Dünya

Dünya
Camii etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Camii etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/16/2012

imam'dan atatürk rozetini çıkart namazın kabul olmaz uyarısı

Ordu'nun Akkise Köyü'nde yaşayan emekli öğretmen Yalçın Kılıçkaya, namaz kılmaya gittiği Akkise Köyü Merkez Camii'nde imam Fazlı Şahin'in "Atatürk rozetini çıkart, namazın kabul olmaz" dediğini söyledi.

İmamın, "Çıkarmazsan, cemaatin namazı da lekelenir, onlarınki de kabul olmaz" dediğini söyleyen emekli öğretmen, rozetini çıkarıp cebine koyduğunu, namaz kıldığını ifade etti.

İmam özür diledi

Bu olayın ardından köydeki gençlerin imam Fazlı Şahin'e tepki gösterdiğini söyleyen Yalçın Kılıçkaya, "İmam bir hafta sonra özür diledi, tekrar ben de Atatürk rozetiyle girdim camiye. Bugüne kadar geçen 4 ay içerisinde de rozetle camiye gidiyorum" dedi.

Soruşturma başlatıldı

Ordu Valiliği İl Müftülüğü, iddianın duyulması üzerine geçen hafta soruşturma açılması talimatını verdi. Ordu İl Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu, konuyla ilgili olarak, "Olayı öğrendikten sonra valilikten soruşturma oluru aldık. Şu anda soruşturma yapılıyor" dedi.cumhuriyet

7/25/2011

kardeşi tarafından hediye edilen kuranı kerimi okuduktan sonra müslüman olan ünlü popçu

1948'de doğmuş, Kıbrıslı Rum bir babanın ve İsveçli bir annenin üçüncü çocuğu olan Cat Stevens'ın asıl adı Steven Demetre Georgiou'dur.

Babası Yunan Ortodoksu olmasına rağmen Steven bir Katolik okuluna gitti. 8 yaşındayken annesi babası boşandı, bir süre beraber yaşadılarsa da annesi oğlunu alıp İsveç'e döndü. 16 yaşındayken okulu bıraktı, daha sonra Sanat Okulu`na girdi ama oradan da ayrıldı.
İlk hit parçasını ve albümünü 18 yaşındayken yaptı. "I Love my Dog" şarkısı Cat Stevens'ın doğuşu anlamına geliyordu. 1966 yılında Matthew and Son albümünü piyasaya sürdü. Bu dönemde Cat Stevens ismini aldı. 1967'de yayımlanan New Masters albümü fazla tutulmadı, bu albüm sonradan birçok kişi tarafından yorumlanan The First Cut Is the Deepest parçasıyla hatırlanır.

1968'in başında 19 yaşındayken Stevens tüberküloza yakalandı. Aylarca hastanede yattığından müziğe tekrar dönmesi 1970`i buldu.

1970'te yayımladığı folk müzik temeline oturtulmuş, önceki albümlerinden de biraz farklı sayılan Mona Bone Jakon yayımladı. Bu albümde o dönemki aşkı Patti D'Arbanville için yazılmış (daha sonra bir klasik halini alan) "Lady D'Arbanville" parçası da yer alır. Cat Stevens, 1970'in ikinci yarısında yayımladığı uluslar arası bir başarı yakalayan Tea for the Tillerman albümüyle yoluna devam etti. Wild World parçası bu albümdeki en beğenilen ve popüler parça oldu.

Kendine has bir müzik oluşturan Stevens 1971`de çıkardığı Teaser and the Firecat albümüyle başarının tadını çıkarmaya devam etti. Bu albümde "Peace Train", "Morning Has Broken" ve "Moonshadow" gibi birçok hit parça yer alıyordu.

1970'li yıllarda yeni albümler yayımlamaya devam etti.
Müslüman oluşu
2008 yılında Yusuf İslam.

1976 yılında bir kaza sonrası boğulmak üzere olan Cat Stevens, kendisini kurtarması için Tanrı'ya yalvarmış ve yıllar sonra VH1 kanalında o anı şöyle söylemiştir: “Oh God! If you save me I will work for you.” ("Oh Tanrım, eğer beni kurtarırsan senin için çalışacağım." Bu ölüme yakın deneyim onun ruh halini değiştirdi. Kardeşi David, Kudüs'te bir camide görüp ve içimi rahatlattı diyerek aldığı Kur'an'ı Cat Stevens'a hediye etti ve Stevens`ın İslamiyet`e geçişi başlamış oldu. 1977 yılında Müslüman olarak Yusuf İslam adını aldı.

Değişimini ilerleyen yıllarda müzikle uğraşmayı bırakarak sürdürdü. Sahnelerden uzaklaştı, hatta müzik şirketlerinden artık albümlerinin dağıtılmamasını rica etti fakat bu talebi reddedildi.

Ancak 2006 yılında oğlunun evinde eline aldığı gitar ile birlikte bu kararını 28 yıl sonra değiştirdi. Önce kendi eski şarkısı olan Father and Son şarkısını Ronan Keating ile söyledi. Ardından 2006 yılında 'An Other Cup' albümünü çıkardı. Ardından, 5 Mayıs 2009'da son albümü Roadsinger piyasaya çıktı.

Şu an karısı ve beş çocuğuyla birlikte Londra'da yaşamaktadır.

5/28/2011

motosikleti yüzünden arkasında namaz kılınmayan camii imamı istifa etti

Muğla’nın Dalaman İlçesi’ne bağlı Kapıkargın Köyü’nün motosiklet tutkusu nedeniyle ‘Tek teker imam’ lakabıyla tanınan imamı 24 yaşındaki Tarık Balkı, köylülerin ve müftülüğün, "Cemaat arkanda namaza durmaz" diyerek, tehdit ve baskıda bulunduğunu ileri sürüp, görevinden istifa etti. Balkı, "Benim değil, bu kişilerin yaptıkları dinen vacip değil" dedi.

Kapıkargın Köyü imamı Tarık Balkı’nın motosiklet tutkusu başına dert oldu. Bodrum, Göltürkbükü Beldesi Gölköy Camii’ndeki üç yıllık görevinin ardından dört ay önce Dalaman’ın Kapıkargın Köyü Camii imamlığına atanan Balkı’nın, motosikleti ile camiye gidip gelmesi cemaatin dikkatini çekti. Kot pantolonu, motosikletçilerin giydiği montu ve üzerinde ’Scorpion’ yazan kaskı ile farklı bir giyim tarzı olan Balkı’dan köylüler rahatsız oldu. "Kot pantolonlu, racing motosikletli, çılgın imam olmaz. Arkasında namaza durmayız" diyen köylüler, imam hakkında müftülük, kaymakamlık, jandarma ve ilçe emniyet müdürlüğüne şikayette bulundu.

TEHDİT EDİLDİ

Köyün gençlerinin, gitmesi ve imamlığı bırakması için iki kez tehditte bulunduğunu belirten Tarık Balkı, Dalaman Müftüsü Müftü Selahattin Bozkurt’un da sık sık kendisini çağırıp, şikayetler olduğunu söylediğini, motosikletle camiye gitmemesi konusunda uyarılarda bulunduğunu söyledi. Polis ve jandarmanın da tehditler konusunda kendisini ikaz ettiğini öne süren Balkı, motosiklet tutkusundan vazgeçmeyip geçen hafta Dalaman Müftülüğü’ne istifa dilekçesini vererek Bodrum’daki ailesini yanına döndü.


’HOCAM TEK TEKER YAPTA GÖRELİM’

Aynı zamanda Bodrum Motosiklet Kulübü (BMK) üyesi olan Balkı, motosiklet tutkusunun babasından geldiğini söyledi. Tarık Balkı, şunları kaydetti:

"Motosiklet, yaşam tarzım. Öyle ki sırf gezinti olsun diye Milas ve İzmir’deki arkadaşlarıma çay içmeye gittiğim oluyor. Genç, bekar olmam, giyimim ve motosiklet kullanmam son görev yerimde hoş karşılanmadı. Onların istedikleri, kafalarındaki takkeli, sakallı, elinde tespih, kumaş pantolonlu, sessiz sakin oturaklı bir imam. Bodrum’da büyüdüm yetiştim. Buradaki Gölköy Camii’nde imamlık yaparken bu tür sorunlarla karşılaşmadığım gibi aksine cemaat çok sever hatta motosikletim ile kahvenin önünden geçerken ’Hocam bir gaz ver de sesini duyalım’, ’Hadi bir tek teker yap, motosikleti kaldırda görelim’ der, alkışlarlardı. Yeni görev yaptığım köyde ufak bir tepki bekliyordum. ’Konuşur sorunu, çözeriz’ diye, düşünüyordum. Ancak, mahalle baskısının bu kadar artacağını tahmin etmemiştim. Görüştüğüm köyün ileri gelenleri, ’Genç ve bekar olmaktan geçtik, motor süren imam olmaz. Senden memnunuz. Bilgin var, sorularımıza yanıt veriyorsun ama şu kot pantolonu çıkar, motoru da bırak’ dediler. Benim değil, bu kişilerin yaptıkları dinen vacip değil. Motosiklet kullananlara serseri ve marjinal hayat yaşayan insan olarak bakıyorlarmış. Aynı yerde diş doktoru ve öğretmenin de motosikletleri var. Onların kullanması normal ama ben imam olduğum için değil. Oysaki ben birçok kötü alışkanlıklardan motosiklet sayesinde korundum."

'SUNROOF’A DEĞİL GÖKYÜZÜNE İNANLARDANIZ'

Tarık Balkı, "Sunroof’a değil gökyüzüne inananlardanız" diye konuştu. Balkı, şunları söyledi:

"Ne kadar istemesem de motosiklet kullandığım için bana ’modern imam’ diyenler de var. İmamlığın zaten modernliği yok. Din, zaten yaşayış tarzına hayat tarzına en uygun olanı size verir. Hırsızlık yapma, hak yeme, insanlara, doğaya, hayvanlara zarar verme sadece dinin gereklerini yerine getir. İslam, hoşgörü ve kolaylık dini. İşte yobazlık denilen şey aslında benim yaşadıklarımdır. Yani bir imamın, görevi nedeniyle motosiklet kullanamaması, bu beni çok üzdü, psikolojimi bozdu. Bana göre imam uçak dahil her türlü aracı kullanabilir."

KÖYLÜYE AYAK UYDURAMADI İDDİASI

Dalaman Müftüsü Selahattin Bozkurt telefonla yaptığı açıklamada İmam Balkı’nın çok genç ve hayat tecrübesinin olmadığını söyledi. Köylülerin tepkisinin çok normal olduğunu ileri süren Bozkurt, "Balkı’nın motosiklet tutkusu hastalık derecesine ulaşmış. Kendisini çok kez uyardım. Neredeyse evine motosiklet ile girecek durumdaydı. Kullandığı motosiklet sürat motoru olduğu için günlük motosikletlere benzemiyor ve dikkat çekiyor, köyde gürültü yapıyordu. Bu nedenle gençlerle ve köylülerle arasında sorun çıktı. Bizi dinleseydi geleceği parlak bir imamdı. Ayrıca motosiklet tutkusu Facebook’a da yansımış. Facebook sayfasında garip garip fotoğraflar vardı. Köylüye ayak uyduramadı" diye konuştu.

MOTOSİKLETÇİLERDEN DESTEK

BMK Başkan Yardımcısı Ömer Ölçer de imam Tarık Balkı’ya yapılanın Ege insanına yakışmadığını belirtti. Ölçer, "Bu konuda hazırladığımız raporu Türkiye motosiklet Federasyonu’na ilettik. Arkadaşımızın bir an önce görevine dönmesi için ne gerekiyorsa yapacağız" dedi.


TEHDİT ETMEDİK, UYARDIK

Köylüler, imama baskı yapmadıklarını, sadece uyardıklarını iddia etti. Köylülerden Rasık Reyhan (50), imam Balkı’nın motosikletiyle köyde gürültü ve hız yaptığını ileri sürüp, "Yavaş gitmesi için uyardık. Ancak, ’Motorun sesi de hızı da böyle. Yapacak bir şey yok. Bu şekilde sürerim’ dedi. Üslubu bir imama yakışmadı. Yoksa motosiklet kullanmasına kimse bir şey diyemez. Kesinlikle, tehdit söz konusu değil. Bir kaç öğretmen arkadaş da kendisiyle konuşmamıza sahit oldu" dedi. İmam Balkı’nın iddialarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürken Oğuz Türk (19) ise, "Kendisini tehdit etmedik. Aksine o bizi tehdit etti. Ayrıca bize ’cahil, yobaz’ demesi yanlış. Kendimde bir genç olarak, genç bir imamımız olmasından hoşnuttum. Ancak, kendisinin hareketleri hiç yakışmadı" diye konuştu.

İmamın hız meraklısı bir motosiklet tutkunu olduğunu ileri süren Kerim Benli (75) ise, "Ezan okunduğunda camiye çok geç gelirdi. Muhtara söyledim, imam hakkında yazı yazdık. Kendisi buraları terketti. Zaten bir daha da görmedim. Genç bir imamdı. Uçuk bir gençti. ’Allah’ın verdiği canı Allah alır’ diyordu" dedi.
hürriyet gündem