Dünya

Dünya
internet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
internet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/30/2011

2,5 milyon twitter kullanıcısı hakkında ilginç araştırma atılan twitter mesajları ruhumuzu yansıtıyormuş

New York'daki Cornell Üniversitesi'nde 2,5 milyon Twitter kullanıcısının yarım milyarı aşkın Twitter mesajını gözden geçiren araştırmacılar insanların yazdıklarının bir gün boyunca ve mevsimlere göre nasıl değiştiğini incelediler.
İçerik analizi yapan bir bilgisayar programı yardımıyla gerçekleştirilen araştırmanın bulguları, sabah saatlerinde kullanılan olumlu dilin, günün ilerleyen bölümlerinde, özellikle çalışma saatlerinde, daha olumsuz ve karamsar hale dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Twitter'daki olumlu mesajların, günün iki bölümünde, sabah ve gece saatlerinde zirveye çıktığı saptanmış. Sonuçlarda fazla şaşırtıcı olmayan bir diğer bulgu da, insanların Cumartesi ve Pazar günleri, hafta içi günlere kıyasla daha keyifli Tweet'ler atması.

Bununla birlikte araştırmacılar, günlük ruh hali değişiminin sadece işyerinde geçirilen stresli saatlerle açıklanamayacağını, zira hafta sonlarında da insan ruhunda iniş çıkışların benzer bir grafik izlediğini söylüyorlar.

Cornell Üniversitesi sosyologları, bunu uykunun olumlu, tazeleyici etkisine ve sirkadian ritmi olarak adlandırılan, vücudun doğal davranışsal döngüsüne bağlıyor.

Günün aydınlık olduğu saatlerin de Tweet'lerdeki ruh halini değiştirdiği gözleniyor.

Şimdiye dek bilim adamlarının insanların ruh hallerindeki değişimleri incelemesi zordu. Bu son çalışmayı yapan araştırmacılar, geleneksel laboratuvar testlerinin, üniversite öğrencilerinin kendi ruh halleri konusunda verdikleri kişisel bilgilerle sınırlı kaldığına işaret ediyorlar.

2008 Şubat'ından 2010 Ocak'ına dek, 84 ülkeden atılan Tweet'leri inceleyen Cornell Üniversitesi'ndeki araştırma ekibi, Twitter'ın anında ruh değişimini yansıttığını belirtiyor.

Daha geniş ve farklı insan grupları üzerinde araştırma yapabilmek isteyen bilim adamları giderek daha fazla sosyal paylaşım sitelerindeki yansımalara eğiliyor.

9/26/2011

samsung ve apple yine mahkemelik bu seferki dava 3G patenti benim davası

Samsung ile Apple arasındaki patent hakkı savaşları kızışıyor.

Elektronik devlerinin birbirlerine ardı ardına açtıkları davaların sonuncusu bugün Hollanda'da görülecek.
Davacı Samsung, Apple'ı kendisine ait 3G teknolojisini izin almadan ve ücret ödemeden kullanmakla suçluyor.

3G, cep telefonları ve bilgisayarların internete kablosuz bağlanmasını sağlayan, son derece hızlı bir teknoloji.

Samsung izin alınmadan kullanıldığı için 3G teknolojisi içeren tüm Apple ürünlerinin raflardan indirilmesini istiyor.

Apple'ın iPhone 3GS, iPhone4 ve iPad'ler gibi en popüler ürünleri internete 3G üzerinden bağlanıyor.

Davanın görüleceği Lahey'deki muhabirimiz Anna Holligan, sektördeki pekçok uzmanın bu davayı bir misilleme olarak gördüğünü belirtiyor.

Apple'ın açtığı patent hakkı davası yüzünden Samsung'un Galaxy akıllı telefonlarının bazı modellerini Avrupa'da satması yasaklanmıştı.

Samsung ve Apple halen 20 ülkede birbirlerine patent hakkı davaları açmış durumda.

9/23/2011

google+ facebook'un gözünü korkuttu facebook yenilik üzerine yenilik yapıyor

Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, sitenin sayfa tasarımında planlanan önemli değişiklikleri ve kullanıcılar arasında medya paylaşımını dramatik boyutlarda artırma hedefini yıllık Facebook konferansında kamuoyuna duyurdu.
Facebook, sosyal medyada pazardan pay kapmaya çalışan rakiplerine karşı kullanıcılarının ilgisini yeni unsurlarla ayakta tutmaya çalışıyor.

Facebook sayfasının uygulama platformu, kullanıcıların Spotify gibi müzik sitelerinde dinlediği müziği ya da Netflix gibi film sitelerinde izledikleri filmi arkadaşlarıyla aynı anda paylaşmalarını sağlayacak biçimde yenileniyor.

Haber siteleri de bu platforma taşınıyor.

Kullanıcılar, gizlilik ayarlarına bağlı olarak, arkadaşlarının ne ile meşgul olduğunu çok daha yakından takip etme imkanına kavuşuyor.

Mark Zuckerberg, ''Bir başkasının dinlediği müziği merak edip tıklamak ve yeni bir şey öğrenmek harika bir deneyim. Arkadaşlarınla çok sevdiğin müzik gruplarını ya da bir filmi paylaşabilmek de şahane.'' diye konuştu.

Facebook'un sayfa tasarımında yaptığı en büyük değişim ise kullanıcıların kimlik bilgilerinin bir zaman çizelgesinde yer alacak olması.

Zaman çizelgesinde, kullanıcının koyduğu resim yahut video gibi görsel ve işitsel mesajlar sıralı olacak.

Gözlemciler Facebook'un yeni haliyle en büyük iki rakibi Google+ ve Twitter'ın karşısında farklı durmaya çalıştığına dikkat çekti.

Yeni değişikliklerle Facebook'un daha çok, yakın zaman öncesine kadarki popülerliği artık sönmüş olan Myspace'in sayfa formatına yaklaştığını düşünenler var.


9/15/2011

FBI ünlüleri bilgisayarlarına sızan korsanlardan koruyacak

FBI'ın Los Angeles temsilciliği, aralarında Amerikan eğlence dünyasından bazı tanınmış isimlerin de bulunduğu birçok kişinin şahsi bilgisayarına müdahale eden kişi ve grupların soruşturulduğunu duyurdu.
FBI Los Angeles temsilciliğinden Laura Eimiller tarafından yapılan açıklamada herhangi bir isim belirtilmese de, bu açıklama ünlü sinema oyuncusu Scarlett Johansson'a ait mahrem fotoğrafların internet sitelerine sızması ardından geldi.

Johansson'un, kendisinin çekmiş olduğu anlaşılan yarı çıplak fotoğrafları, geçtiğimiz günlerde birçok internet sitesinde yayımlanmıştı.

Johnson internet üzerinden yayılan söz konusu fotoğraflarından birinde üstsüz olarak yatağa uzanmış, bir diğerinde ise duştan çıkarken görünüyor.

Eğlence dünyasına yakın isimler, Johansson'un fotoğraflarının yayılması üzerine FBI'la temasa geçmeyi düşündüğünü belirtmişlerdi.

Ünlü yıldız Scarlett Johansson ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Tanınmış isimlerin kişisel bilgisayarlarına sızarak, özel fotoğraflarının çalınması ve yayımlanması olayları sık sık yaşanıyor.

Son olarak Justin Timberlake, Mila Kunis ve Jessica Alba'nın özel fotoğrafları internette yayılmıştı.

9/08/2011

anayasa mahkemesi'nin abone olduğu hacker birliği beyaz şapkalılar

Bir zamanlar bilgisayarlı ama internetsiz bir dünya da vardı. Bundan yaklaşık 30 yıl önce Commodore 64 ya da Atari isimli kişisel bilgisayarlar, şimdiki en basit cep telefonlarının yazılımına sahipti. İşte ta o zamanlar alternatif birkaç kişi ''Tageszeitung'' gazetesine bir ilan verip, tüm bilgisayar meraklılarını 12 Eylül 1981’de Berlin’de bir buluşmaya çağırmıştı. İlanı verenlerden biri olan Klaus Schleisik bu buluşmayı şöyle hatırlıyor: ‘’Gazetenin redaksiyonunda 20-25 kişi toplanmıştık. oysa ben en fazla 10 kişi bekliyordum. O kadar kişinin toplantıya katılmış olması, bende doğru bir zamanda doğru bir fikrin peşinde olduğumuz inancını kuvvetlendirdi.''
Hacker atmosferinin kaynağı

CCC kurucusu Herwart Holland-Moritz (Wau Holland)CCC kurucusu Herwart Holland-Moritz (Wau Holland)
Toplantının sonuçlarıyla büyük gurur duyan Schleisik bugün sismik sualtı araştırmalarında kullanılan özel cihazlar geliştiriyor. O zamanlar takma bir isimle ilanı veren Schleisik, aslında politik bir eylem topluluğu oluşturmaktan yanaymış ama ‘’dahi bir bilgisayar anarşisti’’ olarak adlandırdığı o zamanlarki ortağı Herwart Holland-Moritz onu başka bir yöne çekmeyi başarmış. Holland-Moritz 2001 yılında hayatını kaybedene kadar, kurdukları Chaos Computer Club’ın yani Kaos Bilgisayar Kulübü’nün başkanlığını yürütmüş. Schleisik ‘’O daha çok nasıl ücret ödemeden telofonlaşılabilir ya da nasıl bir takım sayfaların şifresi kırılabilir gibi konulara ilgi duyuyordu. İşte bizdeki hacker atmosferinin kaynağı oradan geliyor’’ diye konuşuyor.

İlk dijital korsanlık deneyimi

Kulübün ilk bilgisayar korsanlığı girişimi 1984 yılına ait. O zamanların tekel firması, Alman Posta İdaresi, bazı kurum ve kuruluşlara ekran metni isimli bir veri hizmeti sunuyordu. Kulüp kendine ilk kurban olarak Hamburg Bankası’nı seçmiş ve kulübün hackerları bankanın şifresini kırarak ekran metni sistemine ulaşmayı başarmış. Ve bilgisayar korsanları bütün gece, bankanın ücrete tabi bir sayfasını sık sık ziyaret ederek, ertesi sabah kulüp adına açılan banka hesabında 135 bin Alman markının birikmesini sağlamış. Ardından kulüp Posta İdaresi’nin sunduğu hizmetin sahip olduğu güvenlik açığını tüm kamuoyuna duyurup topladığı parayı da iade etmiş. Ancak böylelikle de Alman Posta İdaresi’nin en büyük düşmanı olarak tarihe geçmeyi başarmış.

‘’Veri Kurutucusu’’

Tüm bunların üzerinden yaklaşık 30 yıl geçti ve Chaos Computer Club günümüzde Almanya’da dijital alanda bir uzman heyeti olarak görülüyor. Kulubün sözcüsü Federal Meclis’teki internet ve dijital toplum adlı araştırma komisyonunun da üyesi. Kulüp üyeleri sık sık Almanya’nın en yüksek tirajlı gazete ve dergilerine dijital teknoloji alanında makaleler yazıyor. Hatta kulüp yaklaşık 30 yıldır ‘’Veri Kurutucusu’’ adlı kendi dergisini de çıkarıyor. Dergiye Alman Anayasa Mahkemesi bile abone olmuş. Schleisik, ‘'Kulüp günümüzde teknik uzmanlardan oluşan bir birlik haline geldi. Ne zaman bilgisayarla ilgili bir sorun yaşansa bizim aramızda o alanda mutlaka bir uzman bulunur ve ne yapılması gerektiğini söyleyebilir’’ diye konuşuyor.

Teknoloji filozofları

Kulüp örneğin meclis seçimlerinde kullanılan bilgisayarlardaki ya da yeni dijital kimlik kartlarının kullanımındaki güvenlik açığını da ortaya çıkarmıştı.

Kendilerini etik sahibi Hacker'lar olarak adlandıran kulüp üyeleri, internet sayfalarının sansürlenmesi gibi politikalara, çıplak tarayıcı gibi cihazların kullanımına ve terör şüphesi kisvesi altında insanların verilerinin toplanıp kaydedilmesine karşı duruş sergiliyor. Kulübün teknoloji filozofları Anayasa Mahkemesi’nde bu konuda görülen davaya da bilirkişi olarak katılmıştı.

© Deutsche Welle Türkçe

Matthias von Hein / Çeviren: Başak Demir


Editör: Beklan Kulaksızoğlu

8/31/2011

devlet sırlarını satan üst düzey yetkilileri ortaya çıkaran tüm generalin ilginç yöntemi

Çin ihanet skandalıyla sarsılıyor.

Ulusal Savunma Stratejisi Enstitüsü'nde derse giren bir tümgeneral, üst düzey yetkililerin nasıl başka ülkelere casusluk yaptığını anlattı.
İnternette izlenme rekorları kıran o dersin görüntüleri hemen silindi.

Casusluk skandalı, Çin'de gündeme bomba gibi düştü. Tümgeneral Jin Yinan'ın internete düşen "vatana ihanet" dersi, çok konuşulacak bir devlet sırrını gün yüzüne çıkardı.

Tümgeneral Yinan, çok sayıda üst düzey yetkilinin başka ülkelere casusluk yaptığını ve bu durumu utanç verici bulan yönetimin de olayları örtbas ettiğini anlattı.

Bu isimlerden biri, Sosyal Güvenlik Vakfı'nın eski başkanı Tong Daning. Jin Yinan'ın verdiği bilgiye göre, 2006'da idam edilen Daning'in Tayvan'a bilgi sattığı ortaya çıkmış.

Eski adalet bakanının oğlu Key Siyiahang'ın da İngiltere için çalıştığı 2003 yılında ortaya çıkmış. Asıl suçu örtbas edilen casus, başka gerekçeyle 15 yıla mahkum edilmiş.

Tümgenerali isyan ettiren bir diğer örnek ise eski Kore Büyükelçisi Li Bin... "Dünyada hangi ülkenin büyükelçisi başka ülke için casusluk yapar? Bir tek Çin'de olur bu" diyen Tümgeneral, görevden alınan büyükelçinin sadece 7-8 yıl hapisle cezalandırıldığını söyledi.

Skandalın büyüklüğüne göre hafif bir ceza verildiğini düşünen Çinli general, yönetimin utanç verici bu durumu ifşa etmemek için bu yolu seçtiğini kaydetti.

2009 yılında yayınlanan bir rapora göre; 4 bin Çinli yetkili, yanlarında 50 milyar dolarla ülkeden kaçmış. Üstelik yolsuzluğa bulaşanlar sadece diplomatlarla sınırlı değil. Tümgeneral Jin Yinan, çok sayıda ordu mensubunun da casusluktan yakalandığını belirtti. 

8/10/2011

festivalde bedava dağıtılan tişörtlerdeki sağcı mesajlar yıkanınca solcu mesajlara dönüştü

Tişörtlerin üzerinde kafatası motifi, sağcı grupların bayrakları ve "sapına kadar isyancı" kelimeleri işlenmişti.
Ancak tişörtler yıkandığında bu motifler siliniyor ve yerine uç eğilimlerin terk edilmesi mesajı beliriyor. Organizatörlere bağışlanan yaklaşık 250 tişört, Gera'da düzenlenen milliyetçi müzik festivalinde dağıtılmıştı. Eylem, Almanya'da sağın etkinliğini azaltmayı hedefleyen Exit isimli solcu bir grup tarafından düzenlendi. Tişörtler yıkandığında çıkan mesajda, "Tişörtünüzün yaptığını siz de yapabilirsiniz, aşırı sağcılıktan kurtulmanıza yardımcı olacağız" deniyor. Mesajda ayrıca grubun irtibat numarası da veriliyor. Exit, internet sitesinden yaptığı açıklamada festivalin organizatörleriyle sahte bir isim kullanarak iletişime geçtiğini ve tişörtleri bedava vermeyi önerdiğini söyledi. Grubun kurucusu Bernd Wagner, eylemin festivalin genç katılımcıları arasında farkındalığı artırmayı hedeflediğini ifade etti. Wagner, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, "Bu tişörtlerle kendimizi sağcılara, özellikle de daha aşırı sağa tam angaje olmamış gençlere tanıtmak istedik." dedi. Gera'da yapılan festivalin sloganı ise "Komünizm, bir daha asla - Almanya'ya özgürlük."

7/28/2011

google yeni sosyal medya platformu google+'da gerçek isim kullanmayanların hesabını siliyor

Sosyal medya platformu Google+, sadece 24 gün içinde 20 milyon kullanıcıya ulaştı ama gerçek isim kullanılmayan hesapları silme kararı, tepki çekti.

Peki sosyal ağlar, neden gerçek isimde ısrar ediyorlar?
Bir çok kişi gerçek ismini ya da kimliğini internet ortamında tercih ediyor.

Forumlarda, "Jboy72" ya da "NYgirl" gibi isimler, gerçek olanlardan çok daha fazla.

Ama sosyal ağlar bundan hiç hoşlanmıyor.

Google, son bir kaç gün içinde yeni sosyal medya platformu Google+'ta gerçek ismini vermeyenlerin hesaplarını askıya aldı.

Gerçek kimliğini saklı tutmayı tercih eden blog yazarı GrrlScientist, hesabının silinmesini "düşüncesizlik" diye nitelerken "bu kimlik ve kişilik, hem internet ortamında hem de gerçek hayatta yerleşmişti. Kolay kolay vazgeçmem." diyor.

Google, bu tür münferit şikayetleri değerlendirmeye aldıklarını ancak sosyal ağın etkili şekilde kullanılabilmesi, kullanıcıların arkadaşlarına ya da aile üyelerine en çabuk şekilde ulaşabilmelerinin de önemli olduğunu savunuyor.

Google'a göre bu durum, gerçek isim kullanılmasını şart kılıyor.

Üstelik benzer kurallar Facebook ve LinkedIn gibi diğer sosyal ağlar için de geçerli.

Ayrıca gerçek isim kullanılması, spam denilen çöp mesajlarla da mücadeleye imkan veriyor.

MySpace geçmişte bu konuda ciddi sorunlar yaşamıştı.

Kimileri de gerçek isim kullanılması halinde, kişilerin daha sorumluluk sahibi şekilde hareket edecekleri ve sosyal ağlarda daha dürüst davranacakları görüşünde.
Neden takma isim?

Ama takma isim kullanılmasının başka sebepleri olduğu muhakkak.

Kimi kullanıcılar, kendilerine ulaşmasını istemedikleri kişilerden bu şekilde korunduklarını düşünüyor.

Kimileri de gerçek kimliklerini açıkladıkları takdirde siyasi görüşleri nedeniyle ciddi sorunlarla karşılaşabilecekleri ülkelerde yaşıyor.

Çin'de pek çok kullanıcı, Google'a gerçek isim kullanma kuralından vazgeçmeye çağırdı.

Ancak blog çevrelerinde sosyal ağların gerçek isim tercih etmelerinin arkasında daha fazla para kazanma arzusunun yattığı yolunda söylentiler dolaşıyor.
Gerçek isimle gelen ticari kazanç

Zira gerçek isimler, reklamcılar için çok daha karlı bir tercih.

Sosyal medya ajansı "We are Social"ın direktörü Robin Grant bu durumu "mesele kişilerin isimlerini satabilmek değil asıl amaç, bireylerin niyetlerinin, arama bilgileri ve sosyal davranışlarının satılması." diye açıklıyor.

Zira Google'u her ziyaret ettiğinizde ya da bir arama yaptığınızda bilgisayarınıza küçük zararsız dosyalar gönderiliyor ve kişisel bilgileriniz değil ama arama alışkanlıklarınız reklam vermek isteyen şirketlerle paylaşılıyor.

Sonucunda arattığınız kelimeyle ilgili bir reklam sayfanızda belirebiliyor.

BBC muhabiri Alex Hudson'a göre sebepleri ne olursa olsun, sahte isim kullanma hakkını savunan pek çok kişi olacağı muhakkak.

7/26/2011

ücretsiz popüler çöpçatan siteleri yalnızları buluştururken reklamlardan kazanıyorlar

Almanya'da internetteki çöpçatanlık sitelerinin ilgi her geçen gün artıyor. Almanya'nın en popüler 100 çöpçatanlık sitesi geçtiğimiz yıl yaklaşık 189 milyon euroluk hasılat elde etti. Aranan ister ruh eşi, isterse erotik partner olsun "Singelboersen-vergleich.de" adlı Avrupa piyasa araştırmaları portalının verdiği bilgilere göre geçtiğimiz yıl Almanya çapında 5 milyon 400 bin kişi muradına internet aracılığıyla erdi.
Portalın basın sözcüsü Henning Wiechers çöpçatanlık servislerinin cirosunun AB çapında 2011 yılında 1 milyar doları geçmesini beklediklerini belirtiyor. Wiechers ABD'nde çöpçatanlık siteleri için kişi başına 5 dolar harcama düşerken, AB'de bu rakamın yaklaşık 2 dolar olduğunu kaydediyor.

Kadınlar da ilgi gösteriyor

Yaygın kanının aksine tüm çöpçatanlık sitesi kullanıcılarını ağırlıklı olarak erkekler oluşturmuyor. Erotik macera arayanları buluşturan C-Date ve Alman Telekomu'nun çöpçatanlık sitesi Secret.de'nin kullanıcılarının yaklaşık yarısı kadın.

Almanya'da son dönemde Facebook'un prensibiyle işleyen ücretsiz çöpçatanlık siteleri de giderek daha fazla ilgi görüyor. Bu siteler gelirlerini reklamdan karşılıyor.



© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/glp, BE/NH

7/20/2011

google'den internet kullanıcılarına yeni hizmet bilgisayarınızda virüs var ise size uyarı veriyor

Google, kullanıcıları bilgisayarlarının virüslü olabileceği konusunda uyarmaya başladı.

Bir süredir ziyaret edilen sitelerden zararlı yazılım bulaşabileceği uyarısı yapan Google, güvenlik alanında bir adım daha attı.
Google güvenlik yetkilisi Damian Menscher, "internet trafiğindeki verileri değerlendirme suretiyle zararlı yazılım bulaşmış olma ihtimali yüksek bilgisayarları da saptamaya başladıklarını" söyledi.

Google, söz konusu bilgisayarların kullanıcılarına, "bilgisayarınıza zararlı yazılım bulaşmış olabilir, anti-virüs programınızı güncelleyin" uyarısını gösterecek.


50 milyon zararlı yazılım

NOD32 ve Smart Security ürünleriyle tanınan anti-virüs yazılım üreticisi ESET şirketinin verilerine göre, 2010 yılında dünya çapında tesbit edilen 40 milyon zararlı yazılımın bu yıl 50 milyona çıkması bekleniyor.

Dünyada her gün 200 bin dolayında yeni zararlı yazılım tespit edilirken bunların büyük kısmının Çin, Japonya ve Rusya kaynaklı olduğuna dikkat çekiliyor.

Siber suçluların kimlik, şifre, parola ve online bankacılık bilgilerini elde etmeyi amaçladığına dikkat çeken uzmanlar, kullanıcılara bilgisayarına gelen e-postaları iyi kontrol edip araştırmadan açmamalarını öneriyor.
Uzmanlar ne öneriyor?

Uzmanlar, özellikle sosyal platformlarda kişisel ve önemli iş bilgilerinin, şifre ve parolaların paylaşılmamasını, dijital banka-sigorta işlemlerinde farklı ve alfanümerik olarak tanımlanan harfli-rakamlı şifrelerin kullanılmasını tavsiye ediyor.

Bilgi işlem güvenliği uzmanlarının "olmazsa olmaz önlemler listesi"nin başında ise güncel bir antivirüs programının kullanımı geliyor.

Zararlı yazılımların arama motorları üzerinden bulaşabildiğine de dikkat çeken uzmanlar, arama sonuçları üzerinden kullanıcının yanlış, sahte ve virüslü sitelere yönlendirebileceğini kaydediyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/AFP, NH/MÇ

7/19/2011

microsoft'dan ilginç açıklama şu anda onlar başta windows xp en büyük düşmanlarımız

Microsoft üst düzey yöneticilerinden Kevin Turner, Microsoft'un eski yazılımlarla ilgili bir imaj sorunu yaşadığını söyledi.

Çarşamba günü 14.000 Microsoft parterine yaptığı konuşmada Turner, bulut teknolojilerinin Microsoft'u yazılım alanında etkilemeyeceğini, tersine şirketin satışlarını artırdığını söyledi. Turner, WPC katılımcılarına Active Directory ve System Center'ı yüklemelerini tavsiye ederken bunun müşterileri "bulut"a taşınmaya hazırlayacağını iddia etti.
Turner bunun yanında konferans katılımcılarına Windows XP, Office 2003 ve Internet Explorer 6'dan kurtulmalarını ve Windows 7, Office 2010, IE9'un "yeni dünyasına" girmelerini tavsiye etti. Turner konu hakkında şunları da sözlerine ekledi: "Windows XP, Office 2003 ve IE6 büyük bir alkışı hak ediyor. Tanrı onlardan razı olsun. Son 12, 13 yıldır çalıştılar. Bu ürünleri seviyoruz. Bu ürünleri gerçekten seviyoruz. Bu salondaki insanlar dahil, çok fazla kişinin çok işine yaradılar."

"Ancak biliyor musunuz? Onlar öldüler. Onlar Öldüler. 2014 hayatın sonu. Şu anda onlar, başta Windows XP olmak üzere, Microsoft'un en büyük düşmanları. Artık yenilenmeliyiz."

Turner, bu eski uygulamalardan ayrılmadan kimsenin aklına Lync, SharePoint, ortak çalışma ve "bulut"un yatmayacağının da sözlerine ekledi. Turner'a göre çok sayıda müşteri, Microsoft'u eski sürüm Windows'a ve eski sürüm Office'e göre tanımlıyor. Çok kişi, Microsoft ve şirketin partner ekosistemi hakkında böyle düşünüyor. Microsoft'un şu an bulutta eğitilen 42.000 partneri olduğunu söyleyen Turner, bu sayının 642.000'e çıkması gerektiğini düşünüyor.

Microsoft'un Windows XP'den kurtulma çabalarının ne kadar sonuç vereceğini ise ilerleyen aylarda hep beraber göreceğiz.

borç krizindeki italyanın başbakanı berlusconi titanic pozu verirse ne olur?

Avrupa’nın borç krizinde sıradaki ülke olmasından korkulan İtalya’da, Başbakan Silvio Berlusconi’nin batan Titanic gemisini hatırlatmak üzere konu ile ilgili filmdeki ünlü ‘Titanic Pozu’na gönderme yapılan kolaj çalışması internette tıklanma rekoru kırdı.
berlusconi titanic
İtalya Ekonomi Bakanı Giulio Tremonti’nin geçen hafta 79 milyar Euro’luk kemer sıkma paketinin parlamentodaki oylanması sırasında yaptığı konuşmada, “Tıpkı ‘Titanic’teyiz. Ya tam yol seyredeceğiz yada bir buzdağına çarpıp batacağız. Lüks ve 1’inci mevkide kimse kurtulamayacak” demişti. Tremonti’nin bu sözlerine ve Başbakan Berlusconi’nin de lüks harcamalarına gönderme yapılan kolaj çalışmasında bu iki isme, ‘Titanic’ filmindeki Kate Winslet ve Leonardo Di Caprio pozu verdirildi. Filmdeki gibi ellerini açıp rüzgara karşı duran oyuncuların görüntüsünün üstüne Berlusconi ve Tremonti’nin yüzleri yerleştirildi. Kelime oyunu yapılarak Titanic yerine ‘Titalic’ yapılarak resim İtalya’ya atfedildi.

7/18/2011

facebook'ta tanıştığı erkek arkadaşı tarafından öldürülen kadın çıkacak yasaya vesile oldu

İNTERNET üzerinden flört ettikleri erkek arkadaşları tarafından öldürülen kadınların sayısının giderek artması İngiltere’yi alarma geçirdi. Ülke şimdi, erkek arkadaş bulmak için interneti kullanan kadınların güvenliğini sağlayacak bir yasa tasarısını tartışıyor.
Yasa tasarısı adını, Facebook’ta tanışıp aşık olduğu George Appleton tarafından önce boğulan, sonra da yakılan 1 çocuk annesi 36 yaşındaki Clare Wood’dan aldı. Eski devlet bakanı Hazel Blears ve Wood’un babası Michael Brown’un gündeme getirdiği yasa tasarısı yürürlüğe girerse kadınlar, internetten tanıdıkları ve hakkında çok az şey bildikleri erkeklerin geçmişte şiddet suçu işleyip işlemediklerini polisten öğrenebilecek. İngiliz The Mail Gazetesi’ne konu hakkında bir açıklama yapan İçişleri Bakanı Theresa May, “Clare Yasası’nı değerlendiriyoruz ve konu hakkında gelecek haftalarda bir duyuru yapacağız” dedi.
Cinayeti işleyen George Appleton’un eski kız arkadaşlarına yönelik kaçırma, tehdit ve tacizlerle dolu bir geçmişinin olduğunun ortaya çıkması Clare Yasası’nın en önemli çıkış noktası oldu. Appleton, Wood’a ilişkiye girdikten bir süre sonra şiddet uygulamaya başlamış, 2009 Şubat ayında ayrıldıktan sonra ise onu boğarak öldürmüş, ardından cesedini ateşe vermişti. Ardından sırra kadem basan Appleton’un “Facebook Kaçağı” ünvanı ise olaydan 6 gün sonra terk edilmiş bir barda kendisini asmasıyla sona ermişti.

Mahremiyet için itirazlar var

Clare Yasası’nın “kişisel özgürlükleri kısıtladığı” yolunda eleştiriler var. Özellikle Muhafazakar milletvekilleri, “İnsanların öylesine bir karakola gidip potansiyel erkek arkadaşı hakkında soru sorup polisten tüm dosyalarını açmasını isteyebileceği bir sistem olamaz. Bu konuda sıkı kurallar getirilmeli” görüşünde. Yasanın destekçileri ise “Önceliğimiz bir kadının yaşamı pahasına mahremiyetin korunması olmamalı” fikrini savunuyor. Clare Wood’un babası da, “Kızım aptal değildi. Geçmişini bilseydi o adamdan hemen uzaklaşırdı” dedi.

Sarah Yasası’ndan esinlendi

Clare Yasası aslında daha önce çıkan Sarah Yasası model alınarak hazırlanıyor. Adını, İngiltere’de 2000 yılında bir pedofil tarafından tecavüz edilerek öldürülen 8 yaşındaki Sarah Payne’den alan yasa, anne ve babalara, yaşadıkları çevredeki çocuk sapıklarının kimliklerini bilme hakkı tanıyor. Sarah Payne’i tecavüz ettikten sonra öldüren Roy Whiting afsız ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Whiting’in daha önce de cinsel saldırı suçu işlemiş olması nedeniyle “Sarah Yasası” için kampanya başlatılmıştı. Kampanyanın medyadaki liderliğini, telekulak skandalı nedeniyle kapatılan News of the World Gazetesi yapmıştı.

7/17/2011

interneti aşırı kullanma fazla oyun oynama beyni köreltiyor

24 MİLYON gencin internet bağımlısı olduğu Çin’de yapılan bir araştırmaya göre, internette çok fazla zaman geçirmek, gençlerin beynine zarar veriyor.
PLoS ONE dergisinde yayımlanan araştırmada bilim insanları, günde 8-13 saatini internette oyun oynayarak geçiren 19 yaşındaki 18 üniversite öğrencisinin çekilen tomografileri inceledi. Çok fazla internet kullanmanın beyinde körelme belirtileri gösterdiği belirlendi. Kişinin konsantrasyonunu, hafızasını ve karar verme yeteneğini etkileyen bu körelme, davranış bozukluğuna neden olabiliyor.

Bağımlılığınızı test edin


1) İnternetteyken kendinizi “içiniz çekilmiş” gibi hissediyor musunuz.
2) İnternette daha fazla zaman geçirince, interneti kullanmak sizde tatmin hissi yaratıyor mu?
3) İnternete sürekli girmeyi azaltınca ya da internete hiç girmeyince, kontrolünüzü kaybettiniz mi?
4) İnternet kullanımını azaltınca ya da internete hiç girmeyince, sinirli, aksi, depresif, hassas hissediyor musunuz?
5) Planladığınızdan daha çok online kalıyor musunuz?
6) İnternet yüzünden önemli bir ilişki, iş, eğitim ya da kariyer fırsatını kaybedecek risk aldınız mı?
7) İnternetteki aktivitilerinizle ilgili gerçekleri saklamak için, ailenize, terapiste ya da başkalarına yalan söylediğiniz oldu mu?
8) Problemlerinizden kaçmak için ya da sinirli modunuzdan kurtulmak için interneti kullanıyor musunuz?

* Eğer 1-5 arasında "Evet" cevabı verirseniz internet bağımlısınız.

7/14/2011

ipad yerine bir kutu taş cep telefonu yerine bir kalıp sabun teslim aldılar

Rusya'da posta hırsızlığı internet üzerinden yapılan alışverişe sekte vurmaya başladı.

Tüketici hakları grupları, Rus Posta İdaresi'ni suçluyor. Posta yolsuzluğu kurbanlarının yaşadıklarını paylaştığı "Postane Hırsızları" adlı internet sitesinde, bir çiftin cep telefonu siparişi verdiği ama paketten bir kalıp sabun çıktığı, video kamerasını bekleyen bir tüketiciye bir kutu şeker gönderildiği anlatılıyor ve buna benzer örnekler sıralanıyor.

BBC muhabiri Steve Rosenberg'in konuştuğu Sergei Lyapko ise, iPad siparişi verdiğini ancak postacıların kendisine içinde taş olan bir kutu teslim ettiğini anlattı.
'Paketlerin yüzde 3'ü kayboluyor'
Moskova'da bir basın toplantısı düzenleyen Tüketiciler Derneği yetkilisi Aleksei Somokvalov, posta idaresindeki hizmet kalitesinin çok kötü olduğunu savunarak, "Sovyet döneminde daha iyi bir hizmet vardı" dedi.

Posta İdaresi ise bazı hırsızlık vakalarını kabul etmekle birlikte, hizmet kalitesinin iyi olduğunu savundu.

Posta İdaresi Sözcüsü Raniya Yefimova, yılde 1 milyar 700 milyon mektup ve 54 milyon paket ulaştırdıklarını, bu paketlerden 6,5 milyonunun yurt dışı gönderiler olduğunu ve sadece yüzce 3'ünün kaybolduğunu söyledi.

Rus yetkililer, posta hizmetlerinde 42 bin şubede 380 bin kişinin çalıştığını bu kadar büyük bir kurumda hırsızlığı engellemenin kolay olmadığını belirtiyor. 

7/08/2011

internette çinden getirilen yapay kızlık zarı kanını bin ile dört bin dolar arasında satıyorlar

Son yıllarda dünyada internetin yaygınlaşması ile birlikte artan ’Drop Shipping’ (stoksuz e-ticaret), vurguncuların yeni alanı oldu. Bu yolla haksız kazanç elde etmek isteyenler, Yurtdışından kargoya verilen ve değeri 150 Euro’yu geçmeyen mallara uygulanan gümrük muafiyetinden yararlanarak, değerini 150 Euro’dan düşük gösterdikleri çeşitli ürünleri sahte belgelerle yurda sokuyor. İnternet siteleri üzerinden yapılan satışlarda birçok ürünün 150 Euro’nun altında fiyat etiketi ile Türkiye’ye sokulduğunu tespit eden Antalya Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ekipleri peşpeşe operasyonlar düzenledi.
Geçen hafta içerisinde, bu yöntemle yurda sokulmak istenen 2 milyon 681 bin 625 lira değerindeki 3 bin 290 fotoğraf makinesi ile bin 305 fotoğraf makinesi aksesuarına el koyan Gümrük Muhafaza ekipleri, son olarak Çin’de üretilen ve yine bu yöntemle getirilen ambalajlar içinde 45 ’yapay kızlık zarı kanı’ ele geçirdi.

TANESİ BİN- 4 BİN DOLAR ARASINDA

İnternet ortamında tanesi bin- 4 bin dolar arasında fiyata alıcı bulduğu belirtilen yapay kızlık zarı kanlarını, ’hediyelik eşya’ bildirimi ile 20’şer dolar değerinde gösterip Türkiye’ye sokmak isteyen H.T.’nin kolileri, Gümrük Muhafaza ekiplerini şüphelendirdi. Kolileri inceleyen ekipler, gümrük vergisi vermemek için değeri 150 Euro’nun altında gösterilen toplam 45 yapay kızlık zarı kanına el koydu. Gümrük ekiplerince ’gümrük ihlali’ suçlamasıyla sorgulanan H.T., ifadesinin ardından savcılık talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. El konulan maddeler ise incelenmek üzere laboratuvara gönderildi. Analiz raporuna göre insan sağlığını tehdit edecek herhangi bir bulguya rastlanırsa, dosya kapsamının genişletilip H.T.’nin gözaltına alınması gündeme gelebilecek.

EKİPLER, NE OLDUĞUNU İNTERNETTEN ÖĞRENDİ

Gümrük mevzuatının 45’inci maddesine göre, posta ya da hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen eşyanın, gönderim başına 150 Euro’yu geçmemesi halinde gümrük vergisinden muaf olduğunu belirten Gümrük Muhafaza Müdürlüğü yetkilileri, kargoya şüphe üzerine el koyduklarını, içinden çıkan malzemenin ne işe yaradığını da uzun süre çözemediklerini söyledi. Ekipler, ilk kez karşılaştıkları ürünün ’yapay kızlık zarı’ olduğunu ise internet üzerinden ayrıntılı bir araştırma yaptıktan sonra öğrendiklerini belirtti.

İLK ÖNCE KADIN ARKADAŞLARI İÇİN GETİRMİŞ

Antalya’nın bir ilçesinde hediyelik eşya işiyle uğraşan H.T. Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ekiplerine verdiği ifadede, yaklaşık 3- 4 yıl önce 3 kadın arkadaşının ihtiyacını karşılamak için internet üzerinden araştırma yaptığını söyledi. İlk kez bu kadın arkadaşları için getirdiği yapay kızlık zarı kanını, talep üzerine zaman zaman getirmeye başladığını itiraf eden H.T., ürünün Türkiye’de çok az bilindiğini, genelde Arap ülkelerinde talep gördüğünü söyledi.

İTHALATI YOK

Gümrük Müdürlüğü yetkilileri, şu anda bu ürünün ’ithal edilebilecek ürünler’ listesinde tanımlanmadığını belirtti. Yeklililer, resmi ithalat için başvurulması ve ilgili bakanlıklar tarafından izin verilmesi halinde, ithalat sırasında malın değerinin yüzde 20’si oranında gümrük vergisi ödenmesi gerektiği bilgisini verdi.

YAPAY KIZLIK ZARI KANI NEDİR?

Özel kutularda biri deneme amaçlı, hava geçirmez jelatinle kaplı 2 paket yapay kızlık zarı kanı bulunuyor. Jelatin açıldıktan sonra yapay kan şeffaf paket içinde vajinaya yerleştiriliyor. Özel bir kimyasal maddeden oluşan şeffaf paket, vücut ısısında 15 dakika içinde tepkimeye geçerek yok oluyor. Paket içindeki özel kimyasaldan oluşan yapay kızlık zarı kanı ise aynı gerçeği gibi akıyor.

DROP SHIPPING TİCARETİ (STOKSUZ E-TİCARET)

Tedarikçi herhangibir ürünü uygun fiyata fabrikalardan, spot piyasadan alır ve katalog oluşturup, internette kendisine ait ya da satış konusunda önde gelen sitelere gönderir. Bu kataloğu inceleyen satıcılar ürünleri sergiler. Sergilenen ürünler KDV, ÖTV ve Gümrük vergisi ve benzeri vergiler içermediğinden, Türkiye’ye yasal yollardan gelen ürünlerden daha düşük fiyatlıdır. Alıcı ürünü inceleyerek sipariş verir. Alıcının bilgilerini alan site sahibi bilgileri tedarikçiye iletir. Alıcı ürünün ücretini satıcıya gönderir. Satıcı da tedarikçi firmaya gönderir. Satıcıdan kimlik ve adres bilgilerini alan tedarikçi ürünün ücretinin ödenmesinden sonra ürünü alıcı adına kargoya verir.

7/06/2011

facebook'tan bir yenilik daha skype ile kullanıcılarına video chat yaptıracak

Steve Ballmer geçtiğimiz mayıs ayında 8,5 milyar değerindeki video sohbet yazılımı Skype'ı Microsoft bünyesine katmak istediklerini duyurduğundan bu yana eleştiri oklarının merkezinde bulunuyor. Bazı sektör temsilcileri Microsoft'un 36 yıllık firma tarihinde yaptığı bu en pahalı girişim ne kadar mantıklı olup olmadığını şimdiden sorgulamaya başladı. Zira yaklaşık 170 milyon kullanıcısı olan Skype kurulduğu tarihten bu yana sekiz yıl içinde önemli bir kâr elde edemedi. Skype geçtiğimiz yılı ise zararda kapattı.
Şubat ayında duyurulan Nokia-Microsoft işbirliği de henüz meyve vermiş değil. Microsoft'un arama motorları alanına yaptığı yatırımlar da şimdiye kadar Google'ın ezici üstünlüğünü baltalamaya yetmedi.

Dengeler değişebilir

Ancak dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitesi Facebook'un yeni sürprizi tüm dengeleri değiştirebilir. Facebook, kurucusu Mark Zuckerberg'in geçtiğimiz hafta gazetecilere "Önünüzdeki hafta harika bir ürün ortaya koyacağız" demesinin ardından, Facebook'un yeni sırrı hakkında müthiş spekülasyonlar yapıldı: Facebook'un yeniliği neydi? iPad için yeni bir Facebook uygulaması mı yoksa yeni bir fonksiyon mu?

Facebook bu konuda henüz resmî bir açıklama yapmadı. Ancak birçok teknoloji blogunda Facebook'un yeni bir atılım yaparak video sohbet programı Skype'ı sayfaya entegre edeceği tahminleri yapılıyor.

Yaklaşık 700 milyon kullanıcıya sahip sosyal paylaşım platformu Facebook, birçok firma tarafından özellikle raklam amaçlı olarak aktif bir şekilde kullanılıyor. Dünyanın önde gelen firmaları son yıllarda sosyal medyanın gücünü Facebook ve benzer platformlar sayesinde giderek daha fazla kabul ediyor. Facebook'un iş dünyasındaki öneminin günden güne arttığı düşünüldüğünde Skype-Facebook işbirliği teknoloji dünyasındaki dengeleri değiştirebilir.

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Banu Ertek (stern.de ve ajanslar)

Editör: Murat Çelikkafa

6/29/2011

vatikan facebook youtube'den sonra sosyal paylaşıma twitter'ide ekledi ilk mesaj papadan

Vatikan tarafından yayınlanan fotoğraflarda Papa çevresindekilerin yardımıyla sitenin açılışını yaparken görülüyordu.

84 yaşındaki Papa iPad aracılığıyla gönderdiği mesajda, "Sevgili dostlar, News.va'nın açılışını yapmış bulunuyorum." yazdı.
Böylece Vatikan'ın kullandığı sosyal medya platformlarına Facebook ve YouTube'dan sonra Twitter da eklenmiş oldu.

Kimseyi takip etmeyen Vatikan'ın takipçi sayısı ise kısa sürede 33 bini buldu.

Papa'nın Twitter'a dahil olması sosyal medyada hararetli ve esprili bir tartışma da başlattı.

Birçok kullanıcı Papa'nın iPad kullanmasından yola çıkarak "Acaba sponsoru var mı?" sorusunu yöneltti.

Bir başka kullanıcı ise "Papa Twitter'da. Yakında annem de girer" dedi.

16. Benediktus 6 yıllık Papalık görevi boyunca İslam dünyası ile ilişkilerden kilise içindeki taciz skandallarına, eşcinsel din görevlilerinden HIV/AIDS ile mücadeleye birçok konudaki açıklamalarıyla tartışma yaratmış ve tepki çekmişti.

Vatikan sosyal medyanın daha etkin kullanımıyla Papa'nın imajını bir nebze düzeltmeyi umuyor.

6/28/2011

film şirketleri internetten korsan film izlemeye engel olmak için mahkemeye gidiyor

İngiltere'de film şirketleri, yapımların internet üzerinden korsan izlenmesine engel olmak için mahkemeye gidiyor.


Film şirketlerini temsil eden meslek kuruluşu, İngiltere'nin en büyük internet hizmeti sağlayan şirketi British Telecom'u Newzbin adlı siteye erişimi engellemeye zorlamak için dava açtı.

Dava, ülke tarihinde bir ilk.

6/27/2011

haksız rekabet ve tekelleşme suçlamasıyla google hakkında kapsamlı soruşturma ihtimali

Google'ın internet arama motoru sektöründe adil rekabete aykırı davrandığı yönünde iddialar şirket hakkında geniş kapsamlı bir soruşturma başlatılması bekleniyor.
Amerikan gazetesi Wall Street Journal'ın haberine göre, ABD'deki rekabet düzenlemelerinden sorumlu Federal Ticaret Komisyonu'nun yedi gün içinde Google hakkında bir soruşturma açma ihtimali sözkonusu.
Soruşturmada Google'ın kullanıcılarını onlara sunduğu arama sonuçlarıyla kendisine ait yan site ve hizmetlere yönlendirip yönlendirmeği araştırılacak.

Haksız rekabet ve tekelleşme suçlamalarıyla ilgili Google'dan henüz bir açıklama yapılmadı.

ABD'de internet üzerinden yapılan aramaların üçte ikisine sahip olan Google'ın rakipleri uzun zamandır, şirketin pazardaki hakim pozisyonunu kullanarak arama yapan kullanıcıları harita, alışveriş ve seyahat gibi kendi yan servislerine yönlendirdiği şikayetinde bulunuyorlar.
Birden çok soruşturma

New York Times konuyla ilgili haberinde Federal Ticaret Komisyonu'nun alt birimi olan Rekabet Bürosu'nun Google'a mahkeme çağrısı yapıp yapmaması, kurum içinde gayri resmi olarak tartışılmakta.

Financial Times ise Kaliforniya, New York ve Ohio'daki başsavcıların şirket hakkında tekelcilik suçlamasıyla soruşturmalar başlatmış olduklarını söyledi.

Bu arada, Avrupa Komisyonu halihazırda Google'ın pazar hakimiyetini haksız rekabete yol açacak şekilde kullanmakta olduğuna dair bir soruşturma yürütmekte.

Federal Ticaret Komisyonu'nun Google'a açacağı soruşturma şirketin ABD'da karşılaştığı en geniş kapsamlı ulusal yasal inceleme olacak.