Dünya

Dünya
ilginç yasaklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilginç yasaklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/06/2011

kadın saçını kesen erkek berberi islam kurallarına uymadığı için gözaltına alındı

Gazze'de erkek kuaförlerin kadınların saçını kesmesini yasaklayan yasa geçen yıl yürürlüğe girmiş ama bu haftaya dek ciddi şekilde uygulanmamıştı.
Bu hafta en az bir erkek kuaför gözaltına alındı.
Bazı kuaförler yasanın uygulanması yüzünden işlerini kaybedeceklerini söylüyorlar.
Kimi Müslüman toplumlarda erkeklerin kadın kuaförlüğü yapması İslam geleneğine aykırı görülüyor.
Gazze'deki birçok kadın da saçlarını erkek kuaförlere kestirmek istemiyor.
Buna rağmen, hala bazı kadın kuaförlerinde erkekler de çalışıyor. Bu kuaförler, içeri girdiklerinde tutuklanmaktan korktukları için bu haftayı dükkanlarının dışında boş oturarak geçiriyorlar.
Sivil giyimli polis

Hamas'ın kadın müşterilere erkek kuaför yasağı getirmesi, hareketin fazla ılımlı hale geldiği yönündeki eleştirilere karşı İslamcı duruşunu pekiştirmeyi amaçlar nitelikte.

27 Yıllık kadın kuaförü olan Adnan Bereket, "İşim olmazsa ben bir ölüye dönerim. Bu kuaför salonu bensiz işleyemez. 1984'den beri bu işi yapıyorum. Başka bir işim yok. Ne yapabilirim ki?" diyor.

Bereket gibi şikayetçi diğer kadın kuaförleri de, sivil giyimli polisin kendilerini gözetlediğini anlatıyorlar.

Hamas ise, halkın çoğunluğunun istediği bir yasayı uygulamaya koyduğunu savunuyor.

6/28/2011

hollanda'da müslümanlar ve yahudiler hayvanları uyuşturmadan kesemeyecek

Hollanda parlamentosunda bugün benimsenmesi beklenen yeni yasa, kesilecek tüm hayvanların, acı çekmelerini en aza indirmek amacıyla, önce uyuşturulmasını şart koşuyor.

Helâl ve koşer kesim usulleriyse, hayvanların bilincinin yerinde olmasını öngörüyor.
Şimdiye dek Batılı ülkelerde olduğu gibi, Hollanda'daki mezbahalarda da hayvanlar kesilmeden önce uyuşturuluyordu. Ancak Müslüman ve Yahudi kasaplar, dini özgürlük esasına göre, bundan muaf tutuluyor ve hayvan kesimini geleneksel usullerde yapıyorlardı.

Ancak Hollanda parlamentosundaki milletvekillerin çoğu, dini özgürlüklerin, hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesini haklı gösteremeyeceği üzerinde görüş birliğine vardı.

Aylardır süren görüşmeler sonunda, Müslüman ve Yahudi toplumlarına bir uzlaşma yolu öneriliyor.

İki toplumdan, bir yıl içinde, kendi geleneksel yöntemleriyle kesilen hayvanların, öldürülmeden önce uyuşturulan hayvanlardan daha fazla acı çekmediğini kanıtlayan veri sunmaları isteniyor.

Ama yeni yasanın yandaşları ve muhalifleri, bu konuda veri sağlanabilmesinin hemen hemen imkansız olduğunu; dolayısıyla helâl ve koşer usullerde kesim yapılan mezbaha ve kasapların faaliyetlerinin yasaklanacağını kaydediyorlar.

Hollanda'daki Müslüman gruplar, bu adımın, Avrupa'da İslamiyete karşı artan hoşgörüsüzlüğün yeni bir işareti olduğunu söylüyorlar.

Ülkedeki Müslüman ve Yahudi toplumlar, komşu Belçika ve Almanya'dan helâl ve koşer et ithalatına başlamayı planlıyorlar.

6/26/2011

internete bağlandığınızda pek çok meraklı göz sizi izliyor interpol bile başa çıkamıyor

AVRUPA Birliği tarafından desteklenen MODAP (Mobility, Data Mining and Privacy) projesi kapsamında Sabancı Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Mahremiyet: Başlangıç mı Son mu’ başlıklı konferansta anlatılanlar, internet dünyasında yaşanan büyük kaosu seriyordu gözler önüne.
Söz gelişi, ABD hükümeti, Obama’nın öncülüğünde ve Dışişleri Bakanı Clinton’ın ofisinin hemen yanıbaşında, Arap ülkelerinde internet aracılığıyla yaşanan devrimleri desteklemek için bir büro kurmuştu Washington’da. Büronun amacı, muhtelif ülkelerde uygulanan internet yasaklarını delmekti. Ancak, bunun başka amaçlar için de kullanılabilmesi mümkündü elbette.

Yeni bir kölelik düzeni

Öte yandan herkesin özel hayatına bu kadar düşkün olduğu bir dönemde, özel hayatını Facebook, Google, MySpace, Twitter gibi ‘sosyal ağ’larda bütün dünyaya sereserpe sergilemesi bir başka çelişkiydi. Bunun için “İnternette anarşi safhasındayız” diyordu Faruk Eczacıbaşı. Avrupa Komisyonu’ndan Paul Hearn, internete düşen verilerin istismarının nasıl engellenebileceğini sorguluyor ve kişisel bilgilerin mahrem kalmasının önemini vurguluyordu. Hollanda Tilburg Üniversitesi’nden Prof. Kees Stuurman ise apaçık, yeni bir kölelik düzeninde yaşadığımızı söylüyordu ve ekliyordu: “Yasal düzenleme gerekli ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz.”

Meraklı gözler izliyor

İsrailli hukukçu Ömer Tene ise ‘mahremiyet’ konusunda kimin karar vereceğini sorguluyordu. İnsanın doğum tarihinin veya mezun olduğu okulun mahrem olup olmadığı neye göre belirlenecekti? “İnternete bağlandığınız zaman” diyordu Ömer Tene, “pek çok meraklı göz sizi izlemeye başlıyor. Google, arama motorlarında yaptığınız her türlü araştırmayı kaydediyor ve bu son derece endişe verici. Bunun bütün sorumluluğunu internete giren kişiye de yükleyemeyiz üstelik.”

Interpol: Ortak yasa gerekli

INTERPOL adına konferansa, Fransız Interpol’ünde görevli Caroline Goemans-Dorny katıldı. Dorny, sadece ekonomilerin değil, suçların da globalleştiğini belirterek, Interpol’ün bu yeni duruma ayak uydurabilmek için yeni bir örgütlenme modeli geliştirmeye çalıştığını söyledi. Bunun için yapılması gerekenin bütün ülkelerin üzerinde birleşebileceği uluslararası bir yasa olduğunu hatırlatan Caroline Goemans-Dorny, her ülkenin farklı bir internet kültürüne sahip olmasının bu durum zorlaştırdığını da vurguladı.
hürriyet

6/19/2011

atatürkün sert dille yazdığı sansürlenen 21 sayfalık mektubu ortaya çıktı

Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın yeni çıkan “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu” adlı kitabında Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmamış 21 sayfalık mektubun orijinali yer alıyor.


Habertürk'ün haberine göre, Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmayan mektubu bulundu! Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu’’ adlı kitabında bu şaşırtıcı gerçeğin detayları ve Atatürk’ün sert bir dille kaleme aldığı 16-17 Ağustos 1931 tarihli 21 sayfalık mektubun tam metni ilk kez yayınlandı. Oral, Atatürk’ün Yalova’dan yazdığı mektubun 80 yıl boyunca gizlendiğini, bazı bölümlerinin tahrif edildiğini söyledi:
sansürlenen 21 sayfalık mektubu ortaya çıktı
atatürkün sert dille yazdığı


“Mektubun sadece birkaç satırı Türk Tarih Kurumu’nca yayınlandı. O satırlar arasında Atatürk’ün ünlü, ‘Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir! Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Siz buna razı mısınız?’ cümlesi de yer alıyor. ‘Siz buna razı mısınız?’ cümlesi bile sansürlenip kesildikten sonra Atatürk’ün bu ünlü sözü Türk Tarih Kurumu’nun merkez binasında mermer levhalara kazındı.’’
ATATÜRK ÇOK KIZMIŞ

Oral kitabında mektupla ilgili şu bilgileri veriyor: “(...) Konu ders kitaplarının hazırlanması ile ilgili. Atatürk tarih yazımı için ‘Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’ni görevlendiriyor. Cemiyet, liselerde okutulacak tarih kitaplarının yazımına başlıyor. ‘İslam Tarihi’ ve ‘Türklerin İslam’daki Yeri’ ile ilgili bölümü ise Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri hazırlıyor. Atatürk, Arap milliyetçiliğini ön planda tutan bu bölümlere itiraz ediyor, bazı düzeltmelerin yapılmasını istiyor. Ancak düzeltmeler istediği gibi yapılmayınca adeta ateş püskürüyor.”

MEKTUPTA NELER YAZIYORDU?

“Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanlar (...) Bir hırka ve bir hurma hikâyesi artık bir insanlık erdemi olarak gösterilmek felsefesi esas tutularak tarih yazılmamalıdır. Bunun gibi Arap ordularının birçok esirlerinden bir köle sınıfı vücuda geldiği bahsedilirken bu kölelerin Türk çocukları olduğu dile getirilerek hangi taraf için ne anlamda bir övünme nedeni arandığını araştırılıp incelenmeden Türk tarihi içine konulmamalıdır. Şüphesiz Türkler çok kahraman evlatlar (...) ilim, sanat ve bilhassa askerlik ve başkumandanlık mevkilerini elde etmişlerdir ve sonuçta Arap imparatorluğu unvanını taşıyan bütün memleketlerde birinci derecede güç ve hâkimiyet sahibi olmuşlardır. En nihayet Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanları emir ve iradelerine boyun eğdirmişlerdir.’’

'NOTLARI DÜZELTİRKEN...'

“Teyfik Beyefendi! (Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu) Zakir Kadiri’nin ahmakçasına notlarını düzeltirken bu noktalara dikkat buyurunuz. Sonradan uydurma bir eser meydana getirerek ardından pişman olmaktansa hiçbir eser meydana getirememek beceriksizliğini itiraf etmek daha iyidir. İlim alanında şüpheli olmak, Mısır’ın Camii Ezher’i mezunlarına inanmaktan daha iyidir.’’

ÇÖPTEN ÇIKTI

Oral, mektubun bulunuş hikâyesini şöyle anlatıyor:

“Beyoğlu Hazzopulo Pasajı’nda düzenlenen kitap ve fotoğraf müzayedelerinin birinde Türk Tarih Kurumu eski Genel Sekreteri Uluğ İğdemir’e ait çeşitli belgeler satışa çıktı. Bu belgeler içinde Atatürk’ün el yazısı mektup sayfalarının yıllar önce çoğaltılmış eski kopyaları da vardı. Belgeleri satın aldım. Dokümanları müzayedeye getiren sahaf arkadaşım belgelerin çöpten çıktığını söyledi.’’

ZAKİR KADİRİ KİMDİR?

Aslen Türkistanlı olan Zakir Kadiri Ugan 1878 yılında dünyaya geldi. Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nde eğitim gördü. Ders kitapları için hazırladığı İslam tarihi ve Türklerin İslam’daki Yeri konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre yazınca Atatürk’ü çileden çıkardı.
mynet

6/17/2011

suudi kadın eylemcilere ukraynalı hemcinslerinden üstsüz destek geldi

Bugün ülkelerindeki yasağı delmek için direksiyon başına geçmeye hazırlanan Suudi kadınların eylemi öncesi dün 15 kadar FEMEN üyesi destek gösterisi yaptı. Üstsüz grup, başkent Kiev’deki Suudi Arabistan büyükelçiliğinin önünde “Kadınlara araba, erkeklere deve”, “Bana yol ver” yazılı pankartlar açtı. Otomobilin camına oturan bir eylemci de büyükelçilik binasına dönük olarak külotunda “Bana yol ver” yazılı mesajı gösterdi.



Dünyada kadınların direksiyon başına geçemediği tek ülke olan Suudi Arabistan’da bu durum 32 yaşındaki Manal el-Şerif’in geçen 26 Mayıs’ta araba kullandığı için gözaltına alınmasıyla küresel bir krize dönüştü. Araba kullanırken çektiği videosunu internette yayınlayan Manal, bir hafta cezaevinde kaldıktan sonra “bir daha araba kullanmayacağı ve gazetecilerle konuşmayacağı” şeklinde bir anlaşmaya imza atarak serbest kalmıştı. Suudi kadınlar bugün kitlesel bir gösteriye hazırlanırken ülke basınında erkeklere “direksiyona geçecek karılarınızı
dövün” şeklinde yayınlar yapılıyor.
hürriyet


6/16/2011

suudi arabistanlı kadınlar araba kullanma izni alabilmek için eylem yapacaklar

Kadınların otomobil kullanmasının yasak olduğu Suudi Arabistan, Cuma günü ilginç bir eyleme sahne olacak. İnternetteki sosyal paylaşım ağı Facebook üzerinden örgütlenen “Women2drive” kampanyasıyla Suudi kadınlar Cuma günü yasağı delerek direksiyon başına geçmeye çağrılıyor.

‘Her şey fetva yüzünden'

Kadınları yasağı delerek direksiyon başına geçmeye çağıran kampanyanın organizatörleri, Gulfnews gazetesinin haberine göre, Suudi Arabistan'da aslında kadınların otomobil kullanmasını yasaklayan bir yasa olmadığını, yasağın fetvadan kaynaklandığını savunuyor. Organizatörler; Kral, kadınlara otomobil kullanma izni tanıyan bir genelge çıkarana kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı.


Karşı kampanya

Ancak yine Facebook üzerinden örgütlenen bir de karşı kampanya bulunuyor. Bu kampanya ile, eyleme katılan kadınların cezalandırılması talep ediliyor. Daha geçtiğimiz hafta başkent Riyad'da altı kadın, izinsiz otomobil kullandıkları gerekçesiyle tutuklandı.

Geçtiğimiz ay, Manal el Şerif adlı bir kadın ‘kadınları otomobil kullanmaya kışkırtmak' suçlamasıyla tutuklanarak hakkında dava açılmıştı. 32 yaşındaki kadın, ülkenin doğusunda otomobil kullanırken çekilmiş görüntülerini Youtube'da yayınlamış, bunun üzerine El Şerif'e destek için 3 bin 300 kişi imza toplayarak Suudi Arabistan Kralı'na dilekçe vermişti. Kurulan Facebook sayfasında da şimdiye kadar 24 bin internet kullanıcısı El Şerif'e destek verdi.

Gulfnews gazetesinin haberine göre 1990 yılında Suudi Arabistan'da kadınların otomobil kullanmasına izin verilmesi için benzer bir girişimde bulunulmuş, başkent Riyad'da direksiyon başına geçen 47 kadın eylemci tutuklanmıştı.

© Deutsche Welle Türkçe

KNA, BK/AŞ

yoksulluk yüzünden kadınlar için dünyanın en tehlikeli ülkesi afganistan

Thomson-Reuters Vakfı'nın yaptırdığı araştırmada, yüksek düzeyde şiddet, sağlık hizmetlerinin çok yetersiz olması ve yoksulluk yüzünden Afganistan'ın kadınlar açısından en tehlikeli ülke olduğu kaydedildi.
Dünya sıralamasında Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Pakistan, kadınlar açısından tehlikeli ikinci ve üçüncü ülkeler.
Cenin öldürme ve seks ticareti olayları yüzünden de, Hindistan, kadınlar için en tehlikeli dördüncü ülke. Beşinci sıradaysa Somali yer alıyor.

BBC'nin Delhi muhabiri, Hindistan'ın kadınlar için dünyadaki en tehlikeli 5 ülke arasına alınmasının, ülkede hayretle karşılanacağını belirtiyor.


Pakistan ise, başlık parası yüzünden işlenen cinayetler, namus cinayetleri ile küçük yaşta yaptırılan evlilikler nedeniyle, en tehlikeli ülkeler arasına alındı.
'Gizli tehlikeler'

Dünya çapında kadın girişimcileri destekleyen Women Change Makers (Değişim Sağlayan Kadınlar) adlı grubun başkanı Antonella Notari, "Süregiden çarpışmalar, NATO'nun hava saldırıları ve gelenekler, Afganistan'ı, kadınlar için en tehlikeli ülke konumuna getirdi." dedi.


Notari, "Buna ek olarak, seslerini çıkarma girişiminde bulunan veya polislik, haber spikerliği gibi kamuoyunda öne çıkan ve kadınların yapabileceği işlere ilişkin geleneksel kalıpları kıran bazı rolleri üstlenmeye kalkışan kadınlar, genellikle ya caydırılıyor ya da öldürülüyor." dedi.

Kadınların yaşadıkları tehlikelere ilişkin araştırma sırasında 5 kıtadan 213 uzmana, genel anlamda tehlike kavramıyla, sağlık hizmetlerine erişim, şiddet, kültürel dışlanma ve insan ticareti konularını nasıl değerlendirdikleri soruldu.

Thomson-Reuters Vakfı'nın başkanı Monique Villa, "Bu araştırmada da görülüyor ki, eğitim ve sağlık hizmeti yoksunluğu gibi 'gizli tehlikeler', en az, tecavüz ve cinayet gibi, daha çok manşet olan fiziksel tehlikeler kadar, hatta daha fazla ölümcül sonuçlar doğuruyor." dedi.
bbc türkçe

6/14/2011

türkiyede 32'si gözaltına alınan anonymous üyelerinden 8 tanesi çocuk yaşta

Türkiye'de "Anonymous" adlı bilgisayar korsanları grubunun üyesi olduğu öne sürülen 32 hacker'ın gözaltına alındığı açıklandı.


12 kentte yapılan operasyonlarda gözaltına alınan kişilerden sekizinin çocuk yaşta olduğu belirtildi.


Grup iki ay sonra yürürlüğe girmesi planlanan, internet kullanıcıları için zorunlu filtreleme uygulamasını protesto için eylem yapma tehdidinde bulunmuştu.

Grup üyeleri Telekom İletişim Başkanlığı'nın internet sitesinin hackerler tarafından hedef alınmasından sonra gözaltına alındı.

İspanya'da da grubun üç üyesi bazı internet sitelerine düzenlenen saldırılar ardından gözaltına alınmıştı.
Filtrelemeye protesto

22 Ağustos'ta başlanacak uygulamayla internet kullanıcılarından, dört filtreleme paketinden birini seçmeleri istenecek.

Uygulamayı protesto için İstanbul'da geçen ay "İnternetime Dokunma" sloganıyla binlerce kişinin katıldığı bir eylem yapılmıştı.

Hükümet bu uygulamanın çocukları "internetten gelebilecek tehlikelerden koruyacağını" söylüyor.

Fakat uygulamayı eleştiren Anonymous gibi gruplar hükümetin amacının interneti denetim altına almak ve muhalif sesleri bastırmak olduğunu savunuyor.

Anonymous 10 Haziran'da Türkiye'deki protestolara destek vermek amacıyla bazı resmi siteleri, aşırı veri yüklemesiyle çökertti.
bbc türkçe

6/10/2011

uluslararası hacker grubu anonymous internette filtre uygulamasına ilk tepkisini verdi

ULUSLARARASI hacker grubu Anonymous 22 Ağustos’ta devreye girecek olan internette filtre uygulamasına tepki olarak Türkiye’deki resmi kurumların internet sitelerine saldırdı. Grup ilk hedef olarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nı (TİB) seçti. Anonymous dün saat 18.00’de TİB’in sitesine saldırıp kilitlerken, Türk hacker grubu Ayyıldız Tim’in yaptığı karşı saldırı ve önlemler yetersiz kaldı.

Kendilerini uluslararası siber-aktivistler grubu olarak tanıtan Anonymous’un Türkiye’de yürürlüğe girecek filtre uygulamasını protesto etmek amacıyla duyurduğu siber saldırı, TİB’e düzenlendi. TİB’in güvenliği üst seviyeye çıkarması ve yedek sunucular da dahil 8 ayrı önlem alması da saldırıyı engellemek için yeterli olmadı.
TİB yetkilileri 16.45’ten itibaren saldırıya karşı önlem almak amacıyla çalışma başlattı. Bu nedenle sitede geçici bir yavaşlama oldu. 17.58’de ise siteyle kısa süreli olarak bağlantı kurulamadı. 18.00’den itibaren de siber saldırı nedeniyle yaklaşık yarım saat siteye erişim sağlanamadı.

Meteoroloji ve SGK’ya saldırı

Anonymous, TİB’in yanı sıra Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sitesine de kısa süreli saldırı düzenledi. TİB’in resmi internet sitesi “www.tib.gov.tr” ile kurum bünyesindeki İnternet Bilgi İhbar Merkezi’nin “www.ihbar.org.tr”, “www.guvenliweb.org.tr”, “www.guvenlicocuk.org.tr” isimli web sayfalarına “DDoS” adı verilen (internet sitelerine tıklanarak çalışmaz hale getirilmesi, web sitesini veya DNS sunucularının kullanılmaz hale getirilmesi) saldırılar gerçekleştirildi. Siteye girmek isteyenler önce “www.tib.gov.tr web sitesi şu anda bakımdadır. Lütfen daha sonra yeniden deneyiniz” mesajıyla karşılaştı. Daha sonra ise “Lütfen bekleyiniz. www.tib.gov.tr yükleniyor” diye bir mesaj görüntülendi.

Farklı adrese yönlendirdi

Saldırılara karşı önlem almaya çalışan TİB yetkilileri tam bu anda ilginç bir adım attılar ve siteye ulaşmak isteyenleri “http://tib.gov.tr/index2.html” adresine yönlendirdi.

YSK’ya saldırı yapmayız

ANONYMOUS adlı grubun, 12 Haziran’da Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sistemini hedef alarak siber saldırı düzenleyeceği ve seçim sonuçlarını şaibeli hale getireceği de ileri sürüldü. Ancak Anonymous bu iddiayı bir açıklamayla yalanladı ve bunun bir komplo teorisi olduğunu belirterek “Anonymous Türkiye’nin demokratik seçimlerini bozmak gibi bir hedefe sahip olmadığından, pazar günü YSK sunucularına da saldırmayacaktır. Bu gibi oyunlara ve asılsız komplo teorilerine kanmayınız” dedi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan teknoloji uzmanı, “Bu saldırıya sembolik denebilir. 15-20 dakika kadar sürdü. Anonymous’un yöntemi budur. Kalıcı zararlar vermek istemez. Bu tip ağların uzun süre devre dışı kalmasının kamunun da zararı olduğu görüşündedir. Saldırı sembolik ve hafif bir güç gösterisi oldu.” dedi.

IP adresleri ele geçti

TÜRK hacker grubu Ayyıldız Tim, dün karşı saldırılarla Anonymous’un Mirc gruplarını kapattırıp, siber saldırıya katılacakları iddia edilen 115 bilgisayarın IP adresini ele geçirdiğini öne sürdü. İnternet sitelerinde 4’ü yönetici olmak üzere 115 IP adresini yayınlayan hacker’lar, bu bilgileri bilişim güvenliği ve istihbarat birimleriyle de paylaştıklarını açıkladı.
hürriyet

6/06/2011

bu hapishanede yüzme havuzu bikinili kızlar barbekü vs. var ama tek bir şey yasak

Venezuela'nın Margarita Adasında bulunan San Antonio Hapishanesi bildiğiniz hapishanelerden çok farklı...


Aslında hapishanenin dıştan görünümü sıradan bir hapishane gibi. Dev kapılar, çok sıkı güvenlik, onlarca görevli...


Ancak içeride ayrı bir dünya var.


New York Times'ın haberine göre, çoğu uyuşturucu kaçakçısı 2 bin civarında mahkumun kaldığı hapishanede neredeyse yok yok...

Hapishanenin 4 yüzme havuzu var. Dört havuzun çevresi, bikinili kızlarla dolu.

Etrafta kimileri mangal yapıyor. Kimisi sevgilisi ile bir odaya kapanmış. Bir kısmı da alenen uyuşturucu kullanıyor. Bu hapishanede müzik, dans, eğlence her şey serbest. Partiler sabahlara kadar sürüyor.

Mahkumların eşleri ve çocukları da içeriye rahatça girip çıkabiliyor.

Hal böyle olunca mahkumlar da hayatlarından oldukça memnun... Bir mahkum "burası dünyanın en güzel hapishanesi diyerek" duygularını özetliyor.

Bu hapishanede yasak olan tek şey ise "kaçmak".

Ancak, her şeye ulaşabilen bir mahkum neden kaçsın ki zaten?
trt türk

5/17/2011

500 dolar ceza yasağına rağmen dev yayın balığını çıplak elle yakalıyorlar

ABD'nin Texas eyaletinde balıkçıların elleriyle yaklaşık 70 kiloluk yayın balıklarını yakalamaları ilginç görüntüler oluşturuyor.
Eyalette yayın balığı avlamanın yasak olduğu ve avlayan balıkçılardan 500 dolar ceza alınmasına rağmen balıkçılar bu yasağı çiğnemeye devam ediyorlar.

Gölün sığ kısmında ellerini suyun dibine uzatan balıkçılar kısa bir süre bekledikten sonra boyu bir metreden fazla olan yayın balıklarını yakalamayı başarıyorlar. 70-80 kiloluk devasa yayın balıklarını elleriyle yakalayan balıkçılar bu anları da kameralarıyla görüntüleyip ölümsüzleştiriyorlar.

3/26/2011

basımı yapılmamış kitabı yayınlamak için domain satın aldılar

Ahmet Şık’ın yazdığı İmamın Ordusu isimli basılmamış kitabın kopyalarının mahkeme kararıyla silinmesine karar verilirken, önceki gün uluslararası internet alan adı (domain) satışı yapan firmadan kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce www.imaminordusu.com isimli internet sitesi satın alındı.

Aynı saatlerde aynı adla Twitter hesabı açıldı. “Türkiye’de yer yerinden oynayacak”, “Kitabı yayımlamamıza çok az zaman kaldı”, “11 Nisan 2011’i bekleyin” yazılarının bulunduğu Twitter hesabının yanı sıra internet sitesine de “Gazeteci Ahmet Şık’ın yazdığı ancak henüz basılmayan emniyet içindeki cemaat ilişkilerini konu alan İmam’ın Ordusu adlı kitabın her yerde aranan taslağına ulaştık ve çok yakında sayfamızda yayınlayacağız” diye yazıldı. Kitabın Facebook hayran sayfası da açıldı. Hesap sahipleri, “Hazırlıyoruz, biraz daha sabır, yurt dışındayız, kopyamız güvende 11.04.2011’i bekleyin!” diye yazdı.

Tescil eden: Cemaat Adres: Pennsylvania

ABD’deki godaddy sitesinden satın alınan www.imaminordusu.com sitesinin bilgi sorgulamasında tescil eden bölümünde “cemaat”, yönetici iletişimi bölümünde “Fethullah Gülen”, adres olarak Gülen’in yaşadığı ABD’nin Pennsylvania Eyaleti yer alıyor. IP’den kiralanan sunucunun Washington’da olduğu anlaşılıyor.
hürriyet gündem

12/06/2010

dünyanın çeşitli yerlerindeki ilginç yasaklar


Singapur, 500 milyar dolarlık dış ticaret hacmi, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olması ve gökdelenlerinin yanı sıra sıradışı yasaklarıyla da dikkat çekiyor.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, ülkede başta sakız çiğnemek, sifonu çekmemek gibi davranışlar 10 doları geçen para cezası ile cezalandırılıyor.

Kaldırımlar, binalar, otobüsler ve metroyu kirlettiği gerekçesiyle sakızın her türlü üretim, ithalatı ve satışı 1992 yılında yasaklanan Singapur'da, metroda sakız çiğneyen bir kişinin tutuklanma ihtimali de bulunuyor.