Dünya

Dünya
mahkeme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mahkeme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/26/2012

amerika'nın teknolojik adaleti samsung apple'a karşı suçlu bulundu

ABD'de teknoloji devleri Apple ile Samsung arasında bir yıldır süren fikri mülkiyet davasında karar Apple lehine sonuçlandı.

Jüri heyeti Güney Koreli teknoloji devinin kendi akıllı telefon ve tablet bilgisayar ürünlerini yaratırken Amerikan şirketinin tasarımlarını çaldığına hükmetti.

Samsung'un oluşan zararlar nedeniyle Apple'a 1,05 milyar ABD doları tazminat ödemesi kararlaştırıldı.

Bir yıl süren duruşmalar sırasında yaklaşık 700 patent ihlali iddiası ele alındı.

Jüri, Samsung'un ürünü bir çok aygıtta iPhone üreticisi Apple'ın yazılım ve tasarım alanındaki patent haklarının ihlal edildiğinde fikir birliğine vardı.

Samsung'un karşı iddiaları ise reddedildi.

Samsung, Apple'ın akıllı telefon piyasasını tekelleştirme çabası içinde olduğunu iddia ederek davayı temyiz mahkemesine götüreceğini bildirdi.

Apple şirketi şimdi Samsung'un bir çok ürününe ithalat yasağı getirmenin yollarını arayacağını duyurdu.

Dünya çapında satılan akıllı telefonların yarısından fazlası bu iki şirket tarafından üretiliyor.

ABD'dekine benzer çok sayıda patent davası ise dünyanın bir çok ülkesinde devam ediyor.

Geçen hafta Güney Kore'de bir mahkeme, patent hakkı anlaşmazlığı nedeniyle dev bir hukuk mücadelesine giren Apple ve Samsung'un karşılıklı ihlallerde bulunduğuna hükmetti.

İki şirketin de birbirinin bazı patentlerini çiğnediğini söyleyen mahkeme, ufak çaplı para cezaları kesmeyi uygun gördü.

Ayrıca, iki şirketin bazı eski ürünlerinin Güney Kore'de satılması yasaklandı.bbc türkçe

3/30/2012

yarışma programı çarkıfelek'te ev kazandı mahkeme yoluyla 6 senede alabildi

Yargıtay, teslim edilmeyen evin parasının talihliye ödenmesi yönünde hüküm veren tüketici mahkemesinin kararını onadı. Davayı kazanan talihli, televizyon kanalından yasal faizi ile birlikte tahsil ettiği 165 bin lirayla dubleks bir ev satın aldı.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Yargıtay, reyting uğruna büyük ödüller dağıtan yarışma programlarından ödüllerini alamayan talihliler için emsal teşkil edecek bir karara imza attı. Sakarya'nın Sapanca ilçesinde yaşayan 51 yaşındaki Erdal Bostancı, 2006 yılında bir televizyon kanalında canlı olarak yayınlanan yarışma programına katıldı. Noter huzurunda yapılan yarışmada tüm soruları doğru cevaplayan Bostancı, İstanbul Ümraniye'de süper lüks daire kazandı. Yıllarca kirada yaşayan emekli itfaiyeci ve ailesi, yarışmada ev kazandıklarına çok sevindi. Ancak televizyon kanalı ve yarışma programına sponsor olan inşaat şirketi, vaat edilen daireyi vermedi. Daireyi alamayan üstelik 10 bin TL'lik masraf yapan Bostancı, televizyon kanalını ve yarışma programına sponsor olan inşaat şirketini mahkemeye verdi. Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada mahkeme, talihliyi haklı bularak dairenin davalılarca teslim edilmesi gereken 2008 yılındaki değeri olan 100 bin liranın aynı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte televizyon kanalı ve inşaat şirketi tarafından Bostancı'ya ödenmesine karar verdi.

Televizyon kanalı, talihlinin evin bedelini sponsor firmadan talep etmesi gerektiği, olayın zamanaşımına uğradığı ve davanın İstanbul'daki Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini ileri sürerek kararı Yargıtay'a temyize götürdü. Temyize bakan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, televizyon kanalının itirazlarını reddederek tüketici mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğuna hükmetti. Yüksek mahkemenin kararı onamasının ardından Bostancı, yarışmadan kazandığı evin bedeli olan 165 bin lirayı kanaldan aldı. Yıllardır kirada yaşayan emekli itfaiyeci, aldığı parayla Sapanca'dan bir dubleks daire satın aldı.

Bostancı'nın avukatı Özgür Eray Taş, kararın yarışma programlarından kazandıkları ödülleri alamayanlar için emsal teşkil ettiğini söyledi. Taş, "Dava sonunda tüketicinin haklı olduğu ortaya çıktı. Yargıtay, tüketicinin sömürülmesine izin vermedi." dedi. Yarışmadan kazandığı evin parasını yargı yoluyla alan Bostancı ise mutlu olduğunu belirterek, "Evi almak için yıllarca mücadele verdim. Cebimden para ödedim. Sonunda evime kavuştum. İlk kez ev sahibi oldum." diye konuştu.

3/13/2012

yahoo google'dan sonra şimdi de facebook ile patent yüzünden mahkemelik oldu

İnternet şirketi Yahoo, sosyal paylaşım sitesi Facebook aleyhine Amerika Birleşik Devletleri'nde fikrî mülkiyet davası açtı.

Yahoo, kısa süre sonra hisselerini halka açmayı planlayan Facebook'un 'internette reklam verme sistemleri ve metodları' konusunda kendisine ait olan 10 patenti ihlâl ettiğini savunuyor.
Akıllı telefonlar üreten teknoloji şirketleri arasında buna benzer davaların örnekleri daha önce görüldü ancak bu son dava dev şirketler arasındaki mücadelenin yeni bir cepheye taşındığının işareti.

Yahoo'nun yaptığı yazılı açıklama, şirketin, açtığı davanın güçlü temellere dayandığına inandığını gösteriyor.

Dava dilekçesinde "Yahoo'nun sahip olduğu patent hakları, mesaj ve haber akışı sistemlerini, sosyal medya uygulamalarını ve sahtekârlığı önleyici, kişisel bilgileri koruyucu reklam programlarını içeren yenilikçi çevrimiçi ürünleri kapsar. Facebook'un, kullanıcıların profiller yaratmasına ve diğer özelliklerinin yanısıra bireyler ve şirketlerle paylaşıma girmesini sağlayan tüm sosyal paylaşım ağı modeli, Yahoo'nun patentle korunan sosyal paylaşım ağı teknolojisi üzerine kurulmuştur" ifadeleri yer aldı.

Facebook ise, Yahoo'nun, aralarındaki sorunu mahkeme dışında çözmek için yeterince çaba sarf etmediğini belirtiyor ve Yahoo'nun tercih ettiği yolu 'şaşırtıcı' diye niteliyor.

Facebook şirketinin açıklamasında "Facebook'la uzun süredir işbirliği yapan ve bu işbirliğinin getirdiği olanaklardan fazlasıyla yararlanan Yahoo'nun mahkeme yolunu tercih etmesinden hayal kırıklığı duyduk" denildi.

Bu dava, Yahoo'nun 2004 yılında halka açılan Google'a karşı başlattığı hukukî mücadeleyle benzerlikler taşıyor.

Yine fikrî mülkiyet ihlâllerine dayanan davada Google, anlaşmazlığı mahkeme dışında çözme yolunu tercih etmiş, Yahoo'ya 2,7 milyon hisse vererek uzlaşmaya varmıştı.

Uzmanlar, daha önce işe yarayan bu taktiği şimdi Facebook'a karşı kullanmak istediğini ancak Facebook'un kolay teslim olmayacağını belirtiyorlar. Bu davanın Facebook hisselerinin halka arzını etkilemesi de beklenmiyor.

Bilgisayar program kodlarının nasıl patent altına alınacağı konusunda belirsizlik var. Hukuk uzmanları, yahoo ve Facebook arasındaki bu davanın, sosyal medya uygulamalarını içeren ilk emsal dava olduğunu belirtiyorlar.

Bilişim teknolojisiyle ilgili bazı kurumlar, Amerika Birleşik Devletleri'nde Yüksek Mahkeme'ye başvurarak bilgisayar kodları konusundaki belirsizliği aydınlatılmasını, bu programların hangi şartlar altında fikrî mülkiyet kapsamına girdiğinin belirlenmesini istemişlerdi.

1/05/2012

kıyafet ve isim benzerliği yüzünden suçsuz yere 19 ay hapis yattı pardon denildi

Banaz ilçesine bağlı Düzlüce köyünde anne ve babasıyla çiftçilik yapan Ramazan Dalkıran’ın (27) Afyonkarahisar’daki amcasının ziyaretine gittiği sırada, bıçaklı kavgaya karıştığı gerekçesiyle gözaltına alınıp mahkemece tutuklandı.
Ancak kavgaya karışan Ramazan Dalkıran kaçtı. Polis, üzerinde siyah ceket ve mavi kot pantolon olan Ramazan Dalkıran’ın peşine düştü. Suçsuz olduğunu her defasında dile getiren Dalkıran’ın olay günü üzerindeki kıyafetlerin yanı sıra adının da kavgaya karışan kişiyle aynı olması nedeniyle 19 ay boyunca tutuklu kaldı. Ailesine kavuşmanın buruk sevincini yaşayan Dalkıran, “Babam beni cezaevinden çıkartmak için her şeyini sattı. Şu an ekmek alacak paramız yok, zararımız karşılansın” dedi.

Afyonkarahisar’da 12 Kasım 2009’da meydana gelen olayla ilgili konuşan Ramazan Dalkıran yaşananları şöyle anlattı: “Hakkımda şikâyetçi olan yoktu ve olayın zanlıları zaten ‘Biz yaptık’ diyerek olayı itiraf etmişti. Buna rağmen 3.5 ay Afyonkarahisar Cezaevi’nde yattıktan sonra beni Eskişehir H Tipi Cezaevi’ne gönderdiler. Çok sayıda dilekçe gönderdim. 21 Aralık’taki son duruşmada adalet yerini buldu ve beraat ettim.”

Baba Fehmi Dalkıran ise dava süresince 20 büyükbaş hayvanını sattı, tarlasını ipotek ettirerek kredi çekti. Maaşından kredi kullandı. Şimdi ise hiçbir gelirinin olmamasından yakınıyor. Üstüne bir de köyde oğlunun katil olmadığını açıklamaya çalışıyor.

9/26/2011

samsung ve apple yine mahkemelik bu seferki dava 3G patenti benim davası

Samsung ile Apple arasındaki patent hakkı savaşları kızışıyor.

Elektronik devlerinin birbirlerine ardı ardına açtıkları davaların sonuncusu bugün Hollanda'da görülecek.
Davacı Samsung, Apple'ı kendisine ait 3G teknolojisini izin almadan ve ücret ödemeden kullanmakla suçluyor.

3G, cep telefonları ve bilgisayarların internete kablosuz bağlanmasını sağlayan, son derece hızlı bir teknoloji.

Samsung izin alınmadan kullanıldığı için 3G teknolojisi içeren tüm Apple ürünlerinin raflardan indirilmesini istiyor.

Apple'ın iPhone 3GS, iPhone4 ve iPad'ler gibi en popüler ürünleri internete 3G üzerinden bağlanıyor.

Davanın görüleceği Lahey'deki muhabirimiz Anna Holligan, sektördeki pekçok uzmanın bu davayı bir misilleme olarak gördüğünü belirtiyor.

Apple'ın açtığı patent hakkı davası yüzünden Samsung'un Galaxy akıllı telefonlarının bazı modellerini Avrupa'da satması yasaklanmıştı.

Samsung ve Apple halen 20 ülkede birbirlerine patent hakkı davaları açmış durumda.

8/29/2011

ev hapsinden kurtulmak için elektronik kelepçeyi takma bacağına taktırttı

İngiltere'de şartlı salıverilen bir mahkum, güvenlikçileri kandırarak elektronik kelepçeyi takma bacağına taktırdı.
Böylece 29 yaşındaki Christopher Lowcock kelepçeli takma bacağını evde bırakarak, mahkemenin koyduğu sokağa çıkma yasağını delebildi.

Uyuşturucu, araç kullanma ve silahla ilgili suçlardan mahkum edilen Lowcock dışarda gezerken, takma bacağındaki elektronik kelepçe, evde olduğu izlenimi verdi.

Olayın ortaya çıkmasıya birlikte iki görevli işten atıldı.

Güvenlikçilerin çalıştığı G4S şirketinden yapılan açıklamada "Adalet Bakanlığı adına her yıl 70 bin kişiye elektronik kelepçe taktıkları ve bütün çalışanların uymak zorunda olduğu son derece sıkı kurallar bulunduğu" vurgulandı.

Şirket sözcüsü "Bu olayda iki çalışanımızın kelepçeyi takarken prosedüre uymadığı belirlendi. Uysalardı, bacağın takma olduğunu anlarlardı." diye konuştu.

Lowcock'un güvenlikçileri sahte bacağını bandajlayarak kandırdığı bildiriliyor.

Güvenlik şirketinin yöneticileri durumdan şüphelenip Lowcock'un evine gittiklerinde, o çoktan cezaevine dönmüştü.

Çünkü yeni bir trafik suçu işlemiş ve şartlı tahliye kurallarını çiğnemekten hapse atılmıştı.

İşten atılan güvenlikçilerden birinin mahkumu kelepçeleyen, diğerinin de daha sonra kontrol için evine giden görevli olduğu bildiriliyor.

İngiltere Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da "Her hafta 2 bin kişiye elektronik kelepçe takılıyor. Bu tür olaylar son derece nadir oluyor." denildi.

8/28/2011

adana'da eşini öldüren katil zanlısı hayallerim vardı daha üç kişiyi öldürecektim

Eşi Ezgi Köseoğlu'nu (22) 21 Ağustosta Onur Mahallesi 45017. Sokak'ta ''çocuklarını göstereceğim'' diyerek çağırdığı babasının evinde aralarında çıkan tartışma sonucu başına ve boynuna 4 el ateş ederek öldürdüğü iddiasıyla aranırken devriye görevi yapan polisten kaçtıktan sonra saklandığı evde
Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin yanı sıra asayiş, terörle mücadele ve özel harekat polislerinin katılımıyla düzenlenen operasyonda yakalanan zanlı Mehmet Köseoğlu (30) emniyet müdürlüğüne götürüldüğü sırada polise tepki gösterdi.
Emniyetteki ilk ifadesinde, eşinin ailesine mensup 3 kişiyi daha öldürme planı yaptığı bildirilen, şizofreni hastası zanlı Mehmet Köseoğlu'nun ''Hayallerim vardı, beni niye yakaladınız, daha üç kişiyi öldürecektim'' dediği öğrenildi.

Öte yandan, Mehmet Köseoğlu'nun, kendisini kovalayan polislerden kaçarken bir akrabasından yardım aldığı tespit edildi. Polise, Mehmet Köseoğlu'nun saklandığı Meydan Mahallesi 38035. Sokak'taki eve girip çıktıktan sonra ''Ben eve girdim kimse yok. Buradan damların üzerinden atlayarak gitmiş'' diyerek polise yanlış bilgi veren A.K'nin gözaltına alındığı bildirildi.

İki çocuk annesi Ezgi Köseoğlu'nun dayısı Halis Daş da operasyonun ardından ''Tüm emniyet teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Bundan sonrası adaletin işi. Mahkemenin en iyi kararı vereceğinden hiç şüphemiz yok'' dedi. Zanlı Mehmet Köseoğlu'nun, sorgusunun ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.

8/11/2011

35 banka soygununa karışan sanık mahkemeden koltuk değnekleri ile yürüyerek mahkemeden kaçtı

Güney Afrika'da en çok aranan suçlular arasında olan Bongani Moyo, mahkemeden koltuk değnekleriyle yürüyerek kaçtı.
Zimbabve vatandaşı olan Bongani Moyo, 35 banka soygununa katıldığı suçlamasıyla mahkemeye çıkarılacaktı. Ancak cezaevi sözcüsü Phumlani Ximiya, Moyo'nun polisin burnunun dibinden kaçtığını söyledi. Güney Afrika, en yüksek suç oranlarına sahip ülkelerden biri ancak ülkenin polisi sık sık yolsuzluk ve beceriksizlikle suçlanıyor. Çete lideri olduğu iddia edilen Moyo da Mayıs ayında Zimbabve sınırı yakınlarında gözaltına alınmıştı. Ancak Moyo cezaevinden kaçmayı başarmıştı. Tekrar gözaltına alınan Moyo, bu defa polis gözetimindeyken halkın arasına karışıp mahkemeden yürüyerek kaçtı. Polis sözcüsü Katlego Mogale, Moyo'nun kaçarken koltuk değneği kullandığını söyledi. Güney Afrika'nın News24 isimli haber sitesine göre, Moyo duruşmaya çıkmayı beklerken hücrede tutulmuyordu. Ximiya, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada olaydan polisi sorumlu tuttu ve "Polise bu kişinin daha önce de kaçtığını söylemiş ve güvenlik önlemlerini artırmaları uyarısında bulunmuştuk" dedi.

7/19/2011

google android işletim sistemi yüzünden bilişim devi oracle ile mahkemelik

Şimdiye kadar Oracle'ın lehine gelişme kaydeden davada Oracle avukatları Google'ın İcra Kurulu Başkanı (CEO) Larry Page'in de ifade vermesini talep ettiler. Talebe gerekçe olarak, "Page'in davaya temel oluşturan kararları bizzat vermiş olması" gösterildi.

Java programlama dilinin geliştiricisi Sun Microsystems’ı 2009'da satın alan Oracle, Android mobil işletim sisteminde Java’nın bazı ögelerini doğrudan kopyaladığı gerekçesiyle Google’a dava açmıştı.
Oracle yönetimi Google'dan patent ve telif hakları ihlali gerekçesiyle 2,6 milyar dolar talep ediyor. Google ise "talep edilen rakamın hiçbir ölçüye uymadığını" açıklamıştı.

Bilişim uzmanları, Google’ın davayı kaybetmesi durumunda Android platformunun önemli ölçüde yeniden yapılandırmasının gündeme gelebileceğini, bazı uygulamalarda köklü değişikliklerin kaçınılmaz hale geleceğine dikkat çekiyor.
Rekor kâr

Bu arada Google'ın 2. çeyrek net kârının yüzde 36 arttığı açıklandı.

Açıklamada, haziran ayında biten üç ayda şirketin net kârının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 artışla 2,5 milyar dolar olduğu belirtildi.

Geçen yıl ikinci çeyrekte şirketin net kârı 1,84 milyar dolar olmuştu. Aynı dönemde şirketin gelirleri de yüzde 32 artarak 9 milyar dolara çıktı.

Google Başkanı Larry Page, ikinci çeyreğin ''olağanüstü'' olduğunu belirterek, Google'ın yeni sosyal medya hizmeti ''Google+''nın 10 milyondan fazla üyeye ulaştığını kaydetti.



© Deutsche Welle Türkçe


DW/AFP/dpa, NH/MÇ

7/08/2011

80 bin dolarlık alyansı aldı evlilik teklifini kabul etmedi mahkemelik oldular

ABD’nin Doğu Ligi’ndeki Dallas Cowboys Amerikan futbol takımı oyuncularından Roy Williams, Sevgililer Günü’nden hemen önce eski Teksas güzeli Brooke Daniel’e içinde 80 bin dolarlık alyans, 5 bin dolar, beyzbol topu ve evlilik teklif ettiği ses kaydını yollayarak hayatlarını birleştirme teklifinde bulundu. Teklifi kabul etmeyen Daniels, futbolcunun yüzüğünü geri göndermedi.
Kaybettim dedi

Bunun üzerine Williams, sigorta şirketine eski güzellik kraliçesinin kendisine, yüzüğü kaybettiğini söylediğini öne sürüp şikâyetçi oldu. Mahkeme şimdi yüzüğün hediye sayılıp sayılamayacağına karar verecek. Aksi halde genç kadının yüzüğü iade
etmesi gerekecek.

7/07/2011

iki yaşında kızının katil zanlısı anne idamı beklenirken mahkeme jürisi tarafından suçsuz bulundu

Milyonlarca ABD’li, kızını öldürdüğüne inandıkları Anthony’nin en ağır cezalara çarptırılmasını beklerken, mahkeme jürisinin verdiği karar ülkede bir şok etkisi yarattı. Bazılarının idam cezası almasını beklediği Anthony, suçsuz bulundu.
ABD’de haftalardır köşe yazarları, televizyoncular ve hukukçular arasında kavgalara neden olan; sosyal medya ağlarında en çok tartışılan konuyu oluşturan Casey davası, ortaya çıkan karar açısından birçok ilginç faktör barındırıyor. Bunlar arasında, medyanın kamuoyu üzerindeki etkisi ve bilimsel bulguların her zaman belirleyici olamadığı gerçeği gösterilebilir.
ABD’nin ikinci O.J Simpson vakası olarak görülen Casey Anthony davasının geçmişi şöyle: Anthony, Haziran 2008’de anne ve babasının evinden iki yaşındaki kızı Caylee’yi alarak ayrıldı. Anthony’nin ebeveyni, sürekli olarak torunlarını sormalarına rağmen, genç kadın “çok meşgul olduğu için Caylee’yi getiremediğini” belirtti. Ayrıca, Caylee’yin “bir bakıcının gözetiminde olduğunu” söyledi. Anthony’nin babası George, aradan 31 gün geçtikten sonra kızının çekici tarafından götürülen arabasını almaya gittiğinde, bagajdan "çürümekte olan bir bedene ait olduğunu düşündüğü" kokuların geldiğini fark etti. Bunun üzerine Anthony’nin annesi Cindy polisi arayarak “torunlarının kayıp olduğunu” bildirdi.
ABD’yi birbirine katan süreç böylece başlamış oldu. Davacı yargıçlardan Linda Burdick, “hayatı partilerde geçen ve vaktini sevgilisiyle geçirmek isteyen Anthony’nin, kızından kurtulmak için onu kloroform kullanarak bayılttığını, ardından ağzını ve burnunu bantla kapatarak öldürdüğünü, aracındaki kokular fark edilince de cinayet süsü vermek için ormanlık araziye götürerek bıraktığını” öne sürdü.

Burdick, delil olarak Anthony’nin aracının bagajından alınan havanın “çürümüş insan bedeni ve kloroform” kalıntıları içerdiğini belirtti. Davacı yargıçların en önemli kozu ise Anthony’nin kızının kayıp olduğu dönemde sergilediği davranışlar oldu. Burdick, juriye iki fotoğraf sundu. Birincisi, Anthony’nin kızının kayıp olduğu günlerde bir gece kulübünde dans ederken gösteriyordu. İkincisi, yine kızı kayıplara karıştıktan sonra koluna yaptırdığı İtalyanca “belle vita”, yani “güzel hayat” yazan dövmeydi.

Anthony’nin kızının kayıp olduğunun anlaşılmasının ardından, “Caylee’in bakıcısı tarafından kaçırıldığını söylemesi” de önemli bir delildi. Çünkü ortada bakıcı yoktu.

ŞOK SAVUNMA

Tüm deliller, Anthony’nin kızını öldürdüğünü savunurken, dava sürecinin en ilginç ismi olmayı başaran avukat Jose Baez, müvekkili Anthony’yi suçlamalardan korumak için akla gelmeyecek bir savunma yaptı. Baez, küçük Caylee’in “yanlışlıkla havuza düşerek boğulduğunu, ancak panikleyen annesinin ne yapacağını bilemediği için kızının başına gelenleri sakladığını” öne sürdü. Bu savunmayı derinleştiren Baez, “Anthony’nin kararsız tavrının altında yatan sebebin, küçükken babası ve erkek kardeşi tarafından cinsel tacize uğraması” olduğunu söyledi.
Dahası, "Anthony’nin eski bir polis olan babasının, Caylee’in ölümünden haberdar olduğunu ve kızın cinayete kurban gittiği izlenimini vermek için ağzını bantlayıp ormana bırakılması fikrinin de ondan çıktığını" iddia etti. George Anthony, bu iddiaları yalanladı.

Baez, davacı tarafın sunduğu adli tıp delillerinin de yetersiz olduğunu öne sürerek, her duruşmada “medya” faktörünü de öne çıkarmayı ihmal etmedi. Savunmayı, elle tutulur hiçbir delil sunmamakla eleştirilen Baez, müvekkilinin “medya tarafından linç kampanyasına maruz kaldığını” belirterek boşlukları doldurmayı denedi.

KAMUOYUNUN GÖZÜNDE DAVA

Üç yıl önce Caylee’nin kaybolduğu haberleri basında yer bulmaya başladığında, evde çekilen görüntülerinde şarkı söyleyen ve gülümseyen kıza karşı ABD kamuoyunda büyük bir duyarlılık oluştu. Öte yandan, Casey Anthony’nin gazetelere basılan dans kulüplerinde çekilmiş fotoğrafları, tüm halkın aklına, “kızı kayıp olan bir anne nasıl böyle davranabilir” sorusunu getirdi.
CNN kanalının sunucusu ve eski bir yargıç olan Nancy Grace, Anthony’yi yerden yere vurarak, kızının kayıp olduğu dönemdeki gece hayatına dikkat çekti. Grace’in 25 yaşındaki kadını hedef aldığı programlar, 29 yıllık geçmişi bulunan CNN’in Haziran ayından en yüksek reytingleri toplamasını sağladı.

Grace, Fox News’ten Bill O'Reilly, MSNBC’den Lawrence O'Donnell ve ABC News'ten Dan Abrams ile kapıştıkça reytingler o kadar yükseldi ki medya Anthony davasına daha fazla yer vermeye başladı. Fox News aynı ay içinde 25-54 yaş grubu seyirciyi en çok çekmeyi başaran kanal oldu. Time dergisinin “yüzyılın sosyal medya davası” olarak tanımladığı süreç, Fox News’in prime time reytinglerini yüzde 86 gibi rekor bir seviyede artırmasını sağladı.
Bir zamanlar ABC News için muhabirlik yapan akademisyen Judy Muller, “Reyting söz konusu olduğunda yaptığınız haberler hakkında iç hesaplaşma yapmazsınız” yorumunu yaptı.

GEÇMİŞE DÖNÜŞ

Anthony davasının ABD’de fenonome dönüşmesine neden olan ikinci bir faktör, O.J Simpson davasına olan benzerliğiydi. Eski Amerikan futbol yıldızı ve aktör Simpson, 1994 yılında Alman asıllı eşi Nicole Brown ve arkadaşı Ronal Goldman’ı öldürdüğü suçlamasıyla gözaltına alındı. Dört ay süren dava, kamuoyunda ve basında çok büyük tartışmalara neden oldu.

Simpson her ne kadar suçlu görünse de, savunma avukatları delil yetersizliğinden yararlanarak ünlü yıldızın aklanmasını sağladı. Dava sürecinde, avukatlar kamuoyunun jüri üzerinde olumsuz etki yaptığına sıkça değinmişti.

JÜRİNİN GÖZÜNDE DAVA

Jürinin önüne yargıçların sunduğu savunma kısaca şunu diyordu: Annesi tarafından öldürülen Caylee, bir ay tutulduğu bagajdan kokular yükselmeye başlayınca Winnie the Pooh çarşafına sarılı halde ormanlık alana bırakıldı. Ancak adli tıp delilleri yetersizdi. Anthony’yi kızının ölümüyle doğrudan ilişkili kılan DNA örneği gibi bir delil yoktu. Bunun yerine arabanın bagajındaki hava üzerinde yapılan analiz sunuldu.

Florida Üniversitesi’nden Karin Moore, “yargıçların duygusallığa çok yer verdiğini ancak ölüm nedenini kesin olarak ortaya koyamadıklarını” ifade etti. Yaptığı savunmayla televizyon ve basında alay konusu olan Anthony’nin avukatı Baez, bu açığı çok iyi kullandı. Analistler Baez’in yaptığı savunmayla “akla yatan bir şüphe oluşturduğuna ve jürinin kamuoyuna yansıyan duygusallıktan sıyrılmasını sağladığına” dikkat çekti.

ABD’NİN ŞOK GEÇİRDİĞİ AN

İlk olarak Pazartesi günü bir araya gelen jüri üyeleri, Anthony’e yöneltilen dört suçlama üzerinde hangi karara vereceklerini tartıştı. Bu suçlamalar, “birinci dereceden cinayet, kasten adam öldürme, çocuklara kötü muamele ve polise yalan ifade vermek”ti. Eğer cinayetten suçlu bulunursa, Anthony idam cezasına çarptırılabilecekti. Sadece kasten adam öldürme veya kötü muameleden suçlu bulunması ise en az 30 yıl hapis cezası demekti. Diğerlerinin yanında en önemsiz kalan “yalan ifade” en fazla dört yıl hapis cezası getirecekti.

Mahkeme önünde bekleyen kalabalık kararı duyunca şok geçirdi.
On milyonlarca ABD’li, Salı günü ekranların başına toplanarak 7’sı kadın, 5’i erkek olan ve kimlikleri açıklanmayan jürinin kararını bekledi. Tüm duruşmalarda gözyaşlarına boğulan Anthony, ayakta kararın açıklanmasını beklerken kıpkırmızı olmuştu. Nihayetinde, en beklenmeyen şey oldu ve Anthony en ağır suçlamalardan delil yetersizliği nedeniyle sıyrılmayı başardı. Şu ana kadar üç yıl hapis yatan Anthony, Perşembe günü 4 yıl hapis cezası alsa bile buna fazla üzülecek gibi görünmüyor.

Öte yandan, davayı takip eden ABD’lilerin genelinde bir şok havası hakim. Birçoklarının ömür boyu hapis, hatta idam almasını beklediğini Anthony, Perşembe günü elini kolunu sallayarak mahkemeyi terk edebilir. Belki de şoku en iyi özetleyen, ABD’nin önde gelen sosyetelerinden Kim Kardashian oldu.

O.J Simpson’un savunma avukatlarından Robert Kardashian’ın kızı Kim, birçok kişi gibi şaşkınlığını Twitter üzerinden duyurdu:

“NE! Söyleyecek kelime bulamıyorum…”

HABER: müfit yılmaz gökmen

6/28/2011

film şirketleri internetten korsan film izlemeye engel olmak için mahkemeye gidiyor

İngiltere'de film şirketleri, yapımların internet üzerinden korsan izlenmesine engel olmak için mahkemeye gidiyor.


Film şirketlerini temsil eden meslek kuruluşu, İngiltere'nin en büyük internet hizmeti sağlayan şirketi British Telecom'u Newzbin adlı siteye erişimi engellemeye zorlamak için dava açtı.

Dava, ülke tarihinde bir ilk.

6/09/2011

fındıklı yöresi sakinleri arılı vadisinin sit alanı olması yolundaki mücadeleyi kazandılar

Fındıklı'da, bazı yöre sakinlerinin Arılı Vadisi'nin doğal sit alanı olarak tescil edilmesi için Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna yaptığı başvuru sonucunda vadi, 18 Şubat 2010 tarihinde 1. ve 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilmişti.

Vadide hidroelektrik santrali (HES) yapmak isteyen şirketler, kararın kaldırılması için Rize İdare Mahkemesine dava açmışlardı. Dava sonucunda 16 Şubat 2011 tarihinde mahkeme, vadinin sit alanı ilan edilmesi kararının yürütmesini durdurmuştu.

Bunun üzerine Fındıklı Derelerini Koruma Platformu üyeleri, Rize İdare Mahkemesinin verdiği yürütmenin durdurulması kararının iptali için üst mahkeme olan Trabzon Bölge İdare Mahkemesine başvurdu. Trabzon Bölge İdare Mahkemesi de Rize İdare Mahkemesinin, vadinin sit alanı olarak ilan edilmesi konusundaki yürütmenin durdurulması kararını iptal etti.

Böylece Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun verdiği karar doğrultusunda, Arılı Vadisi'nin sit alanı olma özelliği korunmuş oldu.
trt türk

6/07/2011

otel hizmetcisi kıyafetleri giyerek mahkeme önünde protesto gösterisi yaptılar

ABD’nin New York kentinde bir otelde 14 Mayıs’ta cinsel saldırı suçlamasıyla tutuklanınca IMF Başkanlığı görevinden istifa eden Fransız ekonomist Dominique Strauss-Kahn, uzun sürmesi beklenen davada dün ilk duruşmasına çıktı.

Ev hapsi günlerini New York’ta lüks bir konutta geçiren Dominique Strauss-Kahn, eşi Anne Sinclair ile geldiği mahkeme binası önünde otel görevlisi kılığındaki 100 kadar protestocu tarafından karşılandı. Çoğu 32 yaşındaki Batı Afrikalı davacı gibi Afrika kökenli olan protestocular, Kahn eşiyle birlikte yanlarından geçerken “Yazıklar olsun, utan” diye bağırdı. AFP, bu seslerin, duruşma salonunun bulunduğu 13’üncü kattan bile duyulabildiğini yazdı.

25 yıl hapis istemi

Kahn (62) , tecavüze yeltenme de dahil olmak üzere yöneltilen 7 suçlamanın tamamını reddederek suçsuz olduğunu savundu. Yargıç Michael Obus bir sonraki duruşmayı 18 Temmuz’a erteledi. Kahn, uzun sürmesi beklenen davada, 25 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Savcılık, odasında otel görevlisini oral sekse zorladığı iddia edilen Kahn aleyhine DNA örnekleri de dahil yeterince delil toplandığı görüşünde. Sonuç ne olursa olsun Kahn’ın gelecek yıl Fransa Cumhurbaşkanı olma hayallerinin suya düştüğü yorumu yapılmıştı.

Her şeyi anlatacak

Kahn’ın avukatı, “davada zor kullanmaya dair hiçbir unsur” bulunmadığını savundu. Davacının avukatı Kenneth Thompson ise kadının sadece “adalet” istediğini belirterek, “Şöhret peşinde değil. Korkunç bir cinsel saldırıya uğradı. Bu mahkemeye gelecek, tanık sandalyesine oturacak ve dünyaya Kahn’ın ona ne yaptığını anlatacak” dedi.
hürriyet planet

6/06/2011

gözleri görmeyen yürüyemeyen konuşamayan gaziye devletten sayaç kırdın cezası

Ömür Gezdiren, Hakkâri’de 1998’de vatani görevini yaparken mayın patlaması sonucu gözlerini kaybetti, yürüyemez hale geldi. 1 yıl sonra da Parkinson hastası oldu. 7 ay önce annesiyle yeni kiraladığı evin elektrik bağlantısı için AYEDAŞ’a gitti. Görevliyle eksik evrak yüzünden tartışırken, bankonun üzerindeki elektronik sayaç yere düşüp kırıldı. Olaydan 7 ay sonra mahkemeden celp geldi. Anne ve oğlu, kamu malına zarar vermek suçundan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.
HAKKÂRİ Çukurca’da 1998’de vatani görevini yapan Ömür Gezdiren, mayın patlaması sonucu gözlerini kaybetti. Yürümekte ve konuşmakta güçlük çeken Ömür Gezdiren, uzun süre yoğun bakımda kaldı. Ömür Gezdiren, ilaçlar nedeniyle bir yıl sonra Parkinson hastası oldu. Vücudunun büyük bir kısmını kullanamayan 36 yaşındaki gazi, 7 ay önce annesi Oya Gözübüyük’le yeni kiraladıkları evin elektrik bağlantısı için AYEDAŞ’ın Bağlarbaşı’ndaki bürosuna gitti. Evrakları eksik olduğu için banko görevlileri Gezdiren ve annesine işlemlerinin yapılamayacağını söyledi. Gezdiren banko görevlisi Esin Çaylı’ya gazi olduğunu ve devletin gazilere tanıdığı yüzde 50 indirimden yararlanmak istediğini anlatmaya çalıştı. El ve ayaklarını güçlükle kontrol eden Gezdiren’e Çaylı sesini yükselterek, “İşlemleriniz evraklar gelmeden yapılamaz” dedi.

Sorun çıkarma

Gezdiren’in ellerini bilinçsiz oynatmasına anlam veremeyen kurumun güvenlik görevlisi Abuzer Aytepe, iddiaya göre belindeki silahı tutarak, “Sorun çıkarmayın, polis çağırırım” dedi. Oya Gözübüyük, “Ne sorunu, gerekli evrakları soruyoruz” yanıtını verdi. Bu sırada Gezdiren sandalyesinden kalkmak için görevlilerin bulunduğu bankoya tutundu. Ancak bankodaki elektronik sayaç yere düşerek kırıldı. Aytepe engelli olduğunu anlayamadığı Gezdiren’i kendisine müdahale edeceğini düşünüp yere yatırdı. Anne Gözübıyık ve çevredekilerin müdahalesi üzerine Aytepe boğazından tuttuğu Gezdiren’i bıraktı.

Gezdiren ambulansla GATA’ya, oğlunu güvenlik görevlisinin elinden kurtarmaya çalışırken boynunda ve sırtında ezikler oluşan Oya Gözübüyük de Üsküdar Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Anne oğul ertesi gün taburcu oldu. Gezdiren olayı anlatan dilekçeyi AYEDAŞ Genel Müdürlüğü’ne gönderdi. AYEDAŞ, 2 gün sonra evrak dahi istemeden Gezdiren’in evinde kullandığı elektrikte yüzde 50 indirim uyguladı. Olaydan 7 ay sonra Üsküdar 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nden gönderilen celpte, anne oğulun kırılan sayaç nedeniyle haklarında kamu malına zarar vermek suçundan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı bildirildi. İlk duruşma 30 Haziran’da yapılacak.

Savcı ifade almadı

AÇILAN davanın içeriğini avukatı aracılığıyla öğrenen anne Oya Gözübüyük, şunları söyledi: “Olayın ardından kuruma verdiğimiz dilekçeden korkan görevliler savcılığa şikâyette bulunmuş. Oğlum onları darp etmek istemiş ve kamu malına zarar vermiş. Savcılık, bırakın ifade almayı oğlumun ne halde olduğunu dahi görmeden iddianame hazırlamış. Oğlum görmüyor, yürüyemiyor ve konuşamıyor. Bu haldeki bir insan nasıl olur güvenlik görevlisini darp edebilir. Oğlumun gazi olmasını bir kenara bırakın, tamamen engelli bir insana yapılan bu haksızlık hangi vicdana ve akla sığar?”

Güçlükle konuşan Gazi Ömür Gezdiren ise “Güvenlik görevlisi ne olduğunu anlamadan boğazıma sarılarak beni yere yatırdı. Bayıldığım için daha sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Olayla ilgili savcı benim ifademi almadı. Beni hiç görmedi. Davayı nasıl açtı bilmiyorum” diye konuştu.
hürriyet gündem

5/31/2011

tramvay kazasında ölen üç gencin aileleri tazminatları kabul ederek şikayetlerinden vazgeçtiler

Geciken karar pes ettirdi

İstanbul’da 14 ay önce 3 liseli gencin canını alan tramvay kazasıyla ilgili tek şikâyetçi kalmadı. Kazada can veren Deniz Tekin ve Buket Bulut’un ailelerinin ardından, İrem Dinçsoy’un babası da şikâyetinden vazgeçti. Acılı baba, “Kardeşim kazada öleli 8 yıl oldu, davası sürüyor. İrem’in davası da bu kadar sürerse dayanamam” dedi.

MERTER’de, geçen yıl mart ayında okul çıkışı tramvay altında kalarak ölen Kemal Hasoğlu Lisesi hazırlık sınıfı öğrencileri Deniz Tekin, Buket Bulut ve İrem Dinçsoy’un davasında, İstanbul Ulaşım A.Ş.’nin ailelere ödediği 50’şer bin dolar tazminat sonrası şikâyetçi kalmadı. Tekin ve Bulut’un ailelerinden sonra, İrem Dinçsoy’un ailesi de tazminatı kabul ederek, 5’inci duruşmada şikâyetinden vazgeçti.
Hayır işine gidecek
Bundan 8 yıl önce de erkek kardeşini trafik kazasında kaybetiğini söyleyen, İrem Dinçsoy’un babası Zafer Dinçsoy, şikayetinden vazgeçme nedenini şöyle açıkladı: “Kızımla aynı kaderi paylaşan kardeşimin davası 8 yıldır bitmedi. Kızımın davası da bu kadar sürerse dayanamam. Her duruşmada acım tazeleniyor. Bu nedenle Ulaşım A.Ş.’nin verdiği 140 bin liralık tazminatı alıp ölen kızımızın adına hayır işlerinde kullanmayı uygun bulduk. Bir de kızımızın adına hayrat yapılacak.”
Kaza sonrası, tramvayı kullanan Ali Osman Erdoğan ile Ulaşım A.Ş.’de görevli Cengiz Yıldırım hakkında, “Taksirle birden fazla adam öldürmek” suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Dava Bakırköy 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken, İstanbul Ulaşım A.Ş.’den ailelere ölümlü kaza sigortası kapsamında 50’şer bin dolar tazminat ödeneceği bildirildi. Tekin ile Bulut aileleri kazadan 4 ay sonra tazminatlarını aldılar, şikâyetlerinden vazgeçtiler. Diğer ailelerin davadan çekildikleri duruşmada, sorumluların cezalandırılmasını talep ederek “Makine mühendislerinden bilirkişi raporu talep edeceğiz” diyen İrem Dinçsoy’un babası Zafer Dinçsoy da, tazminatı 14 ay sonra kabul ederek cuma günkü duruşmada davadan çekildi. Duruşma, dosyanın bilirkişi heyetine gönderilmesi kararıyla ertelendi.
hürriyet gündem

5/27/2011

dünyanın ünlü ödeme sistemi paypal ve google sırlar çalındı iddiası ile mahkemelik oldu

Dünyanın önde gelen internet ödeme sistemi PayPal'in sahipleri, en büyük internet arama motoru Google aleyhine dava açtı.


Amerika Birleşik Devletleri'nde Kaliforniya Yüksek Mahkemesi'nde açılan davanın gerekçesi, Google'ın mobil ödeme sistemi Google Wallet ile cep telefonlarını "dijital cüzdanlara" çevirmeye yönelik planları.
Açık artırma sitesi EBay Inc.'e ait olan PayPal'ın yetkilileri, bu fikrin kendilerine ait olduğunu vurguluyor.
PayPal yetkilileri, yöneticilerinden ikisinin Google'a geçerek, şirketleri ile ilgili sırları da bu şirkete aktardığını belirtiyor.
Bu yöneticilerden Osama Bedier halen Google'ın ödemelerden sorumlu başkan yardımcısı.
Osama Bedier, New York'ta düzenlediği basın toplantısı ile Google'ın mobil ödeme sistemini kamuoyuna açıklamıştı.
Uzmanlar Google'ın planlarının Japonya'da yaygın olan bir uygulamayı dünyaya yaymayı içerdiğini söylüyor.
Halen Japonların yüzde 20'sinin uygulamadan faydalandığı belirtiliyor.
Google'ın uygulamasından faydalanmak için ise şirketin Android telefonlarını kullanmak gerekiyor.
Şirket, mobil ödeme sistemi ile ilgili olarak Citigroup, MasterCard ve Sprint şirketleri ile işbirliği yapıyor.
Google'ın mobil ödeme sistemini Amerika Birleşik Devletleri'nde yaz aylarından itibaren hizmete sunulması bekleniyor.
bbc türkçe

5/24/2011

ingiltere'de türk kadını 200 sterline öldüren 16 yaşındaki kiralık katil

Londra'da Gülistan Subaşı adlı Türk kadını öldürmekten suçlu bulunan gencin İngiltere'nin en küçük yaştaki kiralık katili olduğu düşünülüyor.


Şu an 16 yaşında olan ve çıkartıldığı mahkemede müebbet hapse mahkum edilen Santre Sanchez Gayle, cinayeti işlediği zaman 15 yaşındaydı.

Detektifler, okul çağındaki gencin işlediği cinayet karşılığında 200 sterlin kazandığını düşünüyor.

Gayle'a yardım ve yataklık yapmaktan suçlu bulunan 22 yaşındaki Izak Billy de müebbet hapis cezası aldı.

Mahkeme, her iki sanığın da en az 20 yıl hapis yatması gerektiğine hükmetti.

26 yaşındaki Gülistan Subaşı, Türkiye'den İngiltere'ye gelerek, ayrıldığı kocasından olan ve eski eşinin akrabaları yanında kalan oğlunu görmeyi planlıyordu.

Oğlunun dokuzuncu yaş gününü kutlamaya hazırlanan Gülistan Subaşı, kaldığı evin kapısı önünde göğsünden vurularak öldürüldü.

Cinayet şans eseri kapalı devre televizyon tarafından kaydedildi.

Video kayıtlarında, evin önünde zili çalıp sakince beklemeye başlayan Sanchez Gayle, kapıyı açan Gülistan Subaşı'nın üzerine silahını ateşlerken görülüyor.

Gülistan Subaşı'nın önümüzdeki aylarda Türkiye'de evlenmeyi planladığı ve Londra'daki oğlunun velayetini üzerine almak istediğini söylediği bildiriliyor.

Mahkeme, Gülistan Subaşı'nın ayrıldığı kocası Serdar Özbek'in beraatine karar verdi.
bbc türkçe

5/23/2011

yuvaya bıraktığı sandığı kızını arabada bırakınca sıcaktan ölümüne sebep oldu

Küçük kızını yuvaya götürmek için arabasına bindirdikten sonra içinde unutan İtalyan baba, beş saat güneşin altında kalarak can veren kızın ölümüne sebebiyet vermekten mahkemeye çıkartılabilir.

Üniversitede veterinerlik hocası olan Lucio Petrizzi, açıklaması çok zor olsa da işe giderken kızını yuvaya bıraktığından emin olduğunu ve yaptığı ölümcül hatanın farkına ancak iş çıkışı arabasına döndüğü zaman vardığını söylüyor.

Arabaya döndüğünde, zorlukla nefes alıp veren kızını içeride gören baba, derhal ambulans çağırmasına karşın, Elena adlı 22 aylık kız kurtarılamadı.

Doktorlar, üç gün ölüm kalım savaşı veren kızın aşırı sıcaktan dolayı beyninin şiştiğini söylüyor.

Elena'nın ölümü ardından kalbi ve karaciğeri organ nakli için bekleyen iki küçük çocuğa bağışlandı.

Sekiz aylık ikinci çocuğuna hamile olan anne Chiara Sciarrini, kocasına anlayışla yaklaşılmasını talep ederek, ''Lucio kızını çok severdi, kendisi örnek bir babadır.'' diyerek eşini savundu.

İtalyan medyasının aktardığına göre Chiara Sciarrini, unutkanlığın ''herkesin başına gelebilecek birşey olduğunu'' söyledi.

İtalyan savcılar, Ancona kentinde meydana gelen olayla ilgili olarak baba Lucio Petrizzi aleyhinde dava açıp açmamayı görüşüyor.
bbc türkçe

3/23/2011

google ekitap için yayıncılarla anlaştı ama mahkeme dağıtımı durdurdu

Google ve yayınevleri arasında varılan internet üzerinden kitap dağıtımı anlaşması ABD'de bir mahkeme tarafından durduruldu.

İnternet devi şirket, milyonlarca kitabı tarayıcıdan geçirip elektronik kitap platformu eBooks'a yüklemişti.

Telif haklarının çiğnendiğini söyleyen yayınevleri ile Google arasında altı yıldır süregiden dava sonuçta bir anlaşmayla noktalanmıştı.

Fakat New York'ta bir mahkeme, anlaşmanın ''fazla ileri gittiğine'' hükmetti. Mahkeme, Google'a haksız rekabet avantajı sağlandığını söylüyor.

Google ve yayınevleri arasında varılan anlaşma uyarınca, kitapları dijital formatta sunmasına izin verilen internet şirketi bunun karşılığında telif hakkı sahiplerine yılda 125 milyon dolar ödeme yapacaktı.

Fakat Google'ın tarayıcıdan geçirdiği kitapların bir çoğunun telif hakkı sahipleri belirlenemediği için, Google'dan telif ücreti de talep edemeyecekleri söyleniyor.

Mahkeme yargıcı Denny Chin, Google'a telifli eserlerin kopyalarını dijital ortama sürerek maddi kazanç imkanı veren anlaşmanın internet şirketine rakipleri karşısında haksız üstünlük sağladığını söyledi.
Öksüz kitap

Amerikan Adalet Bakanlığı, New York'taki mahkemenin kararını onayladı ve anlaşmayı durdurmanın ''doğru hukuki sonuç'' olduğunu belirtti.

Amerikalı yetkililer, ''öksüz eser'' diye tanımlanan ve telif hakkı sahipleri tespit edilemeyen kitapların dijital kopyalarından Google'un kar sağlamasının rekabet yasalarını çiğnediğini savunuyor.

Google, mahkeme kararından ''üzüntü duyduğunu'' söyleyerek tepki verdi.

Google yöneticilerinden Hilary Ware, ''Yayınevleriyle vardığımız anlaşma, kitapçılarda bulunması çok zor olan milyonlarca esere internet üzerinden erişim olanağı sağlayacaktı.'' dedi.

Hilary Ware, Google Books ve Google eBooks sitelerinde olabildiğince çok sayıda kitabı bulunabilir kılmaya çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Google halihazırda 15 milyon dolayında kitabın kopyasını internete yüklemiş bulunuyor.
bbc türkçe ekonomi