Dünya

Dünya
gazeteci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gazeteci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/14/2012

nedim şener benim doğrularım bana yeter ben sadece gerçekleri yansıtmaya çalıştım

Tutuklu yargılandığı Oda TV davasının pazartesi günkü duruşmasında serbest bırakılan gazeteci Nedim Şener ile eşi Vecide Şener CNN Türk’te Ayşenur Arslan’ın sunduğu Medya Mahallesi programına konuk oldu.
Şener programda şunları söyledi:

Karartılacak delil nedir bilmiyorum. Delil yok ortada. Gazetecilerin yargılanmaktan kaçacak hali yok. Mahkum olmak çok büyük bir problem değil. Ama insanlara yargılama sürecinin şeffaf olduğunun inandırılması lazım. Adil olduğuna ikna edilmesi lazım. Tuncay Özkan'ın kızı Nazlıcan. Nazlıcan şu an 19 yaşında. Nazlıcan büyümüyor aslında, vicdanlardaki yara büyüyor. Balbay'ı bıraksanız kaçacak adam mıdır?

ARINÇ ARADI

Bülent Arınç aradı. Üzüntülerini bildirdi, geçmiş olsun dileklerini sundu. Hep pozitif açıklamalarda bulunmuştur. Bülent Arınç'ın iyi niyetine gerçekten inanmış bir insanım. Bu insan Başbakan Yardımcısı...

Ahmet Necdet Sezer, Kılıçdaroğlu, Oktay Vural, İTO Başkanı aradı. Ben kendimi özgürlüğüm elimden alınmış hissetmedim.

Cezaevindeyken deprem oldu aklımıza direk çocuklarımız geldi. Babaların cezasını çocuklara çektirmemek lazım. Gözaltına alındığım zaman ilk aklıma gelen "Çocuğu okuldan kim alacak" dedim.

VECİDE ŞENER:

Nedim Şener’in eşi Vecide Şener de şunları söyledi:

Tutuklama öncesi biz hiç bir arada görünmedik. Ben o zamanlar rahatsızlık geçirmiştim. Eşime destek veren herkese çok teşekkür ederim. Ben eşimin sevgisini yaşamış oldum. Eşimi sevenlerin ilgisiyle sevgisiyle karşılandım. Eşime tekrar teşekkür ediyorum.

Çocuğumuzu okula götürmek Nedim'in göreviydi. Araba kullanmaya ara vermiş gibi düşündüm, onsan o görüntünün içerisindeydim.

KIZINIZ DEFNE NELER YAŞADI?

"Anne babam terörist mi" diye sordu. Çok sorguladı. Benden çok daha fazla gazeteleri inceledi. Ben Defne'ye "Babam orada ders verecek" dedim. Ama okula gittiğinde arkadaşları konuşmuş. "Anne beni kandırma" dedi, ondan sonra gerçeği anlattım. Kızım da bana çok destek oldu.

EGEMEN BAĞIŞ'I ANLAYAMIYORUM

Egemen Bağış'ın bakış açısını anlayamıyorum. Nedim'i de kast ederek 'onlar terör suçundan içerideler, başka suçlar var' dedi. Birilerinin bunları anlatması lazım. Başbakan'ın yanlış bilgilendirildiğini sanıyorum.

Çok eleştiri aldım. Katıldığınız ortamlarda neden sadece "Nedim Şener" ismini zikrediyorsunuz diye.

NEDİM ŞENER:


EŞLERİMİZİ DE TUTUKLARLAR MI DİYE KORKTUK

Bu komployu bize kuranlar eşlerimizi de tutuklarlar mı diye çok korktum. Kaç kere bunun korkusunu yaşadım.

Bizler maaşlar geçinen insanlarız. Bizler mütevaziyiz. Ama içerideki gazeteciler ne yapacaklar.

Silivri'de her şey insanları çürütmek adına hazırlanmış.

"ARTIK HİDDETLİ KONUŞAMIYORUM"

Artık hiddetli konuşamıyorum. Cezaevindeki duvarlar sesleri öyle yankı yaptırıyor ki inanamazsınız, artık hiddetli konuşamıyorum ses yankı yapmasın diye.

Silivri'de insan ait hiç bir şey yok.

Cezaevinde çalışanlar arasında bu zincirin içinde en yumuşak olan Adalet Bakanlığı personeli.

Cemaatin bu işin ne tarafında olduğunu biliyoruz. Cemaatin bu işteki parmağı çok büyük.

"KIZIMIN ÖDEVİNİ ARADILAR"

28 Şubat sürecinde Merve Kavakçı'nın evine bile giremediler. Benim kızımın ödevlerini bile aradılar. Çocuğumun ödevleri arasında suç unsuru arandı.

Bizden terörist yaratmaya çalıştılar.

Ben cemaatin ne yaptığını biliyorum ve görüyorum.

Kirli ellerini yıkamaya çalışan gazeteciler bana bunu anlatmalıdır.

Yalılarda oturuyorsun, villalarda oturuyorsun. Gel seni Silivri'de 1 gün yaşatayım ne yapıyorsun.

O gazetecinin oğlu gelsin öyle bir aramadan geçsin, o zulme katlansın.

YILDIZ EZİYET ÇEKİYOR

Müyesser Yıldız eziyet çekiyor resmen ve kadın üşüyor, ben nasıl sevineyim çıktığıma. Başka bir yere aldır kendini dedim. Kadın tek başına kalıyor.

VECİDE ŞENER

Bizler hükümlü ailesi değiliz. Bu insanlar tutuklu hükümlü değil. Bu hükümet cezaevi yapmayı çok seviyor. Tutukluların yerleri ayrı olsun dedim birçok yerde. Eşim tahliye oldu ama diğerleri 18 Haziran'ı bekleyecek.

KIZIMIN ETEĞİNİ ÇIKARTTIRDILAR

Nedim'i görmeye gittiğimizde kızımın üzerindeki eteğin üzerindeki üç düğme öttü diye o eteği çıkarttırdılar. Kızım kazağını beline bağladı ve babasına kavuşmak istedi.

NEDİM ŞENER


HERKESTEN ÖZÜR DİLİYORUM

Doğan Yurdakul'un kızı geliyor. Herkesten özür dileyerek söylüyorum. Aramalar sırasında sutyenini çıkarttırıyorlar. Sutyenim yok diye kaldırıyor bluzunu. Silivri kahraman olma yeri değil, çürüme yeri.

İki tane bilimsel raporlar var. Ya bu hocalar da Ergenekoncu, ya da o raporlar doğru gereğinin yapılması lazım.

Dava düşse bile kaybedilen yılların hesabı ne olacak. Nasıl Ergenekoncu ilan edildim. Dink'le ilgili kitap yazıyorum. Sadece benim telefonlarım dinleniyor. O kadar eminler kim sadece beni dinliyorlar.

Sen hangi komplonun parçasısın.


ÖZ’LE DE TARTIŞTIM

Sorgum sırasında Zekeriya Özle de tartıştım.

İddiaları ortaya koyan herkes savunmaları da okusun. Gazeteci önce vicdan sahibi olacak. Mahkeme başkanı herkesten fazla duyarlı.

KORKUNÇ BİR TECRİT

Müyesser Yıldız tek başına koca koğuşta üşüyor. Yapayalnız yaşıyor. Yalvarıyorum cezaevi savcısı ne yapacaksa yapsın. Korkunç bir tecrit yaşıyor.

SİVAS OLAYLARI

Ben bunu Türkiye'nin vatandaşlarına yaptığı eziyet olarak görüyorum.

Benim doğrularım bana yeter, ben sadece gerçekleri yansıtmaya çalıştım.

Türkiye'de politika insanların hayatını mahveden bir bölüm oldu.

Hükümetin Sivas olayı için özür dilemesi gerekmektedir.

Zeynep hanımın çektiğinin yanında bizim ki hiçbir şey kalır.

7/07/2011

ingiltere'de telefon dinleme skandalı ülkenin en çok satan pazar gazetesini kapattırdı

İngiltere'nin en çok satan pazar gazetesi News of the World, pazar günü son sayısını çıkararak yayın hayatına son verecek.
168 yaşındaki gazete son günlerde İngiltere gündemini kaplayan kanun dışı telefon dinleme skandalı sebebiyle sert eleştirilere hedef olumuştu.
Gazeteye reklam veren Ford, Vauxhall gibi şirketler yaşananlar sebebiyle News of the World'e reklam vermeyeceklerini açıklamışlardı.
News of the World'un parçası olduğu News International Medya grubunun genel yayın yönetmeni James Murdoch tarafından gazete çalışanlarına yapılan açıklama, İngiltere'nin satış rakamı açısından en büyük gazetesinin yayından kaldırılacağı anlamına geliyor.
Murdoch'un genişlemesi nasıl etkilenecek?

İngiliz hükümetinden yapılan açıklamada alınan kararda herhangi bir müdahalenin sözkonusu olmadığı belirtildi.

Gelişmelerin Ruport Murdoch'un sahibi olduğu dev medya grubunun talip olduğu İngiltere'nin dijital uydu kanalı BSkyB'nin satışı sürecini nasıl etkileyeceği konusunda henüz bir değerlendirme yapılmadı.

Yakın zaman içinde Başbakan Cameron liderliğindeki koalisyon hükümeti, Murdoch'un BSkyB'yi ele geçirme planlarına prensipte yeşil ışık yakmıştı.

İngiltere'de düzenlenen protestolarda halk Başbakan Cameron'ı "kararını çok geç olmadan değiştirmeye" çağırmıştı.

BSkyB'nin News Corporation'a satışı durumunda, grup İngiltere'de BBC dahil diğer tüm medya kuruluşlarını gelir açısından gölgede bırakan bir dev haline dönüşecek.
Askerlerin aileleri de dinlenmiş

Ruport Murdoch gelişmeler üzerinde gazeteyi kapatma kararı aldı.

News of the World gazetesine yönelik son iddia bugün Daily Telegraph gazetesinin öne sürdüğü Irak ve Afganistan'da ölen İngiliz askerlerin ailelerinin gazete tarafından gizlice dinlendiğini yönündeydi.

Gazetenin siyaset ve şöhret dünyasından ünlü kişilerin telefonlarını dinlediği iddiaları daha önce gündeme gelmişti.

Bu iddialara dün de cinayet ve Londra'da 7 Temmuz'daki bombalı saldırı kurbanlarının ve bu kişilerin yakınlarının telefonlarının da dinlendiği suçlaması eklendi.

Daily Telegraph gazetesinin bugünkü iddasına göre gazete adına çalıştığı söylenen özel dedektif Glenn Mulcaire'in dosyaları arasında, Irak ve Afganistan'da ölen askerlerin yakınlarına ait telefon numaraları da ele geçirildi.
İddialar nasıl gelişti

News of the World ayrıca, 2002 yılında cinayete kurban gitmiş bir genç kız henüz kayıp durumundayken cep telefonundaki mesajlara ulaşıp gizlice dinlemekle suçlanıyor.

Öldürüldüğünde 13 yaşında olan kızın mesaj kutusu dolunca bazı mesajları silerek yeni mesaj gelmesini sağlayan News of the World, Milly Dowler adlı kızın ailesine halen sağ olduğu yönünde boş umutlar vermekle suçlanıyor.

Katili daha geçen ay hapse mahkum edilen Milly Dowler'ın ailesi, kızları telefon mesajlarını dinleyebildiğine göre halen sağ olduğu umudunu taşıyordu.

Bulvar gazetesi News of the World, çarpıcı bir manşet bulmak amacıyla, 7 Temmuz 2005 tarihinde Londra'da toplu taşıma araçlarını hedef alan eşgüdümlü saldırılarda ölenlerin yakınlarının telefonlarını da dinlemekle suçlandı.

Gazetenin cep telefonlarını özel detektiflere para vererek dinlettiği iddia ediliyor.
Gazetenin "karanlık" mazisi

News of the World gazetesiyle ilgili telekulak skandalı ilk kez 5 yıl önce gündeme gelmişti.

Gazetenin bazı muhabirlerinin Kraliyet Ailesi'nin yakınlarının da aralarında bulunduğu birçok kişinin telefonlarını dinlediği ortaya çıkmıştı.

İngiltere Başbakanı David Cameron'ın eski iletişim danışmanı Andy Coulson bu skandal nedeniyle Ocak ayında görevinden istifa etmişti.

Gazetenin bir dönem editörlüğünü yapan Coulson, istifa kararına gerekçe olarak, telekulak skandalıyla ilgili devam eden haberleri göstermişti.

6/04/2011

istanbul beyoğlunda kuafördeki perukların arasına kokain yerleştirip satmışlar

Dükkanı basan polis, perukların arasında ve sergilendiği mankenlerin altında satışa hazır toplam 23 gram kokain buldu.
Dükkana gelen müşterilerin isteğine göre, ufak su şişelerinden yapılan ve nargile tabir edilen yöntemle hazırlanmış kokaini kuaför salonunda da içeren işyeri sahibi Hikmet S. ile Kanat S. adlı karı-koca gözaltına alındı.
Kuaför dükkanının bulunduğu binanın karı-kocaya ait olduğu ve üst katları da kiraya verdikleri tespit edildi. 10 yıldır aynı yerde hizmet veren karı-koca binayı uyuşturucu parasıyla aldıkları iddiasını kabul etmedi. Polis, uyuşturucunun "Kızıl peruk var mı?" sorusuna yöneltenlere verildiğini belirledi.

Uyuşturucu satıcıları polise yakalanmamak için akıl almaz yöntemlere başvuruyor. Tarlabaşı Refik Saydam Caddesi'ndeki 4 katlı binanın yüksek girişinde hem kuaför hizmeti veren hem de peruk satılan dükkanda kokain pazarlandığı ihbarını alan Beyoğlu Bölgesi Güven Timleri harekete geçti. İhbarın aslı olup olmadığını belirlemek için polis dükkanı hem dışarıdan hem de içerden mercek altına aldı. Zaman zaman kadın polisler, saç yaptırma ya da peruk bakma bahanesiyle dükkana müşteri görüntüsüyle girdi.

Uyuşturucu satışı yapıldığının belirlenmesi üzerine Beyoğlu Güven Timleri baskın için dün akşam düğmeye bastı. Kuaför ve peruk satışı yapılan dükkanın sahibi 38 yaşındaki Hikmet S. ile karısı 47 yaşındaki Kanat S. gözaltına alındı.

Dükkanı didik didik eden polisler perukların sergilendiği mankenlerin altında ve manken ile peruk arasına gizlenmiş ve satışa hazır durumda 23 gram kokain buldu. Kokainin satışı deneyimli dedektifleri bile şaşkına çevirdi. Dükkanda araştırmalarını derinleştiren polisler, ufak su şişesinden yapılan ve nargile diye bilinen düzeneği buldu. Kokain içmeye yarayan düzeneğin dükkana müşteri gibi gelenlerin istekleri doğrultusunda kuaför salonunda da ikram edildiği belirlendi.

Polis, dükkana gelen ve kokain isteyen uyuşturucu bağımlılarının "Kızıl peruk var mı?" şifresiyle uyuşturucuyu temin ettiğini belirledi. Sağlık kontrolünden geçirilen karı-koca, gazetecilerin "Binayı uyuşturucu parasıyla mı satın aldınız" sorusuna "Yok öyle bir şey" yanıtını verdiler. Karı-kocanın ifadelerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi. Hikmet S. ve karısı Kanat S.'yi tanıyan esnaf "Yaklaşık 10 yıldır burayı işletiyorlardı. Bina da onlara ait. Üst katları kiraya verdiler. Uyuşturucu sattıklarını hiç fark etmedik" dediler.
mynet

5/19/2011

hitler hayranı olan danimarkalı yönetmen cannes film festivalinden kovuldu

Danimarkalı ünlü yönetmen Lars Von Trier, Hitler'le ilgili sözleri nedeniyle Cannes film festivalinde "istenmeyen adam" ilan edildi.


Ancak yönetmenin "Melankoli" isimli filmi, Altın Palmiye ödülü için yarışan filmler arasında yeralmaya devam ediyor.


Cannes film festivali sırasında Danimarkalı ünlü yönetmenin, gazetecilerle yaptığı söyleşi sırasında sarfettiği şakayla karışık sözler, büyük tepkiye yol açtı.


Von Trier, basın toplantısı sırasında, ailesinin kökeniyle ilgili bir soruya cevap verirken, "Ben Yahudi olmak istiyordum. Ama ailem Alman olduğu için gerçekte bir naziydim. Hitler'i anlıyorum. İyi biri değildi, ama onu anlıyorum ve bir parça sempati besliyorum" dedi.


Von Tier, İsrail hakkında da uygunsuz sözler kullandı.


Bu sözler, Cannes'da bomba etkisi yaptı.


Von Tier, daha sonra özür dilemesine rağmen, "istenmeyen adam" ilan edilmekten kurtulamadı.


Festival kurulu, Von Tier'in Altın Palmiye'yi kazanması halinde bile, ödülü almak için Cannes'a gelemeyeceğini bildirdi.


Cannes Film Festivali'nde 64 yıldır ilk defa bir isim "istenmeyen adam" ilan ediliyor.


Von Tier, 2000 yılında festivalde Altın Palmiye ödülüne layık görülmüştü.

1/17/2011

ukrayna parlamento başkanına hürrem sultan sorusu soruldu

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Ukrayna Parlamento Başkanı Volodimir Litvin ile bir araya geldi.

Litvin ve Şahin, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Mehmet Ali Şahin, ''Muhteşem Yüzyıl'' dizisiyle ilgili bazı tepkiler olduğunu belirterek, ''Bu tepkileri saygıyla ve anlayışla karşılıyorum. Ama senaristlerin bu tepkileri de ciddiye alacaklarını ve saygı duyacaklarını düşünüyorum'' dedi.

Aynı zamanda ''Tarih Profesörü'' olan Litvin, bir gazetecinin, Türkiye'de bir televizyon kanalında yayınlanan ve Kanuni Sultan Süleyman ile Ukrayna'dan gelen Hürrem Sultan'ın hayatını anlatan 'Muhteşem Yüzyıl' dizisiyle ilgili tartışmaları hatırlatması üzerine, hem Ukrayna'nın hem de Türkiye'nin kendi tarihi köklerine döndüklerini belirtti.

1/13/2011

sutyenini çıkarmadı diye basın resepsiyonuna alınmadı

İSRAİL’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun önceki akşam yabancı medya temsilcilerine her yıl düzenlediği resepsiyona davet edilen El Cezire’nin Kudüs muhabiri Najvan Simri Diab, iç güvenlik örgütü Şin Bet’in ‘sutyen kontrolüne’ uğradı. Bir odaya sokulan ve atletle bırakılan 31 yaşındaki genç kadından, 15 dakika elle yoklamanın ardından sutyenini çıkarması istendi. Kabul etmeyince de toplantıya sokulmadı. Arap asıllı İsrail vatandaşı Diab, “Çok güvenlik testlerinden geçtim ama böyle küçük düşürme yaşamadım, bikini ile gelseydim nasıl olurdu acaba?” derken, Şin Bet standart güvenlik kuralları uyguladıklarını, Türkleri de soyduklarını ve 3 kadın gazetecinin sutyenlerini çıkarmak istemeyerek toplantıya katılmadığını açıkladı.

El Cezire televizyonunda 8 yıldır çalışan yapımcı ve muhabir Najwan Simri Diab, Yediot Ahranot gazetesine başından geçenleri şu sözlerle anlattı:

12/09/2010

hasta babasını görmeye gitti cinayet zanlısı olarak tutuklandı


Hasta babasını son bir kez görmek amacıyla Erdoğan Akhanlı Almanya’dan Türkiye’ye geldi. 21 yıl önce işlenen bir cinayete karıştığı iddiasıyla yakalanarak tutuklandı. 4 ay tutuklu kaldıktan sonra ilk kez hakim karşısına çıktığı duruşmada serbest bırakıldı.

Yazar Erdoğan Akhanlı, 1991 yılında Türkiye’yi terketmek zorunda kaldı ve 2001 yılında Almanya vatandaşı oldu. 19 yıl sonra sağlık problemleri yaşayan babasını ziyaret etmek için İstanbul’a geldi. Ancak Akhanlı, Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı ve 1989 yılında bir döviz bürosunda İbrahim Yaşar Tutum’un öldürüldüğü soyguna katıldığı iddiasıyla 10 Ağustos’ta tutuklandı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, dün davanın ilk duruşması görüldü.