Dünya

Dünya
ilginç çözüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilginç çözüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/18/2011

ferrari almaya parası yetmeyince kendi ferrari'sini kendisi yaptı

Adana'da bir otomobil tutkunu 30 bin lira değerindeki Hyundai marka LPG'li aracını 20 bin lira harcayarak Ferrari'ye benzetti.

Adana’da da bir otomobil tutkunu, modifiyede sınırın olmadığını gözler önüne serdi. İkinci el otomobil alım satım işi yapan İsmail Demir, 30 bin liraya satın aldığı 2004 model Hyundai FX Coupe model otomobilini, tutkunu olduğu Ferrari’ye benzetmeyi başardı.
Demir, küçük yaşlardan itibaren Ferrari marka otomobillere büyük hayranlığı bulunduğunu, ileride hep böyle bir araca sahip olmanın hayalini yaşadığını anlattı.

Buna karşın Ferrari’yi alacak ekonomik güce bir türlü kavuşamadığını ifade eden Demir, "Mevcut araçlarımı modifiye ettirip, farklı görünüme kavuşturuyordum. Sonra sahip olduğum LPG’li Hyundai otomobili tamamen değiştirip, Ferrari görünümüne kavuşturmak için araştırma yapmaya başladım" dedi.

MODİFİYE 1.5 AYDA TAMAMLANMIŞ
Demir, modifiye işlemi yapan bir arkadaşıyla görüşerek, bu isteğinin gerçekleşip gerçekleşemeyeceği üzerinde fikir alışverişi yaptığını, daha sonra da bu hayalini uygulamaya geçirdiklerini söyledi.

Ferrari görünümündeki Hyundai aracının modifiyesinin yaklaşık 1,5 ayda tamamlandığını anlatan Demir, şöyle devam etti: "Ferrari bugün her sürücünün gönlünde yatan bir otomobildir. Ancak maddi değeri çok yüksek olduğu için alamadım. Ferrari’nin vergisine bile gücümüz yetmez.

Ama modifiye ile Ferrari’ye benzettiğim araca sadece 159 lira vergi ödüyorum. Hyundai marka otomobilimi 30 bin liraya almıştım. Bunun üzerine 20 bin lira harcama yaptım.

Modifiye firmasının sahibi arkadaşım ve bir kaportacının çabaları sonucu gerçeği 800 bin lira değerinde olan Ferrari’nin görünümüne sahip bir aracım oldu. Otomobili görenler gözlerine inanamıyor. Herkes dikkatle aracı inceliyor."

7/13/2011

bir bilim adamı sivrisineklere karşı çorap kokulu çok güçlü bir kapan üretti

Tanzanyalı bir bilim adamı hastalık taşıyan sivrisineklere karşı güçlü bir silah üretti.

Dr. Fredos Okumu tarafından gerçekleştirilen kapan sivrisinekleri çekmek için keskin çorap kokusunu kullanıyor.

Okumu, sentetik olarak üretilen bu kokunun, insanlar tarafından salgılanan normal kokudan dört kat daha fazla sinek çektiğini tespit etmiş.

Kapan yakaladığı sivrisinekleri zehirleyerek öldürüyor.
Okumu, kapanların, cibinlik ve sivrisinekle mücadelede başvurulan alışıldık yöntemlerle birlikte kullanılabileceğini söylüyor.

Koku yayan kapanların evlerin dışına kurulması ve sinekleri evin içine girmeden öldürmesi öngörülüyor.

Fredos Okumu'ya, kapanları geliştirmesi için 700 bin doların üstünde fon sağlandı.

AP haber ajansına açıklamalarda bulunan Okumu, ayak kokusunun sivrisinekleri çektiğinin, ilk olarak Hollandalı bilim adamı Bart Knols tarafından keşfedildiğini anlattı.

Karanlık bir odada çıplak duran Knols, sivrisineklerin vücudunun hangi bölgelerini ısırdığını incelemiş.

Okumu, araştırmacıların yaklaşık 15 sene boyunca bu bilgiyi nasıl kullanabilecekleri üzerine çalıştıklarını söyledi.

Kendisi de defalarca sıtma hastalığına yakalanan Okumu, "Sıtmanın küresel olarak yok edilmesi için yeni teknolojiler şart" diyor.

AP haber ajansı, iç mekanlarda kullanılan cibinlik ve sivrisinek ilaçlarının, sıtmayla mücadelede önemli adımlar kaydettiğini; ancak dış mekanlardaki sivrisineklerle mücadelede başarılı bir yöntem bulunamamış olduğunu da aktarıyor.

amerikanın yeni korkusu teröristler vücut bombaları ile saldırı yapmaya yoğunlaşıyorlar

Amerikan Temsilciler Meclisi İç Güvenlik Komisyonu Başkanı Peter King'e göre bu bir oyun değil, panik yaratılmaya çalışılmıyor. King, "vücut bombaları" ile saldırı tehlikesinin ciddi boyutlarda olduğunu söylüyor.

Güvenlik birimlerine göre terör zanlıları son bir kaç aydır, vücuda yerleştirilen bombalarla saldırma planları üzerinde yoğunlaşıyor. Teröristlerin vücut bombası ile patlayıcı maddeyi tam hedef noktasında insan vücudu üzerinde patlatmak istedikleri öne sürülüyor. Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'nin terör uzmanı Joachim Hagen, vücut bombasının ele geçirilmesinin hâlihazırdaki teknolojiyle mümkün olmadığını belirtiyor:
"Çıplak tarayıcılar, vücudun içine yerleştirilen bir bombayı teşhis edemez. Onlar ışınlarla sadece elbiselerin altını görebiliyorlar. Vücut bombaları röntgen cihazıyla bulunabilir ama o zaman da bütün yolcuları baştan aşağı x ışınlarından geçirmek lazım. Böyle bir uygulamaya ise aşırı ışına maruz kalacakları gerekçesiyle yolcular karşı çıkacaktır."

"Uzak bir ihtimal"

Yolcuların vücudunu elle kontrol etmek ya da her tür patlayıcı maddeyi tespit eden cihazın pamuklu ucunu tenin üzerinde gezdirmek de çok tepki çekecek yöntemler olurdu. Joachim Hagen vücut bombalarının yapımının çok masraflı ve meşakkatli olduğunu söylüyor:

"Böyle bir durumda suikastçiyi ameliyat edip, derisinin altına patlayıcı madde ile mekanizmayı yerleştirmek gerekir. Ondan sonra onun yeniden hareket edebilecek kadar iyileşip, uçağa binebilecek hâle gelmesini beklemek lâzım. Yani o kadar çok belirsizlik ve güçlük söz konusu ki böyle bir yöntem bence henüz çok uzak bir ihtimal.“
Havayolu şirketlerine uyarı

Terör uzmanı, olasılığı oldukça düşük görse de Amerikan Ulaşım Güvenlik Dairesi (TSA) Müdürü John Pistol bu konudaki bilgileri ciddiye aldıklarını ve yurtdışındaki meslektaşlarını havayolları şirketlerini ihtiyaten uyardıklarını belirtiyor.

Benzer bir yöntem uyuşturucu kaçakçılığında kullanılıyor. Örneğin bir prezervatifin içine uyuşturucu madde doldurularak, torba yutuluyor. Tabii yutulan uyuşturucu miktarının iyi ayarlanması gerekiyor. Terör uzmanı Joachim Hagen, vücut bombasında da büyük miktarlarda patlayıcı madde yutulması ve bunun patlatma mekanizmasıyla bağlantısının sağlanması gerektiğini bununsa çok güç olduğunu belirtiyor:

“Böyle bir bombada şöyle bir sorun karşımıza çıkıyor: İnsan vücudunun yumuşak ve esnek olması, derinin altına yerleştirilen patlayıcı maddenin etkisini azaltır. Bu sebeple örneğin bir uçağı düşürmek için çok büyük miktarlarda patlayıcı madde vücuda yerleştirmek gerekir.“

Joachim Hagen, böyle büyük miktarda patlayıcının ise vücuda yerleştirilemeyeceğini söylüyor. Hagen, Suudi Arabistan'da içişleri bakanı yardımcısına vücut bombasıyla saldırı düzenlendiği iddialarının hiç bir zaman ispatlanamadığını da hatırlatıyor. Terör uzmanı, yetkililerin yolcuları daha fazla güvenlik önlemine ikna edebilmek için bu tür uyarıları yaptığı görüşünde.



© Deutsche Welle Türkçe


Marca Müller / Çeviren: Deniz Eğilmez

Editör: Murat Çelikkafa 

7/11/2011

hollandalıların yüzen otobüsü ilk yolcuları ile ilk seferine başladı

Ünlü kanalların ulaşımında artık otobüsler hizmet veriyor.

Hollanda’nın başkentindeki ünlü kanalların ulaşımında artık otobüsler hizmet veriyor. Daha önce tanıtımı yapılan ‘Yüzen Hollandalı’ isimli araç ilk yolcularını Amsterdam’daki Schiphol Havaalanı’ndan aldı.
Seyahat boyunca önce karada giden araç daha sonra Nemo Teknoloji Müzesi önünden kanala girdi. Kanaldan geçerek şehre giren amfibik otobüs 48 yolcu taşıyabiliyor. Her bir yolcu seyahat için 39 euroyu gözden çıkarmak zorunda.


7/08/2011

internette çinden getirilen yapay kızlık zarı kanını bin ile dört bin dolar arasında satıyorlar

Son yıllarda dünyada internetin yaygınlaşması ile birlikte artan ’Drop Shipping’ (stoksuz e-ticaret), vurguncuların yeni alanı oldu. Bu yolla haksız kazanç elde etmek isteyenler, Yurtdışından kargoya verilen ve değeri 150 Euro’yu geçmeyen mallara uygulanan gümrük muafiyetinden yararlanarak, değerini 150 Euro’dan düşük gösterdikleri çeşitli ürünleri sahte belgelerle yurda sokuyor. İnternet siteleri üzerinden yapılan satışlarda birçok ürünün 150 Euro’nun altında fiyat etiketi ile Türkiye’ye sokulduğunu tespit eden Antalya Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ekipleri peşpeşe operasyonlar düzenledi.
Geçen hafta içerisinde, bu yöntemle yurda sokulmak istenen 2 milyon 681 bin 625 lira değerindeki 3 bin 290 fotoğraf makinesi ile bin 305 fotoğraf makinesi aksesuarına el koyan Gümrük Muhafaza ekipleri, son olarak Çin’de üretilen ve yine bu yöntemle getirilen ambalajlar içinde 45 ’yapay kızlık zarı kanı’ ele geçirdi.

TANESİ BİN- 4 BİN DOLAR ARASINDA

İnternet ortamında tanesi bin- 4 bin dolar arasında fiyata alıcı bulduğu belirtilen yapay kızlık zarı kanlarını, ’hediyelik eşya’ bildirimi ile 20’şer dolar değerinde gösterip Türkiye’ye sokmak isteyen H.T.’nin kolileri, Gümrük Muhafaza ekiplerini şüphelendirdi. Kolileri inceleyen ekipler, gümrük vergisi vermemek için değeri 150 Euro’nun altında gösterilen toplam 45 yapay kızlık zarı kanına el koydu. Gümrük ekiplerince ’gümrük ihlali’ suçlamasıyla sorgulanan H.T., ifadesinin ardından savcılık talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. El konulan maddeler ise incelenmek üzere laboratuvara gönderildi. Analiz raporuna göre insan sağlığını tehdit edecek herhangi bir bulguya rastlanırsa, dosya kapsamının genişletilip H.T.’nin gözaltına alınması gündeme gelebilecek.

EKİPLER, NE OLDUĞUNU İNTERNETTEN ÖĞRENDİ

Gümrük mevzuatının 45’inci maddesine göre, posta ya da hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen eşyanın, gönderim başına 150 Euro’yu geçmemesi halinde gümrük vergisinden muaf olduğunu belirten Gümrük Muhafaza Müdürlüğü yetkilileri, kargoya şüphe üzerine el koyduklarını, içinden çıkan malzemenin ne işe yaradığını da uzun süre çözemediklerini söyledi. Ekipler, ilk kez karşılaştıkları ürünün ’yapay kızlık zarı’ olduğunu ise internet üzerinden ayrıntılı bir araştırma yaptıktan sonra öğrendiklerini belirtti.

İLK ÖNCE KADIN ARKADAŞLARI İÇİN GETİRMİŞ

Antalya’nın bir ilçesinde hediyelik eşya işiyle uğraşan H.T. Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ekiplerine verdiği ifadede, yaklaşık 3- 4 yıl önce 3 kadın arkadaşının ihtiyacını karşılamak için internet üzerinden araştırma yaptığını söyledi. İlk kez bu kadın arkadaşları için getirdiği yapay kızlık zarı kanını, talep üzerine zaman zaman getirmeye başladığını itiraf eden H.T., ürünün Türkiye’de çok az bilindiğini, genelde Arap ülkelerinde talep gördüğünü söyledi.

İTHALATI YOK

Gümrük Müdürlüğü yetkilileri, şu anda bu ürünün ’ithal edilebilecek ürünler’ listesinde tanımlanmadığını belirtti. Yeklililer, resmi ithalat için başvurulması ve ilgili bakanlıklar tarafından izin verilmesi halinde, ithalat sırasında malın değerinin yüzde 20’si oranında gümrük vergisi ödenmesi gerektiği bilgisini verdi.

YAPAY KIZLIK ZARI KANI NEDİR?

Özel kutularda biri deneme amaçlı, hava geçirmez jelatinle kaplı 2 paket yapay kızlık zarı kanı bulunuyor. Jelatin açıldıktan sonra yapay kan şeffaf paket içinde vajinaya yerleştiriliyor. Özel bir kimyasal maddeden oluşan şeffaf paket, vücut ısısında 15 dakika içinde tepkimeye geçerek yok oluyor. Paket içindeki özel kimyasaldan oluşan yapay kızlık zarı kanı ise aynı gerçeği gibi akıyor.

DROP SHIPPING TİCARETİ (STOKSUZ E-TİCARET)

Tedarikçi herhangibir ürünü uygun fiyata fabrikalardan, spot piyasadan alır ve katalog oluşturup, internette kendisine ait ya da satış konusunda önde gelen sitelere gönderir. Bu kataloğu inceleyen satıcılar ürünleri sergiler. Sergilenen ürünler KDV, ÖTV ve Gümrük vergisi ve benzeri vergiler içermediğinden, Türkiye’ye yasal yollardan gelen ürünlerden daha düşük fiyatlıdır. Alıcı ürünü inceleyerek sipariş verir. Alıcının bilgilerini alan site sahibi bilgileri tedarikçiye iletir. Alıcı ürünün ücretini satıcıya gönderir. Satıcı da tedarikçi firmaya gönderir. Satıcıdan kimlik ve adres bilgilerini alan tedarikçi ürünün ücretinin ödenmesinden sonra ürünü alıcı adına kargoya verir.

kan grubunun özellikleri yüzünden istifa ettiğini söyleyen bakan

Independent gazetesine göre, Japonya'da dün görevinden istifa eden yeniden imardan sorumlu bakan Ryu Matsumoto, başına gelenlerin nedeninin kan grubu olduğunu ileri sürdü.
Matsumoto, Mart ayındaki deprem ve tsunamide ağır hasar gören bölgelerin valileri hakkında duyarsız sözler sarfettiği için eleştirilere hedef olmuştu.
Gazete, Matsumoto'nun bu valilerin yeniden imara yönelik iyi planlar sunmazlarsa devlet yardımı alamayacaklarını söylediğini aktarıyor.

Hükümetin yeniden imar süreci nedeniyle zaten yoğun baskı altında olduğu bir dönemde, bakanın tepkilere yol açan sözleri de başbakan tarafından hiç hoş karşılanmadı.

Ve Matsumoto göreve başlamasından bir hafta sonra istifa etmek zorunda kaldı.

Independent eski bakanın fütursuz sözlerinden kan grubunu sorumlu tuttuğunu bildiriyor.

Eski bakana göre damarlarındaki B grubu kan, kendisini hırçın ve sözünü sakınmaz bir kişi kılıyor.

İstifasını açıklarken gözleri yaşaran bakan Matsumoto istifa gerekçesi hakkındaysa bir açıklama yapmamış, 'söylemek istediğim çok şey var ama gitmem lazım' demekle yetinmişti.

Gazete, istifa eden politikacıların buna bir çok nedeni gerekçe gösterdiklerini, ama ilk kez bir politikacının kendi kan grubunu sorumlu tuttuğunu belirtiyor.

7/06/2011

açlıktan ölmek üzere buldukları yavru ayıya kıymalı pide yedirerek kurtardılar

Pınarbaşı ilçesi Çalkaya köyü yakınlarındaki Horma Kanyonu çevresinde köylüler, açlıktan baygın halde yavru ayı buldu.

İhbar üzerine olay yerine gelen Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerince teslim alınan yavru ayı, Kastamonu'dan gelen Çevre ve Orman İl Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine verildi.
Görevliler, annesini kaybeden ve uzun süredir aç olduğu tahmin edilen yavru ayıyı, aldıkları kıymalı pideyle besledi. Daha sonra kent merkezine getirilen yavru ayı, veteriner hekim tarafından sağlık kontrolünden geçirildi.

Yaklaşık 3 aylık ve 13 kilogram olduğu belirlenen yavru ayının, uzun süredir aç kaldığı için güçsüz düştüğü belirlendi.

Yavrunun gerekli bakımı yapıldıktan sonra doğal ortama salınacağı bildirildi.

7/05/2011

japonyada boşanmalarda törenle oluyor boşanan çift evlilik yüzüğünü beraber parçalıyor

Japonya'da boşanma törenleri organize eden bir şirketin yetkilileri, Mart ayındaki deprem ve tsunami sonrası hizmetlerine talebin arttığını söylüyor.
Törenin en çarpıcı anı ise evlilik yüzüğünün parçalanması.

7/01/2011

hindistan'da kısırlaştırılmayı kabul edenlere otomobil bedava veriliyor

Hindistan'ın Racasthan bölgesinde yetkililer nüfus artışını sınırlayıp aile planlamasını desteklemek için yeni bir kampanya başlattı.

Kısırlaştırılmak üzere başvuruda bulunan erkek ve kadınlara, otomobil ve çeşitli ödüller kazanma fırsatı sunuluyor.
Nüfusu 1 milyar 189 bini aşan Hindistan'ın yüksek doğum oranları ile bu artışı sürdürmesi pek çoklarını kaygılandırıyor.

Hindistan'ın 2030'da dünyanın en kalabalık ülkesi unvanını Çin'den alması bekleniyor.

Hindistan yetkilileri bu artışın önüne geçmek için aile planlaması alanında belli hedeflere ulaşılmasını istiyor.

Hindistan'ın batısındaki Junjunu'daki kliniğin başhekimi olan Sitaram Sharma, otomobil sahibi olma şansının en az 20 bin kadın ve erkeği kısırlaştırma operasyonları geçirmeye ikna edebileceğini düşünüyor.

Bu başarılırsa Racasthan aile planlaması kampanyalarında kısırlaştırmayı özendirmede en etkili bölge haline gelebilir.

Eyalette nüfus artış oranının yüzde 12'ye yakın olduğu bildiriliyor.

Doktor Sharma, kampanyada ayrıca motosikletler, televizyonlar ve mutfak robotları hediye ediyor.

Ancak en popüler ödül, dünyanın en ucuz otomobili olarak lanse edilen Hint malı Tata Nano.

Kampanya sadece bölgede yaşayanlara değil, tüm Hintlilere açık.

Daha önce başka bölgelerde de kısırlaştırılmak isteyen çiftleri teşvik için ödüller verilmişti.

1970'lerde ulusal çapta yürütülen bir kampanya ise binlerce kişinin kısırlaştırılmaya zorlandığı yolundaki şikayetler üzerine iptal edilmişti.

araba'nın sahibini bulamayan belediye asfaltlamaya aracın çevresinden devam etti

İngiltere'nin orta kesimlerindeki Wrexham kenti belediyesi, yol yapım çalışmaları sırasında bir sorunla karşılaşınca alışılmadık bir çözüm geliştirdi.

Yetkililer, asfalt dökülecek bir caddeye park etmiş Vauxhall Astra marka otomobilin sahibini tüm denemelere karşın bulamadı.
Otomobilin sahibinin uzunca bir süre dönmeyecek olduğunun anlaşılması üzerine otomobilin çevresine kadar tüm yola asfalt döküldü.

Yetkililer, otomobilin sahibi döndüğü zaman gelip yolun geri kalan bölümüne de asfalt dökecek.

Sözcü bunun belediyeye ek bir masraf getirmeyeceğini savundu.

Wrexham belediyesi çevre departmanından Alan Guest, bu sorunla sıklıkla karşılaştıklarına dikkat çekti.

Guest, "Bununla beraber otomobil sahiplerine yol çalışması tamamlanmadan önce ulaşılamaması, alışılmadık bir durum" dedi.

Alan Guest ayrıca otomobili, sahibinin izni olmaksızın yerinden oynatmak gibi bir seçenekleri de bulunmadığını kaydetti.

Yetkililer, bu ek işten dolayı vergi mükelleflerine ayrı bir yük binmeyeceğinin altını çizdi.

6/29/2011

wimbledon tenis turnuvasının kadrolu güvenliği şahin rufus görevi güvercin kovalamak

Wimbledon Tenis Turnuvası'nın keskin gözlü bir çalışanı var... Rufus.


Diğer çalışanlar Merkez Kort'u karşılaşmalar için hazırlarken gökyüzüne baktığınızda Rufus'un işinin başında olduğunu görüyorsunuz.


Kendi özel kimlik kartına sahip bu şahin, diğer görevlilerinin korkutamadığı güvercinleri korttan uzak tutmakla görevli.

6/28/2011

hindistan'da kız çocukları aile isteği ile ameliyat'la erkek yapılıyor tartışmaları

Daily Telegraph gazetesinin Hindistan muhabiri Dean Nelson, Yeni Delhi'den gönderdiği haberinde, eyaletteki kimi Hintli doktorların kız çocuklara cinsiyet değiştirme ameliyatı yapmakla suçlandığını aktarıyor.
Erkek çocuk isteyen ailelerin, kız çocuklarını küçük yaştayken ameliyat ettirmek istediklerini belirten Nelson, bunun için ameliyat başına yaklaşık 3000 dolar ödediklerini ifade ediyor.

Ülkedeki kadın ve çocuk hakları dernekleri ise Hint toplumunda bebeklerinin kız olacağını öğrenen ailelerin kürtaja gitmesiyle birlikte, nüfus dengesinin erkekler lehine bozulduğunu söylüyor.

Derneklerin "sosyal çılgınlık" diye nitelediği uygulamanın temel sebebi olarak ise ailelerin, kız çocukları evlendirmenin yüksek maliyetinden korkmaları olarak gösteriliyor.

Hindistan'da altı yaşın altındaki erkek çocuk sayısı, kız çocuk sayısından yedi milyon daha fazla.
Tıbben gerekli müdahale mi?

Tartışma, Hindistan genelinde bu tür operasyonlar geçirmiş çocukların basına yansımasıyla başladı.

İddialara konu olan doktorlar, ameliyat ettikleri kız çocukların üreme organlarında anormallikler olduğunu ve tıbben müdahale ederek sorunları düzelttiklerini savunuyor.

Buna göre ameliyat edilen kız çocuklar, hem kadın hem de erkek üreme organlarıyla doğmuş olanlardan oluşuyor.

"Genitoplasti" olarak bilinen genital bölge estetik cerrahisi uygulandıktan sonra kız çocuklara erkeklik hormonları veriliyor.

Hindistan Pediyatri Akademisi Başkanı Dr V P Goswami ise aileleri bu tür uygulamaların çocuklarını yetişkinlikte iktidarsız ve kısır bırakmaya dek gidebilecek sonuçları olabileceği konusunda uyarıyor.

hollanda'da müslümanlar ve yahudiler hayvanları uyuşturmadan kesemeyecek

Hollanda parlamentosunda bugün benimsenmesi beklenen yeni yasa, kesilecek tüm hayvanların, acı çekmelerini en aza indirmek amacıyla, önce uyuşturulmasını şart koşuyor.

Helâl ve koşer kesim usulleriyse, hayvanların bilincinin yerinde olmasını öngörüyor.
Şimdiye dek Batılı ülkelerde olduğu gibi, Hollanda'daki mezbahalarda da hayvanlar kesilmeden önce uyuşturuluyordu. Ancak Müslüman ve Yahudi kasaplar, dini özgürlük esasına göre, bundan muaf tutuluyor ve hayvan kesimini geleneksel usullerde yapıyorlardı.

Ancak Hollanda parlamentosundaki milletvekillerin çoğu, dini özgürlüklerin, hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesini haklı gösteremeyeceği üzerinde görüş birliğine vardı.

Aylardır süren görüşmeler sonunda, Müslüman ve Yahudi toplumlarına bir uzlaşma yolu öneriliyor.

İki toplumdan, bir yıl içinde, kendi geleneksel yöntemleriyle kesilen hayvanların, öldürülmeden önce uyuşturulan hayvanlardan daha fazla acı çekmediğini kanıtlayan veri sunmaları isteniyor.

Ama yeni yasanın yandaşları ve muhalifleri, bu konuda veri sağlanabilmesinin hemen hemen imkansız olduğunu; dolayısıyla helâl ve koşer usullerde kesim yapılan mezbaha ve kasapların faaliyetlerinin yasaklanacağını kaydediyorlar.

Hollanda'daki Müslüman gruplar, bu adımın, Avrupa'da İslamiyete karşı artan hoşgörüsüzlüğün yeni bir işareti olduğunu söylüyorlar.

Ülkedeki Müslüman ve Yahudi toplumlar, komşu Belçika ve Almanya'dan helâl ve koşer et ithalatına başlamayı planlıyorlar.

6/26/2011

kıbrıs'ta türk futbol takımı aldığı cezaya öfkelendi rum kesimi ligine başvurdu

KKTC Futbol Birinci Ligi takımlarından Lefke Türk Spor Kulübü, Rum Kesimi Futbol Federasyonu’na, Güney Kıbrıs Ligi’nde oynamak için başvuruda bulundu.
Bu trajikomik durum, kulübün aldığı tarihi cezaya karşı KKTC Futbol Federasyonu’na bir gözdağı vermek mi, yoksa takım olarak Kıbrıs Rum Ligi’ne toplu iltica girişimi mi sorularını beraberinde getirdi.

26 bin lira para cezası

Ada’da yaşanan ilginç olay şöyle gelişti: Lefke Kulübü, Çetinkaya ile oynadıkları KKTC Kupası final maçında çıkan olaylar nedeniyle Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu tarafından 10 maç saha kapatma ve 13 bin TL para cezası ile cezalandırıldı. Ayrıca cezanın düşürülmesi için yaptıkları itiraz da reddedilip, bu ceza 13 maç saha kapatmaya ve 26 bin TL’ye yükseltildi.

Tüzüğü gönderecekler

Bu cezaların artırılmasını protesto eden Lefke Türk Spor Kulüp Başkanı Yıltaç Mükellef, yöneticilerle birlikte Güney Lefkoşa’da bulunan Kıbrıs Rum Futbol Federasyonu’nun (KOP) merkezine gitti. KKTC kulübünün yöneticileri, burada Başkan Konstantis Gutsogumnis ve Rum yetkililerle masaya oturup yaklaşık bir buçuk saat süren bir toplantı yaptılar.

Lefke heyeti, bu tarihi toplantıda Kıbrıs Rum Federasyonu’na üye olabilmek için fikir alışverişinde bulundu. Rumlar ise, Ada bölünmeden önce de federasyona üyeliği bulunan Lefke’ye yeşil ışık yakıp Türk takımının lehine girişimlerde bulunucaklarını ilettiler. KOP yetkilileri, kendi federasyon tüzüklerini ingilizceye çevirip 15 gün içerisinde Lefke yönetimine vereceklerini söylediler.

Esprili görüşme

KKTC futbol tarihindeki en büyük cezaya maruz kaldıklarını belirten Yıltaç Mükellef, Yüksek İdare Mahkemesi’ne gideceklerini söylerken, Rum Federasyonu ile yaptıkları görüşmenin esprilere sahne olduğunu anlattı ve “Kulübümüzün atkısını Rum başkana vererek, ‘Siz bizi üye yapmadan biz sizi kulübümüze üye yaptık’ dedik. Kendileri de bana ‘Memnuniyetle’ şeklinde yanıt verdi” dedi.

Ceza indirilmeyecek

KKTC Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu, Lefke Kulübü yetkilileri ile bir görüşme yaptıklarını belirterek, “Kendilerine federasyonunun kararının değişmeyeceğini ilettik. Onlar da bize mahkeme yolu ile bu işi devam ettirme kararlığında olduklarını söylediler. Yasalarımıza göre, Lefke Kulübü Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurabilmesi için genel kurulun 25 oyunu almak zorundadır. Lefke’nin Rum kesimine bizi protesto için gittiklerini zannediyorum” dedi.
Rum başkan, Türk takımının atkısını taktı

KIBRIS Türk kulübü Lefke’nin, Güney Kıbrıs Futbol Federasyonu heyeti ile yaptığı görüşmeler beklenenden de olumlu geçti. Hatta Kıbrıs Rum Futbol Federasyonu Başkanı Gutsogumnis, boynunda Lefke atkısı ve flaması ile toplantı sonunda açıklama yaptı. Gutsogumnis, temmuz ayında görüşmelerin süreceğine değindi.
hürriyet

6/25/2011

porche arıza yapınca tamir ettirmek yerine atış poligonuna bağışlayıp kurşuna dizdirdi

ABD’deki atış poligonunda 140 kişi işadamının arızalı Porsche’sine 10 bin mermi sıktı. ABD’de yaşayan işadamı motor aksamında arıza olan 100 bin dolar (yaklaşık 160 bin TL) değerindeki Porsche 911 marka otomobilini tamir ettirmek yerine kurşuna dizdirdi. Aracın tamir masrafının 16 bin dolar (26 bin TL) olacağını öğrenen kimliği belirsiz adam otomobili Massachusetts’teki atış poligonuna bağışladı.
Daha sonra da 140 üyenin otomobilini kurşuna dizmesini büyük bir keyifle izledi. 100 bin dolarlık otomobili hedef alan üyeler 10 bin kurşunla aracı delik deşik etti.










6/19/2011

sulama sistemine yerleştirdiği cihazla cep telefonu kullanarak tek tuşla arazi suluyor

Farklı bölgelerde bulunan arazileri sulamak isteyen Burdurlu çiftçi, 52 yaşındaki Süleyman Uluışık, sulama sisteminin pompasına yerleştirdiği cep telefonu ile bunu sağladığını söyledi.


Yaka Köyü'nde 30 yıldır çiftçilik yapan Süleyman Uluışık, birbirine uzak noktalarda bulunan tarlalarını tek bir noktadan sulamak için 250 TL'lik harcamayla ilginç bir yöntem kullanmaya başladı.

Geliştirilen sulama sistemini kuran Uluışık, su pompalarının bulunduğu tarlalar arasına yağmurlama ve damlama sistemleri için ayrı boru hattı döşedi. Pompanın panosuna cep telefonu yerleştiren Uluışık, sistemi devreye sokmak için bu telefonu arıyor. Telefon çaldığında 1 tuşuna basarak sistemi devreye sokuyor. Bu yolla 40 dönümlük arazisinde sulama yapan Uluışık, sistemin kapanması için yine aynı telefonu arayarak bu kez 2 tuşuna basıp sistemi kapatıyor.

BORU HATTINI DEĞİŞTİRİYOR
Teknolojiyi her zaman yakından takip ettiğini belirten Süleyman Uluışık, sistemin nasıl çalıştığını şöyle anlattı:


"Farklı noktalarda bulunan arazilerimi sulamak çok zor oluyordu. Patates, fasulye, domates ve biber bulunan tarlalarımı tek bir noktadan telefonla sulayabiliyorum. Yapmam gereken tek şey hangi sistemle sulama yapmaya karar vermem. Damlama sistemiyle sulama yapacağım dönemde sistemi bu boru hattına takıyorum. Yağmurlama sistemiyle sulama yapmam gerektiğinde ise bu hattın borularını sisteme bağlıyorum. Panodaki telefonu aradığımda herşey kendi başına çalışıyor. Benim tarlaya gelmeme gerek kalmıyor. Bu sistem ile hem işgücünden hem de zamandan kazanıyorum. Gelecek yıl da tarlalara kamera bağlatacağım. Sulama işlemini evimden izleyeceğim."
mynet

6/14/2011

nokia ve apple patent için anlaştı birbirlerine açtıkları davaları geri çekiyorlar

Nokia ve Apple şirketleri, aralarında uzun bir zamandır devam eden patent anlaşmazlığını çözdü.


Nokia'dan yapılan açıklamada, bu anlaşmayla patentle ilgili tüm davaların kapanacağı belirtildi.
Nokia 2009'da patent haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Apple'a dava açmıştı.


Apple bu girişime karşı davayla karşılık vermişti.


Nokia, patenti kendilerinde olan teknoloji için Apple'ın bir defalığına ödeme yapmayı kabul ettiğini açıkladı ancak rakam vermedi.

Davalar geri çekiliyor

Apple, anlaşmanın iki şirketin patentlerini de kapsadığını duyurdu.

Nokia'nın İcra Kurulu Başkanı Stephen Elop, "Apple'ın da Nokia lisansını kullanan ve sayıları giderek artan şirketler arasına katılmasından büyük mutluluk duyuyoruz" dedi.

Elop, "Bu anlaşma, Nokia'nın sektörde öncü bir patent portföyüne sahip olduğunu ortaya koyuyor ve mobil iletişim alanında yeni lisans olanaklarına odaklanmamızı sağlıyor" diye konuştu.

Apple'ın açıklamasında ise iki şirketin açtıkları tüm davalardan vazgeçtikleri kaydedildi. Açıklamada, Nokia ve Apple'ın iki tarafın bazı patentlerini kapsayan bir lisans anlaşması yaptıkları, ancak bunun 'Iphone'un benzersiz özelliklerinin çoğunu kapsamadığı" belirtildi.

Nokia'nın patent ihlali iddiasıyla Apple'dan şikayetçi olduğu teknolojiler arasında dokunmatik arayüzler, arayanın kimliği, ekran aydınlatma, 3G ve wi-fi (kablosuz internet) var.

Apple da Nokia'yı birçok patentini ihlal etmekle suçluyor. Ancak iki şirket de suçlamaları kabul etmiyordu.

Nokia geçen ayın sonunda bu çeyrekteki satış ve kârının beklenenden daha düşük olacağını açıklamıştı.

Şirket, akıllı telefon pazarında Apple ve Google'un Android işletim sistemini kullanan diğer ürünler karşısında kendine yer açmaya çalışıyor.
bbc türkçe

malezyada kadınlara kocalarına sadık olmayı öğreten bir kulüp açıldı

Malezya'da aşırı dinci bir grup, kadınlara kocalarına sadık olmayı öğretmek üzere bir kulüp açtı. Aynı grup, iki yıl önce de çok eşlilik kulübünü kurmuştu.
"Sadık Kadınlar Kulübü"nün kurucuları, kadınların kocalarını yatak odasında mutlu etmesiyle aile içi şiddet ve fuhuşun önüne geçilebileceğini savunuyor.
Kulüp sorumluları, "Eşler, birinci sınıf fahişelerden daha iyi olmalı. O zaman kocaları başka arayışlara girmez ve şiddete başvurmaz" diyor.

İnsan hakları örgütleri ve Malezyalı yetkililer, bu kulübün hem erkekler hem de kadınlar için utanç verici olduğunu söylüyor.

Bakandan tepki

Malezya kendini "ılımlı Müslüman" bir ülke olarak tanımlıyor. Ülke yönetiminde kadınlar önemli roller üstlenmiş durumda.

"Sadık Kadınlar Kulübü"nün fazla rağbet görmesi beklenmiyor.

Ancak kadınlardan sorumlu bakan Şehrizat Abdül Celil, bu kulübün ülkenin imajına zarar vereceğini söyledi.

Bakana Kazakistan ziyareti sırasında "Malezya'da kadınların hakları var mı?" ve "Kadınların kocaları tarafından köleleştiriliyor mu?" gibi sorular soruldu.

Kulübün kurucuları buna benzer tepkilerin kendilerini şaşırtmadığını, Güney Doğu Asya'ya açılmayı hedeflediklerini söyledi.
bbc türkçe

6/10/2011

yedek parça adı altında cep telefonlarını parçalayarak türkiyeye sokmuşlar

Geçen yıl medyada da yer alan, yurt dışından yedek parça olarak getirilen cep telefonlarının birleştirilerek satıldığı, buradan sağlanan kaynakların bir bölümünün de yasa dışı yollarla terörün finansmanında kullanıldığı iddiaları üzerine Gelirler Kontrolörleri, kapsamlı bir inceleme başlattı.

İncelemelerde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan cep telefonu imalatçısı olarak IMEI numarası alan 27 üretici firma da büyüteç altına alındı.
Gelirler Kontrolörlerinin incelemelerinde, imalatçı olarak görkemli açılışlar yapan bazı cep telefonu firmalarının, cep telefonundan alınan asgari maktu Özel Tüketim Vergisini ödememek için yurt dışından aldıkları cep telefonlarını 3-4 parçaya böldükleri, bunları da yedek parça adı altında Türkiye'ye getirdikleri belirlendi.

Firmaların bu şekilde 50 liralık asgari maktu Özel Tüketim Vergisinin yanı sıra bu tutar üzerinden hesaplanan 9 liralık Katma Değer Vergisini de ödemediği saptandı.

400 BİN TELEFON KAÇAK SATILDI

Gelirler Kontrolörlerinin cep telefonu üreticileri nezdindeki incelemeleri devam ederken, şu ana kadarki tespitlerde yedek parça adı altında bölünerek Türkiye'ye sokulan cep telefonlarıyla milyonlarca lira haksız kazanç sağlandığı anlaşıldı. İmalatçı şeklinde gözüken firmaların bir bölümünün incelemelerin ardından ortadan yok olduğu belirtilen Gelirler Kontrolörleri raporlarında, bugüne kadarki tespitler de şu şekilde yer aldı:

“Firmalar, yurt dışından aldıkları cep telefonlarını parçalara bölerek, yedek parça olarak Türkiye'ye getirmekte, burada birleştirerek, yurt içi üretim gibi göstererek, satmaktadır. Devam eden incelemelerde Gelirler Kontrolörleri tarafından yaklaşık 400 bin cep telefonunun Türkiye'de üretilip, satıldı belirtilmesine rağmen vergilerinin ödenmediği tespit edilmiştir. Söz konusu cep telefonlarını üreten firmaların 78 milyon lira Özel Tüketim Vergisi matrahını, 18 milyon lira da Katma Değer Vergisi matrahını beyan dışı bıraktığı belirlenmiştir. Bunun sonucunda imalatçı firmalar adına 19 milyon lira vergi tarhiyatı çıkarılmış, 39 milyon lira ceza kesilmesi istenmiştir.

Ayrıca Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan incelemeler sonucunda tarhiyatı istenilen vergi ve kesilen cezalar dışında, imalatçı firmaların 1 milyon 100 bin lira TRT bandrol ücretini de ödemedikleri anlaşılmıştır.”

Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı yetkilileri de yurda yedek parça halinde getirilip, birleştirilmek suretiyle üretilen cep telefonlarına ilişkin incelemelerin sürdüğüne dikkati çekerek, olayın mali boyutunun devam eden incelemelere paralel daha da büyümesinin beklendiğini ifade etti.

Bu şekilde Türkiye'ye sokulan cep telefonlarında en az 59 liralık vergi kaçağı olduğunu belirten yetkililer, “Bu telefonlar, daha sonra Türkiye'de
üretilmiş gösterilerek 80-90 liraya satılıyor. 59 lira vergisi olan bir telefon, 80-90 liraya nasıl satılır? Tabii ki hiç vergi ödenmediği için satılır” değerlendirmesini yaptı.

TERÖRÜN FİNANSMANI

Bu arada yedek parça adı altında Türkiye'ye getirilen ve birleştirilerek satılan cep telefonlarından sağlanan gelirin bir bölümünün terör örgütüne aktarıldığı iddia edilirken, Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulunun da (MASAK) cep telefonlarında kontör dolandırıcılığı yoluyla terör örgütüne kaynak sağlandığı yolunda tespitte bulunduğu öğrenildi.

MASAK'ın buna ilişkin raporlarının Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği belirtildi.
hürriyet

6/09/2011

şempanzeler yapılan zeka testinde bilim adamlarını şaşkınlığa uğrattılar

Almanya'nın Leipzig şehrinde şempanzeler üzerinde yürütülen bir araştırmada deneklerin bir su tüpünün içindeki fıstığa ulaşmak için geliştirdikleri yöntemler hayret uyandırdı.


Max Planck Evrim Enstitüsü'nde yürütülen çalışmada şempanzelerin kafeslerine yerleştirilen, ellerinin giremeyeceği darlıkta bir tüp içine birer fıstık tanesi yerleştirildi.

Kafeslere ayrıca şempanzelerin su içebilecekleri bir düzenek eklendi.
Araştırma ekibinden Daniel Haus


"Şempanzeler deneme-yanılma yöntemiyle değil düşünüp, sorunu kavrayıp, çözüm geliştirdiler."

Deneyde gözlemlenen şempanzelerden bir kısmı musluktan ağızlarına doldurukları suyu, fıstığın bulunduğu tüpe taşıyarak su seviyesinin yükselmesini sağladılar.

Böylece şempanzeler su yüzeyine çıkan fıstığa ulaşmış oldular.

Deneklerden biri ise ağzıyla gerçekleştirdiği su taşıma işlemini tekrarlamak yerine daha kolay bir yöntem keşfetti.

Su tüpünü idrarıyla dolduran şempanze böylece fıstığa daha kısa sürede ulaşmış oldu.

Araştırmayı yürüten ekipten Daniel Hanus söz konusu "zeki" şempanzenin ağzıyla su taşımaktan sıkıldığı için bu yaratıcı yöntemi geliştirdiğini söyledi.
Şempanzeler daha zeki

Deney hem goriller hem şempanzeler üzerinde gerçekleştirildi ve sonuçlar genç şempanzelerin daha başarılı olduğunu ortaya koydu.

43 şempanzeden 14'ü musluktan ağızlarıyla su taşıyarak fıstığa ulaşabileceklerini akıl edebildi, 7 şempanze ise bu işlemi tekrarlayarak fıstıklara ulaştılar.

Araştırma ekibini yöneten Doktor Hanus sonuçların genç şempanzelerin sorun çözme konusundaki kabiliyetini ortaya koyduğunu belirtti.

Hanus, deneklerin deneme-yanılma yöntemiyle değil, düşünüp, sorunu kavrayıp çözüm geliştirdiklerini söyledi.

Bilim adamı, ağzıyla su taşımak yerine idrarıyla sorunu çözen şempanzenin ise ilginç bir durum olduğunu ifade etti.

Doktor Hanus bu zeki şempanzenin, musluktan su taşıyarak fıstığa ulaşabileceğini kavrayabilmiş olmasına rağmen, bir adım öteye gidip yorulmadan sonuca ulaşmayı becerebildiği yorumunda bulundu.
4 yaşındaki çocuklar beceremedi

Araştırma şempanzelerle insanlar arasında yapılan bir karşılaştırmayı da kapsıyor.

4, 6 ve 8 yaşındaki çocuklardan oluşan denekler, benzer bir sorunu ağızlarıyla değil bardakla su taşıyarak çözmeleri gereken bir deneye tabi tutuldular.

Sonuçlar şempanzelerin sorunun çözümünde 4 yaşındaki çocuklara göre daha başarılı olduklarını ortaya koydu.

4 yaşındaki 24 çocuktan yalnız 2'si tüpteki su seviyesini yükseltmeyi akıl edebilirken, bu oran denek şempanzelerde daha düşük oldu.

Doktor Haus, 6 ve 8 yaşındaki çocukların başarı oranlarının şempanzelere göre daha yüksek olmasına rağmen sorunu çözerken gerçekten zorlandıklarına dikkat çekti.
bbc türkçe