Dünya

Dünya
hapis cezası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hapis cezası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/06/2011

bu hapishanede yüzme havuzu bikinili kızlar barbekü vs. var ama tek bir şey yasak

Venezuela'nın Margarita Adasında bulunan San Antonio Hapishanesi bildiğiniz hapishanelerden çok farklı...


Aslında hapishanenin dıştan görünümü sıradan bir hapishane gibi. Dev kapılar, çok sıkı güvenlik, onlarca görevli...


Ancak içeride ayrı bir dünya var.


New York Times'ın haberine göre, çoğu uyuşturucu kaçakçısı 2 bin civarında mahkumun kaldığı hapishanede neredeyse yok yok...

Hapishanenin 4 yüzme havuzu var. Dört havuzun çevresi, bikinili kızlarla dolu.

Etrafta kimileri mangal yapıyor. Kimisi sevgilisi ile bir odaya kapanmış. Bir kısmı da alenen uyuşturucu kullanıyor. Bu hapishanede müzik, dans, eğlence her şey serbest. Partiler sabahlara kadar sürüyor.

Mahkumların eşleri ve çocukları da içeriye rahatça girip çıkabiliyor.

Hal böyle olunca mahkumlar da hayatlarından oldukça memnun... Bir mahkum "burası dünyanın en güzel hapishanesi diyerek" duygularını özetliyor.

Bu hapishanede yasak olan tek şey ise "kaçmak".

Ancak, her şeye ulaşabilen bir mahkum neden kaçsın ki zaten?
trt türk

gözleri görmeyen yürüyemeyen konuşamayan gaziye devletten sayaç kırdın cezası

Ömür Gezdiren, Hakkâri’de 1998’de vatani görevini yaparken mayın patlaması sonucu gözlerini kaybetti, yürüyemez hale geldi. 1 yıl sonra da Parkinson hastası oldu. 7 ay önce annesiyle yeni kiraladığı evin elektrik bağlantısı için AYEDAŞ’a gitti. Görevliyle eksik evrak yüzünden tartışırken, bankonun üzerindeki elektronik sayaç yere düşüp kırıldı. Olaydan 7 ay sonra mahkemeden celp geldi. Anne ve oğlu, kamu malına zarar vermek suçundan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.
HAKKÂRİ Çukurca’da 1998’de vatani görevini yapan Ömür Gezdiren, mayın patlaması sonucu gözlerini kaybetti. Yürümekte ve konuşmakta güçlük çeken Ömür Gezdiren, uzun süre yoğun bakımda kaldı. Ömür Gezdiren, ilaçlar nedeniyle bir yıl sonra Parkinson hastası oldu. Vücudunun büyük bir kısmını kullanamayan 36 yaşındaki gazi, 7 ay önce annesi Oya Gözübüyük’le yeni kiraladıkları evin elektrik bağlantısı için AYEDAŞ’ın Bağlarbaşı’ndaki bürosuna gitti. Evrakları eksik olduğu için banko görevlileri Gezdiren ve annesine işlemlerinin yapılamayacağını söyledi. Gezdiren banko görevlisi Esin Çaylı’ya gazi olduğunu ve devletin gazilere tanıdığı yüzde 50 indirimden yararlanmak istediğini anlatmaya çalıştı. El ve ayaklarını güçlükle kontrol eden Gezdiren’e Çaylı sesini yükselterek, “İşlemleriniz evraklar gelmeden yapılamaz” dedi.

Sorun çıkarma

Gezdiren’in ellerini bilinçsiz oynatmasına anlam veremeyen kurumun güvenlik görevlisi Abuzer Aytepe, iddiaya göre belindeki silahı tutarak, “Sorun çıkarmayın, polis çağırırım” dedi. Oya Gözübüyük, “Ne sorunu, gerekli evrakları soruyoruz” yanıtını verdi. Bu sırada Gezdiren sandalyesinden kalkmak için görevlilerin bulunduğu bankoya tutundu. Ancak bankodaki elektronik sayaç yere düşerek kırıldı. Aytepe engelli olduğunu anlayamadığı Gezdiren’i kendisine müdahale edeceğini düşünüp yere yatırdı. Anne Gözübıyık ve çevredekilerin müdahalesi üzerine Aytepe boğazından tuttuğu Gezdiren’i bıraktı.

Gezdiren ambulansla GATA’ya, oğlunu güvenlik görevlisinin elinden kurtarmaya çalışırken boynunda ve sırtında ezikler oluşan Oya Gözübüyük de Üsküdar Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Anne oğul ertesi gün taburcu oldu. Gezdiren olayı anlatan dilekçeyi AYEDAŞ Genel Müdürlüğü’ne gönderdi. AYEDAŞ, 2 gün sonra evrak dahi istemeden Gezdiren’in evinde kullandığı elektrikte yüzde 50 indirim uyguladı. Olaydan 7 ay sonra Üsküdar 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nden gönderilen celpte, anne oğulun kırılan sayaç nedeniyle haklarında kamu malına zarar vermek suçundan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı bildirildi. İlk duruşma 30 Haziran’da yapılacak.

Savcı ifade almadı

AÇILAN davanın içeriğini avukatı aracılığıyla öğrenen anne Oya Gözübüyük, şunları söyledi: “Olayın ardından kuruma verdiğimiz dilekçeden korkan görevliler savcılığa şikâyette bulunmuş. Oğlum onları darp etmek istemiş ve kamu malına zarar vermiş. Savcılık, bırakın ifade almayı oğlumun ne halde olduğunu dahi görmeden iddianame hazırlamış. Oğlum görmüyor, yürüyemiyor ve konuşamıyor. Bu haldeki bir insan nasıl olur güvenlik görevlisini darp edebilir. Oğlumun gazi olmasını bir kenara bırakın, tamamen engelli bir insana yapılan bu haksızlık hangi vicdana ve akla sığar?”

Güçlükle konuşan Gazi Ömür Gezdiren ise “Güvenlik görevlisi ne olduğunu anlamadan boğazıma sarılarak beni yere yatırdı. Bayıldığım için daha sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Olayla ilgili savcı benim ifademi almadı. Beni hiç görmedi. Davayı nasıl açtı bilmiyorum” diye konuştu.
hürriyet gündem

5/18/2011

imf başkanının taciz ettiği new yorklu otel görevlisinin resmi yayınlandı

Tüm dünyanın fotoğrafını görmek istediği kadın dün ilk kez internet sitelerinde açığa çıktı. 62 yaşındaki IMF Başkanı'nın otel odasında taciz ettiği iddia edilen kadının fotoğrafı, internete sızmasının ardından hemen kapatılan Facebook hesabından alınarak yayınlandı.

Hürriyet'in haberine göre Batı Afrika ülkesi Gine'den 7 yıl önce ABD'ye taşındığı bildirilen Ophelia Famotidina’nın 1979 doğumlu olduğu görülen profilde, işi için “Maid” (Kat görevlisi, hizmetçi) ifadesi yer alıyor. Siyahi kadının ABD’de göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Bronx semtinde oturduğu görülüyor.


Müslümanmış

15 yaşında bir kız çocuğu annesi olan kadın hakkında elde edilen bir başka bilgi ise Müslüman olduğu. Dul olduğu bildirilen kadının abisi, kız kardeşinin, olay sonrası götürüldüğü St. Luke's hastanesinden ilk kendisini aradığını belirterek, "İlk sözleri 'Biri bana çok kötü bir şey yaptı' oldu. O günden bu yana ağlıyor, göz yaşları dinmiyor. Kendisine niye bu saldırı yapıldı anlayamıyor. Kendisi iyi bir Müslüman'dır" diye konuştu.

Kadının avukatı Jeffrey Shapiro ise müvekkilinin, olaydan önce Dominique Strauss-Kahn'ın kim olduğu hakkında hiçbir fikrinin olmadığını, saldırının cumartesi günü öğleden sonra meydana geldiğini, pazar günü bir arkadaşından Strauss-Kahn'ın kimliğini öğrendiğini söyledi.


İntihar endişesi

Öte yandan cinsel saldırı suçlamasıyla tutuklanmasının ardından New York'taki Rikers Island cezaevine konan Strauss-Kahn'ın, 14 metrekarelik tecrit hücresinde kendisini öldürmediğinden emin olmak için 24 saat boyunca izlediği belirtildi.

Islah Dairesi'nin sözcüsü Stephen Morello, Strauss-Kahn'ın yattığı kanatta 14 hücrenin bulunduğunu, normalde kızamık ve verem gibi hastalıklara yakalanan mahkumlar için ayrılan bu bölümde şu anda IMF Başkanı'ndan başka kimsenin kalmadığını söyledi.

Morello, tutuklu olduğu için cezaevi üniforması giymesi gerekmeyen Strauss-Kahn'a, kaldığı kanatta dolaşması için zaman zaman hücresinden ayrılmasına izin verileceğini, her gün bir saatliğine dışarı çıkabileceğini, bu durumda diğer mahkumlarla karşılaştırılmayacağını ve kendisine gardiyanların eşlik edeceğini sözlerine ekledi.

Islah görevlilerini temsil eden sendikanın başkanı Norman Seabrook da, Strauss-Kahn'ın, cezaevine konulurken yapılan değerlendirmede doktorların endişelenmesine neden olacak birşey yaptığı veya söylediği için intihar ihtimaline karşı 24 saat süreyle izlendiğini belirtti.
cumhuriyet portal

10/17/2010

sevgilisini öldürdü sadece üç yıl ceza aldı

sevgilisini öldürdü sadece üç yıl ceza aldı ABD'nin Ohio eyaletinde bir kadın, sevgilisinin üzerine oturarak ölümüne neden oldu, 3 yıl hapis cezası aldı.

üç yıl ceza aldı

Geçtiğimiz yaz meydana gelen olayda, Mia Landingham adlı 136 kg ağırlığındaki kadın, 54 kilo ağırlığındaki sevgilisi Mikail Middleston-Bay ile kavga etti.
Sevgilisine kızan 136 kilo ağırlığındaki kadın, adamın üzerine oturarak ölümüne neden oldu.

Mia Landingham olay sonrası tutuklandı. Sevgilisini öldürmekten yargılanan kadına 3 yıl hapis cezası verildi.

Çocuğunun babasını öldürdüğü için pişmanlık duyduğunu belirten Landingham hapis cezasını çektikten sonra 100 saatlik de kamu görevi yapacak.

Haberin içindeki fotoğraf temsilidir.
mynet

4/22/2010

çocuklarından birini çalmak isteyeni bıçaklamıştı

Siz olsaydınız ne yapardınız? İkiz çocuklarından birini çalmak isteyen Mustafa Çakmak'ı bıçaklamıştı

çocuklarından birini çalmak isteyeni


Adana'da, ikiz çocuklarından birini çalmak isteyen 46 yaşındaki Mustafa Çakmak'ı bıçaklayan, kaçmak için 2'nci kattan atlamasıyla da ölümüne neden olduğu iddia edilen 30 yaşındaki Mehmet Atakul, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı, eşi 38 yaşındaki Yasemin Atakul'un ise beraatına karar verildi.
5 Ağustos 2009’da meydana gelen olayda, iddiaya göre Mustafa Çakmak, saat 03.00 sıralarında Hanedan Mahallesi’nde Atakul Ailesi'nin kiracı olarak oturduğu eve girdi. Yasemin ve Mehmet Atakul çiftinin, havanın sıcak oluşu nedeniyle, 2 yaşındaki kızları Gülten ve olay tarihinde 1.5 aylık olan ikizleri Mustafa ve Ramazan Atakul ile birlikte balkonda yattığı evde, ikizlerden Ramazan ağladı. Bebeğe mama hazırlayıp, odaya geçtiği sırada diğer ikiz bebeği alan Mustafa Çakmak ile karşılaşan Yasemin Atakul, çığlık atarak eşinden yardım istedi. Gürültüye uyanan Mehmet Atakul, eşinin verdiği bıçakla, yatak odasına saklanan Çakmak'ı bıçakladı. Yaralanan Çakmak, kaçmak için 2'nci kattaki evin balkonundan atlayınca yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan Atakul çifti, çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, çift hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Atakul çifti, bugün karar duruşmasına çıktı. Mehmet Atakul, yaşadığı dehşet anlarını şöyle anlattı:

“Eşime bıçak getirmesini ve polisi aramasını söyledim. Bıçağı elime alarak hırsıza dışarı çıkmasını söyledim. Bunu fark eden hırsız birden dolaptan çıkarak pencereye doğru kaçtı, dizini vurduğu camı kırdı ve pencereyi açtı. Aşağıya atlamakta tereddüt edince elimdeki bıçağı salladım sanırım kalçasına isabet etti. Sonra aşağı atladı bir daha da kalkamadı. Yaralandığını görünce ambulansı çağırdım.”
Yasemin Atakul ise bebeğinin ağlamasıyla kardeşini kurtardığını dile getirdi. Hırsızın kucağında bebeğini gördüğünde şoke olduğunu anlatan Yasemin Atakul, “Gece bebek huysuzlanınca karınlarını doyurmak için kalktım. Benimle karşılaştığında hırsız bana sürekli sus diyordu. Çok korktum. Çocuğumu sıkıca tutmuştu. Kocama seslenince Mustafa’yı bir anda kanepeye fırlattı. Kocam içeri geldi, benden bıçak ve polise haber vermemi istedi. Adamla göz göze geldiğim anı hala unutamıyorum. Eşimin evde olmadığı bir zamanda olsaydı ne yapardım bilmiyorum. Allah yüzümüze baktı. Bebeği alıp satacak mıydı yoksa, organ mafyasına mı verecekti anlayamadık. Ama Mustafam ağlamasaydı belki de bebeklerim şimdi olmayacaktı” diye konuştu.
 

4/11/2010

Fişi çekildi, hayata döndü

Fişi çekildi, hayata döndü Komadaki 26 yaşındaki genç, yaşam destek ünitesinin kapatılmasından sonra uyanarak ailesini ve doktorları şoke etti.

hayata döndü

Nick Verron, annesinin vedasının ardından makineden bağımsız olarak nefes almaya başladı. Vernon'un bağlı olduğu yaşam destek ünitesi kapatılmış, hayatta kalmasını sağlayan ilaçlar da kesilmişti.

Tüm ümitlerin bittiği ve ölümün kabullendiği anda herkesi şoke ederek nefes almaya başlayan Vernon, birkaç hafta içinde gözlerini açtı ve tekrar oturup, konuşabilmeye başladı.


Tıbbi bir açıklaması yok, bir mucize gibi

26 yaşındaki genç geçen yıl 4 Temmuz'da Dorset, Bournemouth'da saldırıya uğramış ve başına tornavida saplanmıştı. Verron o zamandan beri komada bulunuyordu.
Annesi, "İkinci kez ilk nefes alışında yanındaydım" derken, şimdi tekerlekli sandalyede olan Verron, "Bana olan şeyin tıbbi bir açıklaması yok, bir mucize gibi" diye konuştu.
Verron'a saldırdığında 17 yaşında olan Jason Teelin adlı genç yedi yıl hapis cezasına mahkum edildi.
  MYNET HABER