Dünya

Dünya
bitki türü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bitki türü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/01/2011

yeni gine'nin bir adasında timsah dişli kurbağadan 1 metrelik sıçana kadar bin adet yeni hayvan keşfedildi

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)'nın Endonezya ve Yeni Gine arasında kalan adanın biyoçeşitliliğine ilişkin raporunda, bilimadamlarının aralarında onlarca kelebek ve omurgasız hayvanın da bulunduğu bu şaşırtıcı keşifleri, 1998 ve 2008 yılları arasında yaptıkları ve haftada iki yeni tür saptadıkları belirtildi.

WWF'nin Batı Melanezya sorumlusu Neil Stronach, araştırmanın Yeni Gine kıyı ve ormanlarının biyoçeşitlilik açısından dünyanın en zengin yerleri arasında bulunduğunu gösterdiğini belirterek, ''Bu çeşitlilik öylesine zengin ki bugün bile hala keşif yapmak mümkün'' dedi.
Asya ve Okyanusya'ya yayılan Yeni Gine, dünyanın yüzölçümünün sadece yüzde 0,5'ini kaplamasına karşın yeryüzünde envantere geçirilen türlerin yüzde 8'ine sahip bulunuyor.

Bölgede sadece bir kilometrekare tropikal orman, bazıları rengarenk tüylü 150'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

Bilimadamları, bu bölgede 30 santimetre kanat genişliğiyle dünyanın en büyük kelebeğini ve bir metre boyunda dev sıçanları tespit ettiler.

Bölgede 10 yılda yapılan bin 60 yeni tür keşfi arasında en dikkat çekici olanın nehir ağızlarındaki derin olmayan sularda yaşayan yuvarlak kafalı ve kalkık yüzgeçli yunus olduğunu belirten WWF, 2005'te yapılan bu keşfin son 30 yıldaki ilk yeni yunus türü olduğunu kaydetti.

Yapılan keşifler arasında sarı florlu salyangozun da bulunduğu 580 yeni omurgasız türle 71 yeni balık türü bulunuyor.

43 yeni sürüngen arasında da özellikle 12 ila 14 santimetre boyundaki, hiç görmeyen, ısıramayan ve zehiri olmayan dünyanın en durgun yılanı dikkat çekiyor.

Bilimadamlarınca ''litoria sauroni'' adı verilen ve ''Yüzüklerin Efendisi''ndeki kötü karakter Sauron'u anımsatan kırmızı gözleri siyah noktalı bir kurbağa türüyle sadece bir santimetre boyundaki ayakları perdeli bir başka kurbağa türü de insanı şaşkınlığa düşürüyor.

WWF, bu yeni keşiflerin envantere geçirilmesine karşın, ekosisteme ''çok tehlikeli bir şekilde'' zarar veren ve giderek artan insan faaliyetlerinin bu türler için ciddi bir tehdit olduğu uyarısını yaptı.

6/21/2011

uzay istasyonunda sera kurdular bitki ve çiçek yetiştirdiler astronotlar mutlu

Paolo Nespoli isimli İtalyan astronotun ektiği 14 tohumdan ikisinin yeşerdiği deney, ekip tarafından "çok güzel büyüyen iki bitkimiz var" şeklinde değerlendirildi.


Uzayda bitki yetiştirilebilmesine yönelik araştırmalar İtalya ve ABD'deki iki ayrı laboratuvarda uzun zamandır sürmekte.

Bilimadamları yerçekimi bulunmayan uzay ortamında doğru toprak, su ve ışık koşullarının sağlanması halinde bitki yetişmesinin mümkün olduğuna dair sonuçlara ulaşmışlar.
Maddi ve manevi destek

İtalya'daki AGRO Uzay Araştırmaları Merkezi'ndeki çalışmaları sürdüren ekipten Marcia Pirolli, uzayda bitki yetiştirilmesinin iki açıdan önemli olduğunu söyledi: Besin sağlayabilmek ve psikolojik destek.

Uzaydaki astronotların taze sebze ve meyvelerle beslenmesinin önemli olduğunu söyleyen Pirolli, aynı zamanda uzayda yeşil bir çiçeğe sahip olacak astronotların psikolojilerinin de olumlu etkileceğini söylüyor.

Uzayda bitki yetiştirilebilmesine yönelik araştırmaların yoğunlaştığı bir diğer nokta ise bitkilerin büyük boyutlarda yetişmesine olanak sağlayacak bir "uzay serası".


Arizona Üniversitesi'nde yapılan bir deneyde, yapay sera koşullarında yetiştirilen bitkilerin bir astronotun ihtiyaç duyduğu günlük kalorinin yarısını, suyun ve oksijenin tümünü sağlayabildikleri gözlemlenmiş.

Araştırma ekibinden Gene Ciacomelli, amaçlarının serada oluşturdukları ekosistemin enerji, oksijen ve suyu tekrar tekrar geri dönüştürerek bir kişinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek hale gelmesi olduğunu söylüyor.

Böylece sera ortamında geliştirilen bitkilerin yaşayabilmesini sağlayan koşullar uzaya taşınabilecek ve aynı sonuçlar orada da alınabilecek.
bbc türkçe

5/06/2011

küresel ısınma tehdidi çiçekler zamansız açıyor mevsim sınırları değişiyor

çiçekler zamansız açıyor

Küresel ısınma dünyayı tehdit ediyor.Çiçekler erken açıyor, egzotik iklim balıkları Akdenize doğru hareket ediyor, mevsimlerin sınırları değişiyor.


Dünya hızla ısınıyor. Çiçekler erken açıyor, egzotik iklim balıkları Akdenize doğru hareket ediyor, mevsimlerin sınırları değişiyor. Uzmanlar, küresel ısınmanın yolaçtığı bu olumsuzlukların daha da artacağını öngörüyor.

2010'da en sıcak yılını yaşayan dünya, yeni rekorlara hazırlanıyor. Uzmanlar bu konuda Güneş üzerindeki lekelere vurgu yapıyor.

Meteoroloji ve afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, güneş lekelerinin 11 yılda bir sıçrama yaptığını belirterek,
"11 yılda bir salınım var. İşte bu 2013'lerden sonra güneş üzerindeki lekelerin çok büyük olması bekleniyor." dedi.

Doğanın Dengesi Bozuluyor

Önümüzdeki on yılda bir derece daha artacak olan dünyanın ısısı, doğanın dengesini de bozuyor.

Prof. Dr. Kadıoğlu, bitki türlerinde ortaya çıkan birçok değişikliğin yanısıra, orman yangınları mevsiminin bir ay öne başlayıp bir ay geç bittiğini belirtti. Kadıoğlu, Hint Okyanusu'ndaki egzotik balık çeşitlerinin Süveyş Kanalı'ndan geçip Akdeniz'e yerleşmesinin de bu etkilerden biri olduğunu vurguladı.

İnsanların Yaşam Tarzını Değiştirmesi Gerekiyor

Dünyanın dengesini bozan bu durum karşısında en büyük görev ise insanlığa düşüyor.

İnsanların: az tüketen, yeniden kullanan, geri dönüştüren bir yaşam tarzı geliştirmesi gerekiyor.
trt türk

4/20/2011

bilim adamlarından uzak gezegenlerde siyah bitkiler bulunabilir iddiası

İngiliz bilim adamlarına göre başka gezegenlerde bitkiler varsa, insan gözüne muhtemelen siyah renkte görünecekler.

St. Andrews Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, insan gözüne siyah ya da gri renkte görülebilecek bir bitki örtüsü, evrendeki, 'kızıl cüce' diye adlandırılan yıldızların çevresindeki gezegenlerde gelişmiş olabilir.

Görece soğuk yıldızlar olan 'kızıl cüce'ler, evrendeki en yaygın yıldız türleri. Bunların birçoğunun çevresinde gezegenler dolaşıyor ve bazılarında yaşam belirtileri görülebileceği düşünülüyor.

Ama St. Andrews Üniversitesi'nde yapılan yeni araştırma, bu gezegenlerdeki yaşamın biraz farklı olabileceğini gösteriyor. 'Kızıl cüce'lerin karanlık olması yüzünden, yakınındaki gezegenlerde bulunan bitki örtüsünün mecvut olan tüm ışığı toplayacak biçimde evrim geçirmiş olabileceği kaydediliyor.

Ayrıca uzaydaki yaşanabilir gezegenlerden bazılarının iki ya da daha fazla yıldızın yakınında bulunabileceğine dikkat çeken araştırmacılar, bunların bazılarının kızıl cüce, bazılarının bizim güneşimiz gibi olabileceğine işaret ediliyor.

Bunun da bir gezegende farklı bitki örtüsü yaratabileceği, siyah bitkilerin 'kızıl cüce'lerden ışık alabileceği, daha parlak renklerdeki çiçeklerinse güneş benzeri yıldızlardan yayılan ışıktan besleniyor olabileceği düşünülüyor.
bbc türkçe yaşam

2/22/2011

20 yüzyılın başlarında toplanan yosunlardan iklim değişikliği sebepleri

"Bryozoan" olarak bilinen deniz yosunları üzerinde yapılan incelemelerin Antarktika'nın son onyıllarda daha çok karbondioksit soğurmaya başladığını gösterdiği ileri sürüldü.

Bir uzman grubunun Current Biology dergisinde yayımlanan çalışmasının sonuçlarına göre, 1901 ve 1911'de Scott tarafından ve 20. yüzyılda başka kaşifler tarafından toplanan kayıtlar, Bryozoan'ların artışında 1990'lardan sonra hızlı bir büyüme görüldüğünü ortaya koydu.

Bryozoan'larda daha önce böyle bir artış kaydedilmemişti.

Bilim adamları bu ek artışın bryozoan'ların daha fazla karbon soğurduğu anlamına geldiğini söyledi.

İngiliz Antarktika Araştırmaları Kurumu'ndan (British Antarctic Survey -BAS-) David Barnes, "bilim adamları ilk kez Antarktika'daki deniz yaşamında karbondioksit birikmesinin kanıtlarını buldu" dedi.

Barnes ayrıca sadece bir türde böyle bir sonuca ulaştıklarını belirterek, daha kesin sonuçlara ulaşabilmek için "Yosun ve yosun hayvancıklarının incelenmesi dışında diğer hayvan ve bitki türlerinde de karbondioksit soğurmasının inceleneceğini" belirtti.
cumhuriyet portal

6/04/2010

beyin hücrelerini çoğaltan bir içecek

Kuzey Kore'den "süper" içecek Kuzey Kore, "beyin hücrelerini çoğaltan" bir içecek ürettiğini açıkladı. 


süper bir içecek

SEUL (A.A) - Resmi KCNA haber ajansı, Moranbong meyvesuyu şirketinin ürettiği, 30 bitki türünün özlerinden elde edilen ve 60 tür "mikro element" içeren içeceği tanıttı.


"Önleyici ve şifa verici etkisi bulunan içeceğin, beyin hücrelerini çoğaltarak, zihinsel melekeleri geliştirdiği belirtildi.

İçeceğin ayrıca "cildi kırışıklıklara ve siyah noktalara karşı koruduğu, beyin kanaması, kalp ve beyin enfarktüsü gibi yaşlılık hastalıklarını önlediği" iddia edildi.

İçeceğin hiçbir yan etkisinin bulunmadığı kaydedildi.