Dünya

Dünya
hazır giyim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hazır giyim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/04/2012

Greenpeace'in zara zaferi firmayı 8 günde dize getirdi

Greenpeace hazır giyim markası Zara'ya sadece 8 günlük bir kampanyayla pes ettirdi. Baskılara dayanamayan Zara ürünlerini zehirli kimyasallardan arındıracağına dair güvence verdi.

Greenpeace hazır giyim ürünlerinin hazırlanışında kullanılan ve insan ve çevre sağlığı için zararlı olan kimsayallardan vazgeçilmesi için geçen yıl uluslararası kampanya başlatmış, C&A ve Marks&Spencer gibi markaların bu kampanya karşısında duyarlı davranıp pozitif adım atmasına rağmen Zara kampanyaya kulak asmamıştı. Uzun süre Zara'yı diyaloğa davet eden Greenpeace, bu çağrılar da sonuç vermeyince kısa süre önce İspanyol markasını parmakla gösteren medyatik eylemlere yönelmişti. Özellikle Avrupa'da yankı uyandıran bu eylemler üzerine Zara geçtiğimiz gün bir açıklama yaparak 2020 yılına kadar tedarik zincirinden ve ürünlerinden zehirli kimyasalları çıkarma sözü verdi.

Greenpeace, hazır giyim ürünlerinin hazırlanışında kullanılan "nonilfenol etoksilat" ve "fitalat" gibi maddeler ile renklendirici boyaların insan ve çevre sağlığı açısından olağanüstü zararlı olduğu konusunda dünya kamuoyunu uzun süredir uyarmaktaydı. Çevre örgütü, söz konusu ürünlerin yıkandıktan sonra doğadaki suya karıştıkları ve canlılar üzerinde hormonal bozukluklara, insan üzerinde de kanser hastalıklarına yol açtığını belirtiyor.

"Yıkamadan giymeyin"

Greenpeace, konu hakkındaki incelemesini, 29 ülkede 20 büyük hazır giyim markası tarafından satılan tişört, kot pantalon, elbise ve gömlek gibi 141 tekstil ürünü üzerinde uzman bilimadamlarıyla gerçekleştirdi. Bilimadamları incelenen ürünlerin yüzde 63'ünde insan ve çevre sağlığını doğrudan tehdit eden kimsayal maddeler bulunduğunu tespit etti. deutsche welle

12/25/2010

avrupa tekstil'de çini bırakıyor türkiyeye dönüyor

Global krizle beraber 2009 tüm dünyada ‘şaşkınlık yılı’ olarak geçmişti. Bu şaşkınlık döneminde ana ihracat pazarımız Avrupa ülkeleri, Çin’i bırakıp yakınlığı ve esnekliğiyle Türkiye’yi yeniden keşfetti. 2010’da yüzde 10’a yaklaşan artışla hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 14.5 milyar dolara çıkarken, tekstil ihracatı 7 milyar dolara dayandı. Fakat kârlılık 8 puan geriledi.

100 milyar doları aşan Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 20’den fazlasını hazırgiyim, konfeksiyon, tekstil ve deri ürünleri oluşturuyor. İstihdamda da öne çıkan sektörler, 2010’da 2009’a kıyasla çok daha başarılı bir yıl geçirirken, 2011 hedeflerini de yüksek tutmaya başladı. 2010 yılında söz konusu sektörlerin önemli artışlar yaşamasında, global krizle birlikte ‘şaşkınlık yılı’ olarak yaşanan 2009’da Türkiye’nin ana ihracat pazarlarında yeniden keşfedilmesi etkili oldu. Türkiye’nin yakınlığı yeniden keşfedildi. Esnek üretim gücü yeniden keşfedildi. Küçük adetli siparişlere burun kıvırmadığı yeniden anlaşıldı. Uzakdoğu’da (Çin) hem çalışan hem de enerji giderlerindeki artış ve o ülkelerdeki ekonomik kalkınma aradaki maliyet farkının azalması da bu yeniden keşif sürecini olumlu etkiledi. 2009 yılında dünya ekonomisindeki daralma, Türkiye’nin ihracatında azalmaya neden olurken, 2010 yılında toparlanma kendini iyice gösterdi. Sektörün en büyük derdi ise ‘kârlılıktaki azalma’ oldu. Bir önceki yıla kıyasla kârlılıkta 8 puan gerileme var.

Çifte bahar yaşandı

2010 yılında toparlanma bahar aylarında iyice ivme kazandı. Üretim bantları daha hızlı dönmeye, kapasite kullanım oranları artmaya başladı. Yalancı bahardan ürken sektör için adeta çifte bahar yaşanmaya başladı. Artan siparişler ve kapasiteler istihdamda da kendini gösterdi.

Lüks üretimi arttı

Daha önce Türkiye’den önemli tedarik sağlayan yabancı satınalma grupları 2010 yılında, rotayı yeniden Türkiye’ye çevirdi. Önceki yıllarda daha küçük adetlerde üretim yaptıran lüks markalar da Türkiye’deki üretimini artırdı. Bunda Avrupa’daki üretimlerini maliyetlerin göreceli olarak daha uygun olduğu Türkiye’ye kaydırılması etkili oldu. Türkiye bir yandan Uzakdoğu’dan bir yandan da Avrupa’dan üretim çekti. Bu durumun istikrarlı bir şekilde devam etmesi bekleniyor. Özellikle lüks markalar için Türkiye’nin ileriki yıllarda daha çok üretim yapmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Her şey bu kadar güllük gülistanlık da değil aslında. Biraz da olumsuzluklara değinmek gerekirse, sektörün düşük kurdan şikayetleri sürüyor. Üretim üzerindeki vergi, enerji ve çalışan maliyetlerinde talep edilen düzeltmeler 2010’da da yapılmadı. Bir diğer büyük risk ise IMF ve Avrupa Birliği’nin önce Yunanistan sonra da İrlanda’yı kurtarmak zorunda kalması. Krize sürüklenmesi muhtemel diğer Avrupa ülkelerinin de ismi dile getiriliyor. Sektörün ihracatının yüzde 80’ini gerçekleştirdiği bölgede meydana gelecek krizler, 2010 yılında yakalanan olumlu büyümeyi riske atıyor.

İhracat sadece yüzde 8 ithalat yüzde 33 arttı

TÜRKİYE Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, 2010 yılı için şu değerlendirmeleri yaptı: “Türkiye 2009’da hazır giyim, ayakkabı gibi ürünlere toplam 37 milyar TL harcadı. 2010’un tamamında yüzde 20 artışla 44 milyar TL harcadı. Türkiye iç pazarının 2011’de yüzde 10 büyüyerek 50 milyar TL’ye çıkmasını bekliyoruz. Hazırgiyim ihracatı 2010’da yüzde 8 artarken, 2011’de bu oran yüzde 6-8 arasında gerçekleşebilir. Öte yandan 2010 yılında ithalat yüzde 33 artışla 3 milyar dolar oldu. 2011’de 4 milyar dolara dayanacak. Sanayi üretiminde yüzde 8 artış oldu. Hazırgiyim sektöründe SSK’lı istihdam sayısı 2010 yılı Eylül ayı itibari ile 376 bine yükseldi. Yıl sonunda bu rakam 380 bin kişi olur. 2011’de de 390 bin kişiye çıkar. Fakat 2007’den bu yana kârlılığın 24 puan azalması sektörü zorluyor.”

180’den fazla ülkeye Türkiye ürünü gidiyor

TÜRKİYE, ABD ve Rusya olmak üzere Romanya, Kazakistan, Tunus ve İran gibi pazarlarda yüzde 60-123 arasında artış sağladı. Alternatif pazarlarla birlikte 2011’de hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının artması bekleniyor. Türkiye’den 180’in üzerinde ülkeye hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı yapılıyor.

Tekstilde ‘pamuk’ gibi bir yıl

2010 yılının sektörleri açısından ezberlerin bozulduğu bir yıl olduğunu hatırlatan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, pamuğun 140 yıllık tarihinde ilk defa 4 dolar seviyesine çıktığını, bu ortamda sektörün kapasite kullanım oranının yüzde 80’i aştığını söyledi. İstihdam açısından kriz öncesi günlere ulaşıldığını vurgulayan Gülle “İhracat rakamları açısından da kriz öncesi döneme ulaşıldı. 2010 yılı 6.6 milyar dolar ihracatla kapanıyor. Tüm bu olumlu gelişmeler ve Merkez Bankası’nın son faiz indirimi operasyonu 2011 hedeflerini yukarı doğru revize etmemizi sağladı. 2011’de yüzde 25’lik artışla 8 milyar dolar ihracat hedefliyoruz.”

2011 beklentileri yüksek 2008 yılı ilk kez geçilecek

İSTANBUL Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 2010 yılı ocak-kasım döneminde hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.3 artarak 13.2 milyar dolar olduğunu, yılın 14.5 milyar dolar ihracatla kapanacağını söyledi. Türkiye’nin en büyük 5 pazarı Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya ve İtalya’nın değişmediğini belirten Tanrıverdi, şu değerlendirmeyi yaptı: “2008’de gerçekleşen 15.7 milyar dolara ulaşılamasa da süreç olumlu sürüyor. 2011’de yıllık hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının 17 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. Ancak bu rakama ulaşmak için üretim maliyetlerinin yüksekliğinin ve döviz kuru üzerindeki sıcak para baskısının ihracat kesimi üzerindeki olumsuz etkilerinin hafiflemesini gerek.”
hürriyet ekonomi