Dünya

Dünya
roket etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
roket etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/08/2011

amerikanın en iyi silah müşterisine almanya tank satmaya kalkınca ortalık karıştı

Almanya’nın Suudi Arabistan’a 1 milyar 700 milyon euro değerinde son model 200 savaş tankı satma girişimi, siyasi partiler arasında ve medyada hararetli tartışmalara yol açtı. Başbakan Angela Merkel hükümetin bu konuda şimdiye dek suskun kalmasını savundu.
Merkel, Mittelbayerische Zeitung'a yaptığı açıklamada, bu konuda yapılan görüşmelerle alınan kararların, güvenlik nedeniyle gizli tutulduğunu vurguladı. Almanya'da tartışmalar sürerken, ABD’de ise Suudi Arabistan’a yapılan silah satışları kimseyi rahatsız etmiyor. ABD ile Suudi Arabistan arasındaki savunma işbirliğinde, ham petrol ihtiyacının karşılanması, İran’ın silahlanması ve terörle mücadele yüzünden bozulan karşılıklı güven ortamının tamiri rol oynuyor.
En büyük silah satışlarından biri

68 milyar dolar hacmindeki bu silah satışına ne Demokratlardan, ne de Cumhuriyetçi Parti’den ses çıkıyor. ABD önümüzdeki yıllarda Suudi Arabistan’a F-15’lerin en yeni versiyonu olan savaş uçaklarından 84 adet teslim edecek. Silah satışı Amerikan Kongresi’nde onaylandı. Suudi Arabistan hava kuvvetlerinin elindeki 70 adet F-15 de Hellfire roketleriyle teçhiz edilecek.

Suudi Arabistan, ABD’den Black Hawk, Apache ve Little Bird tipi 190 savaş helikopteri ile 12 bin 667 roket, 18 bin 350 bomba ve çok sayıda modern gece görüş sistemi almayı planlıyor.

Amerikan çıkarları söz konusu olunca

Amerikan Kongresi’nin tek bir endişesi var. O da, şimdiye kadar sadece İsrail’e verilen ve F 15’lerden fırlatılabilen uydu güdümlü doğrudan taarruz bombasına Suudi Arabistan’ın da talip olması. Obama yönetiminin İsrail’e tanınan bu ayrıcalığı sürdürmek istediği anlaşılıyor. Bunun dışındaki her türlü silahın Suudi Arabistan’a satılabilmesine Amerika’nın petrol çıkarlarının korunması gerekçe gösteriliyor. Beyaz Saray’ın Savunma Danışmanı Andrew Shapiro, Suudi Arabistan’ın bu silahlarla, ABD’nin ekonomik çıkarları açısından son derece önemli olan petrol tesislerini saldırılardan korumasına yardımcı olmak istediklerini söyledi.

En sıkı müttefiki İsrail’in Suudi Arabistan’a silah satılmasına tolerans göstermesi, Washington yönetimi açısından büyük önem arz ediyor. Savunma uzmanı Andrew Shapiro, Suudi Arabistan’a verilen her uçak ve roketin İran’a ve Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın nükleer silahlanma arayışına yapılmış bir uyarı olduğunu belirtti. Shapiro, 'Yaptığımız silah sevkiyatı aynı zamanda Suudi Arabistan’ın komşularına verilmiş açık bir mesajdır. ABD Basra Körfezi ve Ortadoğu’daki en değerli müttefiklerinin güvenliğine büyük önem atfetmektedir' dedi.

'Suudi Arabistan nükleer güç olmamalı'

ABD en çok Suudi Arabistan ile İran arasında nükleer silahlanma yarışı başlamasından endişe ediyor. Suudi Arabistan’ın eski Washington Büyükelçisi Prens Turki El Faysal, geçenlerde Amerikan savunma uzmanlarıyla yaptığı gizli buluşmada, İran’ın nükleer alanda silahlanmasının son derece vahim sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunmuştu. Obama yönetimi, Suudi Arabistan’ın petrol zenginliğinin ve Pakistan’ın yardımıyla kısa zamanda nükleer güce dönüşmesini mutlaka önlemek istiyor.

Amerikan yönetimi milyarlarca dolarlık silah sevk ederek petrol ortağı ile arasındaki güven krizini aşmaya çalışıyor. Obama yönetimi, ’Suudi Arabistan en modern konvansiyonel silahlara sahip olduğu takdirde İran’a karşı nükleer silah edinmeye ihtiyacı kalmaz’ düşüncesiyle hareket ediyor. Ancak Suudi Arabistan Arap Baharı’ndan dolayı Amerikan süper gücüne olan güvenini kaybetti. En modern savaş uçaklarının bile güven kaybını telafi etmeye yeteceği sanılmıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Ralph Sina / Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa 

4/03/2011

amerika kardak krizinde roket ve bombaları elektronik cihazlarla kilitlemiş

Pangalos “Crash” Dergisi’ne verdiği demeçte, Türk SAT komandolarının Kardak’daki iki kayalıktan birisini ele geçirmelerinden dönemin Genelkurmay Başkanı Amiral Hristos Limberis’i sorumlu tuttu ve “Evet, askeri açıdan ağır bir yenilgi idi. Kriz gecesi Başbakan Kostas Simitis, Amiral Limberis’e burada söylenemeyecek sözler sarfetti. (Ulan salak demişti). Limberis o anda istifasını sundu. Ben de “Amiral operasyonlar devam ederken nasıl istifa edersin” diye bağırıyordum” dedi.

Pangalos demecinde, Kardak krizinin bilinmeyen bir perde arkası olayını da açıkladı. Kardak krizinin sona ermesinde önemli payı bulunan ABD’li diplomat Richard Hollbrooke ile beş-altı yıl sonra New York’da buluştuğunu belirten Pangalos şunları söyledi. “Hollbooke o zamanlar Boston Bank’ta çalışıyordu. Yemekte buluştuk. Bana, Kardak krizi sırasında tek insan kaybı bile olmaması için Amerikalıların, Türk ve Yunan savaş gemilerinden fırlatılacak roket ve bombaların hedefleri vuramayacak şekilde tüm Ege’yi elektronik cihazlarla kilitlediklerini anlattı. Amerikalılar tek bir savaş gemisinin bile vurulmaması için tüm tedbirleri almıştı”.

Öcalan için vicdanım rahat

Pangalos, 1999’daki “Öcalan skandalı” için de önemli açıklamalar yaptı. “Öcalan için vicdanım rahat. O bir halk mücahidi değildi. O bir çarpışmada ölmedi. O tabanları yağlamayı tercih eden bir Stalinci idi” diyen Pangalos, demecinde şöyle konuştu: “Öcalan Yunanistan’a geldiğinde Başbakan Kostas Simitis yurdışında idi. Böylesi meselelere başbakan bakar. Meseleyi benim üstlenmemem gerekirdi. Yine de yaptım. Yine de Öcalan’ı kurtarmaya çalıştım. Ancak Başbakan Simitis önerilerimi kabul etmedi. Zaten o zaman aramızdaki ilişkiler koptu.” Pangalos “Öcalan skandalı” sırasında Dışişleri Bakan Yardımcısı olan bugünkü Başbakan Yorgo Papandreu’nun tavrı sorulduğunda ise “O pek birşey bilmiyordu. Meseleye ilkesel, insan hakları boyutunda yaklaştı. Hatalı bir tavırdı. Ona detaylı bilgi vermeme de neden yoktu. Üstelik biz sandala çıkamazken onu da derin sulara çekmek gereksizdi” cevabını verdi.
hürriyet dünya

10/11/2010

rusyanın şişme uçakları tankları

Şişme ordu yakalandı Rusya ordusunun şişme silahları MİG jetleri ve radar istasyonlarına değin uzanan çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Şişme ordu yakalandı

Savaş alanında silahların gücü kadar, düşmanı şaşırtma kabiliyeti de büyük stratejik öneme sahip.

Rusya ordusu, bu amaçla 'şişme silahlarına' güveniyor.

Asıllarına tıpatıp benzeyen şişme tanklar ya da radar sistemleri, kolayca taşınabilmenin yanısıra, maliyet açısından da çekici geliyor.

Moskova muhabirimiz Steve Rosenberg, can simidi gibi şişirilen silahları stratejik noktalara tuzak olarak yerleştiren Rus ordusunun bu şekilde düşmanı kandırmayı hedeflediğini bildiriyor.

Bir grup askerin önce plastikten bir tankı şişirişine tanıklık eden muhabirimiz, bunu bir S-300 roket atar, büyük bir kamyon ve bir dizi roketin şişirilişinin izlediğini aktardı.

şişme silahlarına güveniyor

Rusya ordusunun şişme silahları MİG jetleri ve radar istasyonlarına değin uzanan çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor.


Muhabirimiz, Rusya'nın şişme silahlarının dünyadaki en sofistike askeri tuzaklardan biri olduğunu bildiriyor.

Rosengerg'in aktardığına göre kolay taşınabilmesi için çok hafif bir maddeden imal edilen Rusya'nın şişme silahları düşman radarlarını ve termal kameraları kandırma özelliğine de sahip.

Şişme silahlar, eskiden balon imal eden bir fabrikada üretiliyor.