Dünya

Dünya
içme suyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
içme suyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/21/2013

Fazla terleyenler artık su deposu olacak terden içme suyu üretilecek

su moleküllerinin akışına izin veren özel tasarlanmış bir membrandan geçiriyor.
Fazla terleyenler artık su deposu olacak terden içme suyu üretilecek
Fazla terleyenler artık su deposu olacak terden içme suyu üretilecek Makine, terin çıkması için kıyafetleri döndürüp ısıtıyor daha sonra çıkan buharı, yalnızca su moleküllerinin akışına izin veren özel tasarlanmış bir membrandan geçiriyor.
Makine, Göteborg’da Pazartesi günü kullanılmaya başlandı.

Ter suyundan içme suyu üreten aletin yaratıcıları, Pazartesi gününden bu yana 1000’den fazla kişinin ‘başkalarının terini içtiğini’ söyledi.

Üreticiler, bu yöntemle elde edilen içme suyunun musluk suyundan daha temiz olduğunu ifade ediyor.

Makine, Unicef’in tüm dünyada ‘780 milyon kişinin temiz suya erişiminin olmadığı gerçeğine dikkat çekmek’ için başlattığı bir kampanya için üretildi.

Makinenin tasarımcısı ve üreticisi mühendis Andreas Hammar, bölge halkının televizyonlarda gördüğü bir isim.

Televizyonda teknoloji programı Mekatronik’i de sunan Hammar, ‘ter makinesinin’ en önemli parçasının, HVR adlı şirket ve İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü tarafından ortak üretilen yeni su artıma bileşeni olduğunu belirtiyor.
Farkındalık yaratılıyor
lifleri ile diğer cisimleri tutan bir madde kullanıyoruz
1000’den fazla kişinin ‘başkalarının terini içti
BBC’ye konuşan Hammar, “Bu tekniğe membrane damıtma deniyor. Goretex’e benzeyen ve yalnızca buharın geçişine izin veren, bakterileri, tuzları ve kıyafetin lifleri ile diğer cisimleri tutan bir madde kullanıyoruz” dedi.

Hammar, ne kadar içme suyu elde edildiğini de şu sözlerle anlattı:

“Uluslararası Uzay İstasyonu’nda da astronotların idrarı için kullanılan benzer bir alet var ama bizimkini üretmek daha ucuzdu. Üretilen içme suyu miktarı, kişinin ne kadar terlediğine bağlı. Bir kişinin tişörtünden genelde 10ml, yani bir ağız dolusu içme suyu elde edilebiliyor.”

Makine, dünyanın en büyük gençler arası futbol turnuvası Gothia Kupa’sında sergilendi.

Organizasyonu düzenleyen Stokholm merkezli reklam ajansı Deportivo’nun yöneticisi Mattias Ronge, makinenin Unicef için farkındalık yaratılmasına yardımcı olduğunu fakat yapabileceklerinin sınırları olduğunu söyledi.

Göteborg'da havaların ‘çok kötü olması nedeniyle insanların beklediklerinden az terlediklerini’ belirten Ronge şöyle devam etti:

“Biz de makinenin yanına egzersiz bisikletleri yerleştirdik, gönüllüler deliler gibi bisiklete biniyor. Buna rağmen, gereken ter miktarı üretilenden çok daha fazla. Makine de hiçbir zaman toplu üretime girmeyecek. Su arıtma ilaçları gibi daha iyi çözümler var.”bbc türkçe

3/25/2013

Sebil gibi reklam panosu havadan içme suyu üretiyor

Pano, havadaki nemi süzerek temiz su üretiyor.'Havadan nem kapan' pano, Lima'daki Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesi UTEC ile Mayo reklam ajansının ürünü.


UTEC, "hayal gücünü hayata geçirmek" ve insanların sorunlarına teknoloji ve mühendislikle çözüm bulunabileceğini göstermeyi amaçladıklarını bildiriyor.

Üzerinde sadece "havadan içme suyu üreten pano" yazan reklam panosu, dediğini yapıyor. Pano şimdiye kadar 9000 litreden fazla, günde 96 litre su üretmiş.

Bu iş için başkentin güneyinde, herkesin temiz su bulamadığı neredeyse çöl gibi bir alanda bulunan Bujama köyü seçilmiş.

UTEC, sert iklim koşullarına ve az yağış almasına rağmen havadaki nem oranının yüzde 98'i bulduğunu belirtiyor.

Üniversitenin sözcüsü Jessica Ruas, "pano havadaki suyu alıyor ve suya dönüştürüyor. Bu kadar basit" diyor.

"Denizde dolu su var, ama içmeye uygun hale getirmenin maliyeti yüksek" diye de ekliyor.

Ruas'a göre bu sistem soruna daha yaygın bir çözüm olabilecek.

Jessica Ruas, "Reklam panosu şeklinde olması şart değil, önemli olan yaratıcılığın gelişme için taşıdığı önem" diyor.

Panonun içinde havadaki nemi yoğunlaştırıp süzen beş cihaz bulunuyor.

Elde edilen su ise panonun üzerindeki tanklarda depolanıyor.

Panonun içindeki sistemin maliyeti 1200 dolar.

İşin reklam yönüne gelince, pano ile "Peru'nun ihtiyacı olan yaratıcı beyinleri" daha sadece geçen yıl kurulan UTEC'e çekmek hedeflenmiş.

Ruas, gelecekteğin mühendislerine ilham kaynağı olmak istediklerini belirtiyor.

Yöre sakinlerinin memnunlukla karşıladığı pano, yoldan geçen sürücülerin ilgi odağı ve köydeki yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olmuş.

Ruas, "bu kadar büyük etkisi olacağını tahmin etmemiştik" diyor. bbc türkçe

8/31/2012

kanalizasyon suyunu dahi içme suyuna çevirecek müthiş buluş

Milliyet'te yer alan haberde Muhtar Kent’in sözünü ettiği icat 3. dünya ülkelerinin kaderini değiştirebilecek bir potansiyel taşıyor. Coca - Cola’nın arkasında olduğu ve Dean Kamen’in üzerinde çalıştığı icada Slingshot (Sapan) adı veriliyor.



Bu filtre sistemi, içine konan her hangi bir sıvıyı içme suyu haline getirme iddasında. Benzerlerinden çok farklı olduğu savunulan cihazın deniz suyunu, hatta kanalizasyonu serum olarak kullanılabilecek derecede steril hale getirebileceği söyleniyor.

Muhtar Kent yakında açıklanacak icadın arsenikli, kurşunlu ve kanalizasyon karışmış her türlü sudan binlerce litre içme suyu üretebileceğini söyledi. İcad 1000 litre içme suyunu bir saç kurutma makinesinin yarısı kadar enerji harcayarak üretiyor.

FİYATI 1000 DOLAR
Bir Slingshot cihazının tezek dahil her türlü enerjiyle çalışabileceği, her gün 1000 litre temiz su üreteceği ve 1000 - 2000 dolar arası bir fiyata satılacağı belirtiliyor. Dean Kamen bu filtrelerin dünyanın her tarafında kamuya açık yerlere yerleştirilmeseni hayal ettiğini söylüyor. Dünyanın en ücra köşelerine kadar ulaşabilmek için de Coca - Cola’nın dağıtım kanalları kullanılacak. Cihazların senelerce tamire ihtiyaç duymaması üzerinde de duruluyor.

Dünyada 1.1 milyar insanın temiz içme suyuna erişimi yok. Birleşmiş Milletler bu rakamın 2025’te 2.7 milyar kişiye ulaşacağını hesaplıyor. Kirli sular dünyada her yıl 4 milyon kişiyi öldürüyor. Slingshot başarılı olursa az gelişmiş ülkelerde bakterisiz, mikropsuz suya ucuza erişme imkânı sağlanacak.

ARAP YARIMADASI YEŞİLLENECEK
Uzun vadede Slingshot benzeri araçların deniz suyunu filtre ederek Arap Yarımadası dahil dünyanın birçok kurak köşesini yeşillendirmekte kullanılabileceği de tartışılıyor. Dünya sularının yüzde 97.5’i tuzlu, yüzde 1.8’i de buzul halinde. O yüzden kalan yüzde 0.7 tatlı suya erişim çok önemli. Yeni icadın bu oranı çok daha artırabileceği umuluyor. Muhtar Kent zirvede yaptığı açılış konuşmasında girişimciliğin önemine değinerek, “Girişimciler vites kutusuna benzer. Fikirleri harekete ve büyümeye çevirirler” dedi. e-kolay

7/19/2011

bu insanalar tatile çıkmak yerine tatillerini dünyanın çeşitli yerlerinde gönüllü çalışarak geçiriyorlar

Tembellik yapmak, sabahları istediğin saatte kalkmak, elini işe sürmemek. Bu birçokları için tatilin tam tanımı. Ancak bazıları otellerinin havuzu başında kokteyllerini yudumlamak yerine Güney Afrika’da aslanları koruma projesine katılıyor, Hindistan’da fırsatları kısıtlı kız çocuklarına eğitim veren okullarda öğretmenlik yapıyor, Gana’da AİDS konusunda aydınlatıcı çalışmalar yürütüyor ya da Tanzanyalıların temiz içme suyuna kavuşması için çaba sarf ediyor.
Kalkınmakta olan ülkelere destek

35 yaşındaki mühendis Tilmann Straub, üniversite öğrencisiyken sırt çantasıyla yaptığı seyahatlerde Tanzanya'yı ve insanlarını tanımış ve gördüğü yoksulluk karşısında tekrar bu ülkeye dönmeye karar vermiş. Uygulamalı jeoloji eğitiminde öğrendiklerini bu ülkenin insanlarıyla paylaşmak isteyen Straub, “Sınır Tanımayan Mühendisler Örgütü”nün de fahri üyesi. Bu örgüt gönüllülerin katkılarıyla, kalkınmakta olan ülkelerin su, enerji ve sıhhi tesisat alanlarındaki sorunlarına çözüm üretiyor. Straub, bölge halkı ile altı hafta beraber yaşadıklarını, onları yakından tanıdıklarını anlatıyor ve çok sıcak karşılandıklarını, her seferinde yeni tecrübeler edindiğini belirtiyor.

Çalışarak dinlenmek

2010’da tüm yıllık iznini kullanarak Tanzanya’da bir kız okulunda yağmur suyunun toplandığı bir depo inşaatına yardımcı olan Straub, "Bu çok heyecan verici. Ben öyle güneşe uzanan birisi değilim. Bu projeyi yürütmek de bir anlamda dinlenmek sayılıyor benim için.” diyor.

Kendi mesleğinde ya da bambaşka bir alanda

Tatilde benzeri projelerde gönüllü çalışanların sayısı artıyor. Yabancı ülkelerdeki kalkınma projelerinde gönüllü olarak çalışmak isteyenlere yardımcı olan "TravelWorks" adlı seyahat acentesinden Tanja Kuntz, bir yanda kendi mesleklerinde ama yabancı bir ülkede çalışmak isteyenler olduğunu belirterek, Kenya’da görev almak isteyen bir hemşireyi ya da Laos'ta çalışmak isteyen bir öğretmeni örnek gösteriyor. Kuntz, bir de Almanya’da iş sahibi olup, başka bir ülkede bambaşka bir meslekte çalışmak isteyenlerin olduğunu söylüyor ve, örnek olarak Hindistan’da çocuklara bakan bir avukat ile Afrika’da hayvanların korunması alanında görev alan Berlinli bir moda tasarımcısından bahsediyor.

Yaşın önemi yok

Kuntz, bu tür çalışmalar için insanın yaşının pek bir rol oynamadığını belirtiyor ve ekliyor: "Örneğin 73 yaşında emekli bir kadın var, şimdi üçüncü kez bizim aracılığımızla yurtdışında çalışıyor. Yani bir kere gönüllü çalışmanın tadına varıp, bunu sık sık tekrarlayanlar çok.”


© Deutsche Welle Türkçe


Rayna Breuer / Çeviri: Aydın Üstünel

Editör: Ahmet Günaltay

6/09/2011

şempanzeler yapılan zeka testinde bilim adamlarını şaşkınlığa uğrattılar

Almanya'nın Leipzig şehrinde şempanzeler üzerinde yürütülen bir araştırmada deneklerin bir su tüpünün içindeki fıstığa ulaşmak için geliştirdikleri yöntemler hayret uyandırdı.


Max Planck Evrim Enstitüsü'nde yürütülen çalışmada şempanzelerin kafeslerine yerleştirilen, ellerinin giremeyeceği darlıkta bir tüp içine birer fıstık tanesi yerleştirildi.

Kafeslere ayrıca şempanzelerin su içebilecekleri bir düzenek eklendi.
Araştırma ekibinden Daniel Haus


"Şempanzeler deneme-yanılma yöntemiyle değil düşünüp, sorunu kavrayıp, çözüm geliştirdiler."

Deneyde gözlemlenen şempanzelerden bir kısmı musluktan ağızlarına doldurukları suyu, fıstığın bulunduğu tüpe taşıyarak su seviyesinin yükselmesini sağladılar.

Böylece şempanzeler su yüzeyine çıkan fıstığa ulaşmış oldular.

Deneklerden biri ise ağzıyla gerçekleştirdiği su taşıma işlemini tekrarlamak yerine daha kolay bir yöntem keşfetti.

Su tüpünü idrarıyla dolduran şempanze böylece fıstığa daha kısa sürede ulaşmış oldu.

Araştırmayı yürüten ekipten Daniel Hanus söz konusu "zeki" şempanzenin ağzıyla su taşımaktan sıkıldığı için bu yaratıcı yöntemi geliştirdiğini söyledi.
Şempanzeler daha zeki

Deney hem goriller hem şempanzeler üzerinde gerçekleştirildi ve sonuçlar genç şempanzelerin daha başarılı olduğunu ortaya koydu.

43 şempanzeden 14'ü musluktan ağızlarıyla su taşıyarak fıstığa ulaşabileceklerini akıl edebildi, 7 şempanze ise bu işlemi tekrarlayarak fıstıklara ulaştılar.

Araştırma ekibini yöneten Doktor Hanus sonuçların genç şempanzelerin sorun çözme konusundaki kabiliyetini ortaya koyduğunu belirtti.

Hanus, deneklerin deneme-yanılma yöntemiyle değil, düşünüp, sorunu kavrayıp çözüm geliştirdiklerini söyledi.

Bilim adamı, ağzıyla su taşımak yerine idrarıyla sorunu çözen şempanzenin ise ilginç bir durum olduğunu ifade etti.

Doktor Hanus bu zeki şempanzenin, musluktan su taşıyarak fıstığa ulaşabileceğini kavrayabilmiş olmasına rağmen, bir adım öteye gidip yorulmadan sonuca ulaşmayı becerebildiği yorumunda bulundu.
4 yaşındaki çocuklar beceremedi

Araştırma şempanzelerle insanlar arasında yapılan bir karşılaştırmayı da kapsıyor.

4, 6 ve 8 yaşındaki çocuklardan oluşan denekler, benzer bir sorunu ağızlarıyla değil bardakla su taşıyarak çözmeleri gereken bir deneye tabi tutuldular.

Sonuçlar şempanzelerin sorunun çözümünde 4 yaşındaki çocuklara göre daha başarılı olduklarını ortaya koydu.

4 yaşındaki 24 çocuktan yalnız 2'si tüpteki su seviyesini yükseltmeyi akıl edebilirken, bu oran denek şempanzelerde daha düşük oldu.

Doktor Haus, 6 ve 8 yaşındaki çocukların başarı oranlarının şempanzelere göre daha yüksek olmasına rağmen sorunu çözerken gerçekten zorlandıklarına dikkat çekti.
bbc türkçe

5/29/2011

kuru bir yüzeye sahip olduğu inanılan ayın yüzeyinde ince tabaka halinde su bulundu

Daha önce kutup bölgeleri hariç kupkuru olduğu düşünülen Ay yüzeyinde ince bir tabaka halinde su bulunduğu belirlendi.
Hindistan Uzay Ajansı tarafından 2008’de Ay’ın yörüngesine oturtulan ilk Hint araştırma uydusu Chandrayaan-1’in taşıdığı “Moon Mineralogy Mapper-M3” adlı gözlem cihazıyla NASA’ya ait Cassini ve Deep Impact uzay araçlarının sağladığı verilere göre, Ay yüzeyindeki toprakta ince bir film tabakası halinde su bulunuyor.
Keşfi yapan araştırmacılar, Dünya’nın tek uydusu Ay’da iki ayrı tür su bulunduğunu belirterek, bunlardan birinin Ay yüzeyine çarpan buzdan meydana gelmiş göktaşları gibi bir dış kaynaktan geldiğini, diğerinin de tamamen Ay kaynaklı olduğunu düşünüyorlar. Bilim insanlarının tahminine göre, Ay toprağının yüzde 25’inde su bulunuyor. Keşfin, bilim dünyasının Ay’a bakışını kökten değiştireceğini belirten bilim insanları, keşfin Ay’da bir uzay üssü kurulması şansını da artırdığı belirtiyor.
hürriyet planet

5/05/2011

adıyamandaki musluklardan ham petrol akıyor içilmemesi için uyarı yapılıyor

Belediyeden petrol sızan depodaki 1000 ton suyun tahliyesi için muslukların açık bırakılması ve içilmemesi için hoparlörler aracılığıyla anonslar yapıldı. Adıyaman Valisi Ramazan Sodan, sorunun giderilmesine çalışıldığını ayrıca olayın kasıtlı olarak mı yoksa kaza sonucu mu gerçekleştiğini araştırdıklarını söyledi.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Adıyaman Bölge Müdürlüğü'nün Türmüz yolu üzerinde bulunan "Adıyaman- 1" lokasyonunun altında bulunan Kırkgöz İçme Suyu İsale Hattı'na ham petrol sızdı.

Spiralle Kesilmiş
Musluklarından akan suda petrol kokusu hissedenlerin belediyeye başvurmaları üzerine başlatılan araştırma sonrası sorunun Kırkgöz İsale Hattı'ndan kaynaklandığı belirlendi. İsale hattına giden belediye ekipleri ve TPAO görevlileri, TPAO tarafından açılan atık tahliye çukurunun içinde bulunan petrol borusunun spiralle kesildiğini ve suya ham petrolün bu şekilde sızıntı yaptığını saptadı.

Hemen isale hattından kente verilen su kesilirken, depodaki suyun da tahliye edilmesine başlandı.

Belediye hoparlörlerinden musluklardan su içilmemesi ve kesilinceye kadar da muslukların açık bırakılarak kirli suyun tahliye edilmesi istendi.

Sağlık Müdürlüğü yetkilileri de analiz için sudan örnekler aldı.

Su Ne Zaman Gelecek?
Adıyaman Valisi Ramazan Sodan, "Boru hattı spiralle kesilmiş ve sızıntı bundan kaynaklanmış. Şimdi bu olayın nasıl ve neden olduğunu güvenlik güçleri araştırıyor. Kaza mı, yoksa kasıt mı var araştırma sonunda ortaya çıkacak. Şu anda belediye ekipleri önlem aldı ve anons yaparak vatandaşları da uyardı. Petrol sızıntısı ile oluşan riskin ortadan kalkması için şu an tahliye işlemi yapılıyor. Tahliyenin tamamlanmasının ardından temiz içme suyunun verilmesine başlayacağız" diye konuştu.

Belediye Başkanı Necip Büyükaslan ise,"2'nci Çevre Yolu'nun kuzeyinde bulunan Yenimahalle, Cumhuriyet, Fatih, Kayalık, Karapınar, Narlıkuyu ve Petrol mahallelerimizde ikamet eden vatandaşlarımızın borularda biriken suyun tahliyesi için musluklarını su bitinceye kadar açık tutmaları gerekmektedir. Bu uyarıyı ilan yoluyla yaptık" dedi.
trt türk

2/06/2011

türkiye'de son 40 yılda sulak alanların yarısı kaybedildi

Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Türkiye’de son 40 yılda 2.5 milyon hektarlık sulak alanın yarısının yok olduğunu, 1 milyon 300 bin hektarlık sulak alanın da su sistemlerine müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliklerini yitirdiğini bildirdi.

Eğirdir, Beyşehir, Bafa, İznik, Sapanca ve Uluabat gölleri ile Büyük Menderes, Gediz ve Göksu deltaları ve İğneada Su Basar Ormanları ise kirlilik tehdidi altında.

WWF-Türkiye’nin (World Wildlife Fund - Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı) “Türkiye’nin sulak alanlarının korunması, sorunlar ve çözüm önerileri - 2011” Raporu’na göre, Türkiye’de son 40 yılda 2.5 milyon hektarlık sulak alanın yarısı yok olurken, yaklaşık 1 milyon 300 bin hektarlık sulak alan da su sistemlerine müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliklerini yitirdi. WWF’nin raporunda, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü Eğirdir Gölü’nün yanı sıra, Beyşehir Gölü, Bafa Gölü, Büyük Menderes Deltası, Gediz Deltası, Göksu Deltası, İğneada Su Basar Ormanları ve Gölleri, İznik Gölü, Sapanca Gölü ve Ulubat Gölü gibi sulak alanların da kirlilik tehdidi altında olduğu vurgulandı.

67 bin kaçak kuyu

WWF-Türkiye raporunda, 67 bin kaçak kuyunun bulunduğu Konya Kapalı Havzası’ndaki aşırı yer altı suyu kullanımına da vurgu yapıldı. Bilinçsiz su kullanımı ve aşırı yer altı suyu çekimi nedeniyle Tuz Gölü’nün yüzde 60 oranında küçüldüğü kaydedilen değerlendirmede, benzer sorunlar nedeniyle Hotamış Sazlığı’nın tamamen, Ereğli Sazlıkları’nın ise yüzde 85 oranında kuruduğuna dikkat çekildi. Rapora göre, Kulu Gölü yüzde 95, Beyşehir Gölü yüzde 75, Akşehir Gölü ise büyük ölçüde küçüldü. Doğal göl olma özelliğini yitiren Suğla Gölü ise DSİ tarafından depolama alanına dönüştürüldü.

Çözüm önerileri

Suya olan bakış açısı değiştirilmeli. Suyun kalite ve miktar bakımından birlikte ele alındığı, havza bazında, katılımcı ve talep yönetimi odaklı bir anlayışa dayanan Ulusal Su Yasası hazırlanmalı.
Su ile ilgili bütün verilerin toplandığı ulusal su veri tabanı oluşturulmalı.
Entegre havza yönetimi beslenmeli, sulak alanlar korunmalı.
Su altyapı projelerinin sosyal ve çevresel etkileri mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Kaçak su kullanımına son verilmeli. Yer altı sularının kullanımı en az düzeye çekilmeli. Tuzlu su artımı ve havzalar arası su transferi ‘sihirli formül’ değildir.
Tarım politikalarında ve uygulamalarında köklü değişimler gerçekleşmelidir. ? A.A

Suları alıp göçe zorluyorlar

DERELERİN Kardeşliği Platformu Dönem Başkanı Mehmet Gürkan, “Sularımızı elimizden alarak bizi göçe zorluyorlar” dedi. Gürkan, Rize Tek Gıda-İş Sendikası toplantı salonunda düzenlenen Derelerin Kardeşliği Platformu 1’inci Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, hidroelektrik santrallerin (HES), yenilenebilir enerji kaynağı olmadığını savundu. HES projeleri ile bölge halkının yaşam alanlarının yok edildiğini öne süren Gürkan, “Sularımızı elimizden alarak bizi göçe zorluyorlar. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan insanlar olarak buna müsaade etmeyeceğiz. Dedelerimizin bize miras bıraktığı bu toprakları biz de torunlarımıza bırakacağız” diye konuştu. Bölgede turizmin geliştirilmesi adı altında Samsun-Artvin arasında yayla yolu yapılacağını ifade eden Gürkan, “Buralara 5 yıldızlı oteller kondurarak suyu kaynağından ele geçirecekler. Artık canımızı alacaklar. Can suyu kalmayacak. Can suyu, ölmek üzere olan insana verilen son yudum sudur. Bunlar bizim ölüm emrimizi vermişler. Dereler kurudu. Derelerde artık can suyu diye bir şey akmıyor” dedi. Derelerin Kardeşliği Dönem Sözcüsü Ömer Şan da platform olarak kimseden destek almadıklarını kaydederek, “Derelerin Kardeşliği yerel bir harekettir. Bağımsız bir halk hareketi olarak hepimizin el emeği, göz nuru ile oluşan bir haykırıştır. Her türlü fon ve kaynaktan uzak durmuş, durmaya devam edecektir. Milyon dolarların telaffuz edildiği alanlarda yüreğimizle kendi öz toprağımızı savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
hürriyet gündem

1/11/2011

toroslar deliniyor konya ovasını suyla buluşturacak dev proje

KOP'un en önemli adımı olan, Konya Ovası'nı suyla buluşturacak ''100 yıllık rüya'' Mavi Tünel Projesi, tüm hızıyla devam ediyor. 2007 yılında temeli atılan 17 kilometrelik Mavi Tünel Hattı'nda çalışmalar 50 işçinin, 3 vardiya 24 saat çalışmasıyla sürdürülüyor.

Mavi Tünel kapsamında, Akdeniz'e boşalan Göksu Havzası'ndaki suların 414 milyon metreküplük bölümünün Konya'ya aktarılması, bu suyun tarım alanlarının sulanmasında kullanılması hedefleniyor.

DSİ 4. Bölge Müdürlüğü yetkileri, projenin ilk etabı olan 205 milyon metreküplük su depolama kapasitesine sahip olacak Bağbaşı Barajı ile Mavi Tünel'de çalışmaların sorunsuz şekilde devam ettiğini belirtti.

Torosların, yurt dışından getirilen özel bir makine ile delindiğini dile getiren yetkililer, tünelde günlük ortalama 25-30 metre ilerme kaydedildiğini söyledi.