Dünya

Dünya
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/29/2013

Türkiye OECD endeksinde dünyanın en mutlu ülkeler arasında sonunculuğu kimseye kaptırmadı

Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD tarafından hazırlanan Daha İyi Yaşam Endeksi'nde, gelir düzeyi, sağlık, güvenlik ve iskân gibi alanlarda, 30'dan fazla ülkenin durumu karşılaştırılıyor.


Avustralya, güçlü ekonomisi sayesinde son üç yıldır, durumu en iyi, dolayısıyla en mutlu ülkelerin başında geliyor.

Avustralya ile birlikte İsveç, Kanada, Norveç ve İsviçre de bu yıl ilk beşe girdi.

OECD'nin endeksine göre, Avustralya, değerlendirme ölçütlerinin her birinde diğer ülkelerden çok daha önde.

23 milyon nüfuslu Avustralya'da 15-64 yaşları arasındakilerin yüzde 73'ü ücretli bir işte çalışıyor ve bu oran OECD ortalamasının üzerinde.

82 yaş civarındaki ortalama ömür beklentisi de yüksek.

Türkiye'de ortalama ömür 75 yıl

OECD endeksinde, Türkiye ise 36. ve son sırada yer aldı.

OECD'nin internet sitesinde Türkiye'de son 20 yıl içinde yaşam kalitesinin iyileşmesi yolunda önemli ilerlemeler kaydedildiği, ancak yine de birçok konuda endekste karşılaştırılan ülkelerin gerisinde kaldığı belirtildi.

Endekse göre, Türkiye'de gelir düzeyi diğer OECD ülkelerinden düşük.

Yaşları 15-64 arasındakilerin sadece yüzde 48'i ücretli bir işte çalışıyor ve bu oran, yüzde 66 olan OECD ortalamasının gerisinde.

Türkiye'de ortalama ömür beklentisi 75 yaş. Kadınların ortalama yaşam süresi 77, erkeklerinki ise 72 yıl. OECD ortalaması ise 80 yıl.

Türk vatandaşlarının OECD vatandaşlarına göre, genelde hayatlarından pek memnun olmadıkları görülüyor.

Türkiye'de ortalama bir günde, olumlu duygu ve düşünceler içinde olduklarını söyleyenlerin oranı yüzde 68, OECD ortalaması ise yüzde 80.bbc türkçe

5/28/2013

İnternetten alışveriş dükkanların sonunu mu getirecek?

İngiltere'deki Perakende Satış Araştırmaları Merkezi, internetten alışveriş yaygınlaştığı için beş yıl içinde sokaklardaki dükkanların % 20'sinin kapanabileceğini bildirdi.Satış oranlarını inceleyen kuruluş, bunun İngiltere'de 62 bin dükkanın kapanacağı anlamına geldiğini kaydetti.


Kuruluşun hazırladığı rapora göre, kapanacak dükkanların yerini konutların alması bekleniyor.

İngiltere'de bu yüzden 316 bin kişinin işini kaybedebileceğine dikkat çekiliyor.

İnternet satışlarının ise giderek artacağı ve iki katına ulaşacağı tahmin ediliyor.

Prof. Joshua Bamfield tarafından hazırlanan rapora göre, kapanacak ilk dükkanlar; eczanelerle, sağlık ve güzellik malzemeleri satanlar olacak.

Bunları müzik, kitap, kart, kırtasiye ve hediye satan dükkanlar izleyecek.

Raporda bir ana caddede mağaza açmakla, küçük bir kentin dış mahallesinde, internetten satılacak malların konulacağı bir depo tutmanın maliyeti de karşılaştırılmış.

Örneğin, İngiltere'nin orta bölgesi Midlands'de küçük bir dükkan ayda 10 bin sterline mal olurken, böyle bir depo tutmanın aylık maliyeti 650-1800 sterlin arasında.

Kuruluş İngiltere'de toplam 280 bin dükkan olduğunu tahmin ediyor. Bu sayının 2018'e kadar 220 bine inmesi bekleniyor.bbc türkçe

5/26/2012

30 kişi sekiz saat uğraşıp iki duvarı yıkarak hastaneye götürebildi

İngiltere’nin en şişman genç kızı olan 19 yaşındaki Georgia Davis evinde rahatsızlandı. Ailesi ambulans çağırdı fakat 400 kilo ağırlığındaki genç kızı sedyeyle evinden çıkartmak pek kolay olmadı.

İçlerinde 3 ayrı sağlık yardım ekibinin ve işçilerin bulunduğu 30 kişi Davis’în kaldığı evin iki duvarını yıktı. Davis’i sedyeyle ambulansa bindirmek için 8 saat çalışan ekip sonunda genç kızı hastaneye yetiştirdi.

Aşırı kilo nedeniyle bazı organlarında hasar meydana geldiği bildirilen Davis evinden çıkartılırken sokak trafiğe kapatıldı.

Yardım ekibine destek olan polis memurlarından biri Davis’in özel durumu göz önüne alınarak örtülerle çevrelenmiş bir alandan geçerek ambulansa götürüldüğünü söyledi. cumhuriyet

9/25/2011

sonunda bu da oldu iki yüzlü bebek dünyaya geldi çocuk kuvözde yaşatılıyor

Pakistan'da Pencab Eyaleti'ne bağlı Rawalpindi'de iki yüzü olan bir bebek dünyaya geldi.

kuvözde yaşatılıyor

Bebeğin, iki beyninin bulunduğu ancak ayrı olmayan kafada iki çift göz, birer burun ve birer de ağız bulunduğu görülüyor.

Kuvöze alınan çocuk yaşatılmaya çalışılıyor.

Bebeğe herhangi bir operasyonun yapılıp yapılmayacağı ise gerekli tedavinin ardından belirlenecek.

7/25/2011

öldü diye morga kaldırılan hasta 24 saat sonra canlanınca hayalet sanıp morgtan kaçtılar

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde öldüğü sanılan bir adamın morga kaldırıldıktan 24 saat sonra bilincine tekrar kavuşarak bağırmaya başlaması önce paniğe, yaşadığı anlaşılınca ise büyük sevince yol açtı.
Yerel basında çıkan haberlere göre, 50 yaşındaki astım hastası bir adam cumartesi günü uyurken bilincini yitirdikten sonra ailesi öldüğünü sanıldı.

Cape Town'un doğusunda bir köyde yaşayan adamın ailesi, özel bir cenaze levazımatçısına haber vererek morga kaldırılmasını sağladı.

Adamı morga taşıyan görevlilerin de yaşadığının farkına varmaması, hatanın giderek büyümesine neden oldu.

İsmi gizli tutulan adam, morg odasında tekrar bilincine kavuştuktan sonra salıverilmesi için avaz avaz bağırmaya başlıyor.

Libode adlı küçük bir kasabada yer alan morgun iki görevlisi, bağırtıları duyunca hayalet sanıp binadan kaçtıklarını anlattılar.

Çevreden yardım isteyen morg çalışanları, cesaretlerini toplayıp binaya geri döndüklerinde, canlı bir adamın morga kaldırıldığının farkına vardı.

24 saat aşırı soğuğa maruz kalan adamın sağlık durumundan endişe eden morg çalışanları derhal bir ambulans çağırarak Saint Barnabas hastanesinde tedavi altına alınmasını sağladıklarını açıkladılar.

Yerel sağlık yetkilisi Sizwe Kupelo, bir kişinin ölüp ölmediğine doktorlar ve polisin dışında kimsenin karar verme yetkisinin olmadığını söyleyerek, olayın tekrar etmemesi için gerekli önlemlerin alınacağını belirtti.

6/28/2011

doktor naz yapıyor diye gönderdi 4 gün sonra vefat etti beyninde tümör çıktı

Ağrı'da yaşayan 28 yaşındaki Semra Demir 3 Haziran akşamı aniden rahatsızlandı. Eşi Abdullah Demir, başı ağrıyan ve mide bulantısı olan Semra Demir'i Ağrı Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne götürdü. Doktoru Rukiye Oktay tarafından muayene edilen Semra Demir'e "idrar yolları enfeksiyonu teşhisi" konularak serum verildi.
Doktor Oktay, Abdullah Demir'e "Bir şeyi yok, sana naz yapıyor. İdrar yollarında enfeksiyon var, o kadar" dedi. Doktor Oktay, üç ilaç yazdığı reçeteyle Semra Demir'i evine gönderdi. Eve gönderilen Demir, 1 saat sonra yeniden fenalaştı. Abdullah Demir'in eşini yeniden muayene etmesini istediği Doktor Oktay, iddiaya göre hastanın eşi ve yakınlarına, "Beni neden meşgul ediyorsunuz. Bir şeyi yok" dedi.

BEYNİNDE TÜMÖR ÇIKTI
Abdullah Demir'in ısrarı üzerine başka doktor tarafından muayene edilen Semra Demir'in beyninde tümör olduğu tespit edildi. Aziziye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Demir'e yapılan müdahaleler sonuçsuz kaldı. İki çocuk annesi kadın, ilk şikâyetinden 4 gün sonra hayatını kaybetti. Abdullah Demir, Sağlık Bakanlığı'na şikâyette bulundu.

6/18/2011

iranda hapsedilen doktor kardeşlere küresel sağlık ödülü verildi

Üç yıl önce İran'da hükümeti düşürmeyi amaçlayan bir komploya dahil oldukları iddiasıyla hapse atılan iki doktor kardeşe, HIV/AIDS hastalarının tedavisi için gösterdikleri çabalar dolayısıyla küresel bir sağlık ödülü verildi.


Doktorlardan Kamiar Alaei, bu yıl başlarında cezaevinden salıverilmişti.


37 yaşındaki Kamiar Alaei, siyasetle bir ilgileri olmadığını savunuyor.


BBC'nin sorularını yanıtlayan İranlı doktor, küçük bir klinikte başlattıkları tedavi ve önleme faaliyetlerini kısa sürede ülke geneline yaydıklarını, oluşturdukları modelin Afganistan ve Tacikistan'da da yinelendiğini söyledi.

Doktorlara, Küresel Sağlık Konseyi'nin Jonathan Mann Küresel Sağlık ve İnsan Hakları Ödülü verildi.

Ödülünü Washington'da düzenlenen törende alan doktor, mesleğini çok sevdiğini ve ömrünün geri kalanı boyunca kamu sağlığını iyileştirmek için çalışmayı sürdüreceğini söyledi.

Kamiar'ın ağabeyi Araş Alaei ise Tahran'da bir hapishanede tutuluyor. Alaei, 6 yıllık cezasının hemen hemen yarısını tamamlamış durumda.

AFP ajansına verdiği mülakatta Kamiar Alaei, ağabeyi de serbest bırakılıncaya dek kendisini özgür hissetmeyeceğini söyledi.

İki doktor, HIV virüsünden korunmanın önemini İran'ın kamu sağlığı gündemine sokmakta öncü rol üstlenmeleriyle tanınıyor.

İranlı yetkililer, Haziran 2008'de tutuklanan Kamiar ve Araş kardeşleri ABD yönetimiyle işbirliği içinde Mahmud Ahmedinejad hükümetini düşürmeye çalışmakla suçluyor.
bbc türkçe

5/18/2011

17 bin kobi personel ihtiyacını internet üzerinden gideriyor

Kariyer.net verilerine göre, Türkiye ekonomisinde büyük önemi olan KOBİ'ler tanıdık yöntemiyle personel aramaktan hızla vazgeçip,kurumsallaşma adına bir adım daha atıp internet üzerinde personel aramaya başladı. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, personel arama süreçlerini internete taşıyan KOBİ'lerin kurumsallaşma sürecinde önemli bir adım attığını belirtti. Azoz, konuya ilişkin olarak "KOBİ'lerin başarısı için her çalışanın performansı ve yetenekleri büyük önem taşıyor. Bu yüzden doğru personele ulaşmanın,KOBİ'lerde büyük şirketlere göre daha da fazla önem taşıdığını söylemek yanlış olmaz. Üstelik KOBİ'ler personel arama sürecini düşük maliyetlerle gerçekleştirmek zorundalar. KOBİ'ler için bu fırsatı internet sunuyor. İnternet kullanımının da yaygınlaşmasıyla giderek daha fazla Anadolu firması ve KOBİ, işe alım süreçlerini internet üzerinden gerçekleştirmeyi tercih ediyor " dedi.



Satış ve muhasebe ön planda

Kariyer.net verileri KOBİ'lerin personel ihtiyaçları incelendiğinde ilk sırada büyük farkla satış kadrolarının dikkat çektiğini gösterdi. Bunu, muhasebe uzmanı, sekreter ve yönetici asistanı pozisyonları takip ediyor. Makine ve inşaat mühendisleri de KOBİ'lerin en çok ihtiyaç duyduğu pozisyonlar arasında. Verilen bilgiye göre, son bir yılda KOBİ'ler yaklaşık 3 bin 700 satış elemanı, 2 bin muhasebe uzmanı, bin 900 sekreter ve yönetici asistanı, 900 satış mühendisi, 750 inşaat mühendisi ve 700 makine mühendisi için Kariyer.net'te iş ilanı yayınladı. Personel arayışında interneti en yoğun şekilde tercih eden KOBİ'lerin, yine bilişim alanında faaliyet gösterenler olması dikkat çekiyor. Bilişimi sırasıyla inşaat, tekstil, sağlık, üretim, gıda, elektrik-elektronik, telekomünikasyon, otomotiv ve emlak alanında faaliyet gösteren KOBİ'ler takip ediyor.

Kariyer.net aylık istihdam endeksindeki rakamlar gıda ve üretimdeki,KOBİ'leri de kapsayan genel hareketlenmeyi doğruladığına işaret etti. Nisan ayında üretim sektöründe görülen yeni iş ilanları sayılarında Nisan 2009'a göre yüzde 117, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 66 oranında artış yaşandığ. Aynı dönemde üretim sektörü yeni iş ilanları sayılarında ise, Nisan 2009'a göre yüzde 204, Nisan 2010'a göre yüzde 39, bin önceki aya göre ise yüzde 8 oranında artış gözlendi. Öte yandan,Kariyer.net'te bir yıl içinde en çok iş ilanı veren KOBİ'lerin şehirlerine bakıldığında İstanbul'da önemli bir yoğunluk göze çarpıyor. İstanbul'u Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Kocaeli, Adana, Kayseri ve Gaziantep takip etti.


Nisan'da 38 bin kişiye istihdam fırsatı

Kariyer.net İstihdam Endeksi'ne göre, Nisan ayında yayınlanan yeni iş ilanlarının sayısı, Nisan 2009'a göre yüzde 129 artış, Nisan 2010'a göre yüzde 42 artış, 2011 Mart ayına göre ise yüzde 4 düşüşle 12 bin 667 olarak gerçekleşti. Bu iş ilanlarıyla yaklaşık 38 bin kişiye istihdam fırsatı doğdu.

Mart ayında çok hızlı bir yükselişle 13 bin 118 seviyelerine çıktıktan sonra Nisan'da yüzde 4'lük küçük bir düşüş sergileyen yeni iş ilanlarının sayısında,ay içinde gerçekleşen iş günlerinin sayısı da etkili oldu. İş gününden bağımsız günlük ortalamalara baıldığında daha düşük iş günü sayısına sahip olan Nisan ayında Mart ayına göre yüzde 5 artış yaşandığı gözlendi. Verilere göre Nisan ayında da en çok istihdam fırsatını İnşaat sektörü yarattı. Nisan'da 3 bin 402 yeni personel arayışına giren İnşaat sektörünü 3 bin 306 kişiyle Tekstil, 2 bin 718 kişiyle Bilişim, 2 bin 451 kişiyle Sağlık, 2 bin 199 kişiyle Otomotiv, 2 bin 016 kişiyle Gıda, bin 881 kişiyle Turizm, bin 650 kişiyle Üretim, bin 290 kişiyle Telekom, 582 kişiyle Finans sektörleri takip etti.
cumhuriyet portal

1/21/2011

bu bebeğin göbek bağı sarılacivert doğuştan fenerbahçeli

SAMSUN'da Emre- Ömür Kışla çiftinin 4 Ocak'ta dünyaya gelen bebekleri Erim'in göbek bağının sarı-lacivert olması aileyi şaşırttı, hem endişelendirdi. Baba Emre Kışla, "Ben fanatik bir Fenerbahçe taraftarıyım. Ailemizde herkes Fenerbahçe'yi tutuyor. Önce korktum çünkü bir hastalık olduğunu düşündüm. Ancak doktorumuz endişe edilecek bir durumun olmadığını bunun normal olduğunu söyleyince rahatladım. Bebeğimiz dünyaya Fenerli olarak geldi" dedi.

Samsun'da dünyaya yeni gözlerini açan Emre-Ömür Kışla çiftinin ikinci bebekleri Erim Kışla, 'Doğuştan Fenerbahçeli' oldu. Bebeğin, göbek bağının sarı ve lacivert renklerde olması, aileyi hem korkuttu hem de sevindirdi. Baba Emre Kışla, "Ben fanatik bir Fenerbahçe taraftarıyım. Ailemizde herkes Fenerbahçe'yi tutuyor. Bebeğimin de göbek bağının sarı-lacivert olması bizi hem sevindirdi hem de korkuttu. Korktum çünkü bir hastalık olduğunu düşündüm. Ancak doktorumuz endişe edilecek bir durumun olmadığını bunun normal olduğunu söyleyince rahatladım" dedi.

Göbek bağını İstanbul'a maça gittiğinde Şükrü Saraçoğlu Stadı'na gömeceğini de dile getiren baba Emre Kışla, "Oğlum dünyaya Fenerli olarak geldi" diye konuştu.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Alper, bunun normal bir durum olduğunu belirterek, "Kirli kanın rengi maviye benzer. Temiz kan da sarıdır. O nedenle bu durum normaldir. Bebeğin sağlığı gayet iyi" dedi.

DHA
mynet

12/17/2010

Thorbjorn Jagland çok dinli yapıya alışmamız lazım

Terör toplantısına katılmak için İstanbul’a gelen Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Türkiye’nin gündemine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Jagland’ın sözleri şöyle:

Basına baskı var

Türkiye’de medyanın üzerindeki baskı kalkmalı. Bu baskı hoşumuza gitmiyor. AB de yayınladığı 2010 Türkiye İlerleme Raporu’nda bu baskıya değindi. Basın özgürlüğü her demokratik toplumda olması gereken bir özgürlüktür.

11/20/2010

kızamık hastalığının ardından tedavisi bulunamayan virüs

Kızamık hastalığının ardından beyne yerleşebilen bir virüsün neden olduğu, Subakut Sklerozan Panensefalit'e (SSPE) hastalığına yakalanan 11 yaşındaki Ercan Mamiş, ailesinin gözleri önünde ölümü bekliyor.

tedavisi bulunamayan virüs

Kesin tedavisi bulunmayan ancak virüsün yayılmasını geciktiren ilaçlarla kontrol altına alınabildiğini anlatan aile,

hastalığa çare bulunmasını isterken, gözyaşlarını tutumayan anne Gülrıhan Mamiş, oğlunun her geçen gün eriyip gitmesine dayanamadığını söyledi.

Postahanede memur olarak çalışan baba Ferit Mamiş de 7 çocuğundan 6'ıncısı olan Ercan için çalmadık kapı bırakmamış. Oğlunun 8 yaşında SSPE'ye yakalandığını anlatan baba Mamiş, etkili çalışma yürütmek amacıyla dernek bile kurmuş. Haber-Kamera: Gülay ÖZEK / VAN, (DHA)

11/19/2010

göstergeli yara bandı yaranızın iyileşip iyileşmediğini haber veriyor

Akıllı yara bandı Bilim insanları yeni bir yara bandı geliştirdi. Eğer plasterin üzerine yapıştırıldığı yara iyileşmiyorsa yarabandı mor rengini alıyor.

yaranızın iyileşip iyileşmediği

Vücutta oluşan küçük yaralar birkaç günde iyileşiyor. Oysa derin yaraların iyileşmesi daha uzun sürüyor. Yara bantı yapıştırılan derin yaralarda yaranın iltihap kapıp kapmadığını anlamak için plasteri çıkarıp bakmak gerekiyor.

Oysa Almanya'daki Fraunhofer araştırma kliniğinde geliştirilen bu yara bantıyla buna hiç gerek kalmıyor. Yara iyileşme sürecindeyse, bir enfeksiyon oluşmadıysa bandın rengi değişmiyor. Ama yara iyileşmiyorsa ve enfeksiyon söz konusu ise bant renk değiştiriyor ve mora dönüşüyor.

Müthiş buluş en çok doktorların işini kolaylaştıracak. Özellikle büyük yaralarda doktorun yaralı bölgeyi takip etmesini kolaylaştıracak.

Yarabantını geliştiren ekipten Dr. Sabine Trupp, sağlıklı cildin pH değerinin 5.5 olduğunu hatırlatarak "Yarabantı yaralı cildin pH değerinin 6.5 ile 8.5 seviyesine yaklaştığını yani enfeksiyon olduğunu renk değiştirerek haber veriyor" dedi. mynet

11/16/2010

felç hastaları için yeni umut beyine kök hücre enjeksiyonu ile tedavi

Büyük deney! İskoçya'da yapılan bir operasyonda felç geçirmiş bir hastanın beynine kök hücre enjekte edilerek beyindeki zarar görmüş hücrelerin onarılması denendi.

kök hücre enjeksiyonu

Kök hücre, vücudun ihtiyacı olan hücrelere dönüşebilmesi sebebiyle birçok hastanın umudu.

İskoçya'da yapılan bir operasyonda felç geçirmiş bir hastanın beynine kök hücre enjekte edilerek beyindeki zarar görmüş hücrelerin onarılması denendi.

felç tedavisi

Glasgow şehrindeki bir hastanede yapılan operasyonun başarılı olması, kök hücrelerin beyin gibi karmaşık bir dokuya uyum sağlayabilmesi açısından oldukça önemli.

Uzun yıllardır durumunda iyileşme gözlemlenmeyen felç hastasının beynine çok düşük dozda enjekte edilen kök hücreler, felç hastalığı tedavisinde yeni bir yöntem olarak değerlendiriliyor.

Doktorlara göre operasyondan sonra hastanın durumu oldukça iyi ve hastaneden taburcu edilmiş.

Daha fazla doz, daha fazla deney

Uzmanlar, kök hücre enjeksiyonuyla felç tedavisinin bir yöntem olarak benimsenmesi için daha fazla hasta üzerinde denenmesi gerektiğini belirtiyor.

Operasyonun gerçekleştirildiği hastanenin bir sonraki adımı da daha fazla dozda kök hücre enjeksiyonunu, çok sayıda hasta üzerinde denemek.

Kök hücrelerin farklı tipde karmaşık dokulara uyum sağlayabilmiş olması, beyin dokusunda da kullanılabilecekleri fikrini doğurmuştu.







11/15/2010

artık ilaçlarında haramı helali olacak helal ilaç logosu basılacak

Helal gıdanın ardından dünyada şimdi de “helal ilaç” tartışılmaya başladı.

helal ilaç logosu

İtalya ve Polonya’dan iki ayrı şirket, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’ne başvurarak, “Helal ilaç sertifikası için üreticileriniz bize gelsin. İlaçlara ‘helal ilaç logosu’ basalım” önerisinde bulundu. Genel Müdür Saim Kerman, bakanlığın, konuyla ilgili olarak ilaç sanayicilerinin görüşüne başvurduğunu açıkladı. Kerman, bir süre önce İstanbul’da, “Dünya Helal Kongresi”nde tartışılan konulardan birinin de “helal ilaç” kavramı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

Yahudilerde de koşer var

Biliyorsunuz İslam’daki helal kavramı gibi Yahudilerde de koşer (helal yemek) kavramı bulunuyor. Onlar da gıda, içecek ve ilaçta helal kavramını arıyorlar. Her şeyi yiyip içmiyorlar. Dünyada belli bir kesim helal kavramına önem veriyor. Geçtiğimiz günlerde, İtalya ve Polonya’dan iki şirket, bu duyarlılığın dünyada giderek yaygınlaştığını belirterek, Genel Müdürlüğümüze başvurdu. Bu şirketler, ilaçta helal kavramına dikkat ediyor ve başvuru yapan üreticilerin ilaçlarını inceliyor, uygunsa ambalaja ‘helal’ logosu bastırabiliyorlar.

Haram Helal Avrupa’da başladı

Bize başvurularında, bu işleme Avrupa’da başladıklarını, Türkiye’deki şirketlerin de isterlerse kendilerine başvuru yapabileceklerini belirtmişler. Biz de bakanlık olarak başvuruyu, ekli bir dosya halinde getirip, Türkiye İlaç Sanayi Derneği, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’ne göndererek görüş istedik. Sonuçta dünyada 1.5 milyarlık bir Müslüman nüfus bulunuyor. Görüşü, bu kavramın üreticimizi ihracat yaparken zorlayacağını düşünerek istedik. Sanayiciden gelen yanıtı değerlendirerek artık ‘helal ilaç’ üretimi yapılabilecek

Firmalar başvuruyor

Bizim kanunumuzda helal ilaç kavramı yoktu. Sadece ilacın etkinliği ve hijyeni önemliydi. Ama artık bu kavram dünyada dolaşır hale geldi. Ülke olarak önlem almak gerekebilir. Helal ilaç için Türkiye’den bazı ilaç firmalarının girişimleri de bulunuyor. Hatta yabancı bazı ilaç firmalarının da helal ilaç sertifikası için başvuruda bulundukları kulağımıza geldi.

hürriyet ekonomi





11/09/2010

bir kilodan fazla gelen böbrek taşı ameliyatla çıkarıldı


Kayseri'de 45 yaşındaki Aysel Yiğit, karın ağrısı şikayeti ile geldiği hastanede sağ böbreğinden 1 kilo 200 ağırlığında 13 santimetre büyüklüğünde taş çıkartıldı.

böbrek taşı ameliyatı


Pastahanede temizlik işçisi olarak çalışan evli, 3 çocuk annesi Aysel Yiğit, işyerinde rahatsızlanarak kaldırıldığı Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde iki böbreğinde taş belirlendi.

Üroloji Uzmanı Op. Dr. Erkan Ölçücüoğlu tarafından yapılan n tetkiklerinde sağ böbreğinde 13 santimetre, sol böbreğinde ise 9 santimetre'lik taş görülen ve bu taşlarla 10 yıldır yaşadığı anlaşılan Aysel Yiğit, ameliyata alındı. Yaklaşık 1 saat süren ameliyatla sağ böbrekteki dev taş çıkartıldı.

karın ağrısı şikayeti

Üroloji Uzmanı Op. Dr. Erkan Ölçücüoğlu, ilk kez bu büyüklükte bir taşla karşılaştığını belirterek ," Aysel Yiğit, 3 gün bize karın ağrısı şikayetiyle başvurdu. Yapılan tetkiklerinde sağ böbreğinde 13 santimetre, sol böbreğinde 9 santimetrelik taş belirledik.

Çekilen filmlerinde sağ böbreğinin fonksiyonunu sürdürdüğünü belirleyerek, açık ameliyatla taşı çıkardık. Sağlıklı bir şekilde evine gönderiyoruz.

Bayramdan sonra sol böbreğindeki taşı alacağız. Hastamızı taşlarından kurtaracağız." dedi.

10 yıldır böbreğindeki taşları hissetmediğini belirten Aysel Yiğit "İşyerinde fenalaştım. Hastaneye muayene geldiğimde çekilen röntgenlerde böbreklerimde taş çıktı. Hemen ameliyata aldılar. Doktorum sayesinde sağlığıma kavuştum. Sol böbreğimdeki 9 santimetrelik taş da alındıktan sonra sağlığıma tam anlamıyla kavuşacağım" şeklinde konuştu.
DHA

10/26/2010

doğum kontrol hapı yerine doğum kontrol merhemi geliyor

Doğum kontrol merhemi, kadınlar için doğum kontrol hapına alternatif sunabilir. Deriye günde bir defa uygulanan merhem, vücuda gebeliği önleyen hormonları salgılıyor.

doğum kontrol merhemi

Merhemin günde 3 miligram uygulanmasının yeterli olduğu düşünülüyor

Doğum kontrol merhemi, kadınlar için doğum kontrol hapına alternatif sunabilir.

Deriye günde bir defa uygulanan merhem, vücuda gebeliği önleyen hormonları salgılıyor.

İlk araştırmalar merhemin başarılı olduğunu ve doğum kontrol hapının yan etkilerinden çoğuna yol açmadığını gösteriyor.

Doğum kontrol hapının sık görülen yan etkilerinin arasında kilo alımı ve akne var.


Emziren kadınlar için zararlı olan doğum kontrol hapının aksine, merhem bu dönemde de kullanılabiliyor.

Araştırmalar devam edecek

Nestorone isimli merhem Antares Pharma ilaç firması tarafından geliştiriliyor.


Merhem karın, bacak, kol ya da omuzdan uygulanabiliyor ve vücut tarafından kısa sürede emiliyor.

Araştırmacılar, eğer deneme sonuçları başarılı olursa merhemi piyasaya sürmek istediklerini söyledi.

Merhemin ilk denemeleri New York'ta 20 ve 30'lu yaşlarda 18 kadın üzerinde yapıldı.

Yedi aylık deneme süresi boyunca kadınlardan hiçbiri hamile kalmadı.

Araştırmayı yürüten doktor Ruth Merkatz, merhemin piyasaya sürülmeden önce çok daha fazla sayıda kadın üzerinde denenmesi gerektiğini belirtiyor.

10/25/2010

yaşam destek ünitesini kapatan ölüm meleği

Yaşam destek ünitesine bağlı olan hastanın yatağının yanına giden hemşire İngiltere'de bir hemşire bir hastanın yaşam destek ünitesini kapatıp, beyninin zarar görmesine neden olurken kameraya yakalandı.

 ölüm meleği

37 yaşındaki Jamie Merrett'in bir trafik kazasının ardından felç kaldı ve boyundan aşağısı tutmuyordu. Evine Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) tarafından gönderilen hemşireden gördüğü tedavi konusunda endişelenince ailesinden evinde odasına kamera yerleştirmelerini istedi.

Birkaç gün sonra, hemşire Violetta Aylward yaşam destek ünitesini 'yanlışlıkla' kapatırken kameraya yakalandı. 21 dakika sonra bir koşup makineyi yeniden açıyor. Merrett'in kardeşi Karren Reynolds, kardeşinin hayatının bu hatadan sonra tamamen değiştiğini, Ocak 2009'da hemşirenin hatasından önce tekerlekli sandalye kullanabildiğini ve bilgisayar aracılığıyla onlarla iletişim kurabildiğini söylüyor.

BBC'nin Inside Out programına konuşan Karren Reynolds, "Şimdi bir hayatı yok. Burada, ama önceden olduğu yerin yakınında bile değil. Beyni öncekinden çok daha fazla zarar görmüş durumda " dedi. Hemşireyi ihmalle suçlayan aile, olayla ilgili dava açtı. Hemşireyi gönderen kurum, böyle bir olayın tekrar gerçekleşmemesi için gerekli tüm önlemlerin alınacağını açıkladı. Hemşire ise açığa alındı. (Gazeteport)

4/11/2010

Fişi çekildi, hayata döndü

Fişi çekildi, hayata döndü Komadaki 26 yaşındaki genç, yaşam destek ünitesinin kapatılmasından sonra uyanarak ailesini ve doktorları şoke etti.

hayata döndü

Nick Verron, annesinin vedasının ardından makineden bağımsız olarak nefes almaya başladı. Vernon'un bağlı olduğu yaşam destek ünitesi kapatılmış, hayatta kalmasını sağlayan ilaçlar da kesilmişti.

Tüm ümitlerin bittiği ve ölümün kabullendiği anda herkesi şoke ederek nefes almaya başlayan Vernon, birkaç hafta içinde gözlerini açtı ve tekrar oturup, konuşabilmeye başladı.


Tıbbi bir açıklaması yok, bir mucize gibi

26 yaşındaki genç geçen yıl 4 Temmuz'da Dorset, Bournemouth'da saldırıya uğramış ve başına tornavida saplanmıştı. Verron o zamandan beri komada bulunuyordu.
Annesi, "İkinci kez ilk nefes alışında yanındaydım" derken, şimdi tekerlekli sandalyede olan Verron, "Bana olan şeyin tıbbi bir açıklaması yok, bir mucize gibi" diye konuştu.
Verron'a saldırdığında 17 yaşında olan Jason Teelin adlı genç yedi yıl hapis cezasına mahkum edildi.
  MYNET HABER

4/09/2010

tansiyondan eser kalmıyor


Bir bardak içtikten 1 saatte sonra yüksek tansiyondan eser kalmıyor... 

Kırmızı pancar suyu

Nefroloji ve Hipertansiyon Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Türk, günlük bir bardak kırmızı pancar suyu içenlerde yüksek olan tansiyonun bir saat sonra düştüğünün belirlendiğini ifade etti.

Yapılan bir araştırmada günde bir bardak kırmızı pancar suyunun 24 saat boyunca tansiyonu düzenlediğinin belirlendiğini aktaran Türk, "Araştırmada bir bardak kırmızı pancar suyunu içen gönüllülerin yüksek olan tansiyonunun bir saat sonra düştüğü tespit edilmiştir.

Kırmızı pancar suyunun kan basıncını düşürücü etkisinin 3-4 saat içinde zirveye çıktığı ve 24 saat boyunca devam ettiği gözlenmiştir. 



Hipertansiyon yaşam kalitesini olumsuz etkileyen felç, kalp krizi ve böbrek yetmezliğine yol açan ana nedenlerden biri olarak yaşamımızı tehdit etmektedir" dedi.