Dünya

Dünya
sanat eserleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sanat eserleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/25/2013

Kafelerde lisans almadan müzik dinletenlere hapis cezası

Geçen şubat ayında kent merkezinde kafeler sokağı olarak bilinen Cemalpaşa Mahallesi 63006 sokağa, polis eşliğinde giden Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği (MÜ-YAP) ve Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) avukatları, işyerlerinde televizyon ve radyodan müşterilerine müzik dinleten kafe işletmecileri hakkında tutanak tuttu.


Daha sonra Emniyet Müdürlüğü’ne çağrılarak ifadeleri alınan kafe işletmecileri hakkında, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ’Manevi veya mali haklara tecavüz’ iddiasıyla ’Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet’ten 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İDDİANAMEDEN


Kafe sahiplerinden Bilal Er hakkında Adana 3’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın iddianamesinde, şöyle denildi:

’....İş yerinde yapılan tespitte, meslek birliklerinden izin alınmadan, telif hakkı ödenmeden, Sıla isimli icracının ’Zor Sevdiğimden’; Aynur Aydın adlı icracının ’Ayrılıklar Mevsimi, Grup 84 adlı icracının ’Dokunma’ adlı eserlerinin çalındığı tespit edilmiştir. Müşteki konumdaki olan meslek birliklerinin, çalınan eserlerin tümü yönünden hak sahibi belgesi sundukları, olaydan dolayı şikayetçi oldukları, şüphelinin atılı suçu işlediği anlaşılmıştır. Şüphelinin eylemine uyan sevk maddeleri gereğinde cezalandırılmasına karar verilmesi talep olunur."

SUÇ OLDUĞUNU BİLMİYORDUK

Hakkında istenen hapis cezası ve üzerine atılı suçu duyunca şoke olduğunu belirten işletmeci Bilal Er, tek suçunun işyerinde televizyon açmak olduğunu söyledi. Bunun suç olduğunu bilmediğini ileri süren Er, "Benim gibi aynı sokakta bulunan kafe sahiplerinin bir çoğuna dava açıldı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Böyle bir şeyin yasak olduğu konusunda daha önce uyarılsaydık, biz de televizyon ya da radyo açmazdık" dedi. Kafe sahibi Davut Delatioğlu da, "Biz işyerimizde şifreli olmayan, izlemesi izne tabi olmayan bir televizyon kanalını açtığımız için dava açıldı. Ancak bize, işyerinde bu şekilde televizyon açmanın izne tabi olduğu konusunda uyarıda bulunulmadı" diye konuştu. İşyerine avukat ve polisler gelip, tutanak tutulunca gözlerine inanamadığını belirten işletmeci Yılmaz Kılıç ise şöyle konuştu:

MÜZİK KANALI AÇIKTI

"Bize avukat ve polis gelip, bu tip mekanlarda müzik dinletilmesinin yasak olduğunu, dinletmek isteyenlerin yeni bir izin belgesi çıkarması gerektiğini söyledi. Bunun büyük bir saçmalık olduğunu düşünüyorum. İnsanlar buraya gelip müzik dinlenmek istiyor. Burada sanatçı çıkarmıyoruz. Dünyada böyle görülmüş bir şey olduğuna inanmıyorum. Bu saçma sapan bir olay. Tutanak tuttular, bir müzik kanalı açıktı, orda yayınlanan şarkıları kaydettiler. Buradan 15 kişi ekmek yiyor. Üzerimize çok geliyorlar. Ne yapmamı istiyorlar, işyerimi kapatıp gideyim mi?"

MÜYORBİR: LİSANS ALMALARI GEREKİR

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Koç, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Türkiye’de 1950’li yıllarda çıktığını, ancak bugüne kadar koşulların oluşmaması nedeniyle uygulanamadığını söyledi. Umumi mahallerde müzik yayını yapılabilmesi için ilgili meslek kuruluşlarından lisans alınması gerektiğini belirten Ahmet Koç, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

"Bu yasa emrediyor. Biz arkadaşları uyarıyoruz ’işyerinizde müzik yayını yapıyorsanız, lisans almanız gerekir’ diye. Ancak uygulanmadığı için kendi cebimizden para harcayarak tespit yapıyoruz. Umumi mekanlarda televizyondan, radyodan, internetten müzik yayını yapılıyorsa lisans alınmak zorundadır. Nasıl berber insanları tıraş ederek para kazanıyorsa, lokanta sahibi parayla yemek satıyorsa, sanatçılar da söz yazarak, beste yaparak, şarkı söyleyerek para kazanıyor. Biz onlara saygı duyuyoruz, onların da sanatçıya saygı duyması gerekiyor. Artık çağ değişti, sanatçılar da haklarını biliyor. Lisans almaları için uyarıda bulunduğumuz esnaf arkadaşımız lisanslanmaz ise ilgili yasa gereğince haklarında suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu süreçte ilgili meslek kuruluşlarından bedelini ödeyerek lisans alınırsa biz de davamızdan vazgeçeriz."

(DHA)

3/13/2013

Satın aldığı evin garajında hazine buldu dolar milyoneri oldu

Thomas Schultz, 2007 yılında New York'un banliyösü Bellport'da 300 bin dolara bir ev satın aldı. Evin garajında ise 30 milyon dolar değerinde sanat eserleri buldu.


Yerel bir televizyon kanalına açıklama yapan Schultz, garajdaki resim ve çizimlerin ilk bakışta eski püskü eşyalar gibi gözüktüğünü söyledi. 46 yaşındaki Schultz, ancak garajdaki resimlere bir kez daha baktığı zaman, bunların bir sanatçıya ait olduğunu anladığını belirtti. Eserlerin sanatçının 60 yılı aşkın çalışmalarının ürünü olduğu ifade edildi.

Milyonlarca dolar değerinde eserler


Schultz, daha sonra evin 1999 yılında ölen Amerikalı sanatçı Arthur Pinajyan'a ait olduğunu öğrendiğini söyledi. Amerikan sanat dünyasında empresyonizmin önemli isimleri arasında sayılan Pinajyan, karikatürist olarak da Amerikan pop kültüründe iz bırakan bir sanatçı olarak biliniyor. Bellport'daki evin garajındaki bulunan eserleri, sanatçının ününü ve eserlerinin değerini artırdı.

Yaklaşık 70 bin eserin değerinin belirlenmesinin altı yıl sürdüğünü belirten Schultz, resim ve çizimlere 23 milyon euro değer biçildiğini söyledi. Bazı eserleri yarım milyon dolara satan Schultz, evinin parasını ise çoktan çıkardı.

Deutsche Welle Türkçe