Dünya

Dünya
Hollanda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hollanda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/14/2013

Allah istedi kızamık ortaya çıktı dediler aşı olmayı reddettiler

 başlayan kızamık salgını hızla yayılıyor
Allah istedi kızamık ortaya çıktı dediler aşı olmayı reddettiler
"İncil kuşağı" olarak bilinen bölgelerde, Mayıs ayı sonunda başlayan kızamık salgını hızla yayılıyor. İlk günlerde 161 olan kızamıklı hasta sayısı, 321'e ulaştı. Ancak, Sağlık Bakanlığı'na göre, gerçek vaka sayısı bu rakamın çok üzerinde.
Ailelerin büyük çoğunluğu tedaviyi reddedip aile hekimine gitmediği için sağlıklı bir veri elde edilemiyor.

Aşırı dindar kesim, hastalığın "Tanrı istediği için ortaya çıktığına" inanıyor ve bu yüzden aşıyı reddediyor.

Bu nedenle salgının yaşandığı bölgelerde 14 ayın altındaki bebekler ile hamile kadınlar büyük risk altında.

Sağlık Bakanı Edith Schippers, kızamığın basit bir hastalık olmadığını belirterek aşıyı reddeden aileleri bir kez daha düşünmeye çağırdı.
'Tanrı istedi'

Hollandalı bakan, "Yaptıkları büyük sorumsuzluk, çocukların yaşamını riske atıyorlar. Ama özgür bir ülkede yaşıyoruz" dedi.

Riskin giderek artması üzerine Hollanda Başbakanı Mark Rutte devreye girdi.

Kendisi de koyu bir Protestan olan Rutte, Cuma akşamı haftalık televizyon röportajında, rahiplerden yardım istedi.

Rutte, rahiplere, kendilerine bağlı cemaatlere, "aşı olmanın inançla uyumlu olduğunu" anlatmaları çağrısında bulundu.

Eski Sağlık Bakanı Els Borst ve Liberal Sağ Partili (VVD) Senaör Heleen Dupuis da, Dindar kesime çağrı yaparak, "Aşı olmak, Tanrı iradesine kaşı gelmek değildir. Eğer herşey Tanrı istediği için oluyorsa, aşının bulunması da Tanrı'nın bir isteğidir" dediler.

Hollanda'da en son kızamık salgını Mayıs 1999 - Haziran 2000 taihleri arasında yine dindaların yaşadığı bölgelerde görülmüştü.

3 bin kişiye bulaşan salgın sonucu 150 kişi hastaneye kaldırılmştı. salgında 3 kişi yaşamını yitirmiş, çok sayıda hamile kadın da sakat bebek dünyaya getirmişti.bbc türkçe

7/12/2013

"Kendi ülkesinde kültür sanatı yardımdan mahrum eden hükumet, Türklere yardım ediyor"

Hollanda Kraliyeti'nin 'Uluslararası Bodrum Karnavalı'na sponsor olmasına aşırı sağcı kesimden sert tepki geldi. Politikalarını yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı üzerine kuran Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, konuyu parlamento gündemine taşıdı.
Geert Wilders, konuyu parlamento gündemine taşıdı.
"Kendi ülkesinde kültür sanatı yardımdan mahrum eden hükumet, Türklere yardım ediyor"
Hollanda'nın, Uluslararası Bodrum Karnavalı'na sponsor olduğu, ırkçı görüşleriyle bilinen bir internet sitesi tarafından gündeme taşındı.

Haberde, Hollanda halkının vergilerinin Türkiye'ye harcandığı savunuldu. "Kendi ülkesinde kültür sanatı yardımdan mahrum eden hükumet, Türklere yardım ediyor" ifadeleri yer aldı.
Eşek hoşaftan ne anlar?

Aşırı sağcı lider Geert Wilders, konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanı Frans Timmermans'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.

Hollanda'nın, Bodrum'daki etkinliğe sponsor olduğu yolundaki haberlerin doğru olup olmadığını soran Wilders, önergede Türkçe sözcüklerle, "Eşek hoşaftan ne anlar? sözünün ne anlama geldiğini biliyor musunuz?" dedi.

PVV lideri Wilders, Dışişleri Bakanı Timmermans'a, "Bu haber doğruysa, Hollandalıların vergilerinin Türkiye'de bir fesivale niçin harcandığını açıklar mısınız, bu parayı geri almak için bir şey yapacak mısınız?" sorularını yöneltti.

"Eşek hoşaftan ne anlar" sözüyle karnaval düzenleyen Türklere üstü kapalı göndermede bulunan Wilders, soru önergesinin sonunda Timmermans'a yönelik, "Siz eşek misiniz?" ifadesine yer verdi.

Türkiye'ye yönelik sert açıklamalarına yeterince destek bulamadığı için iktidar ortağı Liberal Sağ Parti'den (VVD) istifa eden Wilders, PVV'yi kurdu.

Kısa sürede önemli bir başarı elde eden aşırı sağcı lider, yabancı düşmanlığı, İslam kaşıtlığı ve Avrupa Birliği politikalarına yönelik eleştirileri öne çıkardı.

Ekonomik krize ilişkin kulağa hoş gelen ancak gerçekte uygulanırlığı az olan önerileri dile getiren Wilders'ın partisi kamuoyu yoklamalarında ilk sıralarda yer alıyor.bbc türkçe

10/07/2011

tren yolcularına acil durumlarda kullanmak üzere plastik idrar torbası dağıtılacak

Hollanda Devlet Demiryolları sözcüsü Jeroen von Geusau, tuvalet bulunmayan yolcu trenlerinde naylon idrar torbaları bulundurulacağını duyurdu.
Von Geusau, BBC'ye yaptığı açıklamada idrar torbalarının tren hattında elektrik kesilmesi gibi âcil durumlar için düşünüldüğünü söyledi.

Jeroen von Geusau, "Trende üç dört saat beklemek zorunda kaldığınızda, bazı tren yolcularının tuvalete gitme ihtiyacı duyması gayet normal. Bir uçağın Londra üzerinde iki saat boyunca dönüp durması gibi bir durum bu." dedi.

Sözcü, Hollanda'daki yolcu trenlerinin yaklaşık yüzde 16'sında tuvalet bulunmadığını hatırlattı.

'Ciddi misiniz?'

Travel John firmasınca üretilecek olan naylon idrar torbaları, "geleneksel şekilde temizlik hizmetlerine erişme imkanı bulunmayan herkes"in kullanabileceği şekilde tasarlandı.

AFP Ajansı, torbanın bir ağzı olduğunu ve içinde jöleye dönüşen bir toz madde bulunduğunu bildirdi.

Hollanda televizyonunun bu yeni uygulamayla ilgili olarak görüş aldığı tren yolcuları hayretlerini gizleyemediler.

İsmini vermeyen bir kadın yolcu "Ciddi misiniz? Hayır, ben asla böyle birşeyi kullanamam. Belki bir erkeğin kullanması daha kolay olabilir ama bir kadın için imkansız!" dedi.

Hollanda Devlet Demiryolları sözcüsü Jeroen von Geusau, bu yöntimi herhangi bir olaydan hareketle geliştirmediklerini; ama ardarda iki dondurucu kış yaşayan Hollanda'da, "artık hazırlıklı olunması gerektiğini" söyledi.

8/30/2011

reenkarnosyana inanan hollandalı çift nemruttaki heykelleri biz yaptık

Bakan Günay’ın “2 bin yıllık heykeller Nemrut Dağı’nda yıpranıyorlar, aşağıya indireceğiz” sözleriyle başlayan Nemrut tartışması ilginç bir boyuta ulaştı.
İddiaya göre bu projenin destekçileri arasında reenkarnasyona inanan ve o dönemde yaşadıklarını söyleyen Hollandalı bir çift var.

Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Nemrut’taki heykelleri taşıyacağını açıklamasının ardından, ODTÜ Kommagene Nemrut Koruma Geliştirme Programı ekibinin Koordinatörü Prof. Dr. Neriman Şahin Güçhan’dan ve eski Kahta Kültür ve Turizm Müdürü Mahmut Arslan’dan ilginç iddialar geldi.

"HEYKELLERİ EŞİM YAPTI"
Nemrut’ta sürekli bir “Hollanda baskısı” olduğunu vurgulayan Güçhan, “Eskiden Nemrut’ta çalışma yapan Hollandalı Maurice Crijns ve eşi Olga Crijns var. Reenkarnasyona (yeniden doğuş) inanan bir adam, kitabı var. Kendisinin ve eşinin, Kommageneler döneminde yaşayıp, heykelleri mimar eşi Olga Crijns’ın yaptığına inanıyor” diyerek şunları aktardı:

"ÇOK PARALARI VAR"
“Antiochos’un mezar odasına henüz girilemedi. Ona girilmesi arkeolojik dünya için önemli. Hollandalılar, yıllardır, mezar odasını bulma peşindeler. Bu kişilerin de amacı bu. Geçmiş dönemde, Türkiye’nin kültür bakanı, alanı teslim etmiş. 2005’te de geri almış. Biz ondan sonra devreye girdik. Fakat onlar, tekrar burayı almak istiyor. Onun için ‘Çok paramız var’ diyerek geliyorlar. Anladığım kadarıyla arkalarında da bu işi yapmalarını destekleyen, Türkiye’den kuvvetli siyasetçiler var. ‘Projesinin ne olduğunu bilmeden, ODTÜ bu işi yapamaz, Hollandalılar yapar, Türkiye bu işe para ayıramaz’ gibi savlarla tavır gösteriliyor. Kamuoyu bulandırılıp bu iş yapılamaz havası verilmeye çalışılıyor.”

"İMİTASYON İŞİNE SİYASETÇİ GİRDİ"
Eski Kahta Kültür ve Turizm Müdürü Mahmut Arslan ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bir mektup yazarak “Amaç Nemrut Dağı Zirvesi’ndeki Kral I. Antiochos Theos’un anıt mezarına girmektir” dedi. Cumhurbaşkanlığı’ndan iddiaların inceleneceğine dair yanıt alan Arslan şöyle konuştu: “İmitasyon projesi Almanya’da bir firmaya yaptırılmak isteniyor. Bunun perde arkasında siyasi bir isim var. Devletten 40-50 milyon dolar alıp, heykellerin imitasyonlarını koymayı planlıyorlar. Bu bir ranttır. İmitasyonları yapacaklar belli. Önünü açmak için bir aslan horoskopunun kopyasını yapmışlar. Geçen temmuzda getirmişlerdi, geri götürdüler. 168 bin Euro’ya vereceklerdi. Buraya UPS kargosuyla getirmişler.”

HOLLANDALILARI KOVDUK
“Biz bir reenkarnasyon hikayesini burada yaşadık. 2001-2003’te, kazı yapan Hollandalı çifti kovdum, bana 30 bin Euro teklif ettiler. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e ve milletvekillerine yazdık. El koydular ve eski Bakan Atilla Koç müdahale ederek, kazıları ellerinden aldı. Sürekli sürülüyorum zaten, oradan oraya gidiyorum ama ben ondan korkmuyorum. Bakanın uykusu kaçıyorsa gitsin uyku ilacı alsın.”

7/11/2011

hollandalıların yüzen otobüsü ilk yolcuları ile ilk seferine başladı

Ünlü kanalların ulaşımında artık otobüsler hizmet veriyor.

Hollanda’nın başkentindeki ünlü kanalların ulaşımında artık otobüsler hizmet veriyor. Daha önce tanıtımı yapılan ‘Yüzen Hollandalı’ isimli araç ilk yolcularını Amsterdam’daki Schiphol Havaalanı’ndan aldı.
Seyahat boyunca önce karada giden araç daha sonra Nemo Teknoloji Müzesi önünden kanala girdi. Kanaldan geçerek şehre giren amfibik otobüs 48 yolcu taşıyabiliyor. Her bir yolcu seyahat için 39 euroyu gözden çıkarmak zorunda.


4/04/2011

ırkçı hollandalı müslümanları kızdıran filmin ikincisini çekiyor fitna 2

Hollandalı aşırı sağcı milletvekili Geert Wilders"in İslam dinini hedef aldığı 'Fitna' filminin devamı 'Fitna 2' 2012'de gösterime girecek. Amerikan yapım şirketinin çekimlerine başladığı filmde, Hz. Muhammed'in akıl hastası olduğu iddia edilerek, bu yüzden Müslamanların barbarca bir hayat yaşandığı konu alınıyor.

İkinci filmin birincisiyle kıyaslandığında çok daha farklı olduğunu iddia eden Geert Wilders, "İkinci film Fitna 2'de akıl hastası olan Muhammed yüzünden nasıl bir barbarca hayatın yaşandığı konu alınıyor. Bu filmin çekimleri devam ediyor, 2012 yılında gösterime girecek. Temennim bu film yayınlandıktan sonra Muhammed tartışmaya açılır" dedi.

150 kişilik Hollanda Meclisi'nde 24 temsilcisi bulunan Özgürlük Partisi"nin (PVV) lideri Wilders, daha önce Kuran-ı Kerim'i Adolf Hitler'in "Kavgam" kitabına benzeterek yasaklanması gerektiği çağrısında bulunmuş, Kuran-ı Kerim ile Hollanda değerlerinin bağdaşmasının mümkün olmadığını söylemişti. Wilders, Hollanda kültürünün "Geri kalmış" İslam kültürünün üzerinde olduğunu, dolayısıyla göçmenlerin Kuran-ı Kerim'in "hoşgörüsüz" ve "faşist" kısımlarından kurtularak Hollanda kültürüne asimile olması gerektiğini savunuyor.
mynet