Dünya

Dünya
mücadele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mücadele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/31/2013

Gezi Parkı'ndan "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganları

"Siz eylem komitesinden misiniz?" diye soruyorum. "Hayır," diyor, "bu ağaçların hepsi benim, kestirmem." Diğer ağaçlara aynı kağıtları asmak için yanımızdan ayrılıyor.

Sabah 7.00'de geldiğim meydanı tanıyamıyorum bu akşam. Polisin erken saatlerde gelip biber gaziyla dağıttığı, çadırları yaktığı alana benzemiyor. Çadırlar yeniden kurulmuş, hatta sayıları artmış.

On binin üzerinde insan olduğu tahmin ediliyor. Yakılan çadırların izlerinin üzerinde dans ediyor eylemciler. Kimi işten gelmiş, kimi çocuğunu okuldan alıp... Kimisi de buradan işe gidecek.

Nasıl mı? Konuştuğum eylemcilerden biri şunu söylüyor: "Ben mesaili çalışıyorum. Ama karar verdim, bu gece nöbete kalacağım; işe buradan gideceğim."

Kürsüden konuşmalar yapılıyor ama alışıldık manzaranın çok uzağındayız Gezi Parkı'nda. Özellikle Türkiye'deki eylemlerde kürsü dinlenmez pek. Burada ise kürsüde konuşmalar yapılırken meydanda çıt çıkmıyor. Tabii ki sloganlar dışında... Yine Türkiye'den bir kıyaslama: sloganlar genelde iki kez atılır. Burada sloganlar grubun sesi kısılana kadar bitmiyor. "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganının yedi kez tekrarladığını saydım.

Kürsüden yapılan tüm konuşmalarda "yarattığınız mücadele" vurgusu dikkatimi çekiyor. Konuşan herkes burada yapılan eylemin nüvesinin pazartesi gecesi sadece 30 kişinin ağaçların sökülmesine karşı koyması olduğunun bilincinde.

Kardeş Türküler çıkıyor sahneye. Ses düzeni belki en iyisi değil ama şarkılar hep bir ağızdan söyleniyor. Birbirini daha evvel tanımayan, toplumun farklı kesimlerinden insanlar halayda el ele tutuşuyor.

Üç gündür burada eylemcilere destek veren Oyuncular Sendikası'ndan, tiyatrocu Şebnem Sönmez kürsüye eylemciler arasındaki muhabbetin temellerini atıyor.
Sosyalistler, LGBT bireyler, Devrimci Müslümanlar..

Herkes nazik, güleryüzlü.... Birkaç geceden beri uyumayanlar gözlerinden belli oluyor ama kimse enerjisini yitirmemiş.

Alanda gençler çoğunlukta ama orta yaşlıların sayısı hiç az değil.

Her kesimden insan var. Sosyalistler, LGBT bireyler, Devrimci Müslümanlar, veganlar...

Metal-iş sendikası, THY'de grevde olan Hava-iş üyeleri ve onlarca sivil toplum kuruluşu Gezi Parkı'na sahip çıkmak için gelenler arasında.

Eylemde en çok alkışı alanlar bu eyleme destek vermek için Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'nün sitesini hack'leyen Redhack grubu oluyor. Ekşi Sözlük ise internetten, gece kalacak nöbetçiler için yemek kampanyası başlatarak eylemcilerin coşkulu alkışlarını alıyor.

Türk Tabipleri Birliği genel sekreterliği alanda bir sağlık çadırı kurulduğunu açıklıyor, "umarız gerek olmaz ama..." diyerek...

Kürsüde yapılan konuşmaların ardından nöbeti perküsyoncular alıyor. Üç gündür buradalar. Üç gündür en büyük eğlence dalgasını onlar yaratıyor. Eylemcilerin arasında konserlerine başlıyorlar. Herkes "kazanılmış bir alanın" keyfini sürüyor.

Bu haberin yazıldığı saatte, "Gezi direnişi" dördüncü gününe giriyor. Alandan ayrılan pek yok henüz ama yarın sabahın erken saatlerinde buluşmak için herkes sözleşti şimdiden...

Gecenin nöbetçileri arasında iki milletvekili de var. CHP milletvekilleri Melda Onur ve Müslüm Sarı yine sabah saatlerinde biber gazlı bir müdahaleye ve buldozerlere karşı alanda nöbet bekleyecek.bbc türkçe

5/20/2012

arapları osmanlıya karşı ayaklandıran arabistanlı lawrence'ın ilginç ölüm tarihi

Yarbay Thomas Edward Lawrence (d. 15 Ağustos 1888, Tremadoc, Caernarvonshire, Galler - ölümü. 19 Mayıs 1935, Clouds Hill, Dorset, İngiltere),Britanyalı arkeolog, askeri stratejist, casus ve yazar.

arabistanlı lawrence
Profesyonel olarak T.E. Lawrence veya T.E. Shaw isimlerini kullandı. 1916 - 1918 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı yürütülen Arap Ayaklanmasında, Birleşik Krallık irtibat subayı olarak aldığı görev nedeniyle Arabistanlı Lawrence olarak tanınmıştır.Şövalyelik nişanını reddetmiştir, "Üstün Hizmet Madalyası" ve "Fransız Şeref Lejyonu Madalyası" ile ödüllendirilmiştir.

Arapların birçoğu, Osmanlı ve Avrupalı devletlerin hakimiyetine karşı verdikleri özgürlük mücadelesine önderlik etmesinden dolayı onu, Arap ulusal uyanışının öncüsü ve halk kahramanı olarak kabul etmektedirler. Kendisine hayran bazı Bedeviler tarafından Lawrence'a Dinamit Emir (İng: Amīr Dynamite) lakabı verilmiştir.

Britanyalılar da onu en büyük savaş kahramanlarından biri olarak kabul etmektedirler.


Bahsi geçen dönemi 1926 tarihli "Bilgeliğin Yedi Sütunu" (İngilizce: The Seven Pillars of Wisdom) adlı otobiyografik eserinde anlatmıştır.

İlk tayin yeri olan Kahire'de İngiliz Askeri Haberalma Servisi için çalıştı.

 Araplarla olan sıcak ilişkileri Lawrence'ı, İngiliz ve Arap kuvvetleri arasındaki irtibat subaylığı görevi için biçilmiş kaftan kılıyordu. Ekim 1916'da, Arap millî faaliyetlerini rapor etmesi için çöle gönderildi.

Mekke şerifi Hüseyin bin Ali'nin oğlu Emir Faysal komutasındaki düzensiz birliklerle birlikte Osmanlı ordusuna karşı gerilla mücadelesi verdi. Arapları, Medine'deki Osmanlı muhafız birliklerini şehirden çıkarmamaları konusunda ikna etti. Böylece Araplar, şehre malzeme getiren Hicaz demiryoluna yaptıkları saldırılara ağırlık verebildiler. Şehri savunmakla meşgul olan Osmanlı askerlerini diğer yandan da demiryolunu tamir etmek zorunda bırakmak suretiyle oyaladılar. Lawrence, Akabe ve Şam'ın işgalinde de önemli rol aldı.

Araplarla geçirdiği zaman zarfında, gelenek ve yaşantılarına bayağı adapte oldu. Deve ile seyahat edip, sıkı bir dostluk kurduğu Prens Faysal'ın hediye ettiği yerel kıyafetleri giymeye alıştı.

I. Dünya Savaşı'nın sonlarında İngiliz hükümetini, Arapların bağımsızlığının İngilizlerin yararına olduğuna ikna etme konusunda oldukça başarılı oldu.

 Lawrence 19 Mayıs 1935 günü Clouds Dorset-İngiltere'de bir motosiklet kazasında 46 yaşında hayatını kaybetti.

9/22/2011

iki bacağınıda mayında kaybetti mayın temizleme ekibine gönüllü katıldı

Irak'ın dört bir yanında hala milyonlarca kara mayını var.

BM Kalkınma Programına göre mayınlar 1991-2007 arasında 14 bin kişinin hayatına mal oldu.

Irak hükümeti 2018 yılına dek ülkeyi mayından arındırma sözünü yerine getirmeye çalışıyor.

Halepçe'de yaşayan Hoşyar Ali adlı eski bir peşmerge ise, bu mücadelenin ön saflarında yer alanlardan biri.

9/16/2011

iyi bir eğitim alabilmek için hayatlarını hiçe sayarak sınırdan geçiyorlar

Her yıl binlerce çocuk, Zimbabve'den Güney Afrika'ya iltica ediyor.

Hayatlarını riske atarak sınırdan geçmeye çalışan çocukların tek bir umudu var: İyi bir eğitim alabilmek...

Ancak birçoğu sınırdan geçmeyi dahi başaramıyor, çetelerin eline düşüyor, soyuluyor, dövülüyor, tecavüze uğruyorlar.

Güney Afrika'ya geçmeyi başaranları ise yoksulluk içinde çetin bir mücadele bekliyor.


7/20/2011

ağlatan mektup bu savaşı sürdüreceğim son nefesime kadar fenerbahçe için çalışacağım

Şike soruşturması kapsamında tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderilen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, duygularını bir mektupla dile getirdi.

Yıldırım’ın kendi el yazısıyla yazarak kulüp yönetim kuruluna gönderdiği mektubu, başkanvekili Nihat Özdemir ile asbaşkan Ali Koç okudu. Üç sayfalık mektupta kendisini ve Fenerbahçe için verdiği mücadeleyi anlatan Yıldırım’ın, “Fenerbahçe için 13 yıllık başkanlık dönemimde büyük bir savaş verdim. Bu savaşı sürdüreceğim. Son nefesime kadar Fenerbahçe için çalışacağım. Ben oyuncularımın alın terine hiçbir leke sürdürmedim. Taraftarlarımız basında yazılanlara inanmamalı” dediği öğrenildi.


hürriyet

7/04/2011

karıncaların bir türü düşmanlarını tanıyor tehlikeli olabileceklerle mücadele ediyor

Yeni bir araştırma, "Temnothorax Longispinosus" türü karıncaların baş düşmanlarını tanıyabildiğine işaret ediyor.

Karınca kolonileri, sık sık yumurtalarını çalan köle-yapıcı karıncaların saldırılarına uğruyor.

Karıncalar bir köle yapıcı karıncayla karşılaşınca ısırarak ve sokarak karşılık veriyor.
Ancak karıncalar, daha az tehlikeli düşmanları için enerjilerini harcamıyor.

Araştırmanın sonuçları "Ethology" adlı bilimsel dergide yayımlandı.

Almanya'daki Johannes Gutenberg Üniversitesi'nden Inon Scharf ve Susanne Foitzik öncülüğündeki araştırma ekibi, karmaşık bir sosyal yapıları bulunan karıncaların farklı düşmanlarına nasıl tepki verdiklerine odaklandı.

Araştırma için laboratuvara karınca kolonileri getirildi.

"Temnothorax Longispinosus" türü karıncalar, Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğusunda yaprak döken ormanlarda meşe palamudu kovuklarında veya yere düşen yaprakların altında yuva kuruyor.

Bu kolonilere dört farklı türden işçi karıncalar sokuldu.

İlki, bu türle aynı ortamda yaşamayan, tanıdık olmayan bir karıncaydı. İkincisi aynı türden bir karınca, üçüncüsü ise aynı bölgelerde yaşayan ve aşina oldukları bir rakip karıncaydı.
Tehdide göre tepki

Son karınca ise en büyük düşmanları köle yapıcı karınca oldu.

Köle yapıcı karıncalar, saldırdıkları yuvalarda, kraliçe ve işçi karıncaları öldürdükten sonra köle olarak çalıştırılacak karıncaların yumurtalarını çalıyor.

Bu yumurtalardan çıkan karıncalar, kraliçenin bakımı, genç karıncaların yetiştirilmesi ve yiyecek bulunması gibi görevler üstleniyor.

Temnothorax Longispinosus türü karıncalar, karşılaştıkları köle yapıcı karıncayı ısırıp sokmaya başladı.

Bu karıncalar, daha az tehlikeli olduğunu düşündükleri karıncayı ise yuvadan dışarı çıkarmaya çalıştı.

Dr. Scharf, "Çok net bir ayrım yapabiliyorlar. Evrim açısından açıklaması olan bir davranış. Her bir düşman için enerjilerini harcamıyorlar. Tehdide göre tepki vermek son derece mantıklı" diyor.