Dünya

Dünya
Almanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Almanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/09/2017

Türk Döneri Almanya'da nasıl bir numara oldu?

Almanların bir numaralı hazır yiyeceği sosis tahtını artık Türk Dönerine kaptırdı şimdi tartışması yapılan şey ise Türk Dönerini Almanlar ile kim tanıştırdı?

bir numara oldu
Ekmek Arası Döner

BBC Travel'den Shireen Khalil'in haberi Almanya'ya gidip de en ünlü sosis yemekleri olan Currywurst ve Bratwurst'ü yemeden dönmek neredeyse imkânsızdır. Ancak sosisin yanı sıra Almanların severek yediği bir başka yemek daha var: Döner kebabı.

82 milyon nüfusa sahip Almanya'da günde iki milyon porsiyon döner kebap tüketiliyor. Ekmek arası döner ve salata, ayaküstü yenen fast food tarzı yemekler arasında sosisi geride bırakmış görünüyor. Bu durum, Türkiye'den göçün Alman toplumu üzerindeki kültürel ve ekonomik etkisinin de önemli bir göstergesi.

Almanya'da ekmek arası dönerin kökeni 50 yıl öncesine, Kadir Nurman ve Mehmet Aygün adlı Berlin'deki iki göçmen işçiye dayandırılıyor. İkinci Dünya Savaşı Sonrası Batı Alman ekonomisini canlandırmak için Doğu ve Güney Avrupa'dan çok sayıda işçi akışı teşvik edilmişti.

Türk Dönerini Almanya'ya ilk kim getirdi?


Döneri Almanya'ya ilk kimin getirdiği konusu tartışmalı, fakat Avrupa Türk Döner İmalatçıları Derneği (ATDiD) resmi olarak Nurman'a vermiş bu unvanı.

Dernek sözcüsü Gürsel Ülber, Batı Berlin'de ilk döneri 1972'de Nurman'ın sattığını söylüyor. Fakat her ikisi de normalde pirinç pilavı üzerinde ve salata ile servis edilen döneri, Almanların ayaküstü yiyeceği şekilde ekmek arasında ilk satışa çıkaran kişinin kendileri olduğunu iddia ediyor.

bir numara oldu
Iskender Kebap

Bugün Almanya'da 4 milyar Euro'yu bulan döner sektöründe günde 400 ton et kullanılıyor. Böylece döner, Almanların ayaküstü yenen yemekler listesinde en üst sırada yer alıyor.

ATDiD verilerine göre, 4 bini Berlin'de olmak üzere Almanya'da toplam 40 bin kebapçı bulunuyor.

Almanlar öyle çok döner tüketiyor ki 20011'de birkaç Alman üniversite öğrencisi ağızdaki döner kokusunu giderecek bir içecek üretmeye bile kalkışmış. Papa Turk adı verilen ve zencefil, maydanoz, nane ve limondan yapılan içeceğin döner yedikten sonra ağızdaki sarımsak kokusunu giderdiği iddia ediliyor.

Türk Döneri Lezzetli ve ucuz


Peki Almanlar neden döneri bu kadar çok seviyor?

"Çünkü tadı güzel; ayrıca çok sayıda iyi malzeme, protein ve salata elinizin altında" diyor Ülber.

Lezzetin yanı sıra porsiyonların büyük ve ucuz olması (fiyatlar 4.50-14 Euro arasında değişiyor), aynı zamanda birçok tarza uyum sağlama olanağı bu yiyeceği popüler kılıyor.

Döner ilk olarak sadece dana etinden yapılırken daha sonra tavuk, kuzu, hindi eti de yayılıyor. Her dönerci farklı ekmek ve soslar kullanarak kendi tarzını geliştiriyor.
bir numara oldu
Adana Kebap
Ekmek arası dönerin yanı sıra müşteriler arasında iskender, adana, köfte gibi farklı yemek türlerinin de yaygınlaştığı belirtiliyor.

Stuttgart'taki World of Kebap'ın sahibi Evren Demircan, en çok dana etinden yapılma dönerin sevildiğini, hafta içi 500 olan satış rakamının hafta sonu iki katına çıktığını söylüyor.

Türk Dönerinin Kültürler arası bağa katkısı

Almanların döneri neden sevdiğini anlamak ve yerinde görmek için Almanya'ya gittiğimde bu yiyeceği azımsamamak gerektiğini daha iyi anladım. Cuma günü öğle vakti mahalleliler, çalışanlar, turistler türlü türlü restoran ve kafede döner yemek için uzun sıralarda beklemeyi göze almıştı.

Türkiyeli dönerciler ise bu geleneksel yemeği günümüze taşıma ve sürekli gelişen gıda sektöründe günün koşullarına adapte etme konusunda başarılı olmuş gerçekten.

Almanya'daki en büyük etnik grubu Türkiyeliler oluşturuyor ve dönerciler sadece ekonomide değil, iki kültür arasında bağlantı kurmada da önemli bir rol oynuyor. Kaynak: BBC Türkçe

6/23/2013

Der Spiegel’in yeni sayısının kapak konusu "Gezi" hem Türkçe hem de Almanca

Der Spiegel’in yeni sayısının "Gezi" kapak konusu hem Türkçe hem de Almanca
Der Spiegel’in yeni sayısının kapak konusu hem Türkçe hem de Almanca olarak okuyuculara sunulacak. Derginin kapak konusu ise Türkiye’deki son protesto gösterileri.


Der Spiegel’in genel yayın yönetmen yardımcısı Klaus Brinkbäumer, yayınladığı basın bildirisinde, “Tabii ki Almanya’da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türk’ün Almanca bilgisinin eksik olduğuna inanmıyoruz. Biz sadece Türkiye’deki olayların Alman, Türk, Avrupalı herkesi ilgilendirdiği sinyalini vermek istiyoruz“ dedi.

“Erdoğan hükümetinin bir Avrupa ülkesi, Almanlar için bir tatil ülkesi ve bir AB aday ülkesinde protestoculara karşı tutumunun rahatsız edici olduğunu“ söyleyen Brinkbäumer, “Türkiye Avrupa Birliği Bakanı’nın Angela Merkel’e yönelik geçen haftaki tehditleri de bir o kadar rahatsız ediciydi. Türk ve Türk kökenli okuyucularımızın kapak konusunu hâkim oldukları bir dilde, hem Türkçe hem de Almanya okuyabilecek olmalarından dolayı memnunuz“ şeklinde konuştu.

Klaus Brinkbäumer, makalenin yazarları hakkında da bilgi verdi. Yazarlardan biri Hamburg doğumlu ve İstanbul’da da üç yıl gazetecilik yapmış olan dergi editörü Özlem Gezer. Diğeri ise 1998 yılında Türkiye’ye ilk giden Der Spiegel editörü olarak tanıtılan Bernhard Zand. Şu anda Der Spiegel Pekin bürosu şefi olan Zand’ın, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile yıllar önceki tahliyesinden sonra röportaj yapan ilk yabancı gazetecilerden biri olduğu ve sonraki yıllarda da çok sayıda röportaj yaptığı belirtildi.

Dergi bu kez Türkiye’de de normalin üzerinde bir baskıyla satışa sunulacak. Basın açıklamasında ayrıca pazar günü Almanya saatiyle 20:00’den sonra internet üzerinden de ulaşılabileceği bildirildi.

(Kaynak) Deutsche Welle Türkçe

4/25/2013

Alman Hükümeti'nin başetmekte çaresiz kaldığı Mıhallemi aşiretleri

Güneydoğu Anadolu'dan 1920'li yıllarda Lübnan'a, oradan da Almanya'ya göç eden Mıhallemi aşiretleri Almanya'da organize suçlar alanında giderek sivriliyor. Kuzey Alman Radyoları NDR'de bu konuya ayrılan programda Mıhallemiler mercek altına alındı.


Yetkililer, Aşağı Saksonya eyaletinde Mıhallemilerin işlediği suçların son on yılda altı kat arttığına, vaka sayısının 100'den 600'e yükseldiğine dikkat çekiyor. Aşağı Saksonya Eyalet Emniyet Teşkilatı Başkanı Uwe Kolmey, NDR televizyonunda yayınlanan Panorama 3 programına yaptığı açıklamada geniş kapsamlı bir sorunla karşı karşıya olduklarını belirtiyor.

Soruşturma yürütmek zor

Kolmey, Mıhallemilere karşı başarılı bir soruşturma yürütmenin giderek daha da zorlaştığını, bu aşiretlerin Alman hukuk devletini reddettiğini, savcı ve yargıçlar ile görgü tanıklarının açıkça tehdit edildiğini belirtiyor.


Aşağı Saksonya eyalet mahkemesinden bir yargıç, eşinin erkek arkadaşını sokak ortasında öldüren Muhammed O. davasını örnek gösteriyor. Polise zanlıyı suçlayıcı şekilde ifade veren 50'yi aşkın görgü tanığı bulunmasına rağmen mahkemede hiçbiri konuşmaya cesaret edememiş. Başsavcı Thomas Pfleiderer, “Kimden tehdit aldıklarını söylemektense, yalan ifade verme suçu işlemeyi tercih ediyorlar' diyor.

Tehdit ve yıldırma

Muhammed O. davasında zanlıyı ömür boyu hapis cezasına hükmeden yargıç ise ölüm tehditleri nedeniyle emekli olmasına rağmen korumalarla geziyor.


Eskiden sadece büyük şehirlerde faaliyet gösteren Mıhallemiler giderek yayılıyor. Yetkililer, Hannover, Hildesheim, Stade, Achim, Wilhelmshaven, Peine, Göttingen, Osnabrück, Braunschweig, Salzgitter, Hameln, Lüneburg ve Delmenhorst kentlerinde aşiret üyelerine karşı soruşturmalar yürütüldüğünü belirtiyor. Aşiretlerin özellikle de Almanya'nın kuzeyinde kokain ticaretinde öncü rol oynamaya başladığı kaydediliyor.

Hukuk devletinin sınırları

Güvenlik birimleri aşiretlerin şiddete son derece eğilimli olduğu uyarısında bulunuyor. Namus cinayetleri, kan davası, adam yaralama, tehdit, hırsızlık ve uyuşturucu suçlarında Mıhallemi aşiret mensupları giderek öne çıkıyor. Mağdurların polise gitmeye cesaret edemediği ve suçluların ele geçirilemediği vakalar hiç de nadir değil. Aşağı Saksonya Eyalet Emniyet Teşkilatı Başkanı Uwe Kolmey, “Hukuk devletinde sınıra gelinmemesine dikkat edilmeli” diyor.Deutsche Welle Türkçe

4/05/2013

Almanya'daki yangında Türk aile dikkatsizlikten dolayı yanmış!

Stuttgart Başsavcısı Siegfried Mahler, yaptığı açıklamada, yeni bulguların yangına binada yaşayanların dikkatsizliğinin neden olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. 

Mahler, yangının elektrik tesisatındaki bir arızadan dolayı çıkmış olabileceği ihtimalinin ise artık geçerliliği kalmadığını ifade etti.

Elde edilen bilgiler doğrultusunda yangına, evde yaşayan babaannenin yatağının çevresinde dikkatsiz bir şekilde ateşle oynanmasının sebebiyet vermiş olduğu tahmin ediliyor. Zürih'teki teknik laboratuvarda yangına ilişkin incelemelerde bulunan uzmanlar da muhtemel sebebin bu olduğu konusunda birleşiyor.

10 Mart'ta Baden Württemberg eyaletinin Stuttgart yakınlarındaki Backnang kentinde çıkan yangında, yedi çocuk ve çocukların annesi can vermişti. Cenazeler Türkiye'ye gönderilmiş ve orada defnedilmişti.

Deutsche Welle Türkçe

4/01/2013

Almanya'daki aşırı soğuk sirk'te gösteri yapan pireleri öldürdü

Almanya'da pirelerin sahneye çıktığı bir sirk, hayvanların dondurucu soğukta ölmesi nedeniyle zor durumda kaldı.

Sirk, gösterisine bir üniversitenin verdiği 50 "yedek" pireyle devam edebildi.

Focus dergisinin haberine göre sirkin müdürü Robert Birk, sayıları 300'ü bulan pirelerin tümünün öldüğünü söyledi.

Ancak açık hava gösterisi için entomolog Prof. Heinz Mehlorn sirke 50 pire bağışladı.
Hızlandırılmış eğitim

Birk, yeni pireleri iki gün boyunca eğittiklerini, 'hayvanların eski pireler kadar heyacanlı olmadığını' söyledi.

Köln yakınlarındaki bir fuarda Pazar günü ilk gösterilerine çıkan hayvanların gösterisi sırasında sorun yaşanmadığı belirtiliyor.

Sirkte pirelere minik arabaları çekmek gibi numaralar yaptırılıyor.

Almanya'da hava sıcaklıkları mevsim normallerinin altında seyrediyor. Sıcaklıklar bazı bölgelerde gece eksi dört dereceye kadar düşüyor. bbc türkçe

3/08/2013

Karun hazinelerinin en değerli parçalarından Kanatlı Denizatı Broşu Türkiye'de

Kanatlı Denizatı Broşu yaklaşık sekiz yıl önce Uşak Müzesi'nden çalınmış ve geçen yıl Almanya'da ortaya çıkmıştı.


Broş Türkiye'ye iade edilirken, Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, broşun iadesinin "Türkiye ile kültür politikası alanındaki iyi ve sıkı işbirliğinin bir örneği olduğu" vurgulandı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Cornelia Pieper de yaptığı basın açıklamasında, "Broşun iadesi, Almanya'nın kültürel eserlerin yasadışı yollardan uluslararası ticareti ile mücadelesinin altını çizmektedir" ifadelerini kullandı.

Kanatlı Denizatı Broşu, Karun Hazinesi'nin en değerli parçaları arasında görülüyor. 

Broş, Uşak Arkeoloji Müzesi'nden 2005 yılında çalınmıştı. MÖ 560-546 yılları arasındaki Lidya Kralı Karun'a ait olan Karun Hazinesi, Uşak yakınlarındaki Güre kasabası civarındaki tümülüslerden 1960'lı yıllarda çıkarılmış ve kaçırılmış, 1993 yılında New York Metropolitan Müzesi tarafından Türkiye'ye geri gönderilmişti.

Deutsche Welle Türkçe