Dünya

Dünya
sahte etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sahte etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/18/2011

sahte yemek çekleri finlandiya'da yakalandı çeklerin basıldığı yer türkiye çıktı

FİNLANDİYA polisi geçtiğimiz aylarda çok sayıda sahte yemek çeki ele geçirdi. Sahteciliğin önüne geçmek için üretici firmalar tarafından başlatılan printerlerdeki gizli kod uygulamasından yola çıkan Finlandiya polisi, kağıtlardaki gizli kodun Türkiye’deki bir printere ait olduğunu belirledi. Finlandiya polisinin verdiği bilgiye değerlendiren Türk polisi printerin İstanbul’da satıldığını belirledi. Önce satıcıya sonra da alıcıya ulaşan İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Avcılar’daki bir imalathaneyi bastı. Yüzbinlerce sahte içki ve sigara bandrolü ele geçirildi. Yabancı içki ve sigara bandrollerinin de ele geçirildiği operasyonda bandrolleri imal ederek ihraç eden Cemal Salmanlı ve Elvan Özdemir gözaltına alındı. 2 kişi emniyetteki sorgularının ardından Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edildi. Salmanlı ve Özdemir, nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Finlandiyalılar geliyor

Operasyonu başlatan bilgiyi veren Finlandiya polisine başarılı geçen operasyonla ilgili bilgi veren Mali Şube ekipleri, operasyonda ele geçen sahte belgelerle ilgili kamu ve özel şirket yetkililerine bilgi verdi. Finlandiya yemek çeki şirketi ve adı geçen ülkelerdeki içki ve sigara bandrollerini üreten şirket yetkililerinin önümüzdeki günlerde çete üyelerinden şikayetçi olmak için İstanbul’a gelecekleri belirtildi. Üst düzey bir emniyet yetkilisi, olayın sanıldığından daha ciddi olduğunu belirterek, “Bu bandroller bazı ülkelerde üretilen sahte içki ve sigaralara yapıştırılıyor ve bütün dünyaya sahte içki ve sigara dağıtımı yapılıyor. Türkiye’ye de sokuluyor” dedi.

Yabancı bandroller bulundu

4 bin 500 adet üzerinde “Lounasseteli” (Finlandiya şirketine ait) ibareli yemek fişi.
987 bin 500 adet Ukrayna içki bandrolü.
713 bin Kosova sigara bandrolü.
1600 adet Azerbaycan içki bandrolü.
Rulo halinde basımı ve kesimi yapılmış Rusya ve Letonya içki bandrolleri.
Rulo halinde Bulgaristan menşei AB ülkelerinde kullanılan otoban geçiş belgesi.
Basımı, kesimi yapılmamış Almanya Araç Tescil Formu ve Bulgaristan’daki büyük araçlar için egzoz sertifikaları olmak üzere toplam 1 milyon 706 bin 600 adet sahte belge.
Gizli kodundan belirlenen printer ile 1 adet kağıt kesme makinesi ve 1 adet ambalaj makinesi.

Operasyon Türkiye’ye nasıl uzandı

Printerlardeki kod uygulamasından yola çıkan Finlandiya polisi, kağıtlarda gizli bilgilere ulaştı.
Printerın Türkiye’ye satışının yapıldığı belirlendi. Polis, bilgiyi İnterpol Genel Sekreterliği kanalıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne iletti.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstanbul Mali Şube Müdürlüğü’ne dosyayı gönderdi.
Mali Polis, Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’ndan aldığı izinle 3 ay printerin izini sürdü.
Printer, kullanan sahtecilik çetesinin Beylikdüzü’nde bir matbaada faaliyet gösterdiği belirlendi.
Bir binanın bodrum katındaki matbaa bir hafta fiziki takibe çete üyeleri de telefon takibine alındı.
Ekipler önceki gün sabah saatlerinde operasyon başlattı.

Her printer kimliğini belli eden iz bırakıyor

PRINTER üreten firmalar sahteciliğin önüne geçmek gizli kod uygulamasını hayata geçirdi. Uygulamaya göre, her printer için ayrı bir kod belirleniyor. Printer bu kodu baskı yaptığı kağıtlara bırakıyor. Kod üretici firmaya iletildiğinde printerin kimlik bilgilerine ulaşılabiliyor. Kimlik bilgisi içinde printerin modeli ve hangi bayi aracılığıyla satıldığı yer alıyor.
hürriyet

6/14/2011

işadamı paraları yırtıp tuvalete attıktan sonra gerçek olduklarını öğrendi

İskoçya'nın Western Isles bölgesinde, bir işadamının, sahte olduğu söylenince yırtıp tuvalete attığı 20 sterlinlik banknotlar gerçek çıktı.


Bank of Scotland, geçen ay bazı 10 ve 20 sterlinlik banknotlardan şüphelenince polisten yardım istemişti. Bu süre içinde bölgedeki dükkanlar bu paraları kabul etmemeye başladı. Bankada elindeki paraların sahte olduğu söylenen bir işadamı da, 20 sterlinlik (yaklaşık 50 TL) banknotlarını öfkeyle yırtıp tuvalete attı, üzerine sifonu çekti. 
Adının açıklanmasını istemeyen ve tuvalete kaç para attığını söylemeyen işadamı, "Sahte paraları yırtmanın, dolaşımda kalmasını engellemek için vatandaşlık görevim olduğunu düşündüm. Hiçbir kanıtım yok. Benim durumumu kim tazmin edecek?" dedi. Polis, son üç hafta içinde incelenen tüm paraların gerçek olduğunun tespit edilmesine rağmen bölge halkına yine de dikkatli olması ve paraları kontrol etmesi çağrısında bulundu.
Yetkililer halkın şüpheye düştüklerinde polise başvurmasını ve mor ötesi ışıkla paraların hakiki olup olmadığını inceletmeye gayret etmesini öneriyor.

bbc türkçe

3/17/2011

bbc'nin adı kullanılarak çekilen sahte radyasyon mesajı asya kıtasını karıştırdı

Fukuşima nükleer santralinden sızan radyasyonun Japonya'nın dışına taştığı yolundaki bir cep mesajı, Asya kıtasını ayağa kaldırmıştı.


Ancak BBC'den gönderilmiş gibi gösterilen ve Pazartesi gününden bu yana Asya ülkelerine yayılan mesajın sahte olduğu anlaşıldı.

Mesajda insanlara, radyasyonun olası etkilerinden korunabilmeleri için gerekli önlemler bir bir anlatılıyordu.

BBC, özellikle Filipinler'de halkı paniğe sürükleyen mesajın sahte olduğunu bildirdi.

Filipinler hükümeti de resmi olarak bu mesajdaki bilgileri yalanlamak zorunda kaldı.

Bazı basın yayın organlarında Filipinler'de çalışanların ve öğrencilerin evlerine gönderilmeye başlandıkları yolunda söylentiler yayılmıştı.
Japonya'daki gibi afet dönemlerinde bu türden sahte mesaj ya da e-postaların yayıldığı biliniyor.

ABD Acil Durumlara Hazırlık Dairesi US-CERT'ten uzmanlar, bilgisayar kullanıcılarını bu türden olası, sahte e-postalara karşı hazırlıklı olmaları yolunda uyardı.

Amerikalı uzmanlar, bu tür mesajlara bilgisayarlara zarar verebilecek virüsler konabileceğini belirtti.

Japonya'daki Fukuşima nükleer santralinin ikinci reaktöründe Salı sabahı dördüncü bir patlama daha meydana gelmişti.

Radyasyon başta insan sağlığına zararlı seviyelerdeydi ancak daha sonra santralin çevresi dışında herhangi bir etkiye yol açmadığı bildirildi.

Yetkililer, tehlikeli bölge çemberini 30 kilometrelik bir alanı kapsayacak şekilde genişletti, halka evlerinden çıkmamaları ya da bulundukları yeri derhal terketmeleri tavsiyesinde bulundu.

Mesajda şu ifadelere yer veriliyordu:

"BBC Flaş haber: Japon hükümeti Fukuşima nükleer santralinden radyasyon sızıntısı olduğunu doğruladı. Asya ülkeleri gerekli önlemleri almalı. Yağmur başlarsa, ilk 24 saat evden dışarı çıkmayın. Kapı ve pencereleri kapatın. Tiroidin bulunduğu boyun bölgesine betadin sürün, radyasyon ilk tiroidi vuruyor. Ek önlemler alın.

"Radyasyon Filipinler'i bugün saat 16'da vurabilir. Hong Kong'da bugün, ya da önümüzdeki günlerde yağmur yağarsa. Yağmurdan kaçının. Yağmura yakalanırsanız, şemsiye ya da yağmurluk kullanın, az atıştırıyor olsa dahi. Yağmur sularında olabilecek radyoaktif partiküller, yanıklara alopesiye hatta kansere dahi yol açabilir.
SAHTE MESAJIN TAMAMI

BBC Flaş haber: Japon hükümeti Fukuşima nükleer santralinden radyasyon sızıntısı olduğunu doğruladı. Asya ülkeleri gerekli önlemleri almalı. Yağmur başlarsa, ilk 24 saat evden dışarı çıkmayın. Kapı ve pencereleri kapatın. Tiroidin bulunduğu boyun bölgesine betadin sürün, radyasyon ilk tiroidi vuruyor. Ek önlemler alın. Radyasyon Filipinler'i bugün saat 16'da vurabilir. Hong Kong'da bugün, ya da önümüzdeki günlerde yağmur yağarsa. Yağmurdan kaçının. Yağmura yakalanırsanız, şemsiye ya da yağmurluk kullanın, az atıştırıyor olsa dahi. Yağmur sularında olabilecek radyoaktif partiküller, yanıklara alopesiye hatta kansere dahi yol açabilir.
bbc türkçe

3/16/2011

ingilizler çanakkalede sahte tahta gemilerden savaş filosu oluşturmuşlar

1. Dünya Savaşı sırasında İngilizler, akla gelmeyecek bir hileye başvurup, 14 tahta gemiyi gerçek savaş gemisi gibi dünya denizlerinde yüzdürdü.
'Çanakkale 1915' adlı dergiden derlenen bilgilere göre, 1. Dünya Savaşı sırasında dönemin en güçlü donanmasına sahip ülkeler arasında yer alan İngiltere'nin başvurduğu savaş hileleri inanılmaz boyutlardaydı.

İngilizler, özellikle Gelibolu Yarımadası'ndan çekilmenin hesaplarını yaptığı sırada Türk askerlerinin bu çekilmeden haberdar olmaması için değişik savaş hilelerine başvurdu.

General Hamilton'un anılarında, savaş hileleriyle ilgili olarak şu anektod yer alıyor:

'Türk askerlerini şaşırtmak için yolcu gemilerine, şileplere sahte bacalar, sözde toplar, uydurma direkler eklendi. Böylece İngiliz gemileri 'Tiger' ya da 'lnflexible' kruvazörlerine benzetildi. Karşı taraf bu gemilere ateş edip, boşuna pek çok mermi harcadı.'

İngiltere 1. Deniz Lordu Amiral John Arbuthnot Fisher'in planına göre, Invinsible ve Inflexible gibi gemilerin tahtadan aynıları yapıldı ve gerçeklerinin yerine Akdeniz'e gönderildi. Gerçek gemiler ise, Falkland savaşında Alman savaş filosuyla mücadele etti.

Gemilerden Inflexible, Çanakkale'ye geldiğinde Amiral Carden'e sancak gemisi oldu, 19 Şubat ve 18 Mart bombardımanlarına katıldı. 18 Mart günü akşama doğru Çanakkale Boğazı'nda bir mayına çarparak ağır yara alan gemi, Bozcaada'ya baştan kara etti. Burada karaya oturduğu bölgeden kurtarılan gemi, başka gemilerin yedeğinde Malta'ya onarıma götürüldü.

ALMAN YÜZBAŞININ SEVİNCİ ŞAŞKINLIĞA DÖNÜŞTÜ
Alman denizaltısı UB-8'in kaptanı Yüzbaşısı Ernst von Voigt, 30 Mayıs 1915 günü denizaltısının periskobundan baktığı sırada saat 20.00 sularında, batmak üzere olan güneş ışınlarının aydınlığında avını gördü.

Bir İngiliz savaş gemisi 'zig zag' çizerek yol alıyordu. Periskopta gördüğü gemiyi vurursa, bu gemi vurduğu üçüncü büyük düşman savaş gemisi olacaktı bu sularda batırılan... Von Voigt, İngiliz dretnotunun bulunduğu açı ve mesafeyi ayarladıktan sonra ateş emrini verdi.

Denizaltı personeli, torpillerden ikisinin isabetiyle önce büyük bir sarsıntı, ardından da bir gürültü hissetti. Durumu periskoptan izleyen Von Voigt, düşman gemisinin hızla batmak üzere olduğunu fark edince hemen su yüzüne çıkma emri verdi. Zırhlının kimliğini öğrenmek için o tarafa doğru yönelmişti. Bu sırada güverteye çıkmış olan denizaltı mürettebatı da 'Hurra' diye bağırıyordu.

Ne var ki, olay yerine yaklaşınca, sevinçleri büyük bir şaşkınlığa döndü. Çünkü, denizin üstünde 343 milimetrelik bir kaç top namlusu yüzüyordu. En sağlam çelikten yapılmış olması gereken bu top namlularının su üstünde yüzmesi inanılacak şey değildi. Biraz ileride de dretnotun kaptan köşkü de batmış bir mavna gibi yüzüyordu. UB-8'in kaptanı ve mürettebatı, o zaman olayın anlamını kavradılar. İngilizler, tahtadan yapılmış eklentilerle bir dretnota benzetilmiş bu gemiyle Alman denizaltısını kandırmıştı.

'SAHTE TAHTA GEMİLER NE OLDU?'
Savaşın başında Britanya Kraliyet Donanması'nın elinde mevcut gemi sayısını daha fazla göstererek düşmanı caydırmak, yine düşmana hissettirmeden sahip olduğu gemilerin yerini değiştirebilmek için uyguladığı program sonucu, büyük ticaret gemileri ve okyanus aşırı gidip gelen yolcu vapurlarından 14 tane 'tahta zırhlı' üretilmişti.

Bunların hepsine gerçek gemilerden birer model bulunmuş, tahta ve branda malzemesinden bacadan taretlere kadar orijinal geminin tüm güverte üstü taklit edilmiş, yine onlar gibi aynı renklere boyanmıştı.

Hilenin amacı, donanmanın nerede bulunduğu konusunda düşmanın kafasını karıştırmak ve donanma gücünü olduğundan fazla göstermekti, ama ne kadar işe yaradığı da anlaşılamadı. Taklitler son derece başarılıydı, fakat bu gemilerin savaş boyunca sağladığı başarının ne olduğu hiç bilinemedi.

Bu 14 gemiden sadece Merion gemisi battı. O da, 30 Mayıs 1915 günü, Çanakkale civarında devriye gezen UB-8 tarafından batırılan HMS Tiger taklidiydi. Diğer gemi HMS Orion taklidi Oruba ise, Gökçeada'daki Kefalo koyuna dalgakıran olmak üzere bizzat İngilizler tarafından batırıldı. Geri kalan 12 gemi ise 1916'nın başından itibaren çeşitli görevler için dünya denizlerine dağıtıldı.

AA
mynet