Dünya

Dünya
katil zanlısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
katil zanlısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/07/2011

iki yaşında kızının katil zanlısı anne idamı beklenirken mahkeme jürisi tarafından suçsuz bulundu

Milyonlarca ABD’li, kızını öldürdüğüne inandıkları Anthony’nin en ağır cezalara çarptırılmasını beklerken, mahkeme jürisinin verdiği karar ülkede bir şok etkisi yarattı. Bazılarının idam cezası almasını beklediği Anthony, suçsuz bulundu.
ABD’de haftalardır köşe yazarları, televizyoncular ve hukukçular arasında kavgalara neden olan; sosyal medya ağlarında en çok tartışılan konuyu oluşturan Casey davası, ortaya çıkan karar açısından birçok ilginç faktör barındırıyor. Bunlar arasında, medyanın kamuoyu üzerindeki etkisi ve bilimsel bulguların her zaman belirleyici olamadığı gerçeği gösterilebilir.
ABD’nin ikinci O.J Simpson vakası olarak görülen Casey Anthony davasının geçmişi şöyle: Anthony, Haziran 2008’de anne ve babasının evinden iki yaşındaki kızı Caylee’yi alarak ayrıldı. Anthony’nin ebeveyni, sürekli olarak torunlarını sormalarına rağmen, genç kadın “çok meşgul olduğu için Caylee’yi getiremediğini” belirtti. Ayrıca, Caylee’yin “bir bakıcının gözetiminde olduğunu” söyledi. Anthony’nin babası George, aradan 31 gün geçtikten sonra kızının çekici tarafından götürülen arabasını almaya gittiğinde, bagajdan "çürümekte olan bir bedene ait olduğunu düşündüğü" kokuların geldiğini fark etti. Bunun üzerine Anthony’nin annesi Cindy polisi arayarak “torunlarının kayıp olduğunu” bildirdi.
ABD’yi birbirine katan süreç böylece başlamış oldu. Davacı yargıçlardan Linda Burdick, “hayatı partilerde geçen ve vaktini sevgilisiyle geçirmek isteyen Anthony’nin, kızından kurtulmak için onu kloroform kullanarak bayılttığını, ardından ağzını ve burnunu bantla kapatarak öldürdüğünü, aracındaki kokular fark edilince de cinayet süsü vermek için ormanlık araziye götürerek bıraktığını” öne sürdü.

Burdick, delil olarak Anthony’nin aracının bagajından alınan havanın “çürümüş insan bedeni ve kloroform” kalıntıları içerdiğini belirtti. Davacı yargıçların en önemli kozu ise Anthony’nin kızının kayıp olduğu dönemde sergilediği davranışlar oldu. Burdick, juriye iki fotoğraf sundu. Birincisi, Anthony’nin kızının kayıp olduğu günlerde bir gece kulübünde dans ederken gösteriyordu. İkincisi, yine kızı kayıplara karıştıktan sonra koluna yaptırdığı İtalyanca “belle vita”, yani “güzel hayat” yazan dövmeydi.

Anthony’nin kızının kayıp olduğunun anlaşılmasının ardından, “Caylee’in bakıcısı tarafından kaçırıldığını söylemesi” de önemli bir delildi. Çünkü ortada bakıcı yoktu.

ŞOK SAVUNMA

Tüm deliller, Anthony’nin kızını öldürdüğünü savunurken, dava sürecinin en ilginç ismi olmayı başaran avukat Jose Baez, müvekkili Anthony’yi suçlamalardan korumak için akla gelmeyecek bir savunma yaptı. Baez, küçük Caylee’in “yanlışlıkla havuza düşerek boğulduğunu, ancak panikleyen annesinin ne yapacağını bilemediği için kızının başına gelenleri sakladığını” öne sürdü. Bu savunmayı derinleştiren Baez, “Anthony’nin kararsız tavrının altında yatan sebebin, küçükken babası ve erkek kardeşi tarafından cinsel tacize uğraması” olduğunu söyledi.
Dahası, "Anthony’nin eski bir polis olan babasının, Caylee’in ölümünden haberdar olduğunu ve kızın cinayete kurban gittiği izlenimini vermek için ağzını bantlayıp ormana bırakılması fikrinin de ondan çıktığını" iddia etti. George Anthony, bu iddiaları yalanladı.

Baez, davacı tarafın sunduğu adli tıp delillerinin de yetersiz olduğunu öne sürerek, her duruşmada “medya” faktörünü de öne çıkarmayı ihmal etmedi. Savunmayı, elle tutulur hiçbir delil sunmamakla eleştirilen Baez, müvekkilinin “medya tarafından linç kampanyasına maruz kaldığını” belirterek boşlukları doldurmayı denedi.

KAMUOYUNUN GÖZÜNDE DAVA

Üç yıl önce Caylee’nin kaybolduğu haberleri basında yer bulmaya başladığında, evde çekilen görüntülerinde şarkı söyleyen ve gülümseyen kıza karşı ABD kamuoyunda büyük bir duyarlılık oluştu. Öte yandan, Casey Anthony’nin gazetelere basılan dans kulüplerinde çekilmiş fotoğrafları, tüm halkın aklına, “kızı kayıp olan bir anne nasıl böyle davranabilir” sorusunu getirdi.
CNN kanalının sunucusu ve eski bir yargıç olan Nancy Grace, Anthony’yi yerden yere vurarak, kızının kayıp olduğu dönemdeki gece hayatına dikkat çekti. Grace’in 25 yaşındaki kadını hedef aldığı programlar, 29 yıllık geçmişi bulunan CNN’in Haziran ayından en yüksek reytingleri toplamasını sağladı.

Grace, Fox News’ten Bill O'Reilly, MSNBC’den Lawrence O'Donnell ve ABC News'ten Dan Abrams ile kapıştıkça reytingler o kadar yükseldi ki medya Anthony davasına daha fazla yer vermeye başladı. Fox News aynı ay içinde 25-54 yaş grubu seyirciyi en çok çekmeyi başaran kanal oldu. Time dergisinin “yüzyılın sosyal medya davası” olarak tanımladığı süreç, Fox News’in prime time reytinglerini yüzde 86 gibi rekor bir seviyede artırmasını sağladı.
Bir zamanlar ABC News için muhabirlik yapan akademisyen Judy Muller, “Reyting söz konusu olduğunda yaptığınız haberler hakkında iç hesaplaşma yapmazsınız” yorumunu yaptı.

GEÇMİŞE DÖNÜŞ

Anthony davasının ABD’de fenonome dönüşmesine neden olan ikinci bir faktör, O.J Simpson davasına olan benzerliğiydi. Eski Amerikan futbol yıldızı ve aktör Simpson, 1994 yılında Alman asıllı eşi Nicole Brown ve arkadaşı Ronal Goldman’ı öldürdüğü suçlamasıyla gözaltına alındı. Dört ay süren dava, kamuoyunda ve basında çok büyük tartışmalara neden oldu.

Simpson her ne kadar suçlu görünse de, savunma avukatları delil yetersizliğinden yararlanarak ünlü yıldızın aklanmasını sağladı. Dava sürecinde, avukatlar kamuoyunun jüri üzerinde olumsuz etki yaptığına sıkça değinmişti.

JÜRİNİN GÖZÜNDE DAVA

Jürinin önüne yargıçların sunduğu savunma kısaca şunu diyordu: Annesi tarafından öldürülen Caylee, bir ay tutulduğu bagajdan kokular yükselmeye başlayınca Winnie the Pooh çarşafına sarılı halde ormanlık alana bırakıldı. Ancak adli tıp delilleri yetersizdi. Anthony’yi kızının ölümüyle doğrudan ilişkili kılan DNA örneği gibi bir delil yoktu. Bunun yerine arabanın bagajındaki hava üzerinde yapılan analiz sunuldu.

Florida Üniversitesi’nden Karin Moore, “yargıçların duygusallığa çok yer verdiğini ancak ölüm nedenini kesin olarak ortaya koyamadıklarını” ifade etti. Yaptığı savunmayla televizyon ve basında alay konusu olan Anthony’nin avukatı Baez, bu açığı çok iyi kullandı. Analistler Baez’in yaptığı savunmayla “akla yatan bir şüphe oluşturduğuna ve jürinin kamuoyuna yansıyan duygusallıktan sıyrılmasını sağladığına” dikkat çekti.

ABD’NİN ŞOK GEÇİRDİĞİ AN

İlk olarak Pazartesi günü bir araya gelen jüri üyeleri, Anthony’e yöneltilen dört suçlama üzerinde hangi karara vereceklerini tartıştı. Bu suçlamalar, “birinci dereceden cinayet, kasten adam öldürme, çocuklara kötü muamele ve polise yalan ifade vermek”ti. Eğer cinayetten suçlu bulunursa, Anthony idam cezasına çarptırılabilecekti. Sadece kasten adam öldürme veya kötü muameleden suçlu bulunması ise en az 30 yıl hapis cezası demekti. Diğerlerinin yanında en önemsiz kalan “yalan ifade” en fazla dört yıl hapis cezası getirecekti.

Mahkeme önünde bekleyen kalabalık kararı duyunca şok geçirdi.
On milyonlarca ABD’li, Salı günü ekranların başına toplanarak 7’sı kadın, 5’i erkek olan ve kimlikleri açıklanmayan jürinin kararını bekledi. Tüm duruşmalarda gözyaşlarına boğulan Anthony, ayakta kararın açıklanmasını beklerken kıpkırmızı olmuştu. Nihayetinde, en beklenmeyen şey oldu ve Anthony en ağır suçlamalardan delil yetersizliği nedeniyle sıyrılmayı başardı. Şu ana kadar üç yıl hapis yatan Anthony, Perşembe günü 4 yıl hapis cezası alsa bile buna fazla üzülecek gibi görünmüyor.

Öte yandan, davayı takip eden ABD’lilerin genelinde bir şok havası hakim. Birçoklarının ömür boyu hapis, hatta idam almasını beklediğini Anthony, Perşembe günü elini kolunu sallayarak mahkemeyi terk edebilir. Belki de şoku en iyi özetleyen, ABD’nin önde gelen sosyetelerinden Kim Kardashian oldu.

O.J Simpson’un savunma avukatlarından Robert Kardashian’ın kızı Kim, birçok kişi gibi şaşkınlığını Twitter üzerinden duyurdu:

“NE! Söyleyecek kelime bulamıyorum…”

HABER: müfit yılmaz gökmen

3/31/2011

konya'da yakılarak öldürülen kadının katilleri teknoloji sayesinde yakalandı

Konya'da 3 ay önce boğularak öldürüldükten sonra cesedi yakılan kadının kimliğini cinayet bürosu dedektifleri, makyaj ve photoshop kullanarak belirledi.
KONYA (İHA) - Kadının kimliğinin belirlenmesinden 24 saat sonra katillerin kimliğini tespit eden polis, 10 günlük takibin ardından yapılan operasyonla şüphelileri yakaladı.

25 Aralık 2010 tarihinde merkez Selçuklu ilçesi Ardıçlı Mahallesi Ardıçlı Göleti'nin kenarında avcılar yanmış bir ceset bularak durumu polise haber verdi. Olay yerine gelen Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu ile olay yeri İnceleme ekipleri, 2 saat süren inceleme yaptı.

Saçları, kaşları yanan ve dili dışarı çıkan 37 yaşındaki kadının çok sayıda profil fotoğrafı çekildi. Yanık kalıntılarından ise mavi kot, sarı kazak, siyah uzun çizme giydiği belirlenen kadının kimliğinin tespit edilmesi için dedektifler yoğun bir çalışma içerisine girdi. Konya Cinayet Bürosu ekipleri, öldürülen kadının kimliğini tespit etmek için ilk önce kayıp başvurusu olan dosyaları inceledi.
Türkiye genelinde ve Konya'da aynı dönemlerde kayıp olan yaklaşık 200 kişiyi inceleyen dedektifler, cesetten ve bazı ailelerden DNA örnekleri alarak karşılaştırma yaptı. Yapılan tüm karşılaştırmalarda öldürülen kadının kimliği tespit edilemedi. Bunun üzerine dedektifler, 5 yıl içerisinde kayıp olan ve sonradan bulunanları, cinsel istismara maruz kalan, tehdit edilen, dayak yiyen kadınlar ile hayat kadınları olmak üzere bin kişi üzerinde araştırma başlattı.

CESEDE MAKYAJ VE PHOTOSHOP UYGULANDI

Araştırmalar sürerken dedektifler, saçların, kaşların yanması ve dilin dışarıda olması nedeniyle bir türlü profil fotoğrafı çıkartamadıkları kadının kimliğinin tespit edilmesinde zorlanınca makyaj yapma kararı aldı. Olay yeri inceleme ve Cinayet Bürosu ekipleri, Konya Numune Hastanesi morgunda bulunan cesedin yüzünü temizleyip, basit makyaj yaparak tekrar profilden fotoğraflar çekti. Bu fotoğrafları bilgisayar ortamına aktaran dedektifler, profesyonel şekilde photoshop kullanan polislerin çalışması ile birkaç farklı profil fotoğrafı ortaya çıkarttı. Araştırdıkları bin kadın içerisinden 2008 yılında kaybolan ve 4 ay sonra bulunan 37 yaşındaki Fatma Yazan'ın makyaj ve photoshop uygulanan cesetteki kadına benzediği belirlendi.

Olayın faili meçhul kalmaması için her yolu deneyen Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu'nun 26 kişiden oluşan özel ekibi, cesetteki fotoğrafa benzeyen Fatma Yazan'ın oturuyor göründüğü 3 ayrı ev adresini belirledi. Üç adrese giden polis, Yazan'ın son olarak merkez Karatay ilçesi Ulubatlı Hasan Mahallesi'ndeki evinde bir erkekle yaşadığını öğrendi. Yapılan çalışmada Yazan'ın 3 ayı geçen zaman diliminde hiç eve gelmediği, 15 yaşında bir kızının olduğunu ve 3 kez evlenip ayrıldığı belirlendi.
KATİLLER ANNEYİ ÖLDÜRÜP, KIZIYLA YAŞAMIŞLAR

Öldürülen kadının Fatma Yazan olduğunun belirlenmesinden sonra polis, 24 saat süren araştırmasında kadının birlikte yaşadığı Halil T. (32) ile Ramazan A.'yı (37) tespit etti. İki şahısla ilgili bilgi toplayan polis, şüphelilerden Ramazan A. ile Halil T'nin Fatma Yazan'ın kızı 15 yaşındaki N.E'yle zaman zaman İzmir ve Ankara'da yaşadığı bilgisine ulaştı. İzmir'de Halil T. İle öldürülen kadının kızı N.E, Ankara'da ise Ramazan A. 10 gün boyunca süren takibin ardından düzenlenen operasyonla yakalanarak Konya'ya getirildi. Gözaltına alınan şüpheliler işledikleri cinayeti itiraf etti. Şüphelilerden Halil T. ifadesinde, "Fatma'yı çalıştığı kafeden alarak yola çıktım, sonra Ramazan'ı aldık. Birlikte Ardıçlı Göleti'nin olduğu yere gittik. Araçta Fatma ile birlikte oldum, sonra Ramazan araçta birlikte oluyordu. Kapıyı açtığımda Fatma'yı Ramazan kemeriyle boğarak öldürmüştü. Cesedi birlikte araçtan indirdik. Ben benzin alıp geldim ve cesedi biraz daha ileri götürerek üzerine bir şeyler atıp, benzin döküp yaktık" dedi.

Ramazan A. da ifadesinde Fatma Yazan'ı Halil T.'nin öldürüp yaktığını iddia etti.

KÜÇÜK KIZA ÜVEY BABAYLA ANNESİNİN DOSTU TECAVÜZ ETMİŞ

Polisin yaptığı operasyonda gözaltına alınan Halil T.'nin birlikte yaşadığı Fatma Yazan'ın kızı 15 yaşındaki N.E. de bulundu. N.E. annesinin öldüğünden habersiz olduğunu, Halil'in kendisine "Annen başka biriyle yaşıyor" diyerek kandırdığını söylediği öğrenildi. N.E., ifadesinde ilk önce kendisine üvey babası H.H.E. ile Ramazan A.'nın tecavüz ettiğini iddia etti. Bu iddialar üzerine üvey baba H.H.E. de polis tarafından gözaltına alındı.

Konya Numune Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen Halil T. ile Ramazan A., kasten adam öldürme ve 15 yaşındaki N.E'ye cinsel istismar suçundan, H.H.E. de üvey kızına cinsel istismar suçundan adliyeye sevk edildi. 15 yaşındaki N.E. ise Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Çocuk Esirgeme Kurumu'na verildi.
mynet

2/05/2011

dünyanın en ünlü katil kadını Amanda Knox'un cinayeti film oldu

Öğrenci değişim programıyla İtalya’ya giden ABD’li Amanda Knox, 11 Kasım 2007 tarihinde, aynı evi paylaştığı İngiliz öğrenci Meredith Kercher’ı öldürmekle suçlanmıştı. İki yıl süren davanın ardından suçlu bulunan ve hapse yollanan Knox’un davası, ilk günden beri dünyanın gündeminden düşmedi. İngiltere ve ABD basını arasında çatışmalara, hatta ufak çaplı diplomatik krize bile neden olan dava önümüzdeki yıllarda da unutulacak gibi görünmüyor. ABD’de 21 Şubat günü vizyona girecek “Amanda Knox: Murder on Trial in Italy” adlı film, Knox davasını konu alıyor. Lifetime Entertainment Services kanalının yayımladığı filme ait kareler, yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.

Son yılların en çok tartışılan cinayetinin ana figürü olan bebek yüzlü Knox, ABD ve İngiltere basını başta olmak üzere hakkında çıkan sayısız haberle tüm dünyanın tanıdığı bir isim oldu.

Suçlu bulunduktan sonra İtalya’nın en ünlü savunma avukatlarından birini tutan ve her temyiz duruşmasında yeniden dünya gündemine oturmayı başaran Knox, karıştığı satanist cinayeti konu alan filmle ününe ün katacak.

Cinayete kurban giden Kercher’ın ailesi, filme ait sahnelerin yayımlanmasına tepki gösterince, Knox davası tartışmaları yeniden alevlendi. 21 yaşında cinayete kurban giden kızın babası John, kızının öldürülme sahnesinin “tek kelimeyle korkunç” olduğunu belirtti.

İngiliz The Sun gazetesine açıklamada bulunan John, “Bu olayı film haline getirmek çok kötü bir fikir” ifadesini kullandı.

HEROES’UN YILDIZI BAŞROLDE

Knox’un temyize başvurması ve yeni delillerin ortaya çıkmasıyla giderek karmaşık bir hal alan filmde, Knox’u “Heroes” dizisinin yıldızı Hayden Panetteire canlandıracak. İngiliz Kercher’ın rolünü ise Amanda Fernando Stevens üstlenecek.

Filmde, Knox’un İtalyan sevgilisi ve suç ortağı Rafael Sollecito ile geçirdiği romantik anlar, Kercher’ın öldürülmesini içeren kanlı sahneler ve tartışmalı dava sürecindeki gerilim gözler önüne seriliyor.

Ağırlıklı olarak kadınlara yönelik yayınlar yapan Lifetime, Knox cinayeti hakkındaki filmin tanıtımında şu ifadeleri kullandı: “Suçlu bulunduğu iki yıl süren davası boyunca, Knox seks düşkünü, acımasız bir katil olarak resmedildi.”

26 YIL HAPİS CEZASI

İddialara göre, Knox ve Sollecito, Fildişi Sahilli arkadaşları Ruy Guede ile birlikte satanist bir seks ayini düzenlemek isterken, uyuşturucu ve alkolün etkisiyle Kercher’ın boğazını keserek öldürdü.

Kercher’ın boğazını keserek öldürmekten suçlu bulunan Knox 26 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
mynet

12/12/2010

genç çift hristiyanlık müslümanlık ayrımına kurban gitti


Fatih'te lüks bir otomobil içinde yeni evli çift başından silahla vurulmuş olarak bulundu.

Zekeriya Vural'ın yakınlarından amcası Cemil Vural, "Karşı taraf evliliğine karşı çıktılar öldürdüler. Çocuk Müslüman, kız Hristiyan kabul etmediler" dedi.

Seyitömer Mahallesi Cevdetpaşa Caddesi'nde 34 GU 7789 plakalı Opel İnsignia marka otomobilde saat 23.00 sıralarında iki kişi silahla vurulmuş olarak bulundu.