Dünya

Dünya
tehdit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tehdit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/20/2012

TOKİ'nin romanlar'dan istimlak tehdidi ile 15 bin liraya aldığı 950 bin liraya sattığı lüks villalar

TOKİ-Fatih Belediyesi ortaklığında başlatılan Sulukule projesi mahkemece üç ayrı kararla iptal edildi ama hem inşaat sürüyor hem de daha bitmeyen dairelerin fiyatı tavan yaptı.

stanbul’un göbeğinde villa” sunumuyla, 950 bin liradan satışta
Romanlardan istimlak tehdidiyle metrekaresi 500 liradan 15-50 bin TL arası rakamlarla satın alınan dairelerin yerine inşa edilen ve yapımı süren dairelerden 116 metrekarelik bir daire “İstanbul’un göbeğinde villa” sunumuyla, 950 bin liradan satışta. Projenin geleceğine dair belirsizlik eski-yeni sakinleri birlikte mağdur ederken, yeni binalar için emlakçılara verilen satış ilanları 450-500 bin liradan başlıyor.

THE GUARDIAN’IN YAZDIĞI RANT KATLANDI
İngiliz The Guardian gazetesine haber olan Sulukule’deki rant, rekor bir satış ilanıyla yeniden gündemde. Guardian’da yoksul Romanlardan istimlak tehdidiyle belediyenin belirlediği metrekaresi 500 lira rayiç bedelden belediyeye ve aracılara satmaya zorlanan binaların yerine yapılan yenileriyle bölgede ev fiyatlarının 10 kat arttığı vurgulanmıştı.

Son olarak bir emlak sitesine verilen satış ilanı bu fiyatın 20’ye katlandığına işaret ediyor. Mahkemenin başladıktan 4 yıl sonra iptal ettiği projede Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun katılımıyla yeni sakinleri için kura çekimi yapılan Sulukule’de 116 metrekarelik, yapımı halen süren bir dairenin 950 bin liradan satışa çıkarılması şaşkınlık yarattı. Proje dahilindeki dairelerin yerlerine yapıldığı eski evler Romanlardan 15 ile 50 bin lira arasında değişen rakamlardan satın alınmıştı.

“KAMU YARARINA AYKIRI” GEREKÇESİYLE İPTAL EDİLDİ
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin açtığı davada İstanbul 4. İdare Mahkemesi projeyi, “kamu yararına uygun olmadığı” gerekçesiyle, oybirliğiyle iptal etti. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun “Sit alanıdır, inşaat yapılamaz” kararına rağmen 2 yılda hızla yükselen inşaatı ne bu süre içinde alınan 3 bilirkişi raporu, ne de dozerin önüne dikilen müze uzmanı arkeolog Şeniz Atik durduramamıştı.

Projenin iptali için Şehir Plancıları Odası ile Sulukule Yaşatma Derneği’nin aynı mahkemede açtıkları iki dava da aynı yönde sonuçlandı. Bölgede Çevik Kuvvet eşliğinde yıkım gerçekleşmiş, arkeolojik kazılar dahi inşaat sürecini durduramamıştı.

YENİ AVAN PROJE “ARKADAN DOLANMA”
Mahkemenin üç ayrı iptal kararının ardından Fatih Belediyesi yeni bir avan projesi hazırladığını öne sürüp belediye meclisine getirdi ve oy çokluğuyla geçirdi. 25 Temmuz tarihli bu karar İBB meclisinden onay beklerken, projenin iptal kararının mimarlarından avukat Hilal Küey Fatih Belediyesi’nin bu kararını “arkadan dolanma” olarak niteledi ve onay çıkarsa bu kararı da mahkemeye taşıyacaklarını söyledi. Avukat Küey, yeni avan projeyle, uygulamasına kadar iptal edilen eski avan projeyi mimarlara incelettiklerini, hiçbir değişiklik olmadığını belirtti.

VALİ VE BELEDİYE BAŞKANINA SUÇ DUYURUSU
Avukat Hilal Küey, mahkemenin iptal kararına esas olan yüzde 50 sur bandının (tarihi surlara 50 m mesafede inşaat şartına uyulmaması) yıkım gerektirdiğini hatırlattı. İptal kararlarına rağmen bölgede inşaat sürerken, avukat Küey kısa süre önce mahkeme kararlarını uygulamayarak kura çekip suç işledikleri gerekçesiyle Vali Mutlu ve Belediye Başkanı Demir hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

SAĞ TARAFINDA CAMİ, SOL TARAFINDA KİLİSE HAMAM
İlandaki daire için Sulukule’nin yeni halinden bir fotoğraf konulmuş. Dairenin fiyatı 950.000 TL, 4+1, metrekaresi 116 metrekare olarak verilmiş ve yapım aşamasında olduğu notu düşülmüş. İç donanımın da ayrıntılı verildiği ilanda şöyle deniliyor: Giriş üzeri, 1. kat, sağ tarafında cami, sol tarafında Kilise Hamam’ın hemen arkasında bulunmaktadır. Yaklaşık 5 metre aşağısında Spor AŞ’nin yüzme havuzu var. 4 katlı binanın 1. katında bulunup, sıfır durumda. Edirnekapı durağına 3 dakika uzaklıkta, İstanbul’un göbeğinde bulunan villa.

TARİKAT LİDERİNDEN, VEKİL OĞLUNA YENİ SAKİNLER
Sulukule olarak bilinen Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Yenileme Projesini kapsayan, Fatih’teki Sur Koruma Bandı’nda yer alan 90 bin metrekarelik bölgede, 640 konutun inşası 2 yılda bitme noktasına geldi. Asıl sakinleri bölgeden 60 km uzaklıktaki Kayabaşı TOKİ konutlarına gönderilen, kendilerine taksitle verilen evleri haraç-mezat satıp çoğu burayı da terk eden Roman vatandaşlardan sonra Sulukule’nin yeni sakinleri arasında pek çok ilginç isim göze çarptı. Yeni sakinleri arasında bir tarikat liderinden vekil oğluna, meclis üyelerine dek pek çok ismin olduğu basına yansıdı. e-kolay

8/09/2011

uzayda tehdit olan uzay çöplüğünü atmosferde parçalayarak temizlemek için geliştirilen proje

Jason Palmer
BBC bilim muhabiri

Bilimadamları, uzayda harcanmış roket artıkları ve işlevini yitirmiş uydu parçalarından oluşan çöplerin önünü almak için yeni bir yöntem üzerinde düşünüyor.
Uzaya gönderilecek bir uydunun uzay yolculuklarından artakalan ve dünyanın yörüngesinde dolaşıp duran nesnelere ulaşması öngörülüyor. Plan uyarınca bu uydu, bir itici yardımıyla çöpleri Dünya'nın atmosferine geri atacak, ve çöpler atmosfere girdikleri anda yanarak yok olacak. Araştırmacılar, robot kollara sahip sahip küçük uydular üzerinde düşünüyor. Kollardan biri roket atığını durdururken, diğeri ise atığı yörüngeden çıkaracak itici gücü çalıştırmaya yarayacak. Yer yüzeyinden iki bin kilometre yukarı uzanan bölgeyi tanımlayan Alçak Dünya Yörüngesi'nde 10 santimetreden büyük 17 bini aşkın obje bulunuyor. İlerideki olası bir sorun, bu objelerin her birinin daha binlerce küçük parçaya bölünme potansiyeline sahip olması. Öneriyi hazırlayan İtalyan Uzay Araştırmaları Merkezi'nden Marco Castronuovo, "Bu bir hayli güç, ama aynı zamanda acilen çözülmesi gereken bir mesele" diye konuştu. Castronuovo, sorunun her geçen gün eklenen yeni çöplerle daha da büyüyeceğine dikkat çekti. 1978'de NASA'dan bir bilim adamının ortaya attığı ve Kessler sendromu denen zincir etkisinin oluşması olasılığı, uzmanları kaygılandırıyor. Buna göre her bir parça diğerine çarparak dev bir enkaz bulutu oluşturuyor ve Alçak Dünya Yörüngesi'nin bir çok yerini kullanılamaz hale getiriyor. Üstelik bu çöp yığını sadece yörüngedeki uydular için değil, Uluslararası Uzay İstasyonu ve diğer insanlı uzay seyahatleri için de risk teşkil ediyor. "Acta Astronautica" adlı bir dergide yer alan habere göre böyle uydular kullanılarak ve çok da masraf yapılmadan, yılda 10 dev obje, Dünya yörüngesinden temizlenebilir. Yapılan yeni araştırma kapsamında yerden 850 km yüksekliğinde 60'ı aşkın obje belirlendi. Castronuovo, "Bu objelerin bir çoğu yaşam sürelerinin sonuna yaklaşmış olsalar da, işbirliğine yanaşmayan ülkelere aitler. Uzay çöplerini kimin toplayacağına ilişkin herhangi bir düzenleme de bulunmuyor." diyor. Bunların üçte ikisine bakıldığında her birinin üç tondan fazla ağırlığının olduğu ve saatte 7,5 km hızla ilerledikleri görülüyor. Bir çoğunun harcanmış yakıt atıkları olduğunu söyleyen Doktor Castronuovo, çalışmalara ilk olarak bu objelerden başlanması gerektiğini savunuyor.

6/27/2011

cuma hutbelerinde evrim teorisini savunan imam ölüm tehdidi alınca geri adım attı

Londra'nın doğusundaki Leyton semtinde önde gelen bir camide imamlık yapan Doktor Usame Hasan, Cuma hutbelerine bir süre ara vermeye gönüllü olurken, evrim teorisini savunan sözleriyle biraz fazla ileri gittiğini de kabul ettiğini söyledi.
Wesminster Üniversitesi'nde bilim alanındaki kıdemli öğretim görevlilerinden olan Hasan, aynı zamanda İngiltere'deki en büyük şeriat mahkemelerinden birinin bulunduğu, Leyton Camii idaresinde başkan yardımcılığı görevini yürütüyordu.

Doktor Hasan, Guardian gazetesinin internet sitesinde yayımlanan yazısında, İngiliz doğabilimci Charles Darwin'in evrim teorisinin İslam öğretisiyle uyumsuz olmadığı görüşünü dile getirmişti.

2008'de yayımlanan makalesinde Doktor Hasan, Tanrı inancı olan bir çok kişinin, Tanrı'nın insanı evrim yoluyla yarattığı fikriyle bir sorunu olmadığını yazmıştı.

Hasan ayrıca bir çok Müslüman'ın Allah'ın insanı çamurdan yarattığı resmini tasvir etmeye devam ettiğini, fakat bunun medrese düzeyinde bir anlayış olduğunu söylemiş ve Müslümanların artık birer yetişkin ve entelektüel olarak ilerlemeye devam etmeleri gerektiğinden bahsetmişti.

Doktor Hasan ayrıca "harunyahya.com gibi, köktenci Müslüman 'yaradılışçı'ların ürünü internet siteleri, video ve kitapların açık bilimsel düşünceyi engellediği, anlaşılması güç bir hale getirdiğini" savunmuştu.

Doktor Usame Hasan başka bir makalesinde de başörtüsü ihtiyacının temelde kültüre bağlı olduğu, İngiltere'deki Müslüman kadınların başlarını örtüp örtmemeyi seçme haklarının bulunduğu yorumunu yapmıştı.

Doktor Usame Hasan üç yıl önceki bu sözleriyle çok sayıda ülkeden Müslüman din adamlarının tepkisini çekti, kendisine karşı fetvalar yayımlandı.

Hasan, Ocak ayında yaptığı bir konuşma sırasında da ölüm tehditlerine maruz kaldı, görüşlerini kınayan el ilanları dağıtıldı.

Londralı imam, bütün bunlar üzerine ifadelerinin İngiltere'deki Müslümanların tepkisini çekmesini anladığını, ancak niyetinin sadece bir tartışma ortamı yaratmak olduğunu savundu.

5/28/2011

motosikleti yüzünden arkasında namaz kılınmayan camii imamı istifa etti

Muğla’nın Dalaman İlçesi’ne bağlı Kapıkargın Köyü’nün motosiklet tutkusu nedeniyle ‘Tek teker imam’ lakabıyla tanınan imamı 24 yaşındaki Tarık Balkı, köylülerin ve müftülüğün, "Cemaat arkanda namaza durmaz" diyerek, tehdit ve baskıda bulunduğunu ileri sürüp, görevinden istifa etti. Balkı, "Benim değil, bu kişilerin yaptıkları dinen vacip değil" dedi.

Kapıkargın Köyü imamı Tarık Balkı’nın motosiklet tutkusu başına dert oldu. Bodrum, Göltürkbükü Beldesi Gölköy Camii’ndeki üç yıllık görevinin ardından dört ay önce Dalaman’ın Kapıkargın Köyü Camii imamlığına atanan Balkı’nın, motosikleti ile camiye gidip gelmesi cemaatin dikkatini çekti. Kot pantolonu, motosikletçilerin giydiği montu ve üzerinde ’Scorpion’ yazan kaskı ile farklı bir giyim tarzı olan Balkı’dan köylüler rahatsız oldu. "Kot pantolonlu, racing motosikletli, çılgın imam olmaz. Arkasında namaza durmayız" diyen köylüler, imam hakkında müftülük, kaymakamlık, jandarma ve ilçe emniyet müdürlüğüne şikayette bulundu.

TEHDİT EDİLDİ

Köyün gençlerinin, gitmesi ve imamlığı bırakması için iki kez tehditte bulunduğunu belirten Tarık Balkı, Dalaman Müftüsü Müftü Selahattin Bozkurt’un da sık sık kendisini çağırıp, şikayetler olduğunu söylediğini, motosikletle camiye gitmemesi konusunda uyarılarda bulunduğunu söyledi. Polis ve jandarmanın da tehditler konusunda kendisini ikaz ettiğini öne süren Balkı, motosiklet tutkusundan vazgeçmeyip geçen hafta Dalaman Müftülüğü’ne istifa dilekçesini vererek Bodrum’daki ailesini yanına döndü.


’HOCAM TEK TEKER YAPTA GÖRELİM’

Aynı zamanda Bodrum Motosiklet Kulübü (BMK) üyesi olan Balkı, motosiklet tutkusunun babasından geldiğini söyledi. Tarık Balkı, şunları kaydetti:

"Motosiklet, yaşam tarzım. Öyle ki sırf gezinti olsun diye Milas ve İzmir’deki arkadaşlarıma çay içmeye gittiğim oluyor. Genç, bekar olmam, giyimim ve motosiklet kullanmam son görev yerimde hoş karşılanmadı. Onların istedikleri, kafalarındaki takkeli, sakallı, elinde tespih, kumaş pantolonlu, sessiz sakin oturaklı bir imam. Bodrum’da büyüdüm yetiştim. Buradaki Gölköy Camii’nde imamlık yaparken bu tür sorunlarla karşılaşmadığım gibi aksine cemaat çok sever hatta motosikletim ile kahvenin önünden geçerken ’Hocam bir gaz ver de sesini duyalım’, ’Hadi bir tek teker yap, motosikleti kaldırda görelim’ der, alkışlarlardı. Yeni görev yaptığım köyde ufak bir tepki bekliyordum. ’Konuşur sorunu, çözeriz’ diye, düşünüyordum. Ancak, mahalle baskısının bu kadar artacağını tahmin etmemiştim. Görüştüğüm köyün ileri gelenleri, ’Genç ve bekar olmaktan geçtik, motor süren imam olmaz. Senden memnunuz. Bilgin var, sorularımıza yanıt veriyorsun ama şu kot pantolonu çıkar, motoru da bırak’ dediler. Benim değil, bu kişilerin yaptıkları dinen vacip değil. Motosiklet kullananlara serseri ve marjinal hayat yaşayan insan olarak bakıyorlarmış. Aynı yerde diş doktoru ve öğretmenin de motosikletleri var. Onların kullanması normal ama ben imam olduğum için değil. Oysaki ben birçok kötü alışkanlıklardan motosiklet sayesinde korundum."

'SUNROOF’A DEĞİL GÖKYÜZÜNE İNANLARDANIZ'

Tarık Balkı, "Sunroof’a değil gökyüzüne inananlardanız" diye konuştu. Balkı, şunları söyledi:

"Ne kadar istemesem de motosiklet kullandığım için bana ’modern imam’ diyenler de var. İmamlığın zaten modernliği yok. Din, zaten yaşayış tarzına hayat tarzına en uygun olanı size verir. Hırsızlık yapma, hak yeme, insanlara, doğaya, hayvanlara zarar verme sadece dinin gereklerini yerine getir. İslam, hoşgörü ve kolaylık dini. İşte yobazlık denilen şey aslında benim yaşadıklarımdır. Yani bir imamın, görevi nedeniyle motosiklet kullanamaması, bu beni çok üzdü, psikolojimi bozdu. Bana göre imam uçak dahil her türlü aracı kullanabilir."

KÖYLÜYE AYAK UYDURAMADI İDDİASI

Dalaman Müftüsü Selahattin Bozkurt telefonla yaptığı açıklamada İmam Balkı’nın çok genç ve hayat tecrübesinin olmadığını söyledi. Köylülerin tepkisinin çok normal olduğunu ileri süren Bozkurt, "Balkı’nın motosiklet tutkusu hastalık derecesine ulaşmış. Kendisini çok kez uyardım. Neredeyse evine motosiklet ile girecek durumdaydı. Kullandığı motosiklet sürat motoru olduğu için günlük motosikletlere benzemiyor ve dikkat çekiyor, köyde gürültü yapıyordu. Bu nedenle gençlerle ve köylülerle arasında sorun çıktı. Bizi dinleseydi geleceği parlak bir imamdı. Ayrıca motosiklet tutkusu Facebook’a da yansımış. Facebook sayfasında garip garip fotoğraflar vardı. Köylüye ayak uyduramadı" diye konuştu.

MOTOSİKLETÇİLERDEN DESTEK

BMK Başkan Yardımcısı Ömer Ölçer de imam Tarık Balkı’ya yapılanın Ege insanına yakışmadığını belirtti. Ölçer, "Bu konuda hazırladığımız raporu Türkiye motosiklet Federasyonu’na ilettik. Arkadaşımızın bir an önce görevine dönmesi için ne gerekiyorsa yapacağız" dedi.


TEHDİT ETMEDİK, UYARDIK

Köylüler, imama baskı yapmadıklarını, sadece uyardıklarını iddia etti. Köylülerden Rasık Reyhan (50), imam Balkı’nın motosikletiyle köyde gürültü ve hız yaptığını ileri sürüp, "Yavaş gitmesi için uyardık. Ancak, ’Motorun sesi de hızı da böyle. Yapacak bir şey yok. Bu şekilde sürerim’ dedi. Üslubu bir imama yakışmadı. Yoksa motosiklet kullanmasına kimse bir şey diyemez. Kesinlikle, tehdit söz konusu değil. Bir kaç öğretmen arkadaş da kendisiyle konuşmamıza sahit oldu" dedi. İmam Balkı’nın iddialarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürken Oğuz Türk (19) ise, "Kendisini tehdit etmedik. Aksine o bizi tehdit etti. Ayrıca bize ’cahil, yobaz’ demesi yanlış. Kendimde bir genç olarak, genç bir imamımız olmasından hoşnuttum. Ancak, kendisinin hareketleri hiç yakışmadı" diye konuştu.

İmamın hız meraklısı bir motosiklet tutkunu olduğunu ileri süren Kerim Benli (75) ise, "Ezan okunduğunda camiye çok geç gelirdi. Muhtara söyledim, imam hakkında yazı yazdık. Kendisi buraları terketti. Zaten bir daha da görmedim. Genç bir imamdı. Uçuk bir gençti. ’Allah’ın verdiği canı Allah alır’ diyordu" dedi.
hürriyet gündem

4/03/2011

ermenistanda bulunan metsamor nükleer santrali en riskli 10 santral arasında

İngiltere'de yayımlanan Independent on Sunday gazetesi, yeni bir araştırmaya dayanarak dünyadaki 442 nükleer santralden 10'unun bir deprem sonrasında radyasyon yayma riski bulunduğunu bildirdi.

Gazete bu santraller arasında Ermenistan'da Türkiye sınırı yakınlarındaki Metsamor santralini de saydı.

Gazeteye göre, nükleer güvenlik uzmanları, nükleer santrallerin depremde arzedebileceği tehditler konusunda Türkiye sınırından 16 kilometre, başkent Erivan'dan de 30 kilometre uzaklıkta bulunan Metsamor'u örnek gösteriyor.

1970'lerde inşa edilen Sovyet yapımı santral, Ermenstan'ın kuzeybatısında Aralık 1988'de 25 bin kişinin öldüğü depremden bir yıl sonra "sismik zaafiyet" nedeniyle kapatıldı.
Bir reaktör çalışmaya devam edecek

Ancak Ermenistan'ın enerji ihtiyacının yüzde 40'ını karşılayan santral bir süre sonra yeniden devreye sokuldu. Santralin bir reaktörü şimdi devre dışı bırakılıyor. Ancak diğeri çalışmaya devam ediyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, 10 yılı aşkın bir süre önce santralin güvenliğinin artırılması konusunda bazı adımlar attı. Ancak Dünya Nükleer Birliği'ne göre, santral Avrupa Birliği ve Türkiye için endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

Santralin kapatılması için geçmişte çağrılar yapıldı. Fakat Ermenistan, bu santrale bağımlı ve yenisi faaliyete geçinceye kadar bunu kullanmaya devam edecek.

Londra merkezli küresel analiz şirketi Maplecroft'un araştırmasına göre, diğer riskli santraller ise, İran, Japonya, Çin, ABD, Tayvan ve Slovenya'da bulunuyor.

DÜnya genelinde 76 nükleer santral ise tsunami tehdidine açık noktalarda faaliyet gösteriyor.
bbc türkçe

3/13/2011

facebook tehdit ve taciz bilgilerini saklayıp polise iletebilecek

Amerika'da bazı kullanıcıların test etmeye başladığı sistemle birlikte sanal taciz ve tehditlerin önüne geçilmeye çalışılıyor.

Peki, yeni içerik nasıl çalışacak? Facebook bu tarz işlemleri iki bölümden oluşan bir sistemle düzenleyecek. İşlemlerin yarısında bu iş için eğitilen çalışanlar, şikayet edilen konuşmaları ve profilleri inceleyip onları belirli listelere ekleyecek.

Örneğin bir profil pedofili konusunda gereğinden fazla şikayet edildiyse ve bu konuda mesajlar attıysa güvenlik ekibi bu kişiyi çocuk tacizcisi listesine ekleyecek. Tacizci listesi sistem tarafından değerlendirilip ilgili makamlara iletilecek.

Eğer tacizci ya da rahatsız edici damgası yerseniz Facebook profil özelliklerinizi ve arkadaş ekleme yetkilerinizi sınırlandıracak.

Sistemin ilk adımı şu anda ülkemizde de kullanıma açık. Bu güvenlik sistemini kullanmak için ilk önce biriyle Facebook Chat üzerinden sohbet etmeniz gerekiyor.

Diyelim ki, arkadaşınız canınızı sıktı ya da ateşli bir tartışmaya tutuştunuz. Ekranın üstünde bulunan "report" tuşuna tıklayın. Böylece ikinci adıma geçebileceksiniz.

İkinci adımda ise sistem sizden bir onay mesajı vermenizi isteyecek. Bunu kabul ederseniz şikayet ettiğiniz kişiden 24 saat boyunca mesaj alamayacaksınız.

İki kişinin de profilleri ve konuşma günlükleri Facebook görevlileri tarafından incelenebilir hale gelecek. Eğer ciddi bir tehdit ya da taciz varsa görevliler bilgileri saklayıp güvenlik güçlerine iletecek.
trt türk

9/07/2010

ereksiyon olmayı başaramayınca parmağı ile bekaretini bozdu

Milli güreşçiye tecavüzden 22.5 yıl hapis Antalya'da 23 yaşındaki G.C.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan milli güreşçi 24 yaşındaki Recep Çakır'a 22.5 yıl hapis cezası verildi.

parmağı ile bekaretini bozdu

Hindistan'da 2007 yılında yapılan Ordulararası Askeri Olimpiyatlar'da dünya üçüncüsü olan ve Kırkpınar'da başpehlivanlık için güreşen Recep Çakır, memleketi Korkuteli'nde gördüğü, ancak hiç tanımadığı G.C.'ye aşık oldu.

Çakır, üniversite mezunu genç kızı 2 Haziran 2008 tarihinde annesi S.C.'nin yanında çarşıya çıktığı sırada ormanlık alana kaçırırken, ereksiyon olmayı başaramayınca parmağı ile bekaretini bozdu.

Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen karar duruşmasında Başpehlivan Çakır, 'cebir, tehdit, hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'nitelikli cinsel saldırı' suçlarından hapis cezasına çarptırıldı.
DHA