Dünya

Dünya
ormanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ormanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/28/2011

teyzem latife kitabından atatürk kızınca ne yapardı sorusunun cevabı

Mustafa Kemal Atatürk kızınca Rumeli şivesiyle bakın hangi sövgüyü kullanıyormuş:
Teyzem Latife' adlı kitabın yazarları Fatih Bayhan ve aynı zamanda Latife Hanım'ın yeğeni olan Mehmet Sadık Öke, Ülke TV'de Ülkede Bu Sabah programına konuk oldular.
Programda Latife Hanım'ın Mustafa Kemal Atatürk'le olan kavgası sonrası kırdığı ayna ve Atatürk'ün sinirlendiğinde kullandığı ifade konuşuldu. Atatürk'ün dönemin Tarım Bakanı'na önerdiği soyadı ise oldukça ilginç.

Teyzem Letife adlı kitabın yazarları, Latife Hanım'ın yeğeni Mehmet Sadık Öke ve yazar Fatih Bayhan Ülke TV'de Ülke'de Bu Sabah programında İlker Uykal ve Merve Kondak'ın sorularını cevapladılar.

Mustafa Kemal ile Latife Hanım'ı boşanmaya götüren kavgayı anlatan yazarlar Atatürk'ün sinirlendiğinde kulandığı ifadeyi de anlattılar.

BAKANA SOYADI ÖNERİSİ: EŞEK

Kitapta günlük yaşama dair ilginç detaylar olduğun söyleyen Fatih Bayhan, M. Kemal'ın özel hayatını, yaşamını kitapta anlattıklarını belirtirler.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kızdığında en çok kullandığı ifadenin Rumeli şivesiyle 'eşek oğlu eşek' olduğunu söyleyen Mehmet Sadık Öke, dönemin Tarım Bakanı ile Atatürk arasında geçen bir soyadı hikayesini programda anlattı.

Öke, "Mustafa Kemal Atatürk, Ankara'daki Orman Çiftliği'yle ilgili 'o olmaz, bu yapılmaz' diyen Tarım Bakanı'nın soyadı kanunundan sonra Atatürk'ten soyadı istemesi üzerine 'Senin soyadın eşek olsun. Sen Tarım Bakanısın toprağı eş, ek' demiş. Tabi soyadı böyle olmamış" diyerek Atatürk'ün mizah kabiliyetinin yüksek olduğunu belirtti.

KIRIK AYNANIN HİKAYESİ

Programa kırık bir ayna getiren M. Sadık Öke yaşananları şöyle anlattı, "Bu ayna kavga ettikleri gece, Latife teyzem çok üzülüyor ve salonu terk ediyor. Odasında sinirle duvara fırlatıyor ve kırılıyor. O gece ilişkinin de sonu oldu, kitapta detaylı olarak anlattık bu konuyu. Teyzem çok kızıyor, M. Kemal'in söylediği söze. Kendi eline yelpazeyle vuruyor ve eli kesiliyor. M. Kemal çok kızıyor, vurmak niyetinde olmasa da elini kaldırıyor. Latife teyzem de elini kaldırıyor ve yanağına çarpıyor. Kan M. Kemal'in yanağını bulaşıyor. Bu olayın ardından Latife Hanım yukarıya çıkıyor. Sinirinden aynasını kırıyor."

O gece kırılan aynayı da programa getiren Mehmet Sadık Öke, aynanın kırılmasıyla ABD Büyükelçisi'nin kripto geçerek Türkiye'de bir kriz yaşandığını ülkesine bildirdiğini de açıkladı.

HABER7'NİN KONUĞU OLDU

Mehmet Sadık Öke program sonrası Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Yaşar İliksiz'in konuğu oldu.

Haber 7'de kitabı hakkında bilgi veren Öke, kırık aynanın hikayesini anlattı ve 'Teyzem Latife' kitabını imzaladı.
mynet

2/06/2011

türkiye'de son 40 yılda sulak alanların yarısı kaybedildi

Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Türkiye’de son 40 yılda 2.5 milyon hektarlık sulak alanın yarısının yok olduğunu, 1 milyon 300 bin hektarlık sulak alanın da su sistemlerine müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliklerini yitirdiğini bildirdi.

Eğirdir, Beyşehir, Bafa, İznik, Sapanca ve Uluabat gölleri ile Büyük Menderes, Gediz ve Göksu deltaları ve İğneada Su Basar Ormanları ise kirlilik tehdidi altında.

WWF-Türkiye’nin (World Wildlife Fund - Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı) “Türkiye’nin sulak alanlarının korunması, sorunlar ve çözüm önerileri - 2011” Raporu’na göre, Türkiye’de son 40 yılda 2.5 milyon hektarlık sulak alanın yarısı yok olurken, yaklaşık 1 milyon 300 bin hektarlık sulak alan da su sistemlerine müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliklerini yitirdi. WWF’nin raporunda, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü Eğirdir Gölü’nün yanı sıra, Beyşehir Gölü, Bafa Gölü, Büyük Menderes Deltası, Gediz Deltası, Göksu Deltası, İğneada Su Basar Ormanları ve Gölleri, İznik Gölü, Sapanca Gölü ve Ulubat Gölü gibi sulak alanların da kirlilik tehdidi altında olduğu vurgulandı.

67 bin kaçak kuyu

WWF-Türkiye raporunda, 67 bin kaçak kuyunun bulunduğu Konya Kapalı Havzası’ndaki aşırı yer altı suyu kullanımına da vurgu yapıldı. Bilinçsiz su kullanımı ve aşırı yer altı suyu çekimi nedeniyle Tuz Gölü’nün yüzde 60 oranında küçüldüğü kaydedilen değerlendirmede, benzer sorunlar nedeniyle Hotamış Sazlığı’nın tamamen, Ereğli Sazlıkları’nın ise yüzde 85 oranında kuruduğuna dikkat çekildi. Rapora göre, Kulu Gölü yüzde 95, Beyşehir Gölü yüzde 75, Akşehir Gölü ise büyük ölçüde küçüldü. Doğal göl olma özelliğini yitiren Suğla Gölü ise DSİ tarafından depolama alanına dönüştürüldü.

Çözüm önerileri

Suya olan bakış açısı değiştirilmeli. Suyun kalite ve miktar bakımından birlikte ele alındığı, havza bazında, katılımcı ve talep yönetimi odaklı bir anlayışa dayanan Ulusal Su Yasası hazırlanmalı.
Su ile ilgili bütün verilerin toplandığı ulusal su veri tabanı oluşturulmalı.
Entegre havza yönetimi beslenmeli, sulak alanlar korunmalı.
Su altyapı projelerinin sosyal ve çevresel etkileri mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Kaçak su kullanımına son verilmeli. Yer altı sularının kullanımı en az düzeye çekilmeli. Tuzlu su artımı ve havzalar arası su transferi ‘sihirli formül’ değildir.
Tarım politikalarında ve uygulamalarında köklü değişimler gerçekleşmelidir. ? A.A

Suları alıp göçe zorluyorlar

DERELERİN Kardeşliği Platformu Dönem Başkanı Mehmet Gürkan, “Sularımızı elimizden alarak bizi göçe zorluyorlar” dedi. Gürkan, Rize Tek Gıda-İş Sendikası toplantı salonunda düzenlenen Derelerin Kardeşliği Platformu 1’inci Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, hidroelektrik santrallerin (HES), yenilenebilir enerji kaynağı olmadığını savundu. HES projeleri ile bölge halkının yaşam alanlarının yok edildiğini öne süren Gürkan, “Sularımızı elimizden alarak bizi göçe zorluyorlar. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan insanlar olarak buna müsaade etmeyeceğiz. Dedelerimizin bize miras bıraktığı bu toprakları biz de torunlarımıza bırakacağız” diye konuştu. Bölgede turizmin geliştirilmesi adı altında Samsun-Artvin arasında yayla yolu yapılacağını ifade eden Gürkan, “Buralara 5 yıldızlı oteller kondurarak suyu kaynağından ele geçirecekler. Artık canımızı alacaklar. Can suyu kalmayacak. Can suyu, ölmek üzere olan insana verilen son yudum sudur. Bunlar bizim ölüm emrimizi vermişler. Dereler kurudu. Derelerde artık can suyu diye bir şey akmıyor” dedi. Derelerin Kardeşliği Dönem Sözcüsü Ömer Şan da platform olarak kimseden destek almadıklarını kaydederek, “Derelerin Kardeşliği yerel bir harekettir. Bağımsız bir halk hareketi olarak hepimizin el emeği, göz nuru ile oluşan bir haykırıştır. Her türlü fon ve kaynaktan uzak durmuş, durmaya devam edecektir. Milyon dolarların telaffuz edildiği alanlarda yüreğimizle kendi öz toprağımızı savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
hürriyet gündem

1/28/2011

cengiz han yaptığı savaşlar ve istilarla iklim değişikliğine sebep olmuş

13. ve 14. yüzyıllardaki Cengiz Han'ın Moğol istilasının, insan eliyle iklim değişikliğine yol açan tek kültür olduğu ortaya çıktı.

ABD'deki Carnegie Enstitüsü Küresel İklim Bölümü'nün tarih boyunca önemli olayların iklime etkisinin incelendiği araştırmasına göre, modern çağın iklim değişikliğinin tersine, Moğol istilası yerküreyi soğuttu ve 700 milyon ton civarında karbonu atmosferden temizledi.

Gerçek, Bugünün Çevrecilerini Rahatsız Edebilir
Bazı tarihçilerce, tarihin en zalim hükümdarlarından biri olarak tanımlanan Cengiz Han'ın böyle iyi bir çevre karnesi almasının ardındaki gerçek ise bugünün çevrecilerini biraz rahatsız edebilir.

1/17/2011

ormanı böceklerden kurtarmak için terminatör böcek saldılar

Artvin Orman Bölge Müdürlüğü bünyesindeki laboratuvarda, ormana zarar veren böceklerle mücadele amacıyla üretilen 3 milyondan fazla “terminatör böcek”, ladin ağaçlarına zarar veren dev kabuk böceklerini yok ediyor.

Artvin Orman Bölge Müdürü Ahmet Köksal Coşkun, yaptığı açıklamada, dev kabuk böceğinin (dendroctonus micans) Türkiye'deki ladin ormanlarına Gürcistan'daki ormanlık alandan geldiğini belirterek, “Bu böcekler, sorumluluk alanımızdaki ladin ormanlarında önemli ölçüde zarara yol açıp, büyük maddi kayıplara neden oldu. Tespit edilen 44 bin 296 adet böcekli ağaç mekanik mücadele kapsamında kökleri ile birlikte söküldü. Buna rağmen böceğin yayılışı durdurulamadı” dedi.

imam'dan ilginç sanat çalışması yabandikeni kökünden figür yapıyor

Döngelli köyünün 41 yaşındaki imamı Nahit Açıksöz, ağaç ve yaban dikeni köklerinden çeşitli figürler yapıyor.

Sosyal bilimler fakültesi mezunu olan ve 21 yıldır imamlık yapan Açıksöz, 4 yıl önce caminin altında oluşturduğu atölyede, boş zamanlarını geçirmek için figür yapmaya başladığını belirtti.

Açıksöz, şöyle dedi:
"Ağaç köklerinin şekilleri beni çok etkiledi. Ormandan, çevremden ve denizde kıyıya vuran kökleri ve dalları toplayarak, hayal gücümü kullanarak bilim kurgu filmlerinde gördüğüm soyut varlıkları yapıyorum.

12/03/2010

ormanları böceklerden korumak için yırtıcı böcek yetiştiriyorlar


Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, laboratuvarda üretilen faydalı yırtıcı böceklerin, ağaçlara zarar veren böcekleri yiyerek ormanlardaki zararlı böcek popülasyonunu düşürdüğünü belirterek, ''Kurumumuzun 63 laboratuvarında, 9 milyon 676 bin 181 adet yırtıcı böcek üretildi ve hastalıklı ormanlara bırakıldı'' dedi.

Kahveci, bazı böceklerin ormanlara verdikleri zararların, orman yangınlarının verdiği zararın en az 5 katı olduğunu söyledi.