Dünya

Dünya
cesed etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cesed etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/18/2011

vücudunu bağışlayan taksi şoförünü mısır firavunu tutankamun gibi mumyaladılar

61 yaşında kanserden ölen bir taksi şoförü, Mısır'daki firavunlar gibi mumyalanan ilk insan oldu.

York Üniversitesi'nden Doktor Stephen Buckley, Alan Billis'i mumyalamakta büyük başarı elde ettiklerini açıkladı.
mumyalanan taksi şoförü
Her şey, Buckley'in gazetelere "mumyalanmak ister misiniz?" diye ilan vermesiyle başlıyor.

O sıralarda ileri aşamada kanser olan Alan Billis, bu ilana olumlu yanıt verdi ve öldükten sonra mumyalanmaktan büyük mutluluk duyacağını söylüyor.

Ardından çalışmalar başlıyor, doktor Buckley, arkeolog Doktor Jo Fletcher'in da desteğiyle ilk olarak mumyalar üzerinde incelemelerde bulunuyor.

Deri örneklerini analiz eden Buckley, domuzlar üzerinde denemeler yapıyor.

Aylar süren çalışmayı Channel 4 kanalı belgeliyor.

Gelecek hafta bu kanalda yayımlanacak belgesel, Alan Billis'in bedeninin üç ay içerisinde üç bin yıl önceki teknikler uygulanarak mumyalanışını gözler önüne seriyor.

Bu tekniğin antik Mısır'da firavun Tutankamun üzerinde uygulandığı biliniyor.

Buckley, "Mumyanın Alan olduğunu görüyorsunuz, başkası olamaz. 18'inci Mısır hanedanında da firavunlar için bu teknik kullanılmış olmalı. Bugüne dek cesetteki suyu mümkün olduğunca boşaltma yöntemi izlenegeldi. Ama bu yöntem cesedin küçülmesiyle sonuçlanıyor. Ama bizim izlediğimiz yöntemde tuzlanan cesette suyun gerekli olduğu müddetçe kalması sağlanıyor. Böylece gerçek hayattakine en yakın ve mükemmel koruma sağlanıyor." diyor.

Belgeselde Bilis "gazetede ölümcül hastalığı olan ve bedenini bağışlamak isteyen gönüllü aranıyor." diye bir haber okudum. İnsanlar bilim uğruna bedenlerini yıllardır bağışlıyor. Kimse gönüllü olmazsa hiçbir şey keşfedilemez" diyor.

Bu kararda eşine destek veren Jan ise ekliyor: Bu ülkede kocası mumyalanan tek kadınım.

9/30/2011

bir ses bana allah'ı seviyorsan kızını kurban edersin dedi

Londra Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarılan bir kadın dört yaşındaki kızını "kötü ruhlardan arındırmak için" Allah'a "kurban ettiğini" söyledi.
Psikoz yaşayan 36 yaşındaki Şeyma Ali, kızını 40 kere bıçakladıktan sonra karaciğerini söktü.

Çocuğun cesedi, doğu Londra'da yaşadıkları dairede Aralık ayında bulunmuştu.

Polis, olay yerine geldiğinde anne Şeyma Ali'yi "Şeytan'dan Allah'a sığınırım" diye bağırırken ele geçirmişti.

Suçunu itiraf eden Şeyma Ali, derhal akıl hastanesine gönderilmişti.

Mahkemede Ali, olaydan önce ruhsal sıkıntı yaşamaya başladığını, aile üyelerinin içine şeytan ya da cin girdiğine inanmaya başladığını anlattı.

Cinayet işlendiği sırada Ali'nin kızı hasta olduğu için okula gidemiyordu.

Ali yakalandıktan sonra kocasına olayı "Birden bire Allah'a karşı davranışlarımı düzeltmem gerektiğini düşündüm. Sonra bir ses bana Allah'ı seviyorsan, kızını kurban edersin dedi" diye anlattı.

Şeyma Ali kızının boğazını sıktığını, bilincini kaybettikten sonra mutfak masasına taşıyıp bıçakladığını anlattı.

8/08/2011

zonguldak'ta denizde boğularak ölen kişiyi bir saat uğraşarak hayata döndürdüler

Zonguldak İl Sağlık Müdürü Rüstem Albayrak, liman arkasındaki boğulma olayı ile ilgili olarak "Ölü olarak Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine getirilen Olgun Güneş’in, yaklaşık 1 saat süren müdahale sonucu hayata döndürüldüğünü öğrendik" dedi.
Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün akşam, Zonguldak Limanı arkasındaki denizde Olgun Güneş (26) adlı kişinin boğulduğu ve sudan çıkarılan cesedin Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırılacağına yönelik kendisine bilgi aktarıldığını söyledi. Biraz önce hastane yetkililerinden, cesedi ambulansla hastanenin acil bölümüne götürülen Güneş’in, burada yapılan yaklaşık bir saatlik müdahalesi sonucu kalp atımlarının geri geldiğini öğrendiğini anlatan Albayrak, şöyle dedi: "Suyun üzerinde uzun süre kalan Güneş, emniyet ekipleri tarafından denizden ölü olarak karaya çıkarılmış. Dün akşam bana da bu şekilde bilgi verilmişti. Ancak, cesedi hastanenin acil servisine götürülen Güneş, yaklaşık bir saat süren doktorlarımızın gayretleri sonucu hayata döndürülmüş. Kalp atımları geri gelmiş, fakat şu anda diğer hiçbir hayati fonksiyonu bulunmuyor. Şu anda makineye bağlı yaşam mücadelesi veriyor." Dün akşam, liman arkasında denize giren bir kişinin boğulduğu yönünde ihbarda bulunulması üzerine 112 Acil Servis ve polis ekipleri bölgeye gelmişti. Denizde kaybolduğu bildirilen ve adının Olgun Güneş olduğu öğrenilen kişinin, İl Emniyet Müdürlüğü Deniz Liman Şubesi ekiplerinin botla başlattığı arama sonucu cesedi bulunmuştu. Ceset, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine kaldırılmıştı.

8/04/2011

polis akademisinin yumuşak kalpli devi 66 yaşında hayatını kaybetti

Eski bir Amerikan futbol oyuncusu olan ancak daha çok Polis Akademisi filmleri serisiyle tanınan aktör Charles Bubba Smith 66 yaşında öldü.

Los Angeles polisi, Smith'in cesedinin evinde bulunduğunu açıkladı.
Smith, Polis Akademisi serisinin ilk altı filminde rol almıştı.

7/01/2011

yüzerken havuzda boğuldu ancak cesedi iki gün sonra fark edilebildi

ABD'nin Massachusetts eyaletinde yetkililerin verdiği bilgiye göre 36 yaşındaki Marie Joseph, Pazar günü halka açık havuzda en son kaydıraktan kayarken görüldü.

Joseph, dokuz yaşlarında bir çocukla kaydıktan sonra yüzeye çıkmadı.

Çocuk durumu cankurtarana bildirmesine rağmen ilgilenen çıkmadı.
Arkadaşlarından biri, kendilerinin de Joseph'in havuzdan bir şekilde çıkmış olduğunu düşündüklerini anlattı.

Cesedi, tam 58 saat sonra geceyarısı gizlice havuza girip yüzen bir grup genç farketti.

Dört metre derinliğindeki havuzdaki suyun bir hayli "bulanık" olduğu söyleniyor.

Mekanı düzenli olarak kullanan bir kişi, bu derinlikteki havuzun dibini görmenin zor olduğunu anlattı.

Soruşturma devam ederken Massachusetts eyaletindeki çok sayıda halka açık havuz geçici olarak kapatıldı.

Olayın yaşandığı havuzda görevli iki kişi ise idari izne çıkarıldı.

Beş çocuk annesi ve Haitili olan Joseph'a yapılan otopsi sonuçları henüz açıklanmadı.

Sağlık uzmanları, havuz suyunda bulunan klorun hijyen sağladığını ve ceset havuzdayken farkında olmadan yüzenler için herhangi bir sağlık riski bulunmadığını söyleyerek halkın kaygılarını yatıştırmaya çalıştı.

Bölge başsavcılığından bir sözcünün CNN'e verdiği bilgiye göre çürümeye başlamış bir cesedin, şişip su yüzüne çıkması için bir kaç gün alabiliyor.

5/23/2011

çalışmaya ikna edemedikleri kadını öldürdükten sonra mal varlığına el koydular

Başkent'te bir fuhuş çetesi, kendileri için çalışmaya ikna edemedikleri kadını önce öldürüp otoban kenarına gömdüler, ardından da mal varlığına el koydular. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, İzmir'de yaşayan bir kadının 28 Şubat 2007 tarihinde 29 yaşındaki kız kardeşi Gönül Sungur'un başkentte kaybolduğunu bildirmesi üzerine çalışma başlattı. Fuhuş çetesinin, kendileri için çalışmaya ikna edemedikleri kadına zorla senet imzalattı belirlendi. Bunun üzerine ekipler detaylı çalışma başlattı. Çete üyelerini teknik-takibe alan ekipler, telefonlarının sinyal verdiği bölgelerde arama başlattı. Polis ekipleri, çete üyelerinin Güney Çevre Otobanyolu Karataş Viyadüğü yakınlarında çok sayıda görüşme yaptığını belirledi. Bu bölgede sinyalleri tespit eden ekipler dedektör köpeklerle arama yaptı. Yapılan arama sonucunda Gönül Sungur'un yol kenarına gömülmüş cesedine ulaşıldı. (Fevzi KIZILKOYUN /DHA)

Content on this page requires a newer version of Adobe Flash Player.

Get Adobe Flash player

5/02/2011

amerika usame bin ladeni gerçekten öldürebildimi cesedi denize attık açıklaması şaşırttı

ABD'li yetkiliden gelen açıklama şaşırttı. ABD'li yetkililer Ladin'in cesedini okyanusa attıklarını açıkladı.
Amerikan AP haber ajansına göre, ABD'li bir yetkili, askeri operasyonla öldürülen Usama Bin Ladin'i "denize gömdük" dedi.

Habere göre Amerikalı yetkili, "Dünyanın en çok aranan teröristinin cenazesini kabul etmek isteyecek bir ülkenin bulunması zor olacaktı. Bu yüzden ABD onu denize gömmeye karar verdi" dedi.

Hassas ulusal güvenlik konularıyla ilgili adının açıklanmaması koşuluyla konuştuğu belirtilen yetkili, Bin Ladin'in nerede denize atıldığını söylemedi.

Haberde ABD'li yetkili, Bin Ladin'in cenazesine İslami kurallara göre muamele edilmesine karar verildiğini, İslami kurallar gereğince cenazenin 24 saat içinde defninin gerektiğini öne sürdü.

New York Times gazetesi ise, Bin Ladin'in cesedinin önce Afganistan'a götürüldüğünü, ardından da uçağa tekrar konularak Hint Okyanusu'nun sularına bırakıldığını haber verdi.

Amerikan basını, Washington'ın böylece Usame Bin Ladin'in mezarının bir mabede dönüştürülmesini engellemeyi amaçladığını duyurdu.
trt türk

4/25/2011

dünyanın en berbat kokan ve en uzun boylu çiçeği 75 yıl sonra ilk defa açtı

İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nin botanik bahçesinde bulunan dünyanın 2 metre yüksekliğindeki, en kötü kokan çiçeği olarak nitelendirilen "Titan Arum" 75 yıl sonra ilk kez açtı. Üniversitedeki botanik bahçesinde 2 yıldır açması beklenen ceset kokusunu andıran pis kokusu bulunan aynı zamanda dünyanın en büyük çiçeği olarak nitelendirilen Titan Arum, Basel Üniversitesi botanik bahçesinde ziyaretçi akınına uğradı. Pis kokusu nedeniyle "leş çiçeği", "ceset çiçeği" veya "ceset bitkisi" de denilen botanikte "amorphophallus titanum" olarak adlandırılan 2 metre yüksekliğindeki çiçeği en az 10 bin kişinin gelip görmesi bekleniyor.Uzmanlar, yapay yöntemlerle üretilen bu çiçeğin dünya çapında şimdiye kadar 134 kez açtığı belirtildi. (Haber:İhsan DÖRTKARDEŞ/DHA)


Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!

1/13/2011

mezarlıkta hareket eden tabutların sırrı çözülemedi

1807 yılında Barbados'ta bir Hıristiyan mezarlığında akıllara durgunluk veren olaylar dizisi yaşandı.
Aynı mezarlığa gömülen cesetlerin her biri yerinden oynuyordu.
Peki "Huzursuz ruhlar" denilen bu esrarengiz olayın sırrı neydi?
1807 Temmuz'unda Bayan Thomasina Goddard'ın cesedi basit ahşap bir tabutla mezar odasının en üst katına konuldu.
Daha sonra delilik intihar ve cinayet gibi kötü şöhrete sahip Chase ailesi kondu.
Ailenin reisi kötü biriydi; kölelerine karşı öyle zalimdi ki adamı ölümle tehdit ederlerdi.
22 Şubat 1808'de bebek Mary öldü; büyük ihtimalle babası bebeği kızgın bir anında öldürmüştü!
Zavallı bebek ağır metal bir tabutla mezara kondu.
Birkaç ay sonra ailenin tuhaflığıyla bilinen delikanlısı Dorcas, kendini bahçedeki bir dolaba kilitleyip havasızlıktan öldü. O da aynı mezara kondu.
Dış kapıya geldiklerinde iki zenci kapıyı açtı. Ağıtlar yakarak tabutu taşayanlar onu takip ettiler, taş basamaklara yöneldiler.
Sadece el fenerinin ışığı vardı. Mezarın iç kapısı açıldı ve herkes korkuyla bağırdı.
Ağıt yakanlar tabutu düzelttiler ve Dorcas'ı kızkardeşinin yanına koydular.
Bir ay sonra albay Chase, kendini öldürdü. O da aynı mezarlığa kondu.
8 yıl sonra Chase'lerden olan bir çocuk daha öldü ve mezarlığa getirildi. Bu süre içinde menteşeler paslanmıştı.
Kapıyı iki zenci ancak açabildi.
İçeri girenler korkuyla kala kaldılar! Bayan Goddard'ın tabutu normal yerindeydi ama Chase ailesinin tabutları ortalığa saçılmıştı!
Bu çok tuhaftı; zira her birini dört kişi ancak kaldırabiliyordu!
Bir ay sonra mezarlığa çiçek koyan bir kadın 'çatırtı' sesleri ve 'inliyen birinin sesi'ni duydu.
Kadının atının ağzından korkudan köpükler gelmeye başladı ve sonradan veterinerde tedavi görmek zorunda kaldı.
Ertesi Pazar kilisenin dışında bağlı duran atlar korkuyla dörtnala tepeler kaçmaya başladılar ve oradan da denize ölüme atladılar!
Mezarlığın adı gittikçe kötüye çıkıyordu. Sırada Samuel Brewster'in cenazesi vardı. Kimi Küba, kimi Haiti'den gelen 1000 kişilik kalabalık bir cenazeydi.
Şiddetli bir fırtına vardı ve dört zenci köle kurşun tabutu taşıyorlardı; ki yine insanın kanını donduran aynı manzarayla karşılaştılar: tabutlar yine ortalığa saçılmıştı.
Bu noktada işe adanın valisi Lord Combermere karıştı. Sonraki cenazeye bizzat katıldı. Bu seferki, tabutunun yeri hiç bozulmayan Thomasino Goddard'ın kızı Thomasino Clarke'ın cenazesiydi. Vali mezarlıkta bir yeraltı dehlizi olup olmadığına baktı (ki hiç yoktu).
Adamlara yeni tabutu getirmeden önce ters çevrilmiş tabutları düzeltmelerini emretti. Sonra zemini ince kumla kaplattı ve kapıya yeni bir kilit taktırdı.
Son olarak kapı alçıyla mühürlendi. Vali ve adamları alçı ıslakken yüzüklerini iz bırakacak şekilde bastırdılar.
18 Nisan 1820'de güneşli bir günde vali son kez mezarı açtı. Kapıdaki mühür bozulmamıştı.
Ustalar alçıyı kırdılar ama kapıyı ancak bir iki santim açabildiler; çünkü kapıya bir şey dayanıyordu.
Zorlayınca kapı açıldı, ağır bir cisim basamaklara çarparak düştü. Tabii ki bu bir tabuttu.
Mezara girdiklerinde Dorcas Chase'e ait bir kol kemiği gördüler, tabutun kenarından dışarı sarkmıştı.
Bayan Goddard'ın tabutu dahil bütün tabutlar yine rastgele yerdeydi. Vali pes etti. Cenazeyi başka bir yere gömdürdü.
Londra Bilim Müzesi ve Fizik Araştırmaları Derneği'nden araştırmacılar olayı araştırdılar ama hiçbir cevap bulunamadı.
mynet