Dünya

Dünya
sosyal ağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sosyal ağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/21/2011

google sosyal ağ atılımı google + ile hızlı giriş yaptı facebook ve twitter güç birliği yapıyor

Arama motoru Google'ın sosyal ağ atılımı niteliğindeki Google+ hizmeti, bugünden itibaren herkese açıldı.

tıklayın Google+, son 2,5 aydır haber ve teknoloji sektörlerinde çalışan sınırlı sayıda kullanıcıyla deneme ortamında işletiliyordu.
Ancak bu üyeler, arkadaşlarına davet gönderebildiği için kullanıcı tabanı iki haftada on milyonu geçip hızla yayıldı.

Google daha sonra rakam açıklamasa da, internet veri analiz şirketi Comscore'a göre, ilk ay sonunda bu sayı 25 milyonu buldu.

Google+ arkadaşlarla iletişimin yanında, bir kaç kişinin birden görüntülü sohbet edebilmesini de içeren yenilikçi özelliklere sahip.

Google "görüntülü sohbet mekanı" (hangouts) özelliğini Android cep telefonlarına da ekliyor.
Ne getiriyor?

Kullanıcılar ayrıca bilgisayar ekranlarında bulunan bir içeriği, diledikleri kişiyle kolayca paylaşabilecek.

"Asıl mesele Facebook kullanan 750 milyon kişiyle Twitter abonesi 100 milyon kişinin başka bir ortama geçme ihtiyacı hissedip hissetmeyeceği "

Rory Cellan-Jones, BBC Teknoloji Muhabiri

Bir diğer yenilik, Google+ hizmeti ile arama özelliğinin entegre edilmesi. Böylece üye olanlar hem interneti hem de sosyal ağlarda paylaşılan bilgileri bir arada tarayabilecek.

Facebook'taki "beğen" özelliği gibi, Google+ içinde de beğenilen sitelere "+1" etiketi konuluyor.

+1 ile bir siteyi hoş ya da faydalı bulanlar arasına katıldığınızda, bunu arkadaşlarınız da görüyor.

Dilerseniz +1'e değer sitelerinizi Google profilinizde özel bir sekme içinde toplayabiliyor, bu sekmeyi dışarıdan da görünür hale getirebiliyorsunuz.

Fresh Networks adlı kuruluşun sosyal ağ uzmanı Matt Rhodes, "sosyal arama" olarak tanımladığı bu özelliğin şirket ve işyerleri için cazip olabileceğini söylüyor.

Rhodes'a göre "Markalar pek çok kişinin sitelerine arama motorlarından geldiğini biliyor. Bu nedenle de doğru anahtar sözcükleri kullanıp sıralamada daha üst sıralarda yer almak çok önemli. Bu da ticari yönden olanaklar sağlıyor."

Rhodes, "Google'a girip süpermarket araması yapıyorsanız; arkadaşlarımdan biri de Tesco'yu +1'e almış ya da hakkında yorum yapmışsa, Tesco arama sonuçlarımda başka bir markadan yukarıda çıkabilir." diyor.

Kendisi de aktif bir Google+ kullanıcısı olan Myspace kurucusu Tom Anderson, "Google için bu alanda başarısızlık söz konusu değil. İşlerinin geleceği uzun vadede sosyal ağlara bağlı, dolayısıyla bence hedefi tutturana dek ince ayar yapıp kullanıcılara kendilerini hatırlatmayı sürdürecekler" dedi.
Facebook ve Twitter'ın güçbirliği
Google Türkiye sitesinin ekran görünümü

Rakipleri de Google+ için atılan adımları dikkatle izliyor.

Facebook geçtiğimiz günlerde, gözlemcilerin Google'ın hamlesine yanıtı olarak nitelediği bir dizi yeni özelliği devreye soktu.

Şirket ise bunları zaten uzun süredir planladığını savunuyor. Bunlar arasında arkadaş listesinin elden geçirilmesi ve Google Circles'ta olduğu gibi, bunların kategorilere göre gruplanması var.

Hafta başında da Facebook kullanıcılarının statü güncellemelerini Twitter akışlarına bağlayabileceği açıklanmıştı.

Arama alanında hakim konumdaki Google, sosyal ağ alanında ise "küçük oyuncu" durumunda. Twitter'ın 200 milyon, Facebook'un 750 milyon kullanıcısı var.

BBC Teknoloji Muhabiri Rory Cellan-Jones, "Asıl mesele halen Facebook kullanan 750 milyon kişiyle Twitter abonesi olan 100 milyon kişinin başka bir ortama geçme ihtiyacı hissedip hissetmeyeceği" diyor.

Google'ın sosyal ağdan sorumlu başkan yardımcısı Vic Gundotra, BBC'ye rekabet ortamından hoşnut olduklarını söyledi.

"Bizce insanlar içerik paylaşmak için çok farklı araçlar kullanıyorlar" diyen Gundotra, "birşeyler paylaşmak için en popüler mekanizma e-posta. Dolayısıyla bizce yenilikler getirmek için çok geniş bir alanımız var." dedi.

8/14/2011

ingiltere'de büyük tartışma facebook.twitter kapatılsınmı kapatılmasınmı

İngiltere hükümeti dört gün boyunca ülkeyi kasıp kavuran yağma ve kundaklama olayları ardından kriz zamanlarında Twitter ve Facebook gibi sosyal iletişim ağlarını kapatıp kapatmamayı değerlendiriyor.
Başbakan David Cameron, istihbarat servisleri ve polisin, şiddet planlayanların iletişimlerinin engellenmesinin "doğru ve mümkün" olup olmadığını araştırdığını açıkladı. Olaylara katılanların Facebook, Twitter ve Blackberry mesajlarıyla haberleştikleri belirtiliyor. Ancak bazı örgütler, bu tür bir önlemin suça karışmamış kişilerin özgürlüklerini sınırlamak anlamına geleceğini söylüyor. İçişleri Bakanı Theresa May'in Facebook, Twitter ve Blackberry telefonlarının üreticisi RIM şirketinin temsilcileriyle, bu kuruluşların sosyal huzursuzluklar sırasındaki yükümlülükleri konusunda görüşmeler yaptığı belirtiliyor. Koalisyon hükümeti içinde sosyal medyanın engellenmesi seçeneği tartışılırken bazı milletvekillerinin bunun teknik açıdan uygulanabilirliği ve özgürlüklerin sınırlandırılması konusunda endişe belirttiği kaydediliyor. 'Mahkemeler karar vermeli' Open Rights Group adlı örgütten Jim Killock, dünya genelinde İngiltere'dekine benzer olayların sık sık özgürlükleri sınırlamak için bahane olarak kullanıldığını söyledi, "Text mesajları ve tweet'lerin şiddet kışkırtıcılığı yaptığına kim karar verecek? Birisinin isyan planladığını kim nasıl bilecek? Buna mahkemeler karar vermeli. Eğer mahkeme süreçleri dışlanırsa, polis ve özel şirketlerin istismarıyla karşı karşıya kalabiliriz." dedi. Killock, "Sosyal iletişim ağlarını kapamak, bireyleri güvenli iletişim hakkından mahrum etmek ve ifade özgürlüğüne değer veren bir toplumda ihtiyaç duyulan mahremiyete zarar vermektir. Başbakan küçük bir azınlığın yaptıklarıyla ilgili kaygılar nedeniyle temel haklara saldırmamalı" diye konuştu.

7/28/2011

google yeni sosyal medya platformu google+'da gerçek isim kullanmayanların hesabını siliyor

Sosyal medya platformu Google+, sadece 24 gün içinde 20 milyon kullanıcıya ulaştı ama gerçek isim kullanılmayan hesapları silme kararı, tepki çekti.

Peki sosyal ağlar, neden gerçek isimde ısrar ediyorlar?
Bir çok kişi gerçek ismini ya da kimliğini internet ortamında tercih ediyor.

Forumlarda, "Jboy72" ya da "NYgirl" gibi isimler, gerçek olanlardan çok daha fazla.

Ama sosyal ağlar bundan hiç hoşlanmıyor.

Google, son bir kaç gün içinde yeni sosyal medya platformu Google+'ta gerçek ismini vermeyenlerin hesaplarını askıya aldı.

Gerçek kimliğini saklı tutmayı tercih eden blog yazarı GrrlScientist, hesabının silinmesini "düşüncesizlik" diye nitelerken "bu kimlik ve kişilik, hem internet ortamında hem de gerçek hayatta yerleşmişti. Kolay kolay vazgeçmem." diyor.

Google, bu tür münferit şikayetleri değerlendirmeye aldıklarını ancak sosyal ağın etkili şekilde kullanılabilmesi, kullanıcıların arkadaşlarına ya da aile üyelerine en çabuk şekilde ulaşabilmelerinin de önemli olduğunu savunuyor.

Google'a göre bu durum, gerçek isim kullanılmasını şart kılıyor.

Üstelik benzer kurallar Facebook ve LinkedIn gibi diğer sosyal ağlar için de geçerli.

Ayrıca gerçek isim kullanılması, spam denilen çöp mesajlarla da mücadeleye imkan veriyor.

MySpace geçmişte bu konuda ciddi sorunlar yaşamıştı.

Kimileri de gerçek isim kullanılması halinde, kişilerin daha sorumluluk sahibi şekilde hareket edecekleri ve sosyal ağlarda daha dürüst davranacakları görüşünde.
Neden takma isim?

Ama takma isim kullanılmasının başka sebepleri olduğu muhakkak.

Kimi kullanıcılar, kendilerine ulaşmasını istemedikleri kişilerden bu şekilde korunduklarını düşünüyor.

Kimileri de gerçek kimliklerini açıkladıkları takdirde siyasi görüşleri nedeniyle ciddi sorunlarla karşılaşabilecekleri ülkelerde yaşıyor.

Çin'de pek çok kullanıcı, Google'a gerçek isim kullanma kuralından vazgeçmeye çağırdı.

Ancak blog çevrelerinde sosyal ağların gerçek isim tercih etmelerinin arkasında daha fazla para kazanma arzusunun yattığı yolunda söylentiler dolaşıyor.
Gerçek isimle gelen ticari kazanç

Zira gerçek isimler, reklamcılar için çok daha karlı bir tercih.

Sosyal medya ajansı "We are Social"ın direktörü Robin Grant bu durumu "mesele kişilerin isimlerini satabilmek değil asıl amaç, bireylerin niyetlerinin, arama bilgileri ve sosyal davranışlarının satılması." diye açıklıyor.

Zira Google'u her ziyaret ettiğinizde ya da bir arama yaptığınızda bilgisayarınıza küçük zararsız dosyalar gönderiliyor ve kişisel bilgileriniz değil ama arama alışkanlıklarınız reklam vermek isteyen şirketlerle paylaşılıyor.

Sonucunda arattığınız kelimeyle ilgili bir reklam sayfanızda belirebiliyor.

BBC muhabiri Alex Hudson'a göre sebepleri ne olursa olsun, sahte isim kullanma hakkını savunan pek çok kişi olacağı muhakkak.