Dünya

Dünya
ilgili kurum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilgili kurum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/19/2011

atatürkün sert dille yazdığı sansürlenen 21 sayfalık mektubu ortaya çıktı

Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın yeni çıkan “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu” adlı kitabında Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmamış 21 sayfalık mektubun orijinali yer alıyor.


Habertürk'ün haberine göre, Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmayan mektubu bulundu! Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu’’ adlı kitabında bu şaşırtıcı gerçeğin detayları ve Atatürk’ün sert bir dille kaleme aldığı 16-17 Ağustos 1931 tarihli 21 sayfalık mektubun tam metni ilk kez yayınlandı. Oral, Atatürk’ün Yalova’dan yazdığı mektubun 80 yıl boyunca gizlendiğini, bazı bölümlerinin tahrif edildiğini söyledi:
sansürlenen 21 sayfalık mektubu ortaya çıktı
atatürkün sert dille yazdığı


“Mektubun sadece birkaç satırı Türk Tarih Kurumu’nca yayınlandı. O satırlar arasında Atatürk’ün ünlü, ‘Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir! Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Siz buna razı mısınız?’ cümlesi de yer alıyor. ‘Siz buna razı mısınız?’ cümlesi bile sansürlenip kesildikten sonra Atatürk’ün bu ünlü sözü Türk Tarih Kurumu’nun merkez binasında mermer levhalara kazındı.’’
ATATÜRK ÇOK KIZMIŞ

Oral kitabında mektupla ilgili şu bilgileri veriyor: “(...) Konu ders kitaplarının hazırlanması ile ilgili. Atatürk tarih yazımı için ‘Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’ni görevlendiriyor. Cemiyet, liselerde okutulacak tarih kitaplarının yazımına başlıyor. ‘İslam Tarihi’ ve ‘Türklerin İslam’daki Yeri’ ile ilgili bölümü ise Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri hazırlıyor. Atatürk, Arap milliyetçiliğini ön planda tutan bu bölümlere itiraz ediyor, bazı düzeltmelerin yapılmasını istiyor. Ancak düzeltmeler istediği gibi yapılmayınca adeta ateş püskürüyor.”

MEKTUPTA NELER YAZIYORDU?

“Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanlar (...) Bir hırka ve bir hurma hikâyesi artık bir insanlık erdemi olarak gösterilmek felsefesi esas tutularak tarih yazılmamalıdır. Bunun gibi Arap ordularının birçok esirlerinden bir köle sınıfı vücuda geldiği bahsedilirken bu kölelerin Türk çocukları olduğu dile getirilerek hangi taraf için ne anlamda bir övünme nedeni arandığını araştırılıp incelenmeden Türk tarihi içine konulmamalıdır. Şüphesiz Türkler çok kahraman evlatlar (...) ilim, sanat ve bilhassa askerlik ve başkumandanlık mevkilerini elde etmişlerdir ve sonuçta Arap imparatorluğu unvanını taşıyan bütün memleketlerde birinci derecede güç ve hâkimiyet sahibi olmuşlardır. En nihayet Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanları emir ve iradelerine boyun eğdirmişlerdir.’’

'NOTLARI DÜZELTİRKEN...'

“Teyfik Beyefendi! (Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu) Zakir Kadiri’nin ahmakçasına notlarını düzeltirken bu noktalara dikkat buyurunuz. Sonradan uydurma bir eser meydana getirerek ardından pişman olmaktansa hiçbir eser meydana getirememek beceriksizliğini itiraf etmek daha iyidir. İlim alanında şüpheli olmak, Mısır’ın Camii Ezher’i mezunlarına inanmaktan daha iyidir.’’

ÇÖPTEN ÇIKTI

Oral, mektubun bulunuş hikâyesini şöyle anlatıyor:

“Beyoğlu Hazzopulo Pasajı’nda düzenlenen kitap ve fotoğraf müzayedelerinin birinde Türk Tarih Kurumu eski Genel Sekreteri Uluğ İğdemir’e ait çeşitli belgeler satışa çıktı. Bu belgeler içinde Atatürk’ün el yazısı mektup sayfalarının yıllar önce çoğaltılmış eski kopyaları da vardı. Belgeleri satın aldım. Dokümanları müzayedeye getiren sahaf arkadaşım belgelerin çöpten çıktığını söyledi.’’

ZAKİR KADİRİ KİMDİR?

Aslen Türkistanlı olan Zakir Kadiri Ugan 1878 yılında dünyaya geldi. Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nde eğitim gördü. Ders kitapları için hazırladığı İslam tarihi ve Türklerin İslam’daki Yeri konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre yazınca Atatürk’ü çileden çıkardı.
mynet

5/09/2011

ygs'de hiç bir soruyu işaretlemeyen öğrencinin altı yanlışı çıktı

YGS için bir dava daha açıldı... Sınava giren öğrencinin, Fen Bilimleri testinde hiç işaretleme yapmadığı halde 6 yanlışı çıktı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi veren Mehmet Mamu, YGS sınavında iki gün içinde bütün cevap anahtarlarının değiştiğini, hiç işaretlemediği halde Fen bölümünden 6 yanlış cevap göründüğünü belirtip oluşan şaibe tutarsızlıktan sorumlu olanların cezalandırılmasını istedi.

Mehmet Mamu, İzmir Adalet Sarayı’na gelip, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, YGS sınav kağıtlarına itiraz ettiğini, itirazı sonucu her bölümdeki sorularla ilgili doğru ve yanlış sayısının değiştirildiğini, yanlış ve doğru cevap sayısındaki değişiklikle kalınmayıp, bir de hiçbir sayfasına bakmadığı Fen Bilimleri bölümünden, 6 yanlış cevap verdiğine dair kendisine sonuç bildirisi gönderildiğini söyledi.

DHA'nın haberine göre; Mamu, kendisi gibi bir çok gencin geleceğini ilgilendiren son derece önemli bir sınavda böylesine lakayt hareket edilmesi, cevapların iki gün içinde değişebilmesi, cevap verilmeyen yerlerde cevap verilmiş gibi sonuçların çıkartılmasının, affedilecek bir durum olmadığını, sınavı düzenleyen ve sorumluluğu bulunan kişiler hakkında ceza davası açılmasını istedi.


Mamu, "Bizim ciddi olarak hazırlandığımız, geleceğimizi üzerine kurduğumuz bir sınavda böylesine kötü durumların ortaya çıkması bütün hayallerimi yıktı. Şimdi benim gibi bir çok insan bu sınavlardan ister başarılı olsun ister başarısız, sınav sonuçlarına nasıl güvenebilir. Kazanamadığım sınavı kazanmış, kazandığımız sınavı da aslında kazanmamış gibi hissetmez miyim? Bir ülkenin gençliğiyle böylesi şekilde oynamaya kimsenin hakkı yok. Bu ülkenin bütün gençlerinin üniversite de okumaya hakkı varken, böylesine kötü bir psikoloji de yaşatmaya kimsenin hakkı olamaz. Sorumsuzluk içinde olan sorumluların bulunmasını ve gençliğin hayatıyla oynadıkları için cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
mynet

12/13/2010

key davası sonuçlandı davayı açanlar mahkemeyi kazandı


Devletin yaptığı ödemelerden yararlanamayan hak sahiplerinin açtığı davalarda, mahkeme vatandaşın lehine karar verdi. Bu kapsamda davaları sonuçlanan hak sahipleri, KEY tutarlarını çalıştıkları kurumlardan tahsil etmeye başladı. 2008 yılında başlayan KEY ödemelerinden binlerce kişi evrakları bulunamadığı için yararlanamamış, milyonlarca kişi de düşük KEY tutarı almak zorunda kalmıştı.