Dünya

Dünya
Facebook etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Facebook etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/11/2012

twitter arama motoru google'ın google+'sından rahatsız oluyor

Twitter, Google'ın, arama sonuçları içinde, kendi sosyal paylaşım sitesi Google+'dan sonuçlara ön sırada yer vermesinden rahatsız olduğunu açıkladı.

Sosyal paylaşım sitesinde paylaşılanların Google arama sayfasındaki sonuçlar arasında yer alması bu sitelere olan trafiği artırıyor.

Sosyal paylaşım ve mikro blog sitesi Twitter'ın avukatlarından Alex Macgillivray, Twitter'da paylaştığı mesajında, "Bugün internet için kötü bir gün" dedi.

İnternet arama motoru devi Google, Facebook'a rakip sosyal paylaşım sitesini güçlendirmek için yoğun çaba harcıyor.

Google+'da paylaşılanların özel olarak hazırlanan Google arama sayfasında yer bulacak olması, bu siteye olan talebi artırabilir.

Twitter'ın şikâyetine yanıt veren Google ise, değişikliklerin, internet aramasının giderek kişiselleştirilmesinin bir parçası olduğunu söyledi.

Google, arama sonuçlarında, bir süredir kişiye özel sonuçlar sergilemeye başladıklarını da ifade ediyor.

Google'ın yaptığı değişikler sayesinde, kullanıcılar Google+ fotoğrafları, iletileri ve durum raporları arasında da arama yapabilecek.

Google+'ya üye kişilerin profillerinde de arama yapılabilecek.

Konuyla ilgili Twitter'daki sayfasından yorumlar yapan Twitter'ın avukatı Macgillivray, geçmişte Google için çalışıyordu.

Twitter da yaptığı resmi açıklamada, Macgillivray'in şikâyetlerine benzer noktaları tekrarladı.

10/07/2011

steve jobs çocuklarıyla tek bir fotoğrafı bile yok apple'dan başka hiç bir şeyden bahsetmezdi

Steve Jobs'un yaşam öyküsünü yazan Leander Kahney, "İnanılmaz derecede ağzı sıkı, kişisel hayatını gizli tutan biriydi." diyor ve sürdürüyor: "Çocuklarıyla bir fotoğrafını dahi bulamazdınız, Apple ürünleri dışında bir şeyden bahsettiğini de işitmezdiniz."
Kate Dailey

BBC muhabiri

Apple'ın kurucusu Steve Jobs daha hayata veda etmeden önce de karakterinin yarattığı kült, Apple şirketinde önemli bir yere sahipti.

Görevi bırakacağı ilan edildiğinde kimi yorumcular, şirketin Jobs olmadan yalpalayacağı yolunda kaygılarını dile getirmişti.

Ancak ölümüyle hem bir kült figür olarak konumu, hem de bu geçiş sürecindeki şirkete bıraktığı mirası berraklaşmış oldu.

Ölümünden dakikalar sonra internette sosyal paylaşım sitesi Twitter, Jobs'un anısına yollanan mesajlar ve bir mesajın daha kolay aranıp bulunmasını sağlayan #(hashtag) işaretlerine teslim olmuştu.

Facebook'ta bir biri ardına Jobs'un fotoğrafları, sözleri, videoları yollandı.
Dünyanın hemen her yerinde insanlar Apple dükkanlarına akın etti, çiçekler bıraktı.

Bazı gruplar, iPad'lerinde mum uygulamaları kullanarak anma törenleri dahi yaptı.
Bilinmezlerle dolu

Steve Jobs'un ölüm haberine kitleler halinde gösterilen tepki, sanki ürünlerini satın alan milyonlarca insanın arkadaşıymış gibi bir izlenim doğurdu.

Gerçekte ise hakkında pek az şey biliyorlardı.

Steve Jobs'un yaşam öyküsünü yazan Leander Kahney, "İnanılmaz derecede ağzı sıkı, kişisel hayatını gizli tutan biriydi." diyor ve sürdürüyor: "Çocuklarıyla bir fotoğrafını dahi bulamazdınız, Apple ürünleri dışında bir şeyden bahsettiğini de işitmezdiniz."

Steve Jobs'un siyasete ya da özel yaşamına ilişkin fazla bir şey paylaşmaması, hayranlarını da asla hayal kırıklığına uğratmaması demekti.
Mac Kültü (cultofmac.com) adlı internet sitesini yöneten Kahney, "gizemli olduğundan, insanlar kendi fikirlerini onda görebiliyorlardı, böylece bir çok insan içi, bir çok şey ifade edebiliyordu" diyor.

UCLA Anderson İşletme Okulu'ndan Doçent Doktor Maia Anderson da esrarlı olduğu düşüncesinin Jobs'un ileriyi gören bir kişi olduğu düşüncesini beslediği görüşünde.

"Gizemli insanlar başarılı olduklarında, onları gizli bir şeyler bahşedilmiş, pek çoğumuzun erişme olanağının olmadığı bir şeylere sahip biri gibi algılıyoruz." diyor Anderson.
Farklı düşünmek

Kahney ise, "daha başından beri Apple, bir külttü zaten" diyor.

Ancak bu kült, kişilikten çok şirketin piyasaya sürdüğü ürünlere dayanıyordu ki, bu inanılmaz bir sadakati de beraberinde getirmişti.

Apple ürünlerini kullananların sayısının fazla olmayışı, hem ayrıcalıklı olma havası yarattı; hem de Apple hayranlarını aşırı korumacı bir hale sürükledi. Öyle ki, Microsoft gibi devlerin, çok sevdikleri şirketlerinin kapanmasına neden olacağı kaygısı içindeydiler devamlı.
İşte Jobs, bu karışıma farklı bir şeyler ilave etti.

Marka danışmanı Jonathan Gabay, "Jobs herkesten farklı olarak işleri kendi istediği gibi yaptı" diyenlerden.

Jobs'dan önce bilgisayar, matematik ve bilim alanında kullanılan gri bir kutudan ibaretti, takım elbiseler ve kravatlar içindeki adamların işlerinde kullandıkları makinelerdi ya da.

Kot pantolonlu Jobs, rahat giysilerin hakim olduğu "noktacom" yaşam tarzına öncülük etti, bu anlayışı tamamen değiştirdi.

"Bu da insanları, işleri daha farklı yollardan yapmayı dile getirmeye sevketti, onları özgürleştirdi; dahiyane sloganı 'Farklı düşünün' de öyle" diyor, Gabay.

iPod ve iPhone'un icadıyla Apple, acaip ve umutsuz bir vaka olmaktan çıktı, küresel bir güç haline geldi.

iPod'lara has beyaz kulaklıkları hippi sanatçılar da kullanıyordu, ABD'nin finans merkezi Wall Street'teki takım elbiseliler de.

Ama iş hayatına bakıldığında, Jobs, devrimciden başka her şeydi.

"Dışarıdan bakıldığında havalı, liberal yaratıcı bir şirket gibi dursa da, gerçekte Apple son derece sıkı bir yer. Öyle, çalışmak için, çok mutlu bir ortam da değil." diyor Kahney ve ekliyor: "Dünyanın en sıkı kontrol altında tutulan kurumlarından biri."

Şirket giderek daha başarılı hala geldikçe, daha az yenilikçi bir hal aldı - nihayetinde, bir şirket, yaşamlarımızda devrim yaratan her yeni gelişmeyi daha kaç kere yapabilir?

Şimdi Jobs'un öncülük ettiği şirket, tarihi öneme sahip lideri olmadan yoluna devam etmek zorunda.

Dünyanın hemen her yerinden tüketiciler internet ortamında Jobs'u anan bir çok mesaj bıraktı.

Bunların hiç biri Apple'ın yenilikçi tasarımı ya da işletim sistemlerinin hızına ilişkin değildi.

Mesajların çoğu Jobs'u hayalperest, vizyon sahibi bir insan olarak anlatıyordu.

"Kalbinizin ve sezgilerinizin sesini dinleme cesaretini gösterin" gibi sözlerinden alıntılar yapılıyordu.

Steve Jobs insanların otoriteye her zamankinden daha az güvendikleri bir zamanda öldü.

Yarattığı teknoloji ve yansıttığı imaj, tüketicilere bir çözüm olasılığı sundu.

9/23/2011

google+ facebook'un gözünü korkuttu facebook yenilik üzerine yenilik yapıyor

Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, sitenin sayfa tasarımında planlanan önemli değişiklikleri ve kullanıcılar arasında medya paylaşımını dramatik boyutlarda artırma hedefini yıllık Facebook konferansında kamuoyuna duyurdu.
Facebook, sosyal medyada pazardan pay kapmaya çalışan rakiplerine karşı kullanıcılarının ilgisini yeni unsurlarla ayakta tutmaya çalışıyor.

Facebook sayfasının uygulama platformu, kullanıcıların Spotify gibi müzik sitelerinde dinlediği müziği ya da Netflix gibi film sitelerinde izledikleri filmi arkadaşlarıyla aynı anda paylaşmalarını sağlayacak biçimde yenileniyor.

Haber siteleri de bu platforma taşınıyor.

Kullanıcılar, gizlilik ayarlarına bağlı olarak, arkadaşlarının ne ile meşgul olduğunu çok daha yakından takip etme imkanına kavuşuyor.

Mark Zuckerberg, ''Bir başkasının dinlediği müziği merak edip tıklamak ve yeni bir şey öğrenmek harika bir deneyim. Arkadaşlarınla çok sevdiğin müzik gruplarını ya da bir filmi paylaşabilmek de şahane.'' diye konuştu.

Facebook'un sayfa tasarımında yaptığı en büyük değişim ise kullanıcıların kimlik bilgilerinin bir zaman çizelgesinde yer alacak olması.

Zaman çizelgesinde, kullanıcının koyduğu resim yahut video gibi görsel ve işitsel mesajlar sıralı olacak.

Gözlemciler Facebook'un yeni haliyle en büyük iki rakibi Google+ ve Twitter'ın karşısında farklı durmaya çalıştığına dikkat çekti.

Yeni değişikliklerle Facebook'un daha çok, yakın zaman öncesine kadarki popülerliği artık sönmüş olan Myspace'in sayfa formatına yaklaştığını düşünenler var.


9/21/2011

google sosyal ağ atılımı google + ile hızlı giriş yaptı facebook ve twitter güç birliği yapıyor

Arama motoru Google'ın sosyal ağ atılımı niteliğindeki Google+ hizmeti, bugünden itibaren herkese açıldı.

tıklayın Google+, son 2,5 aydır haber ve teknoloji sektörlerinde çalışan sınırlı sayıda kullanıcıyla deneme ortamında işletiliyordu.
Ancak bu üyeler, arkadaşlarına davet gönderebildiği için kullanıcı tabanı iki haftada on milyonu geçip hızla yayıldı.

Google daha sonra rakam açıklamasa da, internet veri analiz şirketi Comscore'a göre, ilk ay sonunda bu sayı 25 milyonu buldu.

Google+ arkadaşlarla iletişimin yanında, bir kaç kişinin birden görüntülü sohbet edebilmesini de içeren yenilikçi özelliklere sahip.

Google "görüntülü sohbet mekanı" (hangouts) özelliğini Android cep telefonlarına da ekliyor.
Ne getiriyor?

Kullanıcılar ayrıca bilgisayar ekranlarında bulunan bir içeriği, diledikleri kişiyle kolayca paylaşabilecek.

"Asıl mesele Facebook kullanan 750 milyon kişiyle Twitter abonesi 100 milyon kişinin başka bir ortama geçme ihtiyacı hissedip hissetmeyeceği "

Rory Cellan-Jones, BBC Teknoloji Muhabiri

Bir diğer yenilik, Google+ hizmeti ile arama özelliğinin entegre edilmesi. Böylece üye olanlar hem interneti hem de sosyal ağlarda paylaşılan bilgileri bir arada tarayabilecek.

Facebook'taki "beğen" özelliği gibi, Google+ içinde de beğenilen sitelere "+1" etiketi konuluyor.

+1 ile bir siteyi hoş ya da faydalı bulanlar arasına katıldığınızda, bunu arkadaşlarınız da görüyor.

Dilerseniz +1'e değer sitelerinizi Google profilinizde özel bir sekme içinde toplayabiliyor, bu sekmeyi dışarıdan da görünür hale getirebiliyorsunuz.

Fresh Networks adlı kuruluşun sosyal ağ uzmanı Matt Rhodes, "sosyal arama" olarak tanımladığı bu özelliğin şirket ve işyerleri için cazip olabileceğini söylüyor.

Rhodes'a göre "Markalar pek çok kişinin sitelerine arama motorlarından geldiğini biliyor. Bu nedenle de doğru anahtar sözcükleri kullanıp sıralamada daha üst sıralarda yer almak çok önemli. Bu da ticari yönden olanaklar sağlıyor."

Rhodes, "Google'a girip süpermarket araması yapıyorsanız; arkadaşlarımdan biri de Tesco'yu +1'e almış ya da hakkında yorum yapmışsa, Tesco arama sonuçlarımda başka bir markadan yukarıda çıkabilir." diyor.

Kendisi de aktif bir Google+ kullanıcısı olan Myspace kurucusu Tom Anderson, "Google için bu alanda başarısızlık söz konusu değil. İşlerinin geleceği uzun vadede sosyal ağlara bağlı, dolayısıyla bence hedefi tutturana dek ince ayar yapıp kullanıcılara kendilerini hatırlatmayı sürdürecekler" dedi.
Facebook ve Twitter'ın güçbirliği
Google Türkiye sitesinin ekran görünümü

Rakipleri de Google+ için atılan adımları dikkatle izliyor.

Facebook geçtiğimiz günlerde, gözlemcilerin Google'ın hamlesine yanıtı olarak nitelediği bir dizi yeni özelliği devreye soktu.

Şirket ise bunları zaten uzun süredir planladığını savunuyor. Bunlar arasında arkadaş listesinin elden geçirilmesi ve Google Circles'ta olduğu gibi, bunların kategorilere göre gruplanması var.

Hafta başında da Facebook kullanıcılarının statü güncellemelerini Twitter akışlarına bağlayabileceği açıklanmıştı.

Arama alanında hakim konumdaki Google, sosyal ağ alanında ise "küçük oyuncu" durumunda. Twitter'ın 200 milyon, Facebook'un 750 milyon kullanıcısı var.

BBC Teknoloji Muhabiri Rory Cellan-Jones, "Asıl mesele halen Facebook kullanan 750 milyon kişiyle Twitter abonesi olan 100 milyon kişinin başka bir ortama geçme ihtiyacı hissedip hissetmeyeceği" diyor.

Google'ın sosyal ağdan sorumlu başkan yardımcısı Vic Gundotra, BBC'ye rekabet ortamından hoşnut olduklarını söyledi.

"Bizce insanlar içerik paylaşmak için çok farklı araçlar kullanıyorlar" diyen Gundotra, "birşeyler paylaşmak için en popüler mekanizma e-posta. Dolayısıyla bizce yenilikler getirmek için çok geniş bir alanımız var." dedi.

8/15/2011

facebook'ta onaltı yaşında bir kızla tanıştı siyasi kariyeri bitti

Almanya'nın Schleswig Holstein eyaletinde 9 ay sonra yapılacak olan eyalet meclisi seçimlerine Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) başbakan adayı gösterdiği parti eyalet başkanı Christian von Boetticher, 16 yaşındaki bir kızla olan ilişkisinden dolayı adaylık yarışından çekildi ve teşkilat başkanlığı görevinden de ayrıldı.
Boetticher'in, 2010 yılı başlangıcında bekarken genç kızla yaşadığı ilişkinin yasa dışı olmamasına rağmen, parti arkadaşlarının muhafazakâr görüşlerinden dolayı görevinden ayrılma kararı aldığı bildirildi. "Bild am Sonntag" gazetesi, Alman siyasetçinin 16 yaşındaki kızla 2010 yılı başında Facebook üzerinden tanıştığını yazdı. Gazete, birçok buluşmanın ardından ilişkinin 2010 yılının mayıs ayında noktalandığını duyurdu. Partisi darbe aldı Schleswig Holstein Eyalet Başbakanı Peter Harry Carstensen, halefi olması beklenen Boetticher'in böyle bir ilişkisinden haberdar edildiğini ve kendisiyle bu konuda konuştuğunu belirterek, "Umarım bu olaydan doğru sonuçları çıkartır" şeklinde açıklama yapmıştı. Hristiyan Demokrat Birlik böylece Schleswig Holstein'da 6 Mayıs 2012 tarihinde yapılacak eyalet seçimleri öncesinde ağır darbe almış oldu. Boetticher'in başbakan adaylığının 4 Kasım'da Lübeck'te düzenlenecek genel kurulda resmileşmesi bekleniyordu. CDU bölge teşkilatınca yayınlanan yazılı açıklamada Boetticher tarafından alınan karara "saygı duyulduğu" belirtildi. CDU eyalet yönetimi, "konuyla ilgili ayrıntıları ele almak üzere yarın toplanma kararı alındığını" duyurdu. Christian von Boetticher'in yerini alabilecek isimler arasında eyaletin ekonomi bakanı Jost de Jager ile eyalet meclis başkanı Torsten Geerdts'e şans tanınıyor.

© Deutsche Welle Türkçe DW/Ajanslar, NH/AG 

8/14/2011

ingiltere'de büyük tartışma facebook.twitter kapatılsınmı kapatılmasınmı

İngiltere hükümeti dört gün boyunca ülkeyi kasıp kavuran yağma ve kundaklama olayları ardından kriz zamanlarında Twitter ve Facebook gibi sosyal iletişim ağlarını kapatıp kapatmamayı değerlendiriyor.
Başbakan David Cameron, istihbarat servisleri ve polisin, şiddet planlayanların iletişimlerinin engellenmesinin "doğru ve mümkün" olup olmadığını araştırdığını açıkladı. Olaylara katılanların Facebook, Twitter ve Blackberry mesajlarıyla haberleştikleri belirtiliyor. Ancak bazı örgütler, bu tür bir önlemin suça karışmamış kişilerin özgürlüklerini sınırlamak anlamına geleceğini söylüyor. İçişleri Bakanı Theresa May'in Facebook, Twitter ve Blackberry telefonlarının üreticisi RIM şirketinin temsilcileriyle, bu kuruluşların sosyal huzursuzluklar sırasındaki yükümlülükleri konusunda görüşmeler yaptığı belirtiliyor. Koalisyon hükümeti içinde sosyal medyanın engellenmesi seçeneği tartışılırken bazı milletvekillerinin bunun teknik açıdan uygulanabilirliği ve özgürlüklerin sınırlandırılması konusunda endişe belirttiği kaydediliyor. 'Mahkemeler karar vermeli' Open Rights Group adlı örgütten Jim Killock, dünya genelinde İngiltere'dekine benzer olayların sık sık özgürlükleri sınırlamak için bahane olarak kullanıldığını söyledi, "Text mesajları ve tweet'lerin şiddet kışkırtıcılığı yaptığına kim karar verecek? Birisinin isyan planladığını kim nasıl bilecek? Buna mahkemeler karar vermeli. Eğer mahkeme süreçleri dışlanırsa, polis ve özel şirketlerin istismarıyla karşı karşıya kalabiliriz." dedi. Killock, "Sosyal iletişim ağlarını kapamak, bireyleri güvenli iletişim hakkından mahrum etmek ve ifade özgürlüğüne değer veren bir toplumda ihtiyaç duyulan mahremiyete zarar vermektir. Başbakan küçük bir azınlığın yaptıklarıyla ilgili kaygılar nedeniyle temel haklara saldırmamalı" diye konuştu.

8/11/2011

ünlü hacker grubu anonymous 5 kasımda facebooku öldüreceklerini youtube'da açıkladı

Grup adına YouTube’da yer alan ve konuşmacının sesinin dijital olarak bozularak verildiği videoda Facebook, “Kişisel verileri devletlere satmakla” suçlandı.
İfade özgürlüğü ve serbest bilgi paylaşımının önündeki engelleri kaldıracağını savunan grup açıklamasında “Sizin hakkınızda ailenizden daha çok şey bilen Facebook, hükümet organlarına bilgi satıyor ve casusluk firmalarına gizli erişim olanağı sağlıyor. Bu şekilde dünyanın dört bir yanındaki insanlar üzerinde casusluk yapabiliyorlar. Kendi mahremiyetiniz için bu mücadeleye katılın ve Facebook’u öldürün” dendi. Neden o tarih Anonymous’ın ‘Facebook operasyonu’ 5 Kasım’ı tercih etmesi tesadüfî değil. Grup kendilerine simge olarak Guy Fawkes’ın maskesini kullanıyor. Fawkes, 5 Kasım 1605’te yılında İngiltere’de Parlamento’yu ve Katoliklere baskı yapan Kral 1’nci James’i barutla havaya uçurmayı planlamış ancak başarısız olmuştu. 

7/28/2011

google yeni sosyal medya platformu google+'da gerçek isim kullanmayanların hesabını siliyor

Sosyal medya platformu Google+, sadece 24 gün içinde 20 milyon kullanıcıya ulaştı ama gerçek isim kullanılmayan hesapları silme kararı, tepki çekti.

Peki sosyal ağlar, neden gerçek isimde ısrar ediyorlar?
Bir çok kişi gerçek ismini ya da kimliğini internet ortamında tercih ediyor.

Forumlarda, "Jboy72" ya da "NYgirl" gibi isimler, gerçek olanlardan çok daha fazla.

Ama sosyal ağlar bundan hiç hoşlanmıyor.

Google, son bir kaç gün içinde yeni sosyal medya platformu Google+'ta gerçek ismini vermeyenlerin hesaplarını askıya aldı.

Gerçek kimliğini saklı tutmayı tercih eden blog yazarı GrrlScientist, hesabının silinmesini "düşüncesizlik" diye nitelerken "bu kimlik ve kişilik, hem internet ortamında hem de gerçek hayatta yerleşmişti. Kolay kolay vazgeçmem." diyor.

Google, bu tür münferit şikayetleri değerlendirmeye aldıklarını ancak sosyal ağın etkili şekilde kullanılabilmesi, kullanıcıların arkadaşlarına ya da aile üyelerine en çabuk şekilde ulaşabilmelerinin de önemli olduğunu savunuyor.

Google'a göre bu durum, gerçek isim kullanılmasını şart kılıyor.

Üstelik benzer kurallar Facebook ve LinkedIn gibi diğer sosyal ağlar için de geçerli.

Ayrıca gerçek isim kullanılması, spam denilen çöp mesajlarla da mücadeleye imkan veriyor.

MySpace geçmişte bu konuda ciddi sorunlar yaşamıştı.

Kimileri de gerçek isim kullanılması halinde, kişilerin daha sorumluluk sahibi şekilde hareket edecekleri ve sosyal ağlarda daha dürüst davranacakları görüşünde.
Neden takma isim?

Ama takma isim kullanılmasının başka sebepleri olduğu muhakkak.

Kimi kullanıcılar, kendilerine ulaşmasını istemedikleri kişilerden bu şekilde korunduklarını düşünüyor.

Kimileri de gerçek kimliklerini açıkladıkları takdirde siyasi görüşleri nedeniyle ciddi sorunlarla karşılaşabilecekleri ülkelerde yaşıyor.

Çin'de pek çok kullanıcı, Google'a gerçek isim kullanma kuralından vazgeçmeye çağırdı.

Ancak blog çevrelerinde sosyal ağların gerçek isim tercih etmelerinin arkasında daha fazla para kazanma arzusunun yattığı yolunda söylentiler dolaşıyor.
Gerçek isimle gelen ticari kazanç

Zira gerçek isimler, reklamcılar için çok daha karlı bir tercih.

Sosyal medya ajansı "We are Social"ın direktörü Robin Grant bu durumu "mesele kişilerin isimlerini satabilmek değil asıl amaç, bireylerin niyetlerinin, arama bilgileri ve sosyal davranışlarının satılması." diye açıklıyor.

Zira Google'u her ziyaret ettiğinizde ya da bir arama yaptığınızda bilgisayarınıza küçük zararsız dosyalar gönderiliyor ve kişisel bilgileriniz değil ama arama alışkanlıklarınız reklam vermek isteyen şirketlerle paylaşılıyor.

Sonucunda arattığınız kelimeyle ilgili bir reklam sayfanızda belirebiliyor.

BBC muhabiri Alex Hudson'a göre sebepleri ne olursa olsun, sahte isim kullanma hakkını savunan pek çok kişi olacağı muhakkak.

7/26/2011

ücretsiz popüler çöpçatan siteleri yalnızları buluştururken reklamlardan kazanıyorlar

Almanya'da internetteki çöpçatanlık sitelerinin ilgi her geçen gün artıyor. Almanya'nın en popüler 100 çöpçatanlık sitesi geçtiğimiz yıl yaklaşık 189 milyon euroluk hasılat elde etti. Aranan ister ruh eşi, isterse erotik partner olsun "Singelboersen-vergleich.de" adlı Avrupa piyasa araştırmaları portalının verdiği bilgilere göre geçtiğimiz yıl Almanya çapında 5 milyon 400 bin kişi muradına internet aracılığıyla erdi.
Portalın basın sözcüsü Henning Wiechers çöpçatanlık servislerinin cirosunun AB çapında 2011 yılında 1 milyar doları geçmesini beklediklerini belirtiyor. Wiechers ABD'nde çöpçatanlık siteleri için kişi başına 5 dolar harcama düşerken, AB'de bu rakamın yaklaşık 2 dolar olduğunu kaydediyor.

Kadınlar da ilgi gösteriyor

Yaygın kanının aksine tüm çöpçatanlık sitesi kullanıcılarını ağırlıklı olarak erkekler oluşturmuyor. Erotik macera arayanları buluşturan C-Date ve Alman Telekomu'nun çöpçatanlık sitesi Secret.de'nin kullanıcılarının yaklaşık yarısı kadın.

Almanya'da son dönemde Facebook'un prensibiyle işleyen ücretsiz çöpçatanlık siteleri de giderek daha fazla ilgi görüyor. Bu siteler gelirlerini reklamdan karşılıyor.



© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/glp, BE/NH

7/21/2011

doktorda çare bulamadı facebook profilinde oğlunun durumunu paylaştı çocuğu kurtuldu

Hiç akla gelmeyecek alanlarda gündeme gelerek hayatımızın bir parçası haline gelen sosyal medya, zaman zaman en kritik sorunlara bile çözüm yolları sunuyor. ABD'de bir annenin başından geçenler de bunu doğruluyor.

İngiltere'de yayımlanan "Daily Mail" gazetesinin haberine göre olay şöyle gelişti:
ABD'li gazeteci-yazar Deborah Copaken Kogan'ın 4 yaşındaki oğlu Leo, Anneler Günü'nde ateşlenerek yatağa düştü.

İlk gün oğlunu götürdüğü doktor, ona bir antibiyotik yazarak gönderdi. Leo'nun durumunda bir düzelme olmadı.

Oğlunu ertesi gün tekrar doktora götüren Amerikalı anne, bu kez de, "Leo kızıl olmuş" cevabını aldı.

Yine ilaçlar, şuruplar yazıldı. Ama Leo'nun durumu değişmedi. Tam tersine yüzü, elleri ve ayakları şişmeye başladı.
Deborah Copaken Kogan'ın Facebook sayfasıDeborah Copaken Kogan'ın Facebook sayfası

Paylaşım, teşhisin önünü açtı

Leo'nun durumunun gitgide bozulması üzerine Deborah Kogan bu kez farklı bir yol izlemeye karar verdi: Hasta oğlunun fotoğraflarını Facebook profilinde paylaşarak sanal âlemdeki arkadaşlarından yardım istedi.

Amerikalı anne paylaşımdan hemen birkaç saat sonra sonuç aldı. Facebook arkadaşlarından bazıları, Leo'nun ender rastlanan "Kawasaki" hastalığına yakalanmış olma ihtimaline dikkat çektiler.

Kan damarlarının iltihaplanmasına neden olan Kawasaki, hastalığının tedavisinde erken müdahale büyük önem taşıyordu.

Hastaneye kaldırılan minik Leo tedavi altına alındı. Mutlu anne, "Oğlumun kurtuluşunda Facebook kilit rol oynadı" dedi.

© Deutsche Welle Türkçe


DW/Facebook/Ajanslar, NH/MÇ

7/18/2011

facebook'ta tanıştığı erkek arkadaşı tarafından öldürülen kadın çıkacak yasaya vesile oldu

İNTERNET üzerinden flört ettikleri erkek arkadaşları tarafından öldürülen kadınların sayısının giderek artması İngiltere’yi alarma geçirdi. Ülke şimdi, erkek arkadaş bulmak için interneti kullanan kadınların güvenliğini sağlayacak bir yasa tasarısını tartışıyor.
Yasa tasarısı adını, Facebook’ta tanışıp aşık olduğu George Appleton tarafından önce boğulan, sonra da yakılan 1 çocuk annesi 36 yaşındaki Clare Wood’dan aldı. Eski devlet bakanı Hazel Blears ve Wood’un babası Michael Brown’un gündeme getirdiği yasa tasarısı yürürlüğe girerse kadınlar, internetten tanıdıkları ve hakkında çok az şey bildikleri erkeklerin geçmişte şiddet suçu işleyip işlemediklerini polisten öğrenebilecek. İngiliz The Mail Gazetesi’ne konu hakkında bir açıklama yapan İçişleri Bakanı Theresa May, “Clare Yasası’nı değerlendiriyoruz ve konu hakkında gelecek haftalarda bir duyuru yapacağız” dedi.
Cinayeti işleyen George Appleton’un eski kız arkadaşlarına yönelik kaçırma, tehdit ve tacizlerle dolu bir geçmişinin olduğunun ortaya çıkması Clare Yasası’nın en önemli çıkış noktası oldu. Appleton, Wood’a ilişkiye girdikten bir süre sonra şiddet uygulamaya başlamış, 2009 Şubat ayında ayrıldıktan sonra ise onu boğarak öldürmüş, ardından cesedini ateşe vermişti. Ardından sırra kadem basan Appleton’un “Facebook Kaçağı” ünvanı ise olaydan 6 gün sonra terk edilmiş bir barda kendisini asmasıyla sona ermişti.

Mahremiyet için itirazlar var

Clare Yasası’nın “kişisel özgürlükleri kısıtladığı” yolunda eleştiriler var. Özellikle Muhafazakar milletvekilleri, “İnsanların öylesine bir karakola gidip potansiyel erkek arkadaşı hakkında soru sorup polisten tüm dosyalarını açmasını isteyebileceği bir sistem olamaz. Bu konuda sıkı kurallar getirilmeli” görüşünde. Yasanın destekçileri ise “Önceliğimiz bir kadının yaşamı pahasına mahremiyetin korunması olmamalı” fikrini savunuyor. Clare Wood’un babası da, “Kızım aptal değildi. Geçmişini bilseydi o adamdan hemen uzaklaşırdı” dedi.

Sarah Yasası’ndan esinlendi

Clare Yasası aslında daha önce çıkan Sarah Yasası model alınarak hazırlanıyor. Adını, İngiltere’de 2000 yılında bir pedofil tarafından tecavüz edilerek öldürülen 8 yaşındaki Sarah Payne’den alan yasa, anne ve babalara, yaşadıkları çevredeki çocuk sapıklarının kimliklerini bilme hakkı tanıyor. Sarah Payne’i tecavüz ettikten sonra öldüren Roy Whiting afsız ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Whiting’in daha önce de cinsel saldırı suçu işlemiş olması nedeniyle “Sarah Yasası” için kampanya başlatılmıştı. Kampanyanın medyadaki liderliğini, telekulak skandalı nedeniyle kapatılan News of the World Gazetesi yapmıştı.

7/14/2011

facebook'ta 50 bin takipçisi olan aşırı dinci karşıtı oyunun adı mutlu vaha oyunu

Jane Wakefield

BBC

Mutlu Vaha oyunu

Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden oynanan yeni sosyal medya oyunun merkezinde Arap süperkahramanlar var.

Projeyi geliştiren Süleyman Bakhit, Mutlu Vaha (Happy Oasis) isimli oyunun, aşırı dinci görüşlerden etkilenmesi muhtemel çocuklar için olumlu rol modelleri sunabileceğini düşünüyor.

Bu hafta kullanıma giren oyunun şimdiden 50 bin takipçisi var.
TED'e (Teknoloji Eğlence ve Dizayn) araştırmacı olarak atanan Bakhit, kurumun konferansında projesini anlattı.

Ürdün vatandaşı olan Bakhit, 11 Eylül saldırıları sırasında ABD'deki Minnesota Üniversitesi'nde öğrenciymiş.

11 Eylül'den kısa bir süre sonra Arap olduğu için dört kişinin saldırısına uğramış.
Arap süperman

Bakhit, başına gelenlere gücenmek yerine, bir eğitim kampanyası başlatmayı tercih etmiş.

BBC'ye yaptığı açıklamada, "Aşırı görüşlerle mücadelenin gençlerle başlaması gerektiğini fark ettim. Mesajım ise çok basitti: hepimiz terörist değiliz" diyor Bakhit.

Yerel okullarda Alaaddin masalına benzer hikayeler anlatmaya başlamış.

"Bir gün çocuklardan biri Arap bir Süperman olup olmadığını sordu ve ben de böyle bir karakter olmadığını fark ettim" diyor Bakhit.

İyi Arap rol modelleri yaratmaya yönelik çizgi roman kitap projesi de böyle başlamış.

Karakterler arasında kadın bir James Bond ve aşırı dinci gruplarla mücadele eden Ürdünlü bir ajan da var.

Bakhit, Ürdün'de kitabından 300 bin adet satmış ve internet versiyonunun da alıcı bulacağını fark etmiş.

"Yazılı basın ölüyor ancak Facebook kullanan 30 milyon Arap var, dolayısıyla aynı mesajı taşıyan oyunlar geliştirmeyi düşündüm" diyor.

Bakhit, ulaşmaya çalıştığı çocukların karakterlerle bağ kurabileceğinden emin olmak istemiş.

"Çocuklarla bir araya gelip fikirlerini aldım" diyen Bakhit, çarşaflı bir karakteri dahil etmek konusunda tereddüt ettiğini, çocukların karaktere onay vermesinden sonra eklediğini anlatıyor.

İlk oyunda ajan Element O var.

Bakhit oyunun "çok iyi olmadığını" ancak böyle bir projenin sahip olduğu potansiyeli gösterdiğini anlatıyor.

Bakhit, aynı projeyi aşırı dinciliğin gittikçe büyüyen bir sorun olduğu Pakistan'a taşımayı planlıyor.

7/06/2011

facebook'tan bir yenilik daha skype ile kullanıcılarına video chat yaptıracak

Steve Ballmer geçtiğimiz mayıs ayında 8,5 milyar değerindeki video sohbet yazılımı Skype'ı Microsoft bünyesine katmak istediklerini duyurduğundan bu yana eleştiri oklarının merkezinde bulunuyor. Bazı sektör temsilcileri Microsoft'un 36 yıllık firma tarihinde yaptığı bu en pahalı girişim ne kadar mantıklı olup olmadığını şimdiden sorgulamaya başladı. Zira yaklaşık 170 milyon kullanıcısı olan Skype kurulduğu tarihten bu yana sekiz yıl içinde önemli bir kâr elde edemedi. Skype geçtiğimiz yılı ise zararda kapattı.
Şubat ayında duyurulan Nokia-Microsoft işbirliği de henüz meyve vermiş değil. Microsoft'un arama motorları alanına yaptığı yatırımlar da şimdiye kadar Google'ın ezici üstünlüğünü baltalamaya yetmedi.

Dengeler değişebilir

Ancak dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitesi Facebook'un yeni sürprizi tüm dengeleri değiştirebilir. Facebook, kurucusu Mark Zuckerberg'in geçtiğimiz hafta gazetecilere "Önünüzdeki hafta harika bir ürün ortaya koyacağız" demesinin ardından, Facebook'un yeni sırrı hakkında müthiş spekülasyonlar yapıldı: Facebook'un yeniliği neydi? iPad için yeni bir Facebook uygulaması mı yoksa yeni bir fonksiyon mu?

Facebook bu konuda henüz resmî bir açıklama yapmadı. Ancak birçok teknoloji blogunda Facebook'un yeni bir atılım yaparak video sohbet programı Skype'ı sayfaya entegre edeceği tahminleri yapılıyor.

Yaklaşık 700 milyon kullanıcıya sahip sosyal paylaşım platformu Facebook, birçok firma tarafından özellikle raklam amaçlı olarak aktif bir şekilde kullanılıyor. Dünyanın önde gelen firmaları son yıllarda sosyal medyanın gücünü Facebook ve benzer platformlar sayesinde giderek daha fazla kabul ediyor. Facebook'un iş dünyasındaki öneminin günden güne arttığı düşünüldüğünde Skype-Facebook işbirliği teknoloji dünyasındaki dengeleri değiştirebilir.

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Banu Ertek (stern.de ve ajanslar)

Editör: Murat Çelikkafa

6/29/2011

vatikan facebook youtube'den sonra sosyal paylaşıma twitter'ide ekledi ilk mesaj papadan

Vatikan tarafından yayınlanan fotoğraflarda Papa çevresindekilerin yardımıyla sitenin açılışını yaparken görülüyordu.

84 yaşındaki Papa iPad aracılığıyla gönderdiği mesajda, "Sevgili dostlar, News.va'nın açılışını yapmış bulunuyorum." yazdı.
Böylece Vatikan'ın kullandığı sosyal medya platformlarına Facebook ve YouTube'dan sonra Twitter da eklenmiş oldu.

Kimseyi takip etmeyen Vatikan'ın takipçi sayısı ise kısa sürede 33 bini buldu.

Papa'nın Twitter'a dahil olması sosyal medyada hararetli ve esprili bir tartışma da başlattı.

Birçok kullanıcı Papa'nın iPad kullanmasından yola çıkarak "Acaba sponsoru var mı?" sorusunu yöneltti.

Bir başka kullanıcı ise "Papa Twitter'da. Yakında annem de girer" dedi.

16. Benediktus 6 yıllık Papalık görevi boyunca İslam dünyası ile ilişkilerden kilise içindeki taciz skandallarına, eşcinsel din görevlilerinden HIV/AIDS ile mücadeleye birçok konudaki açıklamalarıyla tartışma yaratmış ve tepki çekmişti.

Vatikan sosyal medyanın daha etkin kullanımıyla Papa'nın imajını bir nebze düzeltmeyi umuyor.

sosyal ağ savaşında google facebooku google artı ile sarsmaya hazırlanıyor

500 milyonu aşkın kullanıcı hedefleyen Google+ (Google Artı) kullanıcıları kendi fotoğraf, mesaj ve yorumlarını paylaşırken bir yandan da internet devinin harita ve görsellerinden yararlanabiliyorlar.

Google+ aynı zamanda kullanıcıların bağlantılarını kolaylıkla gruplandırmalarına olanak sağlıyor.
Kimi yorumcular ise Google'un video sohbet işlevi ekleyerek aslında Facebook özelliklerini aynı şekilde yeniden ürettiğini savunuyor.

ABD'de her üç kişiden ikisinin internet aramalarında kullandığı Google, son yıllarda Facebook'a bir kaç darbe vurmayı başarsa da şirketin önceki sosyal ağ denemeleri başarısızlıkla sonuçlanmış, Google Wave ve Google Buzz, kullanıcıların fazla ilgisini çekmemişti.
Yeni işlevler

Şirket şimdi Google+ ile dört yeni özelliği sosyal paylaşım ağı kullanıcılarına sunarak bu pazarda kalıcı bir oyuncu olmaya soyunuyor:

* Circles - Çember gruplar, kullanıcıların istedikleri arkadaşlarını gruplandırarak her bir grupla ayrı içerik paylaşmasına imkan tanıyor.

* Hangouts - Takılmak sözcüğüne karşılık geliyor ve bu özellik, nerede olunursa olunsun, birden fazla kişiyle canlı video konferans sistemi sağlıyor, bu uygulamada kişilerin herhangi bir grup sohbetine girip çıkmalarını sağlıyor.

* Huddle (Kalabalık) - toplu anında mesajlaşma özelliğini içeriyor.

* Sparks (Kıvıcımlar)- sosyal ağ içinde ortak ilgileri bulunan kişilerin birbirini bulmasını sağlayan bir özellik olarak pazarlanıyor.

Google+, şimdilik sadece belli sayıda kullanıcıya deneme amacıyla sunuldu ancak şirket sosyal ağı yakında herkese açmayı planlıyor.

İnternet uzmanları, Google'un sadık Facebook kullanıcılarını kendi tarafına çekmekte büyük güçlük yaşayabileceği noktasında birleşiyor.

6/26/2011

internete bağlandığınızda pek çok meraklı göz sizi izliyor interpol bile başa çıkamıyor

AVRUPA Birliği tarafından desteklenen MODAP (Mobility, Data Mining and Privacy) projesi kapsamında Sabancı Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Mahremiyet: Başlangıç mı Son mu’ başlıklı konferansta anlatılanlar, internet dünyasında yaşanan büyük kaosu seriyordu gözler önüne.
Söz gelişi, ABD hükümeti, Obama’nın öncülüğünde ve Dışişleri Bakanı Clinton’ın ofisinin hemen yanıbaşında, Arap ülkelerinde internet aracılığıyla yaşanan devrimleri desteklemek için bir büro kurmuştu Washington’da. Büronun amacı, muhtelif ülkelerde uygulanan internet yasaklarını delmekti. Ancak, bunun başka amaçlar için de kullanılabilmesi mümkündü elbette.

Yeni bir kölelik düzeni

Öte yandan herkesin özel hayatına bu kadar düşkün olduğu bir dönemde, özel hayatını Facebook, Google, MySpace, Twitter gibi ‘sosyal ağ’larda bütün dünyaya sereserpe sergilemesi bir başka çelişkiydi. Bunun için “İnternette anarşi safhasındayız” diyordu Faruk Eczacıbaşı. Avrupa Komisyonu’ndan Paul Hearn, internete düşen verilerin istismarının nasıl engellenebileceğini sorguluyor ve kişisel bilgilerin mahrem kalmasının önemini vurguluyordu. Hollanda Tilburg Üniversitesi’nden Prof. Kees Stuurman ise apaçık, yeni bir kölelik düzeninde yaşadığımızı söylüyordu ve ekliyordu: “Yasal düzenleme gerekli ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz.”

Meraklı gözler izliyor

İsrailli hukukçu Ömer Tene ise ‘mahremiyet’ konusunda kimin karar vereceğini sorguluyordu. İnsanın doğum tarihinin veya mezun olduğu okulun mahrem olup olmadığı neye göre belirlenecekti? “İnternete bağlandığınız zaman” diyordu Ömer Tene, “pek çok meraklı göz sizi izlemeye başlıyor. Google, arama motorlarında yaptığınız her türlü araştırmayı kaydediyor ve bu son derece endişe verici. Bunun bütün sorumluluğunu internete giren kişiye de yükleyemeyiz üstelik.”

Interpol: Ortak yasa gerekli

INTERPOL adına konferansa, Fransız Interpol’ünde görevli Caroline Goemans-Dorny katıldı. Dorny, sadece ekonomilerin değil, suçların da globalleştiğini belirterek, Interpol’ün bu yeni duruma ayak uydurabilmek için yeni bir örgütlenme modeli geliştirmeye çalıştığını söyledi. Bunun için yapılması gerekenin bütün ülkelerin üzerinde birleşebileceği uluslararası bir yasa olduğunu hatırlatan Caroline Goemans-Dorny, her ülkenin farklı bir internet kültürüne sahip olmasının bu durum zorlaştırdığını da vurguladı.
hürriyet

yaşasaydı 1 temmuzda elli yaşına girecek olan prenses diana için hayranları facebook sayfası oluşturdu

Diana yaşıyor olsaydı 1 Temmuz'da 50 yaşını dolduracaktı. Peki, o zaman da milyonların sevgilisi olmaya devam edecek miydi?
Görkemli bir düğünle İngiltere veliahtı Prens Charles ile evlenen Prenses Diana evliliği boyunca medyanın en çok ilgi gösterdiği isimlerden biriydi. Diana'nın rüya evliliği masallardaki gibi bitmedi. Diana, eşinin daimi gizli aşkına tahammül edemedi ve Buckingham Sarayı’nın duvarları ardında yaşananları bir gazeteciye anlattı. ‘Diana’nın Gerçek Öyküsü’ adlı kitapsa evliliğinin sonunun başlangıcı oldu.

Medyanın Diana'ya ilgisi Prens Charles'tan ayrıldıktan sonra da sona ermedi. Diana'nın sevgilisi Dodi El Fayed ile birlikte, Paris’te 31 Ağustos 1997’de geçirdiği trafik kazasında yaşama veda etmesinden de birçok kişi hala medyayı sorumlu tutuyor. Zira çift paparazzilerden kaçmak için otomobille aşırı hız ve ardından da kaza yapmışlardı.

50'nci yaşgünü için Facebook sayfası

Hayranları Diana'nın 50'nci yaşgünü için bir Facebook sayfası hazırladı. Tüm bunlar yaşanmasaydı, Diana şu anda nerede olurdu, neler yapardı? Diana'nın hayranları bugün bile bu gibi soruların yanıtını merak ediyor.

Magazin sitesi high50.com'da da Diana'nın 50'nci yaşgünüyle ilgili birçok yorum yer alıyor. Bu yorumlardan biri psikoterapist Oliver James'a ait. James "Hayatta olsaydı dünyaya farklı bir kadın imajının mümkün olduğunu gösterirdi: 50 yaşında ama hala çekici" açıklamasını yapıyor. Moda tasarımcısı Bruce Oldfield ise "50'nci yaşgününden ve yaşlanmaktan korkacağını hiç zannetmiyorum. Bence 50 yaşına girmiş olmasını eğlenceli bulurdu" diyor.



© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa, BE

6/19/2011

200 zombi facebook'ta örgütlenerek ingiltere'de bir kente saldırı yapacaklar

Garip haberin garip öyküsü kısa süre önce bir Leicester sakininin belediyeye gönderdiği mektupla başladı.


Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde şu soruyu soruyordu: "Belediye olarak olası bir zombi saldırısına hazır mısınız?"


İzlediği filmlerden yola çıkarak böyle bir hazırlığın gerekli olduğunu da ekliyordu.


Belediyenin cevabı doğal olarak "Hayır, hazır değiliz." oldu.


Gerek soru gerekse yanıt kısa sürede sosyal paylaşım sitelerinde dolaşmaya ve "hararetle tartışılmaya" başladı.

Bunun üzerine eğlenceyi biraz daha büyütmeyi düşünen bir grup genç Facebook'ta örgütlendi ve Leicester'a bir zombi saldırısı gerçekleştirmeye karar verdi.

Fikir ilk olarak 26 yaşındaki James Dixon'dan çıkmış.

Belediyeye sorulan sorunun ve cevabın haberini Twitter'da görünce "Zombiler olarak saldırmak için iyi bir fırsat." mesajını atmış.

Ondan sonra da yanıtlar ardı ardına gelmeye başlamış ve "saldırı" Cumartesi günü için takvime bağlanmış.

Belediye önündeki gösterinin ardından da yakınlardaki bir barda "kıyamet günü" partisi verecekler.
bbc türkçe

6/17/2011

facebook 2012 yılında halka açılıyor değeri 100 milyar doları buluyor

Dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitesi Facebook’un, 2012 yılının ilk çeyeğinde gerçekleştireceği halka arzla birlikte piyasa değerini 100 milyar dolara ulaştırması bekleniyor.
Facebook’un COO’su Sheryl Sandberg’in şirketin kaçınılmaz bir sonraki adımı olarak tanımladığı halka arzın yatırımlarda iştah kabarttığı belirtiliyor. Ocak ayında Goldman Sachs ve diğer özel yatırımcılar Facebook’a 1.5 milyar dolar yatırım yaparken, şirketin 50 milyar dolar değere sahip olduğu hesaplanmıştı.
Clinton’un sözcüsü yönetimde
Diğer taraftan 600 milyon kullanıcısı Facebook yönetimine eski ABD Başkanı Bill Clinton’un sözcülüğünü yapan Joe Lockhart’ın Küresel İlişkiler Başkan Yardımcısı olarak girdiği açıklandı.


Lockhart’ın göreve başlamasıyla birlikte şirket yönetiminin daha hızlı hareket edebilir hale geleceği belirtilirken, Beyaz Saray’da edindiği tecrübelerin Facebook için kullanılmasının da fayda sağlayacağı kaydedildi. Lockhart 15 Temmuz’da göreve başlayacak. Facebook’un kurucusu olarak bilinen Mark Zuckerberg’in, bu internet sitesinin kurma fikrinin kendilerine ait olduğunu söyleyen Cameron ve Tyler Winklevoss’un açtığı davayı kaybettiği belirtildi. 2008 yılında iki kardeşe 65 milyon dolar ödemek zorunda kalan Zuckerberg’in yeni davalarla karşı karşıya kalabileceği ifade edildi.
hürriyet

6/16/2011

suudi arabistanlı kadınlar araba kullanma izni alabilmek için eylem yapacaklar

Kadınların otomobil kullanmasının yasak olduğu Suudi Arabistan, Cuma günü ilginç bir eyleme sahne olacak. İnternetteki sosyal paylaşım ağı Facebook üzerinden örgütlenen “Women2drive” kampanyasıyla Suudi kadınlar Cuma günü yasağı delerek direksiyon başına geçmeye çağrılıyor.

‘Her şey fetva yüzünden'

Kadınları yasağı delerek direksiyon başına geçmeye çağıran kampanyanın organizatörleri, Gulfnews gazetesinin haberine göre, Suudi Arabistan'da aslında kadınların otomobil kullanmasını yasaklayan bir yasa olmadığını, yasağın fetvadan kaynaklandığını savunuyor. Organizatörler; Kral, kadınlara otomobil kullanma izni tanıyan bir genelge çıkarana kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı.


Karşı kampanya

Ancak yine Facebook üzerinden örgütlenen bir de karşı kampanya bulunuyor. Bu kampanya ile, eyleme katılan kadınların cezalandırılması talep ediliyor. Daha geçtiğimiz hafta başkent Riyad'da altı kadın, izinsiz otomobil kullandıkları gerekçesiyle tutuklandı.

Geçtiğimiz ay, Manal el Şerif adlı bir kadın ‘kadınları otomobil kullanmaya kışkırtmak' suçlamasıyla tutuklanarak hakkında dava açılmıştı. 32 yaşındaki kadın, ülkenin doğusunda otomobil kullanırken çekilmiş görüntülerini Youtube'da yayınlamış, bunun üzerine El Şerif'e destek için 3 bin 300 kişi imza toplayarak Suudi Arabistan Kralı'na dilekçe vermişti. Kurulan Facebook sayfasında da şimdiye kadar 24 bin internet kullanıcısı El Şerif'e destek verdi.

Gulfnews gazetesinin haberine göre 1990 yılında Suudi Arabistan'da kadınların otomobil kullanmasına izin verilmesi için benzer bir girişimde bulunulmuş, başkent Riyad'da direksiyon başına geçen 47 kadın eylemci tutuklanmıştı.

© Deutsche Welle Türkçe

KNA, BK/AŞ