Dünya

Dünya
ekosistem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekosistem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/07/2012

karadeniz'in türkiye kıyılarındaki balık türlerinin üçte birinin nesli tükendi

Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nde yapılan araştırmanın ilk sonuçlarına göre, 161 balık türünün bulunduğu Karadeniz'in Türkiye kıyılarında 59 balık türünün nesli tükendi.
Araştırmada Mersin Morinası ve köpek balığı türlerinin neslinin de tehdit altında olduğu belirtildi. RÜ, Su Ürünleri Fakültesi bünyesinde 10 yılı aşkın süredir sürdürülen Karadeniz balıkları ile ilgili araştırmanın ilk sonuçlarını açıklayan Öğretim Görevlisi Doç Dr. Semih Engin, bolluk ve bereketin simgesi olan Karadeniz'in son 50-60 yıldır kara bahtı ile baş başa kaldığını anlattı.

Aşırı avcılık, kirlilik ve iklim değişiklikleri nedeniyle Karadeniz'de birçok balık türü neslinin yok olduğunu belirtti. Engin ayrıca "Aşırı av baskısı, doğrudan ve dolaylı olarak Karadeniz ekosistemini çöküş noktasına getirmiştir. Bir çok balık türünün Karadeniz popülasyonları tükenmiştir. Buna da en iyi örnek Orkinos olacaktır." dedi.

3/06/2012

antarktika'da başka ekosisteme ait bitki ve canlılar yarımadanın iklimini tehdit ediyor

Richard Black

BBC Çevre Muhabiri

Yeni bir araştırmaya göre Antarktika'da başka ekosistemlere ait bitkiler ve diğer canlılar bulundu.

Bu canlıların bölgeye, Antarktika'ya giden turistler ve bilim adamlarının ayakkabıları ve kıyafetleri üzerinde kasıt olmadan taşındığı ortaya çıktı.
Antarktika'nin büyük bir bölümü buzlarla kaplı ancak buzlarla kaplı olmayan kısımları da şimdilerde bitkilerle kaplanmakta.

Bu gelişme, özellikle Antarktik yarımadası kesiminde, yani Güney Amerika'ya yakın olan bölümde görülüyor.

Bunun nedeni de, son yıllarda bu bölgenin ısısında yaşanan hızlı artış.

Geçtiğimiz yarım yüzyılda Antarktik yarımadasının sıcaklığı ortalama 3 derece artmış.

Bu sıcaklık artışı dünyanın geri kalanına oranla oldukca yüksek.

Turistlerin sıklıkla gittiği ve yeni bitkilerin kök salmaya başladığı alanlar aynı zamanda adanın en sıcak bölümleri olma özelliğini de taşıyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi ne kadar tohumun Antarktika'ya ulaştığını buldu.

National Academy of Sciences'ın yayınladığı bir rapora göre, Antartkika'ya giden her bilim adamı ve turist botlarında ve kıyafetlerinde ortalama 10 adet tohum taşımaktalar.

Antarktika'ya her yıl toplam yetmiş bin tohum taşınıyor.

Bunların yarısı da Antarktika'da varlıklarını sürdürmeye devam edebiliyor.

Araştırmacılara göre, bu canlılar zamanla Antarktika ekolojisini, tıpkı adanın kıyılarında olduğu gibi, değiştirecekler.
Kontroller sıkılaştırılıyor

Adaya gelen ziyaretçilere artık daha sıkı kontroller yapılıyor.

Ancak uzmanlar ziyaretçi trafiğiyle birlikte iklim degişimini de göz önünde bulundururak, bu kontrollerin, Antarktika'nın beyaz ve saf kalmasını sağlamaya yeterli olmadığını bildiriyorlar.

British Antarctic Survey'den Dr. Kevin Hughes, taşınan tohumların en yaygın olarak botlar ve çantalarda bulunduğunu kaydediyor.

Özellikle botların bağ ve dilinin tohumların taşınması için çok uygun bir ortam olduğu belirtiliyor.

Dr Hughes yeni tohum ve canlıların adaya getirilmesini önlemek amacıyla, bölgeye giren araçlar için yeni kurallar getirilebileceğini, paketlerin kontrolden geçirebileceğini, ziyaretçilerin kıyafetlerinin temiz ve botlarının yeni olmasına dikkat edilebileceğini söyledi.

İnsanların nereye giderlerse yanlarında yeni yaşam formları taşıdıklarını ve bunu engellemenin imkansız olduğunu bildiren Dr Hughes, ancak dışardan bölgeye taşınan yabancı canlıların oranını azaltmanın mümkün olduğunu ekledi.

Antarktika Antlasmaşı'na göre yanlışlıkla adaya taşınan canlıları temizlemeye ilişkin yasal bir zorunluluk olmasa da, bilim adamları bu yeni canlıların Antarktika'ya taşınmasını önlemeye özen göstermenin ahlaki bir zorunluluk olduğunu belirtiyorlar.

Güney Afrika'daki Stellenbosch Üniversitesi'nden Profesör Steven Chown'a göre ise Antartika'da bio-emniyet tedbirleri uygulanmadığı taktirde, adanın ekosistemi yabani otlar, fareler ve yabani kuşlarla çevrili bir ortama dönüşecektir.

12/28/2011

okyanus tabanındaki volkan ağızlarında yaşayan olağanüstü canlılar keşfedildi

Okyanus tabanındaki volkan ağızları, yeryüzünün en zor yaşam koşullarına sahip bölgeleri arasında yer alıyor.

Fakat İngiltere'den bir araştırma ekibi, şartlar ne kadar amansız olursa olsun, buralarda yaşamaya ayak uydurmuş olağanüstü canlı türlerini görüntüledi.
Ekip, Hint Okyanusu'nda yer alan volkan ağızlarının kaynayan sularını kendine ev edinmiş yengeçler, salyangozlar ve deniz hıyarlarıyla karşılaştı.

Araştırmacılar bu canlılardan bazılarının ilk kez keşfedilen türler olduğunu düşünüyor.

Okyanus dibindeki volkan ağızlarının varlığı ilk kez 1977'de ortaya çıkarılmıştı. Bu yarıklar dışarı son derece sıcak ve mineral zengini su püskürtüyor.

Hayata elverişli bir ortam değil, ama burada da farklı ekosistemler varlığını sürdürebiliyor.

Southhampton Üniversitesi ekibi, Güney Batı Hint Okyanusu Sırtı'ndaki volkan ağızlarını inceledi.

Bundan önce Orta Atlantik Sırtı ve Orta Hint Okyanusu Sırtı'ndaki volkan ağızlarındaki yaşam koşulları ve canlı türleri ayrıntılı biçimde belgelenmişti.
Sualtı robotu

Bu iki sırt ile bağlantılı ama çok daha az tanınan Güney Batı Hint Okyanusu Sırtı'nda araştırma yapan İngiliz ekip, daha az volkanik faaliyetin meydana geldiği bu bölgede volkan ağızlarının da daha az sayıda ve birbirinden uzak mesafelerde tezahür ettiğini söylüyor.
Projenin başkanı Profesör Jon Copley, ''Volkan ağızlarındaki canlı türleri açısından burası tam bir kavşak noktası.'' diyor.

Ekip, Almanya'daki bir deniz enstitüsünden ödünç aldıkları Kiel 6000 adlı uzaktan kumandalı sualtı robotunu kullanarak volkan ağzını kameralarla görüntüledi.

Suyun en sıcak olduğu noktada salyangoz, karides, midye, deniz hıyarı ve yengeç gören araştırmacılar, buldukları bu canlıları diğer volkan ağızlarında yaşayan hayvanlarla karşılaştırdılar.

Prof. Copley, beklendiği üzere, bundan önce araştırılan volkan ağızlarındaki ekosistemle benzerlikler tespit ettiklerini, fakat aynı zamanda, daha önce karşılaşılmamış bazı hayvan türlerinin farkına vardıklarını ve bunun büyük bir sürpriz olduğunu söylüyor.

Ekip, gördükleri canlı türlerinin çeşitliliğinin kendilerini şaşırttığını belirtti.

Jon Copley, diğer volkan ağızlarında genellikle tek bir hayvan türü varolmayı başarabilirken (Orta Atlantik Sırtı'ndaki volkan ağızlarında yaşayan karides gibi), Güney Batı Hint Okyanusu Sırtı'nda aynı noktada üç, hatta dört canlı türüyle karşılaştıklarını kaydetti.