Dünya

Dünya
eğitim atağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eğitim atağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/23/2011

harvard'da okumak için oraya gitmeye gerek yok eğitimi ayağınıza getiriyor

Açık Üniversite'nin Bilgi Medya Enstitüsü'nün direktörü Peter Scott, "Sanal dünyada binaları ve sınıfları insanlarla doldurmanıza gerek yok, ayrıca belli bir ders programına da bağlı kalmak zorunda değilsiniz" diyor.

Açık Üniversite, İngiltere'de öğrencilerin evlerinden çalışmasına izin veren en büyük üniversite.

Kurum, internet üzerinden verilen sertifika programlarının da öncülerinden.

23 ülkede 263 bini aşkın öğrencisi olan Açık Üniversite, üniversite öğrencilerin yararlanabileceği bir dijital kütüphane imkanı sunan iTunes'da da indirme rekoru kırmış durumda.

Aralarında Harvard, Oxford ve Cambridge'in de olduğu dünyanın önde gelen üniversiteleri, eğitim malzemelerini kullanıcılara ücretsiz bir şekilde sunuyor.
'Toplum kolejleri' örnek alınıyor

En çok indirilen eğitim materyalleri ise Açık Üniversite'ye ait.

Üniversite'nin öğrencilerinin çeyreği 25 yaşın altında, 50 yaşın üzerindeki öğrenciler ise grubun sadece yüzde 10'unu oluşturuyor.

Çoğu ülkede üniversitelerin ücreti artarken, bu eğilimin güçlenmesi beklenebilir.

Böylece, odanızdan çıkmadan Harvard Üniversitesi'nden eğitim alma olasılığı da artıyor.

Ancak, Microsoft'un eğitim biriminden Anthony Salcito, internetten eğitim söz konusu olduğunda öne çıkanın seçkin üniversiteler olmadığını söylüyor.

Salcito, "Dubai ve Çin gibi yerlerde insanlarla konuşurken soruların ve ilginin Harvard gibi üniversitelere yöneleceğini düşünmüştüm. Ancak Amerikan eğitiminin en çok ilgi çeken ve taklit edilmeye çalışılan yanı, iki yıllık toplum kolejleri. Bu kolejler, sertifika ve fırsatların tüm vatandaşların hakkı olduğu inancı üzerine kurulu" diyor.

Salcito, bu okulların aynı zamanda istihdam imkanları ve işgücüne olan yakın bağları nedeniyle de rağbet gördüğünü söylüyor.
Elit okulların sultası sona erebilir

Peki internet sertifikaları üniversite deneyimini nasıl değiştirecek?

İngiltere'nin eski eğitim bakanı Lord Jim Knight, uzun süredir eğitim teknolojileriyle ilgili.

Knight, zamanla tamamen internetten alınan dereceler yerine, bir kısmı uzaktan, bir kısmı ise okula devam ederek bitirilen programların ortaya çıkabileceğini söylüyor.

Knight, "iTunes aracılığıyla konunun önde gelen uzmanlarının derslerini dinleyebilecekken, öğrenciler neden o kadar iyi olmayabilecek birini dinlemek için üniversiteye gitsinler?" diyor.

Açık Üniversite'den Peter Scott, öğrencilerin ihtiyacı neyse onu yerine getirmeye çalıştıklarını söylüyor.

Şimdilik en çok kullanılan eğitim malzemeleri yüksek kalitede podcast'lar ve videolar ancak multimedya kitapların sayısı da gittikçe artıyor.

Scott, üniversitelerin internetten derslerinin uluslararası tanıtımını yapabileceğini, eğer gerekirse yerel partnerlerden destek alabileceklerini söylüyor.

Peki bu Harvard'ın evlerimize gelmesini sağlayacak mı?

Scott, "Harvard da neymiş? Bir marka mı yoksa birkaç kişi mi? Aslında ne istiyoruz? Gerçekten öğrenmekse eğer, bunu yapmanın en iyi yeri burası, elit bir üniversite değil" diyor.

Anthony Salcito da sanal eğitimin seçenekleri artıracağını ve elit üniversitelerin markalaşmış isimlerinin ötesine geçmeyi sağlayacağını söylüyor.

Salcito, "Eğitim ve teknoloji daha açık hale geldikçe, markaların sultası da değişecek çünkü öğrencilerin daha fazla seçeneği olacak" diyor.
bbc türkçe bilim ve teknoloji

6/14/2010

Babam Diyarbakırda müzik öğretmeniydi

Babam Diyarbakır’da müzik öğretmeniydi. Mustafa Kemal Atatürk ilkelerine ve getirdiği yeniliklere de temelden bağlı bir insandı. 

çocukların müzik eğitiminde

O sıralarda belki anlamıyorduk biz kardeşler, ama Atatürk’ün büyüklüğünü yıllar sonra birebir yaşayınca, babamın da büyüklüğünü fark edebildim.
Türkiye, Cumhuriyeti’ni kurduktan ve yüzünü “çağdaş medeniyetlere” dönmeye başladıktan sonra, birçok konuda atılımlar yaptı. Bunlar öylesine kökten ve yapıcı atılımlardı ki, yıkmaya kalkmak bile başka bir Atatürk ihtiyacı doğuracak nitelikteydi.
Müthiş bir kadrosu vardı Mustafa Kemal’in ve bir de gizli “karıncaları”.
Hitler rejiminden ürküp de kaçan Alman Yahudileri, Türkiye’nin her tarafında kültür, sanat, ekonomi, vatandaşlık ilkeleri, ülkeyi sevmek, ulus olmak yolunda yeni kurulan Cumhuriyet’e destek veriyordu.
O zamanlar küçük bir ayrıntı gibi gelen, ama şimdilerde bakıldığında müthiş bir devrim olan “mandolin” adındaki küçücük müzik aletinin ne gibi büyük “devler” ortaya çıkaracağından pek haberimiz yoktu.

O zaman sorgulamak gerekti. Neden Cumhuriyetin ilk yıllarında orta öğretimde müzik enstrümanı olarak mandolin tercih edilmişti?

Mandolin, batılıların lut, bizim ud dediğimiz enstrüman ailesindendir. 17. ve 18. Yüzyıllarda İtalya’da ortaya çıkmıştır. Napoli’de üretilen ve dünyaya 19. Yüzyılda adını duyuran bir çalgıdır. Prototipi, 14. Yüzyıla kadar dayanan ve o sıralarda mandore olarak anılan bir müzik aletiyken, daha sonra lut ailesine yaklaşarak mandolin olarak tüm dünyaya yayılmıştır.
Bunlar mandolin için herhangi bir internet sitesinde bulunabilecek teknik ve tarihsel bilgiler, ancak mandolinin çocukların müzik eğitiminde ne denli önemli olduğunu anlatmak için küçük bir noktayı aydınlatmakta yarar var.
Mandolin, yaylı sazlara, özellikle de kemana geçişte müthiş bir kolaylık sağlamasıyla tanınır ve bilinir. Bu yüzden de müziğe saygısı olan tüm dünya ülkelerinde ilk ve ortaöğretim çağındaki çocukların öğrenmesi teşvik edilir.
Çalgıların nota veya akor basmak için kullanılan uzantılarına “tuş” denir. Keman ile mandolinin tuş ölçüleri aynıdır. Mandolinde tuş bölümü perdelerle ayrılmışken, kemanda bu bölüm düzdür.
İşte mandolin üzerinde çalışan ve eğitilen parmaklar, kemana geçtiği zaman bir yabancılık çekmez. Bu da mandolinin yaylı sazlara geçişteki kolaylığını açıklar.

çok sesli müzik

Mandolinden diğer telli sazlara geçiş de aynı şekilde kolaylık sağlar.

Daha sonraları mandolinin yerini önce “melodika”, ardından da günümüzde modern kaval diyebileceğimiz “blok flüt” almıştır.
Her iki müzik aletinin de, mandolinin yerine geçmesi, hatta mandolin ile aynı kategoride anılması söz konusu bile olamaz. Türkiye, çok sesli müzik sanatında cumhuriyetin ilk yıllarındaki temposunu bir daha yakalayamamış ise, bunda yürütülen müzik eğitim politikalarının büyük etkisi vardır.
Yalnızca bu kadarcık bir çerçeveden bakıldığında bile, Cumhurriyetin ilk yıllarındaki eğitim atağının gücü ve kapsayıcılığı ortaya çıkmaktadır.
Bugün yeniden oluşturulmaya çalışılan ve bu anlamda ciddi uğraşlar verilen çok sesli müzik kültürünün yaygınlaştırılması çabası, yalnızca bir “müzik beğeni entellektüelliği” olarak algılanmamalıdır.
Çok sesli müzik, bir beğeni değil, bir eğitimdir ve çağdaşlığın göstergesidir. Bu çağdaşlığı yakaladıktan sonra insan, yeniden geriye dönüp tek sesli müziği ile uğraşabilir de. Ancak bu dönüş bile çok daha farklı ve yararlı olacaktır.
Mandolin orkestralarının kurulduğu, ileri ülkelerde mandolin eğitiminin önemsendiği düşünüldüğünde, Türkiye’nen neden melodika ve blok flüt ısrarında bulunduğu daha iyi anlaşılır.
Mandolin orkestraları konusunda dünyada en ileri ülkeler, ABD, İngiltere, İrlanda, Avusturalya, Yeni Zelanda, Çek Cumhuriyeti, Portekiz, Brezilya, Hindistan, Yunanistan ve Japonya gösterilebilir. Eğer Türkiye’de melodika ve blok flüt dönüşümü yaşanmasaydı, bu ülkeler arasında elbette Türkiye’de bulunacaktı.
Cumhuriyetin önemli kazanımlarından biriydi mandolin, ama ne yazık ki yok edildi. Mutlaka yeniden yaşatılması gerekir.
Gürer Aykal
Odatv.com