Dünya

Dünya
avrupa birliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
avrupa birliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/19/2011

kaçırılan çocuklar ingiltere'de yasadışı olarak 16 bin sterline satılıyor

İngiltere Parlamentosu'nda gerçekleştirilen bir tartışmada, kaçırılarak İngiltere'ye getirilen çocukların, 16 bin sterline satıldığı ifade edildi.

Tartışmayı yöneten Muhafazakar Partili meclis üyesi Mark Field, insan kaçakçılığının "köleliğin günümüzdeki biçimi" olduğunu söyledi.

Field, insan kaçakçılığının mağdurlarını büyük ölçüde kadın ve çocukların oluşturduğunu aktardı ve mağdurların hizmetçilik yapmaya zorlandığını ya da fuhuş sektörüne itildiğini ifade etti.

İnsan kaçakçılığında görülen artışı da Field şu sözlerle anlattı: "İnsan kaçakçılığının fazla risk taşımadığı düşünülüyor. Londra'nın merkezinde, 10 kızın çalıştırıldığı bir genelev haftada 20 bin sterlin kar edebiliyor. Üstelik, uyuşturucu kaçakçılığı söz konusu olduğunda geçerli olan şiddet ve risk olmaksızın."

Field, sözlerine "mağdurlar toplumdan kopuk ve yaşadıklarını anlatmakta zorluk çekiyor" diyerek devam etti ve yasadışı yollarla ülkeye giren göçmenlerin sınırdışı edilmekten korktuğunu anlattı.

Ancak, Field insan kaçakçılığının mağdurlarının toplumun çok da dışında olmadığını da ekledi: "Bu kişilerin sömürüldüğü yerler arasında şehirlerin çeperlerindeki mahalleler, ülkenin kırsal bölgeleri ve kıyı sahilleri var."

İçişleri Bakanı Damien Green de, hükümetin bu durumu sona erdirmek için elinden geleni yaptığını söyledi.

İngiltere hükümeti geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği'nin insan kaçakçılığını önlemeye yönelik sözleşmesini imzaladı, ancak bu suçla mücadele stratejisini yayınlamayı Haziran ayına erteledi.
bbc türkçe

5/03/2011

kıbrısta başpiskoposun ab'ye üye olmak için yalan söyledik sözleri adayı karıştırdı

Rumlar dini liderlerine ateş püskürdü, gazeteler "Hazret unufak etti" ve "Konuşma Hrisostomos" manşetleri attı.

Kıbrıs'taki referandumun üzerinden tam 7 yıl geçtikten sonra Rum tarafından tarihi itiraflar geldi.

Yunanistan'daki SKY televizyonuna demeç veren Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, Güney Kıbrıs’ı ayağa kaldıran açıklamalar yaptı.

Rum tarafının müzakere masasında neredeyse Türk tezlerine yaklaşan tavizler verdiğini söyleyen Başpiskopos Hrisostomos, "Kıbrıs Cumhuriyeti 2004 yılında Annan Planını kabul edeceğini belirterek, Avrupa Birliği üyeliği için Avrupa’yı kandırdı" dedi.

Hrisostomos'un açıklamaları şöyleydi: "Türklere verilen kabul edilemez tavizler Helenizmin Kıbrıs toprağındaki devamını tehdit ediyor. Siyasiler tarafından yönetilen milli davada, 50 yıl içinde Kıbrıs’ın yarısı kaybedildi, şimdiyse tamamı tehlike altındadır."

Çözüm çabalarına da değinen Başpiskopos, Rum Yönetimi eski lideri Glafkos Klerides’in, AB’ye, Güney Kıbrıs’ın üyeliğine karşılık, Kıbrıs sorununu Annan Planı temelinde çözme sözü verdiğini söyledi.

Başpiskoposun itiraf niteliğindeki açıklamaları, Rum tarafını karıştırdı. Başta siyasiler olmak üzere medya da dini liderlerine ateş püskürdü.

Dini lidere öfke manşetlerdeydi. Polisitis gazetesi, "Konuşma Hrisostomos" başlığını kullandı. Fileleftheros gazetesi "Hükümet ve AKEL Başpiskopos’a ateş püskürdü. Din adamı gibi değil politikacı gibi davranıyor" ifadelerine yer verdi. Haravgi gazetesi ise "Hazret içteki birliği yine unufak etti" manşetini attı.

Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu Başpiskopos’un Rumlara ve milli davaya zarar verdiğini ileri sürerek açıklamalarının iç cepheyi paramparça ettiğini savundu.

İktidardaki AKEL partisinin lideri Andros Kiprianu da, II. Hrisostomos’u bölücülükle suçladı ve halka kötü örnek olduğunu söyledi. Kiprianu "Açıklamaları yabancıların eline Kıbrıs Cumhuriyeti’ni cezalandırması için koz veriyor. Başpiskopos politikacı gibi davranıyor, halkı bölecek konuşmalar yapıyor" dedi.

Muhalefet liderleri de Başpiskopos’un açıklamalarını sert dille eleştirdi. Ana muhalefetteki Demokratik Seferberlik Partisi lideri Nikos Anastasiades, Hrisostomos’un açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirterek din adamlarının siyasete müdahale etmesini eleştirdi.
mynet

4/18/2011

ekonomisi canlı olmasına rağmen avrupa birliğinden en çok yardım alan ülke türkiye

İngiltere'de yayımlanan Sunday Times gazetesi, Avrupa Birliği'nin gelişmekte olan ülkelere yaptığı yardımlarla her yıl milyarlarca doları "çarçur ettiğini" yazdı.

Gazeteye göre yıllık yaklaşık 16 milyar dolar kalkınma bütçesi olan Avrupa Komisyonu, bu paranın bir bölümünü Sierra Leone'de kimsenin uğramadığı dev bir sağlık merkezi, Mali'de üç yıl içinde sadece altı kişiyi işe yerleştirebilen iş ve işçi bulma merkezi ve bir Belçikalı grubun Afrikalılara dans öğretmesi gibi projelere aktardı.

Halkın yarısının günde bir dolardan daha az parayla geçinmek zorunda kaldığı Burkina Faso'daki dans projesi AB'ye 650 bin dolara mal oldu.

Sunday Times, Avrupa Birliği denetçilerinin komisyonu, yapılan yardımların nereye gittiğini sorgulamamakla suçladığına dikkat çekiyor.
İlk 10

Haberde, yılda yaklaşık 800 milyon dolarla AB'den en fazla kalkınma yardımı alan ülkenin Türkiye olduğu belirtilerek şöyle deniyor:

"İngiltere'nin yıllık 12,5 milyar dolarlık yardım bütçesi var. Bu yardımın yüzde 18'i Avrupa Birliği üzerinden veriliyor. İngiltere, komisyonun yardım programının izlenebilir olmadığını ve yeterince yoksulluğu azaltma hedefine odaklanmadığını söylüyor. Örneğin, canlı bir ekonomiye sahip olan, gelişmiş, orta gelirli bir ülke olmasına rağmen, Türkiye Avrupa Birliği'nden en fazla yardım alan ülke."

2009 verilerine göre, AB'den en çok yardım alanlar listesinde Türkiye'yi sırasıyla Filistin yönetimi, Afganistan, Kosova, Sırbistan, Fas, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Sudan, Mısır, Mozambik, Mali, Sierra Leone ve Liberya izliyor.
'Yardım parasıyla özel uçak'

Sunday Times'a göre, AB yardımlarının bir bölümü Avrupalıların öfkelendiren kuralların geçerli olduğu ülkelere gidiyor.

Örneğin AB'den son beş yılda 750 milyon dolar yardım alan Malavi'de kalabalığın arasında gaz çıkarmak yasak.

Basın özgürlüğünün sınırlı olduğu ülkede eşcinsellik 14 yıl hapisle cezalandırılıyor.

Bu kişiler mahkumken ağır işlerde çalıştırılıyor.

Malavi Cumhurbaşkanı Bingu Mutharika'nın makam uçağını AB yardımlarıyla aldığı öne sürülüyor.
bbc türkçe

4/03/2011

düşünce kuruluşu ecfr'nin avrupa birliğine türkiye için kırıklarla dolu karnesi

Brüksel merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (European Council on Foreign Relations) adlı etkin düşünce kuruluşu, Avrupa Birliği'nin dünya sahnesindeki politikalarının bir karnesini çıkardı.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR), üye ülkelerin ve AB kurumlarının uluslararası politikada geride bıraktığımız 2010 yılı boyunca hangi alanlarda başarılı olduğunu ve hangi alanlarda yetersiz kaldığını derecelendiriyor.

ECFR'nin karnesinde AB'nin başarısızlıkları arasında Türkiye'ye ilişkin politikaların sıkça adı geçiyor.

Düşünce kuruluşu, AB'yi 2010 yılında en çok bölen konunun Türkiye olduğu tespitinde bulunuyor.

A'dan F'ye doğru inen bir not çizelgesine göre AB politikalarını değerlendiren ECFR, Türkiye ile ikili ilişkilerde AB'nin performansını D+ olarak bir hayli başarısız bir haneye yerleştiriyor.

ECFR, Fransa ve Almanya'nın Türkiye'nin AB üyeliğine açıkça karşı çıktığı, Kıbrıs'ın görüşmelerde veto tehdidini sürdürdüğü ve Yunanistan'ın hevesli bir Türkiye destekçisiyken şu an sürece seyirci kaldığı bir ortamda, Türkiye'nin üyeliğini destekleyen kampı İngiltere, İspanya, Finlandiya, İsveç ve İtalya'nın yanısıra Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin çoğunluğu olarak tarif ediyor.

Örgüt, AB içindeki bu bölünmenin birliğin Türkiye üzerindeki nüfuzunu olumsuz etkilediği kanısında.
'Türkiye uzaklaşıyor'

ECFR, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda AB'nin bilhassa 2002-2006 döneminde Türkiye üzerinde sahip olduğu etkinliğini artık önemli ölçüde yitirmiş olduğunu kaydediyor ve AB'nin insan hakları açısından Türk iç siyasetini etkileme gücüne C- notunu uygun görüyor.

Türkiye ile AB arasında bölgesel konulardaki ilişkilere verilen not da gene C- olarak belirlenmiş.

ECFR, 2010 yılında Türkiye'nin özellikle Orta Doğu'daki komşularıyla izlediği politikalarının, AB'nin öncelikli politikalarından uzaklaştığına dikkat çekiyor. Bu hususta en çarpıcı iki örnek Türkiye'nin İran'a yönelik yeni yaptırımlara koyduğu muhalefet ve İsrail ile arasının açılması olarak değerlendiriliyor.

ECFR, Kıbrıs konusunda AB'nin Türkiye ile ilişkisine ise D+ notunu vererek başarısız sayıyor.

Dış politika karnesinde AB'nin en başarısız bulunduğu konular arasında Türkiye'ye ilişkin politikaların ağırlıkta olduğu gözleniyor.

Buna karşılık ECFR'nin A notunu layık gördüğü AB politikaları da var.

Terörle mücadele konusunda ABD ile oluşturulan işbirliği ve bilgi paylaşımı, AB'nin etkinliğini kanıtladığı kayda değer başarılarından biri olarak anılıyor.

ECFR, 2010'da İran'ın nükleer tesislerine verilen uluslararası tepkinin koordine edilmesinde de AB'nin başarılı bir dış politika sergilediğine hükmediyor.
bbc türkçe

12/22/2010

türkiye avrupa birliğine giremesse osmanlı imparatorluğu kurulur

1 Ocak’tan itibaren AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenecek Macaristan Dışişleri Bakanı Janos Martonyi, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine ilginç bir çıkışla destek verdi. Martonyi, “Ya AB’nin dışında yeni bir Osmanlı İmparatorluğu kurulacak ve AB’nin rekabetçisi olacak. Ya da Türkiye, AB üyesi olup güçler birleşecek” dedi.

AVRUPA Birliği Dönem Başkanlığı’nı 1 Ocak’tan itibaren altı aylığına üstlenecek olan Macaristan, Türkiye’ye sıcak mesajlar verdi ve AB’yi de uyardı. Macaristan Dışişleri Bakanı Janos Martonyi, “Ya AB’nin dışında yeni bir Osmanlı İmparatorluğu kurulacak ve AB’nin rekabetçisi olacak. Veya Türkiye AB üyesi olup, güçler birleştirilecek” dedi.
Janos Martonyi, Brüksel’den yayın yapan ABHaber’e verdiği demeçte, “Ben Türkiye’nin AB üyeliğinin birliğe önemli avantajlar sağlayacağını savunuyorum. Türkiye’nin AB üyeliğinin büyük bir stratejik seçim olacağını düşünüyorum. Türkiye’nin AB üyeliğini önemsiyorum. AB-Türkiye müzakere sürecinin ilerlemesi için ne yapılması gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu. Martonyi, Türkiye ile ‘Rekabet’ başlığını da kısa sürede müzakereye açmayı planladıklarını söyledi. Martonyi, Türkiye’ye ise “Yılgınlığa kapılmayın, müzakere sürecine kararlılıkla devam edin” mesajı gönderdi. Martonyi şunları söyledi:
“Türkiye-AB sürecinde yaşanan sorunları biliyoruz. Sorunlar var. Kızgınlıklar var. Türkiye’nin bu süreçte yılgınlığa düşmemesi gerekiyor. Kararlılık ve ısrarla müzakere sürecine devam edilmesi lazım. AB Dönem Başkanlığımız sırasında Türkiye ile müzakereleri daha da ileriye götürmeye çalışacağız. Rekabet başlığını kısa sürede açmayı planlıyoruz.” Martonyi, Türkiye ile AB arasında özellikle ikili düzeyde yaşanan siyasi sorunların aşılabilmesi halinde üyelik sürecinin hızlanacağını belirtti.
hürriyet dünya