Dünya

Dünya
Suriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Suriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/29/2013

Suriye'den çarpıcı açıklama "Bu silahlar bir gün Avrupa halklarına karşı kullanılacak"

bu silahların bir gün Avrupa halklarına karşı kullanılacağını
Suriye'den çarpıcı açıklama "Bu silahlar bir gün Avrupa halklarına karşı kullanılacak"
Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad Şam'da Four Seasons Oteli'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, "teröristlerin" sarin gazı kullandığına ilişkin kanıtları Birleşmiş Milletler denetçilerine sunduklarını söyledi.


Henüz kesin kanıtlara ulaşılamadığını belirten Mikdad şöyle konuştu: "Suriye, kimyasal silahın silahlı gruplar tarafından ABD, İngiltere ve Fransa'nın yardımıyla kullanıldığını ve bunun bir an önce durması gerektiğini tekrar belirtmektedir."

"Teröristlerin" ABD, İngiltere ve Fransa tarafından "korunduğunu" iddia eden Mikdad, "bu silahların bir gün Avrupa halklarına karşı kullanılacağını" öne sürdü.

Türkiye'ye suçlama

Suriye başkenti Şam'da 21 Ağustos günü meydana gelen saldırıda ölenlerin görüntülerinin dünya kamuoyuna yayılmasının ardından İngiltere, ABD ve Türkiye gibi ülkelerde Suriye'ye müdahale hazırlıkları hız kazanmış durumda.

Suriye'nin BM'deki daimi temsilcisi Beşar el Caferi ise Türkiye'yi 'teröristlerin kitle imha silahlarına ulaşmasının engellenmesi' hakkındaki BM kararını çiğnemekle suçladı.

SANA'nın, Suriye devlet televizyonu El İhbariye El Suriye'de yayımlanan röportaja dayandırdığı habere göre; Caferi, Suriyeli muhalif grupların Türkiye'deki laboratuvarlarda kimyasal silah ürettiğini iddia ederek şöyle dedi: "Bu silahlar Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'dan materyallerle üretiliyor ve Türkiye üzerinden Suriye'ye naklediliyor."

Türkiye-Suriye sınırı bölgesinde Suriyeli isyancıların çeşitli atölyeler kurduklarına dair haberler uluslararası medyada yer almıştı.

Diğer yandan BBC muhabirleri, Suriye'deki iç savaşta kimyasal silah kullanıldığına ilişkin bilgilere ulaşmıştı. (BBC Türkçe)

5/28/2013

Rusya'dan Suriye için misilleme gibi karar Esad'a S-300 Füzeleri gönderiyor

Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov, füzelerin ''istikrar faktörü'' olduklarını ve bazı ''deli fişek''leri savaşa girişmekten alıkoyabileceklerini söyledi.
İsrail Savunma Bakanı Moşe Yalon ise, Rus füze savunma sistemlerinin henüz Rusya'dan yola çıkmadıklarını belirterek, ''Çıkmayacaklarını umuyorum, ama eğer, Tanrı korusun, Suriye'ye ulaşırlarsa, biz ne yapacağımızı biliyoruz'' dedi.

Rusya ayrıca Avrupa Birliği'nin Suriyeli muhaliflere uygulanan silah ambargosunu yenilememe kararını da eleştirdi.

Ryabkov, kararın ''barış konferansı şansını'' sekteye uğratabileceğini vurgularken, S-300 füzeleriyle ilgili sözleşmenin yıllar önce imzalandığını kaydetti.

Ryabkov, ''Biz bu sevkiyatın istikrar faktörü olduğunu düşünüyoruz ve bu adımın da bazı deli fişekleri çatışmayı dış güçlerin katılımıyla uluslararası boyuta taşıyabilecek senaryoları değerlendirmekten alıkoyacağına inanıyoruz'' dedi.

Rusya'nın NATO nezdindeki temsilcisi Aleksandr Grushko da Moskova'nın uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ettiğini belirterek, ''Suriye'deki dengeleri değiştirecek bir şey yapmıyoruz, bunlar savunma silahları'' görüşünü dile getirdi.

BBC'nin Beyrut'taki muhabiri Jim Muir, Rusya'nın açıklamasının bir ''misilleme adımı'' olarak görülebileceğini söyledi.

Muhabirimiz, Moskova'nın İsrail'in Suriye'ye yeni saldırılar düzenlememesi karşılığında silah sevkiyatını durduracağını taahhüt ettiğine ilişkin haberlerin yayınlandığını da hatırlatıyor.

Rusya, krizin başından bu yana Suriye lideri Beşar Esad'a baskı uygulanması çabalarını engellerken, son dönemde gelecek ay bir uluslararası barış konferansı düzenlenmesi girişimlerine ABD'yle birlikte öncülük yapmıştı.bbc türkçe

5/25/2013

Facebook şiddet içerdiği için Suriye muhalefetinin sayfalarını kapattı

Arap dünyasında bir bir fitili ateşlenen isyanlarda önemli rol oynayan Facebook, Suriyeli muhaliflerin sayfalarını kapattı.


Kapatılan sayfalar arasında Akad Al Cebel, Faysal Kasem, Şehit Hamza El Hatib, Feras Tlas gibi Suriye muhalefetinin önde gelen sayfaları da bulunuyor.

Suriyeli muhalifler bunun İran-Rusya-Irak ve Lübnan’ın istekleri doğrultusunda gerçekleştiğini iddia etse de Facebook'un 'şiddet çağrısı yapılıyor' gerekçesiyle sayfaları kaldırdığı sanılıyor.

Facebook'tan konuyla ilgili herhangi bir açıklama henüz yapılmadı.

Odatv.com

4/04/2012

suriye'nin dostları istanbul'da tartışırken rus savaş gemisi boğazlardan geçmiş

SURİYE’nin Dostları toplantısı önceki gün İstanbul’da yapılırken, Rusya’nın Karadeniz Donanması’na bağlı savaş gemisi ‘Smetliviy’in İstanbul ve Çanakkale boğazlarını geçerek Suriye’nin Tartus limanına yöneldiği ortaya çıktı.

Rus fırkateyninin bu seyahati, boğazlardan geçtikten ve toplantı bittikten bir gün sonra, dün açıklandı. Rus RIA haber ajansına geminin rotasıyla ilgili bilgi veren askeri ve diplomatik kaynaklar, “Smetliviy çarşamba günü (yarın) Rusya’nın levazım üssü olarak kullandığı Suriye’nin Tartus limanını demir atacaktır. Savaş gemimizin Tartus limanına gidiş vesilesi askeri değil, daha ziyade ticari nitelik taşımaktadır. Savaş gemisinde klasik personelin yanı sıra boğazlardan geçiş sırasında ve Suriye kıyılarında demir atıldığında korumasını sağlayacak deniz komando timi de görev alıyor” dedi.

7/11/2011

kıbrısta deniz üssünde patlama olunca türkler adayı işgale başladı zannettiler

Rum askeri yetkililer, üç yıl önce el konulan bir gemide ele geçirilen ve hala deniz üssünde muhafaza edilen konteynerlerdeki mühimmatın infilak ettiğini söyledi.
Sabah 06.00'da meydana gelen patlama ardından Limasol'daki Evangelos Florakis üssüne çok sayıda ambulans sevk edildi. Yaralılardan bazılarının durumunun ağır olduğu belirtilirken, bölge halkına kan bağışı çağrısında bulunuldu.
Patlamanın ardından bölgedeki bir elekrik santralinde çıkan yangın birkaç saat içinde kontrol altına alındı. Ancak santralin devre dışı kalması nedeniyle elektrik kesintisi uygulanıyor.
Patlamaya üssün çevresindeki çalılık bölgede çıkan yangının neden olduğu düşünülüyor. BBC Lefkoşa muhabiri Tabitha Morgan'a göre sabotaj olasılığı üzerinde durulmuyor.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas, olay yerinde incelemelerde bulundu, büyük bir trajediyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Bakanlar Kurulu patlamayla ilgili olarak olağanüstü toplantıya çağrıldı.
Ocak 2009'da İran'dan Suriye'ye giden Monchegorsk adlı Kıbrıs bandralı bir gemide 98 konteyner dolusu silaha el konulmuştu. Konteynerler, bu üste tutuluyordu.
Kıbrıslı yetkililer İran'ın BM'nin ambargo kararına aykırı davrandığı için gemiye el konulduğunu açıklamışlardı.
'Yataktan düştüm'
Patlama çevrede büyük paniğe neden oldu.
Reuters'a göre, Eleni Tubi adlı bir Rum, "Çok büyük bir patlamaydı. Yataktan düştüm. Hemen çocuklarımın yanına koştum" dedi.
Aleksandra Dimitru adlı bir kadın da BBC'ye patlamanın etkisiyle çevredeki tüm otellerin camlarının kırıldığını söyledi, 'Büyük panik yaşandı. Bazı yaşlılar, Türklerin işgale başladığını sandılar" diye konuştu.

6/06/2011

mezopotomyada bir antik uygarlığa ait sözlük tam 90 yılda tamamlanabildi

Mezopotamya'daki bu antik uygarlığa ait sözlük hazırlanmasına, küçük bir akademik grup tarafından Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de bulunan kil ve taş tabletler üzerinde çalışılarak başlandı.


On yıllar geçtikçe büyüyen, bir sonraki kuşaklar tarafından devam ettirilen ekibe, dünyanın dört bir yanından da katılımlar oldu.

Bugün aradan 90 yıl geçti ve sözlüğün tamamlandığı resmi olarak ilan edildi.

21 ciltten oluşan ve bir antik medeniyetin ansiklopedisi niteliğindeki sözlükte aşk mektuplarından, tıbbi reçetelere, vergi kayıtlarından, astronomik gözlem sonuçlarına, dinsel metinlere, kontratlara ve şiirlere dek zengin bilgiler yer alıyor.

Son olarak M.S. 100 yılında yazıya geçirilmiş olan bu dilin sözlüğü, Şikago Üniversitesi Oryantal Enstitüsü bünyesinde hazırlandı.

Projeler arasında, Hititçe sözlük çalışması da bulunuyor.
trt türk

4/29/2011

suriye sınırındaki tel örgüleri aşarak türkiyeye kaçtılar ankara alarma geçti

Suriye'nin Türkiye sınırına yakın bazı köylerde yaşayan ve ülkelerindeki baskıdan kurtulmak istediği öne sürülen bir grubun, Hatay'ın Yayladağı sınırındaki tel örgüyü aşarak Türkiye'ye girdi.

Alınan bilgiye göre, Suriye'nin Yayladağı ilçesine yakın Harabjoz ve çevresindeki bazı köylerde yaşayan aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 250 kişilik grubun, ülkelerindeki olaylar ve baskılardan kurtulmak istedikleri gerekçesiyle Güveççi köyü yakınındaki tel örgüyü aşarak 2-3 metre kadar Türkiye sınırını geçtiler.

Ellerindeki Türk bayraklarıyla Türkçe "Türkler gibi yaşamak istiyoruz", "demokrasi istiyoruz", "Başbakan Erdoğan'ın bize sahip çıkmasını istiyoruz" diye slogan atan ve Türk yetkilileriyle görüşmek isteyen Suriye vatandaşlarını, bölgede görev yapan askerlerin durdurduğu ifade edildi.

Grubun sınırı aşması ve Türk yetkililerle konuşmak istediklerini bildirmesi üzerine Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat'ın görüşme yapmak üzere sınıra gittiği, askerlerin bölgede güvenlik önlemi aldığı kaydedildi.

Spor salonuna getirildiler

Türkiye sınırını geçen grup, Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat'ın kendileriyle görüşmesinden sonra, minibüslerle ilçe merkezindeki Fehmi Dinçer Spor Salonu'na getirildi.

Spor salonuna getirilenler arasında, tel örgüyü aşıp Türkiye'ye ilk girenlerin ardından gelen bir grubun daha bulunduğu, bunların tamamının kayıt altına alınmaya başlandığı bildirildi.

Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat, AA muhabirine, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu sınırı geçenlerin sayısının 250-300 kişi arasında olduğunu söyledi.

Başkentte sürpriz toplantı

Suriye'deki gelişmeler üzerine Dışişleri konutunda bu akşam bir toplantı düzenlenecek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, toplantıya katılmak üzere Konya'dan Ankara'ya gelecek.

A.A muhabirinin diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, üç günlük seçim çalışması için gittiği Konya'dan Suriye'deki gelişmelerle ilgili Dışişleri konutunda bu akşam yapılacak toplantıya katılmak üzere Ankara'ya dönecek.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun toplantıdan sonra Konya'daki programına devam etmek üzere yarın sabah Ankara'dan ayrılması bekleniyor.

Toplantıya katılacak yetkililerin henüz belli olmadığı öğrenildi.
mynet

3/16/2011

içinde nükleer silah bulunduğu ihbar edilen uçak diyarbakıra indirildi

İran'dan Suriye'ye askeri malzeme taşıdığı belirtilen bir kargo uçağında nükleer silah bulunduğu ihbarı üzerine Diyarbakır Havaalanı'na indirilip, aramaya alındı


Suriye'den İran'a giden ve askeri malzeme taşıdığı belirtilen bir uçak içerisinde nükleer silah olduğu iddiasıyla Diyarbakır Havaalanı'na zorunlu iniş yaptırıldı.

Edinilen bilgiye göre, dün gece geç saatlerde Suriye'den kalkarak İran'a giden ve içinde askeri malzemelerin olduğu belirtilen bir uçak, Diyarbakır Havaalanı'na zorunlu iniş yaptı. Emniyet Müdürlüğü ekipleri havaalanına indirilen uçak etrafında geniş güvenlik önlemleri aldı. Havaalanı güvenlik birimleri ile Emniyet Müdürlüğü ekipleri zorunlu iniş yapan uçakta detaylı arama başlattı. Olay yerine gelen bomba imha uzmanları ve Olayı Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri uçakta arama yapıyor.

Olası ihtimallere karşılık havaalanı önünde bomba imha uzmanları ile Sivil Savunma Müdürlüğü Arama Kurtarma ekipleri de hazır bekletiliyor. Arama çalışmaları süren uçağın bulunduğu havaalanı etrafında ise geniş güvenlik önlemleri alındı. Helikopterler havadan havaalanı etrafında uçarak güvenliği sağlıyor.
mynet haber

10/25/2010

Kürt Yahudi devleti kurulacak tezi artık çok net bir şekilde doğrulanmıştır

Kürt Yahudileri ile, Kürt dilini ve kültürünü benimsemiş, tarih boyunca Kürdistan olarak tabir edilen Kuzey Irak ve Mezapotamya bölgesi sınırları içerisinde var olmuş

Kürt dili kültürü

Daha sonraki yüzyıllarda İslam dinine geçmiş ve İsrail kurulduktan sonraki süreçte Kuzey Irak’tan İsrail’e göç eden Yahudiler kastedilmektedir. Kürt Yahudileri, kökenleri itibariyle Kürt değil, İsrailoğullarının (İbrani) kavmindendirler. İslam’a görünürde geçmiş, Kürt görünümlü Yahudiler bugün İsrail’de ve Türkiye’de varlıklarını sürdürmektedirler. Sonradan Yahudi dinine giren Kürtler olmuş mudur bu konu araştırılmalıdır. Günümüzde bazı araştırmacılar genetik açıdan bazı benzerlikler bulunduğu için Kürtlerle Yahudilerin akraba olabileceği tezleri ortaya attılar.

Yahudiler Kuzey Irak

Yahudiler, Kuzey Irak topraklarına, İsrail Krallığı'nın M.Ö.720 yılında Asurlular tarafından yıkılmasıyla İsrailoğullarının Kayıp Oniki kabilesi’nin dünyanın dört bir yanına dağıldığı dönemde gelmişlerdir. O dönem Kuzey Irak toprakları Medlerin egemenliğindeydi. Medler Kürtlerin atası idi. The Medes' kings allowed the Jews to return and live in peace in Jerusalem, their sacred city. Med Kralı, Asurluların Babil’e sürgün ettiği Yahudileri Kudüs’e dönmelerine ve yaşamalarına izin verdi.

Judaica ise Kürdistanlı Yahudilerin, Bet Amiktaş II. Tapınağın M.S. 70’de yıkılışı döneminde, Adiabene krallığı, M.Ö. 1. yüzyılda Mezopotamya'da Yahudiliğe geçmiş Kürt Krallar tarafından Erbil merkezli olarak 2000 yıl önce kurulduğunu anlatır. Bu krallığın vatandaşlarının çoğunluğu Kürttü. Kürt Kral Monobazes, eşi kraliçe Helena ve varisi oğlu I.İzates ile birlikte Yahudiliğe geçmişti. (İzates Yazata kelimesinden türemiş ve Kürtçede Melek demektir.) adları halen ilk din değiştirenler olarak muhafaza edimiştir. Monobazos ve Helena'dan Mişna'da sık sık bahsedilir. (Encyclopaedia Judaica, entries on Kurds and Irbil/Arbil; Jerusalem-1972 . Bib.Louis Ginzberg, The Legends of the Jews, 5th cd. (Philadelphia: The Jewish Publication Society of America, 1968, VI. p. 412. )

Araştırmacılar Aiabene Kralı ve ailesinin Yahudilik dinine politik nedenlerden dolayı geçtiklerini bildirmektedirler. Kral I. İzates, Kudüs’teki Yahudileri Romalılarla yaptıkları savaşlar sırasından finansal ve askeri açıdan desteklemişti. Fakat araştırmacı Teolog Prof.Dr. Jacob Neusner, Kral Monozabes’in, İsrailoğulları’nın kayıp oniki kabilesinden geldiğini belirterek aslında Kral’ın ve çevresinin yüzyıllardır gizledikleri kimliklerini ve dinlerini açığa çıkararak, atalarının dinine döndüklerini belirtmektedir. ( Jacob Neusner, The Conversion of Adiabene to Judaism', JBL 83 (1964), p. 60-66.)

18 yy.da Kuzey Irak’ın Erbil şehrinde yaşayan Hazan David ve Hazan Yasef adında Kürt yahudilerinin lideri bulunmaktaydı. Hazan David’in 1738’de kaleme aldığı Sefer Pitron Halomot adlı kitabında, Kürt Yahudileri’nin, İsrailoğullarının kayıp oniki kabilesinin, Efrayim kolundan geldiklerini bildirmektedir. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p.63

Bibliyograph ; R.David, Josef Wolff had been in Kurdistan, p. 45 )

dönme Yahudilerin geçmişi

Yani tarihsel olarak Kürt görünümlü dönme Yahudilerin geçmişi, İsrailoğulları’nın kayıp oniki kabilesi döneminden günümüze dayanmaktadır. Kürtler ile Yahudilerin tarihsel bağları Med İmparatorluğu ve M.S. 60 yıllarındaki Adiabene krallığı dönemine dayanmaktadır. Bugün Barzaniler tarafından kurulması beklenen devlet, bundan 2000 yıl önce bu topraklarda kurulmuştu.. Halkı Kürt yöneticileri Yahudi olan Adiabene krallığının planları bugünde Barzaniler ile hayata geçirilmek istenmektedir.

Kürt Mesih David Alroy


Kuzey Irak ve Mezopotamya bölgeleri içindeki Kürt Yahudileri, hakkındaki ilk resmi bilgileri (1160-1173)’de İspanya’dan yola çıkan, seyyah Haham Benjamin Tudela vermiştir. Haham Tudela, Erbil, Musul, Zagros’daki Kürt Yahudileri’nin dillerini Kürtçe, Aramice ve İbranice olarak kaydetmiştir.

Kuzey Irak’ın Zagros bölgesindeki 50.000 Kürt Yahudisini ve 100 sinagogu ayrıntılı bir şekilde not etmiştir. Tudela, o dönem Mesihlik iddiasında bulunan Kürt Yahudisi “David Alroy” ile tanışmıştır.

Tudela; Kürdistan doğumlu Kabalist ve Talmudist Kürt Yahudisi David El Roi (1160-?), adındaki bir hahamın, Selçuklu Sultanına karşı isyan bayrağını kaldırarak , tüm Yahudileri sürgünden bir araya getirip Kudüs’te bir arada toplayacağını ve İsrail’i yeniden kuracağını belirterek mesih olduğunu ilan ettiğini not etmektedir.

David Alroy’un (1170) başlatmış olduğu mesihi hareket aslında Siyonist bir hareketti. Mesihlik iddasında bulunması, Kürdistanlı Yahudiler’e ikinci bir gizlenmenin kapılarını aralamıştı. Gizlenmeleri onlarca asır, etkin kimliklerini de inançlarını da değiştirmedi. Dışarda müslüman Kürt, kendi içlerinde Yahudiliklerini yaşadılar. Soylarını korudular ve inançlarını kripto (gizli) yaşadılar. Bu mesihsel süreçte, ortadan kaybolan Kürdistanlı diye tabir edilen Yahudiler, asırlar sonra tarih sahnesine yeniden döndüler. İsrail kurulduktan sonra yüzbinlercesi tekrar dinlerine ve kimliklerine dönmüş, ve büyük bir operasyonla İsrail’e göç etmişlerdi.

Eric Brauer demeçlerine göre; Tarihten bu yana Mezapotamya bölgesinde Yahudilikten İslama geçmiş dönme Kürt yahudilerin var oldukları bilinmektedir. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p. 45)

Eric Brauer’in naklettiğine göre o dönem Kürt Yahudi dönmelerinin olduğunu şöyle bildirmektedir.

Samawal bin Yahya Maghribi isimli bir Kürt Yahudi Dönmesi, David Alroy hakkında "İfhan al Yahud" (Yahudilerin sessizleşmesi) isminde bir kitap yazmıştır. Kitabında David Alroy'dan Menahem bin Şlomo al Ruhi adıyla olarak söz etmiştir. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p. 59)

David Alroy hadisesinden sonra Kürt Yahudilerin din değiştirmesini ve birçok Yahudi’nin buna seyirci kalmasını o dönem Samawal bin Yahya Maghribi isimli bir Kürt Yahudi Dönmesi yazmış olduğu kitabında belirtmişti. Samawal bin Yahya kitabında kendisi gibi dönme olanların yaşadıkları durumu ve gizliliklerini anlatıyordu.

Alroy hadisesinden sonra birçok Kuzey Iraklı Yahudi din değiştirerek İslama geçmişti. Artık tarih onları Kürt Yahudileri olarak değil, Kürt Müslümanlar olarak hatırlayacaktı. Bu hadiseyle ilgili olarak o dönem Musul bölgesindeki aşiret reisi Şeyh Ahmet Barzani, Haham Natanel Barzani’yi ve oğlunu İslam’a geçmelerini istemişti. Fakat Haham Natanel, Ahmet Barzani’nin huzuruna gelerek İslam'a geçmektense öleceğini bildirmişti. Haham Netanel Halevi Barzani’nin, bugün Kuzey Irak’ta Barzan kentinde gömülüdür. Hatta mezarı bile Kürt Yahudileri için çok kutsal sayılmaktadır. (Erich Brauer, Editor; Raphael Patai, The Jews of Kurdistan, Wayne State University Press, 1993, p. 296)

Yahudi olmayan evlilik

O dönem aşireti Barzani Ailesi’nin, Haham Barzani ile bir kan bağı var mıdır ? O dönem Kuzey Irak’ta bir tek Barzani aşireti olduğu Osmanlı kayıtlarında görülmektedir. Yahudiler yaşadıkları yerleri soyisim olarak alırlar. Fakat burada ilginç olan husus Haham Barzani’nin de Kürt görünümlü Yahudilerden olmasıdır. Kürtçe ve Aramice konuşan bu ailenin, bugünkü Barzani aşiretinden olduğunu, kendiside Kuzey Iraklı (Zaho) Kürt Yahudisi Amerikalı Prof.Dr. Yona Sabar, Yahudi Barzani ailesinin kurucusunun 16. yüzyılda yaşayan Haham Samuel Barzani olduğunu belirterek, ailenin sonraki yüzyıllarda Musul, Kerkük ve Erbil yöresinde etkili olduğunu söylemişti. Fakat kamuoyundan gelen tepkiler neticesinde geri adım atmak zorunda kaldı.

Sabetayist sosyetenin, zengin Kürt işadamları ve sanatçıları ile yaptıkları evliliklerden artık bu bağı çok net bir şekilde çıkartabiliyoruz. Kürt aşiretlerinden Bedirhanilerin, Selanikli sabetayistler ile yapmış oldukları evliliklerinde rengi anlaşılmaktadır. Amaç Yahudi soylarını ve geleneklerini devam ettirmektir. Çünkü Tora’ya göre bir Yahudi ancak kendi milletinin soyu olan (İbrani) Yahudi ile evlenebilir.

Kürt Yahudileri tarih’ten bu yana soylarını korumuşlardır. Bu soy dinleri itibariyle önem arz etmektedir.

Çünki Tora (Tevrat)’a göre Yahudilikte soyun devam etmesi ulusun ve dinin devamı bakımından çok önemlidir.Tora’da Yahudi kanunlarına göre soyun önemi şöyle açıklanmaktadır; Yahudilikte soyun devam etmesi ulusun ve dinin devamı bakımından çok önemlidir. Annenin Yahudi olmadığı durumlarda, doğan çocuk da Yahudi değildir. İşte tarihin geri kalanında Yahudiler’in yaşam amaç ve görevlerini dinamitleyecek bir tehlike varsa, o da asimilasyondur. “Yahudi bir erkek yada kızın Yahudi olmayan biriyle evlenmesi başlı başına yasakken, bir ebeveynin de çocuğunu Yahudi olmayan biriyle evlendirmesi ayrı bir yasaktır. Bir Yahudi, üç bin yılı aşkın bir süredir kopmadan gelen bir zincirin halkası olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Kendisi ya da çocukları Yahudi olmayan biriyle evlendiği takdirde, bunu yapmaktansa canlarını vermeyi göze almış olan tüm atalarına sırtını çevirmiş olur. Yahudi olmayan evlilik, Yahudiliğin misyonuna sırt çevirmektir.” (Tora-Devarim, Vaethanan, Bap: 7/3. Evlilik Kuralları Açıklaması, s. 154-155)

Yahudi kökenli Barzaniler


İdris Bitlis-i’nin (1452-1520) Selim Şahnamesini, İngilizceye çeviren araştırmacı Mehrdad R. Izady’nin belirttiğine göre Bitlisi, o dönem Kuzey Irak’ta Barzani aşiretinin var olduğunu bildirmektedir. (Mehrdad R. Izady, Sharaf Khan Bidlisi, The Sharafnama, The history of the Kurdish nation 1597, Mazda Publishers, 2005) Kuzey Irak'ta Yahudi kökenli tek bir Barzani Ailesi’nin olup olmadığına dair ipuçlarını Bitlisi’nin Şahnamesi çözecektir. Kitabın orjinalinin telif hakları ABD’li Mazda Publishers şirketi tarafından saklanmaktadır. Bu yüzden içindeki bilgilerde sınırlıdır.

Daha önce Barzani Ailesi’nin Yahudi bağlarını Yahudi Ansiklopedisi Judaica’nın Haham Ben Nethanel Barzani ailesi hakkında vermiş olduğu bilgiler doğrultusundan yola çıkarak analiz etmeye çalışmıştık.

Musul şehrinde yaşamış olan Haham Ben Nethanel Barzani Halevi Musula yerleşmiş ve bu bölgedeki Talmud eserlerini ve İbrani diline ait eserleri geniş bir kütüphanede toplamıştır. Bu eserler ve yazma kitaplar, yine haham olan oğlu Samuel Barzani’ye miras bırakmıştır. 1560 - 1630 yılları arasında yaşayan oğul, Kürdistanlı Kabalist Haham Samuel Barzani Ben Nathanel döneminin ünlü Kabalistlerindendir. Bu aile Barzani ismini ise yaşadığı bölgenin adından almıştır. Barzani ailesi Barazan bölgesinde ve Musulda Yeşiva okulunu kurdu. Barazani ailesinin diğer Kabalist hahamları Musul’da ve diğer Kürt şehirlerinde yaşamışlardı. Kürdistan bölgesinin en seçkin ve hahamlar yetiştiren ailelerindendi. Samuel Barzani Kabalistti, ve Kabala ya dair pek çok kitap yazmıştı. Bu kitapların bilinenleri ise ise Avnei Zikkaron, Sefer Ha-Iyyun, Sefer Derashot, ve Sefer Haruzot isimli eserleriydi. (Encyclopedia Judaica, Barzani Families, Vol.3. Keter: Jerusalem 1972, p. 138 )

Kürt şehirlerinde yaşam

Barzanilerin Yahudi olduğuna dair bilgileri Tarihçi Ahmet Uçar, Osmanlı arşivindeki Osmanlı belgelerine dayanarak Sallum Barzani isimli bir hahamın Musul'dan Selanik'e oradan da hahambaşının ricası ile Kudüs'e sürgün edildiğini söylemektedir. (Tarih ve Düşünce Dergisi, "Hahamların Torunları Barzaniler" Aralık 2002, s. 16-24) Hürriyet Gazetesi'nde aynı haberdeki demecinde de dahil olmak üzere Kuzey Irak'ta Yahudi kökenli tek bir Barzani ailesi olduğuna dair Osmanlı arşivlerinde kanıtlar olduğunu ve günümüz Barzani ailesinin atalarının Yahudi olduğundan şüphe edilemeyeceğini ifade etmektedir. (18 Şubat 2003 / Hürriyet /Barzani Ailesi’nin Yahudi olduğu ortaya çıktı.)

Mordechai Zaken “Jewish Subjects and their tribal Chieftains in Kurdistan” kitabında Kürt Yahudilerin, Molla Mustafa Barzani arasında özel bir bağ olduğunu vurgulamaktadır. Although there are reports about anti-Jewish incidents by Barzānī shaikhs and tribesmen, it appears that the leaders of this particular Naqshbandī shaikhly family, during the first half of the 20th century, notably Shaikh Ahmad and Mullā Mustafā Barzānī, had special relationships with Kurdish Jews under their patronage. Barzani aşireti özellikle 20. yüzyılda, Şeyh Ahmed, Molla Mustafa Barzani ve Nakşibendi şeyhi liderlerinin, Kürt Yahudiler ile aralarında özel ilişkileri vardı. Barzaniler, Kürt Yahudilerini himayesi altında koruyorlardı. Barzaniler ‘in Akra’daki Kürt Yahudileri ile ticari ilişkileri mevcuttu. (Mordechai Zaken, Jewish Subjects and their tribal Chieftains in Kurdistan, Netherland-Brill, 2007, p. 73, 369)

Barzani Ailesi’nin Yahudi asıllı olmasından ziyade İsrail ile olan tarihsel bağlarını inceleyelim. İsrail uzun süreden beri Barzani ailesinin denetiminde bir Kürt Devletini istiyor. Bugün İsrail’in Kuzey Irak ile olan ilişkilerini Kürdistanlı Yahudiler sağlıyor.

Molla Mustafa Barzani, 1960-70 yılları arasında Mossad direktörlerinden David Khajawa Khinno ve Haim Levakov ile sık sık görüşüyürdu. (Salom Nakdimon, İsraeli-Kurdish Connetion 1963-1975, Telaviv-1996, p. 23)

Kuzey Irak'taki Kürtler, Mossad'dan ilk yardımı, İsrailli askerler Kürt Yahudisi gerillaları eğitirken alıyorlardı. İsrail Başbakanı Levi Eshkol ve Kabine Başkanı Aryeh Eliav Barzani yandaşları için hastane yaptırmıştı. 1966’dan önceki dönemde, Başbakan Levi Eshkol adına, Molla Barzani, İsrail Dışişleri Bakanı Abba Eban’ın gönderdiği diplomatlar aracılığı ile görüşüyordu. (Ian Black & Benny Morris, İsrael’s Secret Wars: A History of Israel’s Intelligence Services (İsrail’in Gizli Savaşları : İsrail Gizli Servisinin Tarihi), Grove Press, Newyork-1992, p. 184-85)

Mossad'ın Barzani ile ilişkileri, Londra ve Sidney'de yayınlanan "Israel's Secret Wars - A History of Israel's Intelligence Services" (İsrail'in Gizli Savaşı - İsrail İstihbarat Servislerinin Tarihi) adlı kitapta da sergilenmektedir. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington'daki Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmıştır. Kitapta Mossad-Barzani ilişkileri, İsrail Dış İşleri Bakanlığı ve Mossad yazışmalarına dayanılarak açıklanmaktadır. Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği belirtilmektedir.

Molla Mustafa Barzani, ilk kez 1966 yılında İsrail'e gitmişti. Kendisini kabul eden İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan'a, hediye olarak bir 'Kürt hançeri' ile birlikte, Kerkük petrol rafinelerinin planlarını da getirdi. 1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırı Barzani-Mossad işbirliğiyle yapılmıştı. Kerkük rafinerileri bombalanarak ve çalışamaz hale getirildi. Mossad-Barzani ilişkilerinin mimarı İsrail'in Tahran'daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi, (Mossad ajanı) aracılığı ile gerçekleştirilmişti. Kendiside Kürt Yahudisi olan Nimrodi, Sovyet silahlarının Barzani'nin eline geçmesinde rol oynamıştır. (Ian Black & Benny Morris, İsrael’s Secret Wars: A History of Israel’s Intelligence Services Grove Press, Newyork-1992, p. 327-29)

Mossad'ın Kürtlere desteği 1958'de başladı. İsrailli askeri danışmanların, cephaneyi ve silahları kapsayan yardımı 1963'de başladı. Ağustos 1965'de Kürt subaylar için eğitim kampları oluşturuldu. Haziran 1966'da İsrail Başbakanı Levi Eshkol Mustafa Barzani ile görüşmeler yaptı. 1967 Altıngün savaşları sonrası Kürtler’e silah yardımı yapıldı. Aylık yaklaşık 500.000 dolar da para yardımı yapıldı. Kürt lideri Mustafa Barzani önce Eylül 1967'de sonra Eylül 1973'de İsrail'i ziyaret etti. Barzani, Moshe Dayan ile özel görüşmelerde bulunmuştu. (Benjamin Beit-Hallahmi, The Israeli Connection, I.B.Tauris. Co Ltd., London 1988, p. 19)

Molla Barzani, İsrail ilişkilerinin devamında 1973’te İsrail’e ikinci kez ziyarete bulunuyor. 1950’lerden beri İsrail’de yaşıyan Kürt Yahudisi David Gabay’ın evinde kalmıştı. Dayan çok iyi Kürtçe konuşuyor Barzani ile Mossad arasındaki dialogları o sağlıyordu. CIA raporlarına göre MOSSAD şefi Zvi Zamir, Barzani’yi Kuzey Irak’taki kampında ziyaret ederek, Bağdat’a karşı yapılan saldırı ve sabotajların dozunun arttırılmasını istemişti. Kuzey Irak'ta, Kürt devleti adı altında İsrail etkisinde bir devlet kurulma çalışmalarının temelleri 1970'li yıllara kadar uzanır. Mossad'ın Barzani'ye yardımı 1970'lerden beri belli aralıklarla hep devam etti. Mossad, Barzani'ye hem modern silah yardımında bulunuyor, hem de çeşitli teçhizatları sağlıyordu. Hatta dönemin Mossad Başkanı Meir Amit, Barzani yandaşlarına, dağlardaki kamplara kadar gelip yardım sözü vermişti.

Barzani’nin görüştüğü isim Meir Amit, 1948 Arap-İsrail savaşı sırasında Haganah'a katılmış sonrasında ise Ordu'da kalmış ve Genaralliğe yükselmişdi. Askerliği sırasında Moshe Dayan'ın yakınında olmuştur. 1963'de Mossad direktörlüğünü yapan ve aynı zamanda Askeri İstihbarat’ın da başında olan Amit, İsrail'de bir Tarihi figür haline geldi. Mossad'dan emekli olmasına rahmen aktif bir siyasetçi olarak haberalma komitesi ve İsrail hükümeti için çalışmaya devam etti. Daha sonra 1977'de yılında Knesset'e seçildi ve Ulaşım bakanlığı yaptı ayrıca Menachem Begin Hükümetinin İletişim bakanı oldu fakat 1978’de her iki görevinden de istifa etmiştir.

İsrail Gizli Servisi Mossad, 1973 Yom Kippur Savaşı'nda, Mustafa Molla Barzani'den Irak petrol kuyularını bombalamasını istedi. Barzani de bunu kabul ederek uyguladı. (Dennis Eisenberg, Uri Dan, Eli Landau, Mossad - Les Services Secrets İsraeliens, Paddington Press, 1978, p. 267-68)

O gün Tanrı Avraam (İbrahim) ile bir anlaşma yaptı ve Mısırdaki Nehir’den, büyük nehre-Fırat Nehri’ne kadar olan bu bölgeyi senin soyuna verdim dedi. (Tora-Bereşit “Yaratılış” Bap: 15/19, Leh Leha)

Bene İsrael bu topraklara, Maşiah (Mesih) Dönemine kadar sahip olamayacaktır. (Tora-Bereşit “Yaratılış” Bap: 15/19 Rabilerin Açıklaması)

Tora’daki vurgulamaya göre, İsrailoğulları bu topraklara mesihin gelişiyle sahip olacaktır. Yahudilikteki mesih inancı doğrultusunda bu planı gerçekleştirecek liderlerinde Yahudi asıllı olması, ve Yahudiler için bu bölge’nin kutsal olması tesadüf değildir. Tevratta işaret edilen bu bölgenin bugünkü liderlerinin, Judaik oluşu Tora’daki kehanetlerin gerçekleşmesine zemin hazırlayacaktır.

Bu topraklar Tevratta, Avraam (İbrahim) ile Tanrının anlaşması sonucu, Tanrı tarafından İbrahim’in nesline İsrailoğullarına ebediyyen verilmiştir. Torada, Tanrı bu topraklar için İsrailoğullarına zafer sözü vermektedir.

Tanrı tüm bu ulusları önünüzden sürecek ve sizden büyük ve güçlü ulusların toprağını mülk alacaksınız. Ayağınızın bastığı her yer sizin olacak : sınırlarınız çölden ve Levanondan, nehirden-Fırat nehrinden Akdenize kadar olacak sınırınız. Önünüzde kimse duramayacak. (Tora-Devarim Bap: 11/23-24)

Yedi Kenan ulusuna karşı çıktığınız savaşlarda ayağınızı bastığınız her yer sizin olacak. ( Raşbam )’a göre Ancak o sınırlar Erets-israil’e ilk girildiği zamanki temel sınırlardır. Fıratın Erets İsrael’in sınırını işaretlemesi, ancak Maşiah (Mesih)’in gelişinden sonra gerçekleşecektir. (Tora-Devarim Bap: 11/23-24. Rabilerin Açıklaması)

Mossad, Mesud Barzani’ye silah ve para yardımında bulunuyordu.

İSRAİL’DEKİ KÜRT YAHUDİLERİ

İsrail eski Savunma Bakanı İshak Morhehay Kuzey Irak’ın Zaho şehrinde doğmuş bir Kürt Yahudisidir.

İsrail’in 16.Genelkurmay Başkanı ve Eski Savunma Bakanı Şaul Mofaz’da Tahran doğumlu bir Kürt Yahudisidir.

İsrail kurulduktan sonra, Kuzey Irak ve Suriye’de yaşayan 200 bin Kürt Yahudisi, büyük bir operasyon ile İsrail’e getirilmişler ve İsrail parlamentosunda önemli mevkilerde bulunmuşlardı. Bugün de İsrail’de 250 binden fazla Kürt Yahudisi yaşamaktadır. İsrail’in Molla Mustafa Barzani ile kurduğu ilişkiler, bugün de oğul Mesud Barzani ile devam etmektedir.İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında 150,000 Kürt Yahudisinin olduğu bilinmektedir. 1950'li yıllarda yaklaşık 100 bin Kuzey Iraklı Kürt Yahudisi Mossad'ın düzenlediği Ezra ve Nehemya adı verilen operasyonla İsrail'e götürüldüğü bilinmektedir.

Bugün İsrail’de yaşayan Barzani soyisimli Yahudi aileler bulunmaktadır. Bu aileler zamanında Kuzey Irak’tan İsrail’e yerleşmişler ve bugünde Kudüs’te yaşamaktadırlar. Bu aile’nin bir ferdinin fotoğraflarından yararlandık. Soy ismi Barzani, Kürtçeyi ve İbranice’yi anadili gibi konuşmakta, İsrail’de Kürt Yahudileri’nin olduğu köylerin birinde yaşamaktadır. Kürt geleneklerine göre giyinmekte ve Kürt şenlikleri, festivalleri düzenlemektedir. Katıldığı bir festivalde İsrail 16. Genelkurmay Başkanı Şaul Mofaz ve Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le bile fotoğrafları vardır. Bu kişi Kuzey Iraklı Yahudilerden ve soyadı Barzani, Barzani aşireti ile bir soy bağı var mıdır ? Araştırıyorum… Ama şunu biliyoruz ki İsrail’de Kürt Yahudisi olupta Barzani soyadını taşıyan yüzlerce Yahudi var. Bunların Barzani aşireti ile bir bağları olduğu çıkarsa, Barzani Aşireti’nin de tarihi geçmişi de ortaya çıkacaktır.

Büyük Orta Doğu, İsrail’in güvenliğinin tek yoludur ve burada Kürtlere ve özellikle Kürt-Yahudilerine önemli bir şekilde rol verilmektedir. İsrail, bölgede rahat bir şekilde yaşamak için "Büyük İsrail'i" kurmak zorundadır. Yahudilerin, Kürtler ile olan tarihsel bağlarını incelediğimizde, 50 yıllık Barzani-İsrail ilişkilerini, ve kripto gizli Kürt Yahudileri’nin varlığını göz önüne aldığımızda, Kürt Yahudi devleti kurulacak tezi artık çok net bir şekilde doğrulanmış ve kanıtlanmıştır.

Salim Meriç

Odatv.com