Dünya

Dünya
WikiLeaks belgeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
WikiLeaks belgeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/08/2011

ezilmişlerin savunucusu olarak yükselen politikacı bir çift sandalet için uçak kaldırttı

WikiLeaks'in yayımladığı Amerikan Dışişleri'ne ait yazışmalara göre, Hindistan'ın en güçlü siyasetçilerinden biri, kendisine 1200 kilometre öteden özel uçakla sandalet getirtti.

Hindistan'ın en kalabalık eyaleti Uttar Pradeş'in başbakanı, yazışmalarda "birinci sınıf egomanyak" diye tanımlanıyor, "başbakan olmak konusunda saplantılı" deniyor.
Sadece 'Mayawati' adıyla tanınan 55 yaşındaki siyasetçi, ülkenin en yoksul ve dışlanan toplumsal kesimini oluşturan 'dokunulmazların' yani Dalitlerin haklarını savunarak yükseldi.

'Ezilmişlerin savunucusu' olarak kazandığı destek nedeniyle ona 'Dalitlerin Kraliçesi' adı takıldı.

Ancak kendisinin de aralarında olduğu Dalit liderlerinin dev heykellerini yaptırması, görkemli şölenler düzenlemesi yolsuzluklarla gündeme gelmesine yol açtı.

Haber sızdırma sitesi WikiLeaks'te yer alan Amerikan diplomatik yazışmalarında da bu özelliğine dikkat çekiliyor.
'Boş uçak sandalet için 1200 km gitti'

23 Ekim 2008 tarihli yazışmada, "Yeni sandaletlere ihtiyacı olduğunda bir uçak, tercih ettiği marka sandaletlerin getirilmesi için boş olarak Mumbay'a gönderildi" deniliyor.

Belgeye göre Dalit kökenli olan siyasetçi, "Evinden ofisine giden ve sadece kendisinin kullandığı özel bir yol yaptırdı; konvoy gideceği yere varır varmaz derhal temizleniyor."

Belgeye göre Mayawati ayrıca, zehirlenme tehlikesine karşı yemeklerini tadacak kişiler görevlendirdi.

Aynı belgede, eyalet yönetiminden bir bakana ufak bir kabahat dolayısıyla kendisi önünde mekik çektirildiği, lideri olduğu partiden aday olmak isteyenlerin onbinlerce dolar ödemek zorunda kaldığı öne sürülüyor.
Mayawati: 'Assange tımarhanelik'

Mayawati suçlamalara yanıt vermek üzere bir basın toplantısı düzenledi ve iddialar nedeniyle WikiLeaks kurucusu Julian Assange'ı suçladı.

"(Assange) ya deli, ya da muhaliflerimize koz vermek istiyor" diyen Mayawati sözlerini "kasten böyle davranıyor. Ülkesinin hükümetine WikiLeaks'in sahibini tımarhaneye koyması çağrısı yapıyorum" diyerek sürdürdü.
'Dalit Kraliçesi' Mayawati'nin düzenlediği bir basın toplantısı

Mayawati yemeklerini tattırdığı iddiaları konusunda ise "Bu gibi ayrıntıları bilmek için mutfağımda bulaşıkçılık yapıyor olmaları gerek" dedi.

Assange ise, açıklamaya, Mayawati'nin belgeler konusunda bir itirazı varsa, bunu ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'a iletmesi gerektiğini söyleyerek yanıt verdi.

Geçmişte öğretmenlik yapan Mayawati'nin yandaşları, yaptıklarının ve yaşam tarzının geçmişte varlıklı, iyi bir yaşamı çağrıştırabilecek bir görünüm sergilemeleri yasak olan milyonlarca Dalit için esin kaynağı olduğunu, onlara gurur verdiğini söyledi.

Emniyet müdürleri ve siyasetçilerin de aralarında olduğu üst düzey yetkililerin, kadın eyalet başbakanına elleriyle pasta yedirirken görüntülendiği pek çok vaka var.

Geçen yıl bir siyasi parti davetinde ise Mayawati'ye bin rupilik (20 dolar) banknotlardan oluşan bir çelenk verilmesi gürültü koparmıştı. Çelengin toplam değeri 1,8 milyon rupi (yaklaşık 53 bin TL) olarak hesaplanıyor.

İktidardaki Kongre Partisi, Uttar Pradeş'te Mayawati'nin lideri olduğu Çoğunluğun Halklarının Partisi (Bahujan Samaj Party -BSP) yönetimi ile rekabet etmek için parti lideri Sonia Gandhi ve oğlu Rahul'un da aralarında olduğu, en önde gelen isimlerini seferber etti.

2007'de Mayawati'nin iktidara geldiği bölgede bir sonraki seçim gelecek yıl yapılacak.

6/05/2011

wikileaks tiananmen olaylarında çin hükümetini aklayan belgeler yayınladı

WikiLeaks internet sitesi, 4 Haziran 1989’da Çin’in başkenti Pekin’de meydana gelen Tiananmen Meydanı olaylarının 22. yıldönümünde tarihi belgeler yayınladı.
Turistler anma törenleri için dün meydana akın ederken, sitenin Daily Telegraph Gazetesi’ne verdiği ABD kriptolarına göre, Çin güvenlik güçleri 22 yıl önce o meydanda kalabalığın üstüne ateş açmamış.
15 Nisan ve 4 Haziran 1989 tarihleri arasında Çin’de öğrenciler, aydınlar ve işçiler önderliğinde gösteriler yapılmıştı. Güvenlik güçleriyle en şiddetli çatışmalar Tiananmen Meydanı çevresinde oldu. Resmi verilere göre 200-300, Çin Kızılhaçı’na göre 2-3 bin kişi öldü. Çin hükümeti sembolleşen meydanda kimsenin ölmediğini, ölümlerin şehir merkezi dışındaki caddelerde yaşandığını iddia etti.
Batı’nın uzun süre reddettiği bu iddiayı kriptolar doğruladı. Buna göre sayıları 10 ila 15 bin arasında değişen otomatik silahlı askerler meydanın dışındaki göstericilerle çatıştı. Meydandaki askerler ise göstericilere ateş açmadı. O dönemde Pekin’de bulunan BBC temsilcisi James Miles da 2009 yılında yaptığı açıklamada yaşananların Tiananmen Katliamı olarak adlandırılmasının doğru olmadığını söylemiş ve “Pekin Katliamı daha doğru bir ifade” demişti.
hürriyet planet

12/26/2010

köylülere minare olarak tanıtılan türkiyedeki ilk nükleer füze

Habertürk gazetesinin haberine göre, Türkiye’nin nükleer başlıklı füzeleri vardı. Ama bu füzeler ABD’nin ‘geçici’ hediyesiydi. Üstelik, NATO ülkelerinden başka gönüllü çıkmayınca ABD, Rusya’ya gözdağı verecek nükleer başlıklı füzelerden 15’ini Türkiye’ye 1961’de teslim etti. İzmir Çiğli’ye yerleştirilen ve ‘İbrahim’ adı verilen füzeler, ABD’nin Rusya ile Küba krizini aşmadaki kozu olunca 1963’te geri götürüldü.

İzmir Çiğli’de konuşlu füzeler için Türkiye’nin toplamda görevlendirdiği asker-sivil personel sayısı 2 bini buldu. Türkiye’nin füzelerin idaresini devralması için ABD’ye eğitime gönderilen subaylar, 18 Nisan 1962’de deneme atışı da yaptı. NASA’nın Cape Canaveral’daki üssünde tamamen Türkler’in komutasındaki bir Jüpiter füzesi başarıyla fırlatıldı.

Türkiye’deki füzelerin başından ilginç olaylar da geçti. Füzeler açıkta durduğu için çevredeki köylüler ne olduklarını soruyordu. Onlara füzelerin minare olduğu anlatılıyordu. ABD Senatosu bir araştırma için geldiği Çiğli’de bir füzenin motoruna bir kurşun isabet ettiğini de ortaya çıkardı. Bir füzenin de elektrik bataryasının patladığı ve kontrol panelinin bozulduğu anlaşıldı.

En son Wikileaks belgelerinde yazınca bir kez daha gündeme gelen İncirlik Üssü’nde nükleer silah olup olmadığı tartışmaları tekrar alevlendi. Türkiye’de nükleer silah olduğu ise bir dönem herkesçe biliniyordu.

Siyaset tarihine geçen ve 1962’de ABD ile Sovyetler Birliği’ni nükleer savaşın eşiğine getiren Küba füze krizinin, Türkiye’deki Jüpiter füzeleri ile Küba’daki Sovyet nükleer füzelerinin karşılıklı çekilmesiyle son bulduğu ortaya çıktı. ABD Hava Kuvvetleri Tarih Araştırmaları Ajansı, ABD Silah Kontrol ve Silahsızlanma Ajansı, Ohio ve Tufts Üniversitesi’nin finansmanıyla 1997 yılında hazırlanan ve daha sonra kitaplaştırılan bir araştırma ise nükleer başlıklı Jüpiter füzelerinin komutasının Türk ordusunda olduğunu tarihe not düştü. 1 Haziran 1960’ta teknik anlaşmanın imzalanmasıyla yer araştırmaları sonucunda nükleer füzelerin İzmir Çiğli’ye yerleştirilmesi uygun bulundu. 5 fırlatma rampası ve nükleer başlıklarıyla 15 Jüpiter füze yerleştirilecekti. Hedef ise Sovyetler Birliği’nin batısındaki nükleer füze üsleriydi. Türkiye’nin bu füze üssünü idare edecek personeli olmadığı için Türk subaylar ABD’ye eğitime gönderildi.

ADI İBRAHİM OLDU
‘Orta menzilli balistik füze’nin İngilizce kısaltması IBRM olunca füzelere de “İbrahimII” kod adı verildi. “İbrahimI”in olup olmadığı ise araştırmalarda ortaya çıkmadı. İbrahim’e dönüşen füzelerin ilk partisi ve ilk fırlatma rampası Çiğli’de 6 Kasım1961’de faaliyete geçti. Füzelere Türk bayrakları çizildi. 1962’de bütün İbrahim’ler operasyonel hale geldi. 22 Ekim 1962’de füzeler tamamen Türk ordusuna devredildi. Aynı ay ABD ile Küba arasındaki krize Rusya da müdahale edince füze krizinin çözüm anlaşmasına Türkiye’deki füzeler de girdi ve bir süre sonra füzeler söküldü. Türkiye İbrahim’lerin sökülmesine dirense de ABD’nin daha çokmodern silah vermesi karşılığında füzeler söküldü.

HİROŞİMA’YA ATILAN BOMBANIN 100 KATI GÜCÜNDE
'İBRAHİM' adı verilen Jüpiter füzesinin 1963 yılında Çiğli’de sökülmesine az bir zaman kala çekilen fotoğrafında da görüldüğü gibi üzerinde Türk bayrağı vardı. Resimde net gözükmese de bayrağın altında bir ok ve nükleer bombanın patlamasından sonra ortaya çıkan mantar bulutu çizimi de bulunuyordu.

Füzeler açıkta durduğundan motor bölümü, dış etkenlere karşı ‘etek’ adı verilen bir muhafaza içinde duruyordu. Füze fırlatılacağı zaman ‘etek’, çiçek gibi açılıyordu. Jüpiter, açık hedef olduğu için savaş halinde 15 dakikada fırlatılması gerekiyordu, bu yüzden nükleer başlıklar sürekli takılıydı. Füzenin uzunluğu 18 metre, çapı ise 2.74 metreydi. Her bir nükleer başlık 1.44 megaton kapasitesiyle Hiroşima’ya atılan bombanın 100 katı gücündeydi.

FÜZELER TÜRKİYE'YE NASIL GİRDİ?
ABD’li araştırmacı Philip Nash’in Other Missiles of October (Diğer Ekim Füzeleri) başlıklı araştırmasına göre füzelerinin Türkiye macerası şöyle: ABD 1957 yılında NATO üyelerine orta menzilli balistik nükleer füze olan Jüpiter’i yerleştirmeyi teklif etti. ABD Başkanı Eisenhower, füze verilecek ülkelerde yerel personel kullanılmasına karar verdi. Fırlatma anahtarı bir ABD ve bir yerel subayda duracaktı.

Onun dışında Amerikalı gözlemcilerin de olacağı füze üssü, yerel kuvvetlerce komuta edilecekti. Türkiye aynı yıl füzelerin kendi topraklarına yerleştirilmesi için başvurdu. Dönemin ABD Silahlı Kuvvetleri Avrupa Başkomutanı Lauris Norstadt, hükümetine “Türkler savaş yanlısı... Savaş istekleri artar’ diye rapor verdi. Bunun üzerine Türkiye ile müzakere başlatılmadı. Ancak, İtalya dışında hiçbir ülkeden olumlu sonuç alınamayınca 1959’da Türkiye’ye füze verilmesine yeşil ışık yakıldı. 19 Eylül 1959’da iki ülke anlaşma imzaladı.
mynet

12/17/2010

devlet bakanı'nın kartını kopyaladılar iki sitesini hacklediler

Devlette güvenli haberleşme için çalışma yapan TÜBİTAK’tan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın, farklı zamanlarda iki kez ileri teknolojinin azizliğine uğradı.

Geçen yıl başı yurtdışı seyahati sırasında kredi kartı kopyalanan Aydın, banka ekstresini görünce durumu farketti. Bankayı uyaran Aydın’ın kredi kartı bloke edildi. Yapılan araştırmadan sonra bir Fas vatandaşının, Brüksel’de tablo satın aldığı ortaya çıktı. Banka, dolandırıcının yakalandığını da bakana bildirdi.

11/29/2010

WikiLeaks belgeleri danışmanlar dalkavuk


Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Neo Osmanlıcılığına dikkat çekilen belgelerde, Erdoğan'ın bir danışmanı Davutoğlu için 'çok tehlikeli' diyor.

New York Times, El Pais ve Alman Der Spiegel dergisi, dünyada büyük merakla beklenen internet sitesi WikiLeaks'in sızdırdığı belgeleri yayınlamaya başladı.

EN ÇOK TELGRAF ANKARA'DAN