Dünya

Dünya
hayvanların sırrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayvanların sırrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/13/2019

Tavuk kümesine avlanmaya giren Tilki nasıl av oldu

Tavuk çiftliğinde kümese dalan Tilki afiyetle midesine indirmeyi hesapladığı tavukların kurbanı oldu kapıları otomatik kapanan kümeste mahsur kalan tilkiyi tavuklar gagalayarak öldürdü

Tilki av oldu

Fransız haber ajansı AFP'nin haberine göre, Le Gros Chene tarım teknik lisesinin kümes alanına giren tilki, kümeste mahsur kaldı.

Kümes alanının otomatik kapılarının gün batımıyla birlikte kapandığı ve kitlendiği, tilkinin de bu yüzden kümesten çıkamadığı belirtildi.

Tavuklar Sürü içgüdüsüyle hareket etmişler

Ülkenin Brittany bölgesindeki okulun öğrencileri ertesi sabah tavukları kontrol etmek için kümese girdiklerinde tilkiyi ölü halde buldular.

AFP'ye konuşan okul müdürü Pascal Daniel, "Köşede cansız halde yatıyordu. Tavuklar bir sürü içgüdüsüyle saldırmışlar. Birlik olup tilkiyi gagalayarak öldürmüşler" dedi.

Organik yumurta üretimi yapan tavuk çiftliğinde tavuklar gün boyu serbest bir şekilde dolaşıyor, akşamları ise kümeslerde tutuluyor.

Okul müdürü Daniel, bir önceki tilki olayının birkaç yıl önce yaşandığını ve çok sayıda tavuğun öldüğünü anlatıyor. Kaynak: BBC Türkçe

3/15/2017

Örümcekler bir yılda 800 milyon ton et tüketiyorlarmış

Doğa ve Bilim dergisi Science of Nature tarafından yayınlanan araştırmanın sonucunda örümceklerin insanlardan fazla et tükettiğini ortaya çıkardı insanlar ise yılda 400 milyon ton et tüketiyor

800 milyon ton et tüketiyorlarmış
Deutsche Welle de yayınlanan haberde Bilim insanlarının bu konuda yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını Doğa ve Bilim ("Science of Nature") dergisi kamuoyuna açıkladı. Bilim insanları dünyadaki tüm örümceklerin her yıl tükettikleri böceklerin 400 ila 800 milyon tona ulaştığını hesapladı. Bir kıyaslama yapıldığında dünya çapında insanların her yıl 400 milyon ton civarında et ve balık gibi gıda maddelerini tükettiği ortaya çıkıyor.

Araştırmada sekiz bacaklı ve sonsuz iştahlı örümceklerin özellikle haşaratlar ve hastalık bulaştıran böcekler ile mücadelede çok önemli rol oynadıklarına dikkat çekiliyor. Bilim insanları “Umarız bu sonuçlar ve ortaya çıkan büyük miktarlar nedeniyle kamuoyu örümceklerin oynadığı bu önemli işleve gereken değeri verir” uyarısında bulunuyorlar.

8 bin hayvan türü de örümceklerden besleniyor


Araştırmacılar örümceklerin tüketim alışkanlıklarına ilişkin ilk kez bir bilimsel araştırma yapıldığını ve dünya çapında tüm örümceklerin 25 milyon ton ağırlığa ulaştıklarını kaydediyorlar. Bilim insanları ayrıca örümceklerin sadece kendilerinin çok iştahlı olmadıklarını, diğer yaratıkların iştahlarını da kabarttıklarını belirtiyorlar ve dünya çapında yaklaşık 8 bin farklı hayvan türünün sadece örümceklerden beslendiklerini saptıyorlar. KAYNAK: Deutsche Welle

3/28/2015

Nesli tükendiği zannedilen "Sihirli Tavşan" 32 yıl sonra ilk defa görüntülendi

Sihirli Tavşanlar Dünya üzerinde sadece Çin'de bulunuyor

Vahşi yaşam tutkunu tarafından Nesli tükendiği zannedilen "Sihirli Tavşan" ilk defa 32 yıl sonra böyle görüntülendi en son 1983 yılında görüntülenmişti.


Sihirli Tavşanlar Dünya üzerinde sadece Çin'de bulunuyor ve nüfuslarının 1000'den bile daha az olduğu bilinen "the ili pika" ya da sihirli tavşan en son 1983 yılında Çin'in kuzeyindeki Tianshian dağlarında keşfedilmişti.

Ancak o zamandan günümüze nüfuslarında %70'lik bir düşüş gerçekleşti. Bilim insanları tavşan familyasından geldiği bilinen ve bilimsel adı Ochotona iliensis olan yaratıklar hakkında henüz çok az bilgiye sahip.

Nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanların küresel ısınma dolayısıyla

Sihirli Tavşanlar Küresel ısınmaya kurban olabilir

Sihirli tavşanları 32 yıl sonra görüntülemeyi başaran vahşi yaşam tutkunu Li Weidong, "Bu hayvanların nesli tükenirse gerçekten çok üzüleceğim" şeklinde konuştu.




Nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanların küresel ısınma dolayısıyla bu acı sonla karşılaşabilecekleri belirtildi.

2/12/2014

Bu Köpek sahibinin mezarı başında 8 yıldır bekliyor

8 yıldır bekliyorBolu’nun Mengen ilçesinde bir köpek, sahibinin mezarı başında tam 8 yıldır nöbet tutuyor. Bu köpek, 2005 yılında vefat eden Bolu’lu gazeteci Satılmış Tan’a ait.

Kendisi o yıl, Mengen Aşçılar Festivali’nde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Küçük dostu ise, onu tam 8 yıldır mezarı başında hiç yalnız bırakmıyor. Her gün mezarlığa yakınlarını ziyaret etmeye gelen insanlar, bu köpeği nöbet tutar gibi beklediğini gördüklerinde hayrete düşüyorlar.

Sahibinin mezarını kendiliğinden bulan köpek, gündüzleri arada sırada dolaşsa dahi, geceleri muhakkak mezarın başında geçiriyor.(mihav.com)

12/01/2011

depremi önceden sezen hayvanların sırları aralanıyor

Kimi hayvanların depremlerden önceki olağandışı davranış biçimi neye dayanıyor?

Bilim adamları, bunun hayvanların sulardaki kimyasal değişimi sezme kabiliyetinden kaynaklanıyor olabileceğini düşünüyor.
Araştırmacılar, 2009 yılında İtalya'nın L'Aquila kentini vuran depremden birkaç gün önce yakınlardaki bir gölde yaşayan kurbağa sürüsünün topluca göç etmesi ardından konuyu mercek altına aldı.

Hayvan davranışlarını daha yakından takip ederek depremleri önceden tahmin etmenin mümkün olup olmadığını sorguluyorlar.

Journal of Environmental Research and Public Health (Çevre Araştırması ve Kamu Sağlığı Dergisi) adlı bilimsel yayında ayrıntıları yer alan araştırmada, basınç altındaki kayaların saldığı parçacıkların yüzeydeki su birikintilerinde yol açtığı kimyasal reaksiyon zinciri anlatılıyor.

Su kenarında ya da içinde yaşayan hayvanların, sudaki kimyasal değişikliklere son derece hassas olduğu bilinen bir gerçek.

Bu tip hayvanlar, kaya kütleleri en nihayet yerinden oynayarak depreme yol açmadan önce, sarsıntının gelişini sudaki değişimden hissediyor olabilir.

L'Aquila depremindeki kurbağa sürüsünün yanısıra, büyük bir yer sarsıntısından önce tanık olunan tuhaf hayvan davranışlarına başka örnekler de var.
Yılanların uyanışı

Sürüngenlerin, suda ve karada yaşayan yüzergezerlerin veya balıkların büyük bir deprem öncesinde garip davranışlar sergilediği bilgisi birçok ülkede yaygın biçimde dile getiriliyor.

Örneğin, 1975 yılında Çin'in Haicheng kentinde meydana gelen depremden yaklaşık bir ay önce, yılanların topluca yuvalarından çıkmaya başladığı görülmüştü.

Bu yıkıcı depremin Haicheng'i kış aylarında vurduğu düşünülecek olursa, yılanların kış uykusunu yarıda kesip kendilerini dondurucu soğuğun ortasına atması neredeyse intiharla eş anlama geliyor.

Kış uykusundan uyanan sürüngenler, topluca göçen yüzergezerler ya da yüzeye çıkan derin su balıkları gibi daha çok sayıda benzer anekdot var.

Ancak büyük çaplı depremler çok nadir gerçekleşen bir durum olduğu için, önceden doğada yaşanan olayları bilimsel bir gözle incelemek neredeyse imkansız gibi.

İtalya'nın L'Aquila kentindeki kurbağalar, işte bu noktada istisnai bir konumda.

İngiltere'nin Open University (Açık Öğretim Fakültesi) biyoloji bölümünde okuyan Rachel Grant, L'Aquila'daki kurbağaları yazdığı doktora tezi için şans eseri inceleme altına almıştı.

Grant, ''Depremden önce üç gün içerisinde göldeki 96 kurbağadan geriye bir tanesinin bile kalmadığını gördüm, gerçekten çok şaşırtıcıydı.'' diyor.

Bunun üzerine Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, Rachel Grant ile temasa geçerek araştırmaya dahil oluyor.
Kimyasal reaksiyon

Aşırı basınç altındaki kaya kütlelerinin kimyasal değişimini inceleyen NASA, L'Aquila'daki kurbağaların topluca göç edişinin bununla bir bağlantısı olup olmadığını gölün su numunelerini tahlil ederek araştırdı.

Labarotuvar testleri, kaya katmanlarının yüzeydeki su birikintilerinin kimyasını değiştirebildiğini ve bu durumun suda yaşayan canlılarda olağandışı davranışlar tetikleyebileceğini gösterdi.

NASA'da çalışan jeofizikçi Friedmann Freund, tektonik tabakaların yol açtığı türden muazzam bir basınç altında kalan kayaların, deprem öncesinde çevrelerine elektrik yüklü parçacıklar saldığını kanıtladıklarını söylüyor.

Yüzeye kadar çıkan bu parçacıklar hava veya su ile karşılaşınca reaksiyona girerek yeni moleküllerin oluşumuna neden oluyor. Örneğin suya karışınca ortaya hidrojen peroksit çıkabiliyor.

Kimyasal değişimin göl suyundaki organik çökeltiyi etkileyerek suda yaşayan hayvanlara karşı zehirli maddelerin oluşumunu tetiklediği düşünülüyor.

Fakat araştırmacılar, çok karmaşık bir mekanizmanın işlediği kanısında ve henüz kesin bir teoriye varmadan önce daha çok sayıda bilimsel teste ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyorlar.