Dünya

Dünya
Bursa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bursa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/27/2013

ünlü televizyoncu Müge Anlı'nın programında aranılan üniversiteli sinem'in kemikleri bulundu

Bursa'nın İnegöl İlçesi'nde, 3 yıl önce ortadan kaybolan Uludağ Üniversitesi Meslek Yüksekokulu 2'nci sınıf öğrencisi Sinem Yurdanur'un, uçurumun dibinde battaniyeye sarılı kemikleri bulundu.


Sinem'i, polis tarafından geçen yıl düzenlenen uyuşturucu operasyonunda, intihar eden sevgilisi Emrah Kaya'nın öldürdüğü öne sürüldü. Cesedin yerini, "Sinem rüyalarıma giriyor. Vicdan azabına dayanamıyorum" diyen, Emrah Kaya'nın arkadaşı Rıfat A. polise bildirdi.


Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Sinem Yurdanur, 2010 yılı temmuz ayında sınava girmek için İstanbul Çatalca'dan geldiği İnegöl'de ortadan kayboldu. Sinem Yurdanur tüm aramalara rağmen bulunadı. Sinem Yurdanur'un en son İnegöl'e geldiği gün, Kültürpark'ta bir çok suçtan kaydı bulunan sevgilisi Emrah Kaya ile görüldüğü ortaya çıktı. Olayla ilgili gözaltına alınan Emrah Kaya, Sinem'in kaybolmasıyla hiç bir ilgisinin bulunmadığını söyleyince serbest bırakıldı. Emrah Kaya, geçen yıl Mart ayında uyuşturucu operasyonu kapsamında düzenlenen operasyonda gözaltına alınacağı sırada, yanındaki tabanca ile göğsüne tek el ateş ederek yaşamına son verdi.

ARKADAŞI 'VİCDAN AZABINA DAYANAMIYORUM' DEDİ

Sinem Yurdanur'un kaybolması olayını araştırmayı sürdüren polis, genç kızın intihar eden sevgilisi Emrah Kaya'nın yakın arkadaşı olan ve aynı operasyon kapsamında tutuklu bulunan Rıfat A. ile cumhuriyet savcılığından alınan izinle cezaevinde bir kez daha görüştü. Polisin, "Bildiğin varsa söyle. Sinem'in annesi ve babası kan ağlıyor. Yardımcı ol" demesi karşısında "Tamam. Zaten Sinem rüyalarıma giriyor. Vicdan azabına dayanamıyorum' yanıtını veren Rıfat A., Sinem'i Emrah Kaya'nın öldürdüğünü söyledi.

'DÖVERKEN BOYNUNU KIRDI'

Olay günü İstanbul'dan gelen Sinem'i terminalde Emrah Kaya ile karşıladıklarını, ardından bir arkadaşının evine gittiklerini anlatan Rıfat A. "Emrah, 'sen başkalarıyla da geziyorsun' diyerek kıskançlık krizine girip Sinem'i döverken boynunu kırdı. Sinem öldü. Daha sonra cesedini çarşafa ve battaniyeye sarıp Emrah'ın aracının bagajına koyduk. İlçeye bağlı Çayyakan Köyü Boğazova Mevkisi'nde uçuruma attık. Cesedin burada olması gerekiyor" dedi.

SAÇ VE KEMİKLERİ BULUNDU

Polis, Cumhuriyet Savcısı'ndan alınan özel izinle cezaevinden çıkartılan Rıfat A.'yı bugün, cesedi attıklarını söylediği yere götürdü. Çevrede yapılan aramada battaniyeye sarılı olan ve içersinde sadece saç ve kemiklerin bulunduğu cesede ulaşıldı.

Polis cesedi, DNA testinin yapılması için Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderecek.

AİLESİ MÜGE ANLI'NIN PROGRAMINA KATILMIŞTI

Kızlarını üç yıldır arayan aile ünlü televizyoncu Müge Anlı'nın programına katılıp, Sinem'in izini bulmak için çağrıda bulunmuştu. Programda Sinem'in kaybolması defalarca işlenmişti. (DHA)

9/08/2011

çekirdeklerini kurutabilmek için 10 km.lik yolu 10 günlüğüne trafiğe kapattılar

İnegöl Belediyesi Meclisi, yıllık 3 bin tonu çerezlik, 1 tonu da yağlık olmak üzere toplam 4 bin ton ay çekirdeği üretiminin yapıldığı ilçede, çekirdeklerini kurutacak yer bulamayan üreticilerin başvurusunun ardından
İnegöl Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile İnegöl Mobilya Sanayi Bölgesi arasında ulaşımı sağlayan Ahmet Türkel Çevre Yolu’nu 22 Eylül’e kadar trafiğe kapattı.

Çevre yolunun yaklaşık 5 kilometrelik bölümünü hummalı bir çalışmayla tamamen kurutacaklara çekirdeklerle kaplayan İnegöllü çiftçiler, yetkililerden kurutma fabrikası istiyor.

Çekirdek üreticilerinden Umur Agan, sıcağın altında çekirdek kurutmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Yetkililerden destek istiyoruz. Bizim yine diğer çiftçilere göre halimiz iyi. Kepçemiz var. Kendi olanaklarımız var. Olanakları olmayan insanlar daha çok sıkıntı yaşıyor. İşimiz açısından biraz daha anlayış bekliyoruz. İnegöl’ün çekirdeği Türkiye’de tutulmuş durumda" diye konuştu.

Agan, çekirdek üretimini daha profesyonel şekilde yapmak istediklerini belirterek, şunları kaydetti: "Dış bağlantılar olursa daha da güzel olur. Şu anda çiftçilerimiz tam istediği gibi ürünlerini pazarlayamıyor. 200-300 dönüm çekirdek eken çiftçi bir şekilde kendine pazar oluşturuyor, ama 20-30 dönüm eken için sıkıntı var. Şu anda aşağı yukarı 4-5 kilometrelik bir alanda insanlar çekirdek kurutuyor. İnsanlar her bulduğu boş yerde çekirdek kurutuyor."

7/13/2011

bursadaki sahte şeyhin video görüntüsündeki fetvası aşk olmadan meşk olmaz seven seveni zikreder

Bursa'da kendisini bir tarikatın lideri olarak tanıtıp, 'dergah' adını verdiği eve gelenlere cennete gideceklerini vaad ederek cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan evli 2 çocuk babası Uğur K. (47)'nın bir sosyal paylaşım sitesinden yayınlanan zikir görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde başında sarık, elinde tespih ve bir elinde de sürekli yüzünü, ellerini ve burnunu sildiği havlu olan sahte tarikat lideri, mürit olarak adlandırdığı kişilere sözde fetvalar veriyor. Sahte tarikat liderinin "Aşk olmadan meşk olmaz. Seven seveni zikreder" sözleri ise dikkat çekiyor.
Bir ihbarı değerlendiren Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, geçtiğimiz günlerde merkez Yıldırım İlçesi'ndeki 'Dergah' denilen eve baskın düzenlemiş ve evde bulunan ve gözaltına alınan bazı kişilerin, kendisini tarikat lideri olarak tanıtan Uğur K. ile cennete girmelerine şahitlik edeceği iddiasıyla oral seks yaptıklarını ve ilişkiye girdikleri ortaya çıkmıştı.

Olayla ilgili soruşturmaya başlatan ve 19 kişinin ifadesini alan polis, bazı evli çiftlerin de dergaha geldiklerini ve Uğur K. ile ayrı ayrı cinsel ilişkiye girdiklerini, yaşadıklarından dolayı ruh sağlıklarının bozulduğunu saptamıştı.


Uğur K.'nın bu işi 2003 yılından itibaren sürdürdüğünü, müritlerini çeşitli semt ve evlere çağırdığını ortaya çıkaran polis, evde yaptığı aramada ise çok sayıda çocuk ve hayvan pornosu CD'leri ele geçirmiş ve Uğur K.'yı gözaltına almıştı. Evinde 'Sır odası' adını verdiği bölümde ziyaretine gelen kadın ve erkeklerle kendi istekleri ile ilişkiye girdiğini belirten Uğur K. "Kadın erkek hiçbir müridimle zorla cinsel ilişkiye girmedim. Daha önce müridim olan kişiler beni şikayet etmiş olabilir. Zikir esnasında cezbelenen kişi sır odama gelir. Ben hiçbir şey yapmam. Onlar kendileri gelip kucağıma oturur. Benim tarikat lideri olarak sır odasına gelen müridime cinsel ilişkiye giremeyeceğimi söyleme gibi bir lüksüm olamaz. Ben cezbelenen müridimle ilişkiye girmezsem, mürit zikir durumundan dolayı yanmaya başlar. Gücü kalmaz ve delirir" şeklinde ifade vermişti.

'CİNSEL ORGANINI ÖPTÜRDÜĞÜ İDDİASI'
Dargaha gelen kişilerin zikir odasında cezbelenince bulunduğu sır odasına girdiğini kaydeden U.K., "Ben sır odasına gelen kadın ya da erkekleri, cinsel organımı öptürerek badelerim. Bunun dışında da isterlerse erkekler de kadınlarla da ters ya da normal yolla ilişkiye girerim" dediği belirtilmişti.

Operasyon kapsamında gözaltına alınan Uğur K.'nın sağ kolu olduğu öne sürülen Mesut K. (42) ile Uğur K.'ya iş arkadaşını, nişanlısını ve annesini götürdüğü öne sürülen Ahmet C. (28) 'Nitelikli cinsel saldırı', 'Tekke ve Zaviyeler Kanunu'na muhalefet', 'Çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları depolamak', 'Fuhuşa aracılık etmek' suçlarından çıkartıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine konmuştu. Sahte tarikat liderinin, 'Gavsül Azam Hasaneynil Hüdaverdi K.S Hazretlerinin yetiştirdiği zamanın Gavsül Azamı Hasan Uğur Kırklari K.S Hazretleri...' adı altında bir sosyal paylaşım sitesinde yayınlanan 2003 yılına ait zikir görüntüleri ortaya çıktı.

Edinilen bilgiye göre bin 500 üyesi bulunan sosyal paylaşım sitesindeki sayfanın son olaylardan sonra 22'ye düştüğü belirlenirken, görüntülerde başında sarık, elinde tespih ve bir elinde de sürekli yüzünü, ellerini ve burnunu sildiği havlu olan sahte tarikat lideri, mürit olarak adlandırdığı kişilere sözde fetvalar veriyor. Sahte tarikat liderinin "Aşk olmadan meşk olmaz. Seven seveni zikreder" sözleri ise dikkat çekiyor. Zikir yapılan salonda, yanında Türk Bayrağı'nın bulunduğu bir koltukta oturan Uğur K., zikir sırasında kendinden geçen kişileri büyük bir dikkatle izlediği görüntülerde, küçük yaşta çocuklarda bulunuyor.

7/11/2011

bursada yakalanan sahte şeyh müridimle ilişkiye girmessem mürit zikir durumundan dolayı yanmaya başlar

Bir ihbarı değerlendiren Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, merkez Yıldırım İlçesi’ndeki ’Dergah’ denilen eve baskın düzenledi. Evde bulunan ve gözaltına alınan bazı kişilerin, kendisini tarikat lideri olarak tanıtan Uğur K. ile cennete girmelerine şahitlik edeceği iddiasıyla oral seks yaptıklarını ve ilişkiye girdiklerini söylemesi şaşkınlık yarattı.

Radikal'in haberine göre; soruşturmayı genişleten ve toplam 19 kişinin ifadesini alan polis, bazı evli çiftlerin de dergaha geldiklerini ve Uğur K. ile ayrı ayrı cinsel ilişkiye girdiklerini, yaşadıklarından dolayı ruh sağlıklarının bozulduğunu saptadı. Bazı kişiler ise yaşadıklarından dolayı kimseden şikayetçi olmadıklarını söyledi. Operasyon kapsamında polis, Uğur K.’nın bu işi 2003 yılından itibaren sürdürdüğünü, müritlerini çeşitli semt ve evlere çağırdığını ortaya çıkardı.
’İlişkiye girmezsem müridim delirir'

Evde yaptığı aramada, çocuk ve hayvan pornosu CD’leri ele geçiren polis, Uğur K.’yı gözaltına aldı. Evinde ’Sır odası’ adını verdiği bölümde ziyaretine gelen kadın ve erkeklerle kendi istekleri ile ilişkiye girdiğini belirten Uğur K. ifadesinde şu iddialarda bulundu:

"Kadın erkek hiçbir müridimle zorla cinsel ilişkiye girmedim. Daha önce müridim olan kişiler beni şikayet etmiş olabilir. Zikir esnasında cezbelenen kişi sır odama gelir. Ben hiçbir şey yapmam. Onlar kendileri gelip kucağıma oturur. Benim tarikat lideri olarak sır odasına gelen müridime cinsel ilişkiye giremeyeceğimi söyleme gibi bir lüksüm olamaz. Ben cezbelenen müridimle ilişkiye girmezsem, mürit zikir durumundan dolayı yanmaya başlar. Gücü kalmaz ve delirir."


Nişanlısını ve ailesini götürmüş

Operasyon kapsamında Uğur K.’nın sağ kolu olduğu öne sürülen Mesut K. (42) ile Uğur K.’ya iş arkadaşını, nişanlısını ve annesini götürdüğü öne sürülen Ahmet C. (28) de gözaltına alındı.

Gözaltına alınan 3 kişi, sorgulamasının ardından ’Nitelikli cinsel saldırı’, ’Tekke ve Zaviyeler Kanunu’na muhalefet’, ’Çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları depolamak’, ’Fuhuşa aracılık etmek’ suçlarından çıkartıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine konulurken, savcılık olayla ilgili soruşturmayı çok yönlü sürdürüyor.

2/11/2011

yara iyileştiren kumaş yaşlanmayı geciktiren havlu icat edildi

UTİB’in Bursa’da düzenlediği ‘Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi’ çok ilginç inovatif projelere sahne oldu. Yaşlanmayı geciktiren havlular, yara iyileştiren kumaşlar, vücuttaki statik elektiği alan ürünler büyük ilgi görürken, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Proje getirin maddi ve manevi destek verelim” dedi.

ULUDAĞ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) Bursa’da bu yıl üçüncüsünü düzenlediği ‘Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi’ (proje pazarı) yine çok ilginç projelerle izleyenleri şaşırtıyor. Proje pazarında sergilenen bir ürün; geliştirilen yüksek emici özel lifleri sayesinde vücuttaki yaranın salgıladığı iltihabın vücuda yayılmasını önleyen yara iyileştirici kumaş olarak öne çıkarken, bir başka ürün de içerdiği metal iplikler sayesinde vücutta statik elektriği alan ve kandaki hemoglobin yapısında bulunan demiri etkileyerek kan dolaşımını düzenleyen, gerektiği zamanda kan akışını hızlandıran bir başka ürün inceleyenleri şaşırttı. Ayrıca yaşlanmayı geciktirici, onarıcı ve nemlendirici yağlar içeren aromaterapili havlu projesi, saç dökülmelerine karşı kullanılan ısırgan otlu şapka ve güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren lifler de büyük ilgi gördü.
Ar-Ge kanımı donduruyor
Proje pazarına katılan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan Ar-Ge konusunun hassas bir alan olduğunu belirterek, “Ar-Ge, inovasyon ve tasarım dendiği zaman kanım kaynıyor. Bu projelere hassasiyetim var. Böyle teknik bir toplantıda salonun hınca hınç dolu olması beni cesaretlendirdi. Arkadaş getirin proje ve daha sonra dış ticaret müsteşarlığı size maddi ve manevi katkı da verecektir. Bunun da 3-4 katın verecektir. Dükkan sizin tabiri caizse. Yeter ki önemli çalışmalar yapalım” dedi. Çağlayan, zihniyet devrimine ihtiyaç olduğunu kaydetti ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Tekstil lokomotiftir
“Tekstil ve konfeksiyon sektörü Türkiye’nin lokomotifidir. Bu sektörde başlatılan bu projeler, sektörün ihracatını artıracak. Yaptığımız kumaşı kilosunu 1 dolara mı satmalıyız yoksa teknoloji katarak 50 dolara mı ihraç ederiz. Bu toplantının önemi bu yüzden fazla. Bunu yüksek katma değeli ve teknoloji katarak yapabiliriz” ifadelerini kullandı.
2023 hedefi için önemli
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi de, “Dört konuya önem vermeliyiz. AR-GE, ÜR-GE, moda marka ve eğitim. Proje pazarı bizim için çok önemli bir rehber olacak” diye konuştu. UTİB Başkanı İbrahim Burkay ise “Konvansiyonel tekstil üretiminden, teknik ve fonksiyonel tekstil üretimine doğru geçişte bizlere büyük katkı sağlayacak bu proje pazarı etkinliğine, sanayiciler, ihracatçılar, akademisyenler ve öğrenciler katılacak” dedi.

Engellere rağmen Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi olduk

DEVLET Bakanı Zafer Çağlayan, “AB’nin Türkiye’ye tam üyelik konusunda iki yüzlü, çifte standartlı tavrına, vize zulmüne, mallarımızın serbest dolaşımına getirilen engellemeye rağmen, Türkiye Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi” dedi ve şöyle konuştu: “8 yıl önce dünyanın 26’ncı büyük ekonomisiydik. Bugün dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisiyiz. 27 üyeli AB’de ve Avrupa’nın tüm ülkelerinin bulunduğu kıtada Türkiye Avrupa’nın 6’ncı büyük ülkesi. Biz şimdi hayallerimizi, hedeflerimizi daha fazla genişletiyoruz ve diyoruz ki, 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde olacağız. 500 milyar dolardan fazla ihracat yapacağız ve bu çerçevede en az Türkiye’de kişi başı geliri 25 bin doların üzerine çıkaracağız. Yapar mıyız? Bal gibi yaparız.”
hürriyet ekonomi

12/22/2010

bursa'da bulunan 6500 yıllık iskelet cinayete kurban gitmiş

Bursa’nın merkez Nilüfer İlçesi Aktopraklık Mevkii’nde yürütülen kazılarda 6 bin 500 yıl öncesine ait boynundan okla yaralanmış ve karnının kesilmesi sonucu kan kaybından ölmüş bir iskelet bulundu. Kazının mezarlık ve iskeletlerin incelenmesi aşamasını yürüten Paleoantropolog Dr. Songül Alpaslan Roodenberg, M.Ö. 6500 - 5500 yıllarına ait Kuzeybatı Anadolu’nun bilinen en eski köylerinden biri olan Aktopraklık Höyüğü’nde yaklaşık 60 mezar bulduklarını belirterek, “Çakmaktaşından yapılmış ok ile vurulan ve ardından karnına aldığı bıçak darbesiyle kan kaybından ölen kişinin iskeleti ile tarih öncesi saptanabilen en eski cinayetlerden birini burada bulduk” dedi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Nilüfer İlçesi Aktopraklık Mevkii’nde başlatılan kazılar, tarih öncesi ilk tarım ve çiftçiliğin Orta Doğu’dan Avrupa’ya nasıl yayıldığı ve göç yollarının belirlenmesinde destek olmaya devam ediyor. Kuzeybatı Anadolu’nun ilk çiftçi köylerinden bir olan Aktopraklık’ta mezarlık ve iskeletlerin antropolojik incelenme, analiz çalışmalarını uluslararası projeler dahilinde bir grup bilim adamıyla yürüten Paleoantropolog Dr. Songül Alpaslan Roodenberg, Bursa’daki yerleşimin günümüzden yaklaşık 8 bin 500 yıl öncesine dayandığını belirterek, 2004 yılından bu yana sürdürülen kazılarda 60’a yakın mezar açığa çıkarttıklarını söyledi.

Neolitik (Cilalı Taş Devri), Erken Kalkolitik dönme ait mezarlar höyüğün 100 metre ilerisinde bulunan mezarlıkta ortaya çıkartılan iskeletlerin bir bölümünün osteoljik analizlerinin yapıldığını anlatan Dr. Roodenberg, “İlk incelemeleri tamamlanan 42 iskeletten, 37’si erişkinlere, 7’si ise çocuk ve bebeklere ait. Mezarlıkta Geç Neolitik ve Erken Kalkolitik dönemlere ait 32 adet mezar açığa çıkarıldı. Yerleşmede bulunan 12 mezarın tamamı Erken Kalkolitik döneme ait” diye konuştu.

60 CİVARINDA MEZAR BULUNDU
Özellikle tarih öncesi dönemlere ait bilgilerin yazılı kaynaklara dayanmadığı için, arkeolojik buluntuların dikkatle yorumlanması gerektiğini vurgulayan Roodenberg, “Bu kültürleri yapan insana ait kalıntıların analizleri de, dönemi anlamamız açısından büyük önem taşıyor. Bazen ufak bir kemik parçası bize çok enteresan bir olayı anlatabilir. Tarih öncesi Aktopraklık Köyü’nün sakinleri, koyun, keçi, sığır, domuz gibi hayvanları güden ve çeşitli tahıl ürünlerini ekip, biçen Neolitik dönem köylüleridir. Aktopraklık’ta geçtiğimiz yıllarda bulunan mezarlık alanı ile de son derece unik ve önemli bir yerleşim yeri. İlk çiftçilerin yaşadığı köylerde, köy halkının evlerin avlularına ya da ev içlerine, taban altlarına gömüldüklerini biliyoruz. Burada ise, köyün hemen yakınında yerleşim alanı ile ilişkili büyük bir Neolitik dönem mezarlığı açığa çıkarıldı. Şimdiye kadar yaklaşık 60 civarında mezar bulundu. Bu mezarların çoğu mezar buluntu ve hediyeleri açısından oldukça zengin. Ölüler dönemin ölü gömme adetlerine uygun olarak bacakları karnına çekili, sağ ya da sol taraflarına döndürülerek yatırılmış” dedi.

CİNAYETE KURBAN GİDEN KİŞİ SAVAŞÇI
2009 yılında yerleşmede açığa çıkarılan, 30 - 35 yaşlarında bir erkeğe ait mezarın oldukça ilginç olduğunu ve mezarda bulunan kemiklerden ölüm nedenini saptamanın her zaman mümkün olmadığını kaydeden Dr. Songül Alpaslan Roodenberg, “Bu mezardaki bireyin Çakmaktaşından yapılmış bir ok ile yaralandıktan hemen sonra karnının ortasının kesilmesi nedeniyle ani ve aşırı kan kaybından ölmüş olabileceğini saptadık. Üstelik yaralanmaya sebebiyet veren ok ucu halen omurun içinde derin bir biçimde saplanmış olarak ele geçti. Omurun yeri ve ok ucunun pozisyonu bu bireyin karnının alt bölümünden, nispeten sol taraftan yara aldığını gösteriyor. Çakmaktaşından yapılmış, trapez biçimli ok ucunun kemiğe 12 milimetre derinlikte saplanmış olduğunu tespit ettik” diye konuştu.

Öldürülen kişinin yaralanmadan kısa bir süre sonra ölmüş olabileceğine dikkat çeken Roodenberg sözlerine şöyle devam etti: “Muhtemelen aşırı kanama sonucu ani bir ölüm söz konusu olmalı. Öyle görünüyor ki, köye çok uzak olmayan bir yerde saldırıya uğradı ve öldükten kısa bir süre sonra yerleşmeye getirilebildi. Çünkü ölü katılığı başladıktan sonra yakınlarının ölüye geleneksel hoker pozisyonunu vererek gömebilmeleri imkansız görünüyor. Olasılıkla yakın mesafeden ve yere düştükten sonra bu ölümcül yarayı almış olmalı. Okun vücuda saplanış biçimi ve yönü katilinin kendisinden daha yüksekte olabileceğini düşündürüyor. Muhtemelen yere düştüğünde zaten yaralanmış olabilir ve bu da katilinin işini kolaylaştırmış olmalı. Oldukça güçlü ve kas bağlantı yerleri gelişmiş kemik yapısı bize orta boylu bu adamın son derece atletik yapılı ve bedenen aktif biri olduğunu gösteriyor. Olasılıkla Kalkolitik köyün savaşçılarından biri. İskelet ile tarih öncesi saptanabilen en eski cinayetlerden birini bulduk.”

İskeletlerden alınan örneklerle, kemiklerin analizlerinin Avrupa Araştırma Konseyi’nde yapıldığını bildiren Roodenberg, proje ile Orta Doğu’dan Anadolu’ya ve buradan da Balkanlar’a tarım ve çiftçiliğin geçişini, insan ve evcil hayvanlar ile tarım bitkilerinin göç yollarının incelendiğini sözlerine ekledi.

DHA