Dünya

Dünya
kaçak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kaçak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/17/2011

denizli valisine banka promosyonu olarak verilen makam aracı kaçak çıktı

GÜMRÜK Müsteşarlığı’nın, bir süre önce, 2005 yılında yurt dışından sahte belgelerle Türkiye’ye getirilen kaçak otomobillerle ilgili soruşturma başlattı. Soruşturmada Etkin Motorlu Taşıtlar Şirketi’nin, 2005 yılında kullanılmamış ve yeni olarak gösterip ithal ettiği araçların yeni olmadığı, Avrupa’da kullanılmış araçların sıfırmış gibi Türkiye’ye sokulduğu tespit edildi.
Bu yolla 100’den fazla kullanılmış otomobilin sahte belgelerle yurtdışından kaçak olarak sokulduğu belirlendi. Soruşturmayı derinleştiren müsteşarlık, şirketin piyasaya sürdüğü araçları tek tek, tespit ederek toplatılması için mahkemeye başvurdu. Bu araçlardan birinin Denizli Valisi Yavuz Erkmen’in kullandığı 20 FN 202 plakalı ‘Mercedes S 350 L’ marka otomobil olduğu tespit edildi. İzmir 20’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla makam otomobiline el konulup, İzmir Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edildi. Mahkeme el konulan otomobili yediemin olarak Denizli Valiliği’ne iade etti.

Bankanın hediyesi

Kaçak çıkan makam otomobili 2005 yılında, Gazi Şimşek’in Denizli Valisi olduğu dönemde banka promosyonu olarak hediye edilmişti. Valilik ve Özel İdare personel maaşlarının yatırılması anlaşması karşılığında hibe edilen makam otomobili, Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü tarafından satın alınmıştı.

Artık bu aracı kullanmayacağım

VALİ Yavuz Erkmen, geçmişe yönelik bir soruşturma kapsamında makam otomobiline de mahkeme kararıyla el konulduğunu belirterek, “Bankanın da burada bir kusuru yok. Onlar da gitmişler bayiden almışlar. Makam otomobiline gümrük tarafından mahkeme kararıyla el konuldu. Ancak, mahkeme yediemin olarak makam aracını bize geri verdi. Ancak bu otomobil, makam aracı olarak kullanmayacağım” dedi. Erkmen, Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü’ne de konuyu bildirdiklerini, mahkeme kararını bekleyeceklerini, sonuca göre bankadan yeni araç talebinde bulunabileceklerini söyledi.

6/10/2011

yedek parça adı altında cep telefonlarını parçalayarak türkiyeye sokmuşlar

Geçen yıl medyada da yer alan, yurt dışından yedek parça olarak getirilen cep telefonlarının birleştirilerek satıldığı, buradan sağlanan kaynakların bir bölümünün de yasa dışı yollarla terörün finansmanında kullanıldığı iddiaları üzerine Gelirler Kontrolörleri, kapsamlı bir inceleme başlattı.

İncelemelerde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan cep telefonu imalatçısı olarak IMEI numarası alan 27 üretici firma da büyüteç altına alındı.
Gelirler Kontrolörlerinin incelemelerinde, imalatçı olarak görkemli açılışlar yapan bazı cep telefonu firmalarının, cep telefonundan alınan asgari maktu Özel Tüketim Vergisini ödememek için yurt dışından aldıkları cep telefonlarını 3-4 parçaya böldükleri, bunları da yedek parça adı altında Türkiye'ye getirdikleri belirlendi.

Firmaların bu şekilde 50 liralık asgari maktu Özel Tüketim Vergisinin yanı sıra bu tutar üzerinden hesaplanan 9 liralık Katma Değer Vergisini de ödemediği saptandı.

400 BİN TELEFON KAÇAK SATILDI

Gelirler Kontrolörlerinin cep telefonu üreticileri nezdindeki incelemeleri devam ederken, şu ana kadarki tespitlerde yedek parça adı altında bölünerek Türkiye'ye sokulan cep telefonlarıyla milyonlarca lira haksız kazanç sağlandığı anlaşıldı. İmalatçı şeklinde gözüken firmaların bir bölümünün incelemelerin ardından ortadan yok olduğu belirtilen Gelirler Kontrolörleri raporlarında, bugüne kadarki tespitler de şu şekilde yer aldı:

“Firmalar, yurt dışından aldıkları cep telefonlarını parçalara bölerek, yedek parça olarak Türkiye'ye getirmekte, burada birleştirerek, yurt içi üretim gibi göstererek, satmaktadır. Devam eden incelemelerde Gelirler Kontrolörleri tarafından yaklaşık 400 bin cep telefonunun Türkiye'de üretilip, satıldı belirtilmesine rağmen vergilerinin ödenmediği tespit edilmiştir. Söz konusu cep telefonlarını üreten firmaların 78 milyon lira Özel Tüketim Vergisi matrahını, 18 milyon lira da Katma Değer Vergisi matrahını beyan dışı bıraktığı belirlenmiştir. Bunun sonucunda imalatçı firmalar adına 19 milyon lira vergi tarhiyatı çıkarılmış, 39 milyon lira ceza kesilmesi istenmiştir.

Ayrıca Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan incelemeler sonucunda tarhiyatı istenilen vergi ve kesilen cezalar dışında, imalatçı firmaların 1 milyon 100 bin lira TRT bandrol ücretini de ödemedikleri anlaşılmıştır.”

Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı yetkilileri de yurda yedek parça halinde getirilip, birleştirilmek suretiyle üretilen cep telefonlarına ilişkin incelemelerin sürdüğüne dikkati çekerek, olayın mali boyutunun devam eden incelemelere paralel daha da büyümesinin beklendiğini ifade etti.

Bu şekilde Türkiye'ye sokulan cep telefonlarında en az 59 liralık vergi kaçağı olduğunu belirten yetkililer, “Bu telefonlar, daha sonra Türkiye'de
üretilmiş gösterilerek 80-90 liraya satılıyor. 59 lira vergisi olan bir telefon, 80-90 liraya nasıl satılır? Tabii ki hiç vergi ödenmediği için satılır” değerlendirmesini yaptı.

TERÖRÜN FİNANSMANI

Bu arada yedek parça adı altında Türkiye'ye getirilen ve birleştirilerek satılan cep telefonlarından sağlanan gelirin bir bölümünün terör örgütüne aktarıldığı iddia edilirken, Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulunun da (MASAK) cep telefonlarında kontör dolandırıcılığı yoluyla terör örgütüne kaynak sağlandığı yolunda tespitte bulunduğu öğrenildi.

MASAK'ın buna ilişkin raporlarının Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği belirtildi.
hürriyet

6/06/2011

bu hapishanede yüzme havuzu bikinili kızlar barbekü vs. var ama tek bir şey yasak

Venezuela'nın Margarita Adasında bulunan San Antonio Hapishanesi bildiğiniz hapishanelerden çok farklı...


Aslında hapishanenin dıştan görünümü sıradan bir hapishane gibi. Dev kapılar, çok sıkı güvenlik, onlarca görevli...


Ancak içeride ayrı bir dünya var.


New York Times'ın haberine göre, çoğu uyuşturucu kaçakçısı 2 bin civarında mahkumun kaldığı hapishanede neredeyse yok yok...

Hapishanenin 4 yüzme havuzu var. Dört havuzun çevresi, bikinili kızlarla dolu.

Etrafta kimileri mangal yapıyor. Kimisi sevgilisi ile bir odaya kapanmış. Bir kısmı da alenen uyuşturucu kullanıyor. Bu hapishanede müzik, dans, eğlence her şey serbest. Partiler sabahlara kadar sürüyor.

Mahkumların eşleri ve çocukları da içeriye rahatça girip çıkabiliyor.

Hal böyle olunca mahkumlar da hayatlarından oldukça memnun... Bir mahkum "burası dünyanın en güzel hapishanesi diyerek" duygularını özetliyor.

Bu hapishanede yasak olan tek şey ise "kaçmak".

Ancak, her şeye ulaşabilen bir mahkum neden kaçsın ki zaten?
trt türk

5/19/2011

kaçırılan çocuklar ingiltere'de yasadışı olarak 16 bin sterline satılıyor

İngiltere Parlamentosu'nda gerçekleştirilen bir tartışmada, kaçırılarak İngiltere'ye getirilen çocukların, 16 bin sterline satıldığı ifade edildi.

Tartışmayı yöneten Muhafazakar Partili meclis üyesi Mark Field, insan kaçakçılığının "köleliğin günümüzdeki biçimi" olduğunu söyledi.

Field, insan kaçakçılığının mağdurlarını büyük ölçüde kadın ve çocukların oluşturduğunu aktardı ve mağdurların hizmetçilik yapmaya zorlandığını ya da fuhuş sektörüne itildiğini ifade etti.

İnsan kaçakçılığında görülen artışı da Field şu sözlerle anlattı: "İnsan kaçakçılığının fazla risk taşımadığı düşünülüyor. Londra'nın merkezinde, 10 kızın çalıştırıldığı bir genelev haftada 20 bin sterlin kar edebiliyor. Üstelik, uyuşturucu kaçakçılığı söz konusu olduğunda geçerli olan şiddet ve risk olmaksızın."

Field, sözlerine "mağdurlar toplumdan kopuk ve yaşadıklarını anlatmakta zorluk çekiyor" diyerek devam etti ve yasadışı yollarla ülkeye giren göçmenlerin sınırdışı edilmekten korktuğunu anlattı.

Ancak, Field insan kaçakçılığının mağdurlarının toplumun çok da dışında olmadığını da ekledi: "Bu kişilerin sömürüldüğü yerler arasında şehirlerin çeperlerindeki mahalleler, ülkenin kırsal bölgeleri ve kıyı sahilleri var."

İçişleri Bakanı Damien Green de, hükümetin bu durumu sona erdirmek için elinden geleni yaptığını söyledi.

İngiltere hükümeti geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği'nin insan kaçakçılığını önlemeye yönelik sözleşmesini imzaladı, ancak bu suçla mücadele stratejisini yayınlamayı Haziran ayına erteledi.
bbc türkçe

4/24/2011

motorine belli oranda gaz yağı ve diğer maddeler katarak karlarını katlıyorlar

Türkiye'de, benzin fiyatlarının 4 lira 20 kuruşu, motorin fiyatlarının ise 3 lira 60 kuruşu aşmasıyla akaryakıtta akla gelmeyecek kaçakçılık yöntemlerine bir yenisi daha eklendi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) ülke genelinde yaptığı son denetimlerde "motorine gaz yağı" formülünün uygulandığı ortaya çıktı.

Motorin piyasada 3 lira 60 kuruşa satılıyor. Gaz yağı ise 2 lira 90 kuruş. Yeni keşfedilen metoda göre akaryakıt kaçakçıları motorine belli oranda gaz yağı katıyor.

Gaz yağı karışan motorin daha düşük maliyetle pompadan satılıyor. Gaz yağı serbest piyasada yasal olarak satıldığından işlem gayet basit olarak uygulanıyor. Sabah Gazetesi'nde yer alan haberi göre bu şekilde kısa ve basit yoldan tatlı kârlar elde ediliyor. Aradaki fiyat farkı doğrudan cebe iniyor. Gaz yağının motorine belli oranda karışması durumunda tüketicinin bunu fark etmeyeceği ancak bu şekilde vergi avantajı sağlandığını ifade eden yetkililer, "Fiyatlar arttıkça bu tarz karışımlar yaparak, kaçakçılık yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu.

JET YAKITI DA KULLANILDI
EPDK, geçen ay yaptığı denetimlerde bir akaryakıt şirketinin ÖTV'den muaf tutulan jet yakıtını da depolarda kullandığını tespit etti. Yapılan tespite göre, İzmir'de bir akaryakıt dağıtım şirketi, havalimanında uçaklara satılan ÖTV'den muaf jet yakıtını usulsüz belgelerle satın aldı. Sonra da jet yakıtını bayileri aracılığı ile pompadan sattı. Bu şekilde şirket akaryakıtın litresinde 2.5 liradan fazla para kazandı.

ZEYTİNYAĞI BİLE KULLANILDI
EPDK yetkilileri, akaryakıtta fiyatların oluşuma göre pompaya zeytinyağı ve bitkisel yağların dahi karıştırıldığına şahit olduklarını belirterek, "Fiyat avantajı olan her şey karıştırılmaya başlandı. Bir ara zeytinyağında üretim fazlası nedeniyle fiyatlar düştüğünde, zeytinyağının dahi akaryakıta karıştırıldığına şahit olduk" dedi.

KAPASİTE İHTİYACIN 10 KATI
Son dönemde sıklaşan akaryakıt denetimlerinde özellikle depoya motorin yerine doldurulan 10 numara yağlar yakın mercek altına alındı. EPDK yetkililerinin verdiği bilgiye göre Türkiye'de 270 üzerinde madeni yağ şirketi var. Bu şirketlerin sanayi odalarından aldığı kapasite kullanım miktarı yıllık 4.5 milyon ton. Ancak TÜİK'in resmi verilerine göre, Türkiye'nin yıllık 10 numara yağ ihtiyacı 450 bin ton. Yani kapasitenin 10'da biri.

3 bin ceza askıda
ENERJİ sektöründe kesilen milyonlarca liralık cezaya rağmen, yaptırımlar yasal eksiklikler nedeniyle istenildiği gibi uygulanamıyor. EPDK yetkilileri, akaryakıt sektöründe bugüne kadar 6 bin civarında ceza kesildiğini belirterek, "Bu cezalardan yaklaşık 3 bin tanesi ceza verilen işletmenin lisansta sahip gözükmemesi veya o lisans iptal edilip yeni lisans alındığı için tahsil edilemedi veya uygulanamadı" bilgisini verdi. Kurum 3 bin dosya üzerine "akaryakıtta cezaların tesise bağlanması ve o tesise ait ceza ödenmeden başkası tarafından kullanılamayacağına" ilişkin için yeni kanun düzenlemesi teklif etti.
mynet

3/16/2011

İphone 5 daha piyasaya çıkmadan kaçakcılar türkiyeye getirdi

Atatürk Havalimanı’nda kaçak yollarla yurda sokulmak istenen ve aralarında daha piyasada bile satılmayan son teknoloji İphone 5’lerin de olduğu 750 cep telefonu ele geçirildi.

Atatürk Havalimanı Araştırma Büro Amirliği ekipleri, Emirates Havayolları’nın tarifeli seferiyle dün akşam saatlerinde Dubai’den İstanbul’a gelen Mehmet Şimşek ( 29) şüphe üzerine durdurdu. Şimşek’in bavulunda yapılan aramada Blackbery Bold ve İphone serisine ait cep telefonları olmak üzere 750 cep telefonu bulundu. Telefonlar arasında henüz piyasada satılmayan son teknoloji İphone 5’ler de bulunuyor.

Gözaltına alınan Mehmet Şimşek’in polisteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Bakırköy Adliyesi’ne sevk edileceği öğrenildi.
hürriyet gündem

12/15/2010

kentges projesi ile plansız yapılanma engellenecek

Plansız kentleşme, çarpık yapılar, alt ve üstyapı sorunları, Türkiye'nin uzun yıllardır çözülemeyen sorunları...

Hazırlanan strateji belgesi çerçevesinde 2023 yılına kadar bu sorunların çözülmesi hedefleniyor.

Binalar... Gittikçe artan ve plansız yerleştiğinde bir kenti keşmekeşe sürükleyen yapılar...

Ve depreme dayanıksız evler...