Dünya

Dünya
ilginç hikaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilginç hikaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/02/2011

mitolojik kent olduğu düşünülen truva kenti nasıl ve kim tarafından bulundu

Yunan mitolojisinde, Truva'lı Paris'in Sparta Kralı Menelaus (Menelaos)'un karısı Helen'i kaçırması sonucunda Yunanlıların (Akaların) Anadolu'daki Truva kentine saldırmasını konu alan savaştır. Savaş, Yunan mitolojisi ve edebiyatında çok önemli bir yere sahiptir ve detayları Anadolu'lu ozan Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı destanlarında anlatılmaktadır. İlyada, on yıl süren savaşın son bir aylık dönemini en ince ayrıntılarına kadar anlatırken Odysseia, Yunanlı komutanlardan Odysseus'un Truva'nın düşüşünden sonra vatanı İthaka'ya yaptığı yolculuğunu dile getirir.
Zeus, düzenlediği bir toplantıya tanrıçalardan Eris'i davet etmez. Bunun üzerine Eris, toplantıya altın bir elma göndererek, bunun "en güzel tanrıçaya" verilmesini ister. Athena, Hera ve Afrodit altın elmanın kime verilmesi gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşünce Zeus, tanrıçaları Paris'e gönderir ve en güzel tanrıçayı Paris'in seçmesini ister. Paris altın elmayı Afrodit'e verir. Karşılığında Afrodit, "tüm kadınların en güzeli" olan Helen'i, Paris'e aşık eder. Paris, Sparta'yı ziyaretinde Helen'e aşık olur ve iki aşık birlikte Truva'ya dönerler. Kendilerine hakaret edildiğine inanan Yunanlılar, Menelaus ve kardeşi Miken Kralı Agamemnon önderliğinde Aka ordusunu toplar ve Truva'ya bir sefer düzenler. Helen'in iade edilmesi ve kendilerine tazminat ödenmesi tekliflerine olumlu yanıt vermeyen Truvalılar ile uzun ve zorlu bir savaşa girerler.
Truva'nın mitolojik bir kent olduğu düşünülürken, 1870 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından başlatılan ve ikinci dünya savaşından önce Amerikan arkeolog Blegen tarafından gerçekleştirilen kazıların sonucu olarak, Çanakkale Boğazı'nın güney sahillerinde, Küçük Asya'nın kuzey batısındaki Troas bölgesinde bir sırtın üstünde bugünkü Çanakkale'nin birkaç kilometre güney batısındaki Hisarlık tepesinde dokuz kere yıkılıp yeniden kurulmuş çok eski bir şehir bulundu. Truva, deniz baskınlarından korunacak kadar içeride olmasına karşın Helespontos (Çanakkale)ile Karadeniz’i bağlayan ticaret yoluna hakim olacak kadar denize yakın bulunuyordu. Her yıkılışında yeniden yapılmış bu önemli ticaret şehrinde dokuz tabaka meydana çıkarıldı. Bunlardan MÖ 15-12. yüzyıla ait olan 6. tabaka, Homeros’un anlattığı Truva'dır. Homeros’un Truva Savaşı'nda bahsettiği kentin Yunanlılar tarafından tahrip ediliş tarihi olarak ilk çağda MÖ 1184 yılı kabul edilir.

6/27/2011

hakkariye tayini çıkan bilgisayar eğitmeninin kurduğu okey sitesinin cazibe merkezi olması

Bilgisayar eğitmeni İhsan Karagülle’nin tayini Hakkari’ye çıktığında ilk işi, yeni göreceği bu kent ile ilgili internetten araştırma yapmak oldu.
Ne de olsa bilgisayar ve sanal ortam onun oyun alanıydı ve bu güne değin yazdığı elliden fazla kitap rüştünün ispatıydı.
Ancak beklediği gibi olmadı ve popüler arama motorlarının Hakkari ile ilgili veri tabanı, "teröre", çatışmaya ve trajedilere işaret ediyordu bir tek.

Ne tarih, ne kültür ne de doğal güzelliklere dair tek maddeye rastlayamadı.

Gördükleri karşısında gitmemeyi düşündüyse de idealleri daha ikna ediciydi. Yola çıktı.

Kente ayak bastığında sanal ortamın, bakir güzelliğiyle nefes kesen Hakkari’ye haksızlık ettiğini anladı.

İlk iş olarak bir alan adı satın alıp hakkarim.net adlı internet sitesini kurdu.

Sonradan bir fenomene döneceğini bilemeden.

Mütevazı ve kenti tanıtmayı amaçlayan sitesi kayda değer bir izleyici kitlesine sahip olmasa da arama motorlarında farklı bir renk olmuştu.

Sonra 101’i keşfetti. Masal da o andan itibaren başladı.
Sosyal ağa dönüştü

İhsan Karagülle’nin de hakkarim.net’in de kaderi kısa sürede değişti.

Masa oyunlarının vazgeçilmezi olan okeyin farklı ve daha iyi bir versiyonu olan 101, doğu illerinde en popüler oyunların başında gelir.

Yirmi bir taşın dağıtıldığı dört oyuncunun, toplamda 101 sayıya ulaşarak ellerini açması mantığına dayanan oyun, tüm kahvehanelerin müşteri kaynağıydı.

Sigara dumanı altında ve geç saatlere kadar oynanan oyun, sorumlulukları unutturacak kadar cazip olabiliyordu.

Bu nedenle müptelalarının ısrarına dayanamayarak, oyunu, yeni kurduğu sitesine taşımaya karar verdi.

Uzun ve zahmetli bir çalışmanın ardından 101 oyunu, sanal ortama taşındı.

O güne kadar ziyaretçi açısından kısır bir ortalamaya sahip hakkarim.net sitesi, bir anda cazibe merkezi oldu.

Kahvehaneler büyük oranda müşteri kaybederken, evlerin vazgeçilmez "beyaz eşyası" da bilgisayar oldu.

Beş yıl önce kurulan site, şimdilerde 1,5 milyonu aşkın üyeye sahip, dev bir portal.

Günlük altı yüz bine yakın ziyaretçisi ve Almanya’dan kiralanan dört ayrı sunucudan yayın yapan hakkarim.net, sanal ortamdaki fırsat eşitliğinin önemli bir örneği.
Uykusuz geceler

Siteye kayıt yaptırdığınızda bin beş yüz puanla başlıyorsunuz.

Oyun kazandıkça puanınız artıyor kaybederseniz eksiliyor.

"Nick name" yada namıdiğer kod isim ile girilen oyunlarda puanın yüksekliği prestij nedeni.

Kahvehanelerden kopup bilgisayarın başına geçen müdavimler için uykusuz geceler de başlamış haliyle.

Puanlama sistemi cazibeyi arttıran bir faktör, ancak sosyal iletişim de çok önemli.

Site üzerinden tanışmalar dostluklara, şehir ziyaretlerine, evlenmelere hatta kavgalara ve cinayete bile yol açmış.

Sitenin tahmin edilemeyecek kadar büyümesi sonucu, görevinden istifa edip doğum yeri olan Erzurum’a taşınan İhsan Karagülle’nin şimdilerde tek meşgalesi hakkarim.net.

Sitede gerçek hayatta yan yana gelmeyi akıllarından bile geçirmeyen birçok karşıt görüşlü insanın, kimlik ve görüşlerinden önce insan olduklarını fark ederek dostluklar kurduğunu ve moda tabirle "açılımın sanal ayağının" 2005’ten beri icra edildiğini belirtiyor Karagülle.

Hakkarim.net ile fenomene dönüşen 101 oyununu, belki de gereğinden fazla ciddiye alanlar da var.

Öyle ki bunu yaşam biçimi haline getirip kendi isminden çok nick name’iyle tanınanların sayısı hiç de az değil.
'Yuva yıkan oyun'

Kimse 'admin'in sözünden çıkamaz. 100 kişilik tebanız olduğunu düşünün. İstediğin kişiyi o köyden atabiliyorsun, istediğin kişiyi 'op' yapıp daha çok yetkilendirebiliyorsun.

İsmail Kılıç, İnternette okey oynanan bir sitede yönetici

Oyunun tüm cazibesine karşın olumsuz taraflarının da çok olduğunu belirten Nurettin Demir, pek çok insanın site nedeniyle tanışıp kaynaştığını, dostlukların yanı sıra düşmanlıkların da kurulduğunu belirtiyor.

Sanal ortamdaki tartışmaların kavgaya dönüşmesi nedeniyle, gerçek dünyaya taşınan husumetlerin can aldığını da ifade ediyor.

Batman’da oyunda tartıştıkları başka bir oyuncu için kalkıp Van’a giden ve bir daha kendisinden haber alınamayan site müdavimini anlatarak, pek çok kavganın yaşandığını, yine Mardin’de iki kişinin tartıştıktan sonra buluşarak birbirlerine silah sıktıklarını belirtiyor ve pek çok yuvanın yıkıldığını ifade ediyor.

Zeyni Elbir’e göre gerçek dünyada rüştünü ispat edememiş kişilerin yaşama alanı olmuş hakkarim.net.

Herkes bir nick name’in ardında ve insanlar rahatlıkla yalan atabiliyorlar.

Evinden kaçan kızlar, eşini terk eden kocalar ve sitede salon kiralamak için varını yoğunu kaybeden insanlar gibi pek çok trajedi ve olumsuzluğun olduğunu belirtiyor.

Çiftçilik yapan İsmail Kılıç ise sitede salon kiralayıp admin olmayı köy ağalığına benzetiyor.

"Kimse admin'in sözünden çıkamaz. 100 kişilik tebanız olduğunu düşünün, istediğin kişiyi o köyden atabiliyorsun, istediğin kişiyi op yapıp daha çok yetkilendirebiliyorsun" diyor Kılıç.

Murat Sezer, salon sahibi. Kendisi şoförlük yapıyor.

Ancak çok eğlendiği için salon kiraladığını ve buradan tanıştığı arkadaşlarıyla buluşup çevresini genişlettiğini belirtiyor.
Masal devam ediyor

Sitede salon kiralayanların ve çeşitli ayrıcalıkların sunulduğu gold üyelerden kazanılan gelirle Karagülle, Erzurum’da vergi rekortmenlerinin başında geliyor.

Ellisi üst yönetim olmak üzere on bini aşkın yönetici kadroyu bünyesinde barındıran hakkarim.net’in Erzurum’da silikon vadisindekileri kıskandıracak bir ofisi bulunuyor.

Türkiye’de oyun portallarının başında gelen hakkarim.net uluslararası şirketlerin de dikkatini çekmiş durumda.

Yakın bir zamanda Türkiye’nin masa oyunları dünyasına kazandırdığı 101 oyununun, uluslararası bir sıfata bürünmesi de olası.

Artık bir fenomene dönüşen hakkarim.net’in masalsı varoluşu, büyüyerek devam ediyor seveniyle sevmeyeniyle.

1001 Gece olmasa bile 101 Gece masalı, nereye kadar sürer bilinmez.

Ancak daha uzun süre elmaların düşmeyeceği muhakkak.

Kadir Konuksever

Diyarbakır

21 yaşında 21 kişiyi öldüren kanun kaçağı Billy the Kid'in resmi rekor fiyata satıldı

Colorado eyaletinin Denver kentindeki müzayede salonu, Billy the Kid'e ait olduğu kesinleşmiş tek portre olarak bilinen fotoğrafı satışa çıkarmıştı.
Fotoğrafçılığın emekleme yıllarında metal levhalar kullanılarak çekilen portrenin tarihinin 1879 ya da 1880 yılı olduğu düşünülüyor.
Billy the Kid'in New Mexico eyaletinin Fort Sumner kasabasında çektirdiği fotoğraf, açılış fiyatının altı mislini ödeyen özel koleksiyoncu William Koch tarafından satın alındı.

Billy the Kid, çektirdiği fotoğrafı arkadaşı Dan Dendrick'e vermiş, ve fotoğraf bugüne değin Dendrick ailesinde kalmıştı.

Müzayede salonunun sözcüsü Melissa McCracken, ''Amerikan Vahşi Batısı'nın klasik bir imgesi'' diye nitelediği fotoğrafın, meşhur Billy the Kid'e ait tek fotoğraf olması nedeniyle büyük ilgi gördüğünü söyledi.

New York'ta doğan Billy the Kid, babasının ölümünden sonra annesi ve kardeşleriyle Colorado'ya taşınmış, ve burada soygun ve yasadışı faaliyetlerle dolu bir hayatın içine atılmıştı.

Amerika'nın güney eyaletlerinde ve Meksika'nın kuzeyinde köşe bucak aranan Billy the Kid'in 21, kimi kaynaklara göre ise 27 kişiyi öldürdüğü sanılıyor.

En nihayet yakalanıp mahkemeye çıkarılan Billy the Kid, 1878 yılında öldürdüğü bir şerif nedeniyle asılarak ölüme mahkum edilmiş, fakat cezaevinden kaçmayı başarmıştı.

Bunun ardından Şerif Patrick Floyd Garret, hummalı bir aramadan sonra köşeye kıstırdığı Billy the Kid'i 1881 yılında öldürdü.

6/22/2011

evli kadınla ilişkiye girdi diye annesini köy meydanında çıplak olarak teşhir ettiler

Saldırganlardan birinin, kadının oğlunu kendi karısıyla ilişki içinde olmakla suçladığı öne sürülüyor.


BBC muhabiri Alim Makbul, ülkenin kuzeyinde yaşanan olayın ayrıntılarını öğrenmek üzere bölgeye gitti.

"Herkesin beni çıplak gördüğü bir köye nasıl geri dönebilirim ki? Şimdi yüzümü bacılarımın ve erkek kardeşlerimin önünde açtığımda bile utanıyorum."


Şahnaz Bibi
''O gün sorunun ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu'' diyor Şahnaz Bibi.

Neelor Baba köyünde evdeymiş olay günü. Eşi ise Lahore kentinde şoförlük yapıyor.

Aniden birilerinin evin kapısını tekmelediklerini duymuş, bağırtıları da... 11 yaşındaki oğluna kendisinin nerede olduğunu sormuşlar, o da söylemiş.

Silahlı dört kişi sonra odasını basmışlar. Şahnaz Bibi, odasını basanların bir ailenin mensubu olarak tanıdığını, komşuları olarak bildiğini söylüyor.

''Ne olup bittiğini anlamaya çalışırken ellerimi bağladılar, yere itip, hakaret ediyorlardı. Sonra sürükleyerek açık alana çıkardılar, üzerimdeki kıyafetleri parçalayarak çıkardılar. Bir saat boyunca beni ite kaka çırılçıplak köy meydanında dolaştırdılar. Ağladım, yalvardım, ama kulak asmadılar, dövmeye devam ettiler'' diye de devam ediyor Bibi.

Bir süre sonra köyün tamamı izlemeye başlamış olup bitenleri. Erkekler, kadınlar çocuklar hepsi orada, ama hiçbiri yardım etmemiş. ''Hatta üstümü örtmeye bile çalışmadılar'' diye yakınıyor kadın.

Saldırganlardan biri elindeki silahla yaklaşmasınlar diye çevredekileri öldürmekle tehdit ediyormuş. Kimse de yaklaşmamış zaten.
Oğuldan intikam için annesini aşağılamak...

Bir yandan hakaret edip bir yandan da kendisini teşhir ederken, saldırganların, kadına oğlunun ailenin bir kızıyla ilişkisi olduğunu söylediklerini de aktarıyor Bibi, ama ekliyor da: ''Hiçbir fikrim yoktu.''

Şahnaz Bibi'nin bildiği tek şey ise, saldırıdan önce köyde bir kadının boşanmakta olduğu. Ama oğlunun bu boşanmayla ilgisi olduğu iddialarından da hiç haberi yokmuş.

''Eğer bir dertleri var idiyse önce bizimle konuşmalı ya da oğlumun yanlış bir şey yaptığını düşünüyor idiyseler polise gitmeliydiler, ama onlar beni aşağılamak istedi'' diyor Bibi.

Neden böyle bir belaya maruz kaldığını sormuş durmuş kendine. Zaman zaman hıçkırıklara boğuluyor anlatırken başından geçeni. Saldırganlar, kendisini bıraktıktan sonra hemen evine koşup üzerine birşeyler giyindikten sonra küçük oğluna sarılıp, köyün dışındaki ormanlık alana kaçmışlar. ''Yaşadığımız utançtan sonra köye dönemezdik'' diyor. Bir araç çevirmişler, hiç paraları yokmuş, şoförü yalvar yakar kendilerini oradan götürmeye ikna edebilmişler.

Sonra kasabaya geri dönmüşler, polise ihbarda bulunmak için. ''Hiç kimse polise anlatmamış olayı. Bizim şikayetimizden sonra, sağolsunlar, olaya el koydular, şimdi bu saldırganların bazıları cezaevinde, ama bazıları da firarda. Ama korkuyorum, akrabalarının ihbar ettiğim için beni öldürmelerinden endişeliyim'' diyor.

Pakistan'da başka aile bireylerinin işlediği öne sürülen suçlar için kadınların cezalandırılması yaygın bir uygulama. Kan davalarının kadınların kezzapla yakılması, tecavüz edilmesi ve hatta öldürülmesiyle çözüldüğüne ilişkin haberlere sıkça rastlanıyor.

Pakistan'da ceza yasası, kadınların zorla soyularak teşhir edilmesini suç olarak tanımlamış: Cezası ölüm ya da müebbet hapis.

Şahnaz Bibi, ''Onların cezalandırılmasını istiyorum, ama bana bir faydası yok. Bu olaydan önce yoksul ama saygı gören bir kişiydim. Ama böyle bir olayın ardından benim hayatım bitti'' diyor ve şöyle devam ediyor:

''Herkesin beni çıplak gördüğü bir köye nasıl geri dönebilirim ki? Şimdi yüzümü bacılarımın ve erkek kardeşlerimin önünde açtığımda bile utanıyorum.''
bbc türkçe

6/21/2011

barışı simgelemesi için pembeye boyanan efsane tank yeniden görücüye çıktı

Gerçek rengi ile pembe arasında birkaç defa boya işleminden geçen efsane tank, uzun süredir beklediği askeri müzeden çıktı.

Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı'nda Prag'ı Nazi işgalinden kurtardı. Ardından da bu kurtarma operasyonu sırasında kullanılan tanklardan biri o zamanki adıyla Çekoslovakya'ya hediye edildi.

9 Mayıs 1945'te Prag'a giden tank, Nazi işgalinin bitişinin simgesi olarak yıllarca kentte sergilendi.

1990'a gelindiğinde Demir Perde'nin yıkılma sürecinde ressam David Cerny, tankı barışı simgelesin diye pembeye boyadı. Ancak bu hareketi ciddiyetsiz bulunan devlet, tankı eski rengine boyarken Cerny'i de tutukladı.


O dönemin 15 milletvekilinin sanatçıyı savunması üzerine David Cerny serbest bırakıldı, tank da yeniden pembeye boyandı. Ancak söz konusu tank kent merkezinden askeri müzeye kaldırılır.

20 yıl sonra artık ne Sovyetler Birliği'nin ne de Çekoslovakya'nın olduğu günümüzde, tank artık Çek Cumhuriyeti'nin başkenti olan Prag'da, müzedeki uykusundan uyandırıldı ve Vlatava nehrinin serin sularına bırakıldı.

Söz konusu tank, pembe rengiyle yine barışın simgesi olarak, bir süreliğine o eski günleri hatırlatırcasına nehirdeki bir dubanın üzerine yerleştirilmiş halde..
trt türk

3/26/2011

basımı yapılmamış kitabı yayınlamak için domain satın aldılar

Ahmet Şık’ın yazdığı İmamın Ordusu isimli basılmamış kitabın kopyalarının mahkeme kararıyla silinmesine karar verilirken, önceki gün uluslararası internet alan adı (domain) satışı yapan firmadan kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce www.imaminordusu.com isimli internet sitesi satın alındı.

Aynı saatlerde aynı adla Twitter hesabı açıldı. “Türkiye’de yer yerinden oynayacak”, “Kitabı yayımlamamıza çok az zaman kaldı”, “11 Nisan 2011’i bekleyin” yazılarının bulunduğu Twitter hesabının yanı sıra internet sitesine de “Gazeteci Ahmet Şık’ın yazdığı ancak henüz basılmayan emniyet içindeki cemaat ilişkilerini konu alan İmam’ın Ordusu adlı kitabın her yerde aranan taslağına ulaştık ve çok yakında sayfamızda yayınlayacağız” diye yazıldı. Kitabın Facebook hayran sayfası da açıldı. Hesap sahipleri, “Hazırlıyoruz, biraz daha sabır, yurt dışındayız, kopyamız güvende 11.04.2011’i bekleyin!” diye yazdı.

Tescil eden: Cemaat Adres: Pennsylvania

ABD’deki godaddy sitesinden satın alınan www.imaminordusu.com sitesinin bilgi sorgulamasında tescil eden bölümünde “cemaat”, yönetici iletişimi bölümünde “Fethullah Gülen”, adres olarak Gülen’in yaşadığı ABD’nin Pennsylvania Eyaleti yer alıyor. IP’den kiralanan sunucunun Washington’da olduğu anlaşılıyor.
hürriyet gündem