Dünya

Dünya
kan ağlıyor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kan ağlıyor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/24/2011

dört çocuğunun ve eşinin ölümüne neden hiç ağlamadı?

4 evladı aynı anda intihar eden Kahramanmaraşlı Avukat Necdet Sağocak, ne eşinin ne de çocuklarının ölümünde ağlamadığını söyledi.
Eşi Neyran Sağocak’ın 15 Nisan’da İstanbul’da ölümünün ardından 4 çocuğu intihar eden Avukat Necdet Sağocak’la (67) Kahramanmaraş’taki evinde görüştük. Abdülhamidhan Mahallesi’ndeki 3 katlı müstakil evinin bahçesi yemyeşil.
O kadar çok leylak ağacı var ki. Koparıp verirken “Neyran prensesimin en sevdiği çiçekten size vereyim” diyor. Siyahlar içinde. Atletik, bakımlı, nazik. “Acınızın büyüklüğünü anlıyorum” diyorum. “Karşınızda dünyanın en güçlü adamı var” diyor. “Sizi üzmek istemiyorum” diyorum. “Üzüldüğümü nereden çıkardınız?” diyor ve ekliyor, “Hiç ağlamadım, hiç ilaç almadım. Psikologa gittim, sorular sordum, cevap veremedi. Üç gün sonra gidip cevaplarını alacağım.” Elimi tutuyor. Buz gibi. Bana “Elleriniz ne kadar sıcak” diyor. Gözlerime bakıyor “Binlerce yıllık acı kültürü omuriliğinizden aşağıya inmiş” diyor. Çocuklarının, annelerine neden ölümüne bağlı olduğunu öğrenmek istediğimi söylüyorum. Mırıldanarak “Neyran’ım mükemmel, olağanüstü bir insandı. Onu çok seviyorduk. 5 hastane dolaştık ama kaybettik” diyor.

Neden, Kahramanmaraş yerine İstanbul’a defnedildiğini sorup, sık ziyaret edemeyeceklerini söylüyorum, yanıt veriyor: “Uzaklık ne demek? Öyle bir şey yok. Yer, yer, aynı. 10 günde 4 kez gittik çocuklarla zaten” diyor. Kayınvalidesi Mevhibe Fettahoğlu’nun aydın, ilerici ve Cumhuriyet’in ilk kadın öğretmenlerinden olduğunu söylüyor:

“Yakın zamanda onu kaybettik. Karacaahmet Mezarlığı’nda tek yer kalmıştı yanında. Neyran’ımızı gömdük.”

Eşinin heykellerini görmek istediğimde ise “Hepsini kırdım” diyor. Avukat Necdet Sağocak, 1978 Kahramanmaraş Katliamı’nda, öldürülen Aleviler’in yaşadığı Yörük Selim Mahallesi’nde doğduğunu söylüyor. “Alevi misiniz?” sorusuna yanıtı şöyle: “Öyle güçlü kültürden, aileden geliyorum ki ne mezhebin ne dinin önemi var” cevabını veriyor. 12 Eylül öncesinin karanlık günlerinde can güvenliğinin olmadığını, tehditlere boyun eğmediğini anlatıyor: “Ölümden döndüğüm çok oldu. Buna rağmen büroma hep tek başıma gittim.”

Eşi Neyran Hanım’la bu karanlık günlerde, 1978’de birbirlerine aşık olup evlendiklerini anlatırken gözleri doluyor.
mynet

10/10/2010

kızın gözlerinden kan geliyor

16 yaşındaki kız 'kan ağlıyor' Çiğdem, 2 yıldır her ağladığında ve canı sıkıldığında gözlerinden gelen kan damlalarıyla görenleri şaşırtıyor.

gözlerinden gelen kan

İzmir'in Tire İlçesi'ne bağlı Akkoyunlu Köyü'nde oturan tarım işçisi Kala Nurcan ve Mustafa Kala çiftinin kızları 16 yaşındaki Çiğdem, 2 yıldır her ağladığında ve canı sıkıldığında gözlerinden gelen kan damlalarıyla görenleri şaşırtıyor.

Aynı anda genç kızın el ve ayak tırnakları ile çeşitli uzuvlarında başlayan kanama da ailesini endişelendiriyor

‘Kan ağlamak’ deyimini somut hale getiren olay Tire’nin Akkoyunlu Köyü’nde yaşanıyor. Tarım işçisi 44 yaşındaki Mustafa Kala ve 39 yaşındaki Nurcan Kala'nın dört çocuğundan biri olan Çiğdem'in dramı yürek burkuyor. İlkokuldan terk Çiğdem'in 2 yıldır her ağladığında ve canı sıkıldığında gözlerinden akan kan damlaları hayrete düşürüyor.

Esrarengiz rahatsızlık

Aynı anda genç kızın el ve ayak tırnakları ile çeşitli uzuvlarında başlayan kanama da ürkütüyor. Esrarengiz rahatsızlığına Tire Devlet Hastanesi’nde herhangi bir teşhis konulamayan ve İzmir’e sevk edilen genç kız, doğuştan görme engelli ağabeyi Enver (17), kalbi delik kardeşi Önder (5) ve Gülşen (12) ile birlikte hayata tutunmaya çalışıyor.

Maddi durumları iyi olmadığı için İzmir’deki üniversite ve araştırma hastanelerine gidemediklerini aktaran Çiğdem Kala, “İki yıl önce bir gün tarlada çalışırken bir ara ensemde kuvvetli bir ağrı hissettim. Daha sonra gözlerimin sulandığını zannedip gözyaşımı silmek istediğimde elimdeki kanı gördüm ve çok korktum. Hemen ardından, gözlerimden oluk oluk kan fışkırırken, ağzımdan ve tırnaklarımdan da kan gelmeye başladı. Hayatımı karartan o günü asla unutamıyorum. Artık ne zaman üzülsem aynı korkunç olayı yeniden yaşıyorum” diye konuştu.

Tire Devlet Hastanesi’ndeki göz polikliniğinde muayene edildiğini anlatan Çiğdem, doktorların uzağı göremediği ve miyop olduğu için gözlük verip reçeteye göz damlası yazarak kendisini yolladığını iddia etti. Yeşil kartlı Kala Ailesi ise yaşadıklarından dolayı Çiğdem’in psikolojisinin bozulma noktasına geldiğini, tedavi için yardım beklediklerini söyledi.
Latince adı ‘haemolacria’ olarak bilinen benzer rahatsızlığın dünyanın birçok ülkesinde ender de olsa örnekleri görülüyor.
DHA