Dünya

Dünya
mitolojik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mitolojik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/16/2012

hakkında bir çok film çevrilen peri halkı elfler hakkında

Tolkien'in Orta Dünya'sında bir ırk olan Elf'ler Elf, aslen İskandinavya ve İngiltere mitolojisinde yer aldığı varsayılan peri halkına verilen ad.

Elfler genellikle insanlara benzerler fakat insanlardan biraz daha kısa ve narindirler. Bu narinliğe rağmen hızlı ve güçlüdürler. Melodik bir ses tonuna sahiptirler. Elfler genelde 1200 yıldan fazla yaşarlar. Bu yaşamın sonucunda ya yaşamdaki kötülüklerden sıkıldıkları için ölümü tercih ederler ya da bilinmeyen bir diyara göç ederler. Bu nedenle Elflerin ölümsüz oldukları söylenir.

Elfler insanlara oranla daha güzeldirler. Dağlarda veya denizlerde dolaşmaktan pek hoşlanmazlar. Bunun yerine gökyüzünü görerek yaşamak, bir şeyler yetiştirmek, ormanlarında huzurlu bir hayat sürmek elflerin istediği yaşam tarzıdır.

Elfler diğer ırklarla ilişki kurmayı pek tercih etmezler. Diğer ırklardan pek arkadaşları olmaz ama diğer ırklardan olan dostlarını kolay kolay unutmazlar.

Elfler büyü konusunda hünerli, savaşçılık konusunda çeviklikleri dolayısıyla etkileyicidirler. Genellikle ok tercih eden Elf savaşçıları çeviklikleri nedeniyle bu konuda çok iyidirler.

Günümüzde Elfleri konu alan pek çok film vardır ancak bunların içersinde en ünlüsü Yüzüklerin Efendisi'dir.wikipedia

7/02/2011

mitolojik kent olduğu düşünülen truva kenti nasıl ve kim tarafından bulundu

Yunan mitolojisinde, Truva'lı Paris'in Sparta Kralı Menelaus (Menelaos)'un karısı Helen'i kaçırması sonucunda Yunanlıların (Akaların) Anadolu'daki Truva kentine saldırmasını konu alan savaştır. Savaş, Yunan mitolojisi ve edebiyatında çok önemli bir yere sahiptir ve detayları Anadolu'lu ozan Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı destanlarında anlatılmaktadır. İlyada, on yıl süren savaşın son bir aylık dönemini en ince ayrıntılarına kadar anlatırken Odysseia, Yunanlı komutanlardan Odysseus'un Truva'nın düşüşünden sonra vatanı İthaka'ya yaptığı yolculuğunu dile getirir.
Zeus, düzenlediği bir toplantıya tanrıçalardan Eris'i davet etmez. Bunun üzerine Eris, toplantıya altın bir elma göndererek, bunun "en güzel tanrıçaya" verilmesini ister. Athena, Hera ve Afrodit altın elmanın kime verilmesi gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşünce Zeus, tanrıçaları Paris'e gönderir ve en güzel tanrıçayı Paris'in seçmesini ister. Paris altın elmayı Afrodit'e verir. Karşılığında Afrodit, "tüm kadınların en güzeli" olan Helen'i, Paris'e aşık eder. Paris, Sparta'yı ziyaretinde Helen'e aşık olur ve iki aşık birlikte Truva'ya dönerler. Kendilerine hakaret edildiğine inanan Yunanlılar, Menelaus ve kardeşi Miken Kralı Agamemnon önderliğinde Aka ordusunu toplar ve Truva'ya bir sefer düzenler. Helen'in iade edilmesi ve kendilerine tazminat ödenmesi tekliflerine olumlu yanıt vermeyen Truvalılar ile uzun ve zorlu bir savaşa girerler.
Truva'nın mitolojik bir kent olduğu düşünülürken, 1870 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından başlatılan ve ikinci dünya savaşından önce Amerikan arkeolog Blegen tarafından gerçekleştirilen kazıların sonucu olarak, Çanakkale Boğazı'nın güney sahillerinde, Küçük Asya'nın kuzey batısındaki Troas bölgesinde bir sırtın üstünde bugünkü Çanakkale'nin birkaç kilometre güney batısındaki Hisarlık tepesinde dokuz kere yıkılıp yeniden kurulmuş çok eski bir şehir bulundu. Truva, deniz baskınlarından korunacak kadar içeride olmasına karşın Helespontos (Çanakkale)ile Karadeniz’i bağlayan ticaret yoluna hakim olacak kadar denize yakın bulunuyordu. Her yıkılışında yeniden yapılmış bu önemli ticaret şehrinde dokuz tabaka meydana çıkarıldı. Bunlardan MÖ 15-12. yüzyıla ait olan 6. tabaka, Homeros’un anlattığı Truva'dır. Homeros’un Truva Savaşı'nda bahsettiği kentin Yunanlılar tarafından tahrip ediliş tarihi olarak ilk çağda MÖ 1184 yılı kabul edilir.

mitolojide güneşin battığı yerin perileri hesperidlerin ünlü bahçeleri nerede?

Hesperidler (Yunanca: Ἑσπερίδες), güneşin battığı yerin perileri, Yunan mitolojisinde nemfler yani periler. Gecenin yani Nyks'in kızlarıdır. Bahçeleriyle ünlü Hesperidlerin bahçelerinin tam olarak nerede olduğu Antik Çağ yazarları arasında tartışma konusudur. Stesichorus ve Strabo'ya göre Hesperidler İber Yarımadası'nın güneyinde Tartessos'da bulunurlardı.

Hesperidlerin üç periden oluştuğu söylenmektedir ama çok eski bir rivayete göre Hesperidler dört periden oluşuyordu.Hesperidlerin Gece yani Niks ile Karanlık yani Erebusun çocukları olduğu rivayet edilirdi. Bununla birlikte Atlas veya Zeus gibi farklı mitolojik figürlerin çocukları olarak da belirtilmişlerdir
Hesperidlerin Bahçesi

Hesperidlerin bahçesi altından elma meyveleri veren ağaç ile bilinmekteydi. Hera bu ağacı Gaia'nın kendisine düğün hediyesi olarak verdiği meyve ağacı dallarından yetiştirmiş, Hesperidleri de bu ağaçlara bakma görevini vermiştir. Hesperidlerin bu ağaçlara yeterince sahip çıkamayacağını düşünen Hera ayrıca yüz başlı ejderha Ladon'u da bahçeye bekçilik yapması için buraya getirmiştir.Ladon'un bir diğer özelliği ise pençelerinin zehirli olmasıydı.

Herakles'in Onbirinci Görevi

Herkül onbirinci görevine gelene kadar gerçekleştirdiği tüm görevlerde ya ilahi şekilde tanrılardan ya da çevresindekilerden aldığı yardımlar nedeniyle, Eurystheus bu görevlerin hiçbirini geçerli saymamış fakat, bu on görevinde yerine geçebilecek yeni iki adet görevi Herkül'e vermiştir. Bunlardan ilki Hesperid'lerin bahçesinde bulunan altın elmalardan getirme görevi idi.

Herakles bu bahçenin yerini bilmediği için, ilk önce şekil değiştirme konusunda usta olan deniz tanrılarından Nereus'u yakalamış, ve bahçenin yerini öğrenmiştir.Bahçe yolunun üzerinde yenilmez savaşçı Antaios ile karşılaşan Herakles, Antaios'un yoluna gelen herkes ile güreşmesi geleneği neticesinde, onunla güreşe tutuşmuştur. Annesi Gaia'ya yani toprağa ayağı değdiği takdirde hiçbir zaman yenilgiye uğratılamayan Antaios'u ; Herakles onu bir ağaç dalına asarak öldürmeyi başarmıştır.

Hesperidlerin bahçesine geldiğinde, cennetleri sırtında taşıyan ve Hesperidlerin babası sayılan Atlas ile karşılaşan Herarkles, Atlas'ı elmaları bahçeden çalmak konusunda ikna eder. Kendi ağır yükünü Herakles'e devir etme karşılığında elmaları çalan Atlas, geri döndüğünde, bu yükü tekrar sırtlamak konusunda çok istekli değildir. Tam bu sırada Herakles, taşıdığı cennetlerin sırtına tam olarak yerleşmediğini ve biraz kaydığı şeklinde Atlas'ı kandırır ve fırsattan istifade ederek, elmaları alıp, Atlas'a ağır yükünü tekrar iade eder. Daha sonrada elmaları Atina'ya götürmek amacı ile yola koyulur.

6/25/2011

dört galaksinin çarpışmasıyla oluşan pandora öbeği uzay araştırmacıları için define sayılıyor

Uzay teleskopları ile evreni tarayan uzmanlar, Pandora Öbeği olarak adlandırılan galaksi grubunda oluşan çarpışmanın uzay araştırmaları açısından define niteliğinde olduğunu söylüyor.
Pandora Öbeği, dört galaksinin çarpışmasıyla oluştu. Adını da mitolojide Pandora'ya verilen kutu gibi, görülmemiş olgularla dolu olmasından alıyor.

Gökbilimciler bu olayı ayrıca 'Devlerin Çarpışması' ya da 'Titanların Çarpışması' gibi isimlerle anıyor.

Söz konusu çarpışma, 350 milyon yıla yayılan bir sürede gerçekleştiği için gökbilimcilerin gözleri önünde gerçekleşen 'yavaş çekim' bir trafik kazasına benzetiliyor.

Çarpışmanın incelenmesi karanlık maddenin tabiatı konusunda da yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayabilir.

Bu araştırmalarda elde edilen ilk bulgular Kraliyet Astronomi Topluluğu'nun aylık raporları kapsamında yayınlanıyor.
Trilyonlarca yıldız çarpışınca...
Galaksi öbekleri, evrendeki en büyük yapılar.

Bu öbekler içinde yüzlerce galaksi ve trilyonlarca yıldızın yanı sıra muazzam miktarda ve sıcaklıkta gazlarla ve karanlık madde bulunuyor.

Şimdiye dek çok az galaksi çarpışması kayıt altına alınıp gözlenebildi. Bunların en önemlilerinden olan Mermi Öbeği, iki öbeğin çarpışması sonucu oluştu.

Biri büyük, diğeri küçük iki galaksinin çarpışması, merminin çarpma anına benzediği için böyle adlandırılan öbek üzerinde yürütülen ve 2006'da açıklanan çalışmalar, karanlık madde konusunda şimdiye kadarki en önemli veri ve kanıtlara ulaşılmasını sağlamıştı.

Edinburgh Kraliyet Gözlemevi'nden Richard Massey, çarpışmalardan mümkün olduğunca çok şey öğrenilmesinin çarpışmanın doğru anının yakalanıp gözlemlenmesine bağlı olduğunu söylüyor.

"Gaz, galaksiler ve karanlık madde birbirlerine kendi çekim güçleri doğrultusunda çekiliyor, dolayısıyla çok uzun bir süre geçtiğinde yeniden bir araya gelip tek bir öbek oluşuyor. Yani çarpışmayı tam zamanında, herşey birbirinden ayrılmışken yakalamalısınız."

Resmi adı Abell 2744 olan Pandora Öbeği'ni özel kılan da böyle bir çarpışma anında teleskopların görüş alanına girmiş olması.

Bu bölgeye bakıldığında galaksiler ve müthiş miktarda sıcak gazın dört bir yana saçıldığı görülüyor.
Chandra keşfetti, Hubble mercek altına taşıdı

Pandora'daki çarpışma, Chandra uzay teleskobunun yayılan sıcak gazdan kaynaklanan x-ışınlarını tespit etmesiyle dikkat çekti.

Doktor Massey ile dünyanın dört bir yanından 17 araştırmacı bir araya gelip, Hubble uzay teleskobunun bir süre bu bölgeye kilitlenmesini sağladı.

Hubble'ın yüksek görüş gücü ekibin öbekteki karanlık maddeyi haritalandırmasını sağladı.

Ağır, fakat görünmez olan maddeler bile kendilerine çarpan ışığın kırılmasını sağladığı için, karanlık madde, ışık kırılmalarına odaklanan çekimsel mercek yöntemi ile belirlenebiliyor.

Karanlık maddenin gerisinde kalan yıldız ve galaksiler farklı şekilde görüntüleniyor.

Doktor Massey, "Şimdi elimizde galaksilerin, gazın ve karanlık maddenin bir arada olduğu bir tablo bulunduğundan, resmin bütününü görebiliriz" diyor.

Bu da karanlık madde hakkında daha fazla şey öğrenilmesi için az bulunan türden bir fırsat yaratıyor.

Karanlık maddeyi saran esrar perdesi bu maddenin çevresiyle çok az etkileşime girmesinden kaynaklanıyor.

Pandora Öbeği'ndeki karanlık madde de, maddelerden hızla uzaklaşarak çarpışma noktasının karşı tarafında toplanmış.

Doktor Massey bunun da büyük miktarda karanlık maddenin bir arada bulunmasını sağladığını vurguluyor.

"Tüm galaksiler ve gazlar karanlık madde ile bir arada bulunduklarında kafamızı karıştıran pek çok karmaşık eylemde bulunuyor" diyen Massey şöyle devam ediyor:

"Karanlık madde tek başına olduğu zaman ise onu başka olguların gölgesinde kalmaksızın, kendi dinamikleri içinde inceleyip tam olarak ne olduğunu anlama olanağına kavuşuyoruz."

NASA ve Avrupa Uzay Ajansı ESA yetkilileri, öbekteki galaksilerin toplam kütlenin yüzde beşinden az bölümünü oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Aşırı sıcak olan gaz, öbeğin yaklaşık yüzde 20'si ve sadece x-ışınları ile belirleniyor. Yetkililerin dağılım konusunda fikir verebilmek için teleskoptan elde edilen fotoğrafları renklendirerek hazırladığı görüntülerde, bu gazlar pembe renkte görülüyor.

Görünmez olan ve öbeğin neredeyse yüzde 75'ini oluşturduğu düşünülen karanlık madde ise görüntülerde mavi renkte gösterilmiş.
bbc türkçe

11/28/2010

turna antilopu kovalayınca bu resim ortaya çıktı


Hindistan’ın Rajastan eyaletindeki Keoladeo Ulusal Parkı birçok egzotik hayvana ev sahipliği yapıyor.

Dünyanın en büyük uçan kuşu olarak kabul edilen Hint Sarus Turnası, yumurtalarına yaklaşan antilopu kovalamaya kalkınca bu mitolojik görüntü ortaya çıktı.