Dünya

Dünya
Berlin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Berlin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/04/2011

almanyada ehec virüsü yüzünden halk domates salatalık yerine kuşkonmaz yiyor

Almanya'da patlak veren E.koli vakalarının yarattığı korku yüzünden halk tedbiri elden bırakmayarak salatalık ve domates almaktan tamamen vazgeçti; kuşkonmaz ve diğer 'güvenli' sebzelere yöneldi.


Berlin'deki Türk pazarında salatalıklar yine sergiye konmuş ama, eskisi kadar büyük miktarlarda değil.


Manavlar Türkçe ve Almanca olarak bas bas bağırarak satmaya çalışıyorlar sebzelerini, ancak İspanya'dan gelen salatalıklara pek yüz veren yok.

Birkaç tezgahta, üzerlerinde koskoca harflerle "Hollanda ürünü" yazılı olmasına rağmen, satılamayan ve tepe tepe yığılan salatalıklar özel indirimle elden çıkartılmaya çalışılıyor. Kilo başına normal fiyatı olan 2 euro yerine 99 sente düşürülmesine rağmen, salatalıklara alıcı çıkmıyor pek.

Pazarda, çiseleyen yağmur altında satıcılar arasında duruyorum. Çoğunlukla başörtülü Türk kadınlar geliyor. Satılan sebzelere, özellikle de salatalıklara dikkatle bakıyor ve soruyorlar:

"Nereden geliyor bunlar?"

Satıcılar hemen yanıtlıyor, Hollanda diye...

Bazen alan oluyor, pek yavaş küçülen salatalık yığınından çekilen birkaç salatalık hızla kese kağıdına konup müşteriye uzatılıyor.

Ama çoğunlukla, müşteriler birşey almadan yollarına devam ediyor. Güvenlı patateslerden, lahanalardan ya da birden gözde oluveren kuşkonmazlardan satın almak üzere...
Yeni gözde sebze: Kuşkonmaz

Bugünlerde herkes 'spargel' yani kuşkonmaz satın alıyor. Şimdi, kuşkonmaz mevsimi üstelik. Almanlar beyaz kuşkonmazlarıyla büyük gurur duyuyorlar.
Beyaz kuşkonmaz

Her türlüsü yeniyor Almanya'da kuşkonmazın... Jambona sarılı kuşkonmaz, soslu kuşkonmaz, kuşkonmaz çorbası ya da sade kuşkonmaz...

Her lokanta kuşkonmaz mönüsüyle övünüyor. Neredeyse Alman sosisiyle boy ölçüşecek kadar iddialı Alman kuşkonmazı.

Demiryolu kıyısınca uzanan Türk pazarında domates de satılıyor. Koskoca, kıpkırmızı domatesler, yığılmış halde. Satılamadan yumuşamaya yüz tutmuş halde...

Öğleden sonra ayrılırken Yorckstrasse S-Bahn istasyonunun girişindeki büyük artık konteynerlerine boşaltılıyordu domatesler yığın yığın.

Satıcılar hem Türkçe, hem Almanca bağırdıkları ucuzlatılmış fiyatlarla, ellerindeki ürünü azaltmaya çabalıyorlar ama tüketicilerin korkusunu yenmek mümkün görünmüyor.
Ve süregiden belirsizlikle birlikte, korku da tırmanıyor.

Alman yetkililer önce E.koli vakalarından İspanya'da yetişen salatalıkları sorumlu tuttular, sonra emin olamadıklarını açıklayıp İspanyol salatalıklarını akladılar.

Türk pazarının sonunda tezgah kuran Serkan Türkan, müşterilerin bütün salatalıklara kötü gözle bakmasından şikayetçi.

İnsanlar, İspanya veya Hollanda ürünü salatalık arasında bir fark gözetmiyor.

İspanyol politikacılar televizyona çıkıp herkese salatalık yediklerini gösteriyor ve İspanya'da üretilen salatalığın güvenli olduğu mesajını vermeye çalışıyorlar ama, iş Berlin'deki Türk pazarına gelince bu mesajların pek etkisi olmuyor.
Müşteri açıklık bekliyor

E.koli bakterisiyle ilgili soruna açıklık getirilmesi, belki karmaşık bilimsel araştırmalar ve bulgular sonucunda mümkün olacak ama, eski usul dedektiflikle de bilinmeyene ulaşılabilir. Yani insanlara nerede ne yemiş oldukları sorularak; sonra o mağazaya gidip söz konusu sebzenin nereden gelmiş olduğu saptanarak; geriye gide gide bakterinin kaynaklandığı tarla veya ithalatın yapıldığı ülke bulunabilir.

Laboratuvarlardaki bilim adamları açısından sorun, insanları etkileyen bu E.koli bakterisinin ender görülen ve çok tehlikeli bir tür olması.

Bir başka esrarengiz nokta da, bakteriden ölenlerin hepsinin kadın olması.

İlk ortaya atılan tezlerden biri, kadınların erkeklerden daha sağlıklı beslendiği; erkekler sosis yerken, kadınların düşük kalorili, ekolojik tarım yöntemiyle yetiştirilen salatalıkları tercih ettikleri yolundaydı.

Ama kısa sürede bu tez, geçersiz ilan edildi.

Bilim adamları, E.koli bakterisinin bu türünün, kadın vücudunu daha uygun bulduğunu düşünüyor.

Bazı etnik grupların kimi bakterilere daha fazla eğilimli olması gibi, kadınların bu bakteriye daha açık olabileceği belirtiliyor.

Belki de öyledir...

Bulvar basınında "ölümcül sağlıklı besinler", "ölümcül organik besinler" gibi başlıklar yer almıştı.

Ama gerçek şu ki, gerçeği kimse bilmiyor.

Ve hem bakterinin esrarı, hem de belirsizlik ve karışıklık sürüp gidiyor... Tabii bu da Almanya'daki pazarlara çok kötü yansıyor.

Şu sırada olgun domates lazımsa, nereden bulabileceğinizi biliyorum. Berlin'deki Türk pazarına gidin.

Ama telaş etmenize gerek yok, herkese yetecek kadar büyük bir yığın var...
bbc türkçe

5/13/2011

almanya türkiyenin ısrarla istediği boğazköy sfenksini iade etme kararı aldı

Almanya, Berlin'deki Bergama Müzesi'nde sergilenen 3500 yıllık Boğazköy Sfenksi'nin Türkiye'ye iadesini kabul etti.
Boğazköy Sfenksi

Türkiye sfenksin iadesinde ısrarlıydı

Alman Kültür Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Türkiye ve Almanya'dan uzmanların görüşmeleri sonrası böyle bir karar alındığı belirtildi.

Açıklamada, Boğazköy Sfenksi'nin iadesinin, Türkiye'ye yönelik bir iyi niyet jesti olduğu bildirildi.

Ayrıca Türkiye ve Almanya hükümetlerinin, Boğazköy Sfenksi'nin durumunun benzer diğer örneklerden farklı olduğu konusunda da görüş birliğine vardıkları vurgulandı.

Boğazköy Sfenksi, 1915 yılında Alman arkeologlar tarafından Hititlerin başkenti Hattuşa antik kentinde bulunmuştu.

Sfenks bir diğer ile birlikte restore edilmesi için Almanya'ya götürülmüş ancak bir türlü iade edilmemişti.

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay daha önce Almanya'nın eseri Haziran ayına kadar iade etmesini istemişti.

Ertuğrul Günay aksi takdirde, Hattuşaş'ta kazı yapan Alman arkeologların çalışma izinlerinin iptal edileceği uyarısında bulunmuştu.

Alman Kültür Bakanlığı, sfenksin Kasım ayı sonuna dek iade edileceğini açıkladı.

Berlin yönetimi benzer bir sorunu Mısır'la da yaşıyor.

Mısır, Berlin'deki Yeni Müze'de sergilenen 3400 yıllık Kraliçe Neferteti'nin büstünün iadesini talep ediyor.
bbc türkçe
Alman yetkililer ise büstün yasal yollardan satın alındığını ve bunu kanıtlayacak belgelere sahip olduğunu belirtiyor.

5/06/2011

çevre kirliliğini ölçmek için havaalanı etrafında arıları çalıştıracaklar

Almanya’nın Hamburg kentindeki ülkenin en büyük havalimanında, çevre kirliliğini ölçmek için arılar kullanılıyor.
Avrupa’da bu yıl "Çevre Başkenti" seçilen Almanya’nın Hamburg kenti yöneticileri, 5 Mayıs’tan itibaren havalimanı ve etrafındaki çevre kirliliğini bir yıl süreyle "arılarla" ölçümleyecek.

Kolonilerin, kirli olmayan bölgelerdeki çiçeklerden nektar topladığını dikkate alan bilim adamları, Hamburg Havalimanı ve çevresine yerleştirilecek kovanlarla arıların bal yapmak için buradaki çiçekleri tercih edip etmeyeceğini kontrol edecek. Az bal elde edilmesi kirliliğin fazla olduğunu göstermiş olacak.

Kirlilik ölçümü için daha önce de arıları kullanan Alman bilim adamları, geçen yıl Hamburg Havalimanı'ndaki kovanlardan 150 kilo kadar bal toplamıştı.

Berlin’den sonra 1 milyon 800 bin nüfusu ile ikinci büyük şehir olan Hamburg, karbon salımı azaltıcı projeleriyle Avrupa’nın çevre başkenti seçildi. Kentte, bu oranın 2020 yılına kadar % 40, 2050’ye kadar da % 80 azaltılması hedeflendi.
trt türk

11/22/2010

cia şifresinin ilk bölümü çözüldü

Tüm dünyada şifre kırıcıların bir türlü çözemediği, hatta Da Vinci Şifresi’ne dahi konu olan CIA karargahının bahçesindeki “Kriptolar” heykelinin dördüncü metninde nihayet ilk ipucu verildi: BERLİN.

AMERİKAN Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) en çok huzursuz eden sırrı, tüm dünyada en iyi beyin ve bilgisayarların 20 yıldır çözemediği, CIA’nın Virginia, Langley’deki merkez binasının avlusunda bulunan “Kriptolar” adlı heykel.
1990’da Jim Sanborn tarafından yapılan heykelin üzerinde yaklaşık iki bin harften oluşan dört ayrı mesaj var. Bu mesajlar, Dan Brown’ın ‘Da Vinci Şifresi’ne bile konu oldu. Mesajları takıntı haline getiren binlerce şifre kırıcı, bilmecenin üç parçasını 1999’da çözmeyi başardı. Fakat dördüncü mesaj bir türlü çözülemiyor.

11/20/2010

berlindeki şehitlik camisini dördüncü kez kundakladılar

Berlin'de yaşayan Türkler için çok önemli bir konumda olan Berlin Şehitlik Camisine dördüncü kez yakma girişiminde bulunuldu.

dördüncü kez kundakladılar

Sabah erken saatlerde camiyi açmak için gelen görevli Yusuf Yılmaz kamera alarmlarında bir ikaz görünce caminin etrafını kontrol etti. Arka taraftaki cenaze yıkama bölümü penceresine geldiğinde yanan bir tüp ve alev almış pencere çerçevesiyle karşılaştı.

yakma girişiminde bulunuldu

Hemen tüpü oradan uzaklaştıran ve kendi imkanlarıyla yangını söndüren Yılmaz, daha sonra polisi ve cami idaresini durumdan haberdar etti. Cami dernek başkanı Yavuz Selim Akgül, daha önce caminin 3 kez kundaklanmak istendiğini ve bunun arka planında ne olduğunu bilmediklerini belirtti. Polisin yanar şekilde pencere önüne bırakılan tüpgazı ve tüpgazın taşındığı el arabasını götürdüğünü kaydeden Akgül, saldırganların yakalanabileceği umudunu taşıdıklarını söyledi. Haber, Kamera : (Mahmut Tosun - Berlin/DHA)