Dünya

Dünya
hidrojen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hidrojen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/06/2011

hartley 2 kuyruklu yıldızında dünyadakine benzer su gözlemlendi

Jason Palmer

BBC bilim ve teknoloji muhabiri


Bilim adamları, kuyruklu yıldızlar arasında dünyadaki suya en benzeyen suyun Hartley 2 kuyruklu yıldızında gözlemlendiğini açıkladı.

Herschel uzay teleskobuyla yapılan araştırmada kuyruklu yıldızın suyunda bulunan nadir bir hidrojen tipi, döteryum ölçüldü.
Hartley 2 kuyruklu yıldızı
Ve diğer kuyruklu yıldızlardaki suda görülen döteryum oranının yarısına sahip olduğu belirlendi. Tıpkı dünyada olduğu gibi.

Sonuçları Nature dergisinde yayınlanan çalışma, dünyadaki suyun çoğunun gezegenimize çarpan kuyruklu yıldızlardan gelmiş olabileceğine işaret ediyor.

Dünyanın oluşumundan birkaç milyon yıl sonra kuru ve kayalık olduğu biliniyor.

Bugün gezegeni kaplayan suyun büyük olasılıkla uzaydan gelmiş olduğu sanılıyor.

Bugüne kadar yalnızca 5-6 kuyruklu yıldızdaki döteryum oranı ölçülebilmiş ve hepsinde okyanuslardaki oranın iki katı döteryuma rastlanmıştı.

Buna karşılık asteroitlerin döteryum oranı, dünyaya çarpan göktaşlarının kaynağı bu küçük gezegenler olduğu için daha iyi biliniyor.

Göktaşlarında aşağı yukarı okyanuslardakiyle aynı miktarda döteryuma rastlanmıştı.

Bu nedenle eğer dünyadaki su uzaydan geldiyse, bunun kaynağının asteroitler olduğu düşünülüyordu.

Bugüne dek gözlemlenen kuyruklu yıldızlar Oort Bulut cinsindendi, yani güneş sisteminin ilk yıllarında ve Neptün ile Uranüs gibi büyük gezegenlerin civarında oluştuğuna ve gezegenlere, birbirlerine çarparak uzaklara fırlatıldığına inanılan objelerdi.

Hartley 2 kuyruklu yıldızı ise Kuiper Kuşağı'nda döteryum analizi yapılan ilk gök nesnesi.

Kuyruklu yıldızların, asteroitlerden çok daha fazla su taşıdığı biliniyor.

10/02/2011

güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirebilen yapay yaprak üretildi

Güneş ışığını doğrudan enerjiye çevirip bunu daha sonra kullanmak üzere biriktirebilen yapay yaprak üretildi.
ABD’de Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) de katıldığı çalışmada yapay yaprak, silisyum, kobalt ve nikel gibi kolay bulunan malzemelerden üretildi.

Her iki tarafında silisyumdan güneş hücresi bulunan bu yaprağın çalışması için hiçbir dış bağlantı gerekmiyor. Profesör Daniel Nocera, yaprağı su dolu bir kaba yerleştirip güneş ışığına maruz bıraktıklarını, yaprağın hemen bir tarafından oksijen kabarcıkları, diğer tarafından da hidrojen üretmeye başladığını söyledi. Üretilen kabarcıklar toplanabiliyor ve elektrik üretmek için daha sonra kullanılmak üzere biriktirilebiliyor. Çalışma Science dergisinde yayınlandı. 

8/03/2011

uzay'da yeni keşif sevinci ilk defa oksijen molekülleri bulundu

Astronominin uzun yıllardır süregiden arayışlarından biri nihayet sonuçlandı: Uzayda oksijen molekülü bulundu.

Gökbilimciler oksijen atomunun varlığını daha önce ya tek başına, ya da diğer moleküllere bağlanmış halde tespit etmişlerdi.
Nefes alıp verirken içimize çektiğimiz oksijen molekülü ise bugüne değin dünyanın atmosferi dışında başka bir yerde görülmemişti.

Fakat Herschel uzay teleskobu, Orion yıldız takımı bölgesinde oksijen moleküllerini gün ışığına çıkardı. Araştırmanın sonuçları Astrophysical Journal adlı bilim dergisinde yayımlanacak.

Oksijen, hidrojen ve helyumdan sonra uzayda en çok rastlanan üçüncü element. Dünyada hayatı mümkün kılan moleküler hali, çift bağ ile eşleşen iki oksijen atomundan oluşuyor.

Bilimadamları, bu moleküle uzayın bir başka köşesinde de rastlanacağı inancıyla, ''kayıp oksijen molekülünü'' arayışa girişmişlerdi.

Oksijen molekülünün toz tanelerinin veya buz kütlelerinin içinde hapsolmuş halde bulunabileceğini düşünen gökbilimciler, yüksek sıcaklıkların bu molekülü ''pişirerek'' dışarı saldığı varsayımından yola çıktı.

Heschel Oksijen Projesi'nde çalışan ekip, gözlerini yıldızların oluşum aşamasında olduğu Orion bölgesine dikti.

Herschel teleskobunun kızılötesi ışınlara hassas aygıtları, uzayın bu sıcak ve fırtınalı bölgesinde, moleküler oksjienin varlığını saptadı.

Projenin başındaki gökbilimci Paul Goldsmith, yaptıkları keşfin sevincini yaşamakla beraber, henüz az miktarda moleküle rastladıklarını ve teleskobun incelediği bölgenin özelliklerini daha ayrıntılı biçimde araştırmak istediklerini söylüyor.

1/30/2011

ingiliz bilim adamları hidrojenden çevreci yapay petrol üretti

İngiliz bilim insanlarının ürettiği yapay petrolün içinde çevreye zarar veren karbon gazı bulunmuyor.


Daily Mail'in haberine göre, yapay petrolde, hidrojenin küçük hava kabarcıklarının içine hapsedilerek, sıvı gibi akması sağlanıyor.


Böylece sıvı gibi hareket edebilen hidrojen, depolara pompalanabiliyor.


Yapay petrolün içinde karbon olmadığı için havayı da kirletmiyor.


Hidrojen bazlı yeni yakıtın 3 ile 5 yıl arasında piyasaya sürülmesi bekleniyor.


Araştırmayı yürüten uzmanlardan Stephen Voller, mevcut otomobillerde hiçbir değişiklik yapılmadan bu yapay petrolün kullanılabileceğini belirtiyor.


Projenin başındaki isim Profesör Stephen Bennington da, “Hidrojen, petrolden 3 kat daha fazla enerji üretiyor. Yakıldığında ise zararlı gazlar yerine suya dönüşüyor” diye konuşuyor.


Araçlar bir depo yapay petrolle 500-600 kilometre gidebilecek.


Yapay petrolün litresi ise 19 penny, yani 48 kuruş.
trt türk

12/03/2010

nasanın bulduğu yeni bakteri bilim dünyasını altüst etti


Kaliforniya'da bir gölün dibinde bulunan bakteri, dünya ve dünya dışı yaşam araştırmalarını altüst edebilecek bir keşif olarak nitelendiriliyor.

Bakteri, yalnızca çok kuvvetli bir zehir olan arsenikte yaşamakla kalmıyor, arseniği kendi DNA'sına ve hücrelerine de katıyor.

Bilimadamları, bugüne kadar karbon, hidrojen, azot, oksijen, fosfor ve kükürt elementlerini yaşamın gelişimi için gerekli temel unsurlar sayıyordu.

9/24/2010

on yıldır suyla çalışan araba kullanan mucit

Erzurum’un Uzundere İlçesi'ne bağlı Gölbaşı Köyü'nde yaşayan 45 yaşındaki Mustafa Karasungur, 10 yıl önce yaptığı suyla çalışan otomobiliyle 60 bin kilometre yol aldı.

iki yakıt deposu

30 yıldır elektronik işiyle uğraşan evli ve 4 çocuk babası Mustafa Karasungur, üzerine ‘H2O, Küresel ısınmaya son’ yazdığı otomobili için iki yakıt deposu yaptı.



Bu depolardan birine LPG diğerine de su doldurduğunu söyleyen Mustafa Karasungur, suyla çalışan otomobili tanıtmak için gittiği otomobil servislerinde kendisiyle alay edildiğini söyledi. İlkokul mezunu olan mucit Karasungur, “Oksijen yakıcı hidrojen ise yanıcı ve patlayıcıdır.

Sudaki hidrojen ve oksijeni ayrıştırıp yakıta katkı olarak kullanıyorum. Temiz enerjiyi sisteme yakıt olarak gönderiyorsun. Orada yakıtta tasarruf yapıyor ve yukarıya temiz emisyon, doğayı kirletmeden çıkıyor.

10 yıldan beri deposunda yüzde 40’ı su, yüzde 60’ı LPG bulunan otomobilimi kullanıyorum. Su miktarını yukarı çekme olanağı var.” dedi. (Kerim BURUCU/DHA)