Dünya

Dünya
turist etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
turist etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/31/2011

namaz kılan insan silüetini oluşturmak için camii'nin mimarları tam iki sene hesap yapmışlar

Sivas'ın Divriği ilçesindeki Ulu Cami ve Darüşşifası'nı inşa eden mimar ve ustaların, bu eşsiz eserde ortaya çıkan ''Namaz kılan insan'' ve diğer siluetler ile gölgeler için çok ince hesaplar yaptıkları, tarihi eseri hayata geçirmeden 2 yıl boyunca güneşin doğuşundan batışına, yıldızların çıkışından kayboluşuna kadar her şeyi hesapladıkları bildirildi.
Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası ile ilgili araştırmaları ve kitapları bulunan, bilgilerini ziyaretçilerle paylaşan araştırmacı-yazar Ruhan Özaygün, eşsiz eserin bilinmeyen yönlerini AA muhabirine değerlendirdi.

Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nı, ''Bilimin ve ilmin birleştiği bir mimari yapı'' olarak nitelendiren Özaygün, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu'nun (UNESCO) ''Dünya Kültür Mirası Listesinde'' yer alan eserin yapımı aşamasından önce de bilimden faydalanılarak hazırlıklar yapıldığını söyledi.

Özaygün, Mengücekoğulları'nın Divriği'ye kazandırdığı bu şaheserde ortaya çıkan ''Namaz kılan insan'' ve diğer siluetler ile gölgeler için, tarihi yapıyı inşa eden mimar ve ustaların çok ince hesaplar yaptığını, bu siluetlerin ve gölgelerin tesadüf olmadığını belirterek, ''Eseri inşa eden mimar ve ustalar, binayı yapmadan önce 2 yıl boyunca güneşin doğuşundan batışına, yıldızların çıkışından kayboluşlarına kadar hepsini hesaplamış. Bu hesaplar yapıldıktan sonra, elde edilen sonuç, bu eser üzerinde gösterilmeye çalışılmıştır. Kapılarda ilk etapta siluet bakıyor, temaşa ediyor. İkincisinde siluetteki o kişi kitap okuyor, üçüncü durumda namaz kılıyor, dördüncü olayda ise kadına çevriliyor. Onun için burada tesadüf bir şey yoktur, eseri ilme hizmet, hakka hizmet, fisebilillah (Allah rızası için) düsturuyla yapmışlardır'' diye konuştu.

-Devrin teknolojisine uyum sağlayan gölgeler-

Bu eseri yapan mimar ve ustaların, kapılardaki motiflerin her birini ince ince hesapladığını, söz konusu motifleri yaparken ilime, bilime ve Kur'an-ı Kerim'e başvurduğunu vurgulayan Özaygün, mimarın ve ustaların devrin teknolojisine uyum sağlayarak bazı gölgeler oluşturduklarını ifade ederek,şunları anlattı:

''Kur'an-ı Kerim'de Furkan Suresi'nin 45 ve 46. ayetlerini okuduğumuz zaman bu gölge meselesinin iç yüzünü anlayabiliriz. 'Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık. Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik' ayetlerinden de göreceğiz ki burada asıl gölge değil, gölgeyi uzatan güneş ile gölgenin hareket ve tavırlarını bilmek mecburiyetindeyiz.''

Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın batı kapısında (taç kapı) ikindi vakti görülen namaz kılan erkek silueti, cennet kapısında saat 07.00 sıralarında çıkan namaz kılan kadın silueti ve şah kapısında saat 09.00 sıralarında oluşan ve eseri yaptıran Ahmet Şah'ın başını temsil ettiğine inanılan erkek kafası silueti, görenleri adeta büyülüyor.

Özellikle tarihi eserin batı yamacında camiye girişi sağlayan taç kapıda, ikindi namazı vaktinde güneşin etkisiyle ortaya çıkan, yaklaşık 4 metre uzunluğundaki ''namaz kılan insan'' silueti ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor.

Tarihi eseri görmeye gelenler, ziyaret saatlerini namaz kılan insan siluetinin çıktığı ikindi namazı vaktine denk getirmeye çalışıyor.

Yıllarca fark edilemeyen siluetin, 2005 yılında fotoğraf çeken bir turist tarafından görüntülenmesinin ardından ünü yurt dışına kadar ulaşmış. Kente gelen yerli turistlerin yanı sıra yabancı turistler de güneş giriş kapısına vurduğunda ortaya çıkan gölgenin önünde fotoğraf çektiriyor.

8/10/2011

çin hükümeti yüzer kütleyi turist göndereceğiz diye boğazdan geçirdi uçak gemisi yaptı

Tüm dünyayı korkutan ve Türkiye'den geçişi tartışma yaratan Çin'in "dev yüzen kütlesi" sabah saatlerinde ilk kez denize açıldı...
Yüzer kütle olarak boğazlardan geçen 'Varyag', Çin'in uçak gemisi olarak ilk kez denize açıldı. Çin'in resmi haber ajansı Xinhua, ülkenin kuzeydoğusundaki Dalian limanında uçak gemisi haline getirilen Varyag'ın, sabah saatlerinde ilk kez denize açıldığını duyurdu. Huanqiu gazetesi, yerel saatle sabah 6'da limandan demir alan Varyag'ın kendi motorunu kullanmadığını belirterek, römorkörler tarafından çekildiğini bildirdi. Çin Hükümeti, Ukrayna'dan satın aldığı ve motoruyla dümeni olmadığı için 'yüzer kütle' olarak adlandırılan Varyag'ı yıllarca süren kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçirdi. Bu süreçte, tüm yaşam ve çalışma alanları ile motor, enerji ve navigasyon sistemleri kurulan Varyag'ın, donanmanın temel uçak gemisi kabiliyetlerinin geliştirilmesinde kullanılabileceğine işaret ediliyor. Çin, Varyag'ın boğazlardan geçiş izni için Türkiye'ye 'Resmi Turist Güzergâhı Statüsü' vermiş, turizm sektörünü de 2.5 milyon Çinli turist gelecek hayali sarmıştı. Çin basınında yer alan haberlere göre, 2010'da Çin'den Türkiye'ye giden turist sayısı yıllık bazda yüzde 12 artış göstererek 77 bine ulaştı.

8/01/2011

tatildeki başbakan garsondan kahve istedi cevap kalk kendin al çok işim var

tatilin tadını çıkarmak için Siena yakınlarındaki Montevarchi'ye gittiklerinde,
birer kahve içmek için oturdukları kafede kimse onları tanımadı.
'Çok işim var'

Herhangi bir İngiliz turist gibi görünen Başbakan Cameron, Francesca isimli garsona iki kahve siparişi vermek isteyince ummadığı bir tepkiyle karşılaştı. 27 yaşındaki Francesca İngiltere Başbakanı'na, çok meşgul olduğunu, kahvesini kendisi alması gerektiğini söyledi.



Tepki olarak bahşiş bırakmadı

Aldığı cevap üzere eşi Samanta'ya ve kendisine, kahve servisini Başbakan yaptı. Daha sonra, siparişini reddettiği adamın kim olduğunu öğrenen garson Francesca, "Yaptığım yüzünden gerçekten çok utandım, ama o an inanılmaz derecede yoğundum" dedi. David Cameron'ın masadan kalkarken bahşiş bırakmaması dikkati çekti.

7/04/2011

300 bin taşı tek tek sökerek dünyanın en büyük yapbozunu restore ettiler

Tayland'da bin yıllık Angkor tapınağının onlarca yıldır devam eden restorasyon çalışması tamamlandı.

"Dünyanın en büyük yapbozu" olarak nitelenen çalışmalar sırasında tapınaktaki Baphuon anıtı tamamen "sökülerek" 300 bin parça kumtaşı yeniden bir araya getirildi.

1960'larda başlatılan projeye iç savaş nedeniyle ara verilmişti. Restorasyon çalışmasına 1995'te yeniden başlandı.
300 bin taş numaralandı
Üç katlı tapınağı yılda iki milyon turist ziyaret ediyor.

Orta Çağ'daki Kmer imparatorluğundan kalma tapınak Kamboçya Kralı Norodom Sihamoni ve Fransa Dışişleri Bakanı Fançois Fillon'un katıldığı bir törenle ziyarete açıldı.

Fillon, "Baphuon'da olağanüstü bir iş başarıldı" dedi.

Kral Norodom Sihamoni de konuşmasında projeye 10 milyon dolar destek sağlayan Fransa'ya teşekkür etti.

Kamboçya'da bulunan BBC muhabiri Guy De Launey, Baphuon'un bir zamanlar Angkor'daki en görkemli anıt olduğunu ancak 1950'lerde çökmenin eşiğine geldiğini söylüyor.

Muhabirimize göre Fransız arkeologlar, anıtı kurtarmanın tek yolunun parçalarına ayırmak olduğunu belirttiler.

Anıtın taşları tek tek sökülerek numaralandı. Parçalar, tapınağın çevresindeki ormanlık alanda muhafaza edildi.

Proje, iç savaş nedeniyle kesintiye uğradı ve anıtın inşası için gerekli olan kayıtlar, 1975'te iktadarı ele geçiren Kızıl Kmerler tarafından imha edildi.

Projenin sorumlusu Pascal Royere, "Ana resmini kaybettiğimiz üç boyutlu dev bir yapbozla karşı karşıyaydık. Bu taşların arasında harç yok. Her taşın yeri ayrı. Birbirinin aynı olan iki taş bile yok." dedi.

6/20/2011

çinliler taklitte sınır tanımıyor avusturyadaki köyün tıpa tıp aynısını inşaa ediyor

Independent gazetesi Avusturya'da bir köyün sakinlerini şaşkınlığa sürükleyen bir Çin projesini sayfalarına taşıyor.
Avusturya'nın ahşap evleri, tarihi kiliseleri ve nefes kesen manzaralarıyla meşhur Hallstatt köyünün turist panosunda şu sözler yazılı: Bir çokları burayı dünyanın bir gölün kenarındaki en güzel köyü olarak anıyor.


Gazete bu görüşe herhalde Çinliler kadar katılan başka bir millet olamayacağını, çünkü bir inşaat şirketinin, ülkenin güneyindeki Guangdong eyaletinde bu köyün tıpa tıp aynısını inşa etmeye başladığını yazıyor.

Independent'ın aktardığına göre kopyalanan köyün reklamında, "kalabalık olmayan üstelik üst düzey ve kaliteli bu yerleşim yerinin dağ ve göl manzarası da bulunduğu" söyleniyor.

Unesco'nun dünya mirası listesinde bulunan Hallstatt'ın 800 sakini ise haber karşısında şoka uğramış.

Halkı en çok şaşırtan da, Çinli bir ekibin yıllardır köyde ölçüm yapıp fotoğraflar çekip kendilerini inceliyor olması ve kimsenin bunu farketmemesi.

400 yıllık bir hanın sahibi Monika Wenger, olaydan Çinli bir müşterisinin pazaryerine ilişkin çizimlerini kendisine göstermesi üzerine haberdar olduklarını anlatıyor. Wenger, " olaylar 'Biri Bizi Gözetliyor'u hatırlatıyor, doğrudan yaklaşılmış olmasını tercih ederdim" diyor.

Belediye başkanı, Unesco'ya Guangdong projesiyle ilgili olarak şikayette bulunmuş. Avusturyalı yetkililer şimdi Çin'in kopya köy planlarına nasıl bir karşılık vermeleri gerektiğini görüşüyor.

Çin'de ise Avrupa'daki köy ve kasabaların kopyalanması yaygın olmasının yanı sıra hayli büyük bir pazar.

2005'te tamamlanan Chengdu, İngiltere'nin Dorchester kenti model alınarak inşa edilmiş.
bbc türkçe

6/17/2011

itfaiye merkezinde 110 yıldır yanan ampul guinnes rekorlar kitabına girdi

ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bir itfaiye merkezinde kullanılan bir ampülün 110 yıldır yandığı belirtildi.
Dünyanın en eski çalışan ampülü olarak Guinnes Rekorlar Kitabı’na giren ampülün, 1901 yılında bir iş adamı tarafından verildiği ve 1903, 1937 ve 1976 yılında yaşanan elektrik kesintileri dışında hiç sönmediği kaydedildi. Ampulün bu kadar uzun zamandır patlamamasının bilim adamlarını bile şaşırttığını belirten itfaiye memurları, ampulun 60 wattlık olduğunu ancak şu anda 4 wattlık ışık yaydığını söyledi. Bölgedeki
itfaiye istasyonunun meraklı turistler tarafından da sıklıkla ziyaret edildiği belirtildi.
hürriyet

6/05/2011

wikileaks tiananmen olaylarında çin hükümetini aklayan belgeler yayınladı

WikiLeaks internet sitesi, 4 Haziran 1989’da Çin’in başkenti Pekin’de meydana gelen Tiananmen Meydanı olaylarının 22. yıldönümünde tarihi belgeler yayınladı.
Turistler anma törenleri için dün meydana akın ederken, sitenin Daily Telegraph Gazetesi’ne verdiği ABD kriptolarına göre, Çin güvenlik güçleri 22 yıl önce o meydanda kalabalığın üstüne ateş açmamış.
15 Nisan ve 4 Haziran 1989 tarihleri arasında Çin’de öğrenciler, aydınlar ve işçiler önderliğinde gösteriler yapılmıştı. Güvenlik güçleriyle en şiddetli çatışmalar Tiananmen Meydanı çevresinde oldu. Resmi verilere göre 200-300, Çin Kızılhaçı’na göre 2-3 bin kişi öldü. Çin hükümeti sembolleşen meydanda kimsenin ölmediğini, ölümlerin şehir merkezi dışındaki caddelerde yaşandığını iddia etti.
Batı’nın uzun süre reddettiği bu iddiayı kriptolar doğruladı. Buna göre sayıları 10 ila 15 bin arasında değişen otomatik silahlı askerler meydanın dışındaki göstericilerle çatıştı. Meydandaki askerler ise göstericilere ateş açmadı. O dönemde Pekin’de bulunan BBC temsilcisi James Miles da 2009 yılında yaptığı açıklamada yaşananların Tiananmen Katliamı olarak adlandırılmasının doğru olmadığını söylemiş ve “Pekin Katliamı daha doğru bir ifade” demişti.
hürriyet planet

4/23/2011

amerikadaki bir otelin dördüncü katından turistin kolllarına bebek düştü

Florida'da bir otelin dördüncü katından düşen bir bebeğin burnu bile kanamadı.

Mucize kurtuluş bölgenin en önemli tatil merkezlerinden Orlando'da yaşandı.

Jah-Nea Myles adlı 16 aylık bebeğin, ailesinin kaldığı Econo Lodge otelinin balkonunda tek başına oynadığı; bu sırada parmaklıkların arasından geçmeyi başardığı bildiriliyor.

Burada tatil yapmakta olan İngiliz turist Helen Beard, en üst kattaki balkonda bebeğin parmaklıklardan sarktığını görüp koşmaya başladığını söyledi.

Beard bebeği havada yakalamayı başardı ve sağlık ekipleri olay yerine ulaşana dek kucağında tuttu.

Hastaneye götürülen bebekte en ufak sıyrık bile olmadığı, sağlığının mükemmel olduğu açıklandı.

Olayı araştıran Orange County polis yetkilileri bebeğin 'pek oyuncu' olduğunu, hiç ağlamadığını söylüyor.

Bebeğin 20 yaşındaki annesi Helena Myles, polise ifadesinde bebeği yan odadaki arkadaşı Dominique Holt'un gözetiminde bıraktığını söyledi.

21 yaşındaki Holt ise yerel saatle 21.00 civarında banyoya gittiğini, çığlıklar duyup koştuğunda balkon kapısını aralık bulduğunu, bebeği de Helen Beard'in kucağında gördüğünü anlattı.

Helena Myles Reuters'a açıklamasında bebeğini kurtaran İngiliz turisti 'Tanrı'nın gönderdiği bir melek' diye niteledi ve çok minnettar olduğunu söyledi.
bbc türkçe

4/09/2011

çinliler mezar ziyaretlerinde ölülerine yiyecek içecek ve para götürüyorlar

Kamil Erdoğdu

Pekin

Yıllar önce Çinli bir arkadaşımın cenazesine katılmıştım. Resmi kıyafetler içinde sıraya girmiş ve giysileriyle açık bir tabuta konmuş naaşın önünde teker teker saygı duruşunda bulunmuştuk.

Ancak Çin’deki cenaze adetleriyle ilgili en çarpıcı farkı, törenden birkaç saat sonra, eşinin elinde, ölen arkadaşımın küllerinin bulunduğu kutuyu gördüğümde hissetmiştim.

Çin’de hafta sonlarıyla birleştirilen ve "altın hafta" adı verilen resmi tatiller turizmin canlandığı günlerdir. Son yıllarda ölülerin anıldığı Qingming Günü de resmi tatiller arasına alındı.

2500 yıllık geçmişe sahip bu geleneksel günde Çinliler, bu yıl da diğer tatillerdeki gibi turistik yerlere değil, mezarlıklara akın etti.

Mezar süpürme günü olarak da adlandırılan Qingming Günü’nde Çinliler, büyüklerinin mezarlarını ziyaret ederek, mezara yiyecek, içecek ve ''öbür dünyada kullanmaları para'' koyuyor.

Söz konusu ''para'', mezarlık ziyaretleri için özel olarak basılan, para süsü verilmiş kağıt banknotlardan oluşuyor. Qingming Günü’nde Pekin’in sokaklarında geç saatlere kadar bu özel paralardan yakanları görmek mümkündü.

Küllerinin gömülü olduğu mezarların başında ölmüş yakınlarıyla dertleşenler, hatta annesini veya babasını şikayet edenler bile vardı.
Modern zamanlar

Ancak son yıllarda mezarlıklara gidemediklerinden ölülerini bilgisayar başında ananların sayısı arttı.

Bu kişiler internet ortamında kurulan mezarlıkları ziyaret ederek, sanal olarak çiçek koyuyorlar, müzik çalıyorlar, mum yakıyorlar ve duygularını ifade eden sözler yazıyorlar.

İnternette ölülerini ananlar özel olarak açılan sayfalara aile büyüklerinin fotoğraflarını ve video görüntülerini yüklüyorlar ve aile ağacı oluşturuyorlar.

Pekin'deki Babaoshan Mezarlığı İdaresi tarafından kurulan internet sitesi üzerinden de, yakınların mezarına koyulması için çiçek, şarap veya mum siparişi verilebiliyor.
Kedi ve köpek mezarlıkları

Çinliler, Qingming Günü dolayısıyla ölülerini anarken, kedi ve köpeklerini de unutmuyor.

Son Qingming Günü’nde ziyaret edilen yerler arasında, başkent Pekin'in merkezine bir saat uzaklıktaki Baifu köpek ve kedi mezarlığı da vardı. Buraya gelenler kedi ve köpeklerinin mezarına çiçek, yiyecek, içecek bıraktı.

Mezarların çoğunda ölen hayvanların fotoğraflarının yanında adları, doğum ve ölüm tarihleri ile sahiplerinin duyguları yazılı.

Mezarlardan birinde, ''Yaşamın çok kısa olmasına rağmen, çok güzeldi. Seni her zaman seveceğiz'' yazıyordu. Mezarlıkta sohbet ettiğim ziyaretçiler hayvanları için, ''oğlum, kızım, kızımın ablası'' gibi ifadeler kullanıyorlardı. Ziyaretçiler, yaşlı gözlerle mezarlıkları temizliyor veya görevlilere temizletiyordu.

2000 yılında açılan Baifu kedi ve köpek mezarlığında şu anda 2000 kadar mezar var. Yaklaşık 8 hektar genişliğindeki alanın sahibi Chen Shaochun, bu mezarlığı açma kararını, ölen bir köpeğin çöplüğe atıldığını gördüğünde aldığını belirtti.

Chen, basında yer alan açıklamalarında, ''Bu sağlık açısından risk olmanın yanısıra, hayvanlara karşı yapılan bir saygısızlık. Hayvanların bedenleri buradaki ağaçların büyümesine yardımcı olduğu gibi, sahiplerine onları hatırlama fırsatı veriyor'' ifadelerini kullandı.
1 Milyon aile kedi ya da köpek besliyor

Baifu mezarlığında, hemen hemen her hafta sonu hayvan gömme töreni yapılıyor.

2007 yılı verilerine göre, başkent Pekin'de kayıtlı 600 binden fazla köpek ve 500 bin kedi bulunuyor. Bu, en az bir milyon ailenin kedi veya köpek beslediği anlamına geliyor.

Bu hayvanların yıllık ölüm oranı ise yüze 8, yani yılda 100 bin kadar kedi ve köpek ölüyor. Pekin'de 20’den fazla kedi ve köpek mezarlığı var.

Baifu mezarlığındaki yerlerin fiyatları 1000 ile 2000 yuan yani yaklaşık 150 ile 300 dolar arasında değişiyor.

Bir aile "Beyaz Beyaz" demek olan ''Bai Bai'' adlı kedileri için daha geniş bir yer alarak 1000 dolardan fazla para ödemiş. Mezara suni çim ekmişler ve çiçeklerle donatmışlar. Mezarlığın sahibi Chen, buraya maymun, ördek, tavşan, balık, hatta yılan bile gömüldüğünü söyledi.

Baifu mezarlığına birlikte gittiğim gazeteci arkadaşım dönerken, "Çinli deyince yabancıların çoğunun aklına hemen kedi ve köpek yedikleri geliyor; buraya gelseler ne düşünürlerdi acaba?" diye konuştu.
bbc türkçe izlenimler

4/08/2011

malatya'da şarkı söyleyen ingiliz turistlerin müzik aletlerine zabıta el koydu

Malatya'da şarkı söyleyerek para toplayan 4 İngiliz turist zabıta engeline takıldı. Dil bilmeyen zabıta ekipleri turist dilencileri meydandan uzaklaştırmak için oldukça çaba sarfetti. Sabah saatlerinde Kentin en işlek meydanlarından biri olan Soykan Parkı'nda 1'i bayan 4 İngiliz turist enstrümantal müzik aletleriyle şarkı söyleyerek para toplamaya başladılar. Çevrede toplanan meraklı vatandaşların bakışları arasında şarkı söyleyen dilenci turistlere ilgi gittikçe çoğaldı. Toplanan vatandaşlar turistlerin yere bıraktığı keman kutusuna para bırakırken olay yerine gelen Malatya Belediyesi Zabıta Ekipleri duruma müdahale etti. Bir zabıta görevlisi ise toplanan kalabalıktan İngilizce bilen birisinin olup olmadığını sorarak kendilerine tercümanlık yapmasını istedi. Kimsenin İngilizce bilmemesi üzerine iş yine zabıta ekiplerine düştü. El kol hareketleriyle güçlükle de olsa yasak olduğunu anlatan zabıta daha sonra turistleri meydandan uzaklaştırdı. (Cahit ÖZÇELİK/DHA)


Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!

1/21/2011

tatil için erken rezervasyon avrupalı turistlerden yer kalmayabilir

Yaz tatili için otel fiyatlarında yüzde 40’lara varan indirim olanağı sağlayan "Erken Rezervasyon" kampanyası, turizm ve bankaların temsilcilerinin katılımıyla başladı.

Kampanyanın tanıtım toplantısında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, vatandaşlardan ellerini çabuk tutmalarını istedi.

Günay "Dünya pazarlarında Türkiye iyi gelişiyor. Orta Avrupa’da ve İngiltere pazarında şu andaki ilk verilere göre biz yüzde 20-25 civarında yüksek taleple karşı karşıyayız. 'Mart gelsin düşünürüz' derseniz, Avrupalıların, erken rezervasyon yaparak size otellerde yer bırakmadığını görebilirsiniz. O zaman bunun günahı bize olmaz’" dedi.

10/13/2010

dünyanın ilk su altı müzesini gördünüzmü

dünyanın ilk su altı müzesini gördünüzmü Meksika'daki Cancun kenti yakınında hazırlanan müzede 400 figür yer aldı.

Ulusal Deniz Parkı

Dünyanın ilk su altı müzesini yaratmış olan Jason de Caires Taylor projenin başında yer aldı. Denizin dibindeki heykel grubunun yeni bir mercan resifi oluşmasını sağlaması ve çeşitli deniz canlılarını Cancun'a ve Isla Mujeres Ulusal Deniz Parkı'na çekmesi hedeflendi.


Üzerinde titizlikle durulan proje ile her yıl bölgeye gelerek dalış yapan yaklaşık 300 bin turistin buraya çekilmesi ve doğal resiflere ilginin azaltılması hedeflendi.