Dünya

Dünya
deniz canlıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deniz canlıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/17/2011

küresel ısınma bitki ve bazı hayvan türlerinde küçülmeye yol açabilir

Singapur Üniversitesi'nden uzmanlar, sıcaklıkta artışın bazı hayvan türlerinin daha fazla enerji yakmasına ve küçülmesine, bazı bitkilerin de artan nem ve azalan besin maddeleri dolayısıyla büyümemeye yöneldiğini söylüyor.
Bir bilim dergisinde (Nature Climate Change) yayınlanan çalışmaya göre ortalama ısıdaki her bir derecelik artış, belirli bitkilerin yüzde 3 ile 17 arasında küçülmesine yol açıyor.

Omurgasız deniz canlılarında bir derecelik ısınma cüsseeyi yüzde 0,5 ile yüzde 4 küçültürken, balıklarda bu oranlar yüzde 6-22, böceklerde yüzde 1-3, salamanderlerde yüzde 14 oluyor.
Gıda zincirine etki

Bilimsel makalenin yazarları David Bickford ve Jennifer Sheridan, bazı araştırmalara göre 2100 yılına dek ortalama ısının 7 dereceye kadar yükselebileceği bulgularına işaret ediyor.

Uzmanlar, insanların gıda zincirinin parçası olan bazı tahıl ve deniz canlılarının da bu durumdan etkilenmesi halinde, artan nüfusu doyurmanın zorlaşabileceği uyarısında bulundu.

Bickford, "Eğer gıda üretenler, tüketenlerden hızlı küçülürse, tüketiciler hastalıklara açık hale gelebilir, doğum oranları düşüp ölüm oranları yükselebilir" dedi.

Araştırmalarını son yüz yılda elde edilen verilere dayandıran uzmanlar, dünyadaki canlıların büyük bölümünü oluşturan soğukkanlı canlıların değişimden özellikle olumsuz etkilendiğine dikkat çekiyor.

Küçülme hem karada hem suda yaşayan canlılarda görüldüğü zaman ise, bu canlılar için su kaybı ve susuz kalıp kuruma riski artıyor.

Otlardan ağaçlara, kurbağalardan martılara ve geyiklere pek çok canlıda bu sürecin görüldüğünü kaydeden uzmanlar, kutuplardaki buzulların azalması dolayısıyla kutup ayılarının da küçülmeye başladığını öne sürüyor.

55 milyon yıl önce benzer bir dönemden geçildiğini kaydeden uzmanlar, ısının yüzde 3-7 arasında artıp yağışın yüzde 40 azaldığı bu dönemde, böcek, arı, örümcek ve karınca gibi omurgasız canlıların yüzde 50-70 arasında küçüldüğünü hatırlatıyor.

Yazıda, ısınmadan kaynaklanan küçülmenin en uç noktada, türün soyunun tükenmesine yol açabileceği kaydediliyor.

Ancak bilim dünyasında bu konuda tam bir mutabakat yok.

Başka uzmanlar, büyüklükteki dalgalanmaların doğal olduğunu, türlerin iklim değişimine ayak uyduracağını savunuyor.

5/19/2011

1998 yılına kadar varlığı keşfedilemeyen denizlerin en ilginç canlısı

İlk bakışta ne olduğunu anlamak çok zor. Bilim adamları zaten bu yüzden 1998'e kadar varlığından haberdar olunmadığını savunuyorlar. Çünkü bir anda, istediği pek çok deniz canlısına dönüşebilen bu garip ahtapot, yüzyıllarca kendisini bir başka canlı gibi göstermiş.
1998'de Güneydoğu Asya açıklarında resmen keşfedildiği kayıtlara geçtiğinde "Mimic Octopus" ya da "taklitci ahtapot" olarak adlandırıldı.


Gezegenin en ilginç canlılarından biri olarak nitelenen "taklitçi ahtapot", tehlike anında, duruma göre yılan balığına, yassı balığa, aslanbalığına, deniz yıldızına, dev yengeçe, vatoza, denizanasına dönüşebiliyor. Sadece görüntüsü değil, hareketleri de onları taklit ediyor.
Bir voleybol topu büyüklüğündeki ahtapot kolaylıkla bir kola kutusuna girebiliyor. Bu müthiş yeteneği onu, gezegenin en ilginç canlılarından biri yapıyor.


Bu ilginç canlı aynı zamanda kendini tahlikede hissettiği an rengini suyun rengine dönüştürerek suyun içinde tamamen saydam oluyor ve düşmanları tarafından farkedilemiyor.

2/22/2011

20 yüzyılın başlarında toplanan yosunlardan iklim değişikliği sebepleri

"Bryozoan" olarak bilinen deniz yosunları üzerinde yapılan incelemelerin Antarktika'nın son onyıllarda daha çok karbondioksit soğurmaya başladığını gösterdiği ileri sürüldü.

Bir uzman grubunun Current Biology dergisinde yayımlanan çalışmasının sonuçlarına göre, 1901 ve 1911'de Scott tarafından ve 20. yüzyılda başka kaşifler tarafından toplanan kayıtlar, Bryozoan'ların artışında 1990'lardan sonra hızlı bir büyüme görüldüğünü ortaya koydu.

Bryozoan'larda daha önce böyle bir artış kaydedilmemişti.

Bilim adamları bu ek artışın bryozoan'ların daha fazla karbon soğurduğu anlamına geldiğini söyledi.

İngiliz Antarktika Araştırmaları Kurumu'ndan (British Antarctic Survey -BAS-) David Barnes, "bilim adamları ilk kez Antarktika'daki deniz yaşamında karbondioksit birikmesinin kanıtlarını buldu" dedi.

Barnes ayrıca sadece bir türde böyle bir sonuca ulaştıklarını belirterek, daha kesin sonuçlara ulaşabilmek için "Yosun ve yosun hayvancıklarının incelenmesi dışında diğer hayvan ve bitki türlerinde de karbondioksit soğurmasının inceleneceğini" belirtti.
cumhuriyet portal

2/16/2011

türkiye'nin en büyük akvaryumu nisan ayında istanbulda açılıyor

İstanbullular yakın zamanda birbirinden ilginç balıkları ve bazen de ürküten deniz canlılarını görme fırsatını yakalayacaklar.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Türkiye'nin en büyük akvaryumu Nisan ayında açılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş açılacak olan dev akvaryumla ilgili olarak: "Dünyada Karadeniz'den Pasifik'e kadar bütün kanalları ve körfezleri boğazları da içine alan bir tema yerleştirilmiş çok önemli bir akvaryum.Bu boyutuyla dünyada ilk." diye konuştu.

Florya'da hizmet verecek İstanbul akvaryumunda 15 bin balık yer alacak.

Akvaryum bünyesindeki yağmur ormanları da ilgi çekici noktalardan birisi...

Üç boyutlu deniz yolculukları başta çocuklar olmak üzere ziyaretçilerin ilgisini çekeceğe benziyor.

İki yüz atmış milyon liraya mal olan akvaryumu, yılda iki buçuk milyon kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
trt türk

10/13/2010

dünyanın ilk su altı müzesini gördünüzmü

dünyanın ilk su altı müzesini gördünüzmü Meksika'daki Cancun kenti yakınında hazırlanan müzede 400 figür yer aldı.

Ulusal Deniz Parkı

Dünyanın ilk su altı müzesini yaratmış olan Jason de Caires Taylor projenin başında yer aldı. Denizin dibindeki heykel grubunun yeni bir mercan resifi oluşmasını sağlaması ve çeşitli deniz canlılarını Cancun'a ve Isla Mujeres Ulusal Deniz Parkı'na çekmesi hedeflendi.


Üzerinde titizlikle durulan proje ile her yıl bölgeye gelerek dalış yapan yaklaşık 300 bin turistin buraya çekilmesi ve doğal resiflere ilginin azaltılması hedeflendi.

6/26/2010

okyanuslar insan kaynaklı kirleticilerle dolu

Bilim dünyası şokta! Amerikalı bilim adamlarının yaptığı araştırma korkunç bir gerçeği de gün yüzüne çıkardı

okyanuslar insan kaynaklı kirleticilerle

Okyanusların en ücra köşelerindeki ispermeçet balinalarının vücutlarında bile yüksek seviyede zehirli ağır metal biriktiği saptandı. Amerikalı bilim adamlarına göre, bu bulgu sadece deniz hayatı açısından değil, beslenmeleri deniz canlılarına dayalı milyonlarca insan için de alarm verici bir durum.

Yayımlanan yeni bir raporda, son 5 yılda bin kadar balinadan alınan doku örneklerinde, yüksek seviyede kadmiyum, alüminyum, gümüş, cıva, titanyum, krom ve kurşuna rastlandı.
Araştırmacılar, balinaların kutup bölgelerinden ekvatora kadar tüm sularda, insanların binlerce kilometre ötede ürettikleri kirliliği vücutlarında topladığını söyledi.


dirençli organik kirleticiler

Raporu hazırlayan çevre koruma örgütü Okyanus İttifakının kurucusu ve başkanı biyolog Roger Payne, araştırmada dirençli organik kirleticiler olarak adlandırılan kimyasalların ölçümünü yapmak için yola çıkıldığını, metalleri daha sonra incelemeyi düşündüklerini, ancak sonuçları görünce şoke olduklarını anlattı.

Tüm okyanusların, çoğu insan kaynaklı kirleticilerle dolu olduğunu belirten Payne "Bu kirleticiler, insanın gıda tedarikini tehdit ediyor. Bunlar, balinalar ve okyanuslarda yaşayan diğer canlıları tehdit ediyor" dedi.

Payne, gıda zincirinin en tepesinde yer alan balinaların vücutlarının kirliliği emdiğini ve kirliliğin ana balinadan bebeğe geçerek gelecek nesilleri de zehirlediğini söyledi.
Roger Payne, 1968'de kambur balinaların söylediği "şarkıları" keşfetmesi ve bazı balina türlerinin birbirleriyle binlerce kilometre öteden iletişim kurabildiklerini saptamasıyla tanınıyor.
mynet haber