Dünya

Dünya
milyar dolar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
milyar dolar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/09/2015

İsviçre'deki gizli hesaplarda Türklerin 3,5 Milyar doları var

İsviçre'deki gizli hesaplarda Türklerin 3,5 Milyar doları olduğu ortaya çıktı BBC Türkçe'de yayınlanan habere göre 45 ülkeden gazeteciler, küresel bankacılık devlerinden HSBC'den 2007 yılında sızan gizli hesaplar üzerinde yürüttükleri ortak araştırma ile farklı ülkelerden yüz milyar doları aşan gizli hesaplar üzerinden suç şebekeleri, vergi kaçakçıları, politikacılar ve ünlülerin servetlerinin ayrıntılarına ulaştılar.


farklı ülkelerden yüz milyar doları aşan gizli hesaplar üzerinden suç şebekeleri, vergi kaçakçıları, politikacılar ve ünlülerin servetlerinin ayrıntılarına ulaştılar.
Ayrıntıları interaktif bir internet sitesinde yayımlanan araştırmaya göre, gizli hesaplardaki müşteri sayısı itibariyle Türkiye, 3 bin 105 müşteri ile listelenen 34 ülke arasında 9. sırada.

Türkiye, açılan gizli hesaplardaki para miktarına göre yapılan sıralamada ise 3,5 milyar dolar ile 23. geliyor.


Türkiye'den müşterilerin açtığı hesaplar içerisinde en yüksek tutarın ise 263,7 milyon dolarlık bir hesapta olduğu kaydediliyor.

Hesaplarda en yüksek miktarda parası bulunan müşteriler bakımından ilk beş sırayı İsviçre'den sonra, İngiltere, Venezuela, ABD ve Fransa alıyor.

Fransız gazetesi Le Monde dosyaları paylaştı
HSBC'nin Cenevre'deki ofisinde çalışan bir bilgisayar uzmanı tarafından 2007 yılında sızdırılan ve ortak bir medya çalışmasıyla kamuoyuna sunulan belgeler, küresel bankacılık devi HSBC'nin uluslararası suç şebekeleri ve diktatörler de dahil binlerce müşterisinin vergi kaçırmasına yardımcı olduğunu ve bu yolla kâr elde ettiğini ortaya koyuyor.

Fransız gazetesi Le Monde dosyaları paylaştı


Sızdırılan dosyalar, HSBC'nin İsviçre'deki bir özel bankacılık kolundaki hesaplara ilişkin.

İncelenen bu hesaplarda toplam 100 milyar doları aşkın para var.

Sızdırılan bilgilerin şeffaf olmamasıyla eleştirilen İsviçre bankacılık sistemi hakkında kamuoyuna daha önce hiç duymadıkları bilgiler sunduğu belirtiliyor.

Fransız Le Monde gazetesi yoluyla Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler adlı konsorsiyuma dağıtılan ve BBC'nin Panorama programı tarafından da incelenen belgeler bankanın müşterileriyle bir dizi yasa dışı işlem yürüttüğünü, bunların en önemlisinin de çeşitli ülkelerin vergi makamlarından yüzlerce milyon doların saklanması olduğunu ortaya koyuyor.

Hesapları açığa çıkanlar arasında silah kaçakçıları, kaçak elmas tüccarları olduğu gibi ünlü futbolcular, tenisçiler, rock yıldızları, Hollywood starları, politikacılar, şirket yöneticileri ve eski para diye nitelenebilecek köklü ailelerin fertleri de bulunuyor.

Uluslararası medya incelemesi uluslararası düzeyde yasadışı faaliyetler ile meşru servetlerin buluştuğu bir alana ilk kez bu kadar net ışık tuttuğu gibi dünyanın en büyük bankalarından birinin yasalar ve etik kuralları ne şekilde ihlal etmiş olabileceğini de ortaya çıkardı.

5/23/2012

facebook hisselerine yatırım yapanlar burnundan soluyor 19.2 milyar dolar değer yitirdi

Nasdaq, kapasitesini aşan halka arzda ilk gün yaşanan teknik sorunlar nedeniyle yatırımcılar tarafından dava edildi. Halka arzın baş sigortacısı Morgan Stanley’in, bir diğer sigortacı kurum Goldman Sachs ile hisseler kamuoyuna sunulmadan önce finansal tahminlerini değiştirdiğinin öğrenilmesi, yatırımcıların endişe ve öfkesini iyice artırdı.

Morgan Stanley’den bir kaynak, “Kurumun müşterileri istedikleri zaman her bilgiye erişebiliyor, ancak kamuoyu için aynısı geçerli değil” ifadesini kullandı. Kamuoyundan gizli kalan bilgilerle son gün değerleri artırılarak halka arz edilen hisseler, üç günün sonunda yaklaşık 20 milyar doların erimesine neden oldu.


'AÇGÖZLÜLÜK FELAKET GETİRDİ'



Yatırımcıları şoke eden üç günün ardından, herkes suçu ya Morgan Stanley’e, ya da Nasdaq’a yüklüyor. Analistler ise hisselerin hızla değer kaybetmesini açgözlülüğe bağlıyor. CNBC’ye konuşan Fund Democracy araştırma şirketinin başkanı Mercer Bullard, “Yatırım bankacılığındaki büyük çatışmalara yeniden tanık olduk... Eğer ellerindeki bilgileri bazı müşterilerine sunmalarına rağmen diğerlerinden gizledilerse, bu bazı müşterilerini diğerlerinden daha önemli gördükleri anlamına gelir” ifadesini kullandı.



Wall Street Jorunal analisti Al Lewis, halka arzdan sadece bir gün önce hisse fiyatlarının yüzde 25 artırılarak 38 dolara çekilmesinin açgözlülükten kaynaklandığını savunan bir başka isim. Lewis, aynı gün bir daha Facebook’a reklam vermeyeceğini açıklayan dünyanın en büyük otomobil üreticisi General Motors’un uyarısının da etkili olamadığını belirtti. Halka arzdan önce, bazı ekonomistler Facebook’un hisselerinin yüzde 50’den fazla değer kazanabileceğine yönelik spekülasyonlar yaydı. Morgan Stanley ve Goldman Sachs, Facebook hisselerini halka açtı. Silikon Vadisi’ndeki binlerce yatırımcı bir günde milyoner, hatta milyarder olma hayallerine kapıldı. ABD vatandaşlığından çıkarak gelişmeleri Singapur’dan izleyen Facebook kurucularında Eduardo Saverin, kazanacağı parayı hesaplıyordu. Zuckerberg ise medyanın artık gerçek bir lider haline gelmesi gerektiği yönündeki baskılarına, “kapüşonunu çıkarmayacağını” söyleyerek cevap verdi. Vanguard yatırım şirketinin CEO’su Jack Bogle, “Bu tipik bir açgözlülük örneği... Hem kurumsal, hem sigortacı hem de şirket açgözlülüğü... Çıkarılacak ders şu: Bir işlemde yer alan tüm taraflar açgözlüyse, ortaya çıkacak sonuç budur” dedi.


HALKA ARZ ÖLÜM CEZASI MIYDI?



Gelinen noktada, Facebook'un karşı karşıya olduğu durumun tersine çevrilmesini çok zor görenler var. Bunun nedeni, geçmişte halka arz edilen ancak umduğunu elde edemeyen teknoloji şirketlerine dair birçok örnek bulunması. Bunlardan biri dev sosyal medya oyun şirketi Zynga. Hisseleri 10 dolardan satışa sunulan şirketin hisse değeri ilk gün 11.50 dolara yükselse de günü 9.50 dolardan kapatmıştı. Facebook’un ortaklarından olan Zynga, sosyal medya ağının halka arzı öncesinde hisselerini 16 dolara kadar çıkardı, halka arzın ardından hisse değeri 10 doların altına düştü. Çin’in sosyal medya ağı Renren, hisse fiyatları 14 dolardan halka arz edildiği ilk gün 19.50 doları görmüştü. Bir ara, hisse değeri 24 dolara kadar çıktı. Bugün, bu rakam 5 doların altında. Facebook’un birkaç günde uçurumunun eşiğine sürükleneceğini tahmin edenlerden biri belki de otomotiv devi General Motors oldu. GM, halka arzdan bir gün önce yeni platformlar deneyeceğini ve reklam harcamalarında tasarrufa gitmek istediği için Facebook’a bir daha reklam vermeyeceğini açıkladı. Kasım 2010’da iflasın eşiğinden dönen şirket, 34 dolar hisse fiyatıyla halka arz edildiğinde eski günlere dönmek konusunda oldukça ümitliydi. 2011’e iyi bir giriş yapsa da, hisseler istenilen değere hiçbir zaman ulaşamadı ve bugün 20 dolar civarında seyrediyor. Kısaca, teknoloji ve sosyal medyayla ortaklık kuran diğer kurumların halka arzları bekleneni vermediği zaman, yatırımcılar da o şirkete olan inançlarını büyük oranda kaybedebiliyor. Ayrıca, halka arzda sunulan ve daha sonrasında beklenen değerin elde edilememesi, şirketler için çok büyük bir psikolojik baskı oluşturuyor. Yine de ümitler tükenmiş değil. Msnbc analisti Dan Caplinger, Facebook’un kendisini toparlayacak gücü olduğuna inanıyor: “Facebook değeri sadece hisse değeriyle belirlenecek kadar kısıtlı değil... Şirketin potansiyeli, temelini oluşturan değerlerde saklı. Şirket asıl değerlerine yönelirse ayakta kalır. Facebook’un ve yatırımcılarının kaderi buna bağlı.”


BUNDAN SONRA PLANLAR NE?



Facebook, FoxNews’in borsadaki üç günün ardından nasıl planlar yaptıklarına yönelik sorusuna cevap vermedi. Analistler bu konuda birçok görüşe sahip. Mashable sitesinin genel yayın yönetmeni Lance Ulanoff, “Facebook şu an portföyünün ana parçasına, siteye yönelmiş durumda... Reklamcılık potansiyelini güçlendiren temeli genişletmek için önemli yatırımlara bakıyorlar. Facebook’un yakın zamanda Instagram, LightBox gibi fotoğraf paylaşım siteleri ve sosyal medya ağı Glancee’yi alması buna bir örnek... Facebook’un amacı daha fazla gelir elde etmek. Bu amaçla sesini daha fazla alana yaymak için en son teknoloji ve küçük şirketlerin peşinde” dedi.



Kullanıcı sayısını bir milyara çıkarmak ve yenilikler sunmak Facebook’un nihai amacı olsa da, analistler şirketin uzun süreli bir stratejiye sahip olması gerektiğini düşünüyor. TIME editörü Harry McCracken, “Facebook yeterince olgun bir şirket olmadığı gibi kamuya çok açık oldukları da söylenemez. Açıkçası nereye gittikleri pek belli değil” ifadesini kullandı. PCMag sitesinin editörü Dan Costa ise Facebook’u sadece yeniliklerin kurtaramayacağını düşünüyor. Costa, “Facebook sadece yeni ürün üretmek yerine, hizmetlerini satabilmeli... Şirket sosyal medya ağının tek sahibi olmak istiyor ve kullanıcılarının gerçek kimliğine önem veriyor. Dijital dünyanızda yaptığınız her şeyi Facebook için yapıyorsunuz” yorumunda bulundu.


KULLANICI BAKIŞI ÖNEMLİ



Facebook hisseleri dün yüzde 18.5 değer kaybederek 30.98 dolara indi. 38 dolardan satışa sunulan hisselerin değeri hızla aşağı inerken, analistler şirketin geri dönüş yapıp yapamayacağı tartışmasında bir sonraki hamlenin çok önemli olmadığını, çünkü kullanıcıların buna dikkat bile etmediğini düşünüyor. Time editörü McCracken, “Bazı Facebook kullanıcıları sunulan hizmetleri takip ediyor ve büyük değişikliklerden hoşlanmıyor. Diğerleri ise sürprizleri seviyor... Facebook çok kullanıcıya sahip olduğu sürece sunduğu hizmetler uzun ömürlü diyebiliriz” ifadesini kullandı.



“DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLECEĞİNİ ZANNETTİLER”



Duke Üniversitesi’nden Dan Ariel ise Facebook’un geldiği noktayı farklı bir şekilde yorumladı: “Her yedi kişiden biri Facebook üyesi. Eğer Facebook bir ülke olsaydı, Çin ve Hindistan’ın ardından en nüfuslu üçüncü ülke olacaktı. Birçok kişi, sosyal medya ağının herkesi ‘arkadaş yaparak’ savaşları sona erdirebileceğine, fosil yakıtların kullanımına son verebileceğine inandı... İnsanlar bir şeyler aldıkları zaman bir dünya görüşü yaratırlar. Facebook’un tüm bankalardan daha iyi para transferi yapabileceğine mi inanıyorsunuz? Facebook’u bir yatırım bankası olarak düşünmek ilginç olurdu” dedi. Facebook, halka arz edilerek yatırımcılarına yeni fırsatlar sundu. Ancak halka arzda yer alan tarafların açgözlülüğü, şirketi geri dönülmez bir yola sokmuş olabilir.



(Müfit Yılmaz Gökmen ntvmsnbc)e-kolay

9/15/2011

bir banka çalışanı yetkisiz işlem sonucu çalıştığı bankayı 2 milyar dolar zarara uğrattı

İsviçre bankası UBS, bir çalışanının yetkisi dışında yaptığı işlemler yüzünden yaklaşık 2 milyar dolar kaybettiğini açıkladı.
Soruşturmanın sürdüğü, dolayısıyla bu rakamın değişebileceği bildiriliyor.
Bankadan yapılan açıklamada, bu kayıplar yüzünden yılın üçüncü çeyreğinde zarar açıklanabileceği belirtildi.

Olayda hiçbir müşterinin hesabının etkilenmediği kaydedilirken, Londra polisi 31 yaşındaki bir UBS çalışanını tutukladı.

Sabaha karşı yapılan bir operasyonla gözaltına alınan kişinin Kweku Adoboli adında olduğu açıklandı.

UBS yetkisiz işlemin hangi bölümünde yapıldığını söylemedi ancak kesin olmayan ilk bilgilere göre tutuklanan çalışan bankanın Avrupa hisse senetleri bölümünde görevli.
Hisse senetleri düştü

Açıklamanın ardından UBS hisseleri borsalarda güne yüzde 7'ye varan düşüşlerle başladı, ilerleyen saatlerde ise düşük miktarda artış yaşandı.

ZKB bankasının borsa analistlerinden Claude Zehnder bu haberin UBS'e güveni sarsacağı görüşünde.

Zehnder "Bankada risk yönetimi alanında sorunları olduğu açık." diyor.

UBS, yatırım kolundaki muazzam zararlar yüzünden 2008 yılında batma aşamasına gelmiş ancak İsviçre devleti devreye girerek bankayı kurtarmıştı.
'Kumarhane bankacılığı'

Bu son skandal 2008 yılında Fransız bankası Société Générale'de yaşanan olayları anımsattı.

Borsa işlemcisi Jerome Kerviel'in izinsiz işlemlerle bankaya neredeyse 5 milyar euro kaybettirdiği anlaşılmış, Kerviel hapse girmişti.

1999 yılında ise Barings bankasını 1 milyar dolardan fazla zarara sokan Nick Leeson bankanın iflasına sebep olmuştu.

Cass Business School'dan Profesör Chris Roebuck, UBS gibi bankaların bu olaylardan sonra kurallarını gözden geçirip önlemler aldığını, ancak "ne kadar zekice sistemler kurarasanız kurun, kararlı şahısların isterlerse bunları atlatmanın yolunu bulduğunu" söyledi.

Profesör Roebuck bu son olayın "kumarhane bankacılığı" tartışmalarını canlandıracağı görüşünde.

Dünya çapında 65 bin çalışanı olan UBS geçen ay 3.500 kişiyi daha işten çıkaracağını açıklamıştı.

7/29/2011

teknoloji devi apple'ın nakit rezervi amerika'nın nakit rezervinden 3 milyar dolar daha fazla

ABD Maliye Bakanlığı'nın son rakamlarına göre, ülkenin harcanabilir nakit rezervi 73,7 milyar dolar.

Apple şirketinin son açıklanan mali bilgilerine göre ise, 76,4 milyar dolarlık nakit rezervi bulunuyor.
Mevcut durumda, ABD hükümetinin aylık harcaması gelirinden 200 milyar dolar daha fazla.

Apple ise finansal raporuna göre hızlı bir biçimde para kazanıyor.

Bankada 75 milyar doları aşkın geliri bulunan şirketin, bu parayla ne yapacağı da spekülasyon konusu.

Sektörü takip edenler, şirketin gelirini başka firmaların satın alınması ya da patent alımı gibi stratejik hamleler için kullanacağını düşünüyor.

Apple, yakın zamanda Nortel firmasından patent almak amacıyla Microsoft ile işbirliği yapmıştı.

Şirketin, ses ile kimlik tespiti gibi teknolojiler üreten küçük firmaları da satın almak isteyebileceği tahmin ediliyor.

ABD hükümeti ise ciddi bir borç kriziyle karşı karşıya.

Temsilciler Meclisi'nin ülkenin borç tavanını artırma üzerine bir planı oylaması bekleniyor.

Eğer bir uzlaşmaya varılamazsa, federal hükümet 14,3 milyar dolarlık limitine ulaşacak.

7/19/2011

google android işletim sistemi yüzünden bilişim devi oracle ile mahkemelik

Şimdiye kadar Oracle'ın lehine gelişme kaydeden davada Oracle avukatları Google'ın İcra Kurulu Başkanı (CEO) Larry Page'in de ifade vermesini talep ettiler. Talebe gerekçe olarak, "Page'in davaya temel oluşturan kararları bizzat vermiş olması" gösterildi.

Java programlama dilinin geliştiricisi Sun Microsystems’ı 2009'da satın alan Oracle, Android mobil işletim sisteminde Java’nın bazı ögelerini doğrudan kopyaladığı gerekçesiyle Google’a dava açmıştı.
Oracle yönetimi Google'dan patent ve telif hakları ihlali gerekçesiyle 2,6 milyar dolar talep ediyor. Google ise "talep edilen rakamın hiçbir ölçüye uymadığını" açıklamıştı.

Bilişim uzmanları, Google’ın davayı kaybetmesi durumunda Android platformunun önemli ölçüde yeniden yapılandırmasının gündeme gelebileceğini, bazı uygulamalarda köklü değişikliklerin kaçınılmaz hale geleceğine dikkat çekiyor.
Rekor kâr

Bu arada Google'ın 2. çeyrek net kârının yüzde 36 arttığı açıklandı.

Açıklamada, haziran ayında biten üç ayda şirketin net kârının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 artışla 2,5 milyar dolar olduğu belirtildi.

Geçen yıl ikinci çeyrekte şirketin net kârı 1,84 milyar dolar olmuştu. Aynı dönemde şirketin gelirleri de yüzde 32 artarak 9 milyar dolara çıktı.

Google Başkanı Larry Page, ikinci çeyreğin ''olağanüstü'' olduğunu belirterek, Google'ın yeni sosyal medya hizmeti ''Google+''nın 10 milyondan fazla üyeye ulaştığını kaydetti.



© Deutsche Welle Türkçe


DW/AFP/dpa, NH/MÇ

7/01/2011

dünyanın en uzun deniz köprüsü artık amerika'da değil çin'de toplam uzunluk 42 km.

5200 kolonun üzerine inşa edilen ve 42,4km uzunluğuyla 'dünyanın en uzun deniz köprüsü' unvanını kazanan Ciazou Körfezi Köprüsü Çin'de trafiğe açıldı.

Çin devlet basını, köprünün tüm kontrolleri yapıldıktan sonra Perşembe günü trafiğe açıldığını bildirdi.

Denizin dibindeki bir tünele bağlanan köprü, 4 kilometre farkla Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Lake Pontchartrain Causeway'i geride bırakarak 'dünyanın en uzun deniz köprüsü' sıfatına hak kazandı.
Yapımı dört yılda tamamlanan köprünün 1,5 milyar dolara mâl olduğu belirtiliyor.

Köprüden günde 30 bin aracın geçmesi bekleniyor.

6/17/2011

facebook 2012 yılında halka açılıyor değeri 100 milyar doları buluyor

Dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitesi Facebook’un, 2012 yılının ilk çeyeğinde gerçekleştireceği halka arzla birlikte piyasa değerini 100 milyar dolara ulaştırması bekleniyor.
Facebook’un COO’su Sheryl Sandberg’in şirketin kaçınılmaz bir sonraki adımı olarak tanımladığı halka arzın yatırımlarda iştah kabarttığı belirtiliyor. Ocak ayında Goldman Sachs ve diğer özel yatırımcılar Facebook’a 1.5 milyar dolar yatırım yaparken, şirketin 50 milyar dolar değere sahip olduğu hesaplanmıştı.
Clinton’un sözcüsü yönetimde
Diğer taraftan 600 milyon kullanıcısı Facebook yönetimine eski ABD Başkanı Bill Clinton’un sözcülüğünü yapan Joe Lockhart’ın Küresel İlişkiler Başkan Yardımcısı olarak girdiği açıklandı.


Lockhart’ın göreve başlamasıyla birlikte şirket yönetiminin daha hızlı hareket edebilir hale geleceği belirtilirken, Beyaz Saray’da edindiği tecrübelerin Facebook için kullanılmasının da fayda sağlayacağı kaydedildi. Lockhart 15 Temmuz’da göreve başlayacak. Facebook’un kurucusu olarak bilinen Mark Zuckerberg’in, bu internet sitesinin kurma fikrinin kendilerine ait olduğunu söyleyen Cameron ve Tyler Winklevoss’un açtığı davayı kaybettiği belirtildi. 2008 yılında iki kardeşe 65 milyon dolar ödemek zorunda kalan Zuckerberg’in yeni davalarla karşı karşıya kalabileceği ifade edildi.
hürriyet

2/06/2011

gıda fiyatlarındaki artış ve mısırdaki olaylar piyasaları 7 milyar dolar eritti

GELİŞMEKTE olan ülkelerin borsalarından geçen hafta yatırımcıların 7 milyar dolarlık çıkış yaptıkları belirtildi. İngiltere merkezli Financial Times gazetesi son 3 yılın en yüksek yatırımcı çıkışına iki haftadan fazla bir süredir Ortadoğu’da devam eden yönetim karşıtı gösterilerin ve artan gıda fiyatlarının neden olduğunu yazdı.

Mısır sokaklarında zaman zaman şiddete dönen olaylar ve petrol fiyatlarının 100 doları aşması gelişmekte olan piyasaları tedirgin etti. Yatırımcıların borsadan para çekmelerine bir neden olarak da Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ekonomilerdeki aşırı ısınmada etkili olan nedenlerden biri olarak gösterildi. Geçen yıl gelişmekte olan piyasaların borsaları 95 milyar gibi rekor miktarda yatırım çekerken, global kriz sürecinde yatırımcıların gözdesi ülkeler haline gelmişti. Geçen haftaki çıkışın rekor düzeyde olması, yatırımcının yüzünü kriz darbesi yemiş batı borsalarına döneceği şeklinde yorumlandı. Analistler 2010’un son çeyreğinden bu yana yatırımcının batı piyasalarını daha çok gözlemeye başladıklarını, son Mısır olaylarının da bahane olabileceğini belirtiyorlar.

5 haftada 6.6 milyar dolar

Gelişmekte olan piyasaların borsalarında bu yıl yüzde 3 erirken, Hindistan yüzde 11 düşüş ile aralarında en kötü performansı gösteren ülke oldu. Son verilere göre gelişmekte olan ülkelerin borsalarında geçen haftaya kadar 720 milyar dolarlık fon bulunuyordu. Analistler son 5-6 haftada ABD, Avrupa ve Japonya gibi gelişmiş piyasalara 6.6 milyar dolarlık fon aktarıldığı bilgisini veriyor.

Obama: İşinizi ABD’de kurun

ABD Başkanı Barack Obama, girişimcilere çağrıda bulunarak, “ABD iş kurmak için en iyi yer, ekonominin ihtiyaçlarına odaklanarak, yapmaları gerekeni yapmalılar. Burada iş kurup, istihdam yaratmalılar, uygun ücret ödemeliler. Bu milletin geleceğine yatırım yapmalılar. Bu bir zorunluluk” dedi.
hürriyet ekonomi

1/16/2011

eğer bu tahminler doğru çıkarsa 2011-2015 yılları felaketlerle geçecek

Uluslararası Geochange Kurulu ve Ülkeler Deprem Kestirme Ağı Başkanı Prof. Elchin Khalilov tarafından hazırlanan ‘yeryüzü’ raporundaki tahminler doğru çıkmaya başlarken, bilimadamı Türkiye’de sellerden etkilenecek bölgelerin artacağını öne sürdü...

Prof. Dr. Elchin Khalilov’un “Yerkürede oluşacak olağanüstü değişimler” konulu raporundaki bazı öngörüler, 2011 yılına girilmesiyle birlikte gerçekleşmeye başladı.

Aynı zamanda Uluslararası Bilimsel Akademi Başkan Yardımcısı da olan Khalilov, BM Genel Sekreteri, Avrupa Komisyonu, AB liderlerine ve aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de bulunduğu 80’den fazla ülkenin cumhurbaşkanına sunduğu rapor hakkında Milliyet gazetesine değerlendirmelerde bulundu.

12/25/2010

avrupa tekstil'de çini bırakıyor türkiyeye dönüyor

Global krizle beraber 2009 tüm dünyada ‘şaşkınlık yılı’ olarak geçmişti. Bu şaşkınlık döneminde ana ihracat pazarımız Avrupa ülkeleri, Çin’i bırakıp yakınlığı ve esnekliğiyle Türkiye’yi yeniden keşfetti. 2010’da yüzde 10’a yaklaşan artışla hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 14.5 milyar dolara çıkarken, tekstil ihracatı 7 milyar dolara dayandı. Fakat kârlılık 8 puan geriledi.

100 milyar doları aşan Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 20’den fazlasını hazırgiyim, konfeksiyon, tekstil ve deri ürünleri oluşturuyor. İstihdamda da öne çıkan sektörler, 2010’da 2009’a kıyasla çok daha başarılı bir yıl geçirirken, 2011 hedeflerini de yüksek tutmaya başladı. 2010 yılında söz konusu sektörlerin önemli artışlar yaşamasında, global krizle birlikte ‘şaşkınlık yılı’ olarak yaşanan 2009’da Türkiye’nin ana ihracat pazarlarında yeniden keşfedilmesi etkili oldu. Türkiye’nin yakınlığı yeniden keşfedildi. Esnek üretim gücü yeniden keşfedildi. Küçük adetli siparişlere burun kıvırmadığı yeniden anlaşıldı. Uzakdoğu’da (Çin) hem çalışan hem de enerji giderlerindeki artış ve o ülkelerdeki ekonomik kalkınma aradaki maliyet farkının azalması da bu yeniden keşif sürecini olumlu etkiledi. 2009 yılında dünya ekonomisindeki daralma, Türkiye’nin ihracatında azalmaya neden olurken, 2010 yılında toparlanma kendini iyice gösterdi. Sektörün en büyük derdi ise ‘kârlılıktaki azalma’ oldu. Bir önceki yıla kıyasla kârlılıkta 8 puan gerileme var.

Çifte bahar yaşandı

2010 yılında toparlanma bahar aylarında iyice ivme kazandı. Üretim bantları daha hızlı dönmeye, kapasite kullanım oranları artmaya başladı. Yalancı bahardan ürken sektör için adeta çifte bahar yaşanmaya başladı. Artan siparişler ve kapasiteler istihdamda da kendini gösterdi.

Lüks üretimi arttı

Daha önce Türkiye’den önemli tedarik sağlayan yabancı satınalma grupları 2010 yılında, rotayı yeniden Türkiye’ye çevirdi. Önceki yıllarda daha küçük adetlerde üretim yaptıran lüks markalar da Türkiye’deki üretimini artırdı. Bunda Avrupa’daki üretimlerini maliyetlerin göreceli olarak daha uygun olduğu Türkiye’ye kaydırılması etkili oldu. Türkiye bir yandan Uzakdoğu’dan bir yandan da Avrupa’dan üretim çekti. Bu durumun istikrarlı bir şekilde devam etmesi bekleniyor. Özellikle lüks markalar için Türkiye’nin ileriki yıllarda daha çok üretim yapmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Her şey bu kadar güllük gülistanlık da değil aslında. Biraz da olumsuzluklara değinmek gerekirse, sektörün düşük kurdan şikayetleri sürüyor. Üretim üzerindeki vergi, enerji ve çalışan maliyetlerinde talep edilen düzeltmeler 2010’da da yapılmadı. Bir diğer büyük risk ise IMF ve Avrupa Birliği’nin önce Yunanistan sonra da İrlanda’yı kurtarmak zorunda kalması. Krize sürüklenmesi muhtemel diğer Avrupa ülkelerinin de ismi dile getiriliyor. Sektörün ihracatının yüzde 80’ini gerçekleştirdiği bölgede meydana gelecek krizler, 2010 yılında yakalanan olumlu büyümeyi riske atıyor.

İhracat sadece yüzde 8 ithalat yüzde 33 arttı

TÜRKİYE Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, 2010 yılı için şu değerlendirmeleri yaptı: “Türkiye 2009’da hazır giyim, ayakkabı gibi ürünlere toplam 37 milyar TL harcadı. 2010’un tamamında yüzde 20 artışla 44 milyar TL harcadı. Türkiye iç pazarının 2011’de yüzde 10 büyüyerek 50 milyar TL’ye çıkmasını bekliyoruz. Hazırgiyim ihracatı 2010’da yüzde 8 artarken, 2011’de bu oran yüzde 6-8 arasında gerçekleşebilir. Öte yandan 2010 yılında ithalat yüzde 33 artışla 3 milyar dolar oldu. 2011’de 4 milyar dolara dayanacak. Sanayi üretiminde yüzde 8 artış oldu. Hazırgiyim sektöründe SSK’lı istihdam sayısı 2010 yılı Eylül ayı itibari ile 376 bine yükseldi. Yıl sonunda bu rakam 380 bin kişi olur. 2011’de de 390 bin kişiye çıkar. Fakat 2007’den bu yana kârlılığın 24 puan azalması sektörü zorluyor.”

180’den fazla ülkeye Türkiye ürünü gidiyor

TÜRKİYE, ABD ve Rusya olmak üzere Romanya, Kazakistan, Tunus ve İran gibi pazarlarda yüzde 60-123 arasında artış sağladı. Alternatif pazarlarla birlikte 2011’de hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının artması bekleniyor. Türkiye’den 180’in üzerinde ülkeye hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı yapılıyor.

Tekstilde ‘pamuk’ gibi bir yıl

2010 yılının sektörleri açısından ezberlerin bozulduğu bir yıl olduğunu hatırlatan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, pamuğun 140 yıllık tarihinde ilk defa 4 dolar seviyesine çıktığını, bu ortamda sektörün kapasite kullanım oranının yüzde 80’i aştığını söyledi. İstihdam açısından kriz öncesi günlere ulaşıldığını vurgulayan Gülle “İhracat rakamları açısından da kriz öncesi döneme ulaşıldı. 2010 yılı 6.6 milyar dolar ihracatla kapanıyor. Tüm bu olumlu gelişmeler ve Merkez Bankası’nın son faiz indirimi operasyonu 2011 hedeflerini yukarı doğru revize etmemizi sağladı. 2011’de yüzde 25’lik artışla 8 milyar dolar ihracat hedefliyoruz.”

2011 beklentileri yüksek 2008 yılı ilk kez geçilecek

İSTANBUL Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 2010 yılı ocak-kasım döneminde hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.3 artarak 13.2 milyar dolar olduğunu, yılın 14.5 milyar dolar ihracatla kapanacağını söyledi. Türkiye’nin en büyük 5 pazarı Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya ve İtalya’nın değişmediğini belirten Tanrıverdi, şu değerlendirmeyi yaptı: “2008’de gerçekleşen 15.7 milyar dolara ulaşılamasa da süreç olumlu sürüyor. 2011’de yıllık hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının 17 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. Ancak bu rakama ulaşmak için üretim maliyetlerinin yüksekliğinin ve döviz kuru üzerindeki sıcak para baskısının ihracat kesimi üzerindeki olumsuz etkilerinin hafiflemesini gerek.”
hürriyet ekonomi

12/08/2010

hatalı basılan 33 milyar dolar imha edilecek


Teknik bir sorun nedeniyle hatalı basılan yaklaşık 33 milyar dolar değerindeki 100 dolarlık banknot çöpe gidecek.

Amerikan Hazinesi'ndeki bir basım hatası, 110 milyar dolar değerinde 100 dolarlık banknotun yüzde 30'unun çöpe gitmesine neden olacak.