Türkler, Hristiyan alemini darmadağın edecek bir belge buldular...
Peki o belge nedir?
Son zamanlarda gizemli olaylara fazlasıyla merak saran Serdar Turgut, bugün Habertürk'teki köşesinde ÇOK ESRARENGİZ bir iddiayı dile getirdi.
Turgut'un köşesinde dile getirdiği iddiaları şöyle:
BUNDAN bir süre önce Adana Ceyhan'da yapılan bir kazıda, içeriği açıklandığında Hristiyan âlemini darmadağın edecek bir belge bulundu.
Çok önemli bir belge olduğundan ve bunu ele geçirmek isteyebilecek birçok güç bulunacağından belge hemen özel korumaya alındı.
Güvenlik nedeniyle korumanın nerede olduğunun açıklanmaması kararı da alındı.
İçeriğini de gizli tutmaya çalışıyorlar. Ancak değerli araştırmacı Aytunç Altında!, katıldığı son Öteki Gündem programında bu belgenin içeriğini açıkladı.
Hristiyanlığın ilk dönemlerinde yine önde gelen Hristiyanlar tarafından oluşturulan belgede, "İsa aslında kimdir?" sorusuna cevap veriliyor ve Hristiyan âleminin İsa sandığı o resmin aslında başkasına ait olduğu belgeleriyle açıklanıyor.
Kabul edersiniz ki asırlardır İsa olduğunu sanıp bir imaja tapan Hristiyan âlemi bu bilgi açıklandığı zaman büyük bir kimlik krizine girecek.
O nedenle belge şimdi devlet koruması altında özel bir kasada tutuluyor.
Birçok gücün bu belgeyi çalıp imha etmek isteyeceği açık; bunların başında da Vatikan geliyor tabii ki.
Ayrıca imha etmeyip bunu satmaya çalışacak hırsızlar da eminim bu konuda istihbarat toplamaya çalışıyorlardı.
Bütün ısrarlarımıza rağmen programda Aytunç Altında!, belgenin tutulduğu yeri söylemedi. O da bazı karanlık güçlere ipucu vermekten çekiniyordu.
Acaba bu belgeyi koruma altına alan Türkiye, yeri geldiğinde kullanmak için mi elinde tutuyor bu gizli ve son derece önemli belgeyi.
Ne dersiniz?
Türkler neyi bulmuş olabilirler?
Aytunç Altındal, bize de isim vermekten ve sırrı söylemekten kaçınıyor...
Ancak bir İPUCU veriyor: Benim kitaplarımı iyi okuyanlar bu sırrın ne olduğunu ve kime ait olduğunu kolayca anlayacaklardır!
Bu ipucu, zaten her şeyin başlangıcı...
Sırrı da bu ipucundan yola çıkarak çözüyoruz zaten...
Bilindiği gibi Musevilik, başka milliyetten insanlara kapalı bir din.
Yahudi olmayanlar Musevi olamıyorlar, Yahudiler de (haşa) Allah'ı sadece kendi ırklarını koruyan (onlar üstün ırk çünkü – öyle inanıyorlar) bir yaratıcı olarak algılıyorlar.
Bilirsiniz: 10 Emir'den birisi de Allah'ın adını gereksiz yere ağza almayı YASAKLAR. Allah'a sadece Yahudiler'in bildiği bir özel adla seslenirler ve o adı 'yabancıların' bilmesini istemezler.
Peki nasıl oluyor da bu kadar kapalı bir din olan Musevilik, tüm dünyada böylesine yaygınlaşıyor, aslında YAHUDİ bir din adamı olan Hazreti İsa, tüm dünyanın kendisine inandığı bir peygambere dönüşüyor?
İşte yüzlerce yıldır din bilginlerinin ve tarihçilerin kafalarını kurcalayan sorulardan biri de bu:
Nasıl oldu da Musevilik'te bir tarikat kurucusu gibi algılanabilecek olan Yahudi İsa, dünyanın peygamberi haline gelebildi?
Üstelik tarihte, İsa'nın varlığına ve yaşadığına dair hiçbir kanıt yok!
Tarihçiler binlerce yıldır belge arıyorlar ama İsa'nın yaşadığını kanıtlayacak bir tane bile belge
Neden?
Yoksa İsa diye biri hiç yaşamadı mı?
Hristiyanlar hiç olmamış birisine, hiç yaşamamış birisine mi inandılar?
Nasıl oldu bu?
İşte AYTUNÇ ALTINDAL'ın iddiaları bu noktada devreye giriyor...
Çünkü tarihte İsa diye biri yok ama İsa'nın tüm efsanelerini yaşamış, aynen İsa gibi 'öyküleri olan' yaşamış, TARİHE KAYDI DÜŞÜLMÜŞ BİRİSİ var.
O kişinin adı: TYANALI APOLLONİUS...
Hristiyanlığı ve İsa'yı dünya ölçeğinde bir peygamber haline getirenler aslında kimlerdir?
Aytunç Altındal'a göre, Bizanslılar, Tyanalı Apollonius adlı ‘gerçek’ filozof ve şifacının hayatını ‘çalarak’ onların bilgi ve mucize kabul edilen marifetlerini, yeteneklerini yeni tanrı İsa Mesih’e atfetmekten geri durmadılar.
Aytunç Altındal'ın yazdıklarına bakılırsa olayın özü şu: İncil’in Yeni Ahit bölümünde İsa Mesih’e atfedilen birçok özellik, mucizeler de dahil ‘ÇALINTI’ izlenimini veriyor. Bunların birçoğu, İsa’nın ağzından çıkmamış sözler. Bunların birçoğu İsa Mesih tarafından yapılmış işler ve mucizeler değil. Öyle anlaşılıyor ki, İsa da Apollonius da gerçekte Kilise Babalarının elinde oyuncak olmuşlar biri hiç aklından geçirmediği halde Tanrı yapılmış, diğeri ise yüzyıllarca unutturulmuş kişiler.
İpucundan yola çıkarak varılan sonuç şu:
İşte Türk arkeologları İsa zannedilen bu filozofla ilgili müthiş belgeler buldular.
Aytunç altındal – YOKSUL TANRI adlı kitabında konuyla ilgili olarak şunları yazıyor:
Tyanalı Apollonius'un yaşam öyküsünü çocukluğumda "büyüklerimden" dinlemiştim. Bana bu dinlediklerimden hiç kimseye söz etmemem gerektiği de tembihlenmişti. Kemerhisarlı Apollonius'un "hayatını" yazmayı hep istedim. Son 35 yıl içinde belge ve bilgi topladım.
Çocukluğumda dinlediğim Apollonius'un ya da Araplar'ın arasındaki adıyla Balinius/Balyonos'un olağanüstü yaşamını yazmak altmış yaşımdan sonra nasip oldu. Buna da şükür. Bu olağanüstü ermişin Türkiye'de ilk kez yayınlanan hayatı ve eserleri umarım ilgi çeker. Kaldı ki, Apollonius, bizden biridir. Anadolulu bilge bir kişidir. Apollonius'un doğum yeri olan Tyana Kenti, Antik dönemde Geç Hitit İmparatorluğu'nun Başkenti olan Tuvana idi.
Dolayısıyla ataları itibariyle Apollonius, son/geç Hititler'le bağlantılıydı. İşte bu geç Hititli ermiş önümüzdeki yıllarda özellikle Hristiyan Alemi'nde adından en çok söz edilecek kişidir.
Suretindeki Tanrı" olarak yüceltilmiş, zindanlara atılmış ama görüşlerinden hiçbir şekilde ödün vermemiş bir Bilge'dir.
Öte yandan başta Katolik Kilisesi olmak üzere tüm bağnaz Hristiyanlar, yüzyıllarca O'nun adını ve eserlerini gizlemişler ve/veya yok etmek istemişlerdir. Bunun nede ni, daha 3. yy'dan itibaren Romalı Pagan ve Helen düşünür, yazar, devlet adamı ve filozofların İsa Mesih ile Apollonius'u kıyaslamaları ve ikincisini birincisinden ÜSTÜN saymalarıdır.
mynet
Peki o belge nedir?
Son zamanlarda gizemli olaylara fazlasıyla merak saran Serdar Turgut, bugün Habertürk'teki köşesinde ÇOK ESRARENGİZ bir iddiayı dile getirdi.
Turgut'un köşesinde dile getirdiği iddiaları şöyle:
BUNDAN bir süre önce Adana Ceyhan'da yapılan bir kazıda, içeriği açıklandığında Hristiyan âlemini darmadağın edecek bir belge bulundu.
Çok önemli bir belge olduğundan ve bunu ele geçirmek isteyebilecek birçok güç bulunacağından belge hemen özel korumaya alındı.
Güvenlik nedeniyle korumanın nerede olduğunun açıklanmaması kararı da alındı.
İçeriğini de gizli tutmaya çalışıyorlar. Ancak değerli araştırmacı Aytunç Altında!, katıldığı son Öteki Gündem programında bu belgenin içeriğini açıkladı.
Hristiyanlığın ilk dönemlerinde yine önde gelen Hristiyanlar tarafından oluşturulan belgede, "İsa aslında kimdir?" sorusuna cevap veriliyor ve Hristiyan âleminin İsa sandığı o resmin aslında başkasına ait olduğu belgeleriyle açıklanıyor.
Kabul edersiniz ki asırlardır İsa olduğunu sanıp bir imaja tapan Hristiyan âlemi bu bilgi açıklandığı zaman büyük bir kimlik krizine girecek.
O nedenle belge şimdi devlet koruması altında özel bir kasada tutuluyor.
Birçok gücün bu belgeyi çalıp imha etmek isteyeceği açık; bunların başında da Vatikan geliyor tabii ki.
Ayrıca imha etmeyip bunu satmaya çalışacak hırsızlar da eminim bu konuda istihbarat toplamaya çalışıyorlardı.
Bütün ısrarlarımıza rağmen programda Aytunç Altında!, belgenin tutulduğu yeri söylemedi. O da bazı karanlık güçlere ipucu vermekten çekiniyordu.
Acaba bu belgeyi koruma altına alan Türkiye, yeri geldiğinde kullanmak için mi elinde tutuyor bu gizli ve son derece önemli belgeyi.
Ne dersiniz?
PEKİ BU SIRLAR NE OLABİLİR?
Türkler neyi bulmuş olabilirler?
Aytunç Altındal, bize de isim vermekten ve sırrı söylemekten kaçınıyor...
Ancak bir İPUCU veriyor: Benim kitaplarımı iyi okuyanlar bu sırrın ne olduğunu ve kime ait olduğunu kolayca anlayacaklardır!
Bu ipucu, zaten her şeyin başlangıcı...
Sırrı da bu ipucundan yola çıkarak çözüyoruz zaten...
Bilindiği gibi Musevilik, başka milliyetten insanlara kapalı bir din.
Yahudi olmayanlar Musevi olamıyorlar, Yahudiler de (haşa) Allah'ı sadece kendi ırklarını koruyan (onlar üstün ırk çünkü – öyle inanıyorlar) bir yaratıcı olarak algılıyorlar.
Bilirsiniz: 10 Emir'den birisi de Allah'ın adını gereksiz yere ağza almayı YASAKLAR. Allah'a sadece Yahudiler'in bildiği bir özel adla seslenirler ve o adı 'yabancıların' bilmesini istemezler.
Peki nasıl oluyor da bu kadar kapalı bir din olan Musevilik, tüm dünyada böylesine yaygınlaşıyor, aslında YAHUDİ bir din adamı olan Hazreti İsa, tüm dünyanın kendisine inandığı bir peygambere dönüşüyor?
İşte yüzlerce yıldır din bilginlerinin ve tarihçilerin kafalarını kurcalayan sorulardan biri de bu:
Nasıl oldu da Musevilik'te bir tarikat kurucusu gibi algılanabilecek olan Yahudi İsa, dünyanın peygamberi haline gelebildi?
Üstelik tarihte, İsa'nın varlığına ve yaşadığına dair hiçbir kanıt yok!
Tarihçiler binlerce yıldır belge arıyorlar ama İsa'nın yaşadığını kanıtlayacak bir tane bile belge
BULAMIYORLAR!
Neden?
Yoksa İsa diye biri hiç yaşamadı mı?
Hristiyanlar hiç olmamış birisine, hiç yaşamamış birisine mi inandılar?
Nasıl oldu bu?
İşte AYTUNÇ ALTINDAL'ın iddiaları bu noktada devreye giriyor...
Çünkü tarihte İsa diye biri yok ama İsa'nın tüm efsanelerini yaşamış, aynen İsa gibi 'öyküleri olan' yaşamış, TARİHE KAYDI DÜŞÜLMÜŞ BİRİSİ var.
O kişinin adı: TYANALI APOLLONİUS...
Hristiyanlığı ve İsa'yı dünya ölçeğinde bir peygamber haline getirenler aslında kimlerdir?
YUNANLILAR – BİZANSLILAR...
Aytunç Altındal'a göre, Bizanslılar, Tyanalı Apollonius adlı ‘gerçek’ filozof ve şifacının hayatını ‘çalarak’ onların bilgi ve mucize kabul edilen marifetlerini, yeteneklerini yeni tanrı İsa Mesih’e atfetmekten geri durmadılar.
Aytunç Altındal'ın yazdıklarına bakılırsa olayın özü şu: İncil’in Yeni Ahit bölümünde İsa Mesih’e atfedilen birçok özellik, mucizeler de dahil ‘ÇALINTI’ izlenimini veriyor. Bunların birçoğu, İsa’nın ağzından çıkmamış sözler. Bunların birçoğu İsa Mesih tarafından yapılmış işler ve mucizeler değil. Öyle anlaşılıyor ki, İsa da Apollonius da gerçekte Kilise Babalarının elinde oyuncak olmuşlar biri hiç aklından geçirmediği halde Tanrı yapılmış, diğeri ise yüzyıllarca unutturulmuş kişiler.
İpucundan yola çıkarak varılan sonuç şu:
İşte Türk arkeologları İsa zannedilen bu filozofla ilgili müthiş belgeler buldular.
Aytunç altındal – YOKSUL TANRI adlı kitabında konuyla ilgili olarak şunları yazıyor:
Tyanalı Apollonius'un yaşam öyküsünü çocukluğumda "büyüklerimden" dinlemiştim. Bana bu dinlediklerimden hiç kimseye söz etmemem gerektiği de tembihlenmişti. Kemerhisarlı Apollonius'un "hayatını" yazmayı hep istedim. Son 35 yıl içinde belge ve bilgi topladım.
Çocukluğumda dinlediğim Apollonius'un ya da Araplar'ın arasındaki adıyla Balinius/Balyonos'un olağanüstü yaşamını yazmak altmış yaşımdan sonra nasip oldu. Buna da şükür. Bu olağanüstü ermişin Türkiye'de ilk kez yayınlanan hayatı ve eserleri umarım ilgi çeker. Kaldı ki, Apollonius, bizden biridir. Anadolulu bilge bir kişidir. Apollonius'un doğum yeri olan Tyana Kenti, Antik dönemde Geç Hitit İmparatorluğu'nun Başkenti olan Tuvana idi.
Dolayısıyla ataları itibariyle Apollonius, son/geç Hititler'le bağlantılıydı. İşte bu geç Hititli ermiş önümüzdeki yıllarda özellikle Hristiyan Alemi'nde adından en çok söz edilecek kişidir.
Suretindeki Tanrı" olarak yüceltilmiş, zindanlara atılmış ama görüşlerinden hiçbir şekilde ödün vermemiş bir Bilge'dir.
Öte yandan başta Katolik Kilisesi olmak üzere tüm bağnaz Hristiyanlar, yüzyıllarca O'nun adını ve eserlerini gizlemişler ve/veya yok etmek istemişlerdir. Bunun nede ni, daha 3. yy'dan itibaren Romalı Pagan ve Helen düşünür, yazar, devlet adamı ve filozofların İsa Mesih ile Apollonius'u kıyaslamaları ve ikincisini birincisinden ÜSTÜN saymalarıdır.
mynet
Hiç yorum yok :
Write yorumNe düşündüğünüzü bize söyleyin ... !