Dünya

Dünya
yerli ırk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yerli ırk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/02/2011

ölümünden otuz yıl sonra madalyaları verilen kızılderili sporcu

Jacobus Franciscus "Jim" Thorpe (Sac ve Fox Ulusu: Wa-Tho-Huk) (d. 28 Mayıs 1887 – ö. 28 Mart 1953) Kızılderili sporcu. Modern spor dünyasının çok yönlü atletlerinden birisi sayılmaktadır. Olimpiyatlarda pentatlon ve dekatlon dallarında altın madalya sahibi olan, Amerikan futbolu’nda kolej ve profesyonel liglerde yıldız oyunculuk, Amerika Ulusal Beyzbol Ligi’nde (Major League Baseball) oyunculuk ve basketbolda kariyer yapmış bir sporcudur. Olimpiyatlarda yarışmadan önce, İkinci Beyzbol Liginde iki sezon profesyonel olarak oynadığı ortaya çıkınca amatör yarışma kurallarına aykırı olması nedeniyle madalyalarını kaybetmiştir. Ancak ölümünden otuz yıl sonra 1983’te bu madalyalar tekrar verilmiştir.
Thorpe’un doğumu, tam adı ve etnik kökeni hakkında oldukça farklı bilgiler bulunmaktadır.[2] Kesin olarak bilinen Thorpe’un Yerli Toprakları’nda doğduğudur ancak doğum sertifikası bulunamamıştır.

Thorpe 28 Mayıs 1887’de ABD’de Oklahoma eyaletinin Prague şehri yakınlarında doğduğu iddia edilmektedir. Tam adının James Francis Thorpe olduğu söylense de bu kanıtlanamamıştır. Vaftiz sertifikasında adı "Jacobus Franciscus Thorpe" olarak kaydedilmiştir.

Annesinin ve babasının etnik kökeni farklı gruplardan gelmektedir. Babası Hiram Thorpe’un İrlandalı bir babası ve Sac ve Fox Ulusu’ndan yerli bir annesi vardı. Annesi Charlotte Vieux’nün babası Fransız, annesi ise büyük Sac savaşçısı şef Black Hawk’un (Kara Atmaca) soyundan gelen bir yerli idi. Sac ve Fox olarak yetiştirilen Thorpe’un yerli dilindeki adı Parlak Yol anlamına gelen Wa-Tho-Huk idi. Sac ve Fox Ulusu’nda gelenek olduğu üzere Thorpe doğumu sırasında meydana gelen bir olaydan esinlenerek adlandırılmıştı. Doğduğu kulübeye giden yolu güneş ışığının aydınlatması üzerine kendisine bu isim verilmiştir. Bazı bilgilere göre Hiram Thorpe’un beş karısı ve toplam 19 çocuğu olmuştu ve bu çocukların en az on biri Vieux’dendi. Katolik olan annesi Thrope'u inançlı olarak yetiştirmiştir.

Thorpe ikiz kardeşi Charlie ile birlikte Stroud, Oklahoma’daki yerli okuluna gitti. Dokuz yaşındayken kardeşi Charlie zatürreden öldü. Okula kardeşinin yardımıyla devam eden Thorpe kardeşinin ölümünden etkilendi ve birkaç kere okuldan kaçtı. Bunun üzerine Hiram Thorpe oğlunu bir daha kaçmaması için Lawrence, Kansas’ta şu anda Haskell Yerli Ulusları Üniversitesi adıyla bilinen okula gönderdi. İki yıl sonra annesinin ölümüyle birlikte depresyona giren Thorpe, babasıyla birkaç kez tartıştıktan sonra okuldan kaçarak bir at çiftliğinde çalışmaya başladı.

1904 yılında babasının yanına dönen Thorpe Carlisle, Pensilvanya’da bulunan Carlisle Yerli Endüstri Meslek Okulu’na girmeye karar verdi. Bu okulda iken Amerikan futbol tarihinin başlarında en nüfuzlu koçlardan biri olan Glenn Scobey "Pop" Warner ile çalıştı.[8] Aynı yılın sonlarına doğru Hiram Thorpe’un ölmesi üzerine Thorpe bir kere daha okulu bıraktı. Birkaç yıl çiftlikte çalıştıktan sonra Carlisle’a geri dönerek atletizm kariyerine başladı.
Söylentilere göre Thorpe atletik kariyerine 1907’de Carlisle’da atletizm pistinden geçerken üzerindeki elbiselerle hazırlıksız olarak 1,75 metrelik sıçrayışla okulun yüksek atlamacılarını geçmesiyle başlamıştır. Bunun doğru olup olmadığı bilinmez ama kaydedilmiş en erken atletizm sonuçları 1907 yılına aittir. Thorpe, atletizmin yanı sıra Carlisle’da Amerikan futbolu ve beyzbol, lacrosse (raket benzeri sopalarla oynanan bir tür çim hokeyi) ve hatta dans takımlarına da katılmıştır.

Ulusal anlamda ilk olarak 1911 yılında okulunun futbol takımında farklı pozisyonlarda oynayarak dikkati çekti. Carlisle’ın Harvard takımını yendiği 18-13’lük maçta takımının tüm sayılarını Thorpe yapmıştır. Sezonu 11-1 tamamlayan Carlisle sonraki sezon Thorpe’un 25 "touchdown" ve 198 sayısıyla (12 maçta) ulusal kolej şampiyonasına katılmıştır. Carlisle'ın 1912 yılındaki karşılaşmaları içinde, West Point karşısındaki etkileyici 27-6’lık galibiyet dikkat çeker. Thorpe’un yaptığı 92 yardalık touchdown takım arkadaşının yapmış olduğu penaltı yüzünden iptal edilmiş ancak Thorpe bir sonraki oyunda 97 yardalık bir touchdown yapmayı başarmıştır. Thorpe 1911 ve 1912 yıllarında Amerikan ulusal karmasına seçilmiştir.

O maç sırasında, daha sonra ABD başkanı olacak olan Dwight Eisenhower Thorpe’u engellemeye çalışırken dizini incitmiştir. Eisenhower 1961 yılında yaptığı bir konuşmada Thorpe’tan şöyle sözetmiştir: "Zaman zaman doğuştan üstün yeteneklere sahip insanlarla karşılaşırız. Aklıma Jim Thorpe geliyor. Hayatında bir kere bile antrenmana çıkmamıştır ama bugüne kadar gördüğüm futbol oyuncularından daha iyi oynayabilirdi." ."

Futbol, Thorpe’un en sevdiği spordu ve hep öyle kaldı., Atletizm pistine ara sıra çıkıp yarışıyordu. Yine de Thorpe asıl ününü atletizm ile kazanmıştır.
İsveç’in başkenti Stokholm’de yapılan 1912 Yaz Olimpiyatları’nda programa iki yeni atletizm dalı konmuştu: Pentatlon ve dekatlon. 1906 Yaz Olimpiyatları’nda antik Yunan oyunlarındakine benzer bir pentatlon karşılaşması yapılmıştı ancak 1912 yılında pentatlon karşılaşmaları uzun atlama, cirit atma, 200 metre kısa mesafe koşu, disk atma ve 1500 metre koşu dallarından oluşturulmuştu.

1880 yılından beri ABD’de yapılmasına ve St. Louis’deki 1904 Yaz Olimpiyatları’nda bir çeşit dekatlon karşılaşması yer almasına rağmen dekatlon karşılaşmaları atletizm içinde yeni bir daldı ve Olimpiyatlardaki dekatlon ABD versiyonundan farklıydı. Carlisle atletizm takımında birçok dalda yarışan Thorpe gibi çok yönlü bir atlet için bu iki yeni karşılaşma, biçilmiş kaftandı. Dolayısıyla Thorpe hem pentatlon hem de dekatlon için ABD Olimpiyat Seçmeleri’ne katıldı.
1912 Olimpiyatlar'ında uzun atlama branşından Thorpe

Üç karşılaşmayı kazanarak Doğu Bölgesi Seçmeleri'ni kolayca kazanan Thorpe aralarında daha sonra Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı olacak Avery Brundage’in de bulunduğu pentatlon takımına seçildi. Dekatlon takımı için yalnızca birkaç aday olması nedeniyle seçmeler iptal edildi. Thorpe ilk ve tek dekatlon karşılaşmasına Olimpiyatlarda katılacaktı.

Thorpe'un Olimpiyatlardaki karşılaşma programı oldukça doluydu, çünkü pentatlon ve dekatlonun yanı sıra uzun atlama ve yüksek atlama dallarında da yarışıyordu. İlk karşılaşma pentatlon dalındaydı ve beş farklı dalın dördünü önde bitiren Thorpe 1912 yılından önce hiç yarışmadığı cirit atmada üçüncü geldi.[3] Yarışma sonuçları karşılaşmalardaki sıralama puanlarına göre belirlense de, elde edilen derecelere göre de puanlama yapılıyordu. Thorpe kendinden sonra gelen Norveçli rakibi Ferdinand Bie’nin 400 puan önünde 4041.530 puan ile pentatlonda birinci geldi.

Pentatlonda altın madalya kazandığı gün, yüksek atlama finallerine katılmaya da hak kazandı. Finalde dördüncü olan Thorpe uzun atlamayı da yedinci olarak bitirdi. Thorpe’un son karşılaşması olan dekatlonda favori evsahibi Hugo Wieslander idi. Ancak Thorpe’un karşısında varlık gösteremeyen Wieslander karşılaşmayı 700 puan geriden tamamladı. Thorpe on dalın dördünde birinci geldi.

O zamanki âdetlere göre madalyalar atletlere oyunların kapanış töreninde veriliyordu. İki altın madalyanın yanı sıra Thorpe dekatlon için İsveç Kralı V. Gustav ve pentatlon için Rus Çarı II. Nikolay tarafından verilen iki ayrı başarı ödülünü de kazandı. Kral Gustav’ın Thorpe’a ödülünü verirken "Bayım, siz dünya üzerindeki en büyük atletsiniz," dediği ve Thorpe’un da "Teşekkürler Kral" dediği söylenmektedir.

Thorpe'un başarısı ülkesinde de dikkatleri çekti ve dönüşünde New York şehrinin ünlü Broadway bulvarında konfetilerle karşılandı. Thorpe daha sonraları bu karşılamayı şöyle anlatmıştır: "İnsanların çığlık çığlığa adımı haykırdıklarını duydum ve yalnızca bir kişinin nasıl bu kadar dostu olabileceğini anlayamadım."

Thorpe, 1912 Olimpiyatlarında atletizmin yanı sıra ABD atletlerinden oluşan iki takımın yaptığı iki beyzbol gösteri karşılaşmasının birine de katılmıştır. Tüm dünyanın daha sonra öğreneceği üzere bu Thorpe’un beyzbolu ilk denemesi değildi.
wikipedia

5/05/2011

amerikada apaçiler bin ladin operasyonunda geronimonun adının kullanılmasından rahatsızlar

Amerika Birleşik Devletleri'nde bir Apaçi kabilesi, Obama yönetiminin Usame bin Ladin'in öldürüldüğü operasyonda El Kaide liderini, yerlilerin efsane liderlerinden Geronimo'nun adıyla kodlamasına tepki gösterdi.

Operasyon sırasında, komandolar merkezi bilgilendirirken, El Kaide liderine ilişkin atıflarında ''geronimo'' kodunu kullanıyorlardı.

Ancak Oklahoma eyaletinde bir Apaçi kabilesinin lideri, Geronimo'nun Amerika'da yerlilerin direnişinin sembolü olduğunu ve kendisiyle bir ''terörist'' arasında bağ kurulmaması gerektiğini söyledi.

Apaçi lideri, Geronimo göndermesinin sadece Apaçiler hakkındaki klişelerin güçlendirilmesine ve yeniden üretilmesine yaradığının da altını çizdi.

Apaçi kabilesi lideri Jeff Houser, Obama'ya gönderdiği mektupta, Geronimo'nun Amerikanın yerlilerinin, Amerikan tarihindeki direnişlerindeki en büyük sembollerden biri olduğunu söyledi.

Geronimo'yu ''bir kitlesel cani ve korkak teröristle'' eşleştirmenin Amerikanın yerlileri için acı verici bir hakeret olduğunu kaydeden Apaçi lideri, aynı mektupta ABD Kongresi'nin 2009'da kabul ettiği ve 19. yüzyılın savaşçısını ''yurt savunmasındaki cesareti'' nedeniyle öven kararını da anımsattı.

Geronimo da, bin Ladin gibi yıllarca firari yaşamış, ordu bazı Apaçilerin yardımıyla 1886'da izini bulmuştu.

Teslim olmaya zorlanan Geronimo, 1909'da hayatını kaybetti.

Cesaretine ilişkin anlatımlarla günümüze taşınan Geronimo'nun adını en tehlikeli atlayışları yaparken haykırmak da askerler ve küçük çocuklar arasındaki yaygın bir davranış.
bbc türkçe

12/28/2010

keçi beslemek yasaklanmıştı şimdi umut oldu

Küresel ısınmanın hissedildiği Akdeniz Havzası'ndaki ülkelerden biri olan Türkiye, bu muhtemel tehlikeye karşı çeşitli hazırlıklar yapıyor.

Küresel ısınmanın kendisini Türkiye'de, zarar verici ani ve yoğun yağışlar dışında kuraklık şeklinde hissettireceği tahmin edilirken, zaman içinde iklim ve bitki örtüsünde ciddi değişimlerin yaşanabileceği, buna bağlı olarak öncelikle tarımsal faaliyetlerin sekteye uğrayabileceği üzerinde duruluyor.

Küresel ısınmanın etkisini şiddetle hissettireceği varsayılan o günler için, binlerce yıldır Anadolu'da yaşayan, vücut yapıları kuraklığa, çok çeşitli hastalıklara, kıt yem şartlarına dayanıklı yerli keçi türleri üzerinde özellikle duruluyor.

Konya Tarım İl Müdürlüğü Uzmanı Ziraat Mühendisi Abdurrahman Ayan, çok yüksek rakımlı sarp arazilerde, çok az ot ve suyla yaşamını sürdürebilen yerli ırk keçilerin bugün ormana zarar verdiği gerekçesiyle adeta “istenmeyen” hayvan ilan edildiğini belirtti.

Ayan, bu keçileri besleyen Toroslar'da yaşayan Yörükler'in bile hayvanlarını otlatacak yer bulmakta zorlanmaya başladığını, üzerindeki denetim ve baskılardan bıkan köylülerin de son yıllarda bu keçileri elinden çıkardığını ya da çıkarmaya çalıştığını vurguladı.

Keçiye Kesinlikle İhtiyacımız Olacak
Ayan, “Küresel ısınma söz konusu olursa şu anki et temini konusunda üretim ihtiyacı daha da artacak. Ağır şekilde yaşanacak kuraklıklarda ise zor şartlara dayanıklı keçiye kesinlikle ihtiyacımız olacak. Sayıları hızla azalan keçi popülasyonunun korunması gerekir” dedi.

Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref İnal ise şu an için küresel ısınma korkusu içine girmenin yanlış olacağını ancak tedbirin de elden bırakılmaması gerektiğini vurguladı.

“Doğal şartlar zorlaştıkça bu hayvanlara ihtiyacımız olabilir” diyen İnal, şunları kaydetti:

“Küresel ısınma, iklim değişikliği ya da benzer olağan üstü doğal şartlarda kullanılmak üzere; son derece kanaatkar hayvanlar olan yerli koyun, keçi ve büyükbaş hayvan ırklarımızın embriyoları saklanıyor.“
trt türk