Dünya

Dünya
nesli tükenen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nesli tükenen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/26/2011

nesli tükenmekte olan pangolinleri 32 bin dolara satmak üzere iken yakalandılar

Tayland'da düzenlenen bir gümrük operasyonunda, restoranlara satılmak üzere kaçırılmaya çalışılan, yaklaşık 100 nadir pangolin, ele geçirildi.
Pangolinler, nesli tükenmekte olan ve koruma altındaki hayvanlar. Ancak pekçok Asya ülkesinde eti bir afrodizyak olarak kabul edilen pangolinlere oldukça yüksek bir talep var.

Bu operasyonda ele geçirilen pangolinlerin satış fiyatının 32 bin dolar civarında olduğu belirtildi.

7/18/2011

1974'te vurularak öldürülen en son anadolu parsı'nın yayınlanan resimli haberi ve hikayesi

1942 yılında Urla/İzmir'de bir çoban tarafından yakalanan bir pars yavrusu önce İzmir'li bir avcı tarafından satın alınarak 9 ay boyunca bakılmış, ardından da İzmir Hayvanat Bahçesi'ne hediye edilmiştir. "Zoza" ismi verilen bu Anadolu parsının 1946 yılında Cafer Tayyar Türkmen tarafından çekilmiş olan fotoğrafı, aynı zamanda Anadolu parsına ait canlı halde çekilmiş bilinen tek fotoğrafı olmuştur.
hürriyet gazetesinin haberi
Anadolu parsı varlığı ile ilgili son resmî kayıt 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazarı ilçesinin 5 km batısında bulunan Bağözü köyünden bir kadına saldırması sonrasında vurularak öldürülmesiyle gerçekleşti. 2001 yılında Doğu Akdeniz bölgesi Dandi mevkiinde ve Doğu Karadeniz bölgesi Müsikli Deresi'nde, 2004 yılında da Doğu Karadeniz bölgesi Pokut Yaylası'nda görüldüğü iddia edilmiştir. Ancak bu alt türün doğal yaşam alanları bilindiğinden, özellikle bu son kayıtların bilimsel değeri yoktur ve muhtemelen vaşak ile ilgili olan bu gözlemleri, Anadolu parsı olarak lanse etmek muhtemelen sadece "iyi niyetli" bir spekülasyondan ibarettir.

Ayrıca 2006 yılında Mersin'deki Kayacı Vadisi ormanlık alanında kameralar tarafından bir Anadolu parsı tespit edildiği iddia edilmiş, ancak bu görüntüler de kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
aynı özelliklere sahip iran parsı
Tüm bu iddiaların, doğa koruma örgütlerince, bu türe yönelik kamuoyu ilgisini maddî desteğe tahvil etmek için kurgulandığı iddiası da, farklı çevrelerce dile getirilmektedir.

20. yüzyılın sonlarını görebilmiş son bir kaç bireyin, soylarını devam ettirebilecek gen havuzuna sahip olmadıkları ve 21. yüzyıla ulaşamadıkları kesinleşmiş gibidir. Doğu Toroslar'da kalmış olabileceği varsayılan son 10-11 bireyle ilgili herhangi bir iz bulunamamıştır.

Anadolu parsının varlığını kanıtlamak için doğa gönüllülerinin çabaları aralıksız sürmektedir. Resmî olmayan kayıtlara göre Mersin çevresi en son görüldüğü yerlerdir. Ayrıca Dilek Yarımadası Millî Parkı Anadolu parsını millî park içinde korunan hayvanlar arasında göstermektedir. Bazı bilim adamları Anadolu parsının hala varlığını sürdürdüğünü ama gelecek için yeterli popülasyonunun olmadığını söylemektedirler.

Tür büyük olasılıkla aşırı avlanma sonucu yok olduğu tahmin edilmektedir. Mantolu Hasan adındaki yerel avcının tek başına en az 15 tane Anadolu parsı vurduğu bilinmektedir.Ayrıca 2009 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından Toros Dağları'nda yaşadığı iddia edilen Anadolu Parsı'nı görüntüleyebilmek için 50 adet fotokapan yerleştirilmiştir.Gözlemler Türkiye'nin önemli noktalarında devam etmektedir.


Eylül 2010'da Çevre ve Orman Bakanlığı ile Merkez Av Komisyonu tarafından çıkarılan kanuna göre,Anadolu parsının Türkiye sınırları dahilinde herhangi bir şekilde avlanması, 35.000 TL para cezasından başlayan yaptırımların yolunu açmaktadır.

7/16/2011

bilim adamları ecoli bakterisini etkisiz hale getirip mucize bir yöntem geliştirdiler

ABD’de sentetik biyoloji konusundaki uzmanlar, gelecekte canlılar tarihini değiştirebilecek bir buluşa imza attı.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan laboratuvar çalışmalarında, kolibasili (E.coli) bakterisinin genetik kodundaki 314 girdiden oluşan dizgi işlevsiz hâle getirildi. Bununla da yetinmeyen araştırmacılar,
bu dizgiyi tamamen farklı şekilde yeniden dizayn edip, ona yeni bir işlev kazandırdı ve bakterideki proteinlere yeni bir kimyasal ünite kazandırdı. Bu tarz bir çalışmayla örneğin, bir filin genomundan yola çıkarak, binyıllar önce nesli tükenen mamutları yeniden üretmek mümkün olabilir. 

12/23/2010

yumurtaları yüzünden nesli tükenen hayvan fil kuşu

David Attenborough, evinde güvenli bir şekilde sakladığı yaklaşık 30 cm uzunluğunda olan devasa yumurtayı 50 yıl önce Madagaskar’da buldu ve yakın zamanda adaya geri dönerek bu dev yumurtaların sahibi olan dev kuşun yok oluş nedenini araştırdı.

Sir David’in tekrar Madagaskar’a gitmesine neden olan yumurta yaklaşık 3 metre uzunluğunda ve yarım ton ağırlığında olan dev fil kuşuna ait.

Bu kuşun yok olma nedeni henüz tam olarak açıklanamamış olsa da bazıları insanlar tarafından avlanma ya da iklim değişikliklerinin buna neden olduğu inancındalar.

Ancak Attenborough, insanların fil kuşunun yumurtalarını tüketmesinin bu türün sonunu getirdiğini öne sürüyor.

Yakın zamanda yapılmış olan arkeolojik kazılarda insanların kullandığı ateşin çevresinde bulunan yumurta kabukları, Attenborough'un iddiasını da destekliyor.

Sir David, “fil kuşunun avlanma sonucu yok olduğu konusunda şüphelerim var, çünkü bir devekuşu boyutunda olan bu hayvanın da günümüz devekuşları gibi çok güçlü tekmeleri olduğunu düşünüyorum” diyor. İlk kez 1960 yılında televizyon serisi ZooQuest’i çekmek için Madagaskar’a giden David Attenborough, kampın etrafında kalın bir kabuğun kalıntılarını bulmuş.

Daha sonra yerel halktan daha fazla kabuk getirenleri ödüllendireceğini söyleyerek bir çok parçaya ulaşmış. Bu parçaların tam olarak birleştirilmesiyle de bir Amerikan futbol topundan daha büyük olan fil kuşu yumurtası ortaya çıkmış. BBC’nin yeni belgesel serisi “Attenborough ve Dev Yumurta”’nın çekimleri için tekrar Madagaskar’a giden Attenborough, fil kuşlarına ne olduğunu incelemiş.

Kemik ve yumurta kabukları üzerinde yapılan radyokarbon yaş analizleri, bu dev kuşun yaklaşık 1000 yıl önce hala adada yaşamakta olduğunu gösteriyor.

İnsanlarınsa Madagaskar’a yaklaşık 2000 yıl önce ulaştığı düşünülmekte. Sir David’in elindeki yumurtanın yaşı da radyokarbon analizlerine göre 1300 civarında.

1600’lü yıllarda adayı ziyaret eden Avrupalı denizciler dev bir kuşun varlığından bahseder ve dev yumurta kalıntılarıyla dönerlermiş.

Oxford Üniversitesi radyokarbon hızlandırma bölümden Dr. Tom Higham, “fil kuşu yumurta kabukları ve kemiklerinden yapılan analizlere göre en genç buluntular M.Ö. 900 yıllarına ait.

Bu dönemde adadaki insan populasyonu da arttı” şeklinde konuşuyor. Sir David “50 yıl önce yumurta kabuklarını bulduğum ormanlık alana tekrar gittiğimde aynı bölgede kereste fabrikası olduğunu gördüm.

Aynı zamanda 50 yıl öncesine göre 3 kat daha fazla insan yaşıyor. Bu durum zaman içerisinde adada meydana gelen değişimleri gösteren iyi bir örnek.

Yabanıl bölgeler insanlar tarafından köyler kurmak ya da pirinç ekmek için tarla olarak kullanılmakta, bu da yaşam geçmişte fil kuşunun başına geldiği gibi bir çok canlıyı ortadan kaldırmakta.”
trt türk

4/01/2010

Nestle yağmur ormanlarını yok ediyor ve nesli tükenen orangutanları evsiz bırakıyor

Nestle yağmur ormanlarını yok ediyor ve nesli tükenen orangutanları evsiz bırakıyor


orangutanları evsiz bırakıyor



Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek zinciri olan Nestle’yi hepimiz biliyoruz. Bilmediğimiz şey ise Nestle’nin Endonezya’daki yağmur ormanlarının yok edilmesinden sorumlu olan en büyük şirketlerden biri olduğu.

Nestle aralarında KitKat’ın da olduğu onlarca üründe kullandığı palmiye yağını Sinar Mas adındaki Endonezya’nın en büyük tedarikçisinden sağlıyor. Sinar Mas ise ürünlerini yasalara aykırı bir şekilde yağmur ormanlarında açılmış ve hala açılmaya devam eden palmiye tarlalarından elde ediyor. Özetle Nestle’nin ihtiyacı olan yüzbinlerce tonluk palmiye yağı yağmur ormanlarının yok edilmesiyle elde ediliyor.

Nestle’ye çikolatalarında kullandıkları palmiye yağı için yağmur ormanlarını bizden çalmamalarını söylemek zorundayız. 


Greenpeace’in geçen hafta başlayan yayınlanmasından bir kaç saat sonra YouTube’dan kaldırılmasını sağlayarak biraz da paniklemiş görünüyor.


Şimdi dünyada binlerce aktivist yaygınlaştırıyor ve tüketici baskısının artmasını sağlıyor.Siz de videoyu mümkün olduğu kadar çok kişinin görmesini ve Nestle’ye yazmasını sağlayarak yağmur ormanlarının ve orangutanların kurtulmasına yardım edin.

Greenpeace tüketicilerin baskısıyla Unilever ve Kraft’ın bu şirketle ticari bağlantılarını kesmesini sağlamıştı. Şimdi yağmur ormanlarını ve orangutanları rahat bırakma sırası Nestle’de...