Dünya

Dünya
tarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/28/2011

ramazan ayında böcekli buğdaydan işlenmiş ekmekler sofralarda olacak

CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde gümrük talimatlara aykırı bir yığın işlem yapıldığını ve halk sağlığına aykırı ithal ürünlerin yurda girdiğini belirtti.
Günaydın, "Binlerce ton zarar görmüş ve canlı böcek içeren ekmeklik buğday işleme süreçlerinden sonra tüketici sofrasına ulaşmıştır. Muhtemelen de Ramazan ayında bu maldan üretilen işlenmiş gıdalar soframızda olacaktır" dedi.

CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, TBMM’de, "Halk sağlığına aykırı gıda maddelerinin ithalatında gümrüklerde yapılan usulsüzlükler ve bunun Ramazan ayı öncesinde tüketici sofrasına olan etkileri" konulu bir basın toplantısı düzenledi.

-"HALK SAĞLIĞI İLE OYNANIYOR, BİRTAKIM FİRMALARA HAKSIZ KAZANÇ SAĞLANIYOR"-

Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nün Türkiye’de tarım ve gıda ithalatının çok yoğun olarak yapıldığı bir gümrük müdürlüğü olduğunu ifade eden Günaydın, "Bize ulaşan belgelerden, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde gümrük talimatlara aykırı bir yığın işlem yapılmakta ve halk sağlığına aykırı ithal ürünler yurt içi edilmekte ve böylece halk sağlığı ile oynanmakta ve birtakım firmalara haksız kazanç sağlanmakta. Bununla ilgili iki örnek olayı var. Hep aynı firmadan söz edeceğiz" dedi.

-"İKİ KEZ UYGUNSUZLUK GÖRÜŞÜ VERİLEN FİRMANIN ÜRÜNLERİ YURDA GİRDİ"-

Bir firmanın Çin’den 110 ton buğday gluteni ithalatı kapsamında Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’ne getirdiği malının, gerekli kontrollerinin yapılması için İstanbul İl Tarım Müdürlüğü’ne Kasım 2009’da başvurduğunu belirten Günaydın, şöyle dedi:

"İstanbul Tarım İl Müdürlüğü, 1 Nisan 2010 tarihinde Ambarlı Gümrük Müdürlüğü ve ilgili firmaya gönderdiği 1 Nisan 2010 tarihli yazıda, daha evvel 2 kez uygunsuzluk görüşü bildirdiği parti için bu kez ‘Bakanlığımız Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün talimatları gereğince işlem yeniden değerlendirilmiş olup, yapılan muayene ve analizler sonucunda yurda girişi uygun görülmüştür’ denilmiştir" dedi.

-"BİNLERCE TON ZARAR GÖRMÜŞ TANE VE CANLI BÖCEK TÜKETİCİ SOFRASINA ULAŞTI"-

Basın toplantısında ikinci bir örnek daha veren Günaydın, "Bir firma Ukrayna’da bulunan RESTEX ALLIANCE firmasından ithal ettiği ve M/V Mert Kalkavan ve M/V ARSEL STAR adlı iki ayrı gemi ile taşıdığı ekmeklik buğdayı Türkiye’ye getirir" dedi.

Gemilerden alınan numunelerden analiz yapıldığını belirten Günaydın, "İstanbul İl Kontrol Laboratuarı Müdürlüğü’nce yapılan ve 16 Mart 2011 tarihli muayene ve analiz raporuna göre kayıt edilen analiz sonuçlarında, firma güvenliğine bırakılıp ertesi gün geri alınan numune ithalat kriterlerine uygun bulunur. Diğer numunade ise çok sayıda canlı böcek ve yüzde 1,16 oranında zara görmüş tane tespit edilir" dedi.

Ekmeklik buğdayın Nisan 2011 ayı içinde beyannamesi tescil edilerek yurda sokulduğunu vurgulayan Günaydın, "Aslında binlerce ton zarar görmüş ve canlı böcek içeren ekmeklik buğday işleme süreçlerinden sonra tüketici sofrasına ulaşmıştır. Canlı böcek ve zarar görmüş tane içeren mal işleme süreçlerine dahil edilmiş ve tüketici sofrasına ulaşmıştır. Muhtemelen de Ramazan ayında bu maldan üretilen işlenmiş gıdalar soframızda olacaktır" dedi.

-VERGİ KAYBINA İŞARET ETTİ-

Konunun vergi kaybı boyutu olduğunu da belirten Günaydın, "Buğday gümrük vergisi oranı 25 Şubat 2011 tarihi itibarıyla yüzde 0’a düşürülmüş, 1 Mayıs 2011 tarihinde ise tekrar yüzde 130’a çıkarılmıştır. Bu durum ilgili firmanın iş ve işlemlerini neden bu tarihler arasında sıkıştırmak konusunda olağanüstü gayret içinde bulunduğunu da ortaya koymaktadır" dedi.

Bu işlemlerin tamamının altında İstanbul Tarım İl Müdürü’nün imzasının bulunduğuna dikkat çeken Günaydın, "Bugün nerede ve hangi görevde bulunduğunu ve bu işlemler sonucunda Türkiye’nin ve Hazine’nin vergi kaybının nasıl telafi edileceği sorusuna da bir araştırma önergesi ya da soru önergesi ile sunacağım" dedi.

-SORULAR-

"Bu firmanın siyasi iktidara yakınlığı ile ilgili bir duyumunuz var mı" sorusuna Günaydın, "Evet, var" dedi.

Basın mensuplarının, "Firmanın ismi nedir" sorusuna da Günaydın, "Erişler Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi" dedi.

"Maddi bir boyutu var mı" sorusuna da Günaydın, "2 milyon doların üzerinde bir mal bedelinden söz ediyoruz" ifadesini kullandı.

-"BEBEK MAMASINDAN TUTUN DA HAZIR GIDALARA KARŞI BİRÇOK ÜRÜNÜN İÇERİSİNDE KULLANILIYOR"-

Günaydın, buğday gluteninin kullanıldığı yerler konusunda ise, "Bebek mamasından tutun da hazır gıdalara kadar birçok ürünün içerisinde kullanılan bir madde. Ben ekmek almam ya da evimde ekmek yaparım diyerek bu süreçlerden kaçınabilmek mümkün değildir. Zaten 800’ün üzerinde GDO’lu çeşit tüketicinin sofralarına ulaşmaktadır. Biyogüvenlik Kurulu 33 GDO’lu çeşide izin verdi bunlar yalnızca yem sanayinde kullanılabilecek çeşitlerdir ama örneklerde göstermektedir ki gıda sanayinde kullanılmak üzere de bu ürünler yasa dışı yollarda Türkiye’ye girmektedir" dedi.

Bir soru üzerine Günaydın, "Sayın Ahmet Kavak, İstanbul Tarım İl Müdürlüğünü uzun süre yaptıktan sonra bakanlıkta genel müdür yardımcılığı düzeyine yükseltilen bir bürokrat" dedi.

6/04/2011

asyanın güneyi ve afrika'da küresel ısınma yüzünden kıtlık olacak

İklim Değişimi Tarım ve Gıda Güvenliği (CCAFS) adlı uluslararası araştırma kuruluşu, yükselen sıcaklıkların geniş bir bölgede dengeleri kökünden sarsacağını belirtiyor.
Asya'nın güneyi ile Afrika'daki tropik kuşakta yer alan ülkeler, halihazırda gıda kaynakları ve beslenme konusunda zaten ciddi sıkıntılar yaşıyor.


Yeni hazırlanan bir rapora göre küresel ısınma dolayısıyla gıda üretiminin daha da büyük bir darbe alması; kıtlık ile karşı karşıya kalınmasına yol açabilir.

İklim uzmanları ziraatçilerin şimdiye dek iklim modellerini belli coğrafyaların tarım üretimleri ile bir arada düşünmediklerine dikkat çekiyor.

CCAFS raporu bu alandaki ilk kapsamlı girişimi oluşturuyor.

BM Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli IPCC'nin derlediği verilere başvuran uzmanlar; gıda güvenliği olmayan bölgelerin önümüzdeki 40 yılda en büyük sıcaklık ve yağış değişikliklerine uğrayacağı sonucuna vardı.

Rapora göre, Afrika kuraklaşırken, Güney Afrika gibi ülkelerin mısır gibi ürünlerden daha az su isteyen ürünlere geçmesi gerekecek.

Ancak Nijer, Mali gibi zaten kıraç arazide tarım yapan ve sorgum ile akdarı gibi ürünlere yüklenen ülkelerin fazla bir manevra olanağı bulunmuyor.

Kuruluşun başkanı Bruce Campbell kıtanın pek çok yerinde bir tarım devrimi yapılması gerekeceğini belirtiyor.

Dünya kuraklaşırken daha pek çok yerde de üreticilerin üretim alışkanlıklarını ve ektikleri ürünleri yeniden düşünmesi gerekiyor.

Hükümetler bu yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmayı iki santigrat derece ile sınırlamayı hedeflemelerine rağmen küresel ısınma hızla devam ediyor.

Londra'daki İmperial College uzmanlarından Profesör Gordon Conway, küresel ısınmanın mevcut hızla ilerlemesinin iki yerine üç veya dört derece artış getireceğine dikkat çekiyor.

Conway'a göre böyle bir artış hepimiz için tehlike çanlarının çalması anlamına gelebilir.

Raporu olumlu karşılayan iklim uzmanları da uyum için yapılabileceklerin düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
bbc türkçe

5/13/2011

uydu desteğiyle direksiyona el değmeden traktör tarla sürüyor

TürkTraktör Pazarlama Müdürü Alper Berberoğlu, traktörlerde uydu destekli dümenleme sisteminin, hassas tarım uygulamaları kapsamında geliştirildiğini söyledi. Bundaki amacın diğer yeniliklerde olduğu gibi tarımsal faaliyet gerçekleştirirken, maliyeti minimuma düşürüp, verimliliği artırmak olduğunu anlatan Berberoğlu, ''Bu sistemde, tarlanın bir bölgesine kendi baz istasyonunuzu kuruyorsunuz. Daha sonra traktörün içerisine uydu ve baz istasyonu ile bağlantıyı sağlayacak bir elektronik monitör monte ediliyor. Daha sonra da GPS sistemiyle bu cihazlara tarlanın konumuyla ilgili veriler yükleniyor. Ardından traktöründeki çiftçi, direksiyona elini sürmeden uydu destekli dümenleme sistemiyle tarlasını sürüyor'' dedi.

Uydu destekli dümenleme sistemiyle, ekim faaliyeti sırasında gidiş gelişlerdeki olası sapmalardan kaynaklanan tohum atılmayan yer kalmasının tamamen önlendiğini anlatan Berberoğlu, şöyle konuştu: ''Bu sayede tarlada tohum atılmayan hiç bir yer kalmıyor veya aynı yere ikinci kez tohum atılmasının önüne geçiliyor. Aynı zamanda sisteme geçen yıl alınan ürün verileri girildiğinde, yeni dönemde tarlanın neresine ne kadar gübre atacağınızı da biliyorsunuz. Örneğin tarlanın hangi bölgesinden az ürün aldıysanız oraya fazla gübre, fazla ürün aldıysanız az gübre atmanız konusunda size done veriyor. Türkiye'de bu sistemi kullanan büyük üreticiler var ama sayısı az. Bunun nedeni ise sistemin maliyetinin yüksek olması. Bu nedenle arazisi küçük olan üretici tercih etmiyor. Sistemin maliyeti ise tercih edilene göre yaklaşık 5 bin Avro ile 30 bin Avro arasında değişiyor.''

Tarımsal verimi artırmak için

TürkTraktör Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Özdemir de, her geçen yıl önemi artan tarımın, yaşamın sürdürülebilirliği açısından hayati olduğunu söyledi. Özdemir, gıdanın sadece besin değil, enerji kaynağı da olduğunu belirterek, ''Verimlilik artıyor, tarımsal üretim teknikleri kullanılıyor ama gıda üretiminde arz nüfusa paralel olarak artmıyor. Bunun sonucunda da gıda fiyatları yükseliyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün açıklamasına göre, dünyada gıda fiyatları en yüksek seviyede'' dedi.

Teknolojinin, diğer bazı alanlarda olduğu gibi tarımsal faaliyetlerde de öneminin arttığını, TürkTraktör olarak da bunun için traktör ve ekipmanlarında tarımsal verimi artırabilmek için kendilerini sürekli yenilediklerini anlatan Özdemir, şöyle konuştu: ''Teknoloji, tarımsal verimliliği bire bir etkileyen önemli bir unsur. Toprağın sürülmesi, tohumun ekilmesi, sulanması, gübrelenmesi, hasat edilmesi traktör ve ekipmanlarıyla yapılıyor. Kullanılan traktörler ne kadar büyük, ne kadar donanımlı olur ve tarımsal faaliyetler doğru ekipmanlarla yapılırsa, verim o kadar artar. Örneğin Avrupa'da kullanılan traktörler ortalama 100 beygir gücünde. Türkiye de ise bu rakam ortalama 60 beygir. Avrupa'da satılan traktörlerin yüzde 96'sı çift çeker, Türkiye ise bizim sattığımız traktörlerin yüz de 58'si çift çeker. Çift çeker verim zamanındaki iş performansını artırıyor, yakıtta tasarruf sağlıyor. Bu nedenle sattığımız traktörlerde yeniliklere imza atıyoruz. Türkiye'de traktör parkı 1.4 milyon. Bunun da yüzde 50'si 24 yaşın üzerinde ve ekonomik yaşını doldurmuş. Bu açıdan bakıldığında çabamız anlaşılacak. 57 yıldır modern tarımı yönlendiren şirket olma misyonumuzla hem Türk, hem de dünya çiftçisine değer yaratmaya çalışıyoruz. Onların verimliliğini artırmaya yönelik teknolojiyi sunmaya çalışıyoruz. Türkiye'de ilk çift çekeri, kabinli traktörü, balya makinesini, biçerdöver hasat makinesini, lazerli tesviye cihazını biz sunduk. Sürekli öncü olmaya çalışıyoruz. Bu yıl, kademe 3 seviyesine geçme dönemi. Türkiye'de traktörlerde kademe 3 seviyesine geçen ilk firma biz olduk. Şu anda talebe yetişemiyoruz. Bu yıl ki Mayıs ve Haziran üretimlerimizi sattık. Temmuz ve Ağustos'a ise sıra alıyoruz. Çİftçilerin ileri tarım teknolojilerine olan ilgisi artıyor. Üreticiler daha çok verim alma noktasında sürekli araştırma yapıyor. Biz de onlara gerektiğinde danışmanlık hizmeti bile veriyoruz.''
cumhuriyet portal