Dünya

Dünya
istanbulu görmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istanbulu görmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/22/2011

vatikan kütüphanesinde evliya çelebi'nin haritası bulundu seyahatname'den sonra en önemli belge

Evliya Çelebi’nin seyahat notlarına dayanan ve Çelebi’nin gözetiminde yapıldığı tarihi belgelerle kesinlik kazanan Nil Haritası, 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi’nin 12. sayısına konu oldu.

Evliya Çelebi’nin belgesel izi sayılabilecek harita, bu gün Vatikan Kütüphanesi arşivlerinde bulunuyor ve Çelebi’ye ait Seyahatname’den sonra en önemli belge olarak kabul ediliyor.

Daha önce hiçbir yerde yayınlanmayan bilgi ve belgeleri gün yüzüne çıkaran dosya, 'Evliya Çelebi'nin Belgesel İzleri' başlığıyla Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuran Tezcan tarafından kaleme alındı. Dr. Tezcan, Chicago Üniversitesi öğretim görevlisi Robert Dankoff ile beraber Vatikan arşivlerine giren ve haritayı gün yüzene çıkaran önemli bir bilim insanı.

NİL HARİTASI'NIN KAHİRE'DEN VATİKAN'A YOLCULUĞU
Evliya Çelebi 1672-73’te Nil yolculuğuna çıkar. Amacı Nil’in kaynağını görmektir. Nil’in Kuzey kolları üzerinde Kahire’den İskenderiye ve Reşid’e daha sonra Dimyat’a gider. Tekrar Kahire’den yola çıkarak Nil’in kaynağı olan Cebel-i Kamer’e doğru Güney yönünde Nil’in sahillerini gezer. Sudan ortalarına kadar inen Evliya, Nil’e 32 konak yaklaştığını, fakat vahşi doğa ve barbar kavimler yüzünden daha ileriye gidemediğini ifade eder.

Evliya Çelebi yolculuğunda harita ile seyahat ilişkisinin önemini kavramıştır. Daha önce coğrafyacıların Sudan tarafına sıcaktan ulaşamadığını, bu bölgenin bilinmediğini, dolayısıyla kendisinin üstadı Nakkaş Hükmizâde Alî Beg’den öğrendiği üzere seyahati esnasında resmetmiş olduğu kaleleri, şehirleri, nehir, dağ ve gölleri, Nil ve Fûncistân seyahatini tamamlandıktan sonra, Papamunta –resimli ilk dünya haritası Mappamundi– gibi haritada göstermek amacındadır. Ve bunun mevcut coğrafya eserlerine ve haritalarına bir ek olacağını da bildirir.

Bugün Vatikan’da Biblioteca Apostolica’da Evliya Çelebi’nin seyahat notlarına dayanan Nil haritası, onun seyahatinin sonunda bu projeyi gerçekleştirmiş olduğunu gösteriyor.


18. yüzyılda Seyahatname’nin İstanbul’a gönderildiği yıllarda Kahire’den Vati-kan’a gelen bu harita, kaba bez üzerine çizilmiş. Uzunluğu 543 cm olan haritanın yukarısında Nil’in kaynağı, aşağısında Nil deltası bulunuyor. Yani Güney yukarıda, Kuzey aşağıda yer alıyor. Eni, yukarıda 88, aşağıda 45 cm olan harita üzerinde Nil, kaynağı olarak kabul edilen Cebel-i Kamer dağından çıkar, Kızıldeniz ile Libya çölü arasına sıkıştırılmış biçimde uzanır, Kahire’de iki kola ayrılıp Akdeniz’e ulaşır.

Eski coğrafya kaynaklarına göre Nil’in kaynağı Cebel i Kamer dağıdır, haritanın bu anlayışa göre çizilmiş olduğu görülür. Üzerinde 500’e yakın şehir, kale, dağ, vadi, göl, kavimler, vahşi hayvanlar, altın yatakları, ticaret malları vb. üzerine bilgileri yer alır. Evliya’nın Seyahatname’nin 10. cildinde geçtiği yerleşim yerleri hakkında verdiği bilgiler bu haritada rahatlıkla izlenmektedir.


SADECE OSMANLI TOPRAKLARINI GEZMEDİ...
Evliya Çelebi yalnız Osmanlı ülkesini değil, komşu ülkeleri de gezmiş, bu ülkelere gitmek için kral ya da patrik gibi yüksek mevki sahiplerinden bir çeşit vize demek olan geçiş belgeleri almıştır. Evliya, Seyahatname’de “papinta, papinta kâgız ya da papinta hatt” diye adlandırdığı bu belgelerden birincisini 1074/1664’te Nova’ya giderken Dobro Venedik (Dubrovnik) kralından almıştır. İkincisini 1075/ 1665’te Batı Avrupa’ya gitmek için Viyana kralından (1. Leopold) alır.10 Bu belge ile Seyahatname’nin çeşitli yerlerinde Batı Avrupa’ya gittiğini bildirirse de bu seyahatini gerçekleştirememiş olduğu anlaşılır.

Üçüncü belgeyi ise 1082/1672’de Tûr-ı Sînâ’daki manastır patriğinden almıştır. Bu sonuncusu bugün elimizde bulunmaktadır. Yunanca olan bu belge 2006’da Pinelophi Stathi tarafından yayınlanmıştır. Yazar, bu belgenin İstanbul’daki Mukaddes Yerler Patrik Temsilciliği (Metochion) kütüphanesinde yabancı memleketlerde seyahat edecek olanlara verilen mektupları içeren 827 numaralı dosyada bulunduğunu bildirmektedir: “Patriklikçe tanzim edilmiş apantahousa, tarihsiz, seyyah Evliya Çelebi’yi tanıtıyor”.

Bu belgede Evliya Çelebi’den şu sözlerle bahsedilmektedir:
“.... Hepiniz bilesiniz ki, tarafımızdan tanzim olunan bu mektubun hâmili Evliyâ Çelebi, namuslu ve insan dostu bir insandır. Onun arzusu ve emeli seyyâhı âlem olmaktır; gezdiği yerleri, şehirleri, kavimleri anlatmaktır, kalbinde kötülük yoktur, hiç kimseye haksızlık etmek, hiç kimseyi incitmek istemez. Biz onun namına tanıklık etmek isteriz ki, kendisi mûnis ve iyi bir insandır, bu sebebten hepinizden niyâz ederiz ki onu iyi bir adam olarak misâfir ediniz, o dindâr Hıristiyanlardan lütûflar ve iyilikler hak etmiştir. Her nerede bulunursa bulunsun veya seyahat esnasında, ister karada ister denizde olsun, ister şehirlerde ister köylerde olsun bizce ve pek çoklarınca insan dostu (barışsever) bir kişi olarak tanınan kendisi hiç bir tahkikat ve soruşturmaya mâruz kalmamalıdır. Bizim tarafımızdan ve pek çok başka kişi tarafından barışsever bir kişi olarak tanınır...”

11 Evliya, bu tavsiye mektubunu hac yolculuğundan dönüşü sırasında Tûr-ı Sînâ’daki manastırın Rum Patriğinden nasıl aldığını kendisi Seyahatname’nin 9. cildinde anlatır. Burası ünlü St. Catherine Manastırı’dır. Evliya, dağların arasında bir dağın tepesinde benzeri olmayan büyük bir manastır olduğunu, içinde pek çok patrik, rahip ve keşiş bulunduğunu, kendisini önce içeri sokmak istemediklerini, ancak onlarla dostane ilişki kurarak içeri girip gezdiğini, çok ilginç bir manastır olduğunu ayrıntılı olarak anlatır. “Ammâ kefere elinde kalmışdır. Ammâ İslâm elinde olsa berbâd olurdu” der. Evliya, onlarla kurduğu iyi ilişkiyi hediyeleşmeye kadar götürmüş, hatta patrik kendisine bir saat hediye etmiştir. Patrik kendisine ayrıca yukarıda adı geçen ve Evliya’nın Seyahatname’de “Seyyâh-ı âlemdir. Gelüp Tûr-ı Sînâ’yı ziyâret etmişdir. Yedi kral diyârında kimse mâni olmaya” diye özetlediği geçiş belgesini almıştır.
mynet

4/22/2011

islamı anlamak için istanbulda bir ay yaşayın konulu gezi turları düzenleniyor

Blood Foundation (Kan Vakfı) adlı sivil toplum kuruluşu, İslam'ı daha iyi anlamak isteyenlere İstanbul'da bir Müslüman gibi yaşama fırsatı veren gezi turları düzenlemeye karar verdi.

İngiltere'nin Guardian gazetesi haberi, "İstanbul'da bir ay Müslüman olun. Günde beş kez namaz kılın, oruç tutun" başlığıyla veriyor.

Tayland merkezli Blood Foundation, tura katılanların İslam'ı daha yakından tanımaları amacıyla dokuz gün boyunca İslam dininin tüm vecibelerini yerine getiren bir Müslüman gibi yaşamalarını istiyor.

Örgütün sözcüsü Ben Bowler, esasında Ramazan ayını örnek alarak turun bir ay sürmesini istediklerini, ancak müşterilerin işlerinden izin almakta zorlandıkları için şimdilik dokuz günlük bir süreyi tercih ettiklerini belirtiyor.

Ancak yine de turun gelecekte 21 güne çıkarılması umuluyor.

Mevlânâ'nın ve temsil ettiği sûfî geleneğin örnek alındığı tura katılanlar günde beş vakit namaz kılıyor, oruç tutuyor, İslam üzerine dersler alıyor.

Müslümanlık gerekleri doğrultusunda, katılımcılar alkollü içki ve domuz eti kullanmıyor; sigarayı ise orucun izin verdiği ölçüde içebiliyor.

Blood Foundation benzer fikirde bir turu Budizmin daha yakından tanınması için Tibet'te düzenliyor.

Ben Bowler'ın ifadesiyle, "Müslümanlar ve dünyanın kalanı arasındaki çatışma, şu an en çok tartışılan konulardan biri".

Bowler, düzenledikleri turun, eğitici ve kültürel bir tatil isteyen "açık fikirli" bireylere cazip geleceğini söylüyor.

Blood Foundation'ın sözcüsü, tur için İstanbul'u seçtiklerini çünkü Türkiye'nin diğer Orta Doğu ülkelerine ya da Güney Asya'nın Müslüman bölgelerine kıyasla daha açık ve Batı ile ilişkiye girmeye hevesli bir görünüm sergilediğini belirtiyor.
bbc türkçe yaşam

2/16/2011

türkiye'nin en büyük akvaryumu nisan ayında istanbulda açılıyor

İstanbullular yakın zamanda birbirinden ilginç balıkları ve bazen de ürküten deniz canlılarını görme fırsatını yakalayacaklar.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Türkiye'nin en büyük akvaryumu Nisan ayında açılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş açılacak olan dev akvaryumla ilgili olarak: "Dünyada Karadeniz'den Pasifik'e kadar bütün kanalları ve körfezleri boğazları da içine alan bir tema yerleştirilmiş çok önemli bir akvaryum.Bu boyutuyla dünyada ilk." diye konuştu.

Florya'da hizmet verecek İstanbul akvaryumunda 15 bin balık yer alacak.

Akvaryum bünyesindeki yağmur ormanları da ilgi çekici noktalardan birisi...

Üç boyutlu deniz yolculukları başta çocuklar olmak üzere ziyaretçilerin ilgisini çekeceğe benziyor.

İki yüz atmış milyon liraya mal olan akvaryumu, yılda iki buçuk milyon kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
trt türk

1/02/2011

new york times okuyucuları en çok istanbulu görmek istiyormuş

ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times (NYT), okurlarının 2010 yılında en fazla görmek istediği yerin İstanbul olduğunu duyurdu.

Gazetenin hafta sonu yayımlanan gezi ekinde yer alan haberde, gazete tarafından tüm dünyadaki okurlarına yöneltilen "2010 yılında en çok nereye gitmek istersiniz?" sorusuna en fazla "İstanbul" yanıtının verildiği, yapılan oylamada İstanbul'un açık farkla birinci olduğu yazıldı.

İstanbul'un 2010 yılında dünyada en çok gidilmek istenen yer olmasında okuyuculara göre, tarihi mekanlarının, insanlarının ve kültürünün büyük rol oynadığını yazan gazete, İstanbul'un büyük fark attığı oylamada, görülmek istenen diğer popüler yerler arasında Kolombiya, Seul, Kosta Rica ve New York'un bulunduğunu belirtti.
trt türk