Dünya

Dünya
kişisel tüketim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kişisel tüketim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/10/2011

ehec bakterisinde sebzeler aklandı uyarılar kalktı şüpheli çiğ sebze filizleri

Alman Robert Koch Enstitüsü EHEC bakterisinin filizlerden bulaştığını açıkladı. Aşağı Saksonya Eyaleti’nde bulunan bir Alman sebze filizi üreticisi işletmenin EHEC’in başlıca kaynağı olduğu kesinleşti. Robert Koch Enstitüsü Başkanı Rainhard Burger, EHEC bakterisinin kaynağının çiğ yenen bazı sebze filizleri olduğunu söyledi. Burger, Almanya genelinde hastaların en az yüzde 80'nin bu işletmeden gelen filizleri tükettiğini belirtti.

Ayrıca Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nde de bir filiz paketinde EHEC bakterisi bulunduğu açıklandı. Eyaletin söz konusu filize Tüketiciyi Koruma Bakanı Johannes Remmel de Bonn kenti çevresindeki bir çöp kutusunda bulunan pakette rastlandığını kaydetti.
Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü Başkanı Andreas Hensel de salatalık, domates ve marul tüketilmemesi uyarısının kaldırıldığını açıkladı. Birkaç salatalıkta EHEC bakterisi teşhis edilmesi nedeniyle vatandaşlar bir süredir bu gıda maddelerinin tehlikeli olduğu yönünde uyarılıyordu. Hensel, Almanya'da EHEC bakterinin çiğ yenebilen sebze filizlerden kaynakladığı belirtildi. Yapılan incelemeler filizler üzerinde kuşkuyu artırdı. Salatalık, domates, marul tüketilmemesi uyarısı ise kaldırıldı.

Hasta sayısı azalıyor

Diğer yandan Almanya’da EHEC bakterisinin yol açtığı rahatsızlıklardan bir kişi daha yaşamını yitirdi. Almanya’da ölenlenlerin sayısı 30’a yükselirken yeni hastaların sayısının önceki günlere oranla azalmaya başladığı belirtildi.

Almanya Sağlık Bakanı Daniel Bahr, EHEC bakterisine dair tehlikenin henüz geçmediğini ancak Almanya’nın yakında bu salgını atlatacağını söyledi.
İspanyol üreticiler mahkemeye gidiyor

EHEC'in nereden kaynaklandığı ile ilgili incelemeler devam ederken, İspanyol üreticiler ise konuyu mahkemeye taşımaya hazırlanıyor. İspanyol salatalıklarının yenmemesi için uyarı yapan Hamburg Senatosu'na İspanyol üreticilerin tazminat davası açmayı planladıkları kaydedildi.

Almanya’nın başkenti Berlin’de temaslarda bulunan İspanya’nın Avrupa İşleri Bakanı Diego Lopez Garrido, İspanyol tarım üreticileri milyonlarca euroluk maddi kayıplara uğradıkları halde, hükümet olarak Almanya'dan tazminat istemekten ise vazgeçtiğini açıkladı.

Alman hükümeti de buna karşılık İspanyol gıda mallarının imajının Almanya’da yeniden iyileştirmesine katkıda bulunmak üzere elinden geleni yapacağını taahhüt etti. Almanya’nın ilk aşamada, İspanyol ürünlerinin imajının düzeltilmesine yönelik bir reklam kampanyası düzenlemesi bekleniyor.

İspanyol Bakan, bazı İspanyol şirketlerinin Hamburg Senatosu aleyhinde dava açmalarının olası olduğunu, bu konuda İspanyol hükümetinin “söz söyleme hakkı” bulunmadığını da sözlerine ekledi.
Zarar gören üreticilere destek

Bu arada AB tarım bakanlarının önceki gün Lüksemburg’taki toplantısında, AB Komisyonu'nun EHEC'ten zarar gören Avrupalı tarım üreticilerine tazminat ödeyeceği duyuruldu.

Alman Tarım İşçileri Derneği Başkanı Gerd Sonnleitner AB’nin tarım üreticileri için bir yardım fonu oluşturmasını memnuniyetle karşıladığını söyledi, ancak Avrupa çapında 500 ila 600 milyon euro hacmindeki zararın sadece bu fondan karşılanamayacağını da sözlerine ekledi. Sonnleitner, ayakta kalma mücadelesi vermekte olan kendi tarım üretecilerini desteklemek üzere Alman hükümetinin ve eyalet yönetimlerinin de ek katkıda bulunmasını talep etti.

© Deutsche Welle Türkçe

dpa/AFP/DW, HK/ÇA/MÇ/BK/DE

3/02/2011

bir yılda sigaraya ödenen para ımf borcunun iki katına denk geliyor

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Atila Eroğlu, Türkiye'de sigara tüketimi için her yıl yaklaşık 15 milyar TL harcandığını belirterek, ''Bu parayla 6 ayda IMF'ye olan tüm borcumuzu ödeyebiliriz. Her yıl yaklaşık 500 tam teşekküllü hastane, 10 bin okul inşa edebiliriz, 1 milyon kişiye iş bulabiliriz'' dedi.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Atila Eroğlu, ''Yeşilay Haftası'' münasebetiyle Iğdır Üniversitesi ve Yeşilay Iğdır Temsilciliğince düzenlenen ''Sigara ve Sağlık'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, sigaranın insan sağlığı ülke ekonomisi açısından önemli bir tehdit içerdiğini söyledi.

Sigaranın vücutta çeşitli hastalıklara yol açtığını vurgulayan Eroğlu, bunların başında saç dökülmesi, katarakt, cilt kırışıklığı, işitme kaybı, diş çürümeleri, kemik erimesi, kalp rahatsızlıkları, damar tıkanıklığı ve akciğer rahatsızlıklarının geldiğini ifade etti.

Eroğlu, sigara bağımlısı birinin 20 yıl boyunca günde 1 paket sigara içmesi halinde, vücudunda yaklaşık 7 kilogram katran biriktiğini vurguladı.

Sigaranın alkolden 15, kokainden ise 5 kat daha fazla bağımlılık yapıcı bir madde olduğuna dikkati çeken Eroğlu, şunları kaydetti:
''Sigarada siyanür, arsenik, amonyak'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda öldürücü zehirli gaz bulunmaktadır. Günde 1 paket sigara içiyorsanız, vücudunuzda 3 ayda ciddi oranda katran birikir ve katranda bilinen 63 tane kanser yapıcı madde vardır. İçilen her sigara, insan yaşamını 5 dakika kısaltır. Erken yaşta sigaraya başlayanların ömrü ortalama 20-25 yıl azalır.''

Türkiye'de sigara tüketimi için her yıl yaklaşık 15 milyar TL harcandığına işaret eden Eroğlu, ''Sigara içmek yerine bu parayla 6 ayda IMF'ye olan tüm borcumuzu ödeyebiliriz. Her yıl yaklaşık 500 adet tam teşekküllü hastane veya 10 bin okul inşa edebiliriz. Yılda 1 milyon kişiye iş bulabiliriz'' dedi.



"Öğretmenler ve anneler çocukların yanında sigara içiyor"

Eroğlu, sigara içen öğretmenlerin yüzde 99'unun, öğrencilerin yanında sigara içilmesine karşı olduklarını, ancak bunların yüzde 68'inin sigara içtiğini bildirdi.

Sigara içen annelerin ise yüzde 98'inin öğretmenlerin çocuklarının yanında sigara içmesine karşı olmasına rağmen yüzde 85'inin kendi çocuklarının yanında sigara içtiğini kaydetti. Eroğlu, şöyle devam etti:
''Bugün ülkemizde sigaraya başlama yaşı 12'ye düşmüştür. Sigaraya başlama nedenlerinin başında akran etkisi, sigaranın kolay ulaşılabilirliği, rol modellerin sigara içici oluşu, görsel basın, film, klip, gizli reklam ve promosyonlardır. Ülkemizde sigara ucuz ve aile ortamından edinebilme mümkün... Günde 1 paket olmak üzere 20 yıldır sigara içen bir kişi, bu sigara parasıyla bir araba, çocuğunun okul masraflarını karşılar ve evinin tüm eşyasının yeniler.''


Dünyadaki sigara tüketiminin yüzde 2'si Türkiye'de

Gelecek 30 yıl içinde sigaranın AIDS, tüberküloz, trafik kazaları, doğumdaki anne ölümleri, intihar ve cinayetlerin toplamından daha fazla insan öldüreceğine dikkati çeken Eroğlu, dünyada her yıl sigaradan dolayı 4.9 milyon kişinin öldüğünü, 2025 yılında ise bu rakamın 10 milyon kişiyi bulacağını ifade etti.

Dünyadaki sigara tüketiminin yüzde 2'sinin Türkiye'de olduğunu belirten Eroğlu, Türkiye'de 17 milyon sigara tiryakisi bulunduğu ve ülkenin yetişkin nüfusun yüzde 44'ünün de sigara bağımlısı olarak hayatına devam ettiğini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ev içinde sigara içiliyorsa çocuklar ortalama günde 5 sigara içmiş olmakta, bebekler hastaneye 3 kat daha fazla başvurmakta, ani bebek ölümü riski 2.5 kat, kolik tarzı karın ağrısı 2 kat, kocası sigara içen kadınlarda akciğer kanserinden ölüm oranı 2-3 kat artmaktadır. Akciğer kanserlerinin yüzde 95'i sigaraya bağlıdır. Sigarayı azaltarak değil aniden bırakmalısınız.''

Iğdır Valisi Amir Çiçek de sigarayla mücadelede son yıllarda devletin ciddi aşama kaydettiğini belirtti.

Konferans sonunda Eroğlu'na sigarayla mücadelede gösterdiği kararlılık nedeniyle Vali Çiçek tarafından plaket verildi.
cumhuriyet portal

yakın gelecekte reklamlar kişiye özel olarak hazırlanacak

Yakın geleceğin reklam yöntemleriyle ilgili hazırlanan bir rapora göre önümüzdeki 12 ayda birçok yeni reklam biçimi uygulamaya girecek.

Centre for Future Studies isimli kuruluş tarafından kaleme alanına raporda bu yeni reklam tekniklerinden birinin, kişinin ruh haline uygun reklamların sunulması olacağı iddia edildi.

Raporu hazırlayan ekip tarafından "gladvertising" (mutlu-reklam) olarak adlandırılan bu uygulama "duygu algılama yazılımları" sayesinde hedeflenen kişiye uygun reklamların sunulmasını esas alıyor.

Halihazırda Japonya'da NEC teknoloji firması tarafından geliştirilmiş benzer bir uygulama mevzut.

Bu uygulamada hedef kişilerin cinsiyet, yaş gibi demografik özellikleri kullanılarak kişiye özel reklamlar sunuluyor.

Yakın gelecekte kişilerin bu özellikleri yanında ilgi alanlarını da hesaba katan reklam biçimlerini ortaya çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Mahremiyet konusu hassas

Hassas nokta ise kişilere ait bu özel bilgilerin nasıl elde edilip, reklam amacıyla kullanılacağı.

Privacy International isimli kişisel verilerin korunması alanında kampanyalar yürüten örgütten Alexander Haff, reklam sektörünün özel alana müdahalesinin tehlikeli boyutlar almasında endişe ettiklerini belirtti.

Haff internet ortamında toplanması muhtemel kişisel bilgilerin korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çekti.

Reklam sektörü ise özellikle genç kullanıcıların, kişisel bilgilerini sunma konusunda gönüllü olduğu ve olacağı iddiasında.

İnteraktif biçimde reklamlarda yer almanın bu kuşak arasında yaygın olduğu ise dikkat çekilen bir diğer nokta.

Kişisel bilgilerin internet üzerinde faliyet gösteren şirketler tarafından toplanması konusu, Avrupa Birliği'nin "Sanal Mahremiyet Talimatının" güncellenmesini de doğurdu.

Ancak internette reklam lobilerinin, katı önlemler alınması karşısında sürdürdüğü faliyetler bu alanının gereğince düzenlenmesini engelliyor.
bbc türkçe bilim ve teknoloji

12/17/2010

kişi başına düşen gelir paylaşımında türkiye sondan yedinci

Türkiye, satın alma gücü paritesiyle, 37 ülke arasında sondan 7’inci sırada yer alırken, fiyat düzeyi açısından en ucuz ülkeler arasında yer aldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı (TÜİK), Satınalma Gücü Paritesi (SGP), 2007, 2008 ve 2009 Yılı Avrupa Karşılaştırma Programı Sonuçları’na göre, kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülke Lüksemburg, en düşük olduğu ülke ise Arnavutluk oldu.

EUROSTAT ve OECD işbirliğiyle yürütülen çalışmalar çerçevesinde, 27 Avrupa Birliği ülkesi, 3 aday ülke (Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya), 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç) ile 4 Batı Balkan ülkesi (Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ ve Sırbistan) kapsadı. Ortaya çıkan bazı sonuçlar ise şöyle oldu: