avukat Matthew Strain, müşterilerine şimdiden dijital mirasları konusunda tavsiyelerde bulunuyor ve vasiyetnamelere ekler düzenliyor.

Strain, "her geçen gün daha fazla miktarda fotoğraf, müzik ve kitap internet ortamında depolanır oldu. Tümü dijital formatta. Dolayısıyla insanlar öldükten sonra bunlara ne olacağı sorusu da giderek daha fazla önem kazanıyor" diyor.

Zira internetteki kimi dijital fotoğraf ya da videoların, uygulamaların duygusal olduğu kadar parasal değeri bulunduğu da muhakkak.

Dijital mal varlıklarının sorumluluğunu üstlenmeyenlerin öldüklerinde bu varlıkları kaybetme hatta akrabalarına ödenmemiş fatura bırakması dahi mümkün.

iCroak adlı internet sitesinde dijital malvarlıklarının öldükten sonra idare edilmesini isteyenlere özel hizmet veriliyor.

Yılda 10 ila 15 İngiliz sterlini, yani 30 – 45 Türk lirası ya da tek seferlik 150 sterlin yani 430 Türk lirası karşılığı kullanıcılar malvarlıklarını kategorize ederek "koruyucu" ya da "vasi" hesaplar oluşturabiliyor.

Koruyucu, vasi seçilen kişiye özel kullanıcı adı ve şifresi gönderiliyor.

Bu kişi, dijital mirası ancak kendisini bu göreve atayan kişinin ölüm belgesi doğrulandığında görebilecek.

Kuşkusuz kimilerinin ileride kimsenin görmesini istemeyeceği ya da onları utandırabilecek hesapları olabilir, iCroak bunun için de bir seçenek sunuyor ve öldüğünüzde tüm bilgilerinizin silinmesini sağlayabiliyor.

Goldsmiths Üniversitesi'nin yürüttüğü bir araştırmaya göre İngilizler, 2,3 milyar sterlin değerinde müzik, film, uygulama ya da internet üyeliğine sahip.

Aynı araştırma her 10 kişiden birinin şifrelerini vasiyetlerine eklediğini, yani yakınlarının dijital hazinelerine ulaşmasını istediğini gösteriyor.

10/07/2011

steve jobs çocuklarıyla tek bir fotoğrafı bile yok apple'dan başka hiç bir şeyden bahsetmezdi

Steve Jobs'un yaşam öyküsünü yazan Leander Kahney, "İnanılmaz derecede ağzı sıkı, kişisel hayatını gizli tutan biriydi." diyor ve sürdürüyor: "Çocuklarıyla bir fotoğrafını dahi bulamazdınız, Apple ürünleri dışında bir şeyden bahsettiğini de işitmezdiniz."
Kate Dailey

BBC muhabiri

Apple'ın kurucusu Steve Jobs daha hayata veda etmeden önce de karakterinin yarattığı kült, Apple şirketinde önemli bir yere sahipti.

Görevi bırakacağı ilan edildiğinde kimi yorumcular, şirketin Jobs olmadan yalpalayacağı yolunda kaygılarını dile getirmişti.

Ancak ölümüyle hem bir kült figür olarak konumu, hem de bu geçiş sürecindeki şirkete bıraktığı mirası berraklaşmış oldu.

Ölümünden dakikalar sonra internette sosyal paylaşım sitesi Twitter, Jobs'un anısına yollanan mesajlar ve bir mesajın daha kolay aranıp bulunmasını sağlayan #(hashtag) işaretlerine teslim olmuştu.

Facebook'ta bir biri ardına Jobs'un fotoğrafları, sözleri, videoları yollandı.
Dünyanın hemen her yerinde insanlar Apple dükkanlarına akın etti, çiçekler bıraktı.

Bazı gruplar, iPad'lerinde mum uygulamaları kullanarak anma törenleri dahi yaptı.
Bilinmezlerle dolu

Steve Jobs'un ölüm haberine kitleler halinde gösterilen tepki, sanki ürünlerini satın alan milyonlarca insanın arkadaşıymış gibi bir izlenim doğurdu.

Gerçekte ise hakkında pek az şey biliyorlardı.

Steve Jobs'un yaşam öyküsünü yazan Leander Kahney, "İnanılmaz derecede ağzı sıkı, kişisel hayatını gizli tutan biriydi." diyor ve sürdürüyor: "Çocuklarıyla bir fotoğrafını dahi bulamazdınız, Apple ürünleri dışında bir şeyden bahsettiğini de işitmezdiniz."

Steve Jobs'un siyasete ya da özel yaşamına ilişkin fazla bir şey paylaşmaması, hayranlarını da asla hayal kırıklığına uğratmaması demekti.
Mac Kültü (cultofmac.com) adlı internet sitesini yöneten Kahney, "gizemli olduğundan, insanlar kendi fikirlerini onda görebiliyorlardı, böylece bir çok insan içi, bir çok şey ifade edebiliyordu" diyor.

UCLA Anderson İşletme Okulu'ndan Doçent Doktor Maia Anderson da esrarlı olduğu düşüncesinin Jobs'un ileriyi gören bir kişi olduğu düşüncesini beslediği görüşünde.

"Gizemli insanlar başarılı olduklarında, onları gizli bir şeyler bahşedilmiş, pek çoğumuzun erişme olanağının olmadığı bir şeylere sahip biri gibi algılıyoruz." diyor Anderson.
Farklı düşünmek

Kahney ise, "daha başından beri Apple, bir külttü zaten" diyor.

Ancak bu kült, kişilikten çok şirketin piyasaya sürdüğü ürünlere dayanıyordu ki, bu inanılmaz bir sadakati de beraberinde getirmişti.

Apple ürünlerini kullananların sayısının fazla olmayışı, hem ayrıcalıklı olma havası yarattı; hem de Apple hayranlarını aşırı korumacı bir hale sürükledi. Öyle ki, Microsoft gibi devlerin, çok sevdikleri şirketlerinin kapanmasına neden olacağı kaygısı içindeydiler devamlı.
İşte Jobs, bu karışıma farklı bir şeyler ilave etti.

Marka danışmanı Jonathan Gabay, "Jobs herkesten farklı olarak işleri kendi istediği gibi yaptı" diyenlerden.

Jobs'dan önce bilgisayar, matematik ve bilim alanında kullanılan gri bir kutudan ibaretti, takım elbiseler ve kravatlar içindeki adamların işlerinde kullandıkları makinelerdi ya da.

Kot pantolonlu Jobs, rahat giysilerin hakim olduğu "noktacom" yaşam tarzına öncülük etti, bu anlayışı tamamen değiştirdi.

"Bu da insanları, işleri daha farklı yollardan yapmayı dile getirmeye sevketti, onları özgürleştirdi; dahiyane sloganı 'Farklı düşünün' de öyle" diyor, Gabay.

iPod ve iPhone'un icadıyla Apple, acaip ve umutsuz bir vaka olmaktan çıktı, küresel bir güç haline geldi.

iPod'lara has beyaz kulaklıkları hippi sanatçılar da kullanıyordu, ABD'nin finans merkezi Wall Street'teki takım elbiseliler de.

Ama iş hayatına bakıldığında, Jobs, devrimciden başka her şeydi.

"Dışarıdan bakıldığında havalı, liberal yaratıcı bir şirket gibi dursa da, gerçekte Apple son derece sıkı bir yer. Öyle, çalışmak için, çok mutlu bir ortam da değil." diyor Kahney ve ekliyor: "Dünyanın en sıkı kontrol altında tutulan kurumlarından biri."

Şirket giderek daha başarılı hala geldikçe, daha az yenilikçi bir hal aldı - nihayetinde, bir şirket, yaşamlarımızda devrim yaratan her yeni gelişmeyi daha kaç kere yapabilir?

Şimdi Jobs'un öncülük ettiği şirket, tarihi öneme sahip lideri olmadan yoluna devam etmek zorunda.

Dünyanın hemen her yerinden tüketiciler internet ortamında Jobs'u anan bir çok mesaj bıraktı.

Bunların hiç biri Apple'ın yenilikçi tasarımı ya da işletim sistemlerinin hızına ilişkin değildi.

Mesajların çoğu Jobs'u hayalperest, vizyon sahibi bir insan olarak anlatıyordu.

"Kalbinizin ve sezgilerinizin sesini dinleme cesaretini gösterin" gibi sözlerinden alıntılar yapılıyordu.

Steve Jobs insanların otoriteye her zamankinden daha az güvendikleri bir zamanda öldü.

Yarattığı teknoloji ve yansıttığı imaj, tüketicilere bir çözüm olasılığı sundu.

7/03/2011

usb flash bellekle bilgisayara dosya transfer ederken yapmamanız gerekenler

Bu haberde USB hafızalarda bulunan virüs tehlikesinden bahsetmeyeceğiz. Aksine, kullanıcının ufak bir hatasının son kullanıcıyı nasıl zor durumda bıraktığına dikkat çekmek istiyoruz.

USB hafıza veya harici diskler, genel olarak USB portunu kullanarak bilgisayarlara bağlanır. Kullanıcılar film, müzik veya özel dosyalarını bu depolama birimlerinde saklar. Ancak bu saklama işleminin gerçekleşebilmesi için bu disklere verilerin taşınması veya kopyalanması gerekir.
Ancak bu kopyalama işlemi sırasında yapılacak bir hata, kopyalanan dosyanın bozulmasına sebep olabilir. Şöyle ki, bilgisayarların büyük bölümünde bulunan Windows işletim sistemi altında USB biriminize dosya transfer ederken kesinlikle cihazı bilgisayarınızdan ayırmayın. Kopyalama işlemi bitse ve kopyalama penceresi kapansa dahi transfer edilen dosya tam olarak kopyalanamamış olabilir.

Bu hatayı yapan kullanıcıların büyük bir bölümü maalesef önemli dosyalarını yitiriyor; zira kopyalanan dosyalar normalde sağlam olmasına rağmen bozuk olabiliyor.

Bu tip bir sorunun yaşanmaması için veri transfer işleminin bitmesinin ardından USB hafızayı "Güvenli kaldır" özelliğini kullanarak kaldırmanız gerekiyor. Zaten USB birimini bilgisayarınıza taktığınızda, sağ alt köşede, Windows saatinin olduğu bölümde bu özelliği kolayca görebilirsiniz.

Bunun dışında dosyaları herhangi bir soruna karşı kesmek yerine kaynağından kopyalamayı tercih etmenizde fayda var. Böylece ana kaynaktaki dosyalar taşınmadığından dolayı herhangi bir aksilikte verileriniz zarar görmemiş olur.

7/01/2011

atatürkün bilinmeyen denizci üniformalı fotoğrafı kişisel arşivden çıktı

Büyük önder Atatürk'ün bilinmeyen bir fotoğrafı bulundu.

76 yıl önce, 20 Şubat 1935 yılında Silifke'de çekilen bu fotoğrafın iki önemli özelliği var. Bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmayan bu fotoğraf aynı zamanda Atatürk'ün deniz üniformalı ilk ve tek fotoğrafı.

Osman Sinanoğlu adındaki bir Silifkeli'nin kişisel arşivinden çıkan fotoğrafta Atatürk, dönemin yöneticileri ve ön sırada çocuklar bulunuyor.

Fotoğraf, Uluslararası Silifke Kültür Haftası kapsamında sergilenecek.

6/29/2011

sosyal ağ savaşında google facebooku google artı ile sarsmaya hazırlanıyor

500 milyonu aşkın kullanıcı hedefleyen Google+ (Google Artı) kullanıcıları kendi fotoğraf, mesaj ve yorumlarını paylaşırken bir yandan da internet devinin harita ve görsellerinden yararlanabiliyorlar.

Google+ aynı zamanda kullanıcıların bağlantılarını kolaylıkla gruplandırmalarına olanak sağlıyor.
Kimi yorumcular ise Google'un video sohbet işlevi ekleyerek aslında Facebook özelliklerini aynı şekilde yeniden ürettiğini savunuyor.

ABD'de her üç kişiden ikisinin internet aramalarında kullandığı Google, son yıllarda Facebook'a bir kaç darbe vurmayı başarsa da şirketin önceki sosyal ağ denemeleri başarısızlıkla sonuçlanmış, Google Wave ve Google Buzz, kullanıcıların fazla ilgisini çekmemişti.
Yeni işlevler

Şirket şimdi Google+ ile dört yeni özelliği sosyal paylaşım ağı kullanıcılarına sunarak bu pazarda kalıcı bir oyuncu olmaya soyunuyor:

* Circles - Çember gruplar, kullanıcıların istedikleri arkadaşlarını gruplandırarak her bir grupla ayrı içerik paylaşmasına imkan tanıyor.

* Hangouts - Takılmak sözcüğüne karşılık geliyor ve bu özellik, nerede olunursa olunsun, birden fazla kişiyle canlı video konferans sistemi sağlıyor, bu uygulamada kişilerin herhangi bir grup sohbetine girip çıkmalarını sağlıyor.

* Huddle (Kalabalık) - toplu anında mesajlaşma özelliğini içeriyor.

* Sparks (Kıvıcımlar)- sosyal ağ içinde ortak ilgileri bulunan kişilerin birbirini bulmasını sağlayan bir özellik olarak pazarlanıyor.

Google+, şimdilik sadece belli sayıda kullanıcıya deneme amacıyla sunuldu ancak şirket sosyal ağı yakında herkese açmayı planlıyor.

İnternet uzmanları, Google'un sadık Facebook kullanıcılarını kendi tarafına çekmekte büyük güçlük yaşayabileceği noktasında birleşiyor.

6/27/2011

21 yaşında 21 kişiyi öldüren kanun kaçağı Billy the Kid'in resmi rekor fiyata satıldı

Colorado eyaletinin Denver kentindeki müzayede salonu, Billy the Kid'e ait olduğu kesinleşmiş tek portre olarak bilinen fotoğrafı satışa çıkarmıştı.
Fotoğrafçılığın emekleme yıllarında metal levhalar kullanılarak çekilen portrenin tarihinin 1879 ya da 1880 yılı olduğu düşünülüyor.
Billy the Kid'in New Mexico eyaletinin Fort Sumner kasabasında çektirdiği fotoğraf, açılış fiyatının altı mislini ödeyen özel koleksiyoncu William Koch tarafından satın alındı.

Billy the Kid, çektirdiği fotoğrafı arkadaşı Dan Dendrick'e vermiş, ve fotoğraf bugüne değin Dendrick ailesinde kalmıştı.

Müzayede salonunun sözcüsü Melissa McCracken, ''Amerikan Vahşi Batısı'nın klasik bir imgesi'' diye nitelediği fotoğrafın, meşhur Billy the Kid'e ait tek fotoğraf olması nedeniyle büyük ilgi gördüğünü söyledi.

New York'ta doğan Billy the Kid, babasının ölümünden sonra annesi ve kardeşleriyle Colorado'ya taşınmış, ve burada soygun ve yasadışı faaliyetlerle dolu bir hayatın içine atılmıştı.

Amerika'nın güney eyaletlerinde ve Meksika'nın kuzeyinde köşe bucak aranan Billy the Kid'in 21, kimi kaynaklara göre ise 27 kişiyi öldürdüğü sanılıyor.

En nihayet yakalanıp mahkemeye çıkarılan Billy the Kid, 1878 yılında öldürdüğü bir şerif nedeniyle asılarak ölüme mahkum edilmiş, fakat cezaevinden kaçmayı başarmıştı.

Bunun ardından Şerif Patrick Floyd Garret, hummalı bir aramadan sonra köşeye kıstırdığı Billy the Kid'i 1881 yılında öldürdü.

6/24/2011

tuncelide iki polisin şehit olmasına bu fotoğraf sebep olmuş

Tunceli'de iki polis memurunun şehit olduğu saldırının arkasından PKK'nın fotoğraflı tuzağı çıktı. PKK'nın yayın organı Fırat News'te patlamadan bir gün önce aynı yolda örgütün kontrol yaptığına dair bir fotoğraf yayımlandı. Haber ve fotoğrafın ardından hareke geçen polis ekibi bölgeye kontrole çıktı. Aynı yerde gerçekleşen mayınlı saldırıda iki memur şehit oldu.
Tunceli'nin Nazımiye ilçesine bağlı Derova köyü girişinde iki polisin şehit olduğu saldırı öncesi PKK'nın yayın organı Fırat News'te akıllarda soru işareti bırakan bir fotoğraf yayınlandı.

Fırat News mayınlı saldırının gerçekleştirdiği yolda örgütün Tunceli'deki gücünü göstermek ve Türkiye'nin batısını tahrik ederek gelişmesi muhtemel demokratik sürece darbe vurmak için PKK militanlarının yol kontrolünü yaptığını bildiren bir haber yayınladı ve fotoğrafa yer verdi.

PATLAYICI TÜPE YERLEŞTİRİLDİ

Fotoğrafta yar alan her üç şahsın da yüzü seçilmiyor. Aracın plakası görünmüyor, teröristlerin saç traşları ve kıyafetleri gayet nizami ve kollarındaki örgüt pazubandı da yine özenle takılmış.

Bu fotoğrafın sitede yayınlanmasından sonra asker ve polis Tunceli'de arama tarama ve yol kontrolü yapmaya mecbur kaldı.

Edinilen bilgilere göre bu fotoğraf ve haberin yayınlanmasının ardından bir polis ekibi bölgeyi kontrole çıktı. Araç aynı yolda mayınlı tuzakla patlatıldı ve iki polis şehit edildi.


BÖLGEDE OPERASYONLAR SÜRÜYOR
Polis otosuna yapılan saldırının ardından olayın yaşandığı Dereova Köyü ile Güneycik, Kızpınarı, Doğantaş, Ramazan, ve Dokuzkaya Mevkii'nde güvenlik güçlerinin operasyonları devam ediyor. Güvenlik güçlerinin PKK'lı teröristlerle zaman zaman sıcak temas sağladığı, silah seslerinin ilçeden de duyulduğu belirtildi.
mynet

6/19/2011

atatürkün sert dille yazdığı sansürlenen 21 sayfalık mektubu ortaya çıktı

Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın yeni çıkan “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu” adlı kitabında Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmamış 21 sayfalık mektubun orijinali yer alıyor.


Habertürk'ün haberine göre, Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmayan mektubu bulundu! Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu’’ adlı kitabında bu şaşırtıcı gerçeğin detayları ve Atatürk’ün sert bir dille kaleme aldığı 16-17 Ağustos 1931 tarihli 21 sayfalık mektubun tam metni ilk kez yayınlandı. Oral, Atatürk’ün Yalova’dan yazdığı mektubun 80 yıl boyunca gizlendiğini, bazı bölümlerinin tahrif edildiğini söyledi:
sansürlenen 21 sayfalık mektubu ortaya çıktı
atatürkün sert dille yazdığı


“Mektubun sadece birkaç satırı Türk Tarih Kurumu’nca yayınlandı. O satırlar arasında Atatürk’ün ünlü, ‘Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir! Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Siz buna razı mısınız?’ cümlesi de yer alıyor. ‘Siz buna razı mısınız?’ cümlesi bile sansürlenip kesildikten sonra Atatürk’ün bu ünlü sözü Türk Tarih Kurumu’nun merkez binasında mermer levhalara kazındı.’’
ATATÜRK ÇOK KIZMIŞ

Oral kitabında mektupla ilgili şu bilgileri veriyor: “(...) Konu ders kitaplarının hazırlanması ile ilgili. Atatürk tarih yazımı için ‘Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’ni görevlendiriyor. Cemiyet, liselerde okutulacak tarih kitaplarının yazımına başlıyor. ‘İslam Tarihi’ ve ‘Türklerin İslam’daki Yeri’ ile ilgili bölümü ise Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri hazırlıyor. Atatürk, Arap milliyetçiliğini ön planda tutan bu bölümlere itiraz ediyor, bazı düzeltmelerin yapılmasını istiyor. Ancak düzeltmeler istediği gibi yapılmayınca adeta ateş püskürüyor.”

MEKTUPTA NELER YAZIYORDU?

“Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanlar (...) Bir hırka ve bir hurma hikâyesi artık bir insanlık erdemi olarak gösterilmek felsefesi esas tutularak tarih yazılmamalıdır. Bunun gibi Arap ordularının birçok esirlerinden bir köle sınıfı vücuda geldiği bahsedilirken bu kölelerin Türk çocukları olduğu dile getirilerek hangi taraf için ne anlamda bir övünme nedeni arandığını araştırılıp incelenmeden Türk tarihi içine konulmamalıdır. Şüphesiz Türkler çok kahraman evlatlar (...) ilim, sanat ve bilhassa askerlik ve başkumandanlık mevkilerini elde etmişlerdir ve sonuçta Arap imparatorluğu unvanını taşıyan bütün memleketlerde birinci derecede güç ve hâkimiyet sahibi olmuşlardır. En nihayet Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanları emir ve iradelerine boyun eğdirmişlerdir.’’

'NOTLARI DÜZELTİRKEN...'

“Teyfik Beyefendi! (Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu) Zakir Kadiri’nin ahmakçasına notlarını düzeltirken bu noktalara dikkat buyurunuz. Sonradan uydurma bir eser meydana getirerek ardından pişman olmaktansa hiçbir eser meydana getirememek beceriksizliğini itiraf etmek daha iyidir. İlim alanında şüpheli olmak, Mısır’ın Camii Ezher’i mezunlarına inanmaktan daha iyidir.’’

ÇÖPTEN ÇIKTI

Oral, mektubun bulunuş hikâyesini şöyle anlatıyor:

“Beyoğlu Hazzopulo Pasajı’nda düzenlenen kitap ve fotoğraf müzayedelerinin birinde Türk Tarih Kurumu eski Genel Sekreteri Uluğ İğdemir’e ait çeşitli belgeler satışa çıktı. Bu belgeler içinde Atatürk’ün el yazısı mektup sayfalarının yıllar önce çoğaltılmış eski kopyaları da vardı. Belgeleri satın aldım. Dokümanları müzayedeye getiren sahaf arkadaşım belgelerin çöpten çıktığını söyledi.’’

ZAKİR KADİRİ KİMDİR?

Aslen Türkistanlı olan Zakir Kadiri Ugan 1878 yılında dünyaya geldi. Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nde eğitim gördü. Ders kitapları için hazırladığı İslam tarihi ve Türklerin İslam’daki Yeri konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre yazınca Atatürk’ü çileden çıkardı.
mynet

6/17/2011

rusya başbakanı vladamir putin'in fotoğraflarını bu güzel çekecek

Rusya’yı birlikte yönettiği için “tandem” diye anılan Putin-Medvedev ikilisi, yine ilginç bir işe imza attı. Her ikisi de, bugüne kadar kendilerini adım adım takip eden özel fotoğrafçılarını işten çıkarttı, yerine güzelliğiyle ön plana çıkan genç kızları istihdam etti.


Başbakan Vladimir Putin’i artık, iki yıl önce Moskova’da düzenlenen güzellik yarışmasına katılan Yana Lapikova fotoğraflayacak.
Cumhurbaşkanı Dmitriy Medvedev’in yeni fotoğrafçısı ise düne kadar İzvestiya gazetesine çalışan güzel muhabir Yekaterina Ştukina oldu. Kremlin’in sözcüsü Natalya Timakova, “Yekaterina’nın göreve tayini edilmesinde özellikçe ‘fotoğrafçı’ kelimesine vurgu yapmak istiyorum.


Genç ve güzel kız, iyi bir profesyonel olduğu için Başkanın fotoğraflarını çekmekle görevlendirildi” dedi. Putin’in basın sözcüsü Dmitriy Peskov ise, “Başbakan Vladimir Putin’in fotoğrafçısıyla ilgili kopan yaygaraya anlam veremiyorum. Yana Lapikova bu göreve deneme süresiyle alındı. Şu âna kadar işini de başarılı bir şekilde yerine getirdi. Çektiği birçok resim basında yayınlandı bile.

Çektiği fotoğraflar Putin’in beğenisini kazanırsa yakında kadroya da alınacak” diye konuştu. Bazı Rus medya organları bu durumu, “Tandeme dişi tandem” diye duyurdu.






 hürriyet

6/08/2011

facebook fotograftaki kişileri otomatik ekleme uygulamasından dolayı özür diledi

Sosyal paylaşım sitesi Facebook kullanıcılarından bir kez daha özür diledi. Özür, devreye sokulan yeni bir uygulamaya gösterilen tepki üzerine geldi.
Söz konusu uygulama, kullanıcılar tarafından sisteme eklenen fotoğraflardaki kişileri otomatik olarak etiketleme (tagging) mantığı üzerine kurulu.


Buna göre fotoğraflardaki kişilerin yüzleri sistem tarafından taranıyor ve fotoğrafı ekleyen kişinin arkadaşlarının yüzleriyle eşleştiği zaman, bu kişiler kullanıcıdan izin alınmadan etiketleniyor.

Uygulamanın kullanıcılar tarafından devre dışı bırakılması mümkün olsa da, Facebook'un karmaşık güvenlik ayarları kullanıcıların müdahalesini güç kılıyor.

Aralık 2010'da Amerika'da uygulamya konulan otomatik etiketleme özelliğine, son dönemde dünya üzerindeki tüm Facebook kullanıcıları dahil edildi.
'Daha kolay etiketleme'

Facebook yeni uygulamayla, kullanıcılarına daha kolay etiketleme imkanı sunduğunu açıklasa da, uygulamanın devreye girdiğini daha açık bir şekilde duyurmaları gerektiğini kabul ediyor.

BBC'ye demeö veren bir Facebook yetkilisi, ortaya çıkan yanlış anlaşılma sebebiyle üzgün olduklarını söyledi.

Facebook'a yöneltilen bu eleştiri, şirketin kullanıcılarını yeterince bilgilendirmemesi yönündeki yaygın kanıyı güçlendirebilir.

Kişisel bilgi ve fotoğrafların Facebook tarafından izin alınmadan kullanıldığını düşünen çok sayıda kişi var.
Facebook'un karmaşık ayar-onay sistemi

Her ne kadar Facebook yeni uygulamalarını devreye sokarken kullanıcıların onayını alsa da, bu çoğu zaman karmaşık ayar sistemi üzerinden otomatik olarak gerçekleşiyor.

Başka bir deyişle, kullanıcılar bu tür uygulamaları onayladıklarından haberdar olmuyorlar.

Facebook'un kişisel ayarlarının karmaşık yapısı, 2009 yılında büyük tepki çekmişti.

Söz konusu ayarlar, bu dönemde Amerikan Anayasası'ndan daha uzundu.

Facebook her ne kadar ayar sistemini daha kolay anlaşılır hale getirmiş olsa da, uzmanlar halen geliştirilmesi gereken noktalar olduğunda hemfikir.
bbc türkçe

6/04/2011

barack obamanın pasaportuyla hatıra resmi çektiren gümrük memuru kovuldu

Fransa'da bir gümrük memuru ABD Başkanı Barack Obama'nın pasaportu ile hatıra fotoğrafı çektirdiği için kızağa alındı.


Olayın Obama'nın geçen hafta ülkeye düzenlediği ziyaret sırasında, gümrük kapısından giriş yaptığı sırada yaşandığı belirtiliyor.

Obama, G-8 zirvesinin düzenlendiği Deauville kasabasına gitmek için yakındaki küçük bir havalimanını kullanmıştı.

Yerel France Bleu Cotentin radyosuna göre adı açıklanmayan, gümrük memuru ayağına gelen bu fırsatı kaçırmak istemedi.

Pasaporta mührü basan memur, belgeyi gizli servis ajanlarına geri vermek yerine, bir diğer arkadaşından fotoğrafını çekmesini istedi; Obama'nın fotoğrafının bulunduğu sayfayı açıp objektife gülümsedi.

Ancak Obama'nın işlemlerini yapan Amerikalı yetkililerin, hatıra fotoğrafı fikrinden hiç hoşnut olmadığı ve çok öfkelendikleri belirtiliyor.

Solidaires sendikasının yerel yetkilileri böyle bir olay yaşandığını ve memurun uygunsuz davranış gerekçesiyle görevden alındığını doğrularken, gümrük teşkilatının halkla ilişkiler sözcüsü de "üst düzey bir yöneticinin karıştığı bir olay" olduğunu söyledi.

Sözcü Jean-Roald L'Hermitte, yetkilinin üç haftalığına görevden alındığını; hakkında soruşturma açıldığını kaydetti.

Deuville'deki havalimanı küçük olduğundan, pasaport kontrollerini sınır polislerinin değil, gümrük yetkililerinin yaptığı belirtiliyor.
bbc türkçe

5/28/2011

bilinen evrenin 43 bin galaksili üç boyutlu haritasını 10 yılda tamamladılar

İngiltere’deki Portsmouth Üniversitesi’nden Karen Masters, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen 218. Amerikan Astronomi Cemiyeti konferansında yaptığı açıklamada, ‘2MASS Redshift Survey’ (2MRS) adlı proje ile 43 binden fazla galaksiyi katalogladıklarını belirtti.

Uzayın, şu ana kadar yapılan en geniş ve kapsamlı haritasını elde ettiklerini kaydeden Masters, “Proje harika bir şekilde tamamlandı ve bilinen evrene yeni bir bakış açısı yakaladık.

Ayrıca bu araştırmalara öncülük eden, Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden 2010’da ölen John Huchra’nın mirasını da onurlandırmış olduk” dedi. Masters, dünya merkezli haritanın ortasında Samanyolu galaksisinin uzandığını kaydetti.

3 boyutlu harita için, gözlemleri bütün gökyüzünü kapsayacak şekilde Kuzey ve Güney Yarım Küre’ye yerleştirilen Arizona ile Şili’deki teleskopların, 1997–2001 yılları arasında çektikleri kızılötesi fotoğraflar kullanıldı. Elde edilen görüntülerin haritalandırılması 2010’a kadar sürdü.

Bilim insanları, 2MRS projesi’nin, Samanyolu galaksisinin ötesindeki pek bilinmeyen uzayı anlamada ve evrenin hayatımıza olan etkisini araştırmada önemli bir adım olduğunu belirtiyor.

3 boyutlu harita, ABD’nin Boston kentindeki Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi ile Portsmouth Üniversitesi’nin ortaklığında hazırlandı. Araştırma ile 43 bin galaksi bünyesindeki 300 milyondan fazla nokta kaynak ve bir milyon geniş kaynak kataloglandı.
trt türk

5/23/2011

oyuncak kaplanı gerçek sanan ingiliz polisi alarma geçti operasyon düzenledi

İngiltere'nin Southampton kentinde, bir oyuncak kaplan polisi alarma geçirdi.


Keskin nişancıların helikopterle peşine düştüğü "kaplanın" gerçek olmadığı bir golf sahası boşaltıldıktan sonra anlaşıldı.


Polisin açıklamasına göre, Pazar günü öğleden sonra bazı vatandaşlar, Hedge End bölgesinde bir arazide kaplan gördükleri ihbarında bulundu.

İhbarcılardan biri, fotoğraf makinasının tele objektifiyle yakından incelediği kaplanın "tehlikeli" olabileceğini söyledi.
Keskin nişancılar

Bunun üzerine bölgeye bir polis memuru gönderildi. Bu memur, kaplanın gerçek olduğunu teyit etti. Ardından kaplan için bir ekip görevlendirildi ve bölgedeki Marwell hayvanat bahçesiyle temasa geçildi.

Hayvanat bahçesi yetkililerinin, kaplanın uyuşturucu iğneyle vurulması tavsiyesinde bulunması üzerine, hava desteği istendi.

Bölgeye keskin nişancıları taşıyan bir helikopter sevk edilirken, hayvanın kaçabileceği düşünülen civardaki bir golf sahası kapatıldı. Bir otoyolun da kapatılması için önlem alındı.

Ancak polis ekipleri sonradan kaplanın kıpırdamadığını tespit ederek operasyona son verdi.

Gerçek boyutlardaki oyuncak kaplanın kime ait olduğu ve bu araziye nasıl bırakıldığı bilinmiyor.
bbc türkçe

4/23/2011

k.maraşta intihar eden dört kardeşin isim anlamları ve intihar sebepleri

Kendilerini iple asarak intihar eden dört kardeşin, "hastalık derecesinde" bağlı oldukları annelerine ait fotoğrafları yok ettiği ve ilk seferinde tüpgazla intihara kalkıştığı öğrenildi.
Kahramanmaraş'ta Raden (31), Rulin (30), Sajen (27) ve Beraris (26) isimli dört kardeşin toplu intiharının altından, sıra dışı bir aile çıktı. Baba, şehrin köklü ailelerinden birinin, başarılı bir avukat olan oğlu Nejdet Sağocak'tı.
Anne ise daha önceki evliliğinden 2 çocuğu olan heykeltıraş- ressam Neyran Sağocak. 1978'de Ankara'da evlenen ve 1980'de, Neyran Sağocak'ın ilk eşinden olan kızları Seyla (38) ve Serja (35) ile birlikte Kahramanmaraş'a yerleşen aile, dışa kapalı bir hayat yaşıyordu. Abdülhamithan Mahallesi'ndeki 3 katlı müstakil ev, yüksek duvarlarla dış dünyadan ayrılıyordu. Şehrin 5 kilometre dışındaki bağ evi de etraftan soyutlanmış, dikenli tellerle çevrilmişti. Komşuları, akrabaları dahil hiç kimseyle iletişim kurmuyorlardı. Çocukların hiçbiri evlenmemiş, eğitim dışında evden ayrılmamıştı. Yakın çevreden alınan bilgiye göre baba, işi gereği "dışarı" ile bağlantılıydı, ancak ailesi konusunda konuşmuyor, onlarla birlikte sosyal ortamlara girmiyordu. Aile bağları "şaşırtıcı" derecede güçlüydü; birbirlerinden zorunlu olmadıkça ayrılmıyorlardı. Neyran Sağocak (63) 15 gün önce İstanbul'da askerlik yapan oğlu Raden'i ziyarete gitti. Burada rahatsızlanınca diğer çocukları ve eşi de yanına geldi. Hastanedeki tedavi süreci ve tüm müdahalelere rağmen Neyran Sağocak hayatını kaybetti. Eşi ve çocuklarının katıldığı törenle, geçen cumartesi Karacaahmet Mezarlığı'nda defnedildi. 3 kardeş Kahramanmaraş'a döndü. Birliğinden izin alan Raden de onlara katıldı.

'ÖLSEK YANINA GİDER MİYİZ?'

Ancak dört kardeşin psikolojisi bozuldu. Annelerinin hatıralarından kaçmak için Dereli köyü yanındaki bağ evine yerleştiler. "Biz de ölürsek annemizin yanına gidebilir miyiz?" diye konuşmaya başladılar. Salı günü mutfaktaki tüpü açan kardeşler, toplu intihara kalkıştı. Ancak bağ evinin hizmetlisi Hayri Tepebaşı gençleri son anda kurtardı. Nejdet Sağocak, Tepebaşı'na gözetim görevi vererek evdeki kesici ve tehlikeli eşyaları attırdı. Ancak önceki gün 5'er metrelik 4 adet ip satın alan çocuklar, akşama doğru "Karnımız acıktı, bize şehirden yemek getir" diyerek görevliyi bağ evinden uzaklaştırdı. Bahçedeki araçlarının radyolarını açarak sesi en yüksek seviyeye getiren kardeşler bağ evinin 4 odasına dağıldı. Ve ipleri tavana asıp aynı anda, birbirlerini görmeyecek noktalarda yaşamlarına son verdiler. Eve dönen Tepebaşı, müziğin sesini duyunca bir terslik olduğunu anladı. Eve girdiğinde, Beraris'in cesedini girişte, Raden'in cesedini sağ taraftaki odada, Sajen'in cesedini arka odada, Rulin'in cesedini ise üst kattaki odada buldu.
'İçlerinden biri karar alır, diğerleri uyardı'

Babanın iş ortağı avukat Emine Ağaoğlu ailenin içine kapanık olduğunu, çocukların annelerine çok ama çok düşkün olduğunu belirterek, "Hatıralardan kaçmak için bağ evinde kalıyorlardı. Annelerinin ölümünü kabullenemediler. Çok zeki ve yetenekli çocuklardı. Çok radikal kararlar alabilecek, değişik karakterde çocuklardı. Sıradan insan değillerdi. Hayata bakış açıları çok farklıydı. Bu 4 kardeşin birbirleri arasındaki bağlar da çok kuvvetliydi. Biri karar aldığında diğeri tartışmaksızın buna uyardı" diye konuştu. Baba Sağocak'ın ailesinden hiç bahsetmediğini belirten Ağaoğlu, "Anneleri öldükten sonra Nejdet Bey, 'Ben iyiyim ama çocukları avutamıyoruz' serzenişinde bulunuyordu" dedi. Baba Sağocak'ın dostlarından müteahhit Mahir Güller de ailenin kapalı bir kutu olduğunun altını çizerek, "Aileyle ilgili kimse bir şey bilmez, ayrıca merak da etmezdi. Nejdet de anlatmazdı zaten. Ailesi onun için çok özeldi. Bildiğim bir şey varsa, ailesine çok ama çok düşkün bir insan olmasıydı" dedi.

'Sürekli bahçede dolaşıp, konuşuyorlardı'

Abdülhamithan Mahallesi'nin muhtarı olan ve aynı zamanda Sağocak ailesinin evlerine en yakın marketi işleten Ahmet Fındık da "Dünyaları, o evin içiydi. Kimseye bir zararları yoktu. Çok konuşkan değillerdi. 40 defa gelseler belki birinde 'Merhaba' veya 'Hoşçakal' derlerdi" diye konuştu. Bağ evinin yakınında oturan emekli memur Ünver Altınöz ise kardeşleri gören son kişi oldu. Altınöz, o gün yaşananları şöyle anlattı: "15 yıldır komşuyuz ama bugüne kadar hiç yan yana gelmedik. Çocuklar dün sabah 09.00 gibi yüksek sesle müzik dinlemeye başladı. Bir yandan da hep birlikte sağa sola hızlı adımlarla yürüyor ve konuşuyorlardı. Müzik sesinden rahatsız olmadığım için pek aldırış etmedim. Saat 19.00 sıralarında evin yanından geçtim. Yıllardır ilk kez bahçe kapılarını kilitli gördüm. Evin ışıkları yanıyordu. Ama kimse yoktu" dedi.
MUTLAKA BİR LİDERLERİ VARDIR'

Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Psikoloji-Psikiyatri bölümünden Uzman Dr. Erol Bozhüyük şunları söyledi: "Yaşanan acılara dayanma gücü kişiden kişiye değişir. Bağımlılık derecesinde sevilen şeyin kaybı tetikleyici olabilir. Kardeşlerden biri veya ikisinin fikri, diğer kardeşleri de aynı acı sona sürüklemiştir. Bu olayda mutlaka bir lider vardır. Onun söylemiyle benimsenmiş bir karar gibi görünüyor. Anneye olan sevgiyi ispat hareketi. İntihara karşı çıkma, sanki anneyi sevmiyor ya da az seviyor gibi algılanacağı için intihar toplu olmuştur."

YENİ KALP, ANA GEN, YENİDEN DOĞUŞ, YARATILIŞ

Topluca ölüme giden 4 kardeşin isimleri de ilginç. Akrabaları, bu isimlerin İslam öncesi Türkler'de kullanılan isimler olduğunu, Beraris'in "yeni kalp", Sajen'in "ana gen", Rulin'in "yeniden doğuş", Raden'in de "tanrıdan geliş, yaratılış" anlamına geldiğini belirtti.

Yan yana toprağa verildiler

Cenazeler Ulu Cami'de kılınan cenaze namazının ardından Şeyh Hadil Mezarlığı'nda yan yana toprağa verildi. Yüksek dozda sakinleştirici verilen baba Nejdet Sağocak cenazeye katılamadı. Vatani görevini yapan Raden'in cenazesini askerler taşıdı. Baba Sağocak'ın yakınlarına, "İstanbul'dan döndükten sonra onları eve götürmeye ikna edemedim. Bağ evinde anneleri ve kendilerine ait ne kadar fotoğraf varsa yok ettiler. Psikolog tuttum. Terapi uyguladılar. Ama başarılı olamadık. Birkaç defa intiharı düşündüklerini söylemişlerdi. Çocuklarım eğitimli, kültürlü insanlardı. Nasıl yaptılar anlamıyorum" dediği belirtildi.

HEPSİ EĞİTİMLİ

RADEN: İngiltere'de Elektrik-Elektronik Mühendisliği okudu.
RULİN: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Muhasebe'de bir yıl öğrenim gördü. Okulu bıraktı.
SAJEN: Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencisi.
BERARİS: KKTC'de özel bir üniversitede Radyo-Televizyon Bölümü'nde 1 yıl öğrenim gördü. Okulu bıraktı.

mynet

2/02/2011

tuz gölünün uydudan çekilen resminde insan silüeti çıkıyor

Konya’nın Cihanbeyli İlçesi sınırlarında yer alan Tuz Gölü’nde oluşan silüeti görenler şaşırıyor. ’Google Earth’de yayınlanan uydu fotoğraflarında kıyı şeridinde oluşan insan silüetinde göz, burun ve ağız bölümü net bir şekilde görülüyor.

Sosyal paylaşım sitesi Youtube’da ’Tuz Gölü’nde inanılmaz insan yüzü’ başlığı altında yayınlanan görüntülerde ise silüet, üst bölümünün Mevlevilerin kullandığı sikkeye benzemesi üzerine semazen görünümüne dönüştürülmüş.

Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Güler Göçmez, Tuz Gölü’nde oluşan insan silüetinin tamamen tesadüfen oluşmuş bir şekil olduğunu söyledi. Doç.Dr. Göçmez, "İnsan silüetinin oluştuğu bölgede gölün suyla beslenmesi az olduğu için oluşan çökmeler ve tuz tortuları bu şekli ortaya çıkmıştır" diye konuştu.

Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’ndeki Tuz Gölü, Ankara, Konya ve Aksaray sınırlarının kesiştiği yerde bulunuyor. Türkiye’nin yüzölçüm olarak ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü’nün derinliği 12 metre. Özellikle yaz mevsiminde buharlaşmanın etkisi ile alanı oldukça küçülüyor. Türkiye’nin tuz ihtiyacının temin edildiği gölün kuraklık ve kirliliğin devam etmesi halinde 2015 yılında tamamen yok olma tehdidi altında olduğu belirtiliyor.
trt türk

1/18/2011

greenpeace eylemcileri yasadışı trol avcılığı yapanları yakalattı

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Deniz Polisi, yasa dışı trol avcılığı yapan teknelere üst üste baskınlar yapmış ve pek çok teknenin malzemelerine el koymuştu. Buna karşın Boğaz'da bile trol avına devam eden tekneleri Greenpeace takibe aldı. Sabah 05.00 sularından itibaren trol avı yapana tekneleri arayan Greenpeace botları, Sarayburnu açıklarında balık yakalayan teknelerden birisini suçüstü yakaladı.

Kendilerine yanaşarak siren çalan ve ışıklarını açan Greenpeace botunu gören balıkçılar hemen malzeme ve takımlarını suya bıraktı. Fotoğraf çekip video görüntüsü alan Greenpeace eylemcileri, Kumkapı'ya kaçan tekneyi takip etti. Takip sırasında ihbar üzerine gelen Deniz Polisi, tekne hakkında tutanak tuttu. Greenpeace, teknenin suya bıraktığı malzemelerin koordinatlarını polise verdi.
Yasa dışı trol, Boğaz ekosistemini yok ediyor!

Bu eylemle Marmara Denizi'nde yasak olmasına karşın yıllardır umursamaz bir şekilde süregelen trol avcılığını afişe ettik. Trol tekneleri, Marmara'da yasa dışı ve aşırı avlanıyor ve deniz ekosisteminde telafisi olmayan bir tahribata neden oluyor.

Son zamanlarda yapılan denetleme ve baskınların devam edeceğini umarak biz de bunun takipçisi olacağız. Ancak burada asıl görev, yasadışı ve aşırı avlanma ile ilgili acil önlemler alması ve denetimleri sağlaması gereken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na düşüyor. Hassas olan Boğaz ekosistemi ve kıyı balıkçısı, trolden çok olumsuz şekilde etkileniyor.
kovalamacayı izlemek için tıklayın

11/21/2010

internet alışverişinde yeni dönem başlıyor denemesi bedava

Sanal alışverişte elektronik cihazların ardından kitap, giyim ve ev ürünlerinin satışları da artış gösteriyor.

yeni dönem başlıyor

İnternet alışverişlerinde ‘bariyerler’in kalktığını ancak giyimde ‘dokunma’ ihtiyacından dolayı bunun devam ettiğini söyleyen Hepsiburada.com Genel Müdürü Aytuğ İğneli, “Bu ihtiyacı karşılamak için ‘denemesi bedava’ uygulamasını başlattık” dedi.

SANAL alışveriş sektöründe en fazla ilgiyi elektronik ve elektrikli ürünler görüyor. Online alışveriş içerisindeki payı yüzde 25’lere ulaşan bu ürünlerin ardından son dönemde giyim, kitap ve ev ürünleri alışverişlerdeki payını artırmaya başladı.

İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde ‘bariyerlerin’ ortadan kalktığını ancak tekstil ürünlerinde devam ettiğini belirten Hepsiburada.com Genel Müdürü Aytuğ İğneli, “Herkes yoğun süreçler geçiriyor ve zaman kazandırmasından dolayı internet üzerinden giyim alışverişi de hız kazandı. Tekstil ürünlerinde dokunma ihtiyacı nedeniyle ‘bariyerler’ var. Ayrıca yaptığımız araştırmalarda giyim, ayakkabı ve diğer tekstil ürünlerinde dokunma ve deneme ihtiyacının çok belirgin olduğunu gördük. Biz de bu ihtiyacı karşılamak için ‘denemesi bedava’ uygulamasını başlattık” dedi.

Ayakkabı geri geliyor


Artan internet kullanımı, online alışveriş şirketlerinin bu platformdaki güveni artıracak uygulamaları, tüketicileri bilinçlendirme çalışmaları ve değişen alışveriş alışkanlıklarının online alışverişin artışında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Aytuğ İğneli, şunları söyledi: “Giyim alışverişlerinde özellikle kadınlar ürünü denemek, dokunmak istiyor.

denemsi bedava

Bu nedenle giyimdeki bariyerler devam ediyor. Bu sorunu aşmak için ‘denemesi bedeva’ uygulamasına başladık. Artık ürünü evinin koltuğunda deneme olanağı var. Üstüne olmayanı ücretsiz olarak geri gönderiyor. Denemesi bedava kampanyasıyla ilgili olarak ürün iadelerinde önemli bir değişiklikle de karşılaşmadık. Yalnızca ayakkabıların iade oranlarında 1 puanlık artış oldu.”

Online müşteri desteği

Müşterinin çok kolay ulaştığı bi firma olmayı hedeflediklerini ifade eden Aytuğ İğneli, şöyle konuştu: “Bunun için yıllık 600 bin lira tutarında call center yatırımı yaptık. Müşterilerin sorularına çok hızlı cevap verebilmek için 18 saat çalışıyor. Bizim burada gelmek istediğimiz nokta, hepsiburada.com üzerinden müşteri temsilcileriyle online-chat yapılabilmesi. Alışveriş sırasında hemen sorular cevaplanabilecek. Bunun için bir proje başlattık. Uzman kadro oluşturup online chati 2011 yılının ilk aylarında uygulamaya sokmayı planlıyoruz. Bunun yurtdışında bir kaç örneği var ancak Türkiye’de bu uygulama bir ilk özelliği taşıyacak.”

2011’de sıçrama olacak

BKM verilerine göre sanal POS hareketlerinin ağustos sonu itibariyle 8.36 milyar liraya ulaştığını hatırlatan İğneli, “Bu rakamın içinde turizm, bilet, kontör gibi sanal poslarla yapılan tüm ticari işlemler yer alıyor. BKM verileri 2010 yılının ilk 6 ayında kredi kartlarıyla yapılan her 100 liralık harcamanın yaklaşık 7 lirasının internetteki sanal mağazalarda gerçekleştiğini gösteriyor. Sanal ticaret Türkiye’de hızla büyüyor. İnternette gerçekleşen işlem adetleri 2005 yılından 2010 yılına yüzde 230 oranında artarak 16.9 milyondan 56 milyona ulaştı. 2006-2007 yılları arasında gerçekleşen büyük ivmelenmenin önümüzdeki 2011-2012 yılları içinde de gerçekleşmesini bekliyoruz.”

17 milyon ürün teslim etti, 594 bin yorum aldı

Hepsiburada bugüne kadar 17 milyona yakın ürün teslimatı gerçekleştirdi.

ürün teslimatı gerçekleştirdi.

Aylık 11 milyon ziyaret alan Hepsiburada.com’un, 5.5 milyon tekil ziyaretçi ve 2.5 milyonu aşkın kayıtlı üyesi bulunuyor.

Günde ortalama 20 binin üzerinde ürün siparişi alınıyor.

2009 yılında bir önceki yıla göre sipariş sayısı yüzde 50 büyüyen Hepsiburada.cum’un cirosu yüzde 36, ürün sayısı ise yüzde 30 olarak gerçekleşti.

Hepsiburada.com 36 farklı kategori 350 binin üzerinde farklı ürün sayısı ile hizmet veriyor.

Sitede 594 bin ürün yorumu bulunuyor.

Doğudan spor ve bebek ürünlerine ilgi var

ALIŞVERİŞ alışkanlıklarını bölgelere göre de değerlendiren Aytuğ İğneli, “Birçok bölgede en çok bilgisayar ürünü satılırken Doğu Anadolu’da ilk sırayı oto aksesuarları alıyor. Tüm bölgeler içinde spor ürünlerinin satış payının en yüksek olduğu bölge, Güney Doğu Anadolu bölgesi oluyor. Bunun dışında Türkiye genelinde tercih edilen kategoriler dışında sağlık-güzellik, spor ve anne bebek ürünleri bu bölgeden verilen sipariş adedi olarak öne çıkıyor” dedi.

Kadın kitap erkekler oto aksesuvarı alıyor

ALIŞVERİŞ alışkanlıklarında kadın-erkek farklılığını anlatan Aytuğ İğneli, “Kadınlar daha çok kitap, spor ve sağlık-güzellik ürünü alırken erkekler tercihini oto aksesuar, hırdavat & bahçe ürünlerinden yana yapıyor. Bunun yanı sıra kadınlar erkeklerden daha fazla spor ve petshop ürünü satın alıyor. Kadın ve erkek üyelerin alışveriş eğilimleri bilgisayar, telefon, fotoğraf kamera ve ev elektroniği ürünleri satın alımında benzerlik gösteriyor. Kadın tüketiciler İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerin hemen ardından Bursa, Antalya, Kocaeli, Muğla, Balıkesir, Tekirdağ, Manisa’da ağırlık gösteriyor” diye konuştu. hürriyet ekonomi




10/20/2010

ünlü rus ajanı anna chapman maxim dergisine poz verdi

Anna Chapman erkek dergisi Maxim'in Rusya baskısı için soyundu.

seksi pozlar videosu

Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Temmuzda mahkum değişimi çerçevesinde ABD'den sınırdışı edilen Rus casuslarına liyakat nişanı taktı. ABD'de geçen haziran ayında tutuklandıktan sonra temmuzda ülkesine sınır dışı edilen ajanlar arasında bulunan Anna Chapman erkek dergisi Maxim'in Rusya baskısı için soyundu.


Erkek dergisi Maxim'in Rusya baskısı için cesur pozlar veren Anna Chapman'ın eski kocası çıplak fotoğraflarını da yayınlamıştı. Derginin internet sitesinde Anna Chapman birkaç fotoğrafı ile bir video görüntüsü yer alıyor.

Derginin perşembe günü yayımlanacağı ve "ajan 90-60-90" ile bir mülakatın dergide yer alacağı kaydedildi. (Haber: MURAT VAROL / DHA)